Kayıhan Pala’dan İSG Kanunu uygulamasına ilişkin önemli çıkış
Kayıhan Pala’dan İSG Kanunu uygulamasına ilişkin önemli çıkış
CHP Bursa Milletvekili Prof. Dr. Kayıhan Pala, 6331 Sayılı İSG Kanunu'nun 2025'te yürürlüğe girecek maddelerini geciktirmenin sorun olduğunu vurguladı. İSG hizmetlerinin yaygınlaşması için çalışan sayıları ve profesyonellerin durumu da ele alındı. Sağlıklı ve güvenli çalışma ortamı için adımların artık atılması gerektiği belirtildi.
Haber Giriş Tarihi: 23.12.2024 11:08
Haber Güncellenme Tarihi: 23.12.2024 11:14
Kaynak:
Ayşegül Eliaçık Güdük
CHP Bursa Milletvekili Prof. Dr. Kayıhan Pala, 20 Aralık 2024 tarihinde, 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) Kanunu’nun uzun süredir ertelenen maddelerinin 2025 yılında yürürlüğe girecek olmasına ilişkin kapsamlı bir yazılı soru önergesi sundu. Kanunun 2012’de çıkmasına karşın, özellikle 50’den az işçi çalıştıran az tehlikeli işyerleri ile kamu kurumlarında İSG hizmeti sunulması zorunluluğuna ilişkin düzenlemelerin birçok kez ertelenmiş olması, Pala’nın önergesinde vurguladığı esas sorun olarak öne çıkıyor.
CHP Milletvekili Pala, önergesinde öncelikle, 2024 yılı sonu itibarıyla ülke genelinde kaç işyeri bulunduğunun ve bu işyerlerinden ne kadarının hâlihazırda İSG hizmeti aldığının açıklanmasını talep etti. Aynı çerçevede, bu işletmelerin işçi sayılarına göre (örneğin 0-9, 10-19, 20-49, 50-249, 250 ve üzeri) nasıl bir dağılım gösterdiğini de sorguladı. Böylelikle, en küçük işyerlerinden en büyüklerine kadar hangi işyerinde çalışan işçilerin İSG hizmetlerinden faydalanabildiğinin, hangilerinin ise bu olanaktan hâlâ uzak kaldığının ortaya çıkması amaçlanıyor. Pala, “Sayısal veriler olmadan, nasıl bir yol haritası çizileceği belirsizliğini koruyor. İSG’nin ülke çapında yaygınlaşmasını gerçekten istiyorsak, mevcut tabloyu net şekilde görmemiz gerek” dedi.
Önergede ayrıca, Türkiye genelinde işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanlarının sayısına da dikkat çekildi. CHP Milletvekili Pala, bu konuda sadece toplam sayıyı değil, aktif çalışanların oranını da sorguladı. Bu sayede, eldeki insan kaynağının ülke genelindeki işyerlerinin İSG ihtiyaçlarını karşılamaya yetip yetmediği somut biçimde değerlendirilebilecek. Aynı şekilde, işyeri hekimlerinin yanı sıra işyeri hemşireleri ve çalışan sağlığı-güvenliği alanında hizmet sunması gereken diğer profesyonellerin mevcut durumunun da netleştirilmesi istendi. Yeterli sayıda işyeri hekimi ve işgüvenliği uzmanı olmaması halinde, 2025’ten itibaren yürürlüğe girecek düzenlemelerin ne ölçüde uygulanabilir olacağı tartışma konusu.
ÇALIŞANLARIN SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ BİR KEZ DAHA ERTELENMEMELİDİR!
Kayıhan Pala’nın eleştirdiği önemli bir husus, söz konusu hükümlerin 12 yıl boyunca ertelenmiş olması. Kanun 2012 yılında yürürlüğe girdiğinden bu yana, 50’den az işçi çalıştıran az tehlikeli işyerleri ve kamu çalışanlarına İSG hizmeti sunulması yönündeki maddenin uygulanması sürekli ötelendi. Bu durum, Bakanlığın, çalışanların sağlığı ve güvenliği alanındaki yetersizliğini açık olarak -bir kez daha- ortaya koymaktadır. Bilindiği gibi, Ocak 2024’te yayınlanan Uluslararası Çalışma Örgütü verilerine göre, Türkiye dünyada ölümcül olmayan iş kazası hızında (Yüz binde) 11. sırada, ölümcül iş kazası hızında ise (Yüz binde) 10. sıradadır. Bunun dışında, Türkiye 49. sıra ile çalışan sayısına kıyasla en az sayıda iş müfettişinin görev yaptığı ülkelerden biridir. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin kayıtlarına göre ülkemizde, 6331 Sayılı İSG Kanununun kabul edildiği 2012 yılından sonra, 2013-2024 yılları arasında (2024 yılı Kasım ayı dahil) toplam 22 bin 566 emekçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirmiş bulunmaktadır…
Pala, bu 12 yıllık gecikmenin arkasındaki gerekçeleri kamuoyuna açıklamanın artık kaçınılmaz olduğunu belirtti. Pala’ya göre, Türkiye’de tüm çalışanların sağlığı ve güvenliği için büyük önem taşıyan bu maddelerin niçin bunca yıl ertelendiği, Bakanlığın hedefleri ve eylem planlarıyla birlikte açıklanmak durumunda.
Bu bağlamda, eğer yeni bir erteleme olmazsa, 2025 yılının Ocak ayında hayata geçecek düzenlemenin kaç işyerini etkileyeceği de bir başka merak konusu olarak öne çıkıyor. CHP Milletvekili Pala, tam olarak kaç işletmenin İSG hizmeti almasının zorunlu hale geleceğini ve bunun için ne kadar işyeri hekimi ile iş güvenliği uzmanına ihtiyaç duyulacağını sorguladı. Özellikle küçük ölçekli işletmelerin ve kamu kurumlarının büyük bir çoğunluğu oluşturduğu bilindiğinden, yeterli insan kaynağı ve kurumsal altyapı hazırlığı yoksa bu girişimin nasıl uygulanacağı belirsiz kalabilir.
İSG hizmetlerinin daha yaygın ve etkili sunulabilmesi için Bakanlığın planladığı herhangi bir çalışma olup olmadığı konusu, önergede dile getirilen bir başka soruydu. Pala ayrıca sadece kanunun lafzının değil, uygulamadaki altyapı ve denetim mekanizmalarının da önem taşıdığını belirtti ve eğer somut bir eylem planı yoksa, İSG hizmetlerinin başarıya ulaşmasının söz konusu olamayabileceğini dile getirdi. Bu noktada, eğitim programları, izleme ve denetim mekanizmalarının nasıl işleyeceği gibi konular gündeme geliyor.
CHP Milletvekili, İSG profesyonellerinin işverene özlük hakları açısından doğrudan bağlı olmadan, özerk bir kamu kurumu çatısı altında çalışabileceklerine ilişkin bir modeli de tartışmaya açtı. Pala bu tartışmayı hem geçen yıl hem de bu yıl TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Çalışma Bakanlığının bütçe görüşmeleri sırasında da tartışmaya açmıştı. Bakanlığın işyeri hekimleri, iş güvenliği uzmanları, işyeri hemşireleri ve diğer İSG profesyonellerinin, özlük hakları açısından işverene doğrudan bağlı kalmadan görev yapabilecekleri özerk bir kamu kurumu kurulmasına için herhangi bir çalışması olup olmadığı da merak ediliyor. Hekim ve uzmanların istihdamının bağımsız bir yapı aracılığıyla gerçekleşmesi, İSG hizmetlerinin koruyucu niteliğini artıracak, izleme ve bağımsız denetim sağlamaya katkı sunabilecek bir yapılanma olarak önem arz ediyor.
Pala, kanunun yürürlük hükümlerinin bir kez daha ertelenmemesi durumunda 2025 başından itibaren yeni bir döneme girileceğini belirtti ve bu dönemin hayata geçirilebilmesi için Bakanlığın hazırlıklı olması gerektiğini ifade etti. Çalışma yaşamındaki tüm paydaşlar açısından iş kazaları ve meslek hastalıklarının önlenmesinin önemini vurgulayan Pala, “Şeffaflık içinde, sayısal verileri ortaya koyarak ve hesap vererek aksayan yönleri düzeltmek mümkün” görüşünü savundu.
Söz konusu yazılı soru önergesiyle, hem geçmiş 12 yılda hangi gerekçelerle ertelemeye gidildiğinin hem de şimdi atılması gereken adımların net şekilde ortaya konması hedefleniyor. Kanunun kapsamına girecek işyeri sayısı, insan kaynağı gereksinimi, eylem planı ve özerk istihdam modeli gibi konuların yanıt bulması, Türkiye’de İSG kültürünün kalıcı ve yaygın bir şekilde inşa edilebilmesine katkı sağlayabilir. Pala, tüm çalışanların temel haklarından biri olan sağlıklı ve güvenli çalışma ortamını sağlamak adına, Bakanlığın atması gereken adımları dikkatle izleyeceklerini vurguladı.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Kayıhan Pala’dan İSG Kanunu uygulamasına ilişkin önemli çıkış
CHP Bursa Milletvekili Prof. Dr. Kayıhan Pala, 6331 Sayılı İSG Kanunu'nun 2025'te yürürlüğe girecek maddelerini geciktirmenin sorun olduğunu vurguladı. İSG hizmetlerinin yaygınlaşması için çalışan sayıları ve profesyonellerin durumu da ele alındı. Sağlıklı ve güvenli çalışma ortamı için adımların artık atılması gerektiği belirtildi.
CHP Bursa Milletvekili Prof. Dr. Kayıhan Pala, 20 Aralık 2024 tarihinde, 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) Kanunu’nun uzun süredir ertelenen maddelerinin 2025 yılında yürürlüğe girecek olmasına ilişkin kapsamlı bir yazılı soru önergesi sundu. Kanunun 2012’de çıkmasına karşın, özellikle 50’den az işçi çalıştıran az tehlikeli işyerleri ile kamu kurumlarında İSG hizmeti sunulması zorunluluğuna ilişkin düzenlemelerin birçok kez ertelenmiş olması, Pala’nın önergesinde vurguladığı esas sorun olarak öne çıkıyor.
CHP Milletvekili Pala, önergesinde öncelikle, 2024 yılı sonu itibarıyla ülke genelinde kaç işyeri bulunduğunun ve bu işyerlerinden ne kadarının hâlihazırda İSG hizmeti aldığının açıklanmasını talep etti. Aynı çerçevede, bu işletmelerin işçi sayılarına göre (örneğin 0-9, 10-19, 20-49, 50-249, 250 ve üzeri) nasıl bir dağılım gösterdiğini de sorguladı. Böylelikle, en küçük işyerlerinden en büyüklerine kadar hangi işyerinde çalışan işçilerin İSG hizmetlerinden faydalanabildiğinin, hangilerinin ise bu olanaktan hâlâ uzak kaldığının ortaya çıkması amaçlanıyor. Pala, “Sayısal veriler olmadan, nasıl bir yol haritası çizileceği belirsizliğini koruyor. İSG’nin ülke çapında yaygınlaşmasını gerçekten istiyorsak, mevcut tabloyu net şekilde görmemiz gerek” dedi.
Önergede ayrıca, Türkiye genelinde işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanlarının sayısına da dikkat çekildi. CHP Milletvekili Pala, bu konuda sadece toplam sayıyı değil, aktif çalışanların oranını da sorguladı. Bu sayede, eldeki insan kaynağının ülke genelindeki işyerlerinin İSG ihtiyaçlarını karşılamaya yetip yetmediği somut biçimde değerlendirilebilecek. Aynı şekilde, işyeri hekimlerinin yanı sıra işyeri hemşireleri ve çalışan sağlığı-güvenliği alanında hizmet sunması gereken diğer profesyonellerin mevcut durumunun da netleştirilmesi istendi. Yeterli sayıda işyeri hekimi ve işgüvenliği uzmanı olmaması halinde, 2025’ten itibaren yürürlüğe girecek düzenlemelerin ne ölçüde uygulanabilir olacağı tartışma konusu.
ÇALIŞANLARIN SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ BİR KEZ DAHA ERTELENMEMELİDİR!
Kayıhan Pala’nın eleştirdiği önemli bir husus, söz konusu hükümlerin 12 yıl boyunca ertelenmiş olması. Kanun 2012 yılında yürürlüğe girdiğinden bu yana, 50’den az işçi çalıştıran az tehlikeli işyerleri ve kamu çalışanlarına İSG hizmeti sunulması yönündeki maddenin uygulanması sürekli ötelendi. Bu durum, Bakanlığın, çalışanların sağlığı ve güvenliği alanındaki yetersizliğini açık olarak -bir kez daha- ortaya koymaktadır. Bilindiği gibi, Ocak 2024’te yayınlanan Uluslararası Çalışma Örgütü verilerine göre, Türkiye dünyada ölümcül olmayan iş kazası hızında (Yüz binde) 11. sırada, ölümcül iş kazası hızında ise (Yüz binde) 10. sıradadır. Bunun dışında, Türkiye 49. sıra ile çalışan sayısına kıyasla en az sayıda iş müfettişinin görev yaptığı ülkelerden biridir. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin kayıtlarına göre ülkemizde, 6331 Sayılı İSG Kanununun kabul edildiği 2012 yılından sonra, 2013-2024 yılları arasında (2024 yılı Kasım ayı dahil) toplam 22 bin 566 emekçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirmiş bulunmaktadır…
Pala, bu 12 yıllık gecikmenin arkasındaki gerekçeleri kamuoyuna açıklamanın artık kaçınılmaz olduğunu belirtti. Pala’ya göre, Türkiye’de tüm çalışanların sağlığı ve güvenliği için büyük önem taşıyan bu maddelerin niçin bunca yıl ertelendiği, Bakanlığın hedefleri ve eylem planlarıyla birlikte açıklanmak durumunda.
Bu bağlamda, eğer yeni bir erteleme olmazsa, 2025 yılının Ocak ayında hayata geçecek düzenlemenin kaç işyerini etkileyeceği de bir başka merak konusu olarak öne çıkıyor. CHP Milletvekili Pala, tam olarak kaç işletmenin İSG hizmeti almasının zorunlu hale geleceğini ve bunun için ne kadar işyeri hekimi ile iş güvenliği uzmanına ihtiyaç duyulacağını sorguladı. Özellikle küçük ölçekli işletmelerin ve kamu kurumlarının büyük bir çoğunluğu oluşturduğu bilindiğinden, yeterli insan kaynağı ve kurumsal altyapı hazırlığı yoksa bu girişimin nasıl uygulanacağı belirsiz kalabilir.
İSG hizmetlerinin daha yaygın ve etkili sunulabilmesi için Bakanlığın planladığı herhangi bir çalışma olup olmadığı konusu, önergede dile getirilen bir başka soruydu. Pala ayrıca sadece kanunun lafzının değil, uygulamadaki altyapı ve denetim mekanizmalarının da önem taşıdığını belirtti ve eğer somut bir eylem planı yoksa, İSG hizmetlerinin başarıya ulaşmasının söz konusu olamayabileceğini dile getirdi. Bu noktada, eğitim programları, izleme ve denetim mekanizmalarının nasıl işleyeceği gibi konular gündeme geliyor.
CHP Milletvekili, İSG profesyonellerinin işverene özlük hakları açısından doğrudan bağlı olmadan, özerk bir kamu kurumu çatısı altında çalışabileceklerine ilişkin bir modeli de tartışmaya açtı. Pala bu tartışmayı hem geçen yıl hem de bu yıl TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Çalışma Bakanlığının bütçe görüşmeleri sırasında da tartışmaya açmıştı. Bakanlığın işyeri hekimleri, iş güvenliği uzmanları, işyeri hemşireleri ve diğer İSG profesyonellerinin, özlük hakları açısından işverene doğrudan bağlı kalmadan görev yapabilecekleri özerk bir kamu kurumu kurulmasına için herhangi bir çalışması olup olmadığı da merak ediliyor. Hekim ve uzmanların istihdamının bağımsız bir yapı aracılığıyla gerçekleşmesi, İSG hizmetlerinin koruyucu niteliğini artıracak, izleme ve bağımsız denetim sağlamaya katkı sunabilecek bir yapılanma olarak önem arz ediyor.
Pala, kanunun yürürlük hükümlerinin bir kez daha ertelenmemesi durumunda 2025 başından itibaren yeni bir döneme girileceğini belirtti ve bu dönemin hayata geçirilebilmesi için Bakanlığın hazırlıklı olması gerektiğini ifade etti. Çalışma yaşamındaki tüm paydaşlar açısından iş kazaları ve meslek hastalıklarının önlenmesinin önemini vurgulayan Pala, “Şeffaflık içinde, sayısal verileri ortaya koyarak ve hesap vererek aksayan yönleri düzeltmek mümkün” görüşünü savundu.
Söz konusu yazılı soru önergesiyle, hem geçmiş 12 yılda hangi gerekçelerle ertelemeye gidildiğinin hem de şimdi atılması gereken adımların net şekilde ortaya konması hedefleniyor. Kanunun kapsamına girecek işyeri sayısı, insan kaynağı gereksinimi, eylem planı ve özerk istihdam modeli gibi konuların yanıt bulması, Türkiye’de İSG kültürünün kalıcı ve yaygın bir şekilde inşa edilebilmesine katkı sağlayabilir. Pala, tüm çalışanların temel haklarından biri olan sağlıklı ve güvenli çalışma ortamını sağlamak adına, Bakanlığın atması gereken adımları dikkatle izleyeceklerini vurguladı.
Kaynak: Ayşegül Eliaçık Güdük
En Çok Okunan Haberler
YAZARLARIMIZ Tüm Yazarlarımız