Televizyonda bir çizgi ‘Tonton Ailesi’ vardı. ‘Değiş tonton’ diyerek şekilden şekile girerlerdi.
Birkaç gün önce ‘Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ olarak açıklanan müfredat programı nedeniyle Milli Eğitim Bakanlığı için çevremde ‘Tonton Ailesi’ benzetmesi yapıldı.
Konu ciddi ve eğitim sistemimizde son 20 yıldır o kadar çok şey değişti ki!
Ve eğitim sistemi yalnızca sınav sistemine evirildi!
Milli bayramlarını bilmeyen, 6 kere 8’in kaç yaptığını ezberden söyleyemeyen, hatta ülkenin başkentinin hangi şehir olduğu sorulduğunda tereddüt eden çocuklara, gençlere rastlamaya başladık etrafımızda!
Haliyle hepimizde bir telaş, eğitimin içindeki her yeni değişiklik herkes için 3 bilinmeyenli denklem…
Sözün özü; eğitimde tehlike çanları çalıyor!
***
Türk Sanayici ve İş İnsanları Derneği, yeni müfredat programının açıklanmasının ardından yazılı olarak eğitimin ‘gerçek beka meselesi’ olduğunu ifade etti. Müfredat değişikliğinin ‘oldubittiye’ getirilmemesi gerektiğini vurgulayarak “Çocuklarımız ve gençlerimizin vasat bir eğitime mahkûm edilmeyeceğinden emin olmalıyız. Çağdaş uygarlık seviyesini aşmanın yolu; Cumhuriyet değerlerini ve demokrasi ilkelerini özümsemiş, bilim-teknolojide yetkinleşmiş, sosyo-duygusal becerileri gelişmiş, özgür düşünceli nesiller yetiştirmektir" dedi.
Evet, eğitimimiz gerçek bir beka meselesi, hem de en önemlisi!
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ise “Görevimiz ilave bir eğitime ihtiyaç duyulmaması” diyerek içimize su serpti(!)–mi?
Gerçi müfredatta öğrenilecek bir şey kalmazsa, ilave öğrenmeye de ihtiyaç kalmayacak!
***
Gelelim ‘Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ne:
Öncelikle bu modelin 10 yıllık bir çalışmanın sonucu olduğunu hatırlatmakta fayda görüyorum.
Pek çok çalıştay yapılmış, konunun ilgililerinden (öğretmenler akademisyenler gibi) görüş alınmış.
Peki…
“Ne zaman geçerli olacak?”
2024-2025 eğitim öğretim döneminde uygulamaya konulacak.
“Hangi sınıflarda başlayacak?”
Anaokulu, birinci (ilkokul) sınıf, beşinci (ortaokul) sınıf, ve dokuzuncu (lise) sınıflarda kademeli olarak uygulamaya geçecek.
“Neler değişecek?”
Asıl merak edilen de bu sorunun cevabı.
Önce şu çok konuşulan ‘İntegral’ konusu -daha önce zaten daraltılmıştı- ‘Bu hali yeterli değil’ denilerek komple kaldırıldı. Limit ve türev konuları ise daha kapsamlı olarak ele alınacak. İntegral de alanı ile ilgili üniversite sıralarında öğrenilecek.
“Zaten İntegral günlük hayatta ne işe yarardı ki?” diye merak edenlere de şuraya bir not düşmüş olalım:
Bindiğimiz otomobilden, denizde yüzen gemiye, dinlediğimiz radyoya… integral bilgisi olmadan olmuyor.
Hem okul sıralarında öğrenilen her bilgi günlük hayatın bir parçası olsun diye öğrenilmez! Bunu da iyi idrak etmek gerekiyor.
‘Erdem-değer-eylem Modeli’ de konuldu yeni müfredata.
Amaç; Merhamet, temizlik, sabır, tasarruf, çalışkanlık, mütevazılık, mahremiyet, sevgi, dostluk, vatanseverlik, yardımseverlik, dürüstlük, aile bütünlüğü, özgürlük gibi değerlerin içinde olduğu programlarla huzurlu aile, huzurlu insan, yaşanabilir çevre…
Dilimizin öğretilmesi ve geliştirilmesi konusu da yeni modelde yer alan politikalar arasında. Türkçe’nin etkin kullanılması tüm derslerin ortak hedefi olacak.
Başka değişiklikler de var…
Yeni model, 1 hafta görüş ve önerilere açık olarak askıya çıkarıldı.
Bunun için süre azaldı.
2017’deki müfredat değişikliğinde de aynı yöntemle taslak 1 ay görüş ve öneriler için askıda kalmıştı. Şimdi kaldırılan integral konusu gibi o zaman da evrim teorisinin müfredatta olmaması epey konuşulmuştu.
***
Bu arada 2002’den beri müfredatta yapılan değişikliklerin 18’incisi oluyor bu. Milli Eğitim Bakanlığı ise en çok bakan değiştiren kurum.
Hükümet aynı olunca bu kadar değişiklik yapılması “Neyi beceremiyoruz da bu kadar çok değişiklik oluyor?” sorusunu akıllara getiriyor!
Acaba Eğitim İş, Türk Eğitim Sen ve diğer eğitim sendikaları bu kadar sık müfredat değişikliği yapılması hakkında ne düşünüyor, ne yapıyorlar?
Bizler cumhuriyet değerlerini özümsemiş, çağdaş, bilimsel temellere dayalı, kültür ve sanat birikimi oluşturabilecek bir eğitim sistemi istiyoruz.
Çocuklarımızın geleceği, bizim geleceğimiz.
Hepimizin hemfikir olacağından emin olduğum ise; Onların her anlamda iyi yetişmesi ülkemizin geleceğini etkileyecek en önemli unsur.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Asuman Kurt ÖGE
Yeni ‘maarif modeli’miz…
Benim yaş grubumdakiler iyi hatırlar.
Televizyonda bir çizgi ‘Tonton Ailesi’ vardı. ‘Değiş tonton’ diyerek şekilden şekile girerlerdi.
Birkaç gün önce ‘Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ olarak açıklanan müfredat programı nedeniyle Milli Eğitim Bakanlığı için çevremde ‘Tonton Ailesi’ benzetmesi yapıldı.
“Sistem, müfredat… değiştirdik diyorlar, değişiyor! ‘Yaptık oldu!’ deyip, oldubittiye getiriyorlar!” denildi.
Konu ciddi ve eğitim sistemimizde son 20 yıldır o kadar çok şey değişti ki!
Ve eğitim sistemi yalnızca sınav sistemine evirildi!
Milli bayramlarını bilmeyen, 6 kere 8’in kaç yaptığını ezberden söyleyemeyen, hatta ülkenin başkentinin hangi şehir olduğu sorulduğunda tereddüt eden çocuklara, gençlere rastlamaya başladık etrafımızda!
Haliyle hepimizde bir telaş, eğitimin içindeki her yeni değişiklik herkes için 3 bilinmeyenli denklem…
Sözün özü; eğitimde tehlike çanları çalıyor!
***
Türk Sanayici ve İş İnsanları Derneği, yeni müfredat programının açıklanmasının ardından yazılı olarak eğitimin ‘gerçek beka meselesi’ olduğunu ifade etti. Müfredat değişikliğinin ‘oldubittiye’ getirilmemesi gerektiğini vurgulayarak “Çocuklarımız ve gençlerimizin vasat bir eğitime mahkûm edilmeyeceğinden emin olmalıyız. Çağdaş uygarlık seviyesini aşmanın yolu; Cumhuriyet değerlerini ve demokrasi ilkelerini özümsemiş, bilim-teknolojide yetkinleşmiş, sosyo-duygusal becerileri gelişmiş, özgür düşünceli nesiller yetiştirmektir" dedi.
Evet, eğitimimiz gerçek bir beka meselesi, hem de en önemlisi!
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ise “Görevimiz ilave bir eğitime ihtiyaç duyulmaması” diyerek içimize su serpti(!)–mi?
Gerçi müfredatta öğrenilecek bir şey kalmazsa, ilave öğrenmeye de ihtiyaç kalmayacak!
***
Gelelim ‘Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ne:
Öncelikle bu modelin 10 yıllık bir çalışmanın sonucu olduğunu hatırlatmakta fayda görüyorum.
Pek çok çalıştay yapılmış, konunun ilgililerinden (öğretmenler akademisyenler gibi) görüş alınmış.
Peki…
“Ne zaman geçerli olacak?”
2024-2025 eğitim öğretim döneminde uygulamaya konulacak.
“Hangi sınıflarda başlayacak?”
Anaokulu, birinci (ilkokul) sınıf, beşinci (ortaokul) sınıf, ve dokuzuncu (lise) sınıflarda kademeli olarak uygulamaya geçecek.
“Neler değişecek?”
Asıl merak edilen de bu sorunun cevabı.
Önce şu çok konuşulan ‘İntegral’ konusu -daha önce zaten daraltılmıştı- ‘Bu hali yeterli değil’ denilerek komple kaldırıldı. Limit ve türev konuları ise daha kapsamlı olarak ele alınacak. İntegral de alanı ile ilgili üniversite sıralarında öğrenilecek.
“Zaten İntegral günlük hayatta ne işe yarardı ki?” diye merak edenlere de şuraya bir not düşmüş olalım:
Bindiğimiz otomobilden, denizde yüzen gemiye, dinlediğimiz radyoya… integral bilgisi olmadan olmuyor.
Hem okul sıralarında öğrenilen her bilgi günlük hayatın bir parçası olsun diye öğrenilmez! Bunu da iyi idrak etmek gerekiyor.
‘Erdem-değer-eylem Modeli’ de konuldu yeni müfredata.
Amaç; Merhamet, temizlik, sabır, tasarruf, çalışkanlık, mütevazılık, mahremiyet, sevgi, dostluk, vatanseverlik, yardımseverlik, dürüstlük, aile bütünlüğü, özgürlük gibi değerlerin içinde olduğu programlarla huzurlu aile, huzurlu insan, yaşanabilir çevre…
“Bir şeylerin elimizden kayıp gittiğinin farkına varılmış olabilir mi?” diye sormadan edemiyor insan!
Dilimizin öğretilmesi ve geliştirilmesi konusu da yeni modelde yer alan politikalar arasında. Türkçe’nin etkin kullanılması tüm derslerin ortak hedefi olacak.
Başka değişiklikler de var…
Yeni model, 1 hafta görüş ve önerilere açık olarak askıya çıkarıldı.
Bunun için süre azaldı.
2017’deki müfredat değişikliğinde de aynı yöntemle taslak 1 ay görüş ve öneriler için askıda kalmıştı. Şimdi kaldırılan integral konusu gibi o zaman da evrim teorisinin müfredatta olmaması epey konuşulmuştu.
***
Bu arada 2002’den beri müfredatta yapılan değişikliklerin 18’incisi oluyor bu. Milli Eğitim Bakanlığı ise en çok bakan değiştiren kurum.
Hükümet aynı olunca bu kadar değişiklik yapılması “Neyi beceremiyoruz da bu kadar çok değişiklik oluyor?” sorusunu akıllara getiriyor!
Acaba Eğitim İş, Türk Eğitim Sen ve diğer eğitim sendikaları bu kadar sık müfredat değişikliği yapılması hakkında ne düşünüyor, ne yapıyorlar?
Bizler cumhuriyet değerlerini özümsemiş, çağdaş, bilimsel temellere dayalı, kültür ve sanat birikimi oluşturabilecek bir eğitim sistemi istiyoruz.
Çocuklarımızın geleceği, bizim geleceğimiz.
Hepimizin hemfikir olacağından emin olduğum ise; Onların her anlamda iyi yetişmesi ülkemizin geleceğini etkileyecek en önemli unsur.