Türkiye’de şehirleşmenin en büyük problemlerinden kaçak yapılaşma ve bunun doğal sonucu olarak ortaya çıkan çarpık kentleşme…
Kim ne derse desin;
Bursa bu konuda en çok zarar gören ve hırpalanan şehirlerden biri.
Türkiye’nin batı illerinde kümeleşen sanayi nedeniyle yıllardır göç sorunuyla boğuşan Bursa, ne yazık ki özellikle siyasi iradenin popülist yaklaşımlarından ötürü şehirleşme başlığında özgün kimliğini yitirdi.
Nihayetinde Bursa, artık şehri tehdit eden riskli bir yapı stoğuna nasıl bir çözüm ürütebileceğini tartışıyor.
Üstelik bu tartışmalar her deprem sonrası şiddetleniyor.
Sonra depremlerin üzerinden on yıllar geçiyor ama koca Bursa’da topyekûn bir adım atılamıyor, söylemden öteye geçilemiyor…
Düşünsenize;
Büyük afetler yaşadık, o anlarda korku dağları aştı!
Bina güvenliğimizi sorguladık, dayanıklılık testleri yaptırdık…
Kentsel dönüşümü konuştuk.
Sonra?
Biraz zaman geçti, hayatın olağan akışına devam ettik...
Halbuki gündemden düşmemeli ülkemizin deprem gerçeği…
***
İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Bursa Şubesi bu anlamda önemli bir basın toplantısı düzenledi. İMO Bursa Şube Başkanı Serdar Atilla Erdem ve yönetim kurulu üyeleri gazetecilerle bir araya geldi.
Konuşmasına ‘Önceliğimiz Bursa’ diyerek başladı Başkan Erdem…
Ve her ay düzenli toplantılar yaparak, Bursa’nın sorunlarını çözüm önerileriyle birlikte kamuoyuyla paylaşacaklarını dile getirdi ve dedi ki:
“Oda bünyemizde oluşturduğumuz bilim kurullarımız tarafından, kentimizdeki meslek disiplinimizi ilgilendiren konularda hazırlanmakta olan çalışma raporlarını sizler ile paylaşıyor olacağız. Böylelikle hem kamuoyunu bilgilendirmek hem de ilgili kurumların Bursa’nın menfaatlerini önceleyecekleri eylem planlarını hazırlamalarına katkı sağlamak ve sonuç olarak da Bursa’mızı gelecek nesillere yüz akıyla teslim edebilmeyi hedefliyoruz…”
Hedef güzel, istikrar önemli elbette…
Yol göstericiliğe duyarlı yöneticilerimiz olması ise elzem şu anki durumumuzda.
Mesleki bakışla Bursa’nın öncelikli konularını sıraladı Başkan Erdem.
İlk sırada ‘Afetlere Hazırlık ve Afet Eylem Planı’nın önemini vurguladı. “Geçmişte yaşadıklarımızdan ders çıkarmamakta ısrarcı olacak mıyız? Aklımızı kullanmaktan bizi alıkoyan şey ne olabilir ki?” diye sordu.
Doğa olayları ve afetler yaşamın bir parçası.
Olmadan tedbiri almalı ki 6 Şubat’ta yaşadığımız acı bir daha tekrarlanmasın. Başkan Erdem de bu durumla ilgili şu vurguyu yaptı:
“Yaşanan tüm felaketler bize gösteriyor ki sonrasında karşımıza çıkan maddi ve manevi bedeller öncesinde alacağımız önlemlerden kat be kat fazladır. O zaman afetlere karşı, afetler gerçekleşmeden ülke olarak önlem almak mecburiyetindeyiz…”
Sırada ‘kentsel dönüşüm’ vardı.
Dilimize pelesenk olmuş bir konu kentsel dönüşüm.
Başkan Erdem, Bursa’da riskli yapı stoğunun yüzde 65 olduğunu söyledi.
Korkutucu bir oran bu!
Bursa coğrafyasının altındaki “bir ağı andıran fay hatları” gerçeğinden hareketle konunun acilen masaya yatırılması gerektiğine değindi Başkan Erdem…
Bu çerçevede Büyükşehir Belediyesi ve İMO Bursa Şubesi arasında bir protokol yapılarak Bursa’nın yapı stoğu envanterini net bir şekilde ortaya koymak istediklerini belirtti ve ekledi:
“Öncelikle kentsel dönüşüm strateji belgesi ivedilikle hazırlanmalı, kentsel dönüşümün parsel değil bütüncül bir yaklaşımla mahalle bazlı, kriterleri şeffaf, ortak akılla, tüm şehir genelinde aynı olacak şekilde belirlenerek planlanmalı ve uygulamaya geçilmelidir…”
Eskiler ‘Büyük dağın büyük karı olur’ derdi.
Şehir büyük olunca sorun da çok oluyor haliyle.
Önemli olan öncelikler…
Güvenli şehirlerde huzur içinde uyumak istiyorsak ilk başlıklarımızdan olması gerekenleri Başkan Erdem dile getirdi.
Şimdi buraya dikkat!
Başkan Erdem’in kaçak yapı tanımı aynen şöyle:
“Kaçak yapı demek bizim tanımımızla öncelikle mühendislik hizmeti almamış güvensiz alanlar, içinde yaşayan her bir vatandaşımız için ayrı birer tabut demektir.”
Riskli yapı stoğu ne kadardı?
Toplamın yüzde 65’i…
Şehrin yarısından fazlası için yaşadığı evi adeta tabutu!
Ülkemiz siyasetinin de bu orandaki payı büyük maalesef…
Belirli zamanlarda siyasi kaygılar uğruna çıkarılan imar afları ile bu duruma getirilmiş şehirler…
Plansız sanayileşmenin ve yanlış imar uygulamalarının da payı var bu fotoğrafta.
İMO Bursa Şube Başkanı Serdar Atilla Erdem, Bursa’nın ulaşım ve trafik sorununa da değindi. Özetle Başkan Erdem şu vurguyu yaptı:
“Aklın ve bilimin yol gösterdiği, dünyada ve çevremizde var olan doğru modelleri örnek alarak kendimize uygulayabilir ve Bursa’da yaşamayı daha güvenli ve konforlu hale getirebiliriz”
***
Bu arada Erdem’in gündeminde iki önemli başlık daha vardı:
Doğa ve kültürel mirasın korunması….
Bu başlıkta şöyle bir gönderme yaptı Başkan Erdem:
“Su şehri Bursa’da işler suyun akışına bırakıldı.”
Ardından Kızılderililerin meşhur sözünü hatırlattı:
“Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak.”
Finalde ise ‘Kent Anayasası’ başlığını işledi ve dedi ki:
“Bursa, Türkiye’nin 81 ili arasında en hırpalanmış şehirlerinden bir tanesidir. Bize göre her şeyden önce tüm sorunların temel kaynağı planlama eksikliğidir. Yani 1/100.000’lik çevre düzeni planından bahsediyoruz. Şu anda Büyükşehir Belediyemiz yeni bir Çevre Düzeni Planı konusunda bizim de içinde olduğumuz bir çalışma başlatmıştır. Ulaşımdan alt yapıya, yapı stoğu envanterinden kentsel dönüşüme, su kaynaklarından tarımsal alanlara, afet yönetiminden dirençli şehirlere ve daha pek çok alanda Bursa’nın sadece bugününü değil yarınını da düşünerek hazırlanacak ideal bir plana ihtiyacımız olduğu çok açıktır…”
***
Başkan Erdem, Nasrettin Hoca misali göle maya çalmaya mı çalışıyor bilmiyorum ama şu memlekette can çıkar da huy çıkmaz!
Allah aşkına şu güzelim Bursa’nın tarihine yakışmayan şu an ki kimliği kimi rahatsız ediyor ki harekete geçilsin…
Sermayenin her dediğine evet denilen bir şehirde, belki de ‘umut etmek’ gerekli!
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Asuman Kurt ÖGE
Yapı stokunun yüzde 65’i riskli!
Türkiye’de şehirleşmenin en büyük problemlerinden kaçak yapılaşma ve bunun doğal sonucu olarak ortaya çıkan çarpık kentleşme…
Kim ne derse desin;
Bursa bu konuda en çok zarar gören ve hırpalanan şehirlerden biri.
Türkiye’nin batı illerinde kümeleşen sanayi nedeniyle yıllardır göç sorunuyla boğuşan Bursa, ne yazık ki özellikle siyasi iradenin popülist yaklaşımlarından ötürü şehirleşme başlığında özgün kimliğini yitirdi.
Nihayetinde Bursa, artık şehri tehdit eden riskli bir yapı stoğuna nasıl bir çözüm ürütebileceğini tartışıyor.
Üstelik bu tartışmalar her deprem sonrası şiddetleniyor.
Sonra depremlerin üzerinden on yıllar geçiyor ama koca Bursa’da topyekûn bir adım atılamıyor, söylemden öteye geçilemiyor…
Düşünsenize;
Büyük afetler yaşadık, o anlarda korku dağları aştı!
Bina güvenliğimizi sorguladık, dayanıklılık testleri yaptırdık…
Kentsel dönüşümü konuştuk.
Sonra?
Biraz zaman geçti, hayatın olağan akışına devam ettik...
Halbuki gündemden düşmemeli ülkemizin deprem gerçeği…
***
İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Bursa Şubesi bu anlamda önemli bir basın toplantısı düzenledi. İMO Bursa Şube Başkanı Serdar Atilla Erdem ve yönetim kurulu üyeleri gazetecilerle bir araya geldi.
Konuşmasına ‘Önceliğimiz Bursa’ diyerek başladı Başkan Erdem…
Ve her ay düzenli toplantılar yaparak, Bursa’nın sorunlarını çözüm önerileriyle birlikte kamuoyuyla paylaşacaklarını dile getirdi ve dedi ki:
“Oda bünyemizde oluşturduğumuz bilim kurullarımız tarafından, kentimizdeki meslek disiplinimizi ilgilendiren konularda hazırlanmakta olan çalışma raporlarını sizler ile paylaşıyor olacağız. Böylelikle hem kamuoyunu bilgilendirmek hem de ilgili kurumların Bursa’nın menfaatlerini önceleyecekleri eylem planlarını hazırlamalarına katkı sağlamak ve sonuç olarak da Bursa’mızı gelecek nesillere yüz akıyla teslim edebilmeyi hedefliyoruz…”
Hedef güzel, istikrar önemli elbette…
Yol göstericiliğe duyarlı yöneticilerimiz olması ise elzem şu anki durumumuzda.
Mesleki bakışla Bursa’nın öncelikli konularını sıraladı Başkan Erdem.
İlk sırada ‘Afetlere Hazırlık ve Afet Eylem Planı’nın önemini vurguladı. “Geçmişte yaşadıklarımızdan ders çıkarmamakta ısrarcı olacak mıyız? Aklımızı kullanmaktan bizi alıkoyan şey ne olabilir ki?” diye sordu.
Doğa olayları ve afetler yaşamın bir parçası.
Olmadan tedbiri almalı ki 6 Şubat’ta yaşadığımız acı bir daha tekrarlanmasın. Başkan Erdem de bu durumla ilgili şu vurguyu yaptı:
“Yaşanan tüm felaketler bize gösteriyor ki sonrasında karşımıza çıkan maddi ve manevi bedeller öncesinde alacağımız önlemlerden kat be kat fazladır. O zaman afetlere karşı, afetler gerçekleşmeden ülke olarak önlem almak mecburiyetindeyiz…”
Sırada ‘kentsel dönüşüm’ vardı.
Dilimize pelesenk olmuş bir konu kentsel dönüşüm.
Başkan Erdem, Bursa’da riskli yapı stoğunun yüzde 65 olduğunu söyledi.
Korkutucu bir oran bu!
Bursa coğrafyasının altındaki “bir ağı andıran fay hatları” gerçeğinden hareketle konunun acilen masaya yatırılması gerektiğine değindi Başkan Erdem…
Bu çerçevede Büyükşehir Belediyesi ve İMO Bursa Şubesi arasında bir protokol yapılarak Bursa’nın yapı stoğu envanterini net bir şekilde ortaya koymak istediklerini belirtti ve ekledi:
“Öncelikle kentsel dönüşüm strateji belgesi ivedilikle hazırlanmalı, kentsel dönüşümün parsel değil bütüncül bir yaklaşımla mahalle bazlı, kriterleri şeffaf, ortak akılla, tüm şehir genelinde aynı olacak şekilde belirlenerek planlanmalı ve uygulamaya geçilmelidir…”
Eskiler ‘Büyük dağın büyük karı olur’ derdi.
Şehir büyük olunca sorun da çok oluyor haliyle.
Önemli olan öncelikler…
Güvenli şehirlerde huzur içinde uyumak istiyorsak ilk başlıklarımızdan olması gerekenleri Başkan Erdem dile getirdi.
Şimdi buraya dikkat!
Başkan Erdem’in kaçak yapı tanımı aynen şöyle:
“Kaçak yapı demek bizim tanımımızla öncelikle mühendislik hizmeti almamış güvensiz alanlar, içinde yaşayan her bir vatandaşımız için ayrı birer tabut demektir.”
Riskli yapı stoğu ne kadardı?
Toplamın yüzde 65’i…
Şehrin yarısından fazlası için yaşadığı evi adeta tabutu!
Ülkemiz siyasetinin de bu orandaki payı büyük maalesef…
Belirli zamanlarda siyasi kaygılar uğruna çıkarılan imar afları ile bu duruma getirilmiş şehirler…
Plansız sanayileşmenin ve yanlış imar uygulamalarının da payı var bu fotoğrafta.
İMO Bursa Şube Başkanı Serdar Atilla Erdem, Bursa’nın ulaşım ve trafik sorununa da değindi. Özetle Başkan Erdem şu vurguyu yaptı:
“Aklın ve bilimin yol gösterdiği, dünyada ve çevremizde var olan doğru modelleri örnek alarak kendimize uygulayabilir ve Bursa’da yaşamayı daha güvenli ve konforlu hale getirebiliriz”
***
Bu arada Erdem’in gündeminde iki önemli başlık daha vardı:
Doğa ve kültürel mirasın korunması….
Bu başlıkta şöyle bir gönderme yaptı Başkan Erdem:
“Su şehri Bursa’da işler suyun akışına bırakıldı.”
Ardından Kızılderililerin meşhur sözünü hatırlattı:
“Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak.”
Finalde ise ‘Kent Anayasası’ başlığını işledi ve dedi ki:
“Bursa, Türkiye’nin 81 ili arasında en hırpalanmış şehirlerinden bir tanesidir. Bize göre her şeyden önce tüm sorunların temel kaynağı planlama eksikliğidir. Yani 1/100.000’lik çevre düzeni planından bahsediyoruz. Şu anda Büyükşehir Belediyemiz yeni bir Çevre Düzeni Planı konusunda bizim de içinde olduğumuz bir çalışma başlatmıştır. Ulaşımdan alt yapıya, yapı stoğu envanterinden kentsel dönüşüme, su kaynaklarından tarımsal alanlara, afet yönetiminden dirençli şehirlere ve daha pek çok alanda Bursa’nın sadece bugününü değil yarınını da düşünerek hazırlanacak ideal bir plana ihtiyacımız olduğu çok açıktır…”
***
Başkan Erdem, Nasrettin Hoca misali göle maya çalmaya mı çalışıyor bilmiyorum ama şu memlekette can çıkar da huy çıkmaz!
Allah aşkına şu güzelim Bursa’nın tarihine yakışmayan şu an ki kimliği kimi rahatsız ediyor ki harekete geçilsin…
Sermayenin her dediğine evet denilen bir şehirde, belki de ‘umut etmek’ gerekli!