SON DAKİKA

Maskeliler için

Yazının Giriş Tarihi: 25.03.2025 14:25
Yazının Güncellenme Tarihi: 25.03.2025 14:27

Uysal Yurttaş Projesi, Soyut Padişah, Memurin Faslı, Robinson Dans Öğreniyor, Kör Baykuş.

On yıl önce kurulan MyART Tiyatro, salgın nedeniyle çalışmalarına ara vermişti. 24 Mart akşamı, Maskeliler ile Podyum Sanatmahal’de prömiyer yaptı. Tiyatronun ilk oyunundan beri takipçisiyim.

Maskeliler, İsralli yazar Ilan Hatsor’un 1990 yılında yazdığı, 2009’da İstanbul Şehir Tiyatroları’nda sahnelendikten sonra özel ve ödenekli tiyatrolar tarafından ilgiyle karşılanan, gündemden düşmeyen bir oyun. Sadece Bursa’da üç farklı tiyatrodan seyretmiştim: Tiyatro Adranos, Eskişehir Şehir Tiyatroları, Balkan Ülkeleri Tiyatro Festivalinde Nafiz Gürcü Ali Tiyatrosu.

Ilan Hatsor, Filistinlilerin yaşadıklarına odaklanıyor. Müslümanların yaşadığı topraklar, İngiliz mandasındayken, Yahudilerin kontrolüne geçmesiyle birlikte adil bir yönetim kurulamayınca, bitmeyen, acımasız, nesilden nesile geçen, taş atan çocukların direnişçiye dönüşmesiyle artık kazananın olmadığı bir savaşla karşı karşıyayız.

Ilan Hatsor’un tekstini yıllar önce okuduğumdan beri aklıma takılan iki konu var. Oyunun kasapta başlamasıyla yazar Filistinlilere bir çerçeve çizerek seyirciyi en baştan bir yöne sevk ediyor: Kasap, kan, katil. Eskişehir Şehir Tiyatroları peynirciye çevirerek doğru yapmıştı. Bu bir.

Oyunun birçok sahnesinde, Filistinlilerin isimlerini duyuyoruz, ancak İsrailli polis, asker, siyasetçi, istihbarat görevlisinin adı söylenmiyor. Yazar, kardeşlerin neden karşı karşıya geldiğini belirsiz bırakarak oyunun eksenini ezilenlerin birbiriyle olan mücadelesi üzerine kurgulamış. Sahnede üç erkek kardeşi seyrettiğimiz, dört erkek kardeşin hikâyesi. Kavganın (savaşın) İsrail’in kurulmasıyla başladığını, sınırları belirsiz bir devlet nedeniyle sona ermediğinden hiç bahsetmemesini taraf tutmak olarak görüyorum. Bu da iki.

Maskeliler Ilan Hatsor’un ilk oyunu. Tiyatro yazarı olarak iyi bir işe imza atmış. İç içe geçen diyalogları gerçekçi şekilde yazmış. En başından “komite” ile zaman sınırı koyması temponun yüksek olmasına neden olmuş. Yönetmen Mert Kırlak o kadar iyi bir oyun çıkarmış ki…

Devrim Özder Akın, Sermet Yeşil, Tegin Özdemir gibi çok iyi oyuncuların elinde yıllarca oynanabilir.

Bir gün MyART Tiyatro’nun kendi sahnesine kavuşmasını diliyorum.

Işık Tasarım: Mustafa Yıldırım.

Dekor: Faik Yunus Gürcan.

Reji Asistanı: Nihan Işık.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)

Cemal Nadir evine döndü!

03.03.2025 07:00

Cemal Nadir, Osmanlı Devleti’nin en zor zamanlarında doğdu. Altı yaşına geldiğinde ikinci meşrutiyet ilan edildi. Çocukluğundan beri resme âşıktı. Bulabildiği her şeye resim çizmesi hamurunda sanatçılık olduğunu gösterir. Birinci Dünya Savaşı başladığında on iki, doğduğu şehir Bursa, Yunanlıların iş

'Yeni' Bursa Şehir Tiyatrosu üzerine

04.03.2025 14:49

“Bursa, Nilüfer’in banliyösi haline geldi.” Bu sözü Dr. Alper Can’dan duymuştum. Yaşı 40’ın üzerinde olanlar hatırlayacaktır. 2010’lu yıllara kadar, Bursa’nın sanat hayatı Altıparmak-Yeşil merkezliydi. Heykel şehrin vazgeçilmez buluşma noktasıydı. Yıldırım ve Osmangazi ilçelerinde, Adile Naşit Tiy

    1990’lı yıllarda …

06.03.2025 15:20

Sanat emekçisi arkadaşlarımdan şu sözü duyuyorum: “Zenginliğin, ekonomik canlılığın olduğu yerde, kültür sanat gelişir. Orta sınıf belirleyicidir.” Bu sözün içeriği doğrudur. Ancak her koşulda ve zaman diliminde geçerli değildir. Her kuşağın (ve insanın) sanata bakışı, hayali farklıdır. Yaşlılık v

Bursa’da eski Ramazanlar

10.03.2025 15:52

Ramazan; duanın, ibadetin arttığı, eski günlerin hatırlandığı, ailedeki kayıpların akla geldiği, geçmişle yüzleşildiği bir aydır. On bir ay dinden uzak yaşayan, ezan duyduğunda kulak ardı eden, namaz kılmayan kişiler dahi, yanına oruç tutan biri geldiğinde, iftar saati yaklaştığında, davranışları fa

Kent kültürü

11.03.2025 12:48

Öncelikle, bir zamanlar çok okunan, tartışılan ancak günümüzde pek ilgi görmeyen iki kitaptan bahsetmek istiyorum. Çernişevski’nin Nasıl Yapmalı? (1863) ve Lenin’in Ne Yapmalı? (1902). İki kitap da yazıldıkları dönemin varoluş problemlerini anlatarak halkın yeni bir düzen için yol almasını ister. Y

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Söz Bursa En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.