SON DAKİKA
Hava Durumu

Kurum tiyatrosu nasıl olmalı?

Yazının Giriş Tarihi: 27.03.2025 14:55
Yazının Güncellenme Tarihi: 27.03.2025 14:57

Nilüfer Belediyesi, 2014 yılında “Nilüfer Sanat” Tiyatrosu’ndan (prodüksiyon tiyatrosu) Kent Tiyatrosuna geçiş için önemli bir adım atmıştı. Danışma kurulu oluşturulmuştu. Oyunların, yönetmenlerin belirlenmesinde kurul etkiliydi. Sonrasında yönetmenler oyuncuları seçiyordu. Bu sistem iki yıl devam etmiş, başarılı olamayınca danışma kurulu işlevini kaybetmişti. Engin Alkan, Serdar Biliş, Ali Düşenkalkar gibi usta yönetmenlerin oyun yönettiği süreçten sonra nihayet kadrolu sisteme geçilmişti.

Nilüfer Belediyesi bu adımları atmadan önce tiyatrocuları bir araya getirerek, “Kurum Tiyatrosu Nasıl Olmalı?” başlıklı toplantı düzenlemişti. Davet edilmediğim için katılamamıştım.

Bu toplantıda tutulan notları, o yıllarda, Nilüfer Belediyesi Tiyatro Koordinatörü olan Feza Soysal’dan almıştım. Elden geçirerek Bursa Tiyatro Tarihi Araştırmaları 2 kitabımın “Nilüfer Kent Tiyatrosu’nun Tarihi” bölümünde yayımlamıştım. Notları tutan arkadaşa teşekkür ederim. Tiyatro tarihi için önemli bir belge ortaya çıkarmış.

Bursa’da ilk defa bu başlıkta bir toplantı yapılmış, belediye yönetimi tiyatroculara fikrini sormuştu.

Üzerinden 11 yıl geçti. Aynı başlık altında ikincisi yapılabilir. Bursa Devlet Tiyatrosu Müdürü–Sanat Yönetmeni Sezai Yılmaz’a, Bursa Şehir Tiyatrosu Müdürü Nazan Akdoğan ve Sanat Yönetmeni Ali Düşenkalkar’a, Nilüfer Kent Tiyatrosu Müdürü – Sanat Yönetmeni Kazım Güçlü’ye önerimdir.

11 yıl önce konuşulanları okuyarak işe başlayabiliriz:

Belediye olarak ilk etapta kurulacak olan tiyatronun şimdilik 4 yıllık planlandığı ama asıl amacın güçlü bir seyirci kitlesi oluşturup tiyatronun kalıcılığının sağlanması olduğu belirtildi. Bazı katılımcılarsa Bursa’nın zaten bir seyirci kitlesi olduğunu sadece bu kitlenin yönlendirilmesi gerektiğini düşündüğünü söyledi. Yani önemli olanın mevcut seyirciyi bilinçlendirmek ve sadece tüketen değil aynı zamanda üreten bir seyirci bilinci oluşturmaktır.

Tartışılan diğer konu da kurulacak olan kurumun bir genel sanat yönetmeninin olup olmamasıdır. Katılımcıların bir bölümü genel sanat yönetmeni olması gerektiğini ancak bu yapının kendini yenileyebilmesi ve ilerleyebilmesi adına genel sanat yönetmenliği görevinin iki yıl ile sınırlandırılması gerektiğini düşünmektedir. Aynı zamanda genel sanat yönetmeninin festivallerdeki oyun seçiminde de görevli olması söylenenler arasında. Bazı katılımcılarsa bütün sorumluluğun bir kişi üzerinde toplanmasından ziyade kurulacak olan kurumda ben değil biz bilincinin oluşturulması gerektiğini bunun da bir danışma ya da sanat kuruluyla daha iyi sağlanacağını söyledi. Kurul oluşturulması kararı alındı.

Katılımcılardan bazıları tarafından; Avrupa ülkelerindeki farklı modeller üzerinden örnek verirken bir kısmı ise Avrupa modeli üzerinden gidilmemesi gerektiğini, Avrupa’da tiyatronun talep edilen bir eylem olduğu oysa Türkiye’de ve özellikle Nilüfer’de tiyatroyu talep eden bir seyirci kitlesi olmadığını, şehrin yaşam standartlarının farklı bir yaşam şekli oluşturduğu ve bu yaşam şeklinin içerisinde insanların tiyatroya gitme alışkanlığı olmadığı vurgulandı. Nilüfer Belediyesi’nde bugüne kadar yapılan işlerin belediyenin yarattığı alan sebebiyle takip edildiği oysa yılda 100 oyun oynandığında böyle bir seyirci kitlesinin belki de olmayacağı dile getirildi. Belediye tarafından bugüne kadar bu yaşam modelini kurmak adına, sürekli daralan siyasi ve kültürel ortamda bir nevi kahramanlık addedilen projeler üretildiği de vurgulandı. Düşünülen tiyatro modelinde zaman sınırının olmasının yanı sıra kök salmasının ve insanların bu işi devam ettirebilmesinin muhakkak olduğu belirtildi.

Önce Bursa’da tiyatro yapan insanlarla dertleşilmeli, yerel yönetimlerin bir sorumluluğu varsa kendi eşiğinden başlanmalı. İdeolojik bir fikre ihtiyaç var, kamusal destekle ayakta tutmak mümkün o yapıyı, kılcal damarlar oluşturulmak zorunda, mesele her akşam perde açmak değil asıl mesele seyirci oluşturmak gibi bir şey de değildir. Tiyatronun devrimsel niteliği yoktur, tiyatro seyirciyi dönüştüremez. Ancak tabana ineceksek bu mümkündür.

Amatör tiyatrolar çok önemlidir. Ama durum öyle bir hale geldi ki herkes oyuncu oldu. Günümüzde market açmak bile daha zor. İki kişi yan yana gelip ‘tiyatro kuralım mı?’ diyor. Nilüfer Belediyesi salon veriyor hepimize ama diyor ki ‘sana geçen ay verdim.’ Salonlar hangi birimize yetecek? Bursa’da salon yok. İngiltere’den ve Türkiye’den birçok örnek verildi. Avrupa’dan verilen örneklerin Türkiye’yle uyum sağlamasının mümkün olmayacağı konusunda hem fikir olundu.

Nilüfer Belediyesi’nden amatör bir tiyatro olarak yer temini istemelerine karşın ünlü bir isme bu yerin tahsis edilmesi eleştirildi. Tiyatro yapacak gençlere gerektiği kadar istihdam sağlanamıyor fikri öne sürüldü. Danışma kurulundan önce bir kontrol kurulu oluşturulması önerildi. Katılımcılar; şehirde tanık olunan bir genç kitle var ve belediye ile onlara önayak olmak istiyor. Bir yandan da bu iş daha evrensel boyutlara taşınmak isteniyor. Evrensel bir proje yapılabilir ama en başından bir seçim yapmanın daha mantıklı olduğunu kararına varıldı.

Tiyatro kurumlarının herkesin en favori oyununu oynatmak gibi bir amacı var. Asıl amacın o tiyatronun uzun bir süredir oynamadığı bir oyun üzerine yoğunlaşmak olması gerektiği olduğu belirtildi.

Nilüfer’de kurulacak olan tiyatronun yerel oyunculardan da oluşması gerektiği, bu oyunculardan bir kadro oluşturulması gerektiği düşünülüyor ama bunun yanı sıra yine prodüksiyon tiyatrosu yapılabileceğini, böylelikle dışarıdan gelecek olan tanınmış oyuncularla yerel oyuncuların birlikte çalışması sonucunda, belirli bir süre sonra Nilüfer Sanat’ın yerel oyuncularının tanınmış oyuncular haline gelmesi sağlanabilir denildi. Bu çekirdek kadroyla ayrı bir sözleşme imzalanması, dönem içinde oyuncuların aynı zamanda çeşitli kurslarda eğitmenlik yaparak bu çarkı döndürebileceği konuşulan konular arasında. Bu şekilde amatör olarak tiyatro yapmak isteyen Nilüferlilerin yanında olunacaktır. Prodüksiyon tiyatrosunun pahalı bir iş olduğundan, en azından fark yaratmak isteniyorsa iyi paralar harcamak gerektiğinden bahsedildi ama genel kanı az maliyetle de iyi işler çıkabileceğinin doğrultusunda. Prodüksiyon tiyatrosunun para olduğu sürece her türlü yapılabileceği asıl zor olan kendi bünyesinde yerel oyuncularına öncelik vererek yeni bir kadro oluşturmaktır fikri öne çıktı. Bir diğer görüşe göre; bir çekirdek kadro olsun ama bu kadronun yanı sıra her yıl oyuncu seçmesiyle kurum kendi bünyesine sözleşmeli oyuncu alımına devam etsin. Yeni oyuncuların kadroya girebilme şansı olsun. Bu oluşum ‘Her yıl taptaze, yepyeni oyuncularla çalışacağız’ gibi net cümlelerle halka duyurulması gerektiği düşünülüyor.

Belediye olarak şu ana kadar yapılan prodüksiyon çalışmalarının daha kapsamlı bir şekilde yürütmeye devam edip, hem ulusal hem de uluslararası bir çağrıyla duyurularak bir üst boyut kazandırılmasından yana olduğu düşünülüyor. Çağrının da belirli bir tema üzerinden yürütülmesi gerekildiği inancı var. Bu çağrıya yanıt şehir dışından geldiği taktirde gelen ekibe Bursa içinde o sezonluk hayatlarını devam ettirecek maddi ve manevi desteğin belediye tarafından karşılanması gerektiği konuşulan bir diğer konu.

Sağlam ve devamlılığı olan bir iş yapılmak isteniyorsa ilk etapta seyirciyle buluşmanın yolları aranmalı fikri herkesçe ön koşul olarak kabul edildi.

Belediye’nin düşündüğü bir diğer konu da Nilüfer Sanat logosuyla daha fazla kişiye ulaşılabilir mi? sorusudur. 20 kadar tiyatro topluluğuna Nilüfer Sanat adı altında oyun sahneleme imkânı sunmak böylece hem tiyatro sanatına katkıda bulunur hem de adını daha hızlı bir şekilde duyurabilir.

Festivallerin daha çok insana ulaşabilmesi adına talebin fazla olduğu oyunların birden fazla kez sahnelenmesi katılımcılardan birinin önerisi.

Bir diğer katılımcının önerisiyse genel sanat yönetmeninin olması ve prodüksiyon tiyatrosuna devam edilmesi gerektiğidir. Bu prodüksiyon tiyatrosunun içinde çalışacak oyuncuların kesinlikle aynı zamanda belediye içinde var olan genç tiyatro severlerden oluşması gerekmektedir. Bu yapının oyunculuk mezunu olmayan ama ne yapacağını bilemeyen gençler üzerinde yönlendirici bir etkisi olmalıdır. Genel olarak katılımcılar başta bir tema belirlensin konusuna karşı. Sezon içinde 4 oyun oynanacak ve bu 4 oyunun temasının da aynı olması dezavantaj olabilir kanısındalar.

Bir katılımcı da ‘Kurulacak kurumun seyirci bulabilmesi adına ulaşım açısından uygun bir yerde bulunması önemli bir konudur. Ve amaç eğer kurumsal bir tiyatro kurmaksa her anlamda o tiyatronun rejisöründen, ışıkçısına, gişe memurundan genel sanat yönetmenine kadar tam donanımlı bir kadrosunun ve en önemlisi kendi oyuncularının olması gerekmektedir. Bunun yanı sıra prodüksiyon tiyatrosu sonrasında yine yapılabilir. Ya da her sene kadroya katılacak iki oyuncuyla bu kadro genişletilebilir.’ dedi.

Belediyede bu yapı için eksik olan tek şey oyuncu kadrosudur. Oyuncu kadrosu oluşturulduktan sonra ana oyunlar dışında düzenleyecekleri atölyelerle hem kuruma hem de kendilerine ek gelir sağlayabilirler. Belediye’nin istediği asıl amaç en az 15 liradan ortalama her oyuna 200 bilet satılacak hale gelinmesidir. Belediye toplam bütçenin %50’sini finanse edebilmeli, geri kalanı da bilet fiyatlarından sağlanmalıdır.

Danışma/Sanat kuruluna seçilen oyuncuların o sezon boyunca oyunlarının Nilüfer’de oynanmaması gerektiği, bu nedenle kendi oyunları oynamayacağı için bir ya da iki yıllık oluşu yönetim kurulundakiler açısından daha sağlıklı olacağı belirtildi.

Festivallerin daha iyi bir yol izleyebilmesi açısından festivalin bir aya sıkıştırılması yerine bunun yayılmasını önerildi. Katılımcılar genel olarak Bursa’da yapılan festivalin yanlış yürütüldüğünü festivale gelen ekiplerin turneye geliyormuşçasına bir program izlenmesi festivali yanlış kılan en önemli etken olduğu fikrinde. Tam olarak festival sayılabilmesi için oyuncu ve seyirci buluşmasının çok önemli olduğu dile getirildi.

Belediye kanadı kurumsal tiyatrodan ziyade kurumun tiyatrosu olsun istiyor. Repertuar seçilirken bir oyun gençlere ve çocuklara hitap etmeli, bir oyun yetişkinlere hitap etmeli ve seçilen diğer oyun da 20. yüzyıl öncesine ait bir oyun olmalı, örneğin Moliere’e.

Katılımcılar tarafından bu yapıya başka misyonlar yüklenebileceği konuşuldu. Örneğin yazarlığa teşvik etmek gibi. Belediye kanadı tiyatro müdürlüğünün kurulacağını, Kültür Müdürlüğü’nün bütçesinin bir kısmının da buraya aktarılacağını söyledi. Adı duyulmamış ‘iyi’ tiyatrolar belediye adına oyun yapsınlar ve belediye de o oyunlara hem prodüksiyon hem de prömiyer olanağı sağlasın önerisi yapıldı. Katılımcılardan biri, bir tiyatro grubunun oyun yapabilmek için Nilüfer Belediyesi’ne sığınma gerekliliğinin doğru olmayacağını söyledi. Ancak bir tiyatro belirlediği oyunla belediyeye geldiğinde belediyenin onayladığı bir iş ise açıktan para desteği yapılabilir. Bu durum tiyatronun yaşaması ve yeni tiyatroların ortaya çıkması için iyi bir fırsattır.

Önce Bursa içinde bir oluşum yapalım ardından bunu ulusal ve uluslararası bir kimlikte tanıtalım önerisi yapıldı. Oluşturulacak olan danışma kurulunun aktif olarak sanat yaşamının içinde bulunan insanlardan oluşmasının zorunlu olmadığının hatta oluşmasa daha bile iyi olabileceğinin düşüncesi tartışıldı. Çünkü aktif olarak sanat yaşamının içinde bulunan kişi kendi çıkarı doğrultusunda bu işi kullanabileceği konuşuldu. Bu danışma kurulunun içinde yazarlar, yönetmenler, oyuncular olmalı ki bir akım oluşabilsin diye karşı görüşler de ifade edildi.

Belediye kanadına göre danışma kurulu;

Danışma kurulu 7 kişiden oluşsun. Bunlardan 5’i sanat camiasından 2’si belediyeden olsun. Bu 5 kişinin içindeki sanatçılardan biri akademisyen olmalı. Kurulda tüm kuşakları temsil eden bireylerin olmasına özen gösterilmesi ve kadın kotası olması gerektiği önerildi.

Katılımcılardan biri kurulacak olan kurumda bir kere oynayanların bir daha oynayıp oynayamayacağını sordu Eğer oynayamayacaklarsa kurum, her sene bünyesinde oynayacak Bursa’ya bir şeyler katacak doğru 5 ismi bulmakta zorlanacaktır diye düşündüğünü ifade etti.

Alınan karar doğrultusunda;

Danışma kurulu 11 kişiden oluşur.Belediyeden iki kişi; 1’i belediye başkanı ve belediye başkanının atayacağı bir kişi. 1 akademisyen.Eleştirmenler birliğinden temsilci.Özel sektörden tiyatro yapımcısı.Sanat kurulu iki yıl için görev yapar.1 Temmuz’a kadar oyunlar belirlenir.15 Temmuz oyuncu seçmeleri yapılır.15 Ağustos’ta provalar başlar.

Konuşulan önemli konulardan biri de kadro giderlerinin nasıl karşılanacağı ve maaşların neye göre belirleneceğidir.

Belediye’nin planına göre sanat kurulu toplandıktan 15-20 gün içerisinde çağrı yapılır. 10 gün sonra İstanbul’da yapılacak basın toplantısıyla çağrı duyurulur ya da 15 Eylül’e kadar çağrı için zaman verilir. Ekim’de sezon açılır. Temmuz başında ya da 15 Temmuz’da basın toplantısı yapılarak internet ortamında çağrı dosyası hazırlanır. Çağrı süreci verimli olmazsa yönetim kurulu oyunlara karar verir. Nilüfer Belediyesi, Tiyatro Festivali’nin açılış oyunu olarak her yıl kendi yazdırdığı bir oyunu hazırlayabilir, bunlarda yönetim kurulu tarafından belirlenmelidir. Merdiven altı tiyatrolara oyun yaptırmanın çok önemli olduğu ifade edildi. Festival içinde merdiven altı tiyatroların desteklenmesi daha uygun olduğu söylendi. Çağrının ne ölçüde yapılacağına sanat kurulu karar verecektir. Çağrıyla gelecek oyunlar kategorilere ayrılacak (örneğin 19. yy oyunu gibi) ve genel sanat yönetmeni hangi tarzda oyun yapmak istiyorsa bu kategorilerden seçimini yapabilecektir.

Katılımcıların hem fikir oldukları konu ise uluslararası bir vizyon yaratmak için uluslararası bağlantıları olan bir genel sanat yönetmeniyle çalışılması gerekildiğidir. Ancak katılımcılar yerelin ihmal edilmemesi konusunda ısrarcıdır.

Kurulun görevi, kaç kişiden oluşacağı ve yılda kaç kere toplanacağı, projeleri kimsenin kabul etmemesi durumunda ne yapılacağı soruldu. Bu yüzden bir yönetim kurulunun tek bir sanat yönetmeni seçmesi gerektiği önerildi. Yönetim kurulunun da 5 kişiden oluşan icracı bir ekip olması önerildi. Belediye kanadından ilk etapta bu kurulun sık sık bir araya gelerek bir politika belirlemesi ve 3 gün boyunca bu politika üzerinde çalışıp çağrı çıkarılıp çıkarılmamasına, oyunların ve yönetmenlerin neler olabileceğine karar verildi. Danışma Kurulunun 13 kişiden oluşması ve içinden ilk toplantıda icracı 5 kişilik heyetin seçilmesi kararlaştırıldı.

Tüm katılımcılar 5 ulusal 2 yerel olmak üzere yönetim kurulu önerilerini bildirdiler ve bir danışma kurulu belirlendi.

Danışma Kurulu Üyeleri:

1) Mehmet ERGEN

2) Üstün AKMEN

3) Murat KARASU

4) Erol İPEKLİ

5) Özge ÖZDER

6) Altuğ GÖRGÜ

7) Ezgi YENTÜRK

8) Cevat ÇAPAN

9) Bora ÖZKULA

10) Cem USLU

11) Faruk BOYACIOĞLU

12) Belediye Temsilcisi

13) Belediye Temsilcisi

Son karar:

Bu kurul biraz daha genişletilip içerisinden 3 kişilik yürütme seçilecek. Bu 3 kişi asıl işi yapacak, diğer kişilerse aralarında iş bölümü yapacaklardır. Kurul bu sezona ve devam eden sezonlara program hazırlayacaktır. İlk toplantı 23 Haziran pazartesi günü İstanbul’da gerçekleştirilecek. İlk toplantıda yürütme seçilerek tema üzerinden konuşulacak bununla birlikte oyun belirleme yönteminin ne olması gerektiği kararlaştırılacaktır.”

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Söz Bursa En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.