SON DAKİKA

Bırakın Mükemmel Olmasın!

Yazının Giriş Tarihi: 24.03.2025 14:47
Yazının Güncellenme Tarihi: 24.03.2025 14:48

İnsan sürekli kendini geliştirerek en iyi ve en faydalı olma durumu için çaba sarf etmektedir. Değişen ve gelişen dünyaya ayak uydurarak mükemmele ulaşma çabasındadır. Sürekli gelişen teknoloji bizleri, elimizdekilerin yetersiz olduğuna ve bu yetersizlik ile mükemmele ulaşma çabasına yönlendirmektedir.

Çaba insanı geliştiren en önemli öğelerdendir. Çaba içindeyken birçok da hata yaparız. Hatalar ve eksikler de biz insanlara özgüdür. Aslında her hata ve eksiklikler bize bir başarı yoludur. Hatalarımızdan öğrendiklerimiz ve eksiklerimizi fark edip tamamlamamız ile ilerleriz bu yaşamda.

Türk Dil Kurumunda mükemmeliyetçi “Mükemmel olma yolunda aşırı çaba sarf eden kimse” olarak tanımlanmaktadır (TDK 2018).

Çocukluk döneminde şekillenen bu özellik, büyük ölçüde ebeveyn tutumları ve çocuğun geliştirdiği bağlanma stili ile ilişkilidir. Ebeveynlerin tutumu, çocuğun dünyayı nasıl algıladığı ve kendisini nasıl değerlendirdiği üzerinde derin bir etkiye sahiptir. Ancak mükemmeliyetçilik yalnızca ebeveyn tutumlarından kaynaklanmaz; çevresel ve bireysel faktörler de bu süreci etkileyebilir. Anlaşılması adına sırasıyla açıklayacağım.

Otoriter Ebeveyn Tutumu ve Kaygılı Bağlanma:

Otoriter ebeveynler, çocuklarından yüksek başarı beklentisi içinde olup hata yapmalarına tahammülsüzdür. Bu ebeveynler çoğunlukla eleştirel, disiplin odaklı ve duygusal açıdan mesafelidir. Çocuklar, ancak mükemmel olduklarında ebeveynlerinin sevgisini ve onayını kazanabileceklerine inanır. Bunun sonucunda kaygılı bağlanma gelişir. Kaygılı bağlanmaya sahip bireyler, sürekli olarak başkalarının onayına ihtiyaç duyar ve hata yapmaktan korkarlar.

Aşırı Koruyucu Ebeveyn Tutumu ve Kaygılı-Kaçıngan Bağlanma:

Aşırı koruyucu ebeveynler, çocuklarının her adımını kontrol eder ve onların bağımsız hareket etmelerine izin vermez. Çocuklarına karşı fazla müdahaleci davranarak onları hayal kırıklıklarından korumaya çalışırlar. Ancak bu durum, çocuklarda kaygılı-kaçıngan bağlanma geliştirebilir. Böyle büyüyen çocuklar, başarısız olma korkusu nedeniyle risk almaktan kaçınır ve mükemmeliyetçiliğe yatkın hale gelirler.

Aşırı Eleştirel ve Rekabetçi Ebeveyn Tutumu ve Kaçıngan Bağlanma:

Sürekli eleştiren ve çocuklarını başkalarıyla kıyaslayan ebeveynler, çocuklarında kaçıngan bağlanma geliştirebilir. Bu çocuklar, kendilerini yeterince iyi hissetmez ve başkalarının beklentilerini karşılayamadıklarında değersiz olduklarına inanırlar. Bu da onları, duygularını bastıran ve hatayı tölere edemeyen bireyler haline getirir. Kaçıngan bağlanmaya sahip bireyler, mükemmel olmaya çalışarak duygusal ihtiyaçlarını görmezden gelme eğilimindedir.

İhmalkâr Ebeveyn Tutumu ve Dağınık Bağlanma:

Çocuklarının ihtiyaçlarını karşılamayan, ilgisiz ve soğuk ebeveynler, çocuklarında dağınık bağlanma gelişmesine neden olabilir. Bu bağlanma stiline sahip bireyler, ebeveynlerinden yeterli ilgi görmedikleri için kendi kendilerini aşırı eleştirme eğiliminde olabilirler. Kendilerine koydukları yüksek standartlar, içsel bir boşluğu doldurma çabasından kaynaklanır ve mükemmeliyetçilik bir başa çıkma mekanizması haline gelir.

Mükemmeliyetçiliğin gelişiminde yalnızca ebeveyn tutumları değil, bireysel ve çevresel faktörler de büyük rol oynar:

Toplumsal ve Kültürel Baskılar:

Akademik başarıya verilen önem, sosyal medyanın etkisi ve rekabetçi toplum yapısı, mükemmeliyetçiliği teşvik edebilir. Örneğin, sosyal medya platformlarında sürekli olarak kusursuz hayatlar sergileyen bireyleri gören gençler, kendilerini yetersiz hissedebilir ve sürekli daha iyisini yapma baskısı altına girebilirler. Aynı şekilde, akademik başarının ön planda olduğu kültürlerde büyüyen çocuklar, başarıyı kişisel değerleriyle eşleştirebilirler.

Kişilik Özellikleri:

Bazı çocuklar doğuştan daha duyarlı, içsel motivasyonu yüksek ve başarı odaklı olabilir. Örneğin, mükemmeliyetçiliğe yatkın bir çocuk, kendi kendine yüksek hedefler koyarak küçük yaşlardan itibaren kendisini sürekli geliştirmeye çalışabilir. Ancak, bu durum zamanla stres ve kaygıya yol açabilir.

Öğretmen ve Eğitim Sistemi:

Sürekli yüksek performans beklentisi ve başarıya dayalı ödüllendirme sistemi, çocuklarda mükemmeliyetçiliği tetikleyebilir. Örneğin, sürekli en yüksek notu almak için çabalayan bir öğrenci, başarısız olma korkusuyla hata yapmaktan kaçınabilir ve zamanla mükemmeliyetçi bir yapıya bürünebilir.

Akran İlişkileri:

Sosyal çevre ve arkadaş grupları da mükemmeliyetçilik üzerinde etkili olabilir. Örneğin, sürekli olarak başarılı akranlarla kıyaslanan bir çocuk, kendisini yetersiz hissederek mükemmel olma çabası içine girebilir. Rekabetin yoğun olduğu arkadaş gruplarında büyüyen bireyler, hata yapmanın kabul edilemez olduğuna inanabilir ve kendilerini aşırı derecede zorlayabilirler.

Travmatik Deneyimler:

Çocuklukta yaşanan olumsuz deneyimler, mükemmeliyetçiliği tetikleyebilir. Örneğin, küçük yaşta başarısız olduğu için eleştirilen veya dışlanan bir çocuk, gelecekte aynı hataları yapmamak için kendisini aşırı zorlayabilir ve mükemmel olmaya çalışabilir.

Son Olarak;

Mükemmeliyetçilik, sadece bireysel bir özellik değil, çocuklukta ebeveynlerin tutumlarıyla şekillenen ve çevresel faktörlerle pekiştirilen bir kişilik yapısıdır. Çocuklarının gelişimini sağlıklı bir şekilde desteklemek isteyen ebeveynlerin, aşırı beklentilerden kaçınması, eleştiriyi yapıcı bir şekilde sunması ve çocuklarına koşulsuz sevgi göstermesi büyük önem taşır. Güvenli bağlanmayı destekleyen ebeveynlik yaklaşımları, mükemmeliyetçiliğin zararlı etkilerini azaltabilir ve çocukların kendilerini daha yeterli hissetmelerini sağlayabilir.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Söz Bursa En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.