SON DAKİKA
Hava Durumu

Rüzgâr gülü!

Yazının Giriş Tarihi: 14.09.2024 17:17
Yazının Güncellenme Tarihi: 15.09.2024 10:47

Daha Samanyolu TV’de Emre Uslu ve Mehmet Baransu ile çıktığı programlarda Feto'ya “Hocaefendi” diyerek övgüler yağdırdığı,

Yine “Derin yapılanma Fethullah Gülen’i hedef aldı. Önce Bahçeli sonra bu Cübbeli” başlığıyla FETÖ’nün yasaklı yayın organlarında yer alan yazılarından bilirim Fuat Uğur’u…

Anadolu’da bir tabir vardır, “ismiyle müsemma” diye!

Genelde bir insanın ismi; fiziksel yapısı ve karakteriyle örtüştüğünde bu tabir kullanılır!

Arapça kökenli Fuat ismi “kalp” ve “gönül” anlamına gelir. Fuat ismi, aynı zamanda “yabancı” ve “tuhaf” anlamı da taşır…

O yüzden ne zaman Fuat Uğur ismi gündeme gelse;

Türk basınında “yabancıya/ele hizmet eden” ve de “rüzgârın yönüne göre yazılar” kaleme alan “tuhaf” bir tip aklıma gelir.

Dolayısıyla bu “Tuhaf” yazar, yine ne zaman bir konuyla ilgili kalem oynatsa Eskimoların “rüzgârsız havada dönen fırıldağın mutlaka bir üfleyeni vardır” atasözünü dillendiririm.

Peki Fuat Uğur’un “üfleyeni kim?”

Tahminleri size bırakıyorum, lakin Fuat Uğur’un; “Türk ordusunu pasivize etmek amacıyla ABD’nin PKK/PYD gibi beslemesi olan Fethullahçı Terör Örgütü eliyle tertiplediği Ergenekon ve Balyoz kumpaslarının medya ayağında görevli olduğu ve özellikle tek tip haberlerin medyaya servis eden kişi olduğu” iddialarını da sakın aklınızdan çıkarmayın!

***

“Kalbini, gönlünü bir kenara bırakan” Fuat Uğur’un yazı ve sosyal medya paylaşım arşivlerinden tüm delillerini çıkarabileceğiniz, yabancıya hizmet eden türdeki görüşlerini son günlerde de okuyoruz.

Bugünlerde Kara Harp Okulu’ndaki mezuniyet törenini gündemine almış. Herhalde FETÖ sonrası Türk Ordusu’nda devşirme subay yetiştirme imkânı bulamayan ABD’nin rahatsızlığı, onda ve onun gibilerde böbrek sancısına yol açmış!

O yüzden olsa gerek teğmenlerin yemini üzerinden yabancıya hizmet eden türden bir algı operasyonu başlatmış. Tıpkı Ergenekon ve Balyoz kumpaslarında olduğu gibi…

Tuhaf yazarımız TV100’de 12 Eylül 2024 tarihli ve “12 Eylül’ün yıldönümünde teğmenler ve yazışma gruplarındaki o sözler” başlıklı yazısının “neden geçmişi hatırlatıyoruz?” bölümünde şöyle buyurmuş:

“30 Ağustos’ta 300 Kara Harp Okulu mezunu yeni teğmenin, mezuniyet töreninde resmi yeminlerini ettikten ve devlet erkanı tören alanından ayrıldıktan sonra, kılıç şaklatarak, 15 Temmuz’un ardından kaldırılan yemini KORSAN olarak okuyup nümayiş yapmaları nedeniyle…”

Dedik ya üflemiş birileri, O da rüzgâr gülü misali kendince rüzgâr yapıyor!

Hem de yemini; devrenin tamamının okuduğunu, korsan olmadığını, 15 Temmuz’dan sonra yasaklanmadığını, 2016 ve 2017 yılları hariç 1995’ten 2023’e kadar her törende okunduğunu, 28 yıldır okunan bu yeminin 2023 ve 2024 yılı tören programından çıkarıldığını bildiği halde…

Yeminin 2023 ve 24’te tören programından neden çıkarıldığını, kimleri rahatsız ettiğini sorgulamak gerekirken rüzgâr gülümüz, diline dolamış bir 300 teğmeni, “300 de 300” diyor başka bir şey demiyor. Herhalde 300 Spartalı filminin etkisinde kalmış olacak ki okuldan 300 teğmen atılsa mutlu olacak!

“Bak kalbinin hangi amaca hizmet için çarptığını” bilip de bilmediğimiz Fuat Uğur;

Bu metni okumayı yasaklayan tek bir yönetmelik yok. Bırak yönetmeliği konuyla ilgili verilen yazılı ya da sözlü emir de mevcut değil…

Hal böyleyken tören bittikten sonra devrece okunması neden disiplinsizlik oluyor neden korsan oluyor. Komando andı okunsaydı yine suç olacak mıydı? Geçmiş yıllarda cumhurbaşkanlarının önünde okunup da yasaklanmayan bu andı teğmenlerin kendi arasında okumasının neresi suç, neresi yanlış ve bu nasıl bir niyet okumak?

Ayrıca askerlik yemini bir defa edilir. Bu teğmenler de harp okuluna girişte gördükleri intibak eğitimi sonunda askerlik yeminini ettiler. “Teğmen Andını kaldırıp onun yerine, ikinci kez askerlik yemini ettirilmesi hangi gerekçeye dayandırıldı?” sorusunun cevabını araştırmak, biliyorum senin işine gelmez!

***

Beyimiz yine üfürmeye devam etmiş aynı yazısında:

“Belli ki bu organize bir iş. Aldığım duyumlar ise hiç iç açıcı değil. Öncelikle tek bir odak yok ortada. Sol ideolojik formasyonlu gruplar, mezhepçiler, Zafer Parti ile bağlantılılar, Kemalistler vb. Hepsinin tepesinde bir generalin olduğu söylentisi ise benim kulağıma kadar geldi.”

Fuat Uğur bırak bu aldığım duyumlar ayağını… “Kulağıma üfürenlere göre durum hiç iç açıcı değil” de, rahatlat kalbini ve gönlünü…

Bu teğmenlerin yüzde sekseni milliyetçi-muhafazakâr ailelerinin çocukları… Ebeveynleri ağırlıklı olarak MHP veya AK Parti seçmeni. Bunu anlayabilmen için dönem birincileri de dahil olmak üzere teğmenlerin isimlerine bakmak yeterli.

Ey rüzgâr gülü!

İddia ettiğin gibi bu işte bir general varsa derhal işlem başlatılması gerekmez mi? Bu kadar cayırtı koparken başta Akit gibi gazeteler bunu yazmayacak öyle mi? Teğmen rütbesi düşük geldiği için ve bir Talat Aydemir algısı yaratmak uğruna utanmadan konuyu bir generale bağlamaya çalışıyorsunuz!

Yine utanmadan, bu çocukların güvenlik soruşturmalarını yapan, yazılı ve sözlü mülakatlarına giren devlet görevlilerini ve en nihayetinde bir bütün halinde yönetim silsilesindeki insanları töhmet altında bırakıyorsunuz.

Yine zat-ı tuhaf demiş ki:

“Hele 30 Ağustos’ta cami açılışı yapılacağının ilan edilmiş olması tamamını çileden çıkarmış…

Hadi diyelim senin dile getirdiğin bu türden bir yazışma var.

Ey tuhaf adam böyle bir yazışma, hukuken yazan kişiyi bağlamaz mı? Ama sen nasıl üfürüyorsun?

Bir genelleme yaparak teğmenlerin tamamına böyle bir suçlama getiriyorsun. Cumhuriyet savcısı olsam seninle ilgili Türk Silahlı Kuvvetlerine karşı kin ve nefret söylemi oluşturmaktan hemen soruşturma açarım.

***

Beyimiz ardından şöyle üfürmüş:

“Bir başka iddia ise ki zaten Cumhurbaşkanı’nın konuşmasından edinilen izlenim de bu yönde, 30-50 kadar bir çekirdek kadro var ve diğerleri de onların yönlendirmesiyle sürüklenmiş görünüyorlar. Bu arada bölük komutanı M.’nin olayın hemen ardından emekliliğini istemesini olan bitenle ilişkilendirenlerin sayısı hiç az değil.”

Beyimiz kesin saptama yapmış 30-50 çekirdek kadro var!

Böylesine hassas konuda Sayın Cumhurbaşkanı bile net konuşmazken, böyle bir bilgiyi sanki doğruymuş gibi sunmakla neyi amaçlıyorsun? Derdinin algı olduğunu biliyoruz da Sayın Cumhurbaşkanı’nın yanlış bilgilerle kaç defa zor durumda bırakıldığını unutmuş olman imkânsız. Yoksa sen de Sayın Cumhurbaşkanına yanlış bilgi aktaran tayfanın bir neferi misin?

“Tıpkı Bölük Komutanı M.’nin istifa edeceğini; törenden önce bölük önünde ifade ederek vedalaştığı bilgisini es geçmen gibi…

Algı yapacak ya yazmış:

“1995 yılı. 28 Şubat 1998’e giden sürecin kilometre taşları döşeniyor.

Işık Koşaner’in Kara Harp Okulu’nda komutan olduğu dönemde tankın üzerinde bu yemini ettiren ADNAN AYGUN o dönem tüm protokolden büyük alkış aldı…”

Üfür bakalım…

Birincisi verdiğin tarih doğru değil. “28 Şubat 1998’e giden sürecin kilometre taşları” şeklinde kaleme aldığın cümledeki tarihi; editöre rica et “28 Şubat 1997’e” şeklinde düzeltsin…

İkincisi 1995’te okul komutanı Işık Koşaner değil, Yaşar Büyükanıt idi...

Üçüncüsü, o yıl 30 Ağustos’taki mezuniyet töreninde Teğmen Andını okuyan dönem birincisi Adnan Aygun değildi.

Anlaşılan o ki metni ilk yazan ve okul komutanının onayıyla okuyan teğmen FETÖCÜ olmadığı için, daha doğrusu algı planlarınızla örtüşmediği için o isim yerine FETÖCÜ Adnan Aygun ismini üfürdünüz…

Bütün dönem birincileri ve andı okuyanların isimlerini bildiğiniz halde, kamuoyunu kasıtlı olarak yanıltıyorsunuz.

Yemin metni ABD’den gönderilseydi, böyle bir tepki gösterir miydin bilemiyorum ama sen bu işlerde “aparat” misali üflerken, yemin konusundaki hiyerarşik onay sürecini arkadaşın Yusuf Alabarda’ya sor bakalım, ne anlatacak!

***

Dedim ya:

Rüzgârsız havada dönen fırıldağın mutlaka bir üfleyeni vardır!

Bizim rüzgâr gülüne üfleyenler, metni ilk yazan ve okuyan 1995 mezunu Teğmen’in kimliğini sansürlemişler.

İsmini vermeyeceğim ama TSK’nın şerefli bir mensubu olan O subayın ahı, sizin üzerinizden hiç düşmeyecek… Bu şerefli Türk subayının senin gibi ele hizmet eden kalemşorların bir dönem borusunu çaldığı FETÖ tarafından nasıl mağdur edildiğini, ilk rütbelerde nasıl sicilinin bozulduğunu, üstün başarılarına rağmen neden terfi ettirilmediğini, kurmay subay olamadığını, Fethullahçı Terör Örgütü’nün en etkin olduğu yıllarda ömrünü adadığı birliğinden nasıl tayin edildiğini, 15 Temmuz hain darbe girişiminin ardından tekrar birliğine döndürülmesine rağmen kısa süre sonra nasıl ve neden bir başka göreve verildiğini, tekrar açılan kurmaylık sınavını kazanmasına rağmen neden tercih edilmediğini, komando tabur komutanıyken nasıl en riskli görevlere gönderildiğini, her şeye rağmen yılmadan, yakınmadan vatanına hizmet etmeyi nasıl bir şeref bildiğini, Türk milletine hakkını helal edip, sizin gibilere helal etmediğini ben çok iyi biliyorum.

O yemini yazan ve okuyan teğmen senin zihniyetindeki tiplerin aksine her zaman saygın bir Türk evladı olarak anılacak.

2019’da kendi isteğiyle emekliye ayrılan bu şerefli vatan evladı, kurmay olabilseydi şu an onu tümgeneral rütbesinde görecektik. Şimdilerde akademik kariyer için uğraşıyor…

El için dönmeyi görev bilen bütün rüzgâr güllerine duyurulur!

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.