Nereden nereye?

Ne günlerdi be!

Çalışırken bile gülümserdik.

Önce arkadaştık.

Sonra dost olduğumuzu sandık!

El ele, gönül gönüle hep hoş olduk.

"Bir lokma bir hırka" felsefesinde hoştuk.

"Bin hırka bin hurma" felsefesine geçince 'hoşt' olduk.

Ayakkabılarımız boyasızdı, ama fark etmiyorduk, çünkü dosttuk ve ayağa bakmıyorduk.

Sonra, ayakkabılarımızı boyadık, çünkü hep ayağa bakmaya başladık, düşman olmuştuk!

Hırsız değildik, hırslıydık!

Hızımızı alamadık, hırsımıza esir olduk.

Birbirimize hırladık.

Birbirini horladık.

Enerjimizi boşa harcadık.

Sonra...

Sonrasını sorma!..

Makam ve mevki için birbirine düştük.

Birbirimizi de organizasyonu da sattık.

Yabancı kuruluşların kucağına yattık.

Hırlımız da oldu, hırsızımız da!

Arlı’mız da vardı, arsızımız da!

Ar edenler etti hep zarar.

Arsızlar ve hırsızlar etti kar.

Temizler azaldı azar azar.

Ve sonunda Karamanoğlu şöyle dedi;

"Yok oldu mertlik, ar ve organizasyon kaybetti!

Bize, bizden görülenler ayıp etti!"

Sonra...

Sonrasını sorma!..

"Büyük ruhlu insanlar da büyük büyük dert olur!

Mert olan insanın talihi namert olur."

Meraklısına;

Uygunluk değerlendirme pazarında yurt dışına giden 5 milyar doların sebebi, nedeni, müsebbibi biziz!