SON DAKİKA
Hava Durumu

Ziya Gökalp ve Türk Aydınlanması

Yazının Giriş Tarihi: 14.10.2024 19:08
Yazının Güncellenme Tarihi: 14.10.2024 19:09

Fikirlerimin babası övgüsüne mazhar olmak bir iltifat değil, durumun tespiti. Sultan Abdülhamid'in yaşadığı yıllar ve içinde bulunduğu ortam ister istemez O’nu, evhamlı otoriter bir kişiliğe iter. Baskı ve otorite dönemin aydınlarını fikir insanlarını canından bezdirir. Ziya Gökalp bu aydın insanlardan biridir.

Çocukluğum kitapları ile geçti. “Türk Töresi”, “Altın Işık”, “Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak”, “Kızıl Elma” gibi kitapları ile büyüdüğüm için aslında ahde vefa yazısı bu benim için...

Siyasi ve toplumsal olaylar karşısında takındığı tavır ile Yusuf Akçura gibi sosyolojik bakışlar sergilemesi beni etkileyen unsurdur. “Köy” şiiri benim için başucu, yol gösterici bir rehber niteliği taşımaktadır. Türk köylüsünü çalışmaya teşviki, hak hukuk adalet vurgusu bende Türkçülük ateşinin yanmasına vesile olmuştur.

***

“Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak” kitabının temelinde Anadolu insanına karşı uygulanan çalışmalar yatmakta idi. Devletin çöküşünü gören Ziya Bey'in tespitleri o gün içinde doğru idi, bugün için de geçerliliğini korumaktadır. Ancak bugün İslâm’mış gibi görünenlerin münafık tıynet sahibi kişiler olduğu devlet raporları ile ortaya çıkmıştır. Memleketin içinde bulunduğu hâl ve ahval tarihtekinden pek de farklı sayılmaz maalesef…

Böyle bir şahsiyete köken üzerinden saldıran Ali Kemal'in kim olduğunu merak edenler torunu İngiliz Başbakanlarından Boris Johnson'a bakabilir. Kaldı ki Ali Kemal'in iddialarına; Malta sürgününde yazdığı ve Kastamonu Açıksöz Gazetesi’nde yayımlattığı bir şiir ile yanıt vermiştir.

Lozan'da delegasyon içindeki ajanlarını halen saklayan İngilizlerin memleketimizden devşirdikleri daha nice hainler var. Ülkemizin beyin göçünün yaşandığı en büyük ülkelerin başında İngiltere geliyor, özellikle sosyal medyada gözüme çarpan bir hakikat budur.

Ziya Gökalp'in yaşadığı yıllarda ülkenin ve toplumun yaralarını görmesi, sosyolojik çözümler için uğraşması yazılarında bariz ortaya çıkan hakikatlerden olur iken, Millî Eğitim Bakanlığı’nın milli olduğu yıllarda müfredatta Ziya Bey’in kitapları yer almakta idi.

Şimdi ise Andımıza, Milli sembollere, Anayasa’nın ilk dört maddesine bile dil uzatan bedbahtlar türemiş durumdalar.

Rusya’nın Komünizm, ABD’nin Kapitalizm ile yol aldığı dönemde, milli mefkûremizi “Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak” üzerine oturtan Gökalp, bugünün Türkiye’sinde “yobazlıkla” tarif edilebilecek durum karşısında kim bilir neler söylerdi.

Gerçekten de İslâm olmayan bir Türk'ü, Türklükten aforoz eden yobaz bir Türk anlayışı türetildi. Bu tezde kuşkusuz sentezcilerin büyük etkisi var. Hacı Bektaş-ı Veli esas ve düsturları bize yol göstereceğine, ne idüğü belirsiz kişilerin Türk milliyetçiliğini getirdikleri nokta içler acısıdır.

***

Rahmetli Arif Ekim Bey’i çok severdim. Arif Bey mert dobra bir insandı. Dünya görüşü itibarı ile saygı duyduğum bir insandı. Arif ağabey şöyle derdi;

"Bizim Solcular ne Yusuf Akçura'yı ne de Ziya Gökalp'i anladılar. Anlasalardı Türkiye bu halde olmazdı"

Şahsen çok da haklı…

Bizzat gördüğüm sivil toplum dernekleri dahi üyelerine yabancı fikirler hakkında konferanslar verirken, milli değerlerini tanıtan STK kalmadı maalesef...

Yusuf Akçura ve Ziya Gökalp'i andığını söyleyen STK'ların ise tarikatların kucağında olduklarını gözlemlemekteyiz. Bundan müteşekkil olarak ulusal değerlerin laik değerlere bağlı Atatürk'ün, Türkçülüğünü özümsemiş, Yusuf Akçura ve Ziya Gökalp gibi toplumcu aydınlar yetiştirmek ve topluma yön vermek gerekmektedir. Yobazlığın yön vermesine dur denmelidir.

“Türk'üm” demek ayıp sayılacak hale getirilmek isteniyor, öyle ki Türk Yurdunda Türklüğü savunmanın utanç duyulacak bir hal olduğu bilinç altlarına işleniyor.

Türk Yurdundaki bu kuşatma kültürel anlamda vardır. Yugoslavya dağılır iken uygulanan psikolojik harpın en ağırı ülkemize uygulanır iken unutulan, unutturulan Ziya Gökalp'in inandığı fikirler bir kez daha değer kazanmaktadır.

Beni en çok etkileyen “Köy” şiiri ile yazıma son vermek istiyorum.

Ey Türk, senin köyün hür bir yuvadır

Çiftlik değil, yoktur beyi ağası

Her köylünün var bir çifti tarlası,

Öz evinde o hem bey hem ağa'dır.

Hiç kimsenin yarıcısı rençberi

Olmaz, ancak olur vatan askeri.

Ümmi değil, muallimsiz kalsa da

İmamı yok, gene bilir dinini.

Dost ve düşman kimdir, bilir dünyada,

Doğru bulur... sevgisini kinini.

Ona cami, mektep, kitap yapınız.

Emin kalır hudutta her kapımız...

Lakin ey Türk, bu mesut köy bitiyor!

Mültezimin, faizcinin, tüccarın

Pençesinde diyor beni kurtarın;

Bu üç işi senden çabuk istiyor.

Kaldır a'şar usülünü aç banka

Yap her semtte bir ziraî sendika.

***

Vefatının 100. yılında “Büyük Fikir” insanı şair siyasetçi Ziya Gökalp'in Ruhu şâd menzili mübarek olsun.

Mahlasa gerek yoktur, “Ricalü'l Gayb”ın erenleri işini bilir.

Mirasına ve misyonuna sahip çıkamayan devlet de millet de ağır terbiyeden geçer. Haftanız ve gününüz güzel Hızır Nebi ve Ricalü'l Gayb erenleri yoldaşınız olsun!

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.