İlk yazımızın ardından YRP’den arayan arkadaşlar oldu.
“Neden bu yazıyı Sayın Genel Başkanımız Fatih Erbakan’ı muhatap olarak yazıyorsun” diye sordular?
Cevabım, “Önder Tanır’ı makbul bir siyasetçi olarak görmediğimden” oldu…
Sonra;
5 yıllık belediye başkanlığı döneminde parayla haber yaptıran, Kendisini uyaran/eleştiren gazetecilere yönelik iftira dolu yazıların kaleme alınmasında azmettiricilik rolü üstlenen,
İlçesine 5 yılda doğru dürüst bir eser kazandıramayan ve en nihayetinde “bu kadar koltukta oturduğun yeter” denilen düşük profilli veya besleme yazılarla balon misali şişirilen bir siyasetçiyi neden muhatap alayım ki!
O yüzden biz yine Sayın YRP Genel Başkanı Fatih Erbakan’a sormaya devam edelim.
Sayın Fatih Erbakan, şu sizin “Tekeden süt çıkaracak” dediğiniz Kestel’deki adayınız nedense belediye başkanlığı döneminde bütün reklamlarında -ki en güzel yaptığı iş- hep “mimar” unvanını kullandı.
Hatta bu seçim döneminde de sizin partinin amblemiyle bastırdığı el çantalarına bile yine Mimar Önder Tanır diye yazdırmayı ihmal etmedi.
Sayın Erbakan, ahlaklı bir belediyecilik anlayışında; kişi eğer belediye başkanlığına seçilmişse yakasındaki parti rozetini çıkarır, mesleğinin reklamını yapmaz, akıllara bu yönde hiçbir şüphe getirtmez.
***
Bakın adayınız olan beyefendi, Kestel Belediyesi’nin resmi internet sitesindeki “kısacık öz geçmiş”inde nasıl bir vurgu veya algı yapmış ve yapmaya devam ediyor:
“… Üniversiteyi Trakya Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü’nde okudu. 1999 yılında kurduğu şirketinde mimarlık ve inşaat faaliyetlerini sürdürmektedir…”
Sayın Erbakan;
Topu topu 64 kelimeden oluşan özgeçmişte (link adresi: https://www.kestel.bel.tr/#1) dikkat ederseniz tam 3 tane, hatta yanına ilişikli çayır çimen fotoğrafındakiyle birlikte tam “4 kezmimarlık” kelimesi geçirilmiş.
Nedir bu ısrarlı mimarlık vurgusunun sebebi acaba?
Yine; özgeçmişinde belediye başkanı olmasına rağmen mimarlık ve inşaat faaliyetlerini sürdürdüğünü bizatihi kendi öz geçmişinde itiraf eden adayınıza sorar mısınız;
Kestel’de zat-ı aileleri belediye başkanlığı yaptığı 5 yıllık dönemde kaç inşaat projesine imza atmış, kaç mimari proje hazırlamış, Kendi firmasıyla ilişikli devam eden kaç proje varmış?
Kestel ve civarındaki hazır beton firmalarıyla 5 yılda ne kadarlık bir ticaret gerçekleştirmiş?
Beyefendi dükkanını nereye açmış, şirketinin bu yöndeki faaliyetlerini belediye başkanı olmadan önce ve sonraki haliyle sizinle veya kamuoyuyla paylaşabilir mi?
Sonra ahlaklı belediyeciliğin adayı Önder Tanır efendinin, kıymetli eşleri ne işle uğraşıyormuş, hangi şirketin başındaymış?
Sayın Erbakan, bu soruların cevabını adayınızdan alabilirseniz, bu köşeden yayınlamaya hazır olduğumu özellikle belirtmek isterim.
Tabi bir önceki yazıda gündeme getirdiğim diğer soruların cevabıyla birlikte!
Bakalım beyefendi Teke’den süt mü sağmış, yoksa Teke’yi sütle mi otla mı beslemiş!
Sormaya devam edeceğiz…
Sırayla!
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İbrahim ÖGE
Tanır ve Ahlaklı belediyecilik-2-
İlk yazımızın ardından YRP’den arayan arkadaşlar oldu.
“Neden bu yazıyı Sayın Genel Başkanımız Fatih Erbakan’ı muhatap olarak yazıyorsun” diye sordular?
Cevabım, “Önder Tanır’ı makbul bir siyasetçi olarak görmediğimden” oldu…
Sonra;
5 yıllık belediye başkanlığı döneminde parayla haber yaptıran, Kendisini uyaran/eleştiren gazetecilere yönelik iftira dolu yazıların kaleme alınmasında azmettiricilik rolü üstlenen,
İlçesine 5 yılda doğru dürüst bir eser kazandıramayan ve en nihayetinde “bu kadar koltukta oturduğun yeter” denilen düşük profilli veya besleme yazılarla balon misali şişirilen bir siyasetçiyi neden muhatap alayım ki!
O yüzden biz yine Sayın YRP Genel Başkanı Fatih Erbakan’a sormaya devam edelim.
Sayın Fatih Erbakan, şu sizin “Tekeden süt çıkaracak” dediğiniz Kestel’deki adayınız nedense belediye başkanlığı döneminde bütün reklamlarında -ki en güzel yaptığı iş- hep “mimar” unvanını kullandı.
Hatta bu seçim döneminde de sizin partinin amblemiyle bastırdığı el çantalarına bile yine Mimar Önder Tanır diye yazdırmayı ihmal etmedi.
Sayın Erbakan, ahlaklı bir belediyecilik anlayışında; kişi eğer belediye başkanlığına seçilmişse yakasındaki parti rozetini çıkarır, mesleğinin reklamını yapmaz, akıllara bu yönde hiçbir şüphe getirtmez.
***
Bakın adayınız olan beyefendi, Kestel Belediyesi’nin resmi internet sitesindeki “kısacık öz geçmiş”inde nasıl bir vurgu veya algı yapmış ve yapmaya devam ediyor:
“… Üniversiteyi Trakya Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü’nde okudu. 1999 yılında kurduğu şirketinde mimarlık ve inşaat faaliyetlerini sürdürmektedir…”
Sayın Erbakan;
Topu topu 64 kelimeden oluşan özgeçmişte (link adresi: https://www.kestel.bel.tr/#1) dikkat ederseniz tam 3 tane, hatta yanına ilişikli çayır çimen fotoğrafındakiyle birlikte tam “4 kez mimarlık” kelimesi geçirilmiş.
Nedir bu ısrarlı mimarlık vurgusunun sebebi acaba?
Yine; özgeçmişinde belediye başkanı olmasına rağmen mimarlık ve inşaat faaliyetlerini sürdürdüğünü bizatihi kendi öz geçmişinde itiraf eden adayınıza sorar mısınız;
Kestel’de zat-ı aileleri belediye başkanlığı yaptığı 5 yıllık dönemde kaç inşaat projesine imza atmış, kaç mimari proje hazırlamış, Kendi firmasıyla ilişikli devam eden kaç proje varmış?
Kestel ve civarındaki hazır beton firmalarıyla 5 yılda ne kadarlık bir ticaret gerçekleştirmiş?
Beyefendi dükkanını nereye açmış, şirketinin bu yöndeki faaliyetlerini belediye başkanı olmadan önce ve sonraki haliyle sizinle veya kamuoyuyla paylaşabilir mi?
Sonra ahlaklı belediyeciliğin adayı Önder Tanır efendinin, kıymetli eşleri ne işle uğraşıyormuş, hangi şirketin başındaymış?
Sayın Erbakan, bu soruların cevabını adayınızdan alabilirseniz, bu köşeden yayınlamaya hazır olduğumu özellikle belirtmek isterim.
Tabi bir önceki yazıda gündeme getirdiğim diğer soruların cevabıyla birlikte!
Bakalım beyefendi Teke’den süt mü sağmış, yoksa Teke’yi sütle mi otla mı beslemiş!
Sormaya devam edeceğiz…
Sırayla!