SON DAKİKA
Hava Durumu

Kuvva Ruhu!

Yazının Giriş Tarihi: 04.11.2024 19:32
Yazının Güncellenme Tarihi: 04.11.2024 19:51

Bursa’ya üniversite eğitimi için geldiğim 1980’li yılların sonu…

O zamanlar Altıparmak Caddesi, Bursa’nın cazibe merkezi…

Sinemalar, kitapçılar, mağazalar ve yeme içme mekanları…

Hal böyle olunca;

Görükle kampüsten haftada birkaç kez Altıparmak Caddesi’ne uğramak farz oluyordu.

Kampus-Altıparmak arasındaki seyahatlerde en çok Paşa Çiftliği’nden geçerken keyif alırdım…

İzmir Yolu’nun ikiye ayırdığı çiftliğin kavaklıkları gibi ekili arazisi de bir cenneti andırırdı. Yine böyle bir yolculuk esnasında minibüs tam da Paşa Çiftliği’nin oradan geçerken önümde oturan, şekil şemaillerini anlatmayacağım(!) orta yaşlarda iki zatın, sohbetine kulak kesildim…

Takkeli olanı dedi ki;

Bu çiftlik Atatürk tarafından bugünkü sahiplerine hediye edildi…

Diğeri “neden peki?” diye sorunca;

Utanmadan sıkılmadan; memleketin dört bir yanında Atatürk’ü karalamak, halkın gözünden düşürmek için kullanılan kalıp iftira türlerinden biri olan “bir gecelik aşk karşılığı” yalanının Bursa Atatürk Köşkü’ne uyarlanmış halini anlatıverdi…

***

Peki gerçek ne idi?

Paşa Çiftliği’nin bugün hala sahibi olan “Dinçsoy Ailesi”nin doğuda Sırameşeler ve Akdemir Mahalleleri, kuzeyde Nilüfer Çayı, batıda BUSKİ yerleşkesi ve güneyde Oulu Caddesi’ne uzanan arazinin mülkiyet hakkı Osmanlı tapu kayıtlarına göre neredeyse 400 yıl öncesine uzanıyor.

19. yüzyıl tapu kayıtlarında da çiftliğin sahibi olarak ailenin o dönem ki temsilcisi Ali Paşa’nın ismi geçiyor.

Zaten çiftliğin asırlardır “Paşa” adıyla anılmasının nedeni de sahibi Ali Paşa’nın unvanından kaynaklı (1).

Ailenin Millî Mücadele yıllarındaki duruşu da oldukça kıymetli…

İzmir işgali sonrası Bursa’da kurulan Reddi İlhak Cemiyeti’nin yöneticileri arasında Paşa Çiftliği’nin sahibi Ali Bey de yerini aldı (2).

Sonrasında maddi-manevi milli mücadeleyi destekleyen Ali Bey’in bu duruşu, Bursa’nın Yunan işgaline uğradığı yıllarda da sürdü. Nitekim işgal döneminde Ali Bey’i ortadan kaldırmayı planlayan Yunan komuta kademesi, öldürülmesi için bin lira karşılığında yerli bir işbirlikçiyle anlaştı. İşbirlikçi de pusuya düşürüp katlettiği Ali Bey’in gövdesinden ayırdığı başını Yunan kumandanlığına götürüp, ihanetinin karşılığını tahsil etti (3).

Cumhuriyet döneminde de ailenin Bursa’ya ve yeni devletin gelişimine önemli katkıları oldu. Örneğin Muhittin Dinçsoy, Bursa’da 1931-34 yılları arasında belediye başkanlığı yaptı, Atatürk’ün isteğiyle aday olduğu 1935 seçimlerinin ardından Urfa Milletvekili olarak TBMM’de bir dönem görev yaptı. Muhittin Dinçsoy’un oğlu Ali Muhittin Dinçsoy da 90 yıllık ömrünü ailenin ve Bursa’nın geçmişten gelen değerlerini yaşatmanın, gelecek kuşaklara aktarmanın mücadelesini verdi (4).

Paşa Çiftliği ve sahipleri hakkında aktardığım bu özet bilgiler bile;

Cumhuriyete ve Atatürk’e iftira atanların kimin ağzıyla konuştuğu, gerçekte derdinin ne olduğu ve de kime hizmet ettiklerini anlatmaya yeter.

Dolayısıyla;

Böyle ve benzeri alçak iftiraları dün, bugün ve yarın dillendirilenlerin/dillendirecek olanların, Bursa’nın işgal yıllarında bin lira karşılığında Şehit Ali Bey’in başını kesen Yunan işbirlikçilerinden hiçbir farkı yok!

***

Peki neden bu yazıyı kaleme aldım?

Vatan Şairi Namık Kemal’in çok sevdiğim dizeleriyle anlatacak olursam;

“Ecdadımızın heybeti maruf-ı cihandır, Fıtrat değişir sanma! Bu kan yine o kandır…”

Şehit Ali Bey gibi, Paşa Çiftliği’nin bugünkü sahipleri de taşın altına elini hatta başını koymayı görev biliyor.

En yakın örneğiyle aktaracak olursam;

2016’da aramızdan ayrılan Ali Muhittin Dinçsoy, çiftliğin Yakın Çevre Yolu’na cephe olan arazisinden 8 bin 600 metrekarelik hissesini lösemi hastası çocuklar için 2 yıl içinde bir kompleks yapılmak şartıyla LÖSEVe bağışlamıştı.

Ali Muhittin Dinçsoy’un vefatı sonrası, bu kez kıymetli eşi Berin Dinçsoy konunun takipçisi oldu.

Berin Hanım istese yaklaşık 200 milyon lira değerindeki bu araziyi, “2 yıl içerisinde inşaat bitirilecek” şartını yerine getirmeyen LÖSEV’e bağışlamaktan vazgeçebilirdi.

Ama dedim ya fıtrat aynı fıtrat!

Berin Hanım, konunun takipçisi oldu ve en nihayetinde; LÖSEV’in gecikmeli olarak temelini attığı Bursa Lösemili Çocuklar Bilim ve Doğa Köy Enstitüsü kısa sürede memlekete kazandırılmış oldu.

Yaklaşık 2 bin metrekare kapalı alana sahip olan ve hafta sonu açılışı yapılan, misafir 65 çocuğa konaklama hizmeti sunabilen komplekste;

Anne çocuk terapi atölyesi, kafeterya, konferans salonu, el işleri atölyesi, drama ve müzik atölyeleri, oyun ve spor atölyeleri, amfi tiyatro, kütüphane ile dil eğitim sınıfları bulunuyor.

Lösemili Çocuklar Sağlık ve Eğitim Vakfı (LÖSEV) Başkanı Dr. Üstün Ezer, Genel Koordinatör Hülya Ünver, LÖSEV gönüllüleri, iyileşmiş gençler ve ailelerinin katıldığı açılış törende; gerçekten ama gerçekten çocukların mutluluğunu görmeliydiniz!

Ve de çocuklar gibi mutlu olan Berin Hanım’ı…

Rahmet olsun Ali Muhittin Dinçsoy’a…

Selam olsun yiğit cumhuriyet kadını Berin Dinçsoy’a…

Teşekkürler, Berin Hanım;

Şu vatanı bitmek bilmeyen iftira ve yalanlarıyla kirletenlere inat,

Dipdiri “Kuvva Ruhunuzla” sevgi, iyilik ve umut dolu bir Türkiye mücadelesine verdiğiniz daim katkıya…

***

Dipnotlar

1-Yılmaz Akkılıç-Bursa Ansiklopedisi Cilt IV-Sayfa 1427

2-Yılmaz Akkılıç- Kurtuluş Savaşı’nda Bursa Sayfa 55

3-Prof. Dr. Saime Yüceer- Bursa’nın İşgal ve Kurtuluş Süreci- Sayfa 108

4-Yılmaz Akkılıç- Bursa Ansiklopedisi Cilt II, Sayfa 540

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.