SON DAKİKA
Hava Durumu

Köfteci Yusuf’a tek soru?

Yazının Giriş Tarihi: 12.10.2024 20:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 12.10.2024 23:35

Son günlerde millet olarak; “gıdada tağşiş” başlığıyla sahnelenen bir tiyatro oyununu izliyoruz…

Onlarca firma arasından seçilip, “kamuoyunun önüne atılan” sadece Bursa’nın değil artık Türkiye’nin bir marka değeri haline gelen Köfteci Yusuf üzerinden tartışmalar hala güncelliğini koruyor!

Peşinen söyleyeyim;

Bakanlığın iki şubeden aldığı numunelerden yaptığı analiz raporundan da anlaşılacağı üzere ortada bir tağşiş yok…

Çünkü tağşiş; daha fazla kar elde etmek amacıyla satılan ürüne, daha ucuz başka bir üründen karıştırmak anlamına geliyor.

Örneğin zeytinyağına yüzde 10 veya yüzde 20 oranında soya yağı katarak satmak bir tağşiş işlemidir!

Lakin Köfteci Yusuf’taki bu oran 1/1000…

Evet yanlış okumadınız yazıyla ifade edecek olursam analiz raporunda da belirtildiği üzere “bindebir” oranında…

Dolayısıyla Köfteci Yusuf için geçerli olan durum tağşiş değil bir bulaş…

Yani köftesinde veya dönerinde domuz eti yok, sadece bir bulaş söz konusu…

Ki denetim yapan görevlinin elinden veya kesiminin yapıldığı mezbahadan ya da etin ithal edildiği ülkeden kan veya yağ parçalarının işlenen ürüne bulaşması da olağan bir durum!

Peki hal böyle iken;

Bakanlık bu bulaşı neden kamuoyuna tağşiş olarak açıkladı?

O zaman tam da burada “Köfteci Yusuf’a başrolün verildiği bu oyunun senaryosunu kim ya da kimler yazdı?” sorusuna cevap bulmamız gerekiyor!

***

Bu soruya Türkiye’deki sistemi anlatarak cevap vermek istiyorum:

Malum Türkiye’de “süt” para etmeyince, yetiştiricilerin büyük bir bölümü ellerindeki büyükbaş hayvanları kesime gönderdi.

Büyükbaş hayvan yetiştiriciliği cazibesini yitirince; iç piyasadaki tüketicinin et talebine cevap vermek isteyen devletimiz de canlı, karkas ve lop haliyle hayvan ithalatının önünü açtı.

Yanılmıyorsam;

Fransa Devleti’nin “tarıma yaptığı katkılardan” ötürü “Chevalier dans l-Ordre du Merite Agricole” isimli “şövalye liyakat nişanıyla” ödüllendirdiği Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker’in döneminde et ithalatı konusundaki yetki, Et ve Süt Kurumu’na verildi.

O zamanki adıyla Et ve Balık Kurumu, şimdiki adıyla Et ve Süt Kurumu;

İlk ithalat ihalesini 4 Mayıs 2010’da gerçekleştirdi. O ihaleyi en düşük teklifi veren Ürdün merkezli, Mısır uyruklu Mohamed Ragap Mohamed Youssf ile Tareq Issam Khaleel Hijazi’nin sahibi oldukları Angos Hayvancılık firması kazandı.

Sonradan hisselerinin büyük bir bölümü Tareq Hijazi’ye geçen şirket, Hijazi Grup olarak anıldı ve o gün bugündür gerçekleştirilen ihalelerin genelde kazananı oldu.

Peki ihale sonrası sistem nasıl işliyor?

Yetkiyi alan firmanın ithalatı yapacağı ülkeye bakanlık görevlileri gönderiliyor. Bakanlık personeli, canlı veya karkas halde ithalatı yapılacak ürünün alınacağı adreste; hayvanların sağlıklı olup olmadığını, hijyen ve helal kesiminin yapılıp yapılmadığını yerinde denetliyor. Nihayetinde düzenledikleri rapor olumluysa dış ticaret işlemi başlatılıyor.

Eğer hayvan karkas et şeklinde ithal edilecek ise uygunluk raporuna göre kesimi yapılan hayvanlar, nakledilecekleri özel konteynerlere yüklenip, kapaklar mühürleniyor.

Gümrüğe inen ithal et, burada ikinci bir denetimden daha geçiyor. Yine bakanlık görevlileri ithal eti mikrobiyolojik ve kimyasal teste tabi tutuyor ve ilk düzenlenen raporla, son test sonucu uyuşuyorsa, ürün piyasaya arz ediliyor.

Bu arz ya ithalatçı firma tarafından ya da Türkiye’nin birçok ilinde perakende satış mağazası bulunan Et ve Süt Kurumu tarafından yapılıyor.

Et ve Süt Kurumu, aynı zamanda bir toptancı edasıyla Köfteci Yusuf gibi pişmiş, işlenmiş veya çiğ et ve et ürünleri satan firmalara da hizmet veriyor.

***

Devamında;

İthal veya yerli fark etmez, kesimi yapılan bütün hayvanlar kulaklarındaki küpe numarasına göre bakanlık sistemine işleniyor.

Yani bir kasaptan satın aldığınız veya bir dükkanından yediğiniz köfte ya da dönerin nereden geldiği, hayvanın geçirdiği rahatsızlıklar, doğum yapıp yapmadığı ve kesiminin hangi mezbahada yapıldığına varana kadar her türlü bilgi devletin, bakanlığın kaydı altında tutuluyor.

Bildiğim kadarıyla;

Türkiye’de sadece Antalya bölgesinde; bir domuz mezbahası bulunuyor. Burada kesimi yapılan domuzlar, bölgedeki turistik tesislere arz ediliyor.

Bir de Güney Marmara ve Batı Karadeniz’de tarım alanlarına verdiği zararlardan ötürü yaban domuzu avına zaman zaman izin veriliyor.

Lakin domuz etinin kilosu normal ete göre daha pahalı…

Kilogram fiyatı bin ila bin 500 TL arasında değişiyor.

Dolayısıyla köfteye domuz eti katmak hiç akıl karı bir iş değil!

O zaman burada şu konu gündeme geliyor.

İthalatın yapıldığı ülkede bulunan mezbahalarda domuz kesimi yapılıyor olması…

Yani senin mahalle kasabından dana diye aldığın ete; ithal edildiği ülkeden domuz etinin, kanının veya yağının karışması mümkün…

***

Uzatmayacağım;

Bakanlık görevlilerinin ellerinde son derece hassas PCR cihazları var. Öyle ki bir havuzun suyuna atılan 3 çay kaşığı şekeri bile size sunabilecek türden bir cihazdan bahsediyorum.

O zaman yapılan denetimlerde tespit edilen "bindebir" oranındaki eser miktardaki bulaş neden tağşiş olarak açıklanır?

Bulaş veya tağşiş, Köfteci Yusuf’tan alınan numune üründe kullanılan etin nereden geldiği bilgisine sahip Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan neden ses çıkmıyor da hummalı bir algı operasyonuna göz yumuluyor?

Sayın Bakan İbrahim Yumaklı, Sayın Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Gümen, denetim yapan görevlileriniz size bu konuda bilgi verdi mi?

Bitmedi!

Köfteci Yusuf’un sahibi Sayın Yusuf Akkaş’a da tek bir sorum olacak:

400 kadının alın teri döktüğü Yenişehir’deki entegre tesisinde işlenen eti nereden aldın? Bakanlık gibi bu bilgiye sen de sahipsin neden açıklamıyorsun, susuyorsun?

Nedir seni korkutan?
Son olarak;

Basit bir bulaş hadisesini abartıp tağşiş olarak sunup, 300’e yakın şubesi bulunan yüzde 60’ı kadın olmak üzere 13 bin insana iş ve aş kapısı olan Köfteci Yusuf’a atılan sopa, milli ve yerli olmak iddiasıyla bağdaşıyor mu?

Amacınız ne?

Kime hizmet ediyorsunuz?

Avuçlarını ovuşturarak olan biteni keyifle izleyen uluslararası fast food zincirlerine mi?

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.