SON DAKİKA

Hıristiyan Emrine Amade Müslümanlık!

Yazının Giriş Tarihi: 05.04.2025 00:28
Yazının Güncellenme Tarihi: 05.04.2025 10:50

Bir Müslüman’ı özellikle de “Müslüman’ın Türk” olanını nasıl kandırabilirsiniz?

Yormayın kendinizi kandıranlara bakalım biraz!

Tarih 1898… Sömürge arayışındaki Alman İmparatoru II. Wilhelm, dostluğunu kazandığı II. Abdülhamit’le İstanbul’da buluştuktan sonra Şam ve Kudüs’ü ziyaret eder. Şam’da Emevi Cami’nin ardından bakım ve onarımını yaptırdığı Selahattin Eyyubi’nin mezarına geçer. Burada yaptığı konuşmada, “Halife Sultan ve yeryüzünde yaşayan 300 milyon Müslüman bilsin ki Alman İmparatorluğu en iyi dostlarıdır” der.

Ardından bu konuşma Arapça ve Türkçe basılıp, Osmanlı topraklarında dağıtılırken “Hacı II. Wilhelm’in gizli bir Müslüman olduğu” yalanı fısıldanır.

Kısa sürede Almanlara karşı Osmanlı coğrafyasında bir sempati ve hayranlık oluşur. Nihayetinde 1914’te Osmanlı Devleti, müttefiki Almanya’yla birlikte İngiliz ve Fransızlara karşı savaşmak üzere büyük cihat ilan eder. İlginçtir Suriye, Hicaz ve Irak cephesinde Müslüman Araplar da müttefikleri İngiltere’nin yanında Osmanlı’ya karşı cihat ilan eder!

Sonrasını biliyorsunuz…

Lakin burada; henüz savaş sürerken birliğini terk edip Kudüs’e geçip Şerif Hüseyin’le birlikte İngilizlerin emrinde Müslüman Türk askerine kurşun sıkan Osmanlı Ordusu’nun Topçu Subayı Hacı Emin el-Hüseyni’ye de bir parantez açmamız gerek. İhanetine karşılık İngilizler tarafından Kudüs Müftüsü ilan edilen el-Hüseyni, II. Dünya Savaşı’nda da Hitler’in yanında İngilizlere karşı cihat ilan eder. Balkanlar ve Kafkasya’dan çoğunluğu Türk olmak üzere 100 bin Müslüman’ı Nazi ordusuna (Hancar Birliği) asker yapar.

Ve bütün İslam dünyasına şu yalan fısıldanır:

Gizli bir Müslüman olan Hitler’in gerçek ismi Haydar veya Ebu Ali, müttefiki Mussolini’nin ismi ise Musa Nili…

***

II. Dünya Savaşı biter, bu kez dünyanın yeni patronu ABD Başkanı Roosevelt’in Müslüman olduğu yalanı ortaya atılır. Türkiye’de bu yalan şu haliyle yayılır:

“Başkan Roosevelt, Nakşi Tarikatından Küçük Hüseyin Efendi’nin müritlerinden Washington Büyükelçisi Münir Ertegün’ün vasıtasıyla gizlice Müslüman olur.”

Hatta o yılların Türkiye’sinde “dinler arası diyalogu” savunan Arusi Şeyhi Ömer Fevzi Mardin, “Yeryüzünde barış ve insanların kurtuluşu işini ABD üzerine almış, Allah’ın birlik bayrağını çekerek milletlerin kurtuluşuna çalışıyor… Allah onları korusun diye her mümin Amerikalılara duacı, dünyanın önemli bir bölüm insanlarını analar gibi emziren kucağında ısıtan teselli ve ümit veren, dünyanın dert ortağı Amerikalılara her insan yürekten duacı” der…

Bu cümleler size “ABD askerleri için dua edenleri, günümüz diyalogcularının ABD aşkını hatırlattı mı?” bilmiyorum ama o yıllarda Kore Savaşı’na dahil olan Türk ordusu, Amerikalıların “ucuz” askeri haline dönüştürülür!

Ardından memlekette ABD sevdası öyle bir hal alır ki 6. Filo protestolarında öne çıkan Mehmet Şevki Eygi şöyle der:

“Çin ve Rusya Allah’ı inkâr ediyor; Amerika ise Allah’a inanıyor. Dini var. Amerika’da İslamiyet’i yayabilmek hürriyeti var. Amerika inançlarımıza hürmet ediyor. Amerika ehvendir. Ehli kitaptır…”

Eygi, bunları söylerken ABD’nin desteklediği Rumlar Kıbrıs’ta Türk’ü, Siyonistler Filistin’de Arap’ı katleder. Ehli kitap ABD, yine Kıbrıs çıkartmasında bize ambargo uygular.

***

Kıbrıs’ta Türk katledilirken “İngiltere hesabına çalışan maaşlı bir ajan olduğu” anlaşılınca sınır dışı edilen ve sonrasında memlekete Şeyh Nazım Kıbrısi olarak takdim edilen şahsın, 1990’lı yıllarda Türkiye ve İngiltere’de yayınlanan gazetelerde şu açıklamalarına yer verilir:

“Prens Charles ve ailesini ben Müslüman yaptım. Kraliyet ailesindeki tüm erkekler Müslüman ve sünnetlidir. İngiltere Kraliyet Ailesi, Hz. Muhammed’in 40. göbekten torunlarıdır.”

Unutmadan Kıbrısi’nin damadı Şeyh Hişam Kabbani de Müslüman alemine ABD propagandası yapar. Malum bir de Fesli Kadir Mısıroğlu var. Yaşarken “Osmanlıcılık” uğruna ABD Başkanı Clinton’a övgüler dizen, İngiliz Emperyalizminin tetikçisi Yunan işgalini kutsayan Mısıroğlu, Türklerin ve Müslümanların en başat düşmanlarından, eserlerinde (Örneğin Size Nasıl Geliyorsa isimli oyunda olduğu gibi) daima haçlı ruhunu canlı tutan Shakespeare için şunları söyler:

“Shakespeare İngiliz değildir. Ne öncesinde ne sonrasında İngiltere’ye Shakespeare'den daha üste adam gelmemiştir. Shakespeare'nin aslı Şeyh Pir'dir. Yani Pir…Üstat, ihtiyar… Shakespeare, gizli bir Müslümandır. 500 yıl önce yazdığı tiyatro eserini bugün bir İngiliz çocuğu okusun, bugün yazılmış gibi anlar…”

Evet anlar ama neyi?

Türk ve Müslüman düşmanlığını!

İngiltere Başbakanı seçildikten sonra "İslam'a saygılı, 3 defa Kur'an-ı hatmetti" denilen ama ortak olduğu kimyasal silah yalanıyla Irak'ta milyonlarca Müslüman'ın katline neden olan Tony Blair ve ABD’de başkan seçildikten sonra Türkiye’de gizli Müslüman olduğu yalanı yayılan Barack Obama gibi başka örnekler de var ama uzatmayacağım…

Almanya, İngiltere ve ABD’nin bu yalanlarla son 250 yılda bize neler çektirdiğini, hangi projeleri dayattığını anlatmaya gerek yok…

***

Peki bunları neden yazdım!

Malum memleketin sevilen Türk Halk Müziği sanatçılarından Volkan Konak, Kıbrıs-Gazimağusa’da sahnede geçirdiği kalp krizi sonrası vefat etti.

Allah rahmet eylesin…

Sanatçı dediğin biraz muhalif olur…

Konak da öyle idi.

Devlete değil, benim gibi düzene itirazı vardı. Emperyalizmin emrine amade, her daim Batı’ya ucuz asker olan bir ülke yerine “Bağımsız bir Türkiye” idealini her fırsatta dile getirir, emperyalizm ve O’nun yerli işbirlikçilerine tepkisini her zeminde haykırırdı.

Kaldı ki “Allah tektir, Allah’tan başka kimseye boyun eğmem” demek, bir anlamda “Kahrolsun şeytani düzen, Kahrolsun Emperyalizm” demek değil midir?

Şimdi sorum şu:

Sosyal medya hesabında Volkan Konak için “sahnede gebermiş” paylaşımı yapan Diyanet İşleri Başkanlığı İstanbul Çatalca İlçe Müftüsü Ahmet Mehmetalioğlu'nun “şu kafa yapısıyla” Kudüs Müftüsü El-Hüseyni’den ne farkı var?

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (6)
Yorumcu
Fatih Yamaç - 4 gün önce

Dışarıdaki Siyonistleri anlıyoruz da içimizdekiler ne olacak? Böylelikle insanları kutuplaşmalara ayırıp düşman ediyorlar. Ölen sanatçının arkasından konuşmak bile kimsenin haddi değildir. Yazıklar olsun

Yorumcu
Film aynı oyuncular değişiyor - 4 gün önce

Kaleminize sağlık...

Yorumcu
FİKRET ÇELİK - 4 gün önce

Yuregine sağlik.Anlayana agacin kurdu olmassa ağaca zeval olmaz demişler Allah islah etsin hidayet versin.

Yorumcu
Mesut Çaktı - 4 gün önce

Tebrikler müdür Kalemine sağlık

Yorumcu
Bülent Eliaçık - 4 gün önce

Eline, yüreğine ve aklına sağlık kardeşim.Yazınızdan çıkaracağımız ana fikir; Din ticareti yapanların ortak noktası,yaşamak ve zenginleşmek için,Müslümanlığı ,Türklüğü,Devleti ,Bayrağı ve son kalemiz olan Anadolu'muzu satmak onların en önemli şiarıdır.

Yorumcu
Metin Aytürk - 3 gün önce

Aynı kafa.. Eline, kalemine sağlık.

Anadolu çatlağı!

18.10.2021 04:57

Daha önce de ifade etmiştim; "İdeolojiler bitti" yalanıyla, Türkiye'de öncesinde 1980 darbesi, sonrasında Sovyetlerin dağılmasıyla birlikte "Artık dünyanın tek gücü ABD" masallarına inananların dört elle küreselleşme politikalarına sarılması; Türk Ulus-Devleti'nin egemenlik anlayışını dönü

Bursa’ya sözümüz var!

28.10.2021 06:06

Değerli okur… 30 yılı bulan meslek hayatımda yeni bir başlangıç daha yaptım… Yerel basının önemli markalarından biri olan YeniDönem’deki görevimden ayrılıp, kurduğum Öge Yayıncılık Danışmanlık şirketi ile sektördeki faaliyete devam etme kararı aldım. Ardından Asuman Kurt Öge,

Yoksa biz!

09.11.2021 04:55

Dünyanın her yerinde adı ne olursa olsun toplumla din arasındaki ilişkiyi inkâr etmek mümkün değildir. Her din toplumun bütün alanlarında etkili olduğu gibi, toplum da her yönüyle dini etkisini altına alır. Kaldı ki din; İslam Ansiklopedisi’ndeki tanımına göre Arapça “Deyn&rdqu

Alfabeli intikam!

18.11.2021 08:03

Büyükşehir Belediyesi’nin restorasyon sonrası, muazzam bir sanat merkezine dönüştürdüğü Alacahırka’daki Zindan Kapı’nın iç kule merdivenlerinden surlara tırmanırken aklıma; 1930’larda Türklük ve Türk birliğine olan sevdası yüzünden henüz 44 yaşında Sovyet Rusya yönetimi tara

Partiyi ve isimleri ilahlaştırmak

20.11.2021 04:09

Siyasette Faruk Çelik ismi, ilk kez Refah Partisi Yıldırım İlçe Başkanlığı’nı yaptığı dönemde dikkatimi çekmişti… Yanılmıyorsam 1996 yılıydı… Dağılan Sovyet Rusya’dan aldığı diplomayla Türkiye’ye göç eden Ahıskalı bir hekimle, partisinin ilçe binasında vatandaş

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Söz Bursa En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.