SON DAKİKA
Hava Durumu

İnsan gizlediği şeydir!

Yazının Giriş Tarihi: 14.06.2024 11:52
Yazının Güncellenme Tarihi: 14.06.2024 11:52

İnsan, olduğunu sandığı şey değildir; insan, gizlediği şeydir” demiş André Malraux.

Gizlediğiniz her duyguda, bir dolu insanla çepeçevre kuşatılsanız bile her daim yalnızsınızdır. Aradığınızı bulana dek uğraşır, çoğunlukla da bulamayarak ama hep çok yakınında olduğunuzu hissederek devam edersiniz yaşamaya…

Siz gizledikçe, hazzetmediğiniz ne varsa ruhunuzu esir almaya başlar.

Bir süre sonra kendi bedeniniz bile kurgu gibi görünür size.

Mutsuzuzdur ve bize bunu unutturacak mutlu insanlarla sararız çevremizi. Bir süre sonra mutluluklarını yadırgar gene kabuğumuza çekilmek isteriz.

Modern hayatın gürültüsü ve hızına uyum sağlayamadığımızı düşünür, ‘o kadar mı narinim?’ diye kendimize hayıflanırız.

Ölesiye korktuğumuz şeyleri yaptığımızda hiçbir şey olmadığını görmek en iyi terapi yöntemidir” diye okumuştum bir kitapta.

Diyelim yalnızlık korkumuz var. Bir süre kendimizle vakit geçirip bundan keyif alma seviyesine gelmek bile yalnızlık korkumuzu yatıştırır.

Bilindik bir mekânda zihin hep kendisine odaklanır. Güvenli alanlarımızda dışarıdan gelebilecek tehlike olmadığından, içeridekilerle meşgul oluruz.

Hadi şu içeridekileri biraz detaylandıralım…

Önce sevilmeyi tercih ederiz sevmeyi bilmediğimizden ötürü. Sizi seven, önemseyen, duygularını dile getiren bir insanın, sizden sevgi görmeye ihtiyacı olması halinde bayrağın el değiştirmekte olduğu sorumluluğuyla kaçarız.

Özleriz, ama yaşadığımız yoksunluğu bastırmak için hırçınlaşırız.

Özlediğimiz anlaşılmasın diye köşe bucak saklanır, abuk sabuk çıkışlar yaparız. Verdiğimiz değer egomuzdan daha düşüktür ki, özür dilemeyiz.

Özür dileyeni de içimizden kutlar, can çekiştirmeye devam ederiz. Hasbelkader sevmediğimiz bir şey yapıldığında, karşımızdakinin varlığını inkâr edecek boyutlara kadar gideriz…

Verdiği değeri göstermek için çabalayan insana, kendisini ifade etmek için çabaladığı muamelesi yapılır. Farkındalıkla yaşayan insan ötekileştirilir. Bardağın dolu tarafını görene ‘Pollyanna’ damgası vurulur.

Toplumun kurgusu haline geldik, ruhumuz giderek sömürülüyor. Kendimizden gizlediğimiz her duygunun daha fazlasıyla karşılaşıyoruz.

Kendimizi en değersiz hissettiğimiz bir anda daha da değersiz hissedebileceğimiz acı bir tecrübe yaşıyoruz.

Egomuz almış başını giderken, çok daha yüksek egolu birine rastlıyoruz. Bizde olmayana değil, gizleyip bastırdığımıza rastlıyoruz. Kendimizden yansıyan görüntü ile bir oluyoruz.

Farkına varan, ‘olduğumu sandığım şey değilim’ diyor, varamayan bastırdığı duyguyu daha da büyütüyor.

Sonuç olarak sen bensin, ben de senim işte...

Hissettiğimiz her duygu insanî, önce bunu kabul edelim. Biz kendimize gelmezsek, sakladıklarımız bize hep hatırlatılacak.

Sonra da suçu hep başkalarına atacağız.

Bazı insanlar, sustuklarınızı bile duyar, bazılarıyla saatlerce konuşsanız nafile. Sustuklarınızla sizi yüzleştiren insanlarla yola devam edin, ama sustuklarınızı duyamayanlara da sitem etmeyin.

Çünkü onlar sadece size ayna tutmak için hayatınıza girmiştir ve size, sizi acı bir şekilde hatırlatır ve yollarına devam ederler…

Bu yazıyı hangi duyguyla okursanız okuyun, gizlediğiniz hiçbir duygudan utanmayın.

Bütün duygular ancak siz onlarla yüzleştiğinizde şifanız olacaktır.

“Ya kabul edilmek uğruna kendini bastırmanın acısını yaşayacaksın, ya da kendin olup kabul edilmememin acısını yaşayacaksın.” – Gabor Mate

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.