Şimdinin “bilmem kaç metrekare çim ekip, yeşil alan yaptık, oldu”ları yoktu.
Öyle güzel kestane, ıhlamur, kavak, envaı çeşit meyve ağaçları vardı ki, zaten her yer yeşil alandı.
Bir nevi gurur verirdi ‘Yeşil Bursa’ tabiri!
***
Adeta en şöhretli zamanlarında baş tacı edilip de yaşı ilerlediğinde bir kenara itilen assolist görünümünde Bursa artık, ‘Yeşil’ rengi sadece tabelalarda, kurumsal logolarda…
Bu cümleden sonra kulaklarım çınlamaya başladı bile!
Şimdi hemen Bursa’ya lafta sahip çıkıp, bana kim bilir neler söylemeye başladınız!
Elinizi vicdanına koyun da bir düşünün kızmanız gereken kim diye?
Şehrinize bugüne kadar nasıl sahip çıktınız, “yaptık oldu”lara, “hayalimdi”, “canım istedi”lere ne kadar itiraz ettiniz?
Her köşe başına kondurulan ve trafiği alt üst eden alışveriş merkezilerine koşa koşa giderken, gökyüzünü delip geçecek gibi duran beton yığını binaların ana caddeye teğet yapılıyor olmasına ne tepki verdiniz?
Kentsel dönüşüm adı altında kenti yeşilden griye çevirenlere ne dediniz?
***
Çok geçmez emin olun Bursa nüfusu beş milyona yaklaşır.
Nüfus artıkça konut sıkıntısı da artar – ki zaten gündem konulardan biri bu- günümüz modası kırk m2’lik daireli apartmanların sayısı da artar.
Bahçesiz, otoparksız dar sokaklara iyice sıkışıp kalırız.
Emin olun bir çınar gölgesinde içilen Türk kahvesinin tadını ‘Starbucks’larda plastik bardakta içilen ismi havalı kahveler vermiyor.
Çınarlarınıza sahip çıkın!
Biz “Bursa’ya sözümüz var” diyerek yeni bir başlangıç yaptık.
Siz de söz verin…
Söz verin ki; Bursa’nın gelecek nesilleri ‘Yeşil’in ne anlama geldiğini kitaplardan değil, içinde yaşayarak öğrensin!
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Asuman Kurt ÖGE
Siz de “söz” verin!
Çok sevdiğim bu şehirden kaçmayı düşündüğüm oluyor bazen!
Kızmayın hemen!
Zihnimde otuz sene öncesinin Bursa’sı, bu kenti ilk gördüğüm zamanları düşünüyorum.
Özlemle gözlerim doluyor.
Tophane’den, Yeşil’den Çekirge’den ovaya doğru baktığım anlar geliyor aklıma.
Gözlerimi kapıyorum, yemyeşil bir şehir hatırlıyorum:
Şehrin hangi yönünden gelirseniz gelin yol boyu ağaç manzaralı seyahat eder, yeşilin yarattığı ambiyansa hayran kalırdık.
Uludağ’ın eğimine doğru yerleşik, Bursa ovasını seyreden cihannümalı evleri, cumbalı, şadırvanlı konakları vardı.
Genellikle iki katlı evlerin geniş bahçelerinde türlü meyve ağaçları ve komşudan komşuya akan şırıl şırıl su sesiyle mest olurduk.
Ciğerlerimize dolan Bursa havası ile bayram eder, çocukluğumuzu kovalardık.
Arnavut kaldırımlı sokakları ahududu, şeftali, çilek kokardı.
Şimdinin “bilmem kaç metrekare çim ekip, yeşil alan yaptık, oldu”ları yoktu.
Öyle güzel kestane, ıhlamur, kavak, envaı çeşit meyve ağaçları vardı ki, zaten her yer yeşil alandı.
Bir nevi gurur verirdi ‘Yeşil Bursa’ tabiri!
***
Adeta en şöhretli zamanlarında baş tacı edilip de yaşı ilerlediğinde bir kenara itilen assolist görünümünde Bursa artık, ‘Yeşil’ rengi sadece tabelalarda, kurumsal logolarda…
Bu cümleden sonra kulaklarım çınlamaya başladı bile!
Şimdi hemen Bursa’ya lafta sahip çıkıp, bana kim bilir neler söylemeye başladınız!
Elinizi vicdanına koyun da bir düşünün kızmanız gereken kim diye?
Şehrinize bugüne kadar nasıl sahip çıktınız, “yaptık oldu”lara, “hayalimdi”, “canım istedi”lere ne kadar itiraz ettiniz?
Her köşe başına kondurulan ve trafiği alt üst eden alışveriş merkezilerine koşa koşa giderken, gökyüzünü delip geçecek gibi duran beton yığını binaların ana caddeye teğet yapılıyor olmasına ne tepki verdiniz?
Kentsel dönüşüm adı altında kenti yeşilden griye çevirenlere ne dediniz?
***
Çok geçmez emin olun Bursa nüfusu beş milyona yaklaşır.
Nüfus artıkça konut sıkıntısı da artar – ki zaten gündem konulardan biri bu- günümüz modası kırk m2’lik daireli apartmanların sayısı da artar.
Bahçesiz, otoparksız dar sokaklara iyice sıkışıp kalırız.
Emin olun bir çınar gölgesinde içilen Türk kahvesinin tadını ‘Starbucks’larda plastik bardakta içilen ismi havalı kahveler vermiyor.
Çınarlarınıza sahip çıkın!
Biz “Bursa’ya sözümüz var” diyerek yeni bir başlangıç yaptık.
Siz de söz verin…
Söz verin ki; Bursa’nın gelecek nesilleri ‘Yeşil’in ne anlama geldiğini kitaplardan değil, içinde yaşayarak öğrensin!