O telefonu bırak!

Bursa her geçen gün artan nüfusu ile en kalabalık şehirlerden biri…

Trafik yoğunluğu ise en çok konuşulan konular arasında!

Eskiden trafiğin yoğun olduğu belli başlı saatler vardı.

Sabah 7.00 ile 10.00, akşam 17.00-20.00 saatleri arası trafiğin aksadığı ve tıkanmaların yaşandığı zaman dilimleriydi.

Bununla ilgili de uyarı levhalarıyla ikaz edilen, büyük tonajlı araçlara şehir içi yasağı vardı ki hala da var.

Son yıllarda bu saat kavramının dışında hangi saat olursa olsun Bursa’da trafik yoğun!

Geçenlerde bindiğim bir takside şoför bey isyan etti:

“Abla saat maat kalmadı, vallahi 24 saat trafik yoğun bu şehirde!”

***

Bu konuda hep belediyelerden çözüm beklendi şimdiye kadar…

Hatta “Ne yapalım yani trafiğe çıkmayalım mı, koca şehirde işimize gücümüze kilometrelerce yürüyerek mi gidelim” şeklinde tepki veren de oldu.

Elbette ki kimse kimsenin seyahat etme özgürlüğünü elinden alacak değil!

Kaldı ki kimsenin de böyle bir hakkı yok!

Lakin, her sabah ve akşam tanık olduğum üzere; Trafik yoğunluğunun nedenlerinden biri de bu özgürlüğü kullananların diğer sürücülerin seyahat etme hakkını engelleyen, kısıtlayan, hatta onların can ve mal güvenliğini tehlikeye düşürenlerden kaynaklandığı gerçeği…

Örneğin:

Allah aşkına, nedir o şoför koltuğunda oturanların elindeki telefon?

Bir el direksiyonda, bir el telefonda…

Trafiğin akışı umurunda bile değil…

Sanki kordonda gezide hanımefendi veya beyefendi hazretleri!

Kim bilir hangi video izleniyor, kimin fotoğrafına beğeni atılıyor ya da kimin mesajı okunuyor!

Halbuki seyir halindeki araçların senkronize hareket etmeleri trafikteki akışı da rahatlatan bir etken.

Ortalama 60 km/saat ile gidilen yolda, telefona bakarken 30 km/saat hız yaparsanız, aksatırsınız trafiği!

***

Bir de efelenenler var!

Yanından geçerken uyarı mahiyetinde kornaya basıp “o telefonu bırak, kaldır başını yola bak” uyarısı yap da bir gör!

Uzun uzun kendi kornasına basıp bir de el kol hareketlerine maruz kalıyorsunuz!

Daha neler neler…

Kadını, erkeği, bırak o elindeki telefonu!

Kendini yolun akışına ver ve aksatma trafiği…

Lütfen…

Önce yol adabını öğrenmeli, başkalarına saygı duymasını bilmeli!

İş tabi dönüp dolaşıp memleketteki eğitime geliyor…

Yok ki vatandaşlık dersi…

Bu arada;

Trafikte telefonla konuşmanın cezası bin 506 TL.

Kaldı ki bu durum sadece trafiği aksatmakla kalmıyor, kazalara da sebebiyet veriyor.

Bursa Emniyet Müdürü Dr. Sabit Akın Zaimoğlu ile Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’den bir ricam olacak:

Bursa’ya, trafikte bu ve bu gibi davranışlar konusunda farkındalık yaratacak projeler lazım. Konuya dikkat çekilmesinin elzem olduğunu düşünüyorum.

***

LÖSEV’DEN ‘DOLANDIRICILARA DİKKAT’ UYARISI!

Lösemili Çocuklar Vakfı’ndan (LÖSEV) şöyle bir uyarı geldi:

“LÖSEV adına gazete sattığını, bağış topladıklarını belirten kişiler kapı kapı geziyor. Neredeyse bizden iyi çalışıyorlar. Yaptıkları iş hem itibarımızı zedeliyor hem de lösemili çocuklarımızın hakkına giriyor. Bu tarz durumlarda hemen 112 polis imdat ve 0312 447 06 60 LÖSEV telefonlarına ihbar edin. Konuyla alakalı araştırmalar yapıldıktan sonra hukuki yollara anında başvurulacak ve gerekli işlemler başlatılacaktır.”

LÖSEV Bursa’dan Gamze Keskin’le görüştük.

Dolandırıcıların Bursa’da da faaliyette olduklarını belirterek, “Biz LÖSEV olarak asla elden bağış toplamıyoruz. Bağışlar resmi olarak banka hesaplarımıza yapılabilir. LÖSEV adına elden bağış toplamak isteyenlere itibar edilmemelidir” dedi.

Her türlü kandırmacanın yapılabildiği günümüzde, çocuklar üzerinden insanların merhamet duygularını sömürmeye çalışanlara karşı da dikkatli olalım lütfen!

LÖSEV’e bağış yapıyorum derken kötü niyetli kişilerce dolandırılabilirsiniz!