Sırtlarında birer ince hırka ile teslim ettik size.
Dün Atatürk rozeti idi disiplinsizlik,
Bugün kılıç çatmak
Ya yarın!
Sureti Hak görünenler bir susun,
Genç Harbiyeliler dim dik durun!
Plevne’de rutbesi uygun olmadığı için çarpışan ordunun komutanına mağlup iken kılıcını teslim etmemek için isyan edenlerdi onlar.
Koskoca imparatorluğu birkaç günde kaybetmenin hüznü ile kılıçlarını donlarına saklayacak kadar utangaçtı onlar.
İzmir’e giren ordu komutanının elinde övünçtü o kılıç!
Bursa’da kılıç kalkandı!
Fatihin elinde muzafferiyetti!
Ah o evlatlarımız!
Analarından emdiği süt helal evlatlarımız.
Biz size evlatlarımızı tertemiz verdik!
Lekesiz,
Her on senede bir oyun kurdunuz.
Alayına kabarıp, dönüp Türkü vurdunuz,
Kılıca kıran girdi,
Namusumuz, onurumuz, karargahımız meclisimize
Şaki için çadır kurdunuz.
Rumelide sandıkta saklanan,
Anadolu’da gönderde sallanan birer bayraktı!
Hangi el boyunlarına birer yafta astı
Evlatlarımız, tertemiz, lekesiz.
Onları siz kirlettiniz!
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Abdullah ULUYURT
Evlatlarımız!
Düğünde, dernekte, gelinin evinde hep o bayrak,
Caminin minberinde, okulun gönderinde hep o bayrak.
Yıldızı ayı ile beyazı alı ile o bayrak.
Bir de onlar
Bayraktırlar.
Tertemiz,
Lekesiz.
Kaşları hilal, gözleri yıldız,
Kimisi erkek, kimisi kız.
Onbeşliler oldular, Kara Fatmalar, Kınalı Aliler.
Tertemiz, lekesiz.
Onlar işgal kuvvetlerine selam durmayan Faruk,
Onlar ölümüne isyan Tıbbiyeli Hikmet.
Onlar tertemiz vatan toprağına al kan,
İlk kurşun Hasan Tahsin,
Gözlerindeki dosta güven, düşmana korku,
Kim unutabilir ki dimdik duran o bozkurtu.
Yer sofralarında doyurduk onları.
Midesi dolmadan, nefsi doymadan kalktılar sofradan,
İlk kaşığı aksaçlısı almadan,
O “Elhamdülillah” deyip sofradan kalkmadan,
Sofraya düşen son ekmek kırıntısı,
Sağ elin şahadet parmağı ile alınmadan,
Onlar kalkmadılar.
Disiplinse al sana disiplin.
Sureti haktan göründü kimileri,
At kişnemesi, kılıç şakırtısı
Onların korkulu rüyası,
“Yaptıklarının karşılığı bu kadar ağır olmamalı”
Ne yaptılar ki onlar,
Elleri kınalı, boğazlarında helal lokma,
Sırtlarında birer ince hırka ile teslim ettik size.
Dün Atatürk rozeti idi disiplinsizlik,
Bugün kılıç çatmak
Ya yarın!
Sureti Hak görünenler bir susun,
Genç Harbiyeliler dim dik durun!
Plevne’de rutbesi uygun olmadığı için çarpışan ordunun komutanına mağlup iken kılıcını teslim etmemek için isyan edenlerdi onlar.
Koskoca imparatorluğu birkaç günde kaybetmenin hüznü ile kılıçlarını donlarına saklayacak kadar utangaçtı onlar.
İzmir’e giren ordu komutanının elinde övünçtü o kılıç!
Bursa’da kılıç kalkandı!
Fatihin elinde muzafferiyetti!
Ah o evlatlarımız!
Analarından emdiği süt helal evlatlarımız.
Biz size evlatlarımızı tertemiz verdik!
Lekesiz,
Her on senede bir oyun kurdunuz.
Alayına kabarıp, dönüp Türkü vurdunuz,
Kılıca kıran girdi,
Namusumuz, onurumuz, karargahımız meclisimize
Şaki için çadır kurdunuz.
Rumelide sandıkta saklanan,
Anadolu’da gönderde sallanan birer bayraktı!
Hangi el boyunlarına birer yafta astı
Evlatlarımız, tertemiz, lekesiz.
Onları siz kirlettiniz!