SON DAKİKA
Hava Durumu

#Yenidoğan Çetesi

Bursa Haber - Yenidoğan Çetesi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Yenidoğan Çetesi haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

CHP'li Bağcıoğlu: “Askeri hastaneler yeniden kurulmalı” Haber

CHP'li Bağcıoğlu: “Askeri hastaneler yeniden kurulmalı”

Bağcıoğlu yazılı açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Sağlık Bakanı’nın yaptığı açıklamalar endişe vericidir. ‘Bu insanların amacı bebekleri öldürmek değil, uzun süre yatırarak para almak’ diyerek olayın vahametini küçümseyen bir bakış açısıyla karşı karşıyayız. Daha da kaygı verici olan, bakanın ‘ölümlerden haberimiz yoktu, savcılık bize 14 ay sonra bilgi verdi’ demesidir. Bu, devletin en temel görevlerinden biri olan vatandaşın can güvenliğini sağlama konusunda tamamen başarısız olduğunu itiraf etmektir. Bakan ayrıca, denetimlerin yetersiz olmadığını ancak ‘çetenin çok profesyonel’ olduğunu ifade ederek sorumluluğu bir kez daha üzerinden atmaya çalışmıştır. Profesyonel bir çeteyle karşı karşıya olduğunuzu biliyorsanız, gerekli önlemleri neden zamanında almadınız? Bu olay, sağlık sisteminin ciddi bir güvenlik açığı oluşturduğunu açıkça göstermektedir. Askeri hastanelerin kapatılıp Sağlık Bakanlığı’na devredilmesi Mehmetçik açısından da bu tür olayların önünü açabilir. Askeri sağlık sisteminin sivil sağlık sisteminden bağımsız ve güvenli bir yapı olması, özellikle kriz anlarında çok büyük bir önem taşımaktadır. Ancak iktidar, askeri hastaneleri kapatıp yetkiyi kendinde topladığında, sağlık sektörünü bir güvenlik sorununa dönüştürmüştür. Bizler, askeri hastanelerin acilen yeniden kurulmasını ve Sağlık Bakanlığı’ndan bağımsız bir yapıya kavuşturulmasını talep ediyoruz. Bu iktidarın sağlık sisteminde yaptığı düzenlemeler, halkın güvenliğini tehlikeye atmış, devletin denetim gücünü zayıflatmış ve çetelerin bu kadar rahat hareket edebilmesine neden olmuştur. Sağlık Bakanlığı’nın milli güvenlik sorunu haline geldiği bu dönemde, iktidarın yeniden bir düzenleme yapması bu sorunu daha da derinleştirecektir.” dedi.

Bahçeli'den Yenidoğan çetesi açıklaması! Haber

Bahçeli'den Yenidoğan çetesi açıklaması!

MHP Lideri Bahçeli'nin açıklamalarından satır başları: Ekonomik büyüme Türkiye'nin dinamik yönünü teyit etmiştir. Türkiye ekonomisi ezberlere hapsolmamıştır, sürekli gelişme halindedir. Ekonomimiz fırtınayı aşmıştır. 'Mahvolduk, bittik' diyenlere inat ilerlememiz devam etmiştir.  Ekonomide anlamlı ilerleme kaydedildi. Küresel krizler ve spekülatif ataklara rağmen Türkiye büyümüştür.  Enflasyon ve hayat pahalılığı her kesimi rahatsız etmektedir. Gelir dağılımı adaletsizliği canımızı sıkan başka bir durumdur. Enflasyonla mücadele kesintisiz sürmektedir ve desteğimiz tamdır.  Mali disiplin ve tasarruf tedbirleriyle süreç hız kazanacak. Ekonomi yönetimine güveniyoruz. Enflasyonun tek haneli rakamlara ineceğine olan inancım tamdır. Türkiye ekonomisinin önüne konan takozların birer birer kaldırıldığını görüyoruz.  Cumhurbaşkanlığı kabinesinin yanındayız, döviz kuru ve faiz enflasyon kuşatmasını güç birliği yaparak kıracağız. Enflasyona neşter vuracağız, kayıt dışılığın önüne geçeceğiz. Ekonomide yeni çığırlar açılacaktır. Türkiye Yüzyılı ekonomi politikalarıyla daha da pekişecektir. Muhalefetin çizdiği karamsar tabloyu başına geçireceğiz.  Yenidoğan bebekleri SGK'dan günlük 8 bin lira alabilmek için ölümlerine neden olan insanın aklına getiremeyeceği kalbinin kaldıramayacağı yöntemler kullanan sağlık çalışanları, bu çete insanlığın yüz karasıdır. Bebeklere, çocuklara, kadınlara kıyanlar esfeli safilindir. Bunlar olsa olsa tıbbi artık olur. Bir insan daha fazla nasıl alçalabilir? Para için bebekleri ölüme mahkum eden üstelik bunu güle oynaya yapan namussuzlara verilecek hangi ceza adaletin tecellisini sağlayabilir? Hangi ceza yüreği soğutur?  Teftiş mekanizması gecikmeksizin çalıştırılmıştır. Peki Sağlık Bakanı'mızın isitifasını istemek hangi akla hizmettir? Yargıya taşınmış ağır bir olayı anında istismar etmek siyasete malzeme yapmak artniyetlilik hatta ahlaksızlık değil midir? 

Çelik: "Bebek katilleri en ağır cezayı alacak" Haber

Çelik: "Bebek katilleri en ağır cezayı alacak"

Çelik, Ramazanoğlu Camii Konferans Salonu'nda, AK Parti Çukurova 7. Olağan İlçe Kongresine katıldı. Çelik, burada yaptığı konuşmada, "Yenidoğan Çetesi" olarak bilinen ve yoğun bakımdaki bebekleri öldürüp para alan şüpheliler hakkında konuştu. Çelik, "Yenidoğan Çetesi" üyelerinin en ağır cezayı alacağını belirterek, "Yenidoğan Çetesi bebeklerin öldürülmesine dönük olarak ortaya çıkartılan bir cinayet şebekesidir. Şundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Bu cinayet şebekesi bütün uzantılarıyla, bütün bağlantılarıyla tam olarak ortaya çıkartılacak ve hukuk vasıtasıyla hepsi en ağır cezayı alacak. En ağır şekilde cezalandırılacaktır" dedi. Çelik, bir yıldır devam eden İsrail soykırımına da sert tepki gösterdi. Çelik İsrail’in dalga geçer gibi hareketler sergilediğini belirterek, "Hem öldürüyorlar hem de dalga geçer gibi gıda paketi atmaya çalışıyorlar" diye konuştu. Çelik, şöyle devam etti: "Ama sonuçta insanlık bir şey gördü. O gördüğümüz Batı'nın sokaklarında yankılanıyor. Batı'nın üniversitelerinde yankılanıyor. İnsan onuru, adalet, hakkaniyet ne olursa olsun diz çökmez." İsrail'in her yeri işgal etmek istediğini söyleyen Çelik, "Soykırım şebekesi İspanya gibi Filistin hükümetini tanıyan birkaç Batılı ülke dışında bütün Batılı ülke hükümetlerini ve bakanlar kurulunu işgal etmiş durumda" dedi.

Yenidoğan çetesinin ilk mağdurlarından Dağlı ailesi yaşadıklarını anlattı Haber

Yenidoğan çetesinin ilk mağdurlarından Dağlı ailesi yaşadıklarını anlattı

Yenidoğan bebekleri anlaşmalı hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve bazı bebeklerin ölmesine neden olan ’yenidoğan çetesi’ Türkiye’nin gündemine oturdu. İddiaya göre, çetenin mağdur ettiği Dağlı çifti, Fırat Sarı ile yaşadıkları süreci ve çocuklarının nasıl engelli kaldığını anlattı. “Çocuğum hakkında bilgi almak istedim ama o gece hastanede hiç doktor yoktu” 2020 yılında doğumu gerçekleşen çete mağduru anne Sevil Dağlı, “Oğlum Asilhan için mücadele ediyorum. Bu örgütün ihmalleri sebebiyle çocuğum sağlık problemleri yaşıyor. Yaşıtlarının olduğu çocuklar gibi koşup oynayamıyor. 4 yıldır bir anne olarak oğlumun eli, ayağı ve her şeyi oldum. 14 Kasım 2020 tarihinde spontane şekilde su kesesi sebebiyle acil duruma alındım. Ameliyatın gayet başarılı geçtiği söylendi. Çocuğumda bir problem olmadığını ama akciğerleri gelişmediği için bir müddet yoğun bakımda kalacağını ifade ettiler. Ben uyandığımda çocuğum hakkında bilgi almak istedim ama o gece hastanede hiç doktor yoktu. Eşim yoğun bakıma gidip çocuğumun durumunu sormak istediğinde hemşire tarafından terslenerek geri gönderildi. Çocuğumu 35 gün boyunca hiç görmedim. Hastaneden çıkarken Fırat Sarı ile karşılaştım, bana bebeğimin 2 hafta zor yaşayacağını söyledi” ifadelerini kullandı. “Hastane değiştirmemiş olsaydık, o listede benim çocuğumun adı yer alacaktı” Hastane değiştirdikleri için çocuğunun ölmediğini aktaran anne Dağlı, “’Ben hekim olarak sizin çocuğunuzun yaşayacağına garanti vermiyorum’ diye konuştu. Yaşasa da engelli olacağını söyledi. ’Siz eve gidin ve hamileliğinizi unutun’ dedi. Ben bir anneyim nasıl hamileliğimi unutabilirim. Biz sonradan farkına vardık; benim oğlum potansiyel bir müşteriymiş. Bizi tersliyorlar katlanmak zorunda kalıyoruz. İlgilenmezler diye korkuyoruz ve her şeye susuyoruz. Her gün soruyorum ’çocuğunuz beslenmiyor, makineye bağlı bir şekilde bekliyor’ dediler. Tek dertleri paraymış. O listede benim çocuğumun adını da görecektiniz hastane değiştirmemiş olsaydık” şeklinde konuştu. “Ben her şeyimi vermeye razıydım, bizim gülüşümüzü çalmasalardı” Gözyaşlarına hakim olamayan Sevil Dağlı, “Bir anne olarak düşünün, anneler beni anlayacaktır. Ben çocuğumu halıya koyuyorum öyle kalıyor. Arkamdan gelemiyor, dışarıya çıktığımızda oğlum koşma diyemiyorum. Kasıtlı olması canımı çok acıtıyor. Bilerek ve isteyerek olmasını kabul edemiyorum. Keşke benim her şeyimi alsalardı. Ben her şeyimi vermeye razıydım, bizim gülüşümüzü çalmasalardı” diye konuştu. “Hakkımı helal etmiyorum, sessiz kaldılar” Yaşadığı süreci anlatan acılı baba Orhan Dağlı, “Biz sonradan öğrendik ve basından takip ettik. Kumpas bunun üzerine kurulmuş. Önemsenmemek, beslenilmemesi ve uyutulması üzerine. Çocuklar beslenmiyormuş bunu uzmanlar söylüyorlar. Bize doktor olduğunu söyleyen ve ilk müdahale yaptığını söyleyen kişi hemşire çıktı. Biz ona defalarca hocam dedik. Ben hakkımı helal etmiyorum o ünitede hasta bakıcı olabilir, bebek hemşiresi olabilir sessiz kalmaları çok acımasızca. Savunmasız bir canlının canına kastediliyor, ben işimi de kaybetsem sessiz kalmazdım. Herkes bu olayın farkındaydı, zaten yine bir doktorun şikayetiyle bu iş gündem oldu” dedi.

Özel: Yenidoğan çetesi soruşturmasına bulaşan hastanelere el koyalım Haber

Özel: Yenidoğan çetesi soruşturmasına bulaşan hastanelere el koyalım

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Manisa'da Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek'in ilk 6 ayda hayata geçirilen projeler ve gelecek yol haritasının paylaşıldığı programa katıldı. Gündemdeki önemli konular hakkında değerlendirmelerde bulunan Özel, "Böylesi güzel bir akşamda kendi memleketimde bir rüyanın gerçek olmasından altı ay sonra ama bu rüyanın gerçeğe dönüştüğünü ve hayal ötesine geçerek gerçekleştiğini büyük memnuniyetle, kıvançla, Ferdi başkanımızla, ekibiyle, belediye meclis grubumuzla, Manisa Büyükşehir Belediyesi'nin tüm çalışanlarıyla gurur duyarak izledim. Hepinize Teşekkür ediyorum. Elinize, emeğinize, yüreğinize sağlık” dedi. Yenidoğan çetesiyle ilgili konuşan Özel, "Malum dün herhalde bu salonun yarısı uyuyamamıştır. Yarısı uyuyup uyuyup uyanmıştır. Uyanıp aklına o yenidoğan servisinde ölen, öldürülen, katledilen bebekler hiç kimsenin aklından çıkmamıştır. Bugün Hasanoğlan Köy Enstitüsündeydim. Oradan çağrıda bulundum. Dedim ki bu pisliğe bulaşan kim varsa, hangi vicdansız varsa, hangi kalpsiz varsa, hangi ahlaksız varsa bunun partisi olmaz. Herkes üstüne düşeni yapsın. Bir isim bizle ilişkilendiriliyordu. Baktık üyemiz değil. Ama yine de ilişkisi boyutunda Cumhuriyet Halk Partisi gereğini yapacak. İktidar medyası birazcık uğraştı. Uğraşıyor. Diyor ki efendim bir DEM'li var. Bir CHP'li var. Sanki o günün sağlık müdürünü bugün bakanlığa atayan mekanizmayı konuşmayalım istiyorlar. O günün sağlık müdürü bugünün bakanı diyor ki ihbarı biz yaptık. Oysa evraklar çıktı bugün. 2023'ün Mart'ından itibaren biliyorlar. Ama teftiş yapmıyorlar. Görevlerini yerine getirmiyorlar. Bugüne kadar savsaklıyorlar. Ve o işi yapmayanlar il müdürlüğünden bakanlığa yükselecek kadar arkalarına gücü almışlar. Peki ne öğrendik bugün? Bugün Sosyal Güvenlik Kurumu denetmenlerinden birinden gelen isimsiz maille öğrendik ki aslında bu hastanelerin denetimi, Sağlık Bakanlığında ama esas görev Sosyal Güvenlik Kurumu'nda. Sağlık Bakanlığı tespitleri yapmış, üstüne düştüğü halde topu bunlara atmış. SGK da diyor ki o kadar azız ki eczacısı, doktoru, artık bu maaşlara kimse kuruma gelmiyor. Hiçbir denetim yapılamıyor. Hele hele özel hastaneler, hep bunlar iktidara yakın isimler. Denetlenemiyor. Bulunsa bile paralı denetim yapın siz Sosyal Güvenlik Kurumusunuz, sağlık kısmına bakmayın diyorlar. Doktoru, eczacısı, diş hekimi olmasına rağmen bütün güçlüklerine rağmen. Ve diyorlar ki eğer ki biz bu olayda olduğu gibi içeriğe yönelik bir denetime girişecek olursak hemen sen nasıl bunu yaparsın, suç duyurusunda bulunursak görevimiz gereği, nasıl suç duyurusu yaparsın diye suçlular değil, denetleyenler cezalandırılıyor. Bu iktidar, özel hastaneleri hem yeni doğanlar üzerinden bu ortaya çıkan meseleyi eşeleyin göreceksiniz diyaliz hastaları üzerinden yapılan ve halk sağlığını tehdit eden benzer çarkları ve tüm hastaların nakillerinde yapılan yolsuzlukları ortaya çıkaracak iradeyi göstermeyelim diye SGK'nin denetçilerine, müfettişlerine baskı var. Kalitesizleştirme var. Yalnızlaştırma var ve kurumu bir şekilde etkisizleştirme var. Sağlık Bakanlığı, ben yapmam al sen yap diye yolluyor. Buradakilere senin işin sağlık değil, fatura kontrolü dışına çıkmayın diyorlar. Yani bu bebeklerin ölümünde ve bu işin bu vicdansızlığın yaşanmasında öyle kişisel değil, her birinin bir daha güneş yüzü görmemesini temenni ederim. Fevkalade kurumsal bir durum var. O yüzden sabah da söyledim. Dedim ki 15 Temmuz gecesi bir grup hain darbeye kalkıştı. OHAL ilan edildi. Bunların bütün mülküne KHK'lerle el konuldu. Şimdi OHAL'e falan gerek yok. OHAL, kanunun yetkisini kullanır. Eğer varsanız, zaten yeterli milletvekili sizde var. 128 de bizde var. Bir araya geldiğimizde yetkimizle bu tür işlere karşı AYM'ye gitmek, vallahi anayasa buna cevaz vermiyorsa neye verecek gerçekten bilmiyorum. Eğer varsanız bu işe bulaşan bütün hastaneleri, FETÖ'nün yaptığı hastanelere, okullara nasıl KHK ile el koyduysanız, bu işe bulaşan bütün hastanelere Salı günü Meclis'te hep beraber el koyalım, kamulaştıralım diyoruz” dedi. Soruşturma kapsamında hastanelerin ruhsatlarının iptalleriyle ilgili de konuşan Özel, "Burada ben haber beklerken haber geldi. Konuya karışmış sayısı daha çok da 9 hastanenin lisanslarını, ruhsatlarını iptal etmişler. Ne olacak biliyor musunuz? Hastane sahibi isim değiştirecek. Yeni isimle ruhsat başvurusu yapılacak. Prosedür takip edilecek. Eski sisteme dönülecek. Ne olacak biliyor musunuz? Bu ruhsat iptal davalarına toplumdaki tansiyon düşünce, idari mahkemede itiraz, yandaşlaştırılmış ya da yandaşken partili bir avukatken hakim yapılmış birisine denk getirilecek, yürütmeyi durdurma talebi uygun görülecek. Aynı ruhsatla bile devam. Buradan sesleniyorum; ey Recep Tayyip Erdoğan, senin de torunun var. Senin de evlatların var. Hepimizin yüreği dağlandı. Eğer gerçekten samimiysen bu işe karışan bütün hastaneleri salı günü oy birliğiyle Meclis'te kamulaştıralım. El mi yaman, bey mi yaman görsünler. Ruhsat iptali demek ben bizimkileri biraz göz ucundan, gözünüzün önünden çekiyorum sonra onların işini hallederiz demektir. Bunu en net şekilde ifade etmek istiyorum.” ifadelerini kullandı. Özel, Belediye Başkanı Zeyrek'in kızına kendi rozetini taktı Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek'in kızı Nehir Zeyrek'in 18 yaşına girdiğini ve yarın CHP'ye üye olacağını kendisine söylediğini belirten Özel, "Sözün sonunda burada çok güzel bir sunum izledik. Ferdi Bey için anlamlı bir gündü. Ama bence yarın kendisi için daha anlamlı bir gün. Hemen yanında Nurcan oturuyor eşi. Onun yanında Nehir oturuyor kızı. Yarın Nehir'in 18. yaş günü. Yarından itibaren Nehir artık reşit oluyor. Ehliyet alabilir. Babayı dinlemeyebilir. Her istediğini yapabilir. Ama o ilk olarak bir şeye karar vermiş Cumhuriyet Halk Partisi'ne üye olmak istermiş. Yarın Nehir, Cumhuriyet Halk Partisi'nin bir gün boyunca en genç üyesi olma mutluluğunu yaşayacak. Ben her hafta en genç üyeleri arıyorum. Nehir'i aramak yerine onu annesi ve babasıyla buraya davet ediyorum ve genel başkanın rozetini Nehir'e takmak istiyorum. Aramıza hoş geldin Nehir. Baba evine hoş geldin. Hem babanın evine hem baba evine hoş geldin.” dedi.

Ömer Çelik’ten ‘Yenidoğan çetesi’ açıklaması Haber

Ömer Çelik’ten ‘Yenidoğan çetesi’ açıklaması

“Kongre sürecinin tarihi bir ana denk gelmesi son derece önemli” Burada konuşan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, kongrelerin öneminden bahsederek, “Kongreler bizim için demokrasi bayramlarımızın en güzel adresleri ve duraklarıdır. Bu kongreleri yaparken ilk yola çıktığımız arkadaşların aramızda olması bizlerin ne büyük kadrolara sahip olduğunu gösteriyor. Kongre sürecinin tarihi bir ana denk gelmesi son derece önemli. Dünyanın içerisinden geçtiği tabloya baktığımızda bu yolu birlikte yürümemizin ne kadar Türkiye için kıymetli olduğu son derece önemli” ifadelerini kullandı. “NETANYAHU HÜKUMETİNİN BİR KATİL SÜRÜSÜDÜR” Türkiye’nin etrafında birçok istikrarsızlığın olduğuna vurgu yapan Çelik, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İsrail’in soykırımlarına karşı en net duruşu sergileyen tek lider olduğunu belirterek şunları söyledi: “Türkiye haritasını önümüze aldığımızda yukarımızda Rusya-Ukrayna savaşı. Aşağıya baktığımızda maalesef İsrail’in gerçekleştirdiği bir soykırım ve cinayet silsilesi devam ediyor. Doğumuzda İran-İsrail arasında her an bir çatışma riski bulunuyor ve batımızda Balkanlar’daki istikrarsızlığı takip etmeye devam ediyoruz. Tam bunun ortasında Akdeniz’de neredeyse balıkçı kayığı girecek nokta kalmamış. Akdeniz’in neredeyse tamamında savaş gemileri dolmuş durumda. Karadeniz’de aynı şekilde istikrarsızlık devam ediyor. Tam bu tablonun ortasında istikrarın adresi olarak Türkiye’nin yoluna tavizsiz bir şekilde devam etmesi son derece önemli. Her türlü istikrarsızlığa ve kaosa rağmen Türkiye’nin yoluna güçlü bir şekilde devam etmesi Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın güçlü duruşuyla gerçekleşiyor. Biz 2002’de hangi inanca, hangi azme ve enerjiye sahipsek aynı inanca ve kararlılığa bugün sahibiz. Yeni ufukların peşinden koşmaya devam ediyoruz. Bugün Cumhurbaşkanımız insanlık cephesinin üstünde bütün insanlık adına en net ve kararlı sözleri söyleyen tek liderdir. Gazze’de gerçekleşen soykırım ve cinayetlere bütün dünya sessiz kalırken ve buradaki cinayet şebekesi olan Netanyahu hükumeti her gün yeni bir soykırıma imza atarken ilk baştan itibaren en üst düzeyde insanlık değerlerini savunan ve Netanyahu hükumetinin bir katil sürüsü olduğunu ifade eden, bununla kararlılıkla mücadele etmek için bütün dünyayı davet eden tek lider Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dır.” “BEDELİ NE OLURSA OLSUN GAZZE’NİN YANINDA OLACAĞIZ” AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak Gazze’nin yanında olacaklarını yineleyen Ömer Çelik, “Dün yine bir kere daha İsrail’in Nazi ve katil İsrail Dışişleri Bakanı Katz Cumhurbaşkanımıza saldırdı. İsrail Dışişleri Bakanı Katz bir katildir, bir cinayet şebekesi üyesidir, bir canidir, bir soykırım şebekesinin tetikçisidir. Cumhurbaşkanımız ise insanlık değerleri savunucusudur. Onun için her ne olursa olsun insanlık cephesi kazanacak, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın sözü kazanacak. Katiller mahkum olacak, soykırım şebekesi mahkum olacak, Gazze kazanacak, insanlık kazanacak. Cumhurbaşkanımız karşısında cinayet sözü söyleyenlerin, soykırım sözü söyleyenlerin eninde sonunda insanlık mahkemesinde yargılandığını göreceğiz. Netanyahu ve İsrail Dışişleri Bakanı Katz insanlığın lanetlileri listesinin en başında yer alacaklar. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ise insanlığın şeref listesinin en başında yer alacak. Biz buradan bir kere daha söz veriyoruz, biz AK Partiyiz, biz cumhur ittifakıyız. Bedeli ne olursa olsun bu yolu cumhurbaşkanımız ile yürüyeceğiz ve bedeli ne olursa olsun Gazze’nin yanında duracağız. Gazze’nin şehitlerinin yanında duracağız” dedi. “ZALİMİN KARŞISINDA, MAZLUMDAN YANA OLACAĞIZ” Muhalefetin ‘Hamas teröristtir’ sözlerine de tepki gösteren AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, “Cumhurbaşkanımız Gazze için onlar bir Kurtuluş Savaşı veriyor derken karşımızdaki muhalefetten bazıları Hamas’a terörist diyordu. Hamas’a terörist diyenler Netanyahu’dur, İsrail Dışişleri Bakanı nazi olan Katz’dır. Cumhurbaşkanımız ilk günden bu yana Hamas bir terör örgütü değildir, kendi topraklarını savunan Kurtuluş Savaşçılarıdır demişti. Bir sürü kişiye suikast düzenlediler. Anneleri çocuklarından ayırdılar. Bu Gazze’de her gün ölümle burun buruna gelmelerine rağmen dimdik ayakta duruyorlar. İsrail her yer işgal etmeye kalktı. İsrail, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ni, pek çok batılı ülkenin hükumet üyelerini işgal etti ama İsrail Gazze’yi işgal edemeyip onlara diz çöktüremedi. Biz, bu büyük siyasi okulda cumhurbaşkanımızdan, ‘Zulmün karşısında diz çökmemeyi’ öğrendik. Ne olursa olsun zalimin karşısında, mazlumdan yana olacağız. Zalimler her gün mazlumları öldürürken bizler Gazze’ye sahip çıkmaya, cumhur ittifakını güçlendirmeye ve Gazze’nin şehitlerinin yanında durmaya devam edeceğiz” diye konuştu. “İSRAİL’İN ÖLÜM MAKİNELERİ BİRLEŞMİŞ MİLLETLER’E SALDIRIYOR” Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bütün bölgelerdeki istikrarsızlığı önlemek için çaba harcadığını anlatan Çelik, “Balkanlar’daki istikrarsızlığın çatışmaya dönüşmemesi için yegane ağırlık koyan lider Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dır. Bugün, birileri Lübnan’ı işgal etmeye kalkarken, İsrail’in ölüm makineleri Birleşmiş Milletlere’e saldırırken Birleşmiş Milletler’e ‘Kendi askerlerine sahip çık’ diyen lider Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dır. İsrail, Suriye ve Lübnan’ı işgal etmeye kalkarak bütün bir bölgeyi yutmaya çalışırken, etrafımıza daha çok kan ve zulüm getirmeye kalkarken bunun karşısında yegane gür ses, yegane insanlık sesi cumhurbaşkanımızdan geliyor. Bu salonlarda, meydanlarda, sokaklarda birliğimizi güçlendireceğiz” ifadelerini kullandı. “CEPHEMİZ, İNSANLIK CEPHESİDİR” İsrail’in ‘Büyük İsrail’i eninde sonunda kuracağız’ sözleri karşısında da Lübnan, Suudi Arabistan, Gazze ve Ürdün’ün yanında olduklarını dile getiren Ömer Çelik, “Son zamanlarda üzerimize 2 noktadan geliyorlar. Birincisi terör örgütlerini besleyerek Türkiye’ye saldırtmaya çalışıyorlar. İkincisi iç cephemizi parçalamaya çalışıyorlar. Bizi içeride birbirimize düşürmeye çalışıyorlar. O yüzden cumhurbaşkanımız, ‘İç cepheye sahip çıkalım’ diyor. Bu yolu sonuna kadar yürüyeceğiz. İlk gün ki heyecanımızdan daha çok enerjiye sahibiz. Cephemiz, insanlık cephesidir. Bundan 1 sene önce bu olaylar başladığında İsrail’in katil başbakanı Netanyahu, ‘Bölgedeki bütün haritalar değişecek’ dedi. Daha olaylar başlar başlamaz ilk beyanatın bu olması son derece ilginç. Arkasından İsrail’den Suriye ve Irak’a uzanan ‘David koridorunu kuracağız’ açıklamasını yaptı. Geçenlerde İsrail Maliye Bakanı Smotrich çıktı ve ‘İçine Suriye’yi, Lübnan’ı, Suudi Arabistan ve Ürdün’ü alan büyük İsrail’i eninde sonunda kuracağız’ dedi. Burada kimsenin sesi çıkmazken buna karşı çıkan tek lider Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dır. Bunun bizim içinde tehdit oluşturduğu en net şekilde ortaya konulmuştur. Halen çıkıp muhalefet sözcülerinden ‘Böyle bir tehdit yok’ açıklaması gelirken bundan 1 gün sonra İsrail kabinesinin 2 üyesi, ‘Büyük İsrail kurmak istiyoruz’ dedi. Bunlara müsaade etmeyeceğiz. Suudi Arabistan’ın, Lübnan’ın, Ürdün’ün ve sonuna kadar Gazze’nin yanında durmaya devam edeceğiz” diye konuştu. “İSRAİL’E HER TÜRLÜ YARDIMI YAPMAK İSTEYENLER VAR” Amerika’nın İsrail’e desteklerinin sürdürdüğünü dile getiren Ömer Çelik, “Geçmişte bir sürü cinayet şebekesiyle uğraşıp onları hezeyana uğratıp mağlup ettik. Bunları da mağlup edeceğiz. Eninde sonunda bu cinayet şebekesinin üyeleri insanlık mahkemesinde yargılanıp birer soykırım suçlusu olarak cezalarını alıp çekecekler. Bugün kimin nerede durduğu yarın kayıtlara daha güçlü bir şekilde geçecek. Bugün bu meseleyi durdurmak yerine İsrail’e savaş gemileri gönderenler, İsrail’e her türlü yardımı yapmak isteyenler var. İsrail gıda ve ilaç yardımlarını engellese bile ona destek vermeye devam edeceğiz diyenler var. Bu sözün üstüne onlara destek vermeye devam edeceğiz demek İsrail’e daha çok çocuk, kadın öldür demektir. Türkiye, bu zulme direnen ülke olmaya devam edecek” dedi. “KAYBETTİĞİMİZ BEBEKLER İÇİN ÇOK ÜZGÜNÜZ” Türkiye'nin günlerdir konuştuğu yenidoğan bebek çetesine yönelik yürütülen soruşturma hakkında da açıklama yapan Çelik, daha sonra şu ifadeleri kullandı: “Bazı hastanelerin yenidoğan servislerinde bir cinayet çetesinin çıkar elde etmek için yenidoğan bebekleri öldürdükleri, ölümlerine sebebiyet verdikleri haberlerini hassasiyetle takip ediyoruz. Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı’mız bu süreci takip ediyor. Parti olarak biz de konunun son derece yakından takipçisiyiz. Bizi son derece üzen, birkaç gündür uyutmayan ve ortaya çıkan tablo, cinayet şebekesinin diyalogları, ortaya çıkan konuşmaları herkeste bir şok etkisi oluşturmuştur. Her ne olursa olsun cinayet şebekesi sağda, solda tehditler savurmaya da devam ediyor. Bunların hiçbirine biz taviz verecek kadro değiliz. Bu cinayet şebekesinin bütün uzantılarını ortaya çıkartırız ve bu cinayet şebekesini hak ettikleri cezayla karşılaşmaları için her türlü mücadeleyi veririz. Vatandaşlarımız gibi üzgünüz ve bu konunun her yönüyle araştırıldığını ifade etmek isterim. Kaybettiğimiz bebekler için çok üzgünüz. Hepsine Allah rahmet eylesin. Bakanlıklarımız ile birlikte parti olarak konunun takipçisiyiz. Bu çetenin hak ettiği cezayı alabilmesi için elimizden gelen her şeyi yapacağız.” Konuşmanın ardından kongre düzenlendi.

CHP Lideri Özel'den Yenidoğan Çetesi açıklaması Haber

CHP Lideri Özel'den Yenidoğan Çetesi açıklaması

CHP tarafından Ankara Hasanoğlan’da düzenlenen “Eğitim Zirvesi”ne CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Mansur Yavaş, partinin eğitim politikalarından sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, eğitim uzmanları, sendika ve sivil toplum kuruluşları temsilcileri katıldı. Zirvede konuşan Yavaş, “Belediye başkanı olduktan sonra kendim de köy enstitüsü mezunu bir öğretmenin öğrencisi olarak atıl duran Hasanoğlan Köy Enstitüsü'nün bir an evvel restorasyonu için çalışmaya başladık. Hamam yapısı, ahşap atölyesi, yerleşkede bulunan, benzeri yapılar ile Hasanoğlan Yerleşkesi’nin bulunduğu alanın çevre düzenlemesini, Milli Eğitim Bakanlığı'ndan 2021 tarihinde istedik. Uygun bulundu. Sonra bunu kararla bize bunu bildirdiler. Daha sonra biz meclis kararı aldık bununla ilgili ve bir gün Elmadağ Belediye Başkanımızı ziyarete geldik. Buraları gezdik ve burayı bir an evvel restore edeceğimizi, bu anıları gelecek kuşaklara aktaracağımızı söyledik. Bu gazetede haber oldu. Bir gün sonra hemen bu haber çıktıktan sonra anında yazı geldi. Ve Milli Eğitim Bakanlığı dedi ki biz yeni Cumhurbaşkanlığı Sistemine göre Milli Eğitime bağlı bütün her tarafın restorasyonu her şeyi bize aittir. Bu nedenle geri alıyoruz dediler ve bizden geri aldılar. Geri aldıkları tarih 2021. Şimdi 2024’deyiz. Daha çivi çakılmadı ve hiçbir işlem yapılmadı bugüne kadar. Hadi yapmıyor yapanlara engel olmayın. Ama biliyorsunuz bu yeni bir usul değil. En son okulların temizliğini, gönüllü olarak talep ettik. Çünkü o görüntüler içimizi sızlattı. Bize 450 okuldan talep geldi. 83 tanesi izin verdi. Geri kalanı iptal etti. Yani yeter ki siz yapmayın pis kalırsa pis kalsın mantığıyla bu şekilde iptal edildi. Malzeme isteyen binin üzerinde okul oldu. Bunların da 525 tanesini verdik. Geri kalanını da iptal etti. İnşallah tertemiz oluyordur” diye konuştu. Mansur Yavaş’ın ardından konuşmasını gerçekleştiren CHP Lideri Özel, “Bir mesele ne kadar ticarileşirse, eğitimde kurumla veli arasına ya da öğrenciler arasına, öğretmenle öğrenci arasına paranın olduğu bir şeyler girerse orası yozlaşıyor, bozuluyor ve savruluyor. Elbette çok sayıda özel eğitim kurumu var, belki de Türkiye’de eğitimin özelleşmesi kolay kolay geri dönülemeyecek bir noktaya geldi ama buna bir yerde dur demek lazım. Maliyeti ne olursa olsun bunu artısını, eksisini hesaplayıp, artık bu özelleştirmeyi, özelleşmeyi, paralı eğitimi, parası olanla olmayan arasında hayata kapatamayacağı kadar büyük bir farkla geriden başlayan sistemi komple değiştirmek gerekiyor. Hemen olmayacak ama şundan emin olun, bizim iktidarımızda geldiğimiz günden sonra eğitim asla bir gün öncesine göre daha ticari olmayacak. Her gün ticari eğitimden adım adım kamusal, eşit, kaliteli ve ayrımsız bir eğitim politikasına ve öğretim düzeyine dönmek zorundayız” ifadelerini kullandı. Türkiye’de hiçbir şeyin güvende olmadığını belirten Özel, “Memlekette çocuk okutuyorsun, güvende değil. Üniversiteye gidiyor, güvende değil. Evleniyor, güvende değil. Boşanıyor, güvende değil. Takip ediliyor, polise başvuruluyor, savcıya gidiyor, güvende değil. Maalesef yeni doğuyor, güvende değil. Hatta ve hatta insanlar ‘Bu şartlarda çocuk mu doğrulur’ diyor gençler, çocuk sahibi olmuyor. Gidiyor kedi sahipleniyor, o bile güvende değil. Memlekette güvende olan hiçbir şey yok. Sadece özel okul sahibinin sermayesi güvende, özel hastane sahibinin yatı, Mercedes’i güvende. Ama maalesef çok büyük bir sorunla karşı karşıyayız” diye konuştu. Konuşmasının sonunda “Yenidoğan çetesi” ile ilgili değerlendirmede bulunan Özel, “Mayıs 2023’te ilk şikayet gidiyor. Mayıs 2023’ten Ekim 2024’e kadar geçen sürede hiçbir şey yok, soruşturmayı yapan savcıyı tehdit edecek kadar bütün bilgilere ulaşmış çete. Dün başından tutulup arabaya sokuluncaya kadar aramızda dolaşıyor caniler katiller. El kadar bebeği hastane hastane gezdiriyor. Bu iş yapılırken iki eski Sağlık Bakanı’nın hastanesi işin tam göbeğinde. “5 Temmuz gecesi nasıl FETÖ’nün bütün hastaneleri, bütün okulları, bütün dershaneleri, bütün binaları bir gecede kamulaştı, kardeşim OHAL ilan etmeye gerek yok, bu halde buradayız. Getirin, Meclis eliyle o hastanelerin hepsini bir gecede kamulaştıralım. Özel hastaneymiş, bu işe karışan o özel hastanelerin tamamının bugün ruhsatları askıya alınmalı. Her yere kayyum atıyorsun ya, o hastanelere devlet eliyle direkt kayyum atanmalı, yasal düzenleme salı günü Meclis’ten oy birliğiyle geçirilmelidir, hodri meydan” dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.