SON DAKİKA
Hava Durumu

#Yeniden Refah Partisi

Bursa Haber - Yeniden Refah Partisi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Yeniden Refah Partisi haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Erbakan: Ticaretimiz yoksa limanlarda İsrail gemileri ne arıyor? Haber

Erbakan: Ticaretimiz yoksa limanlarda İsrail gemileri ne arıyor?

“Soykırıma karşı hayatta kalmaya çalışan Filistinliler bu kadar malzemeyi ne yapacak?” İktidarın "İsrail ile ticareti kestik, ticaret Filistin ile yapılıyor" açıklamalarına inanmadıklarını ve ticaret adı altında çelik, çimento ve ham madde, maden ürünleri ve elektronik ürünlerin, soykırıma ve açlığa karşı savaşan Filistinlilerin ne işine yarayacağını soran Erbakan, şunları kaydetti: "Filistinliler bu kadar çimentoyu, ham maddeyi, kimyevi ürünleri, elektronik ürünleri ne yapacak? Böyle bir şey akla ve mantığa uygun değil. Tabi bununla beraber iki ülke arasında ticaret son bir yılda bin katına, on bin katına çıkması mümkün değildir. Maalesef Yeniden Refah Partisi olarak uzun zamandan beri şüphelenmekte ne kadar haklı olduğumuz husus gelişmelerle bir kez daha ortaya çıkmış durumdadır. Bir defa Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerine baktığımızda ne görüyoruz? Filistin ile çelik ihracatımız bir yılda yüzde 5 bin 400 oranında, çimento ve toprak ürünleri ihracatımız bir yılda birden bire yüzde 2 bin 500 oranında artış gösteriyor. Elektrik ve elektronik ürünleri ihracatımızdaki artış bir yılda yüzde 21 bin oranında, kimyevi maddeler ve mamulleri ihracatımız yılda yüzde 8 bin 575 oranında artış gösteriyor madencilik ürünleri ihracatımız yüzde 1 milyondan fazla artış gösteriyor. Makine ve makine aksamları ticaretimiz bir yılda yüzde 31 bin oranında artış gösteriyor.” "İki ülke arasında ticaretin 1 senede bin katına çıkması mümkün değildir" Erbakan, iki ülke arasındaki ticaretin 1 senede bin katına, 10 bin katına çıkmasının mümkün olmayacağını ve bu durumun hayatın olağan akışına aykırı bir durum olduğunu belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bu gerçekler karşısında yetkililer sürekli olarak ‘biz İsrail'e herhangi bir şey göndermiyoruz bu yapılan ticaret tamamen Filistin'e yapılan bir ticarettir' diyorlar. Biz de diyoruz ki evet resmi olarak evrak üzerinde bu ticaret Filistin'e yapılıyor gözüküyor ama doğal olarak bu noktada şu soruları soruyoruz; “Yıllardır ambargo altında yiyecek ekmek bile bulmakta zorlanan bir Filistin bu kadar çeliği bu kadar çimentoyu bu kadar hammaddeyi, kimyevi ürünleri, maden ürünlerini, elektrik ve elektronik ürünlerini ne yapacak? ‘İsrail'le herhangi bir ticaret yoksa İstanbul Ambarlı ve Haydarpaşa limanlarında, Mersin limanında İsrail bayraklı ve İsrail şirketlerine ait gemiler ve konteynırlar ne arıyor? Eğer İsrail'le herhangi bir ticaretimiz yoksa bu İsrail gemileri neden sürekli bizim limanlarımıza suçüstü yakalanıyor, hatta konteynırların üzerinde İsrail'in Hayfa limanına gideceğine dair damgaların ve işaretlerin yazıları olduğu başına da yansımış durumda? ‘Efendim bu gemiler İsrail üzerinden Filistin'e gidiyor' böyle bir açıklama da akla ve mantığa da uygun değildir. Çünkü İsrail basını da defalarca yazdı İsrail Gazze'ye giden malzemeleri dahi Hamas'a yardım oluyor diye engelliyor. Yardım malzemelerine engel olan İsrail bu kadar çelik bu kadar çimento malzemesine nasıl izin verecek akla ve mantığa aykırı." "Neden bebekleri öldüren İsrail ordusunun yakıtının kendi topraklarımız üzerinden geçmesine izin veriyoruz?" Erbakan, aylardır aralıksız bir şekilde Azerbaycan petrolünün Türkiye üzerinden İsrail'e ulaştırıldığını öne sürerek, şunları kaydetti: "Neden Azerbaycan petrolünün Türkiye üzerinden İsrail'e ulaştırılması, Bakü-Ceyhan petrol boru hattı üzerinden bu petrolün aylardan beri bizim topraklarımız üzerinden İsrail'e niçin gidiyor? Bebekleri öldüren, çocukları öldüren, kadınları öldüren, aylardır katliam yapan İsrail ordusunun tanklarının savaş uçaklarının yakıtını kendi topraklarımız üzerinden geçmesine izin veriyoruz. Kendi topraklarımız üzerinden onlara bu Azerbaycan petrolünü neden gönderiyor niye hala daha duvarları kapatmıyoruz. Bu da çok önemli bir konudur bütün bu gerçekler ışığında bu noktada merhum Erbakan'ın hocamızın meşhur bir sözü aklımıza geliyor. Ne diyordu gerçek öyle bir şeydir ki yerine hiçbir şey koyamazsın eğer koymaya kalkarsan 40 yerden açık verir diyor. Bu yaşadığımız olaylarda her bakan hocamızın bu sözünün aslında bir yansıması olarak gözükmektedir.”

Belediye Başkanının AK Parti’ye Geçiş Hazırlığı Haber

Belediye Başkanının AK Parti’ye Geçiş Hazırlığı

Şen, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik açıklamalara tepki göstererek 3 ay önce Yeniden Refah Partisi’nden istifa etmişti. Olay, dün sabah saat 10.00 sularında Balışeyh ilçesi TOKİ bölgesinde yaşandı. Edinilen bilgiye göre, ilçede yapılan çalışmaları yerinde incelemek üzere makam aracıyla seyir halindeyken Belediye Başkanı Şen'e, husumetli olduğu amcasının oğlu Erdem Şen tarafından silahlı saldırı düzenlendi. Araçta makam şoförü Mikayil Çelikkol (40), Ömer Şengül (42) ve Koray Kaya (45) ile birlikte bulunan Başkan Şen, saldırıda ağır yaralandı. Şen ve şoförü Çelikkol, kaldırıldıkları Yüksek İhtisas Hastanesi'nde hayatını kaybetti. Yaralanan diğer 2 kişinin tedavisi ise Tıp Fakültesi Hastanesi'nde devam ediyor. Saldırgan, olay sonrası belediye binası önünde polis ekiplerince gözaltına alındı. Evli ve iki çocuk babası olan Hilmi Şen'in (50) cenazesi, Balışeyh ilçesindeki Merkez Camii'nde düzenlenecek törenle son yolculuğuna uğurlanacak. AK Parti'ye katılma hazırlığındaydı 31 Mart yerel seçimlerinde Yeniden Refah Partisi'nden Balışeyh Belediye Başkanı seçilen Hilmi Şen, yaklaşık 3 ay önce, partide yaşanan gelişmelerin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik yapılan açıklamalara tepki göstererek istifa etmişti. Şen'in, AK Parti'ye geçiş için hazırlık yaptığı ve önümüzdeki günlerde katılımını duyurmayı planladığı öğrenildi.

İktidarın söylediklerinin doğru olmasını temenni ediyoruz Haber

İktidarın söylediklerinin doğru olmasını temenni ediyoruz

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, partisinin genel merkezinde düzenlenen “İl Başkanları Toplantısı” öncesi gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Erbakan, 2025 yılı Merkezi Yönetim Bütçesi'nin 14,6 trilyon lira, bütçe gelirlerinin ise 12,67 trilyon lirada olduğunu belirterek, 1,93 trilyon lira açığın iç ve dış borçlanma ile karşılanacağını aktardı. İç ve dış borcun yüzde 98,5'in yüksek faizli iç borçlanma ile ödeneceğini ifade eden Erbakan, ödenemeyecek durumda borçlanmanın yaşandığını öne sürdü. Erbakan, "Evet bugün, Türkiye'nin karşı karşıya bulunduğu en önemli tehdit güven ve ahlak bunalımıdır. Kimin elinin kimin cebinde olduğunun bilinmediği, ahlaki erozyonun tavan yaptığı bir süreçte, vatandaşlarımızdaki 'güven' duygusu da iyice zedelenmiş durumdadır" diye konuştu. Erbakan, asgari ücrete yapılacak zamma ilişkin ise, "Özgür Özel'in söylediğini biz 5 bin lira arttırarak 35 bin lira demiştik. İki asgari ücret alan bir hane en azından yoksulluk sınırında bir gelire sahip olsun. Çünkü yoksulluk sınırı bugün 70 bin lira olmuş. İki asgari ücretli yan yana geldikten sonra en azından yoksulluktan kurtulsunlar" ifadesini kullandı. "EMEKLİ MAAŞININ ASGARİ ÜCRET SEVİYESİNE GETİRİLMESİ LAZIM" Bir haneye giren maaş miktarının yoksulluk sınırının altında olmaması gerektiğini aktaran Erbakan, şunları kaydetti: "Yeniden Refah Partisi olarak yüzde 20 ila 25'lik bir artışın şubat ve mart ayında açlık sınırının altıda kalacağını ifade ediyoruz. En azından bir 35 bin lira seviyesine gelmesini söylüyoruz. Çünkü en azından iki asgari ücretin yoksulluk sınırı seviyesine gelmesidir. 12 bin 500 lirada kalmış olan emeklilerimizin de durumunun iyileştirilmesi ve emekli maaşının da en azından asgari ücret seviyesine getirilmesi lazım." "HUKUKİ BİR SÜREÇ OLMASINI TEMENNİ EDİYORUZ" "PKK/KCK silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçundan yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanan ve görevden uzaklaştırılan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in yerine kayyum atanmasını da yorumlayan Yeniden Refah lideri Fatih Erbakan, şu ifadelere yer verdi: "İktidar kanadı bu durumla ilgili 'Elimde çok ciddi deliller var' diyor. CHP, bunun bir siyasi süreç olduğunu söylüyor. Tabii Türkiye'de yıllardan beri yaşadığımız hukuki süreçler, adalet kurumuna güvenin sarsılmış olması dolayısıyla bizim de içimiz rahat değil. İktidarın söylediklerinin doğru olmasını temenni ediyoruz. Siyasi bir süreç değil hukuki bir süreç olmasını temenni ediyoruz. Kayyum atanması yerine belediye meclisinin görevlendireceği belediye başkan vekilinin bu görevi yapması gerektiğiniFat ifade ediyoruz."

Suat Kılıç: Haber

Suat Kılıç: "Vatandaş tünelin ucunda bir ışık göremiyor"

En zor günler geride kaldıysa asgari ücret neden hâlâ açlık sınırının altında? Asgari ücrette 2025 yılı için öngörülen artış oranı neden hala yüzde 25 sınırında? Zor günler geride kaldıysa yaşanan bu çaresizlik neyin nesi? Vatandaş tünelin ucunda bir ışık göremiyor" dedi. Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç, partisinin genel merkezinde dün gerçekleştirilen Haftalık Olağan Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısının ardından basın mensuplarına gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin 'Öcalan gelsin Meclis'te konuşsun, tecriti kaldırılsın' sözlerine ilişkin konuşan Kılıç, "Macun tüpten çıktı. Ne varmış tüpün içinde? Apo'ya özgürlük, yetmez başka? Teröristbaşının, eli kanlı hainin Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden, HDP kürsüsünden millete seslenmesi, örgüte çağrıda bulunması. Milletimiz şunu bilsin ki, içinde bir tek Milli Görüş temsilcisinin bulunduğu Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde bölücü başının, eli kanlı hainin kürsüde söz alması mümkün olmayacaktır. Bırakın bunu, Türkiye Büyük Millet Meclisine yanaşması bile söz konusu olmayacaktır. Bunu da geçin, bulunduğu yerden, İmralı Cezaevi'nden çıkması bile mevzubahis olmayacaktır. Aziz milletimiz müsterih olsun. Terör örgütüyle kapalı kapılar ardında görüşmeler yapanların, kayıt dışı müzakerelerde bulunanların hesaba katması gereken faktör Yeniden Refah Partisi gerçeğidir. Yeniden Refah Partisi var olduğu sürece hesapsız hareket etmemelerini kendilerine tavsiye ediyoruz. Yeniden Refah Partisi olduğu sürece terörle müzakere edilmeyecektir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bütün kurumlarıyla birlikte terör örgütleri ve teröristlerle mücadelesine devam edecektir. Son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar" şeklinde konuştu. “EKREM İMAMOĞLU'NA SİYASİ YASAK GETİRMEK AHMAKLIK DEĞİLSE BİLE AKILSIZLIKTIR” İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun yargılandığı davada siyasi yasak alma ihtimali ile ilgili de Kılıç, "Görünen o ki, Cumhuriyet Halk Partisi kulislerinde Sayın İmamoğlu'na yönelik yasaklılık ihtimali bir hayli politik propaganda aracına dönmüş bulunmaktadır. Öncelikle şunu ifade etmek istiyorum; Ekrem İmamoğlu'na siyasi yasak getirmek ahmaklık değilse bile akılsızlıktır. Bırakın özgürce yarışsın, boyunun ölçüsünü alsın. Boyunun ölçüsünü alacağı yer sandıktır, mahkeme salonları değil. Yenemeyeceğinizi düşünüyorsanız, korkuyorsanız geri çekilin bize bırakın. Sandıkta biz gereğini yerine getirelim. Asıl olan siyasette rekabettir, yasaklarla rakipleri elimine etmek değildir. Çekilin Yeniden Refah'ın adayını destekleyin. Biz seçimlerde gereğini yerine getirelim. Korkarak, yasaklayarak, kaçarak değil. Daha iyi, daha güvenilir, daha donanımlı, daha sevimli, daha ehliyetli, daha liyakatli bir adayı toplumun huzuruna çıkararak ahmaktan siyasi yasak çıkarmak, akıldan da hukuktan da uzaklaşmaktır. Gerçeklik evreninden kopmaktır. Sıradan bir belediye başkanından kahraman çıkarmaktır. Bu bağlamda hiç kimsenin mezkûr davayla ilgili olarak yargı süreçlerini etkilememesini, CHP'nin de buradan prim yapma gayretine girişmemesini kendilerine tavsiye ediyoruz. Sadece Ekrem İmamoğlu'na endeksli siyaset Cumhuriyet Halk Partisi'ne yakışmıyor. Çünkü bir de Ankara'da Mansur Yavaş gerçeği var" şeklinde konuştu. "A PARTİ, YENİDEN REFAH PARTİSİ GİBİ ADALETTEN YANA OLSUN" A Partisi'ni kuran Yavuz Ağıralioğlu'nu tebrik eden Suat Kılıç, "Ağıralioğlu'na genel başkanlar dünyasına hoş geldiniz diyoruz. A Parti vatana millete hayırlı olsun. Yeniden Refah Partimiz gibi adaletten yana olsun. Millet desin, memleket desin, vicdan desin, merhamet desin. Yeniden Refah Partisi gibi iyiliği, doğruluğu istesin. Yeniden Refah Partisi gibi doğruya doğru, yanlışa yanlış desin. Doğruya doğru, yanlışa yanlış diyenlerin cephesi genişlesin. Duamıza kendimiz amin diyoruz” diye konuştu. “AYIPTIR, YAZIKTIR, GÜNAHTIR, İSRAFTIR” Karayolları Genel Müdürlüğü'nün yap-işlet devret projeleri kapsamında müteahhitlere yapılacak olan ödemelere de değinen Kılıç, "2025 yılı bütçe rakamları ve detayları ortaya çıktıkça maalesef karşı karşıya bulunduğumuz karanlık daha da belirginleşiyor. Karayolları Genel Müdürlüğü'nün yap-işlet devret projeleri kapsamında 2025 yılında müteahhitlere yapılacak ödemenin tutarı 663 milyar lira. Cumhurbaşkanımız cebimizden tek kuruş çıkmayacak demişti. Maalesef cebinden tek kuruş çıkmayan devlet değil, müteahhitler oldu. 663 milyar lira. Geçilmeyen köprülerden, geçilmeyen otoyollardan devletin zorunlu karşılık olarak ödediği rakam. Ayıptır, yazıktır, günahtır, israftır. İşi alacak şirket belli, krediyi alacağı banka belli. Rekabetsiz ortamda alacağı rakam aşağı yukarı belli. Devletin yapacağı garanti ödemeler belli. Kimin zenginleşeceği, kimin fakirleşeceği belli. Bu haksız kazanç periyodunun artık sona ermesi lazım" dedi. "VATANDAŞ TÜNELİN UCUNDA BİR IŞIK GÖREMİYOR" Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in 'Zor günler geride kaldı' açıklamasını eleştiren Kılıç, "Hazine ve Maliye Bakanı 'En zor günler geride kaldı' diyor. En zor günler geride kaldıysa bakan asgari ücret neden hâlâ açlık sınırının altında? Asgari ücrette 2025 yılı için öngörülen artış oranı neden hala yüzde 25 sınırında? Zor günler geride kaldıysa yaşanan bu çaresizlik neyin nesi? Vatandaş tünelin ucunda bir ışık göremiyor. Zor günler geride kaldıysa kimin için geride kaldı. Zor günler geride kaldı, en zor günler mi kapıda? Ne anlamamız lazım bilmiyoruz” şeklinde konuştu. "ERDOĞAN VE KABİNESİ DÜĞÜM İLE ÇÖZÜM ARASINDA SIKIŞMIŞ DURUMDA" Bir gazetecinin sorusu üzerine MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin 'Öcalan' çağrısı sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 29 Ekim resepsiyonunda yaptığı konuşmayı değerlendiren Kılıç, "Erdoğan ve kabinesi, düğüm ile çözüm arasında sıkışmış durumda. Zira yapılan açıklamaları reddetmiş olsalar ittifak içinde ortakla ipler gerilecek. Yapılan açıklamaları teyit etseler bu takdirde toplumla arasına mesafe girecek. Çünkü teröristbaşına özgürlük anlamına gelen çağrılar toplum tarafından reddedilmiştir, kabul edilmemiştir. Şehit aileleri tarafından da kabul edilmedi. 40 yıldır terörün bedelini canıyla malıyla ödeyen milyonlar tarafından bu açıklamalar tasvip edilmemiştir. Bu nedenle Erdoğan ve kabinesinin çözümle düğüm arasına sıkıştığını görüyoruz. Sayın Bahçeli'nin açıklamalarını onaylamayacak olsalar bu takdirde ittifak ilişkileri bozulacak. Bu açıklamaları onaylayacak olsalar toplumla bağlar kopacak. O yüzden iki arada bir derede kaldılar" dedi.

Fatih Erbakan'dan İdam Cezası ve Sosyal Politikalarda Reform Vurgusu Haber

Fatih Erbakan'dan İdam Cezası ve Sosyal Politikalarda Reform Vurgusu

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, Şanlıurfa’da partisinin Karaköprü İlçe 3. Olağan Kongresi'ne katıldı. Necmettin Cevheri Kültür Merkezi'ndeki kongreye Erbakan'ın yanı sıra Genel Başkan Vekili Sacit Günbey, İl Başkanı Ahmet Yetimoğlu, Karaköprü Belediye Başkanı Nihat Çiftçi, MKYK Üyeleri Sabih Dallı ve Zülküf Şeker, Milli Gençlik Derneği Genel Başkanı Ahmet Özvatan, il sorumluları, ilçe başkanları ve partililer katıldı. Konuşmasında Şanlıurfa’da olmaktan dolayı mutlu olduğunu belirten Erbakan, “Allah yolunda tevekkülün sembolü, Hakk/ı üstün tutmanın sembolü, Hazreti İbrahim’in (A.S) diyarına, Cenab-ı Allah’a tam manasıyla teslim olmanın sembolü peygamberler şehri Şanlıurfa'mızdayız. Bu yürüyüşün sonu yaşanabilir Türkiye’nin, yeniden büyük Türkiye’nin ve adil bir dünyanın kuruluşu olacaktır. Allah’ın izni ile Türkiye’de Yeniden Refah iktidar olacaktır” dedi. Partilerinin Şanlıurfa’daki başarısının Türkiye genelindeki oy oranına da yansıdığını belirten Erbakan, “Şanlıurfa'mız milli görüşün merkezi olduğunu, peygamberler şehri olduğunu, Erbakan hocamızın milli görüş hamuruyla yoğrulan bir şehir olduğunu 2024 seçimlerinde bir kez daha gösterdi. Burada kazanılan belediyelerin yanında diğer önemli bir konu da Şanlıurfa’da, Karaköprü’de almış olduğumuz bu yüksek oy oranları, Yeniden Refah Partimizin Türkiye genelindeki oy oranını yüzde 7’ye çıkarttı” ifadelerini kullandı. İDAM CEZASI VURGUSU YAPTI Ülkedeki ekonomik sıkıntılara değinen Erbakan, ayrıca aile unsurunun gitgide yok olmaya başladığını, gençliğin ve gelecek nesillerin zehirlendiğini belirterek, yeni düzenlemelerle toplum ahlakını ve aile unsurunu koruyacaklarını söyledi. Eğitim müfredatının yanı sıra Ceza Kanunu'nda da düzenlemeler yapacaklarını aktaran Erbakan, idamı yeniden getireceklerini söyledi. Suç kaydı çok olan insanların elini kolunu sallayarak gezmelerine müsaade etmeyeceklerini dile getiren Erbakan, “Yeniden Refah Partisi iktidarında aile ve sosyal politikalar alanında yuvaları yıkan, boşanmayı kolaylaştıran, evlenmeyi zorlaştıran düzenlemeleri ıslah edeceğiz. Zinanın suç olmaktan çıkması, süresiz nafaka, 6284 sayılı Kanun, yuva yıkan düzenlemeleri inşallah ıslah edeceğiz, düzenleyeceğiz. Tabii ki Yeniden Refah iktidarında cezaları caydırıcı hale getireceğiz. Kasten adam öldürme suçuna idam cezasının geri getirilmesi gibi. Bununla beraber uyuşturucu ile ilgili suçlarda cezaların ağırlaştırılması, uyuşturucuyla mücadelede sadece torbacı ve kuryelerin değil, asıl olarak uyuşturucu baronları ve patronlarının üzerine gidilmesi. Bunu Yeniden Refah iktidarında hayata geçireceğiz. Ceza ve İnfaz Kanunu'nu düzenleyerek 20 tane, 30 tane suçtan ceza kaydı bulunan, suç kaydı bulunan insanların elini kolunu sallayarak dolaşmasına müsaade etmeyeceğiz. Bakın İstanbul’da 26 suçtan kaydı olan adam halen dolaşıyor ve gidiyor gencecik kadın polis memurunun hayatına kast ediyor, kendisini öldürüyor. Bunların inşallah önüne geçeceğiz. Milli görüş olarak, Yeniden Refah olarak hem maddi kalkınma hamlelerini gerçekleştireceğiz hem de manevi kalkınma hamlelerini gerçekleştireceğiz. Bu aziz milletin yüzünü geçmişte olduğu gibi bugün de yine refahla, yine milli görüşle güldüreceğiz. Zafer milli görüşündür, zafer yakındır” diyerek kongrenin hayırlı olmasını diledi. Kongrede Genel Başkan Vekili Sacit Günbey, İl Başkanı Ahmet Yetimoğlu ve Karaköprü Belediye Başkanı Nihat Çiftçi de birer konuşma yaptı.

Erbakan'dan idam cezası önerisi Haber

Erbakan'dan idam cezası önerisi

Yeniden Refah Partisi (YRP), genel merkez binasında düzenlenen Aylık Olağan İl Başkanları toplantısı öncesinde basın toplantısı yapıldı. Yeniden Refah Genel Başkanı Fatih Erbakan, yaptığı konuşmada erken seçim yapılması gerektiğini ifade etti. Erbakan, ülkede yaşanan cinayetlere değindi ve ekonomik şartları eleştirdi. Partisinin Aylık Olağan İl Başkanları toplantısında bir konuşma yapan Yeniden Refah Başkanı Erbakan, Türkiye'deki gündemin yoğun olduğuna değinerek, “Türkiye'de ekonomik sıkıntılar milleti bunaltmış durumdadır. Bunu hem milletimiz dile getiriyor hem de tabii ki ekonomik veriler bunu açık bir şekilde ortaya koyuyor. Biz de milletimizle her zaman iç içeyiz” diye konuştu. “Milletimiz bunalmış, bir çözüm istiyor” Türkiye'nin ekonomik sıkıntılardan kurtulması için erken seçime gidilmesi gerektiğini ifade eden Erbakan, “Türkiye'nin 2028'e kadar beklemeye tahammülü kalmamış bunu milletimizin feryadından görüyoruz. Milletimiz bunalmış, bir çözüm istiyor. Bu çözümün de mevcut iktidarla olmayacağına inanıyor ve bir değişim olması gerektiğini açık bir şekilde ifade ediyor” açıklamasında bulundu. “Bir eve iki asgari ücret girse bile yoksulluk sınırının yarısı kadar bir gelire sahip oluyorlar” Mehmet Şimşek'in ekonominin başına gelmesiyle yeni bir ekonomi yönetimi olacağının söylendiğini ancak yerine getirilmediğini ileri süren Erbakan, “Sonunda bu 22 seneden sonra 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerinin arkasından Sayın Mehmet Şimşek göreve geldi. Dediler ki yeni bir ekonomi yönetimiyle Türkiye'yi düzelteceğiz. Enflasyonla mücadele edeceğiz, alım gücünü arttıracağız, milletin ekonomik anlamda derdine derman olacağız dediler ancak Mehmet Şimşek göreve geldiğinden beri akaryakıt fiyatları 22 liradan 42 liraya çıktı. Döviz kuru 18 liradan 34 liraya çıktı. Faizler yüzde 8,5'ten yüzde 55'e çıktı. Enflasyon yüzde 38'den yüzde 75'e çıkmıştı şimdi bir miktar düştüğünü iddia ediyorlar ancak halen bağımsız araştırma kuruluşları enflasyonun Türkiye'de yıllık yüzde 88 seviyesinde olduğunu ifade ediyor. İki asgari ücretin toplamının yoksulluk sınırının yarısı kadar olduğu bir ülkede maalesef yaşıyoruz. İki asgari ücret 34 bin lira yapıyor. Yoksulluk sınırı bugün 70 bin liraya dayanmış. Bir eve iki asgari ücret girse bile yoksulluk sınırının yarısı kadar bir gelire sahip oluyorlar” ifadelerini kullandı. “Yargı sistemi güvenlik güçlerinin görev şevkini de olumsuz etkiliyor” Türkiye'de yaşanan cinayetlerin sorumlusunun yargı sistemi olduğunu kaydeden Erbakan, “Daha dün akşam saatlerinde İstanbul'da bir vahşi bir olay yaşandı, büyük bir şiddet olayı. İki tane genç kızımıza yönelik bir saldırı yapıldı. Onun öncesinde İstanbul'da 27 yaşındaki gencecik bir kadın polisimizi şehit eden zanlının 26 tane suç kaydı olduğu ortaya çıktı ve bugüne kadar hiç tutuklanıp cezaevine girmediği ortaya çıktı. 26 tane suç kaydınız ve bunların hiçbirinden bugüne kadar tutuklanıp cezaevine girmiyorsunuz. Burada ceza ve infaz sisteminin yeniden sorgulanması gerektiğini açık bir şekilde görüyoruz. Ceza ve infaz sistemi suçluyu yakalayıp kaydedip sonra da salıveren bir hale dönüşmüş. 26 suç kaydı olan birinin annesi bile neden içeri almadığını soruyor. 2 yılda bir yapılan infaz yasası değişiklikleri adalet yargı ve infaz sistemini perişan hale getirmiş durumda. Suçluyu cezalandırmayan bir yargı sistemi güvenlik güçlerinin görev şevkini de olumsuz etkiliyor” diye vurguladı. “Adalet, zalime hak ettiği cezayı vermedikçe ülkemiz huzur bulamaz” Tüm partilerin bir araya gelerek idamın geri getirilmesi gerektiğini savunan Erbakan, “Tüm siyasi partiler bir araya gelerek bir ceza infaz sistemi reformunu hayata geçirmesi ve milletimizin adalete güvenini yeniden tesis etmesi son derece önemli. Bir değil iki değil üç değil. Her hafta ya da 10 günde bir böyle bir vahşet haberiyle sarsılıyoruz. Ve burada ceza ve infaz sistemindeki eksikliğin, çarpıklığın çok büyük rolü var. Ayrıca milletimizin vicdanında yine derin yaralar açan Narin Güran cinayeti sonrasında bu gibi cinayet vakalarının önüne geçilebilmesi için idam cezasının caydırıcı bir ceza olarak mutlaka Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin gündemine alınması gerektiğini ifade ediyoruz. Adalet, zalime hak ettiği cezayı vermedikçe ülkemiz huzur bulamaz. Mağdurların, adalet mekanizmasının veremediği adaleti kendi başlarına sağlamaya çalışması da ülkede teröre ve anarşiye yol açar” ifadelerini kullandı.

Suat Kılıç: “Netanyahu yüzyılın Hitleridir” Haber

Suat Kılıç: “Netanyahu yüzyılın Hitleridir”

Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç partisinin Merkez Yürütme Kurulu toplantısına katıldı. Kılıç, partisi adına gündeme ilişkin konular hakkında konuştu. Konuşmasının başlangıcında 1 Ekim yasama yılının başlangıcı olduğunu hatırlatan ve tüm siyasi partilere başarılar dileyen Kılıç, yeni yasama döneminde emeklilikte adalet arayan vatandaşların mağduriyetlerinin yeni yasama döneminde giderilmesi gerektiğine değindi. Kılıç, “Bir gün için 17 sene bekleme süreleri ortadan kaldırılmalıdır. Staj ve çıraklık mağdurlarının mağduriyeti yeni yasama döneminde giderilmelidir” ifadelerini kullandı. Süresiz nafaka meselesinin toplumun çok önemli bir adaletsizlik kaynağı olduğuna değinen Kılıç, “‘Sürekli nafaka olmaz’ konulu kanun teklifimiz TBMM’de beklemektedir. Yeni yasama yılında TBMM sürekli nafaka meselesini de çözüme kavuşturmalıdır” açıklamasında bulundu. Kamu mühendisleri ile alakalı kanun tekliflerinin TBMM’de beklediğine değinen Kılıç, “Meclis, Kamu mühendislerinin eşit işe eşit ücret prensibi doğrultusunda beklentilerine cevap vermekle mükelleftir. Taşeronda çalışan mühendisin ücreti farklı, belediye de çalışanın ücreti farklı, belediyenin şirketinde çalışanın ücreti farklı, bakanlık bünyesinde hizmetine devam eden mühendisin ücreti, özlük hakları farklı bir seyir izlemektedir” ifadelerini kullandı. “NETANYAHU YÜZYILIN HİTLERİDİR’ DEMİŞTİK” İsrail’in Gazze ve Lüban’a gerçekleştirdiği saldırılar hakkında konuşan Kılıç, “7 Ekim 2023 tarihinde İsrail’in Gazze’ye yönelik katliam düzeyindeki saldırıları başladığında bu bir devlet terörüdür demiştik. ‘Netanyahu yüzyılın Hitleridir’ demiştik. İnsanlık son yüzyılda İsrail terör organizasyonunun Gazze’de yol açtığı katliamlar ölçeğinde bir katliama tanıklık etmemiştir demiştik. Bugün Gazze’de yaşananlar yarın Lübnan’da sonra Ürdün’de daha sonrada diğer bölge ülkelerinde yaşanacak demiştik. Kulağını tıkayanlar gözlerini dört açsınlar” değerlendirmesinde bulundu. “BATILI ÜLKELERİN TAMAMI SESSİZ” Gazze’de ki soykırımın Lübnan’a sıçradığını ifade eden Kılıç, “Savaşın gözcüsü yine Amerika Birleşik Devletleri, İsrail’in sözcüsü yine İngiltere ve Siyonizmdir. Adeta bir canavar gibi bölgeyi kan gölüne çeviriyorlar. Bu arada Arap ligi sessiz, İslam İş Birliği Teşkilatı sessiz, insan haklarından dem vuran Batılı ülkelerin tamamı sessiz. Hatta sessizlik artık terk edildi. Katliamın alkışçısı durumundalar. Bu soykırım burada kalmaz. Elbette ki insanlık tarihi bu acıların hedefini geçmişte Hitler ve yol arkadaşlarından sorduğu gibi Netanyahu ve soykırım kabinesinden de soracaktır. Türkiye’nin daha aksiyoner politikalar üstlenmesini Arap ligi ve İslam İş Birliği Teşkilatı gibi uluslararası örgütlerin de elini taşın altına koymasını sıra kendilerine gelmeden gözlerini dört açmalarını kendilerinden bekliyoruz” diye konuştu. Sinan Ateş davası ile ilgili konuşan Kılıç, “Artık karar bekleniyor. Ankara’nın göbeğinde yaşandı bu cinayet. Bütün toplumun dikkati bu meselenin üzerinde. Toplum Sinan Ateş davasında da adaletin tecelli etmesini hakikatin yerini bulmasını sadece tetikçilerin değil azmettirenlerinde yargı önünde hesap vermesini bekliyor” şeklinde konuştu. “TÜRKİYE SINIRLARINI TABİ Kİ KAPALI TUTMALIDIR” Açıklamasının ardından Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kılıç, İsrail’in Lübnan’a düzenlediği saldırılar sonucunda Lübnanlı vatandaşların Türkiye’ye doğru bir göç dalgası oluşturma ihtimaline ilişkin şu ifadelere yer verdi: “İsrail önündeki bütün engelleri kaldırmak üzere çok sistematik bir soykırım ve aynı zamanda tarihin en büyük göç dalgalarından birini yaşatıyor. Yaşananlar ABD ve İngiltere’de biliniyor. Bunlar planlı hareketler. Gazze bombardımanı sonrasında Gazze’de ki 2 milyon 300 bin insan Mısır’a doğru göç ettirildi. Beyrut’a, Lübnan’a yönelik bombardımanların akabinde de Lübnan halkı Suriye’ye doğru göçe zorlanıyor. Dolayısıyla İsrail’in önünde Gazze’den Lübnan’a geniş bir coğrafya tamamen boşaltılıyor. İsrail’in işgal planını insansız coğrafyalarda sürdürebilmesi için yapılan bir kitlesel göçtür. Yüzyılın en büyük kitlesel insan kıyımı yaşanırken en büyük kitlesel göçüne de imza atılmaktadır. Her yönüyle hem ölümler hem kitlesel göçler her yönüyle insanlık suçudur, savaş suçudur, insanlığa karşı suçtur. Her biri uluslararası ceza mahkemesinde ayrı ayrı yargılamalara konu başlığı edilecek düzeyde hadiselerdir. Türkiye sınırlarını tabi ki kapalı tutmalıdır. Uluslararası toplum da bu sorunun çözümünü yerinde sağlamalıdır.”

Yeniden Refah Partisi'nden erken seçim açıklaması: Haber

Yeniden Refah Partisi'nden erken seçim açıklaması: "23 Kasım 2025 veya 17 Mayıs 2026 doğru zaman"

Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç, parti genel merkezinde gerçekleştirilen Merkez Yürütme Kurulu(MYK) Toplantısı sonrası basın açıklaması düzenledi. Yol-İş Sendikasını ülke genelinde düzenlediği iş bırakma eyleminin desteklediklerini ifade eden Kılıç, “Türkiye genelinde Yol-İş çalışanları bugün sabah saatlerinde bir saatlik iş bırak eylemi gerçekleştirdi. Yurt genelinde saat 7.30 ile 8.30 arasında, henüz daire amirleri iş başı yapmamışken çalışanlar ve alın teri dökenler iş bırakma eylemi yaptı. Bu iş bırakma eyleminin ardında vergi diliminin yükselmesi, zam oranlarının düşmesi ve emeklilerde kesintiler artması var. Dolayısıyla çalışanlar için geçinmek her geçen gün imkansızlaşmaya devam ediyor. Eylemin 7.30 ile sabah 8.30 arasında gerçekleşmiş olmasını da Türkiye ve insanlarımız ile ilgili bir iyi niyetin göstergesi olarak görüyoruz. Çok zekice ve çok anlamlı bir saat seçimi olduğunu fark ediyoruz. Kendilerini tebrik ediyoruz. Her zeminde ve her zaman yanlarında olduğumuzu bilmelerini istiyoruz. Başta Maliye Bakanı olmak üzere bütün hükümet üyelerini de çalışanların haklarını gözetmeye alın terinin karşılığını vermeye çalışanların vergi dilimleri, yüksek enflasyon ve düşük zam oranları karşısında ezilmekten kurtarmaya davet ediyoruz. Devletin eli çalışana işçiye memura ve emekliye uzanma mecburiyetindedir” şeklinde konuştu. “TÜRKİYE'NİN KAYNAKLARI HAREKETE GEÇİRİLEREK VATANDAŞLARIMIZ, AÇLIK SINIRININ ÜZERİNE BİR GELİRE KAVUŞTURULMALIDIR” Türkiye'de açlık sınırı 20 bin liraya dayandığını hatırlatan Kılıç, “Asgari ücret hala 17 bin lira en düşük emekli maaşı 12 bin 500 lira. 12 bin 500 lira kira mı ödenecek? Faturalar mı ödenecek? Mutfak masrafları mı karşılanacak? Çoluk çocuğu ihtiyaçlarına mı bakılacak? Açlık sınırının altında yaşayan bir ülke olmayı bizler hak etmiyoruz. Acilen önlem alınmalıdır? Kaynak bulunmalıdır. Türkiye'nin kaynakları harekete geçirilerek vatandaşlarımız açlık sınırının üzerine bir gelire kavuşturulmalıdır. Sözün bittiği yerdeyiz. Ama açlık sınırını altındayız” dedi. “BAKAN YUMAKLI, ÇİFTÇİMİZİ EKİM YAPTIĞINA PİŞMAN EDERCESİNE KÖŞEYE SIKIŞTIRMAYA ÇALIŞMAKTADIR” Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ile kenevir eken bir çiftçi arasında geçen diyalog hakkında konuşan Kılıç, “Tarım Bakanı İbrahim Yumaklı'nın Konya'da kenevir ekimi yapan bir çiftçi kardeşimizle yaşadığı polemiği de ayrıca ilginç ve kayda değer buluyoruz. Tarım Bakanı kenevir ekimi yapan köylüye niye ekim yaptığını soruyor. Adeta çiftçimizi ekim yaptığına pişman edercesine köşeye sıkıştırmaya çalışmaktadır. Oysa daha birkaç yıl önce sayın Cumhurbaşkanı liderliğinde tarım politikaları topluma lanse edilirken, başta Samsun ve Konya illerimiz olmak üzere kenevir ekimi teşvik edilmiş, sanayide endüstride, tekstilde ve hayatın her alanında kenevirin ne kadar stratejik bir ürün ne kadar önemli bir tarımsal gelişim olduğunun altı çizilmişti. Bu tavrı kınıyoruz. Bu tavrı bir mental tükenişin yansıması olarak değerlendiriyoruz. İsrail'in Gazze'de işlediği insanlık suçunu Lübnan'a taşıdığını söyleyen Kılıç, “ Lübnan'da siviller hedef durumundadır. Lübnan'da da sivil yerleşimlere hedef gözetilerek bombalar atılmaktadır. Hava saldırıları düzenlenmektedir. Siber saldırıları hava saldırıları almış durumdadır. Gazze'ye ilk bomba atıldığında söylediğimiz şuydu. Sıra Lübnan'da. Bugün Lübnan'a bombalar atılırken söylediğimiz şudur. Sıra çevredeki diğer bugün ses çıkarmayan Müslüman ülkelerdir. Ve bu Aynı şekilde devam edecek. Çünkü İsrail devlet terörünü hükümet politikası haline getirmiş bir terör kabinesi tarafından yönetilmektedir. Başta Arap için İslam İşbirliği Teşkilatı, Birleşmiş Milletler olmak üzere “Ben insanım diyen ahlaklı bir varlığım” diyen, masum kadınların ve çocukların yaşama hakkına saygı duyan herkesin ve bütün örgütlerin harekete geçmesi kaçınılmazdır” ifadelerini kullandı. İslam dünyasının, İsrail ve ABD'ye karşı durabilme gücüne ve kabiliyetine sahip olduğunu vurgulayan Kılıç, “Müslüman alemi bu yapılar karşısında direnebilecek araçlara, imkanlara, fırsatlara, güce, petrole, doğal gaza ve ulaşım stratejik konumlarına, fırsatlarına sahiptir. Bugün harekete geçilmezse ve topyekun eş zamanlı harekete geçilmezse İsrail genel terör nöbetini durdurmak için yarın çok geç olacaktır. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin İsrail terör kabinesinin yapmakta olduğu zulüm ve soykırımlar karşısında alacağı her türlü radikal atacağı her türlü keskin adımı YenidenRefah Partisi ailesi ve MYK'sı olarak desteklediğimizi, destekleyeceğimizi bir kere daha ifade ediyorum” dedi. “23 KASIM 2025 VEYA 17 MAYIS 2026 TARİHLERİNİN YAPILACAK BİR ERKEN SEÇİM İÇİN DOĞRU ZAMANLAMA” Türkiye'nin, mevcut hükümetle yoluna devam etmesi imkanının görülmediğinin altını çizen Kılıç “ “İçinde bulunduğumuz ekonomik koşullar, yüksek enflasyon, yüksek faizler, patlayan kredi kartları, ödenemeyen çekler ve senetler, kapanan iş yerleri, durma aşamasına gelen üretim ve tarihi rekor Rakamlara ulaşan işsizlik oranları karşısında Türkiye ekonomisinin daha fazla sürdürülebilir olmadığını görüyoruz. Sayın Mehmet Şimşek kendilerine açılan krediyi değerlendirememiş, gidişatı değiştirememiş, borç faiz sarmalından Türkiye'yi çıkaramamış, ülke için yurt dışına güven verecek dönüşümleri, hukuk desteğini alamamış, sağlayamamıştır. Hal böyleyken Türkiye'nin gündemine erken seçimin girmesi kaçınılmazdır. Yeni Refah Partisi olarak önümüzdeki yılın son baharında veya takip eden ilkbaharında ülkemizin ortak bir mutabakatla erken seçim zeminine taşınması gerektiğini düşünüyorum. Bu anlamda 23 Kasım 2025 veya 17 Mayıs 2026 tarihlerinin yapılacak bir erken seçim için doğru zamanlama olacağı kanaatimizi toplumumuzla paylaşıyoruz” diye konuştu. “YENİDEN REFAH PARTİSİ'NİN KAPILARI GELECEK TEKLİFLERE AÇIKTIR” Türkiye'nin gelecek seçimlerde AK Parti ve CHP arasındaki sıkışmışlıktan kurtarılması gerektiğine inandıklarını ifade eden Kılıç, "Önümüzdeki seçimlerde ve olası Cumhurbaşkanlığı seçimine yönelik olarak AK Parti'yle yeni bir ittifak sürecinin olmayacağını bizzat genel başkanımız ifade etmiştir. Bu röportajda ifade edilen bir başka husus daha var. Genel başkanımız diyor ki Türkiye'de sağda yeni bir yol açabiliriz. Bir üçüncü ittifakın zeminini oluşturabiliriz. Bunu şöyle ifade edebiliriz. Seçim öyle dalmışlar. Zamanında da yapılsa Yeni Refah Partisi'nin öncülüğünde bir üçüncü ittifakın oluşabileceğini ve bu ittifakla Türkiye'nin CHP ve AK Parti arasındaki çıkış ışıktan kurtar öngörüyoruz. Bu da genel başkanımızın ifadesidir. Bunu da bir kere daha hatırlatmış ve kayıt altına almış olalım. Deva Partisi'yle Gelecek Partisi'nin birleşme meselesi bambaşka bir mesele. Gelecek Partisi DEVA'yla birleşiyor ve bir ortak isim altında yola devam etme kararının altyapısını oluşturmaya çalışıyorlar. Yeniden Refah Partisi'nin bu anlamda bir birleşmeye, olumlu bakmadığını, bakmayacağını zaten değişik zamanlarda ifade ettik. Yeniden Refah Partisi ,ismiyle müsemma adıyla yaşayacak bir siyasi partidir. Ama Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde grup kurma arayışlarına yönelik olarak tavrımız ne olur? Yaklaşımımız ne olur? Ne yönde adım atarız? Doğrusu başından itibaren hep ifade ettiğimiz bir şey var. Siyaset açık kapılarla yapılır. Siyasette kapalı kapılarla, sıkılı yumruklarla ileriye bakmak, yol açmak mümkün değildir. Bu çerçevede Yeniden Refah Partisi'nin kapıları gelecek tekliflere açıktır. Şuan bize intikal etmiş olan somut, net bir işbirliği önerisi yoktur ama kapımız açıktır” değerlendirmesinde bulundu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.