SON DAKİKA
Hava Durumu

#Yargıtay

Bursa Haber - Yargıtay haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Yargıtay haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Yargıtay’dan çalışanları ilgilendiren emsal karar Haber

Yargıtay’dan çalışanları ilgilendiren emsal karar

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesinde 2017 yılında görülen taraflar arasındaki hizmetin ayıplı olmasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasından dolayı yapılan yargılama Yargıtay’a taşındı. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, hastanede anestezi teknikeri olarak çalışırken hastalanıp aynı hastanede tedavi gördüğü sırada idrar ve kan örneği veren çalışanın izni olmadan örnekler üzerinde narkotik test yaptırıp doğrulama sonuçları gelmeden sonucu iş yerine açıklayan hastane yönetimini suçlu buldu ve hastanenin çalışanına ödeyeceği manevi tazminatın arttırılması için kararı bozdu. İçtihat bülteninden edinilen bilgiye göre, İstanbul’daki bir hastanede görev yapan bir anestezi teknikeri aniden fenalaşınca yakındaki bir hastaneye kaldırıldı. Bir gün sonra kendini iyi hisseden tekniker çalıştığı hastaneye gelerek tedavisine çalıştığı hastanede devam etti. Çalıştığı hastanenin yönetim kısmından gelen bir kişi kendisine şeker hastalığı ile ilgili hekimin talep ettiği kan ve idrar tahlillerini yaptırmasını söyledi. Bunun üzerine anestezi teknikeri acil servise giderek kan ve idrar verdi. Ancak çalışanın narkotik madde kullandığından şüphelenen hastane yönetimi hukuki düzenlemelere aykırı bir şekilde çalışanına haber vermeyip rızasını almadan kan ve idrar tahlillerinde narkotik test de uyguladı. Test sonuçlarının pozitif görünmesiyle birlikte doğrulama testlerinin sonuçlarını beklemeyen hastane yönetimi çalışanından tüm çalışma arkadaşlarının arasında istifa etmesini istedi. Doğrulama testlerinin negatif çıkmasının ardından anestezi teknikeri çalıştığı hastane hakkında dava açtı. Anestezi teknikerinin vekil avukatı müvekkilinin çalışma arkadaşlarının önünde aşağılanarak işyerinden uzaklaştırıldığını, hastanenin müvekkiline izni dışında müdahale gerçekleştirdiğini, Hasta Hakları Yönetmeliği’nin hastanenin sadece hastanın izin verdiği konular ile ilgili girişim yapılabileceği, bunun genişletilemeyeceği, sadece acil hallerde genişletilebileceğini öngördüğünü, hastanenin yaptığı eylemin Medeni Kanunun 24’ üncü maddesi kapsamında kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğunu ve özel yaşamının ihlal edildiğini, doğrulama testlerinin de bu verileri doğrulamadığını beyan ederek, fazlaya dair talep ve hakları saklı kalmak kaydıyla 5 bin TL maddi, 250 bin TL manevi tazminatın 16.06.2017 olay tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte tahsilini talep etti. Davalı vekili, davanın reddini talep etti. İlk Derece Mahkemesi, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate alarak davanın kısmen kabulüne, maddi tazminat talebinin reddine, manevi tazminat talebi yönünden 4 bin TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verdi. Belirtilen karara karşı taraf vekilleri süresi içinde istinaf başvurusunda bulundu. Bölge Adliye Mahkemesi tarafların istinaf taleplerini reddetti. Bölge Adliye Mahkemesinin, tarafların istinaf taleplerini reddetmesi üzerine kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunuldu. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi: İlk Derece Mahkemesi davacı lehine daha yüksek manevi tazminata hükmetmelidir Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, temyiz incelemesi neticesinde davacının maddi tazminat talebine ilişkin olarak ispatlanamamasından dolayı temyiz itirazlarını reddetti. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, manevi tazminata yönelik yaptığı temyiz incelemesi sonucu somut olaya göre manevi tazminatın oldukça az olduğu ve bu yüzden İlk Derece Mahkemesince; davacı için daha yüksek oranda manevi tazminata hükmedilmesi için hükmü bozdu. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, böylelikle çalışanın onayı olmaksızın kan ve idrar örneğinden narkotik test bakılıp henüz doğrulama sonuçları gelmeden sonucun işyerine açıklanması manevi tazminatı gerektiği yönünde emsal bir karara imza attı.

Yargıtay'dan emsal takı kararı! Belirsizlikleri ortadan kaldırdı Haber

Yargıtay'dan emsal takı kararı! Belirsizlikleri ortadan kaldırdı

Çiftlerin özellikle boşanmasıyla birlikte ortaya çıkan ziynet eşya anlaşmazlığı konusunda Yargıtay emsal nitelikte bir karara imza attı. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, bir davada "ziynet eşyalarının paylaşımında anlaşma bulunmadığı takdirde örf ve adetlerin varlığına göre, aksi takdirde kadın veya erkeğe takılan ziynetlerin kendilerine ait olduğu" kararına hükmetti. "Erkeğe takılan ziynet eşyaları erkeğe, kadına takılan ziynetler ise kadına aittir" Eski Yargıtay kararının yeniden şekillendiğini söyleyen Avukat Buket Nurşah Tekışık, "’Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2023/5704 E. 2024/2402 K.’ sayılı ilamında erkeğe takılan takılar da dahil olmak üzere kadına ait olduğu yönündeki görüşünü 4 Nisan tarihi itibarıyla değiştirdi. Yeni içtihata göre, öncelikle bakılması gereken husus, taraflar arasında anlaşma olup olmadığıdır. Anlaşmanın varlığı halinde ziynetler anlaşmaya göre değerlendirilecektir. Şayet anlaşma yoksa esas alınması gereken husus örf ve adetler olmalıdır. Daha önceki kararda kime ne takıldığına dikkat edilmeden tüm ziynetler kadına aitti. Ancak güncel içtihat; erkeğe takılan ziynet eşyalarının erkeğe, kadına takılan ziynetlerin ise kadına ait olması yönündedir. Ziynet eşyanın belli bir cinsiyete özgü olması halinde cinsiyete uygunluğa göre karar verilmesi gerekmektedir. Eğer bu konuda bir tereddüt varsa, bilirkişi incelemesi yapılması gerekmektedir. Bilirkişi incelemesine giden ziynetin her iki cinsiyet için de uygun olduğu belirlenirse, takılan veya verilen eşe ait sayılacaktır. Günümüz düğünlerinde artık takılar gelin ve damadın üzerine takılmak yerine sandık, torba gibi ortak bir kesede toplanmaktadır. Bu durumda cinsiyete göre nitelik aranarak karar verilmesi gerekmektedir. Bu yönde özellik tespit edilememesi halinde eşya ortak kabul edilecektir" diye konuştu.

Yargıtay eksik DASK ödemeleri konusunda kararını verdi Haber

Yargıtay eksik DASK ödemeleri konusunda kararını verdi

6 Şubat depremi sonrası konutlarının ağır hasarlı olduğu tespit edilen depremzedeler DASK'a başvuru yapmış ve bir kısım ödeme almışlardı. Ancak bu ödemelerin 25 Kasım 2022 tarihinde yayımlanan yeni tarife üzerinden değil, eski tarife üzerinden yapılması sebebiyle birtakım uyuşmazlıklar yaşanmıştı. Bu uyuşmazlıkların yargıya taşınması sonucu hukuk dünyası ikiye ayrılmış ve konuya ilişkin birçok görüş gündeme gelmişti. Yargıya yansıyan davalardan birinin temyiz edilmesi sonrası Yargıtay, bu konudaki ilk incelemesini tamamlayarak kararını verdi. Ancak bu karar yalnızca depremzedeleri hayal kırıklığına uğratmakla kalmadı, aynı zamanda gerekçesiz ve dayanaksız olması ile hukukçuları da belirsizlik içerisinde bıraktı. Konuyla ilgili Avukat Çağdaş Karaoğlan, açıklamalarda bulundu. “Kararın içeriği konuya ışık tutacak yeterlilikte değil” Kararın emsal dosyalar için ışık olması gerektiğini, bu sebeple birçok avukatın ve vatandaşın emsal karar beklediğini belirten Karaoğlan, “Yargıtay tarafından verilen karar maalesef uyuşmazlığın esasını açıklığa kavuşturur nitelikte olmamıştır. Kararın gerekçesinde ne tarife değişikliğinin ilgililere yazılı olarak bildirilmediğine ilişkin, ne de DASK faaliyet raporlarında ek prim alınmaksızın güncel tarifenin uygulanacağına dair duyuruların yanıltıcı nitelikte olduğuna ilişkin hiçbir hususa değinilmemiştir. Bu hali ile karar, zaten mağdur olan depremzedeleri bir kez daha mağdur etmekle kalmamış, hukuki açıdan da tatmin edici olmaktan çok uzak kalmıştır” dedi. Depremden etkilenen 11 ilde uzun zamandır merakla beklenen kararın tüm vatandaşları hayal kırıklığına uğrattığını belirten Karaoğlan, depremzedelerin lütuf beklemediğini, sadece haklarına ulaşmak için çaba verdiklerini belirtti. Kararda DASK tarafından yayımlanan önceki yıllara ait faaliyet raporlarında ek prim ödenmeksizin güncel tarifenin uygulanacağının açıkça belirtilmesi, güncel tarifenin yayımlandığı resmi gazetede dahi ek prim alınması gerektiğine dair hiçbir bilgilendirmede bulunulmaması, Türk Ticaret Kanununda yer alan açık düzenlemeye rağmen ek prime ilişkin yazılı bildirimde bulunulmaması gibi birçok hususun değerlendirilmediğini, bu sebeple de kararın son derece yetersiz ve üzücü olduğunu belirtti. Yine aynı doğrultuda verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararında da davacıya sms (kısa mesaj) ile bilgilendirme yapılmış olduğundan bahisle ret kararı verildiğine değinen Karaoğlan, kısa mesajın davacıya ait numaraya gönderilip gönderilmediği, mesajın ulaşıp ulaşmadığının dahi incelenmeden bu şekilde karar verilmesinin de son derece hatalı olduğunun altını çizdi. Karar ne ifade ediyor Karaoğlan, bahsi geçen karar ne kadar eksik ve dayanaksız da olsa, Yargıtay'ın konuya bakışını ortaya koyduğunu belirtti. Bu sebeple emsal durumda olan vatandaşların da açacakları davaların miktar itibari ile temyiz sınırının üzerinde olması halinde benzer sonuçla karşılaşma ihtimalinin yüksek olduğunu belirten Avukat Çağdaş Karaoğlan, bu konu hakkında uzman bir hukukçudan destek alınmadan hareket edilmemesinin uygun olacağını sözlerine ekledi. Karaoğlan, “Yargıtay tarafından verilen karar, içtihatı birleştirme kararı niteliğinde olmadığından, farklı görüşte olan ilk derece mahkemeleri ve hakemler tarafından farklı kararların da verilmesinin önünde bir engel bulunmamaktadır. Bu sebeple hukukçular olarak belirsizliklerin maalesef hala devam ettiği kanaatindeyiz. Bu belirsizlik de bir kısım vatandaşın hakkına ulaşabilirken bir kısmının da hakkına ulaşamayacağı gibi kabul edilemez bir sonuca yol açacaktır. Tabiri caizse şans faktörünün daha etkili olduğu bir dönem yaşanacağı aşikar” şeklinde konuştu. Mevcut kesin kararların akıbeti DASK tarafından, daha evvel kazanılmış ve kesinleşmiş olan davalar için yapılması gereken ödemeler konusunda da Yargıtay Kararının beklendiği açıklanmıştı. Bu haliyle daha evvel kesinleşmiş olan kararlar hakkında başkaca bir kanun yolu bulunmadığından, bu davalara ilişkin ödemelerin de yapılmaya başlanacağı öngörülüyor. DASK'ın saygın bir devlet kurumu olduğunu belirten Avukat Karaoğlan, mevcut ödemeler konusunda da hak sahiplerinin müsterih olması gerektiğini, gecikmeler olsa dahi kararlara uyulmaması gibi bir durumun mümkün olmadığını sözlerine ekledi.

TFF'den Yargıtay açıklaması Haber

TFF'den Yargıtay açıklaması

Türkiye Futbol Federasyonu (TFF), Yargıtay üyelerinin TFF'nin yeni kurullarında görev almalarına izin verilmediğini açıkladı. TFF'den konuyla ilgili yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Türkiye Futbol Federasyonu yeni yönetimi olarak amacımız Türk futboluna barış ve kardeşliği getirmek ve başarılarını uluslararası alanda tescil edilmesini sağlamaktır. Türk spor camiasının, taraftarların ve kulüplerimizin federasyonumuzdan beklentisi futbolda “adil ve güvenilir” bir ortamın tesis edilmesidir. Bu hedef doğrultusunda tarafsız ve herkese eşit mesafede durmayı şiar edindik. Türkiye Futbol Federasyonu yeni yönetimi bu anlayışıyla bir yüzü cefakâr taraftarlarımıza, bir yüzü kulüplerimize bir yüzü de adalete dönük olarak çalışmaktadır. Bu misyon ile Türk futbolunun marka değerine katkı sağlayacak uzman ve profesyonel isimlerden oluşan kurullarımızı oluşturduk. Kurul üyelerimiz deneyimlerini ve yetkinliklerini ispatlamış kişilerden seçilmiştir. Herkesin kabul ettiği gibi Türk futbolunun çözülmesi gereken çok önemli meseleleri bulunmaktadır ve bu meselelerin çözümünde tüm paydaşlarımızın, tüm kurumlarımızın desteği bizim için kritik öneme sahiptir. Ülkemizin köklü kurumlarının desteği de bu sürecin başarıyla devam etmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Kurumlarımızın iyi niyetli tutum ve katkılarıyla inşallah bu meselelerin üstesinden geleceğimize inanıyoruz. Bu vesileyle çalışmalarımıza sekte vuracağını düşündüğümüz bir engeli kamuoyuyla paylaşmayı bir borç biliyoruz. Kamuoyunun malumu olduğu üzere futbolda “adalet, güvenilirlik ve hukukun üstünlüğünü” koruyacak, ülkemizin güzide kurumu Yargıtay Başkanlığında görevli hukukçularımızı kurullarımıza üye olarak görevlendirdik. Ancak Sayın Yargıtay Başkanı, Yargıtay üyelerinin Türkiye Futbol Federasyonu’nun yeni kurullarında görev almalarına “hiçbir gerekçe göstermeden” izin vermemektedir. Hâlbuki geçmişte Yargıtay ve diğer yargı organlarından birçok kişi federasyon kurullarımızda görev almıştır. Söz konusu engel, “çifte standart ve adaletsizlik” olarak algılanabilecek karar adaleti sağlamasını beklediğimiz Yargıtay Başkanlığının itibarına zarar verecektir. Görüşme taleplerimiz sonuçsuz kalmıştır ancak Federasyon olarak söz konusu durumun bir yanlış anlaşılmadan ve iletişim eksikliğinden kaynaklandığını düşünüyor ve Yargıtay Başkanlığı ile görüşme girişimlerimiz neticesinde meselenin ortadan kalkacağına inanıyoruz. Türkiye Futbol Federasyonu ülkemizin köklü kurumlarına her zaman saygı göstermiştir. Milletimiz Türkiye Futbol Federasyonu’nun yeni yönetiminden umutludur. Türk futbolunun daha ileriye taşınması için kurumlarımızdan destek olmalarını bekliyoruz."

Yargıtay'da iki seçim birden yapılacak Haber

Yargıtay'da iki seçim birden yapılacak

Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca'nın 4 yıllık görev süresinin dolması nedeniyle, 25 Mart'tan bu yana Yargıtay Büyük Genel Kurulunca başkanlık seçimi yapılıyor. Dört yıl boyunca görev yapacak yeni başkanı belirlemek için yapılan seçimlerde, Yargıtay Başkanı Akarca, 3. Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Kerkez ve 3. Ceza Dairesi Başkanı Muhsin Şentürk yarıştı ama şu ana kadar hiçbir aday salt çoğunluğu sağlayamadı. Muhsin Şentürk adaylıktan çekildi Öte yandan, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı görev süresi gelecek ay dolacak olan Bekir Şahin'in yerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı için seçim süreci de bugün başlayacak. Yargıtay Başkanlığı için aday olan Muhsin Şentürk, birinci başkanlık adaylığından çekildiğini açıkladı. Üyelere gönderdiği mesajda, "Süreçte oluşan tıkanmanın giderilmesi ve Yargıtay'ımızın kurumsal itibarının korunması amacıyla birinci başkanlık adaylığından çekiliyorum" ifadesini kullanan Şentürk, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına adaylığını açıkladı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısını Cumhurbaşkanı Erdoğan seçecek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun, kendi üyeleri içinden göstereceği adaylar arasından Cumhurbaşkanı tarafından seçiliyor. İlk oylamada en çok oy alan beş üye aday gösterilmiş sayılıyor. İlk oylamada oy alanların sayısı beşten az ise aynı gün yapılacak diğer oylamalarla eksik adaylar tamamlanıyor. Böylelikle belirlenen beş adayın ismi sıralı liste halinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a sunulacak. Erdoğan, 15 gün içinde adaylardan birini Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı seçecek. Cumhurbaşkanı, sıralamaya ve aldıkları oya bakmadan sunulan beş adaydan birini Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı seçebiliyor. Yeni seçilecek başsavcı, yaş haddinden emekliye ayrılmazsa 4 yıl görev yapacak.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.