SON DAKİKA
Hava Durumu

#Türkiye Esnaf Ve Sanatkarları Konfederasyonu

Bursa Haber - Türkiye Esnaf Ve Sanatkarları Konfederasyonu haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Türkiye Esnaf Ve Sanatkarları Konfederasyonu haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Bendevi Palandöken'den yasa dışı tütün çıkışı! Haber

Bendevi Palandöken'den yasa dışı tütün çıkışı!

Türkiye genelindeki tüm bakkallar odalarının katılımıyla gerçekleştirilen 6. TESK Çalıştayı'nda yasa dışı tütün mamulleri ticaretinin esnaf ve devlet üzerindeki olumsuz etkilerine dikkati çeken TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, yasa dışı tütün ticaretinin toplam tüketimin yüzde 20'sine ulaştığını ve bunun büyük bir ekonomik kayba yol açtığını dile getirdi. Palandöken, “Özellikle yurt dışından yasa dışı yollarla ülkemize giren sahte ve kaçak sigaralarda 2024 yılında 2021'e kıyasla belirgin bir artış yaşandı. Bugün sahte ve kaçak sigaralar toplam piyasanın yüzde 6,5'ine tekabül ediyor. Ancak sektördeki en büyük sorun vergisiz ve kontrolsüz bir şekilde piyasada yer alan açık tütün ticareti. Bu tütünlerin makaronlara doldurularak yasa dışı şekilde sigara haline getirilmesi, piyasa düzenini bozan en ciddi problemlerden biri. Yasa dışı açık tütün ve doldurulmuş makaron ticareti, toplam tüketimin yüzde 13'üne karşılık geliyor. Bu hem esnafımızın hem de devletimizin gelirlerini tehdit eden büyük bir sorun. Bu sebeple acilen bu sorunun önüne geçilmesi gerekiyor” şeklinde konuştu. “Caydırıcı cezalar artırılmalı” Yasa dışı tütün ticaretinin yalnızca ekonomik değil, sosyal boyutlarda da zarar verdiğini, bunun için cezaların caydırıcı olması gerektiğini vurgulayan Palandöken, “Devletimiz sahada ve yasal düzenlemeler anlamında ciddi çalışmalar yürütüyor. Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Başkanlığı'nın raporlarına göre kaçakçılık yalnızca ekonomik bir kayıp değil, aynı zamanda terör ve suç örgütlerine finansman sağlayan çok boyutlu bir sorun. Bu nedenle yasa dışı tütün ticaretine karşı verilen mücadele, yalnızca esnafımızın gelirlerini korumakla kalmayacak, aynı zamanda devletimizin vergi gelirlerinin güvence altına alınmasını ve toplumumuzun suç örgütlerinden arındırılmasını da sağlayacaktır. Bu mücadelede caydırıcı cezaların artırılması ve etkin denetim mekanizmalarının devam etmesi elzemdir. Küçük esnafımızın hakkını ve gelirini koruyacak, adil bir piyasa düzeni sağlayacak her adımı destekliyoruz. Birlikte mücadele ederek bu sorunun üstesinden geleceğiz” ifadelerini kullandı.

Haber

"Esnaf kendi yemediğini başkasına yedirmez"

Ama bilindiği üzere zeytinyağı, ayçiçek yağı, tereyağı gibi markalı ürünler veya bunları imal eden firmalar tarafından hem analizleri alınıyor hem de bunlar Tarım Bakanlığı laboratuvarlarında inceleniyor, aynı zamanda Ticaret Bakanlığı bu konuda hassasiyet gösteriyor. Ancak korsan alınan ürünlerde bu tür olaylar biraz daha fazla olduğu için halkta da gerekli gereksiz açıklamalara karşı bir duyarlılık var" dedi. "ESNAF KENDİ YEMEDİĞİNİ BAŞKASINA YEDİRMEZ" Uzman olmayan kişilerin yaptığı açıklamaların kamuoyunu yanlış yönlendirdiğine dikkati çeken Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Et ve süt ürünleri, yağlar vs. herkesin tükettiği gıdalar. İnsanlar, ne yiyeceklerine karar verirken son kullanma tarihi ile uyuşmayan sahte etiketler hakkında endişe duyuyor. Vatandaşlar, ellerindeki ürünlerle raflarda satılan ürünlerin aynı olmadığını düşünüyor ve bu durum satışların neredeyse yarı yarıya düşmesine yol açmış durumda. Ancak esnaf kendi yemediğini bir başkasına sunamaz. Otokontrolü vatandaş yapar. Akşam karanlığında baklava, ekmek gibi ürünleri ben yerinden getiriyorum, organik vs. gibi pazarlayarak satanlara itibar etmemeli. Ama markası olan, her gün girip çıktığınız dükkanlarda böyle bir şeyin olması mümkün değil. Tabii bu denetimlerde milyonda bir rastlansa bile onlara da zaten Tarım Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı hem de yerel yönetimler bu olaya müdahale oluyorlar ve cezalandırıyorlar. Bu iş yerlerinin Tarım Bakanlığı ile koordineli bir şekilde ehil uzmanlar tarafından denetlenmesi en doğalı. Ancak zeytinyağında bu kadar miktarda sahte yağların karışımı ya da tereyağında sahte ürünler var ama markalı ürünler her zaman çıkış noktasından nihai tüketiciye kadar denetleniyor” şeklinde konuştu. “DENETİMLERİN SONUÇLARI ŞEFFAF BİR ŞEKİLDE YANSITILMALI” Denetimlerin düzenli ve periyodik olarak uzman kişiler tarafından yapılması gerektiğini söyleyen Palandöken, “Halkın bu konuda duyarlı olması sevindirici. Ancak bu kaçak ürünleri korsan satıcılardan veya yerinden, köyünden getirdik, bal, pekmez, peynir getirdik gibi söylemlerle almak cazip olabiliyor, çünkü bu ürünlerin tüketimi hızlı ve fiyatları cazip. Bu yüzden vatandaş buna yönelebiliyor. Bunun için bu tür ürünlerin hem rafta hem söylediğim gibi imalatında sıkı denetimler vasıtasıyla bu meseleler çözülecek ve bunu yapanların da cezaları artırılarak o markaların kapatılması ile ilgili çalışmaların olması gerekli. Vatandaş tereddüt ediyor, acaba alsam bunda da böyle tağşiş edilmiş bir emtia mı diye halbuki gerçekten tüm ürünlerde bunlara rastlamak mümkün olmayan şeyler. İnsanları paniğe sokuyor veya yediğiniz zaman acaba düşüncesi engel oluyor dolayısıyla bunun bir an evvel yetkili ağızdan Bakanlıklar, uzman kişiler ve üniversitedeki hocalar dahil olmak üzere araştırmaların neticelerini ilan edilmesi gerek. Tağşiş ürünler ise mutlaka imha edilmeli” diye konuştu.

TESK Başkanı'ndan 10 Kasım mesajı Haber

TESK Başkanı'ndan 10 Kasım mesajı

TESK Başkanı Bendevi Palandöken, Türkiye Cumhuriyeti Devleti Kurucusu, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ebediyete irtihalinin 86. yıl dönümü dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Palandöken’in mesajında şu ifadeler yer aldı: "Cumhuriyetimizin kurucusu, eşsiz devlet adamı, bağımsızlık mücadelemizin büyük önderi Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, aramızdan ayrılışının 86. yıl dönümünde bir kez daha minnet, saygı ve rahmetle anıyoruz. Atatürk, milletimizin zor koşullar içinde varoluş mücadelesi verdiği bir dönemde, bağımsızlık ve egemenlik ruhunu ateşlemiş 'Ya istiklal ya ölüm' diyerek milletimizi zafere taşımıştır. Onun azmi ve ileri görüşlülüğü sayesinde, Türkiye Cumhuriyeti tarihin en karanlık sayfalarından aydınlık yarınlara uzanan bir yol bulmuş, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesi dünya tarihine örnek bir bağımsızlık destanı olarak yazılmıştır. Bugün Atatürk’ün aziz hatırasına olan borcumuzu ödemek için onun 'En büyük eserim' dediği Cumhuriyetimize sahip çıkmak, ilke ve devrimlerine bağlı kalmak, bilimi, aklı ve çağdaş medeniyeti rehber edinerek yolumuza devam etmek en büyük görevimizdir. Atatürk bizlere sadece bir vatan değil, aynı zamanda fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür nesillerle aydınlanacak bir gelecek miras bırakmıştır. Bu mirasa layık olmak ve ülkemizi onun hedef gösterdiği çağdaş uygarlık seviyesine ulaştırmak hepimizin sorumluluğudur. Bu duygu ve düşüncelerle başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere, bağımsızlık mücadelesinin tüm kahramanlarını, vatan uğruna canını feda eden tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum."

TESK Başkanı Palandöken'den komisyona acil çözüm çağrısı! Haber

TESK Başkanı Palandöken'den komisyona acil çözüm çağrısı!

Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Başkanı Bendevi Palandöken, kredi kartı ile yapılan alışverişlerde kesilen yüksek komisyon oranlarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Kredi kartı ile yapılan alışverişlerde kesilen yüksek komisyon oranları dolayısıyla esnafın zarara uğradığına dikkat çeken Palandöken, “Kredi kartı ile yapılan alışveriş gerçekten de çok arttı. Kart kullanma oranı yüzde 85 civarı. Nakit para nerdeyse esnafın eline değmeden gidiyor. Ancak kredi kartı maliyetleri de çok yüksek. Esnafın kazanamadığı parayı arada komisyon olarak bankalar alıyor. Özellikle 40-45 günde bu geri dönüşün sağlanması ile ilgili esnafın kazancı yüzde 3, bankanın kestiği komisyon yüzde 4'leri geçiyor. Bununla birlikte işletme ücreti, pos ücreti derken esnaf bazı ürünlerde neredeyse zarar ediyor. Bunlar belli mamuller. Bankalar, bankalar birliği ve aynı zamanda yine kamu bankaları bir öncülük yapmak suretiyle kredi kartlarındaki faiz oranını düşürmeleri lazım” açıklamasında bulundu. “ESNAF DA VATANDAŞ DA MAĞDUR EDİLMEMELİ” Esnafın pos komisyon ücreti ve işletme maliyeti gibi birçok kalemde yaşadığı sorunlara çözüm bulunması gerektiğinin altını çizen Palandöken, “Komisyon için açıklanan rakamlar yüzde 2, yüzde 2.5 ama kesilen rakamlar yüzde 4. İnsanların yüzde 85'i kredi kartı kullanıyor ama esnafın cebine bir şey girmiyor. Bir taraftan da hayat pahalanıyor. Yılın ilk 6 ayında nerdeyse yüzde 70'i kartını ödeyemez halde. Kalan da asgarisini ancak yatırabiliyor. Hem insanlar kredi kartlarından hem esnaf para kazanamamaktan şikayetçi. Kredi kartı tabi ki çağdaşlık, paranın dolaşmasındaki en büyük araç. Ama böyle para kazanılmadan hizmet edilmesi doğru değil. Bununla ilgili sorun ve taleplerimizi Ticaret Bakanlığına ve Maliye Bakanlığımıza anlattık. Ancak bu yüzde 4 komisyon, işletim ücreti ve pos cihazı kullanım bedelini koyduğunuz zaman hadise böyle olmuyor. Hem nihai tüketici hem de küçük esnaflar ve aynı şekilde bu hizmeti vermek için hizmet üreten kesimler mağdur oluyor” şeklinde konuştu. “ORTA YOLUN BULUNMASI ŞART” Eskiden veresiye defterleri varken kimsenin mağdur olmadığını hatırlatan Palandöken, “Kart komisyonlarının düşürülmesi için BDDK'ye yazı yazdık ama herhangi bir geri dönüş alamadık. Esnafımız ciddi manada bir kayıp yaşıyor. Bununla birlikte piyasada kredi kartı ile yapılan alışverişlerdeki sıkıntı sürüyor. Kayıtlı ekonomi için önemli olan şey bu sefer külfete döndü. Orta yol bulunup vatandaşın mağduriyetinin önlenmesi gerek. Kredi kartı kullanımının artmasına rağmen kredi kartının tamamını yatıramayanlar için faizlerin yüksek olması insanları korkutuyor. Eskiden biliyorsunuz ki veresiye defterleri vardı. Ürünleri kullanacağınız tarihten itibaren bir dahaki parayı ödeyeceğiniz tarihte fiyatlar değişmediği gibi mağduriyet olmuyordu. Ancak bu kredi kartında aracı banka olduğu için hangi gün yatmadıysa faizin yüksekliğini hesaba katarsanız insanlar bunu ödemekte zorlanıyor” diye konuştu.

Türkiye Fırıncılar Federasyonu Başkanı'ndan ekmek fiyatı açıklaması Haber

Türkiye Fırıncılar Federasyonu Başkanı'ndan ekmek fiyatı açıklaması

Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Başkan Vekili ve Türkiye Fırıncılar Federasyonu Başkanı Halil İbrahim Balcı, son dönemde un ve mayada yaşanan fiyat artışları ve artan maliyetlerin ekmek fiyatlarına yansıtılmasına ilişkin Türkiye Fırıncılar Federasyonu Genel Başkanlığında açıklamalarda bulundu. Balcı, son bir aydır un fiyatlarının yüzde 30 artığını ve un fiyatlarının 630 lira bandından yaklaşık 800 bandında çıktığını belirterek, ekmek üreticisi ve fırıncı esnafının zora girdiğini kaydetti. Balcı, “Bu artışlar ekmek fiyatında yükselmeyi kaçınılmaz kılmaktadır. Bununla ilgili ilgili kurumlarımızla gerekli çalışmalarımızı yaptık. Ticaret Bakanlığımızla yapmış olduğumuz çalışmalar var. Maliye Bakanlığımızla yapmış olduğumuz çalışmalar var” ifadelerini kullandı. “BUĞDAY HASADI YÜKSEK, FAKAT KALİTESİ DÜŞÜK” Balcı, bu seneki buğday hasadının geçmiş senelere oranla yüksek olduğunu da sözlerine ekleyerek, “Ekmeklik buğdayın hasadının 14,5 milyon ton olduğunu görüyoruz. 14,5 milyon ton olan bir senede ekmeklik unda kullandığımız buğday miktarına baktığımızda 12 milyon ton. Aynı şekilde Toprak Mahsulleri Ofisi'nin elinde belki de geçmiş yıllara oranla çok ciddi anlamda bir stok söz konusu. Buğday stokuna baktığımızda 11 milyon ton stok gözüküyorsa bunun ciddi bir bölümü ekmeklik buğday. Niye fiyatta yükselme var diye baktığımızda ise, maalesef bu seneki hasatta kalite yönünde düşüklük olduğundan ve sadece belli bölgedeki buğdayların kaliteli, istenen seviyede olmasından dolayı o bölgelerdeki fiyat ister istemez yükselmekte. Yani çiftçimizden 7,5 liraya aldığımız buğday. Şu anda vasat dediğimiz buğday 10,5 liradan işlem gören Polatlı buğdayı 12,7 liradan işlem görmekte” açıklamasında bulundu. “ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLERİ ALMAZSAK BU OLUMSUZLUK DAHA DA YÜKSELECEK DEMEKTİR” Buğday ve undaki fiyat artışının önüne geçmek için tedbir alınması gerektiğini söyleyen Balcı, “Eğer bu tedbirler alınmayacak olursa bugün 750-800 lira bandında olan un fiyatının önümüzdeki günlerde daha da yükselmesinden endişe ediyoruz. Şunu söylüyoruz, diyoruz ki ‘fırıncı esnafı nasıl ki fedakarlık yapıyorsa, her gelen fiyat artışını aynı gün ekmeğe yansıtmıyorsa, temel gıda maddesi olarak bakıyorsak bizim paydaşlarımız sektörler de olaya böyle bakmak zorunda'. Alınması gereken önlemleri almazsak bu olumsuzluk daha da yükselecek demektir” şeklinde konuştu. Ekmek fiyatları üzerinde çalışmalar yürüttüklerini aktaran Balcı, “Bu çalışmalarda sağlıklı neticeler almazsak, gerekli çalışmanın neticesini alamayacak olursak, bu artışlar da devam edecek olursa ekmek fiyatındaki artışın makul olmaktan çıktığını görürüz. Bugün ekmeğin kilogram fiyatı 50 liraya satılıyorsa, bu kilogram fiyatını 60, 62,5, 65 liralarda durdurmak mümkün olmaz. Bu da dar gelirli vatandaşlarımızın temel gıda maddesi olan ekmeğe olumsuz yansıyacak demektir. Ben buradan yetkililere sesleniyorum. Bugüne kadar esnafımız gerekli özveriyi gösterdi. Biz bu ay içerisinde de Türkiye genelinde kilogramı 50 liradan satılan ekmekte bir fiyat değişikliği olmayacağını ve bu çalışmaları takip edeceğimizi ifade etmek istiyorum” diye konuştu. “BELLİ ORANDA BUĞDAY İTHALİNE MÜSAADE EDİLMELİ” Buğday ve un fiyatlarındaki artışın durdurulması için çözüm önerisinde de bulunan Balcı, “Gerekiyorsa belli bir miktarda, belli bir zaman içerisinde ithalata müsaade edilmesi gerekiyor. Dışarıdaki kaliteli buğdayı ben kendi ülkeme 8,5 liraya mal ederken, 12,5 lira 13 lira bandında Polatlı'da işlem görüyorsa iki aylık kontrollü ve yüzde 30-40 civarında müsaade edilmesi durumunda iç piyasada hem un fiyatlarında bir rahatlama meydana gelecektir hem de bizim kalitesiz buğdayımızı harman yaparak kaliteli unla ekmek yapma imkanı buluruz” değerlendirmesinde bulundu.

TESK Başkanı Palandöken: “Hurda araç teşvik yasası yeniden çıkarılmalı” Haber

TESK Başkanı Palandöken: “Hurda araç teşvik yasası yeniden çıkarılmalı”

Palandöken, hurda araç teşvik yasasının yeniden gündeme alınarak ticari araçlar için yeniden çıkarılması gerektiğini belirterek, “Bilindiği üzere ülkemizde 28 milyon 750 bine yakın araç var. Bunların ortalama yaşı, TÜİK verilerine göre, 14,5'in üzerinde. Bu araçlar artık ekonomik ömürlerini doldurmuş durumda. Araçlarını yenilemek isteyen pek çok vatandaşımız var fakat yeni enflasyonla mücadeledeki yeniden değerlendirme oranlarında bunlar da vergiye tabi olacak. Halbuki bizim bu araçların hepsi ekonomik ömürlerini doldurmuş. Mal sahiplerinin ellerinde ekonomik olarak kazancı olmayan, çevreye ve doğaya zararlı hale gelmiş, yakıt israfı da çok büyük olan eski teknoloji olan araçlar. Kısacası araçların hepsi hurdaya çıkmış vaziyette. Hızlı bir şekilde sorunun çözümü için araçların yaşlarına yönelik bir teşvik programı yeniden uygulanmalı” açıklamasında bulundu. “Hurda araç teşvik yasası esnafı rahatlatır” Hurda araçların kara duman salınımı ve egzoz emisyon değerlerinin çevre ve insan sağlığı üzerinde olumsuz etkiler oluşturduğunu söyleyen Palandöken, “Bildiğiniz üzere, çok az kilometre yapmış okul servis araçları var. Bu araçlarda da tabi yaş sınırı olduğu için Milli Eğitim Bakanlığı, 12 yaş üzerindeki araçların hizmet yapamayacağını belirtiyor. Konuyla alakalı mahkeme kararları da var. Bazı okul servis araçlarının kilometresi düşük olduğu için bu durum araç sahiplerini mağdur ediyor. Öte yandan çevrenin kirlenmesine, yakıt harcamalarına, hurda ithalatına bir handikap oluşturuyor. Bunun da netice itibariyle halledilmesi lazım. Artık okullar açılıyor, birçok servis yapan insan zor durumda. Geçmiş yıllarda olduğu gibi piyasanın şu anda en çok ihtiyaç duyduğu hurda araç teşvik yasası tekrar gündeme gelmeli” diye konuştu. “Aracını yenileyecek olana vergi muafiyeti getirilmeli” Hurda araçlarını yenileyecek olanların mevcut borçlarını ödemekte kolaylık sağlanması gerektiğini de vurgulayan Palandöken, “Enflasyonist ortamda hurda araçların ekonomiye kazandırılması hem ekonomiyi canlandıracak hem de büyük bir girdi sağlayacak. Bu teşvik, aracını yenilemek isteyen, hurda ithalatı yapan esnaf ve birçok meslek dalına da yarar sağlayacak. Devletimiz de bundan bir kayıp yaşamadan yüksek miktarda gelir elde edecek. Kazan kazan modeli ile hem devletimiz hem de esnafımıza fayda olacak. Öte yandan araçların yenilenmesi karayollarındaki güvenliği de sağlayacak. Kısacası bu araçlar yasadan yararlanmak suretiyle hurda araçların yerini almalı. Bununla ilgili çalışmaların neticelenmesinde geç kalınsa da zaman kaybedilmeden bir an önce hurda teşvik yasası çıkmalı” şeklinde konuştu.

Palandöken: “Taksimetre ayarlama ücreti standart olmalı” Haber

Palandöken: “Taksimetre ayarlama ücreti standart olmalı”

Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu Genel Başkanı Bendevi Palandöken, taksimetre ayarlama ücretlerine ilişkin açıklamalarda bulundu. Palandöken, ülke genelinde taksimetre ayarlama ücretlerinin ülke genelinde standart olması gerektiğini dile getirdi. Ülke genelinde sayıları 100 bini bulan taksici esnafının taksimetre ayarlama ücretinden dolayı mağdur olduğunu dile getiren Palandöken, “Bilindiği üzere taksimetre ayarlama ücretleri her ilde farklı. Dolayısıyla bu farklılık şoför esnafını ve aynı şekilde yanında çalışanı mağdur ediyor. Dolar kurunun farklılaşması nedeniyle petrolde de zaman içerisinde değişiklikler oluyor. Hem LPG, hem benzin hem de mazot fiyatları ayarlamalarının sonrası taksi ücretleri, dolmuş ücretleri, toplu taşıma ücretlerinde bir artış söz konusu oluyor. Şoförlerimiz taksimetre güncelleme işlemine gittiği zaman 5 dakikalık bir işlem olmasına rağmen en ucuz ilde bin liranın üstü, İstanbul gibi en pahalı ilde ise 2 bin 950 hatta 3 bin TL. Bu ücretlere mutlaka bir standart getirilmeli” açıklamasında bulundu. “Taksimetre ayarlama ücreti çözüme kavuşturulmalı” Taksimetre ayarlama ücretine mutlaka bir standart getirilmesi gerektiğini vurgulayan Palandöken, şu ifadelere yer verdi: “Özellikle İstanbul, Ankara gibi büyükşehirlerde çok sayıda taksici esnafımız kuyruğa girip sıra beklerken zaman ve para kaybediyor. Bu yüksek fiyatların alınması şoför esnafını zaten yedek parçasına, aynı zamanda lastiğine gelen, petroldeki zammın yansımasına, yanında çalıştırdığı insana dolayısıyla herkese mağduriyet yaşatıyor. Halbuki çağdaşlık, kolaylık olsun diye bu taksimetre ayarlamaları yapılırken külfeti gerçekten de çok büyük oluyor. Yaklaşık 100 bine yakın taksici bu konuda rahatsız oluyor. Çünkü bildiğiniz üzere bu paralar normalinde insanların yılda bir kere yaptırdığı veyahut iki yılda, üç yılda bir yapılan bir işlem değil. Bu eğer zamlar bir yılda üç dört kere değiştiği zaman ayarlamaların tekrar yapılması lazım. Sorunun çözümü için ilgili bakanlığın bu konuda bir standart birliği getirmesi lazım. Bu standart birliğindeki fiyat ve yapılan hizmet belli. İline göre kazancına göre ayarlanması doğal olarak kabul edilebilecek mantığa sığan bir iş değil. Netice itibariyle ayarlama diyorsunuz ama hizmet aynı. Dolayısıyla bunun mutlaka bir standardı olmalı. Böylelikle hem esnaf hem de geçirilen zaman kaybının telafi edilmesi lazım. O gün işten kalıyorsunuz sıraya, kuyruğa giriyorsunuz. Yazın sıcaktan kışın soğuktan bunalan insanların tepkilerinin bir an evvel çözüme kavuşması lazım” şeklinde konuştu.

Palandöken: “Zam yapıldıkça enflasyon muhakkak artar” Haber

Palandöken: “Zam yapıldıkça enflasyon muhakkak artar”

Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, artan zam oranları ve zamların enflasyona etkisine ilişkin basın açıklamasında bulundu. Palandöken, fiyatların düşmesi ve zamların önüne geçilmesi içinse üretim miktarının artması gerektiğine dikkati çekti. Yaz döneminde özellikle meyve sebze fiyatlarının düşmesi gerekirken yükseldiğine dikkati çeken TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Yaz ayında doğalgaza zam geldi. Bundan sonraki süreçte elektrik, doğalgaz, petrol gibi ürünlere zam yapıldıkça enflasyon muhakkak artar. Ama sorun bu yaz mevsiminde fiyatların düşmemesi ve navlun hizmetlerinin yükselmesi gibi bir sorun var. Özel bir akaryakıtın ticari araçlara taksi, dolmuş, minibüs, otobüs, kamyon, tır gibi vasıtalara verilmemesinden kaynaklanan bir navlun maliyetleri çıktı ortaya. Dolayısıyla vatandaş yaz aylarında her şeyin ucuzlayacağını beklerken fiyatların artması gerçekten düşündürücü. Öte yandan dengesiz fiyat politikaları da ürün fiyatlarını artırıyor. Bir pazarda 20 lira olan domatesin başka bir pazarda 40 liraya satılması hem haksız bir rekabet oluşturuyor hem de vatandaşımızın cebini yakıyor” dedi. “Tüketimden üretim toplumuna geçmeliyiz” Türkiye'nin en önemli sorununun yüksek enflasyonun ancak üretimin artması ile mümkün olacağını söyleyen Palandöken, “Fiyatların gerileyebilmesi için başta üretimin artması lazım ama üretimi artıracak alan kalmadı. Büyükşehirlerin etrafı beton yığını oldu. Kendi kendine büyük şehirler büyükşehir statüsünün dışındaki şehirler ve ilçeler imara açılmak suretiyle tarım arazileri üretimi netice itibariyle sonlandırma noktasına getirdi. İnsanların artık kendi yakınlarında, kendi çevresinde navlun ücreti ucuz ama kendi bahçeleri beton yığını oldu. Dolayısıyla fiyatların düşmesini beklemek de biraz zor olacak. Bunun için yapılması gereken büyükşehirlerin, belediyelerin bu konuda duyarlı olması lazım. Kendi tarım arazilerinin Tarım Bakanlığı ile birlikte koordine etmek suretiyle en azından orada yetişebilecek sebze meyve gibi şeylerin en yakın mesafeden temini lazım. Bir de bildiğiniz üzere şehir nüfusu arttıkça kırsal kesimde yaşayan veya köyde yaşayanların sayısı çok azaldı. Yani üretici bir toplum netice itibariyle tüketici bir toplum haline dönüştü. Her şeyin fiyatı gün geçtikçe artıyor ama maalesef insanlar da bu artan zamlarla ücretlerin artmasını bekliyor” diye konuştu. “Lokomotif durumda olan zamların durması lazım” Üretimin artırılması için atılacak somut adımların ekonominin yeniden yapılandırılmasına imkan sağlayacağını belirten Palandöken, “Peşinen gelen zamlar hem de kontrollü zam dediğimiz elektrik, doğalgaz, akaryakıt denetleme kurulundan geçen zamlar bunlar yapılırsa gayrı ihtiyari artık herkes zam yapma furyasına dahil oluyor. Bunun için yapılacak şey enflasyon düşürülecek. En azından ciddi lokomotif durumunda olan zamların durması lazım. Toplumun bu konuda olan duyarlılığı çok önemli. İsrafa dikkat ettiği gibi, nakliye araçlarının da bunun gibi tarladan sofraya kadar firesi az bir şekilde getirmesinin gerekliliği var. Vatandaş da bir taraftan zamları düşünüyor bir taraftan esnaf ne yapacağız bu fiyatlar karşısında satış durdu diyor. Diğer taraftan tabi gelir durumlarındaki bu ücretlere yetişme sıkıntısı da gün geçtikçe büyüyor. İnşallah bir an evvel bu söylediğim şartlar, tarımsal destekler, hem çiftçiye, hem bireysel işletmelere artarak entegre tesislerle yarışacak bir hale gelmediği sürece fiyatların düşmesini beklemek mümkün değil. Her gün artan fiyatlar karşısında vatandaş ne yapacağız, esnaf nasıl rafa mal koyacağız, vatandaş nasıl yiyeceğiz diyor. Bunun için yapılacak tedbirler belli” şeklinde konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.