SON DAKİKA
Hava Durumu

#Türkiye

Bursa Haber - Türkiye haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Türkiye haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Türkiye ile Katar arasında 8 anlaşma imzalandı Haber

Türkiye ile Katar arasında 8 anlaşma imzalandı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed el Sani Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleştirdikleri baş başa görüşmenin ardından "Türkiye-Katar Yüksek Stratejik Komite Onuncu Toplantısı"na başkanlık etti. Toplantı sonrası iki ülke arasında yapılacak anlaşmaların imza törenine gerçekleştirildi. Bu kapsamda Cumhurbaşkanı Erdoğan ve el Sani huzurunda önemli işbirliklerini kapsayan 8 anlaşma anlaşma imzalandı. Anlaşmalar şu şekilde; " - Türkiye Cumhuriyeti hükümeti ile Katar Devleti Hükümeti Arasında İnsani Yardım Alanında İşbirliği Anlaşması - Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Katar Devleti Hükümeti Arasında Belgeler ve Arşivler Alanlarında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı - Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Katar Devleti Hükümeti Arasında Medya ve İletişim Alanında İş Birliğine İlişkin Mutabakat Zaptı - Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Katar Devleti Hükümeti Arasında Gençlik ve Spor Alanlarında (2025-2026) Yıllarına Ait Uygulama Programı - Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Katar Devleti Hükümeti Arasında Uluslararası Karayolu Yolcu ve Eşya Taşımacılığı Alanında İşbirliği Anlaşması - Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Katar Devleti Hükümeti Arasında Ticaretin Kolaylaştırılmasına İlişkin Niyet Beyanı - Savunma Bakanlıkları Arasında Teknik İşbirliği Anlaşması - Savunma Bakanlıkları Arasında Askeri İşbirliği Anlaşması." Törende Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile Katar Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman bin Casim El Sani "Türkiye-Katar Yüksek Stratejik Komite Onuncu Toplantısı" bildirisini imzaladı.

Orban'a “Türk Dünyası Ali Nişanı” verildi Haber

Orban'a “Türk Dünyası Ali Nişanı” verildi

 Çalışmalarıma yardımcı olan Cumhurbaşkanı Erdoğan'a minnettarım. Sonuç olarak Avrupa'da savaş stratejisinin nasıl barış stratejisine dönüştürülebileceği tartışmaları başladı” dedi. Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Devlet Başkanları Konseyi 11. Zirvesi Türk Dünyasının Güçlendirilmesi: Ekonomik Entegrasyon, Sürdürülebilir Kalkınma, Dijital Gelecek ve Herkes için Güvenlik temasıyla Kırgızistan'ın başkenti Bişkek'te düzenlendi. Intımak Ordo Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov'un başkanlık ettiği toplantıya Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev, Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev, TDT Genel Sekreteri Kubanıçbek Ömüraliyev katıldı. Teşkilatın gözlemci üyesi olarak zirveye katılan Macaristan Başbakanı Viktor Orban, liderlere hitap etti. “Macaristan Türkiye'nin doğalgaz ulaştırdığı ilk sınır komşusu olmayan ülke oldu” TDT'ye 6 yıldır gözlemci üye olarak katıldıklarını belirten Macaristan Başbakanı Viktor Orban,“Kırgızistan Cumhurbaşkanı Caparov'un yönetiminde son yıllarda kaydedilen olağanüstü gelişmeyi görüyor ve Cumhurbaşkanını tüm kalbimle kutluyorum. Geçen yıl Macaristan'ın Türk ülkeleriyle ticaret cirosunun ilk kez 5 milyar doları aştığını Cumhurbaşkanlarına bildirmekten memnuniyet duyuyorum. Geçen sene ülkelerinizden 5 binden fazla öğrenci Macaristan Üniversite Bursuna ilk kez başvurdu. Bu yıl ülkemizin enerji arz güvenliğine her zamankinden daha fazla katkı sağladınız. Biz Macarlar, Türkiye'nin doğal gaz ulaştırdığı ilk sınır komşusu olmayan ülke olduk ve Azerbaycan'dan ilk doğal gaz sevkiyatı da Macaristan'a ulaştı” dedi. “Türk şirketinin yatırım yapmasını memnuniyetle bekleriz” Bir Macar petrol şirketinin de Kazakistan'da faaliyet gösterdiği sahada üretime başladığını vurgulayan Orban,“Bunun için hepinize saygıyla teşekkür ediyorum. Cumhurbaşkanlarına, Türk Yatırım Fonu'na olan taahhütümüzü yani 100 milyon doları ödemeye başladığımızı bildiriyorum. Macaristan'da mümkün olduğu kadar çok Türk şirketinin yatırım yapmasını memnuniyetle bekliyoruz ve biz de aynı şekilde ülkelerinizde yatırım yapmak istiyoruz. Son toplantımızda Budapeşte'de bir Avrupa Merkezi Kuraklığı Önleme Enstitüsü kurulmasına karar verdiğimizi belirtmek isterim. Türk Devletleri Teşkilatı'nda birlikte iklim değişikliği sorunlarını paylaşabiliriz. Böyle bir enstitü aslında yeni kuruldu. Enstitü, ilk büyük programını uygulamaya başladı” diye konuştu. “Macaristan Avrupa Birliği başkanlığını devraldı ve bir barış misyonu başlattı” Günümüzde AB'de iki konunun gündemde olduğunu ifade eden Orban, “Yaklaşık bin gündür devam eden konulardan biri de savaşla ilgili. Diğer tartışma ise her geçen gün düşen Avrupa'nın rekabetçilik gücü meselesi. Avrupa'daki savaşla ilgili konuyla ilişkin Avrupa Birliği'nde hala savaş yanlısı büyük bir çoğunluğun bulunduğunu ifade etmiştim. Tüm askeri uzmanlara göre Avrupa stratejisinin zaten savaş alanında yenilgiye uğratıldığını biliyoruz. Macaristan Temmuz ayında Avrupa Birliği başkanlığını devraldı ve ben de bir barış misyonu başlattım. Çalışmalarıma yardımcı olan Cumhurbaşkanı Erdoğan'a minnettarım. Sonuç olarak Avrupa'da savaş stratejisinin nasıl barış stratejisine dönüştürülebileceği tartışmaları başladı” dedi. “Yeni bir Avrupa stratejisine ihtiyaç duyulacak” ABD'de Cumhuriyetçilerin seçimde zafer kazandığını belirten Orban, “Bu, biz Avrupalı liderler için Avrupa'nın Ukrayna'ya yönelik askeri ve mali desteği tek başına sürdürüp sürdüremeyeceği sorusunu gündeme getiriyor. Bu konuda ciddi şüpheler var. Dolayısıyla yeni bir Avrupa stratejisine ihtiyaç duyulacak. Bunun ilk adımlarını yarın Avrupalı liderlerin toplantısına ev sahipliği yapacağımız Budapeşte'de atabiliriz, 47 devlet ve hükümet başkanını bekliyoruz. Bu ülkemiz tarihinin en büyük diplomatik olayı olacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan da katılımıyla bizleri onurlandıracak. Başa çıkmamız gereken en zor soru, daha önce G7 tarafından kararlaştırılan ve Avrupa Birliği ile ABD tarafından ortaklaşa finanse edilecek olan Ukrayna'ya verilecek 50 milyar euroluk kredinin akıbetinin ne olacağıdır. Ayrıca sizlere Avrupa Komisyonu'nun bir kaç gün içinde kurulacağını da belirtmek isterim. Haziran ayında seçimler vardı, 1 Aralık'a kadar yeni komisyonu kurmak istiyorum” diye konuştu. “Türk dünyası ile Avrupa arasındaki iş birliğini güçlendirecek tüm girişimleri destekliyoruz” Brüksel'in Türk dünyasına yönelik tutumunda köklü bir değişiklik beklemediğini vurgulayan Orban, “Hala mesafeli bir yaklaşıma hazırlanmamız gerektiğini düşünüyorum. Türk dünyası ile Avrupa arasındaki iş birliğini güçlendirecek tüm girişimleri destekliyoruz” dedi. “Avrupa ekonomilerinin rekabet edebilirlik göstergeleri ciddi biçimde kötüleşiyor” AB'deki bir diğer büyük sorunun da rekabet edebilirlikle ilgili olduğunu kaydeden Orban, “Avrupa ekonomilerinin rekabet edebilirlik göstergeleri ciddi biçimde kötüleşiyor. Yarından sonra Budapeşte'de de bu konuyu da görüşeceğiz. Rekabetçilik gücü meselesini ve ekonomik tedbir konularını masaya yatıracağız. Umarız başarılı oluruz. Sizi önümüzdeki yılın ilk yarısında Budapeşte'de yapılacak bir sonraki resmi olmayan toplantıya davet etmeyi sabırsızlıkla bekliyoruz. Sizleri misafirimiz olarak ağırlamak bizim için büyük bir onur olacaktır” ifadelerini kullandı. Orban'a “Türk Dünyası Ali Nişanı” verildi Zirvenin sonunda Zirve Bildirisi ve Kararları imza töreninin ardından liderlerin katılımı ile Macaristan Başbakanı Viktor Orban'a TDT'nin gelişmesine sağladığı katkılarından dolayı Türk Dünyası Ali Nişanı takdim edildi.

Cumhurbaşkanı Kırgızistan'daki toplu açılış töreninde konuştu Haber

Cumhurbaşkanı Kırgızistan'daki toplu açılış töreninde konuştu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi'ndeki toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, “Türkiye-Kırgızistan kardeşliği, kökleri derinlere inen ulu bir çınar misali her geçen yıl büyüyor, güçleniyor, farklı alanlara dal budak salıyor. Atalarımızdan tevarüs ettiğimiz bu kardeşlik ve iş birliği ruhunu geleceğe taşımak üzere kararlı adımlar atıyoruz” dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Devlet Başkanları Konseyi 11. Zirvesi'ne katılmak üzere geldiği Kırgızistan'ın başkenti Bişkek'te temaslarını sürdürüyor. Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi'ni ziyaret eden Erdoğan, üniversitedeki toplu açılış töreninde öğrenci, öğretmen ve üniversitenin yöneticilerle bir araya geldi. “KARDEŞLİK VE İŞ BİRLİĞİ VURGUSU Törende konuşan Erdoğan, toplu açılış töreninin üniversite için hayırlı olmasını ve tüm öğrencilere ve hocalara başarılar diledi. Erdoğan, "Türkiye-Kırgızistan kardeşliği, kökleri derinlere inen ulu bir çınar misali her geçen yıl büyüyor, güçleniyor, farklı alanlara dal budak salıyor. Atalarımızdan tevarüs ettiğimiz bu kardeşlik ve iş birliği ruhunu geleceğe taşımak üzere kararlı adımlar atıyoruz. İş birliğimizin sürekliliğinin en önemli güvencesini hiç şüphesiz eğitim-öğretim alanındaki projelerimiz oluşturuyor. Türkiye olarak Kırgız gençlerinin daha aydınlık bir gelecek kurmalarına, destek olmak amacıyla eğitim-öğretim sahasında çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu çerçevede Kırgızistan'ın bağımsızlığının hemen ardından 1992 yılında imzaladığımız eğitim anlaşması kapsamında ortak okulumuz Türk-Kırgız Anadolu Lisesi ve Anadolu Kız Meslek Lisesi'ni malum eğitime açtık. 1995 yılında ise Manas Üniversitemizin temellerini attık” dedi. KIRGIZİSTAN'DAKİ EĞİTİME DESTEK Kırgızistan'da 2022 yılında Türkiye Maarif Vakfı okulunun açılmasıyla Kırgızistan'daki eğitime verdikleri desteği bir kez daha teyit ettiklerini belirten Erdoğan, “Gelinen aşamada ortak liselerimizde 400, Bişkek Türk Okulumuzda bin 200, TÖMER Türkçe kurslarımızda 3 bin 100 öğrencimiz var. Kısa süre önce açılmasına rağmen Türkiye Maarif Okulumuzda bin 500 öğrenciye ulaştık. Manas Üniversitesinde ise yaklaşık 7 bin genç kardeşimiz yüksek öğrenim görüyor. Yani farklı seviyelerde toplamda 13 bini aşkın öğrenciye doğrudan destek sağlıyoruz. Ayrıca bugüne kadar Türkiye bursları vasıtasıyla binlerce Kırgız öğrenciye Türkiye'de eğitim fırsatı sunduk. Tüm bu gayretlerimizle Kırgız kardeşlerimizin beşeri, akademik ve kültürel sermayesinin güçlenmesine ciddi katkıda bulunduk. İnsana yaptığımız yatırımların asla boşa gitmediğini ve gitmeyeceğini hepimiz çok iyi biliyoruz. Bakınız bu hakikat Manas Destanı'nda nasıl anlatılıyor. Çocuk miras ve nimettir, çocuk cana kuvvettir, bundan başkası yalan dünya boşa harcanmış emektir. Esas mesele, en büyük miras olan insana, bireye, gence, çocuğa yatırım yapmaktır. Asıl olan yarınların bilim adamlarını, akademisyenlerini, mühendislerini, bürokratlarını, siyasetçilerini, kültür ve sanat insanlarını yetiştirmektir. Asıl olan Türk edebiyatının iftihar burçlarından Cengiz Aytmatov gibi mümtaz isimler yetiştirmektir. Manas Üniversitesi başta olmak üzere tüm eğitim kurumlarımız istikbalimizi gönül huzuruyla emanet edebileceğimiz düşünen araştıran bilimsel gelişmeleri takip eden misyon ve vizyon sahibi gençlerin yetişmesine vesile olacaktır” diye konuştu. MANAS ÜNİVERSİTESİ'NİN BAŞARISI Üniversite tarafından desteklenmeyen bir ekonomi politikasının, sanayileşmenin, dış politika ve kültür politikasının eksik kalacağını vurgulayan Erdoğan, “Üniversitemizin bu yönüyle de Kırgızistan'ın yükselişine mihmandarlık edeceğine inanıyorum" dedi. Erdoğan, "Üniversitemiz 29 yıl boyunca dostluğumuzun ve kardeşliğimizin en güzel örneklerinden biri haline geldi. 1997 yılında öğrenci almak başlayan üniversitemizden şimdiye kadar 13 bin 200 öğrenci mezun oldu. Bugün dünyanın 45 farklı ülkesinde Manas mezunu kardeşlerimiz var. Manas Üniversitesi'nin 2 yıldır üst üste dünyanın en başarılı bin yüksek öğrenim kurumu arasına girdiğini öğrenmekten memnuniyet duydum. Bu başarı sadece Kırgızistan ve Türkiye için değil, tüm Türk dünyası için bir gurur kaynağıdır. Bu başarıda emeği ve katkısı olan herkesi tüm hocalarımızı, tüm öğrencilerimizi canı gönülden tebrik ediyorum" ifadelerini kullandı. Erdoğan, "Bugüne kadar başarılarınızın katlanarak artması için hiçbir fedakarlıktan kaçınmadık. Başbakanlığımızdan itibaren üniversitemizle daima yakından ilgilendik. Üniversitemizin külliyesinde yapımı tamamlanan eserleri 10 Nisan 2013'te bizzat açmıştık. Bugün bunlara 110 yeni tesis, eser, hizmet, ürün ve proje daha ilave etmenin sevincini yaşıyoruz. Aralarında 2 fakülte, bir enstitüsü ve 26 laboratuvarında bulunduğu tüm bu hizmet, yatırım, ve eserin üniversitemize hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum. Bu tesislerin inşasına katkı veren işçisinden, mühendisine, firmasından üniversite yönetimine, hayırseverinden resmi kurum ve kuruluşlarımıza kadar herkesi tebrik ediyorum” şeklinde konuştu. "HAYALLERİNİZİN PEŞİNDEN GİDİN" Manas Üniversitesi'nden önümüzdeki dönemde çok daha büyük projeler, daha nitelikli bilimsel çalışmalar, çok daha önemli başarılar beklediğini ifade eden Erdoğan, “Kökleriyle bağı zayıflamış, hatta kopma noktasına gelmiş ağaçların kuruyup devrilmesi mukadderdir. Köksüz insanlar da tıpkı köksüz ağaçlar gibi hayatın inişli çıkışlı yollarında istikametini kaybeder. Tarihinizle, medeniyet değerlerinizle, ailenizle, inancınız ve ideallerinizle bağlarınızı asla koparmayın" dedi. Erdoğan, "Merhum Cengiz Aytmatov dağdaki patikaya benzettiği insan hayatında menzili ancak birleşenlerin birbirine omuz ve destek verenlerin varacağını söylüyor. Bireysel gelişim elbette önemlidir. Bununla birlikte insan ailesi içinde, yaşadığı toplum içinde o toplumun inanç değerleri ve kültürü içinde anlam kazanır, şahsiyetini inşa eder. Bilhassa teknolojinin ve dijital dünyanın hayatımızı kuşattığı bir dönemde ailenizle ve mensubu olduğunuz toplumla sıkı ilişki içinde olamazsanız bir müddet sonra yalnızlığa, umutsuzluğa ve çaresizliğe mahkum olursunuz. Bunun için eğitim ve iş hayatının her aşamasında ailenize, milletinize ve ülkenize olan sorumluluklarınızı ihmal etmeyin. Aklınızdan çıkarmayın. Biz yaklaşık 40 yıldır envai çeşit terör örgütüyle mücadele etmiş, çok ağır bedeller ödemiş bir ülkeyiz. Aklınızı kiralamak isteyenlere, şahsiyetinizi gasp etmek isteyenlere, sizi kendi ideolojisine esir etmek isteyenlere kesinlikle prim vermeyin. Bir büyüğünüz olarak sizlere tavsiyem, yaptığınız her işte en iyiyi hedeflemeniz, en iyiye ulaşmak için çalışmanız, mücadele etmeniz, hayallerinizin peşinden gitmeyi asla bırakmamanızdır. Rabbim yolunuzu bahtınızı açık etsin diyorum. Yeniden buluşmak, yeniden hasbihal etmek, yeniden görüşmek temennisiyle sizleri saygıyla selamlıyorum. Hepinize yeni öğretim yılında başarılar diliyor, Allah'a emanet ediyorum” şeklinde konuştu. Erdoğan'ın konuşmasının ardından kurdele kesim töreni düzenlendi.

Türkiye'de yaz aylarında en çok onlar harcadı... Haber

Türkiye'de yaz aylarında en çok onlar harcadı...

Garanti BBVA Ödeme Sistemleri (GÖSAŞ), ülke turizminde çok yoğun geçen yaz döneminde yabancı ziyaretçilerin kredi kartı kullanım istatistiklerini yayınladı. GÖSAŞ’ın, Garanti BBVA POS’larından geçen yabancı kart verileri üzerinden, 1 Haziran - 31 Ağustos 2024 dönemindeki işlemlere dayandırdığı çalışma, önemli sonuçlar ortaya koydu. Araştırmaya göre bu dönemde Türkiye’de işlem sayısı bazında en çok harcama yapanlar sırasıyla Birleşik Krallık, Suudi Arabistan ve Almanya kredi kartları oldu. Yabancı kredi kartlarıyla yapılan işlemlerin yüzde 24’sını İngilizler gerçekleştirirken, onları yüzde 16 ile Suudi Arabistanlılar, yüzde 11 ile de Almanlar takip etti. Söz konusu verilere ilişkin GÖSAŞ değerlendirmesi sonucunda , bu dönemde yabancı kredi kartları ile en çok harcamanın yüzde 42 oranında İstanbul’da yapıldığı, Antalya’nın yüzde 19 ve Muğla’ yüzde 15 oranla listede yer aldığı görüldü. Yabancıların toplam harcamaları içinde işlem hacmi bazında en çok harcama yapılan sektörler ise giyim & aksesuar, konaklama ve yemek oldu. İNGİLİZLER GÜNEYİ SEVİYOR Değerlendirmeye göre, Birleşik Krallık’tan ülkemize gelen misafirler en fazla Muğla (yüzde 38) ve Antalya’da (yüzde 27) harcama yaptı. Konaklama en çok harcama yapılan sektör olurken yemek sektörü ikinci, sağlık & kozmetik harcamaları da üçüncü sırayı aldı. SUUDİ ARABİSTANLILAR, İSTANBUL VE TRABZON’DA Suudi Arabistanlı ziyaretçilerin ilgisi yoğunlukla İstanbul’da (yüzde 70) olurken, ikinci sırada Trabzon (yüzde 15) yer aldı. Akdeniz kıyılarında Muğla ve Antalya’nın yanında Sakarya ve Kocaeli de Suudilerin tercih noktalar olurken en fazla harcama yapılan sektörlerin ise giyim & aksesuar, konaklama ve yemek olarak sıralandığı görüldü. ALMANLARIN İLGİSİ İSTANBUL VE ANTALYA’DA Almanya’dan gelen ziyaretçiler en fazla İstanbul’da (yüzde 31) harcama yaparken, ikinci sırayı Antalya (yüzde 24), üçüncü sırayı ise İzmir (yüzde 11) aldı. En çok harcama yapılan sektörler konaklama ve sağlık& kozmetik olurken, kuyum harcamaları da ilk 5 sektör arasında yer aldı. AVRUPALILAR GEZİP YEMEK YERKEN, ORTADOĞULU TURİSTLER EN ÇOK GİYİM VE AKSESUARA HARCIYOR 1 Haziran - 31 Ağustos döneminde Avrupa’dan ülkemize gelen yabancıların en büyük çoğunluğunu Birleşik Krallık, Almanya ve Hollandalı ziyaretçiler oluşturdu. Avrupa geneline bakıldığında toplamda en fazla kredi kartı işlemi İstanbul, Antalya ve Muğla’da gerçekleşirken; Avrupalıların en çok harcama yaptığı 5 sektör konaklama, yemek, giyim & aksesuar, sağlık & kozmetik ve market oldu. Kredi kartı işlemleri itibarıyla, Suudi Arabistan’dan sonra Ortadoğu ve Körfez ülkelerinden Türkiye’ye en çok ziyaretçi Birleşik Arap Emirlikleri, Irak, Kuveyt ve Katar’dan geldi. Bu ziyaretçiler en fazla kredi kartı işlemini İstanbul, Trabzon ve Muğla’da gerçekleştirdi. Harcamalarda ise sırasıyla giyim & aksesuar, konaklama, yemek, sağlık & kozmetik ve market öne çıktı. Belirli bir süreyi kapsayan bu veriler, Avrupalı turistlerin seyahatlerinde öncelikle konaklama ve yeme-içme harcaması yaptığını, Ortadoğulu ziyaretçilerin de alışverişi ilk sıraya koyduğunu gösterdi.

Türkiye büyükbaş hayvan ithalatını durdurdu Haber

Türkiye büyükbaş hayvan ithalatını durdurdu

Yaklaşık bir ay içerisinde birçok Avrupa ülkesindeki hayvanlarda mavi dil hastalığı görüldü. Hastalığın kısa süre içerisinde yayılması üzerine bazı Avrupa ülkeleri ihracatı durdurdu. Sadece Polonya ve Macaristan'da ihracatın açık olduğunu söyleyen uzmanlar Türkiye'nin tedbir olarak hayvan ithalatını durdurduğunu söyledi. Ayrıca üreticilerin kendi çiftliklerinde biyogüvenlik tedbirlerini artırmaları gerektiğini söyleyen uzmanlar tedbirlerin en üst seviyede tutulması gerektiğini açıkladı. "Polonya ve Macaristan'da ihracat açılması yüksek görülüyor" Polonya ve Macaristan'da henüz vaka görülmediğini fakat orada da yoğun test süreci gerçekleştiğini söyleyen damızlık hayvan yetiştiricisi Tarkan Gani, “Mavi dil hastalığı şu anda Hollanda, Danimarka, Almanya ve İtalya gibi ülkelerde görüldü. Son bir ayda çok sık görüldüğünden dolayı bu ülkeler hayvan ihracatlarını yasakladılar. Şu anda hayvanları satışa sunmuyorlar ve dışarıya göndermiyorlar. Sadece Macaristan ve Polonya'da vaka görülmedi ama hükümetimiz tedbir olarak orayı da ithalata kapatmış durumda. Avrupa'dan şu an için hiçbir damızlık hayvan ithalatı söz konusu değil. Daha öncesinden izinlerini almış işletmecilerimiz ve yetiştiricilerimiz var. Hatta oralara kapora vermiş işletmeler var. Onlar da şu an bekliyorlar, yoğun bir test süreci geçiriyorlar. Test sürecinin ardından Macaristan ve Polonya'nın ithalata açılması yüksek görülüyor” şeklinde konuştu. Türkiye'de henüz resmi kaynaktan açıklanan bir vaka yok Türkiye'nin gerekli tedbirleri aldığını vurgulayan Gani, “Türkiye Cumhuriyeti dünyanın en ağır sağlık şartnamesini kullanıyor. Çok kolay bir şekilde hayvan getirilmiyor. Hayvanlar belirli testlere tabi tutuluyor. Türkiye'ye getirilmelerinin ardından tekrar kanları alınıyor. Olumsuz bir şey olduğunda hayvanlar kesime sevk ediliyor. Ülkemizde şu an için resmi kaynaklardan ben mavi dil açıklaması duymadım. Devletimizin tüm çabaları bu hastalığın ülkemize gelmemesi için” dedi. Tedbirlerin üst düzeyde tutulması şart Gani, “Dünyada çeşitli sığır hastalıkları var. Bu hastalıklardan biri de mavi dil. Şu ana kadar insana bir etkisi ortaya çıkmadı. Fakat mavi dil bulaşan hayvanda yüksek ateş yavru atımı yapıyor. Bu da bizim milli ekonomimize çok ciddi zararlar veriyor. Bu nedenle devletimizin aldığı tedbirler gayet doğru. Tüm çiftliklerde sadece mavi dil için değil biyogüvenlik tedbirleri alınması lazım. Sönmüş kireçleri çiftliklerde kullanabilirler. En bulunabilir ve masrafsız olanı bu yöntem. Çiftliklere galoşsuz kimseyi almamamız gerekiyor. Tek kullanımlık önlük kullanabilirler. Zaten dışarıdan misafir kabul etmiyoruz. Kabul ettiğimiz zamanlarda da bu biyogüvenlik şartlarını uyguluyoruz. Çiftliğimizde binlerce hayvan var. Burada birine hastalık bulaşması hepsinin hasta olması anlamına geliyor. Bu nedenle tedbirlerimizi en üst düzeyde tutmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Yol medeniyettir, Türkiye ulaşımda iddialı bir seviyeye ulaştı Haber

Yol medeniyettir, Türkiye ulaşımda iddialı bir seviyeye ulaştı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Uluslararası Yol Federasyonu (IRF) 2024 Dünya Kongresi’ne video mesaj gönderdi. Erdoğan, Türkiye’nin ev sahipliğinde düzenlenen kongrenin, sektörün öncü isimlerini ve kamu ile özel kurumları bir araya getirmesinin önemini vurguladı. Erdoğan, kongreyi düzenleyen Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı başta olmak üzere emeği geçen tüm kurumları tebrik etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Uluslararası Yol Federasyonu’nun 1948’den bu yana daha güvenli ve sürdürülebilir yol ağlarının gelişimine katkı sağladığını belirterek, bu yılki kongrenin teması olan “Hareketliliği güçlendirmek için bağlanıyoruz, herkes için sürdürülebilir bir geleceğin sağlayıcısı olarak yollar” seçiminin isabetli olduğunu ifade etti. Erdoğan, "Zira bizim siyaset anlayışımızda yol medeniyettir. Yol demek ulaşım demektir; sanayi, üretim, turizm, ticaret, emniyet, kalkınma ve dünya ile bütünleşme demektir. Bizler de bu anlayışla büyük hamlelere imza atarak ülkemizi ulaşım ve altyapı sahasında iddialı bir seviyeye taşıdık" ifadelerini kullandı. “Yol medeniyettir” anlayışıyla hareket ettiklerini dile getiren Erdoğan, Türkiye’nin birçok önemli projeyi hayata geçirdiğini vurgulayan Erdoğan, bu projeler arasında Avrasya Tüneli’nden Sabuncubeli Tüneli’ne, Erkenek Tüneli’nden Ilgaz 15 Temmuz İstiklal Tüneli’ne, Ovit Tüneli’nden Cankurtaran Tüneli’ne kadar pek çok projeyi hayata geçirdiklerini, Yavuz Sultan Selim ve 1915 Çanakkale köprülerinin Türkiye’nin gurur abideleri olduğunu belirtti. Erdoğan," Karadeniz Sahil Yolu, Kuzey Marmara Otoyolu, İstanbul-İzmir Otoyolu gibi projelerimizle şehirlerimiz arasındaki beşeri, lojistik, ekonomik ve ticari bağları güçlendirdik" açıklamasını yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin 4.000 km otoyol ve 30.000 km’ye yaklaşan bölünmüş yol ağına sahip olduğunu belirtti. 2053 yılına kadar bölünmüş yol uzunluğunu 38.000 km’ye, otoyol uzunluğunu ise 8.300 km’ye çıkarmayı hedeflediklerini de sözlerine ekledi. Mesajını tamamlayan Erdoğan, kongreye katılan tüm firmalara ve kurumlara teşekkür etti.

Türkiye, KFOR Komutasını İtalya'ya Devretti Haber

Türkiye, KFOR Komutasını İtalya'ya Devretti

Kosova'nın başkenti Priştine'deki karargahta Türkiye'nin bir yıldır yürüttüğü NATO'nun Kosova'daki Barış Gücü (KFOR) komutasının devir teslim töreni düzenlendi. Törene Kosova Cumhurbaşkanı Vjosa Osmani, Başbakan Albin Kurti, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Türkiye'nin Priştine Büyükelçisi Sabri Tunç Angılı, bakanların yanı sıra çok sayıda davetli katıldı. Türkiye ve İtalya'nın milli marşlarının okunduğu törende KFOR'un komutanlık görevi, Türk Tümgeneral Özkan Ulutaş'tan İtalyan Tümgeneral Enrico Barduani'ye devredildi. Devir teslim töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Vjosa Osmani, KFOR'un 25 yıldır Kosova'yı sakin, güvenli ve barışçıl bir ülke haline getirmek için Kosova ile birlikte her adımı attığını belirtti. Osmani, “En başarılı ve en uzun görev KFOR'un görevidir. Kosova halkının ve kurumlarımızın KFOR ile yakın çalışmaya devam edeceğini bir kez daha taahhüt etmek istiyorum” dedi. Osmani, Kosova'nın kökenlerine bakılmaksızın tüm vatandaşlara güvenlik ve refah sunan bir ülke olduğunu söyledi. Görevini devreden Tümgeneral Özkan Ulutaş ise yaptığı konuşmada, Kosova'da barış ortamı sağlamaya çalışan KFOR'un bu yıl 25. kuruluş yıldönümünün kutlandığını hatırlatarak, “Bu 25 yıl boyunca uluslararası toplumun üyeleri, ilişkilerin geliştirilmesi ve tüm vatandaşların güvenliğinin sağlanması yoluyla kamu güvenliğine katkıda bulundu” dedi. Törenin ardından Kosova Cumhurbaşkanı Vjosa Osmani, Kosova'da bir yıllık görev süresi tamamlanan Tümgeneral Özkan Ulutaş'a madalya takttı. Türkiye ilk defa KFOR'un komutasını devralmıştı Türkiye, geçtiğimiz yıl Kosova'da görev yapan barış gücünün komutasını ilk kez devralmıştı. NATO'nun 1999'da Sırbistan'a yönelik başlattığı hava operasyonunun ardından, NATO'ya bağlı Barış Gücü misyonu 12 Haziran 1999 tarihinden bu yana Kosova'da görev yapıyor. KFOR'da NATO üyesi 21 ve NATO üyesi olmayan 6 ortak ülke olmak üzere 27 ülkeden yaklaşık 4 bin 500'ün üzerinde uluslararası askeri personel bulunuyor.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.