SON DAKİKA
Hava Durumu

#Tbmm

Bursa Haber - Tbmm haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tbmm haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Bahçeli: MSB'nin kararına saygı duyuyorum Haber

Bahçeli: MSB'nin kararına saygı duyuyorum

MHP Lideri Devlet Bahçeli TBMM’de partisinin grup toplantısında konuştu. İsrail’in, Lübnan’a ateşkes önerisi sunmasından kısa bir süre sonra Beyrut’u havadan vurduğunu hatırlatan Bahçeli, “Gazze’de yaşanan insani felaketlere, süregelen soykırıma her gün yenileri eklenmektedir.Daha birkaç gün evvel Gazze’nin orta ve kuzey kesimlerinde sivillerin yaşadığı alanlara Siyonist barbarlık tarafından yağdırılan bombalar 100’e yakın masumun ölümüne yol açmıştır. Katliamların hız kesmeden günbegün çıta yükseltmesi insanlık utancı, hukuk ve adalet imhası, medeni dünyanın iflas beyannamesi değil ise, sorarım sizlere nedir? Bu trajedinin bitmesi, zalimlerin hesap vermesi gerekiyorken, hala bir arpa boyu mesafenin alınamaması ürkütücü bir skandal değil midir?İsrail, dökülen kanlarla, alınan canlarla, harabeye dönen şehirlerle, yapılan suikastlarla şiddet çarkını çeviren bir cinayet ve soykırım aygıtıdır” diye konuştu. “İSRAİL’E YÖNELİK İHRACAT VE İTHALAT İÇİN TESCİL EDİLMİŞ HİÇBİR GÜMRÜK BEYANNAMESİNİN OLMADIĞI AÇIK SEÇİK MEYDANDADIR” Türkiye’nin İsrail’e tavrı ve tutumu çok net olduğunu ifade eden Bahçeli, Bu tavır ve tutumun miyarı insani, İslami ve vicdani mahiyettedir.Bunu görmeyen, görse bile işlerine gelmediğinden gerçeği çarpıtmak amacıyla yalan ve iftira cephaneliğine yığınak yapan bazı siyasetçiler ve sözde uzman geçinen garabet yuvaları, Türkiye’nin İsrail’le ticareti sürdürdüğünü ileri sürmüşlerdir.Halbuki Türkiye, İsrail’le ilgili ticaret sayfasını, 2 Mayıs 2024 tarihinden geçerli olmak üzere tüm ürünleri kapsayacak şekilde kapatmıştır. Yapılan resmi açıklamalar sabittir ve kuşkulu bir yanı da yoktur.2 Mayıs 2024 tarihinden itibaren, İsrail’e yönelik ihracat ve ithalat için tescil edilmiş hiçbir gümrük beyannamesinin olmadığı açık seçik meydandadır.Böylesi hassas bir konu etrafında ülkemizi töhmet altında bırakma yarışı, karalama çabası olsa olsa Siyonizme hizmet, Türkiye’ye husumettir.Bu tip bir muhalefet anlayışının demokratik niteliğinden bahsetmek, sakat değerlendirmelerini ifade ve düşünce hürriyetiyle tevil etmek bizatihi demokrasiye hakarettir.Ayıplı ve ahlaksız siyasetin acıklı numunesini görmek ve tanımak isteyenlerin Türkiye’ye karşı açılan Siyonist cepheye sırtını yaslayan kıdemli ve gedikli müfterilere bakmaları yeterlidir” dedi. “MAVİ VATANDAN TAVİZ KOPARMAK İÇİN KARŞIMIZDA TOPLANAN ÜLKELERİN 486 YIL ÖNCE PREVEZE’DE DENİZİN DİBİNE GÖNDERDİĞİMİZ HAÇLI DONANMASINDAN NE FARKI VARDIR” Avrupa Birliği’nin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile Yunan tezlerine alet olması, Ege ve Akdeniz’deki barış ve istikrara tahammülsüzlük olduğunu dile getiren Bahçeli, “Mavi vatandan taviz koparmak için karşımızda toplanan ülkelerin 486 yıl önce Preveze’de denizin dibine gönderdiğimiz Haçlı donanmasından ne farkı vardır? Bize rağmen ve egemenlik alanlarımızdan sözde mahrum eden haritaların çizimiyle takibi ve temini peşine düşülen muhasım politikaları elbette biliyoruz, tavsiyem, onların da Türk milletini bilmeleri, hafızalarını tazelemeleri, değilse bile tarih kitaplarını açıp okumaları, suyumuza dokunanın dumanını attıracağımızı unutmamalarıdır. Bu azgın hıncın, bu aşırı hırsın, tarihten ders almayan bu beyhude politik ve diplomatik kuşatma hazırlıklarının Türk milletine sökmeyeceğini, aksini iddia edenlerin tahrikleri devam ederse Barbaros Hayrettin Paşaların Ege ve Akdeniz’de dolaştığını görmelerini, yoksa Andrea Doria’nın akıbeti neyse aynısını yaşayacaklarını kararlılıkla söylemek isterim” ifadelerini kullandı. “GELECEK NESİLLERİMİZİ KONUŞMALI VE DERT ETMELİYİZ” İzmir’in Selçuk İlçesi’nde elektrikli sobanın devrilmesi neticesinde hayatını kaybeden 5 çocuk hakkında konuşan Bahçeli , “Biz uzaklardaki çocukların hakkını hukukunu konuştuğumuz kadar, daha doğrusu onlardan daha öncelikli olmak kaydıyla kendi çocuklarımızı, gelecek nesillerimizi konuşmalı ve dert etmeliyiz. Yapılan açıklamalardan, eşi cezaevinde bulunan annenin, geçimini sağlamak amacıyla kapıyı çocukların üzerine kilitledikten sonra hurda toplamaya gittiği anlaşılmaktadır. Selçuk ilçemizde yaşanan bu felaketi sadece ekonomik cepheden ele almak, yoksulluk ve mağduriyet ekseninde değerlendirmek bizi doğru sonuçlara taşımayacaktır. Sorunlu ailelerinin çocuklarını ruhen ve zihnen kazanmak, her birini hayata hazırlamak, rehberlik ve rehabilite ihtiyaçlarını karşılamakla birlikte çok ciddi şekilde gözlemlemek ve takip etmek devletin başlıca vazifeleri arasındadır. Mesele sadece az vermek veya çok vermekle, yani maddi ve fiziki yardımlarda bulunmakla sınırlı görülmemelidir. Manevi ve moral desteklere eşzamanlı olmak kaydıyla ilgiye, sevgiye ve sahiplenmeye muhtaç evlatlarımızın devletin müşfik ve alicenap dokunuşlarıyla sağlıklı, dengeli ve iç huzuru yakalamış birer fert olmaları mümkündür” şeklinde konuştu. “CUMHURBAŞKANIMIZ İLE ŞAHSIM ARASINDA HİÇBİR AYRILIĞIN VE AYRIŞMANIN SÖZ KONUSU DAHİ OLMAYACAĞINI HATIRLATMAK DAVA VE VİCDAN GÖREVİMDİR” Cumhur İttifakı’nın Türk milletinin özü ve özgüveni olduğunu ifade eden “Cumhur İttifak istiklalin muhafızı, istikbalin mimarıdır. Cumhur İttifakı Türk ve Türkiye Yüzyılının yegane müdafisidir. Yedi düvel topuyla tüfeğiyle, nefretiyle, nifakıyla, şirkiyle, şiddetiyle üzerimize gelse bile ilke ve irademizden milim taviz vermedik, bundan sonra da vermeyeceğiz. Başkaları gibi soluğumuz kısa ve kesik değildir. Başkaları gibi irademiz hacizli, siyasetimiz rehin altında hiç değildir. Bizi meşgul edip Türkiye üzerinde oyun kuracağını zanneden, siyaseti sokak dedikodusuna çeviren, ittifakımıza çamur atmaya kalkışan ahmaklara, asalaklara, arsızlara en küçük geri adımımız söz konusu olursa diyorum ki, gök girsin kızıl çıksın. Fitne yayan siyasetçileri, sözde gazetecileri, sosyal medya farelerini, FETÖ’cü hainleri, bölücü mihrakları, dış bağlantılı casusları, köksüzleri, kimliksizleri, millet ve milliyet hasımlarını rezil rüsva etmek için uygun zamanı sabrın gücüyle, Allah’ın inayetiyle, milletimizin metanetiyle bekliyoruz. Son günlerde tartışmaların odağında yer alan bazı açıklamalarımdan Sayın Cumhurbaşkanımızın haberinin olup olmadığını araştıran, aramızda bir anlaşmazlık çıkıp çıkmadığını yorumlayan zevata diyeceğim öz itibariyle şudurMevzubahis vatan, bayrak, millet ve devlet-i ebed müddetse Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile şahsım arasında hiçbir ayrılığın ve ayrışmanın söz konusu dahi olmayacağını mühürlü kalplere, duymayan kulaklara, görmeyen gözlere hatırlatmak dava ve vicdan görevimdir” diye konuştu. “DÜN TERÖRİST BAŞININ YOLDAŞI OLANLAR, ŞİMDİ AMERİKA’NIN UŞAĞI OLMUŞLAR” Konuşmasının sonunda Kürt kökenli Türk vatandaşlarına seslenen Bahçeli, “Buradan bütün Kürt kardeşlerime sesleniyorum. PKK Kürtleri temsil edemez. Şimdi açıkça görüldü ki, bir adım ileri gitmek için yola çıkanları engellemeye çalışanlar vardır. Dün terörist başının yoldaşı olanlar, şimdi Amerika’nın uşağı olmuşlar. Biden’ın üvey evlatlarına, Türk milletinin asil evlatlarını kurban edemeyiz. Buna hakkımız yok. Gelin bir olalım, beraber olalım, hep beraber Türkiye olalım” ifadelerini kullandı. “MİLLİ SAVUNMA BAKANLIĞI’NIN KARARINA SAYGI DUYUYORUM” Grup toplantısının çıkışında bir basın mensubunun ihraç istemiyle disiplin kuruluna sevk edilen teğmenler hakkındaki sorusuna ilişkin Bahçeli, “Milli Savunma Bakanlığı çok hassas bir bakanlıktır. TSK’nın her konuda yetişmesini sağlayan bir kurumdur. Oranın ortaya koymuş olduğu değerlendirmeler dışında hiçbir şeyi bilmeden tanımadan sadece ve sadece sorgulama yoluyla Türkiye’yi karıştırmaya yönelenlere heves etmemeliyiz. Milli Savunma Bakanlığı’nın kararına saygı duyuyorum” dedi.

Noterlik Kanun Teklifi TBMM Genel Kurulunda kabul edildi Haber

Noterlik Kanun Teklifi TBMM Genel Kurulunda kabul edildi

TBMM Genel Kurulunda Noterlik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, kabul edildi. Kanuna göre, avukatlık stajına fiilen engel olmamak şartıyla herhangi bir işte sigortalı olarak çalışılması, avukatlık stajının yapılmasına engel olmayacak. Adli ve idari yargı hakim ve savcı adayları veya yardımcıları ile hakim ve savcılar hariç olmak üzere, kamu kurum ve kuruluşlarının kadro veya pozisyonlarında görev yapanlar da görev yeri saklı kalmak kaydıyla mahkemelerde yapılan staj sürecinde aylıksız veya ücretsiz izinli olarak avukatlık stajı yapabilecek. Kanunla noterlerin tatil gün ve saatlerinde çalışmasına ilişkin usul ve esaslar düzenleniyor. Noterlik Ücret Tarifesi, her yıl mart ayı yerine ocak ayı başında düzenlenecek. Noterliklerde yapılan işlemler ve düzenlenen kağıtlar sebebiyle ödenmesi gereken vergi, resim, harç, değerli kağıt bedelleri, noterlik ücretleri ile diğer işlem giderleri nakit olarak veya banka kartı, kredi kartı ve benzeri kartlar kullanılarak tahsil edilecek. Noterler bir önceki aya ait beyannameleri, her ayın ilk beş iş günü içinde hazırlanacak ve aynı süre içinde ilgili dairelere verilecek. Araç sicil ve tescil sistemi veri tabanında yer alan bilgilerin Karayolları Trafik Kanunu çerçevesinde kişi ve kurumlarla paylaşılması karşılığında sorgu veya dönen kayıt başına Türkiye Noterler Birliğince 2 lira işlem katılım payı alınacak. Kanuna göre, el yazısıyla imzalanarak hazırlanan noterlik işlemleri, güvenli elektronik imzayla Türkiye Noterler Birliğinin bilişim sistemine kaydedilecek. Türk Medeni Kanunu'nda yapılan değişiklikle adın değiştirildiği nüfus siciline kayıt ve Basın İlan Kurumunun ilan portalında ilan edilecek. Boşanma davası reddinin kesinleşmesinden sonra ortak hayatı kuramayan çiftlerin yeniden dava açabilmesi için gereken süre 3 yıldan 1 yıla indirilecek. Devlet üniversiteleri Çocuk İzlem Merkezi (ÇİM) kurabilecek. Etki ajanlığına ilişkin hüküm tekliften çıkarıldı.

TBMM Başkanı: “İlk 4 maddeyle ilgili bir tartışma söz konusu değildir” Haber

TBMM Başkanı: “İlk 4 maddeyle ilgili bir tartışma söz konusu değildir”

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Cenevre Başkonsolosluğu’nda İsviçre’deki Türk sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle gerçekleştirdiği toplantının ardından gazetecilerin sorularını cevapladı. Cenevre’deki programlarını değerlendiren Kurtulmuş, milletvekilleriyle birlikte Parlamentolar Arası Birlik (PAB) 149. Genel Kurulu’na katılmak üzere Cenevre’de bulunduklarını, yarın ve sonraki günlerde Genel Kurul çalışmalarının olacağını ifade etti. İslam İşbirliği Teşkilatı Parlamento Birliği’nin (İSİPAB) istişare toplantısını yaptıklarını dile getiren Kurtulmuş, “İslam ülkelerinden çok sayıda meclis başkanı ve meclislerini temsil eden heyetler buradaydı. Bugünkü bizim İSİPAB toplantısında, önceki toplantısındaki temel konularımızın başında gelen husus, APA Genel Kuruluna Cezayir ve Filistin tarafından verilen, Filistin halkının davasının savunulması ve İsrail’in saldırganlığının durdurulmasıyla ilgili bir acil gündem talebi var” dedi. Acil gündem talebinin Genel Kurul’da ele alınması ve oylanarak bu kararın çıkartılması için gayret sarf edileceğini belirten Kurtulmuş, “Ayrıca hemen bu toplantıdan sonra bizim milletvekili arkadaşlarımız ve diğer ülkelerin katılımcı milletvekilleri, kendi bölgelerindeki diğer parlamenterle de temas haline geçerek yarın ve öbür gün devam edecek Genel Kurulda bu kararın alınması için bütün gücümüzü ortaya koyacağız, seferber edeceğiz. Ümit ederim ki bu acil gündem tasarısı kabul edilir ve böylece Filistin’de yaşananların uluslararası gündeme daha rahat bir şekilde taşınması ve İsrail hükümetinin durdurulmasıyla ilgili özellikle Uluslararası Adalet Divanı’nda alınan kararların ve Birleşmiş Milletlerin kararlarına uyması konusunda İsrail’e politik bir baskının yapılması mümkün olur” şeklinde konuştu. APA’nın önceki genel kurulunda benzer bir tasarının sadece 12 oy eksikliği dolayısıyla gündeme girmediğini dile getiren Kurtulmuş, bu toplantıda ise yeterli sayıya ulaşmayı ümit ettiklerini söyledi. “3. maddeyle ilgili bir tartışma varmış gibi göstermek en hafif tabiriyle haksızlıktır” TBMM Başkanı olarak bugüne kadar önümüzdeki anayasa süreçlerine ilişkin konuşmaktan bilerek hep kaçındığını kaydeden Kurtulmuş, “Çünkü benim Meclis Başkanı olarak en temel görevim bu sürecin açık, şeffaf ve herkesi işin içine katacak şekilde sürdürülebilmesidir. Geçtiğimiz yasama yılında bütün siyasi partilerle temaslar gerçekleşti. Hiçbir siyasi parti kategorik olarak kapıyı kapatmadı. Tabii ki eleştirileri var, demokrasinin güzelliği de burada. Herkes farklı fikirleri söyleyecek ama sonuçta partiler arasında eğer Meclis’te güzel bir konsensüs ortaya çıkarsa bizim zihnimizden geçen çok büyük bir katılımla, çok büyük bir ortaklıkla parlamentoda 400’ün çok üstünde bir oyla anayasa kabul edilsin. Bunun için çalışmaları sürdürüyoruz” ifadelerini kullandı. Meclis’te 6 siyasi parti grubunun bulunduğunu, 14 siyasi partinin temsil edildiğini belirten Kurtulmuş, yeni anayasa yapım sürecinde sadece partilerin görüşlerinin alındığı bir süreç değil, hukuk fakültelerinin, yargı camiasının, sivil toplum kuruluşlarının, kararı ve kanaati olan, bu konuyla ilgili çalışması olan herkesin görüşlerinin açık bir şekilde tartışılabileceği bir platformu oluşturmaya çalıştıklarını vurguladı. Kurtulmuş, “Meclis’in açılmasından bir gün evvel yaptığım basın toplantısı ama ondan evvelki birçok görüşmemde, televizyon konuşmalarında açıklıkla ifade ettim. İlk 4 maddeyle ilgili bir tartışma söz konusu değildir. Kaldı ki bu konuda da çok titiz olmamız gerektiği bir süreçteyiz. Altını çizerek en az 7-8 kere söylediğimi ben hatırlıyorum. İlk 4 madde hakkında tartışma yapılması, tartışmanın başlatılması aslında sürece zarar veren ve vakit kaybettiren bir gelişme olur” diye konuştu. Gazi Üniversitesi’ndeki konuşmasında sanki 3. maddeyle ilgili bir mesele gündeme geliyormuş gibi yanlış bir algının oluşturulmaya çalışıldığını söyleyen Kurtulmuş, “Bu en hafif ifadeyle bir algı meselesidir, algı yönetimidir. Kabul etmem mümkün değil. Konuşmamın hiçbir yerinde 3. madde diye bir şey geçmemiştir. Ben şunu söylüyorum. Usul esasa mukaddemdir. Yani anayasada hangi maddeleri yazacağınızdan daha ziyade, anayasanın nasıl yapılacağı, demokratik, şeffaf bir şekilde süreçlerin hangi yöntemlerle yönetileceği ve bu süreçte de anayasanın ruhuna, yapımına, diline ilişkin konuları ben şimdiye kadar konuştum. 3. maddeyle ilgili bir tartışma varmış gibi göstermek en hafif tabiriyle haksızlıktır, yanlışlıktır ve bir algı operasyonudur” dedi.

Devlet Bahçeli'den tarihi açıklamalar... Haber

Devlet Bahçeli'den tarihi açıklamalar...

MHP Lideri Devlet Bahçeli, TBMM’de partisinin grup toplantısında konuştu. Sınıflı bir toplum yapısını tamamıyla reddettiklerini belirten Bahçeli, “Siyasette hiç kimseyle, hiçbir partiyle kategorik olarak alıp veremeyeceğimiz, konuşup çözemeyeceğimiz bir şey yoktur. Siyasi alakamız, sert veya yumuşak tarzımız tek tek fertlerin şahsiyet kalibreleri değil fikir ve düşünce kapasiteleriyle sınırlıdır. Muhataplarımızın kim olduğundan, özel hayatlarının nasıl oluştuğundan ziyade, ne söylediklerine, neyi hedeflediklerine bakıyor, siyasi bağlantı hatlarımızı buna muvafık kuruyoruz” ifadelerini kullandı. “UZATTIĞIM EL, MİLLİ BİRLİK VE KARDEŞLİĞİMİZİN MESAJIDIR” TBMM’de DEM sıralarına giderek elini uzatmasına ilişkin Bahçeli, “Doğaçlama olmayan bu iyi niyetli tutumumu siyasi nezaketten öte önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı çarpışması ve yeni anayasa için cephe genişletme çabası olarak görenler mayın tarlasında söğüt gölgesi arayan zavallı biçarelerdir. Uzattığım el, milli birlik ve kardeşliğimizin mesajıdır. Uzattığım el, İlk Meclis’in ve Sayın Cumhurbaşkanımızın isabetli sözlerinin meşale gibi yanan aydınlığıdır. Uzattığım el; gelin Türkiye partisi olun, gelin teröre cephe alın, gelin bin yıllık kardeşliğimizde kenetlenenin temenni ve teklifidir. DEM’e evvela düşen sorumluluk, uzanan bu samimi elin kıymet hükmünü anlaması, dahası Türkiye partisi olması yönünde bir eşik olarak algılayıp değerlendirmesidir” dedi. CHP Lideri Özgür Özel’in özel hayatıyla ilgili servis edilen iddia ve iftiraların hiçbirisinin siyasetlerinin konusunun olamayacağını söyleyen Bahçeli, özel hayatları ihlal ve istila eden FETÖ taktiklerinin, bundan mülhem şerefsiz hamlelerin, provokatif sosyal medya ifşalarının tamamıyla karşısında olduklarını belirtti. Parti olarak siyaseti centilmence, mertçe, adam gibi yapmanın tarafında olduklarını ifade eden Bahçeli, “CHP Lideri Özgür Bey’in düne kadar, aslı astarı olmayan, ipe sapa gelmeyen, eften püften konularla ilgili Milliyetçi Hareket Partisi’ne saldırması, siyasetin dışına savrulması, şuur kaybına uğrayıp bizimle ilgili atıp tutması hakkaniyet ve haysiyet ölçüleriyle bağdaşmayan seviyesizlikti. Biz siyaseti, yalan ipinde cambazlık olarak değil, hakikat ve haysiyet ikliminde millete hasredilmiş hadim bir yüreğin mücadele kulvarı olarak tanımlarız. İşin doğrusunu isterseniz, bizim el sıkışmamızı normalleşmeye bağlayan Özgür Bey’in gene yanıldığı ve yanlışa kapıldığı ortadadır. Bu kadar kaotik, kırılgan ve kritik bir dönemde, iç siyasetin polemik dehlizinde boşuna çırpınacak, göz göre göre enerji ve zaman israfına katlanacak halimiz, hasenatımız ve hevesimiz yoktur” şeklinde konuştu. “TÜRK’SÜZ ANADOLU, TÜRK’SÜZ MİLLET, TÜRK’SÜZ DEVLET CEHENNEMİN DİĞER ADIDIR” Türkleri Anadolu’dan atmak hayalinin yüzyılları aşarak bugüne kadar ulaşan vazgeçilmez bir emel olduğunu vurgulayan Bahçeli, “Türk’süz Anadolu, Türk’süz millet, Türk’süz devlet cehennemin diğer adıdır. Üç kıtadaki varlığımızı hazmedemeyen Haçlı zihniyetinin Türk-İslam cihan devleti için ne düşündüğünü milli tarih okuyan herkes açıklıkla bilecektir. Güçlü olduğumuzda boyun eğenler, gücümüz zafiyete uğradığında hemen sindikleri yerden doğrulmuşlardır. Ve bir sır gibi taşıdıkları düşman amaçları bir bir gerçekleştirmenin çarelerini aramaya başlamışlardır” dedi. İsrail terörünün, emperyalist alçaklığın, küresel barbarlığın saklı ajandasında Türkiye’nin olduğunu vurgulayan Bahçeli, “Tam bir yıldır Gazze’de taş üstünde taş bırakmadılar. Tam bir yıldır bebek, çocuk, kadın ve sivil halk demeden katlettiler. 42 bine yakın masum Filistinli soykırım kurbanı oldu. Onyedi bin bin çocuk kefene sarıldı, mezara koyuldu. Gazze’ye 85 bin ton bomba atıldı. Yüz bine yakın Filistinli yaralandı. Bir milyon Filistinli yerinden yurdundan edildi. Büyük İsrail hedefiyle Ortadoğu dilim dilim doğrandı. Dörtyüz yıl boyunca hâkimiyetimiz altında tek top mermisinin patlamadığı Filistin ve Kudüs bugün kanlı heyelanın altında kaldı” diye konuştu. “İSRAİL’İ DURDURMAK İÇİN ACİLEN KUVVET KULLANMAK GEREKMEKTEDİR” İsrail’in dünyaya meydan okuduğunun artık netleştiğini aktaran Bahçeli, “Uluslararası hukuk çiğnenmiş, insani miras ve değerler mahvın sınırına gelip dayanmıştır.Bu terör devletine karşı silah ambargosu uygulamak yetersizdir. Kınama mesajlarının ise hiçbir manası ve bağlayıcılığı yoktur. Cinayet makinesi ve soykırım suçlusu İsrail’i durdurmak için acilen kuvvet kullanmak gerekmektedir. Birleşmiş Milletler bu tarihi ve ertelenemez görevi derhal üstlenmek ve katiller sürüsünü cezalandırmak zorundadır. 2 Ekim’de İran’ın fırlattığı 120 adet füzeden sonra süreç iyice kızışacak, muhtemel misillemelerle yangın Ortadoğu’nun bacasını hepten saracaktır. Beşeriyet din ve medeniyet temalı bir küresel savaşa doğru hızla kayış halindedir. Şu anda İslamiyet’e, İslam coğrafyasına ve hatta insanlığa savaş açmıştır” dedi. “İSRAİL ÜZERİMİZE GELİRSE BU HAİN VE HAYASIZ CÜRETİNDEN DOLAYI BİN PİŞMAN EDİLECEĞİNİ YEDİ DÜVEL HATIRINDA TUTMALI” TBMM Genel Kurulu’nda, İsrail’in saldırılarının Türkiye’ye karşı tehdit oluşturması nedeniyle kapalı oturum gerçekleştirilecek olmasıyla ilgili de konuşan Bahçeli, “Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde, İsrail saldırıları ve bölgesel gelişmeler kapsamında bugün öğleden sonra yapılacak kapalı oturum yerinde ve isabetli bir karardır. İsrail üzerimize gelirse, istihbarat oyunlarıyla ülke içinde örtülü veya açık operasyonlara heves ederse, bu hain ve hayasız cüretinden dolayı bin pişman edileceğini yedi düvel hatırında tutmalı ve asla unutmamalıdır. Türkiye Cumhuriyeti bunu yapacak güç ve kudrete sonuna kadar sahiptir. Coğrafyaları üzerimize silkelemek, terör örgütünü dürte dürte saldırıya geçirmek için kabus senaryolarını devreye alan, mazlum toplumlara karadan ve havadan ölüm tuzağı kuran tek dişi kalmış İsrail canavarının tam karşı cephesinde etten duvar öreriz, şehadetten anıt dikeriz, Ya Allah Bismillah diyerek gövdemizi vatanımızın her karışına germekten kaçmayız, korkmayız, tereddüt göstermeyiz. Mesele milli onur ve güvenlik meselesidir” ifadelerini kullandı. “ŞİDDETE KARŞI SIFIR TOLERANSLA MUAMELE ETMEKTEN BAŞKA SEÇENEĞİMİZ KALMAMIŞTIR” Ülkede artan şiddet vakalarına ilişkin Bahçeli, “Küresel ve bölgesel vahşetin yükselen çıtası yaygınlaşırken, ülkemizde her gün bir yenisine şahit olduğumuz cinayet, taciz ve şiddet vakalarının gittikçe yaygınlaşması toplumsal endişe ve infiali tırmandırmaktadır. Şiddete karşı sıfır toleransla muamele etmekten başka seçeneğimiz kalmamıştır. Bugünün insanı, bugünün şiddet sahnesinde görülen ızdırap verici vakalar karşısında bezgin ve bitkindir. Milliyetçi Hareket Partisi ARGE çatısı altında, “Bireysel ve Toplumsal Şiddetle Mücadele” etmek maksadıyla saygın ve alanlarında parmakla gösterilen uzman ve akademisyenlerimizden teşekkül eden bir komisyon kurmuş bulunuyoruz. Bu komisyonumuz inanıyorum ki, kısa zamanda çalışmalarını ikmal edecektir. Şiddet karşısında sessiz kalamayız. Geleceğimizi şiddete rehin bırakamayız. Derlenmeliyiz, toparlanmalıyız, kendimize gelmeliyiz, cezaları artırmakla beraber; şiddetin ürediği ana yatağı kurutmak zorundayız. Temellerimizi kazıp, kaynağımıza inip saçılan hastalık tohumlarını bulup çıkarmalıyız. Bu durum aynı zamanda ülkemiz ve milletimiz için bir diğer beka konusudur” dedi. Hayatı yapanlarla hukuku yapanların aynı kişiler olduğunu dile getiren Bahçeli, cezasızlık şikâyetlerinin genişlemesinin, suçluların tahliyesi sıradanlaşmasının, yapanın yanına yaptıklarının kar kalmasının, herkesin kendi ölçüsüne göre adaleti sağlama peşine takılmasına ve devletin temellerinin sarsılmasına yol açacağını söyledi.

Vekil Pala sordu: Haber

Vekil Pala sordu: "Kadınların Sağlık Verileri Neden Babalarına Bildiriliyor?"

CHP’li Pala'nın Sağlık Bakanlığı'na yönelttiği soru önergesi, vatandaşların kişisel verilerinin korunması konusunda büyük zafiyet yaşayan Bakanlığın, birçok kadının jinekolojik muayene, ultrason gibi kişisel sağlık bilgilerinin babalarına bildirildiği iddiası ile Bakanlığın veri sisteminde yaşanan ihlallerde cinsiyetçi endişeleri de gündeme getirdi. CHP’li Pala yaptığı açıklamada; “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) ve beraberinde Hasta Hakları Yönetmeliği'ne aykırı olarak, reşit kadınların jinekolojik muayene sonuçları gibi kişisel ve son derece özel bilgilerinin babalarına iletilmesi hakkında artan şikayetler, kadınların bedensel özerkliğinin ve bedenleri üzerindeki mahremiyet hakkının Bakanlık tarafından yasalar çiğnenerek ve tıbbı etik göz ardı edilerek ihlal edildiğini ortaya koyuyor!” dedi. Açıklamasının devamında; “Bu şikayetler, zaten doktora başvuru konusunda endişeleri olan kadınların sağlık hizmetlerine erişimine engel olabilir, birçok kadını doktorlardan uzaklaştırabilir ve sağlık sorunlarının daha da büyümesine neden olabilir. Bu sadece bir veri ihlali değil, aynı zamanda sağlık haklarının ve kadınların kendi bedenleri üzerindeki haklarının Bakanlık tarafından gasp edilmesidir." diyen CHP’li Pala, sorunun toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin bir yansıması olduğunu vurguladı. CHP’li Pala’nın sorularını zamanında cevaplamayan Sağlık Bakanlığı'na yöneltilen sorular arasında, sağlık kuruluşlarında kişisel veri ihlalleri ile ilgili başvuru sayıları, bu ihlallere neden olan ihmaller ve eksiklikler, alınan önlemler gibi konular yer alıyordu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.