SON DAKİKA
Hava Durumu

#Tarım

Söz Bursa - Tarım haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tarım haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Bursa'nın tarım ve hayvancılığı için önemli adım Haber

Bursa'nın tarım ve hayvancılığı için önemli adım

Tarım ve Peyzaj Aş. Genel Müdürü Sedat Akar, "Hedefimiz Bursa'da tarım ve hayvancılık sektörünün sıkıntılarına çözüm bulmak. Bu konuda uzmanlarla birlikte önemli yol kat edeceğimizi düşünüyoruz" dedi. Bursa’nın tarım potansiyelini en verimli şekilde değerlendirmek, mevcut sorunları tespit edip çözüm yolları üretmek hedefiyle Bursa’daki Ziraat Odası Başkanları, akademisyenler, veteriner hekimler ve Tarım Peyzaj Aş. yönetimi koordinasyon toplantısında bir araya geldi. Tarım Peyzaj Aş. Genel Müdürü Sedat Akar, "Üniversitelerimizden gelen bilimsel bakış açısıyla, ziraat odalarımızın sahadaki tecrübesi ve Tarım Peyzaj Aş. ekibiyle, Bursa tarımının geleceğine yön verecek öneriler geliştireceğiz" dedi. Bursa Tarım Koordinasyon Kurulu, sorunlara çözüm getirme hedefiyle kuruldu. Kurul, düzenli toplantılarla sorunları en iyi bilenlerden dinleyerek etkin çözümler üretecek. Bursa'nın tarım ve hayvancılık potansiyelinin Türkiye'nin en önemli değerlerinden olduğunu hatırlatan Tarım Peyzaj Aş. Genel Müdürü Sedat Akar, "Bu potansiyeli en verimli şekilde değerlendirmek, mevcut sorunları tespit edip çözüm yolları üretmek hedefiyle bir aradayız. Hepinizin katkılarıyla, bu süreçte Bursa tarımını daha ileriye taşıyacak stratejiler geliştireceğimize inanıyorum. Bursa, tarımda uzun yıllara dayanan güçlü bir birikime sahip. Ancak, değişen iklim şartları, teknolojik gelişmeler ve küresel pazar dinamikleri, tarım sektöründe sürekli olarak yeni meydan okumalar doğuruyor. Bugün burada bu meydan okumaları nasıl fırsata çevirebileceğimizi, tarımın sürdürülebilirliğini sağlarken çiftçimizin refahını nasıl artırabileceğimizi konuşacağız. Ziraat odaları ve üniversitelerden oluşturacağımız tarım danışma kuruluyla sorunları en iyi bilenlerden dinleyerek etkin çözümler getireceğiz. Üniversitelerimizden gelen bilimsel bakış açısıyla, ziraat odalarımızın sahadaki tecrübesi ve Tarım Peyzaj A.Ş. ekibiyle, Bursa tarımının geleceğine yön verecek öneriler geliştireceğimize eminiz. İnovasyonun ve iş birliğinin ön planda olduğu bu sürecin Bursa’mıza fayda sağlayacağını umuyorum" şeklinde konuştu.

Başkan Karabatı'dan çiftçiye destek Haber

Başkan Karabatı'dan çiftçiye destek

Karacabey Belediye Başkanı Fatih Karabatı son günlerde bölgedeki çiftçilerin yaşadığı sıkıntılarla ilgili açıklama yaptı. Geçtiğimiz günlerde yine çiftçilere destek olmak için ilçeye gelen İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu'nun bu ziyaretinin de önemli olduğuna vurgu yapan Karabatı, “Tarım şehri Karacabey'den ülkeye sesimizi duyurduk” dedi. 2015 yılına kadar kendisinin de çiftçilik yaptığını belirten Karabatı, “Eğer çiftçinin girdiği bu çıkmazda devlet destek çıkmazsa üretim durur, hayat durur” dedi. Geçtiğimiz günlerde Karacabey Cumhuriyet Meydanında çiftçilerle bir araya gelen İYİ Parti Genel Başkanı Dervişoğlu ve Belediye Başkanı Fatih Karabatı, yaptığı açıklamalarda çiftçilerin sorunlarını ve isteklerini kamuoyuna duyurmuştu. Karabatı, İYİ Parti Genel Başkanının bu ziyaretinin çiftçi sorunlarına dikkat çekmek için güzel bir fırsat olduğunu dile getirirken ilgi ve desteklerinden dolayı Dervişoğlu'na teşekkürlerini yineledi. Bu ziyaretin ardından bu kez Karacabey Belediye Başkanı Fatih Karabatı, bölge çiftçisinin yaşadığı sorunlar için yetkili kurum ve kuruluşlara çağrıda bulundu. Karabatı yaptığı açıklamada, “Ben de 2015 yılına kadar çiftçilikle uğraştım. Bu yüzden çiftçimizin, üreticimizin çektiği sıkıntıları çok iyi biliyorum. Bugün buğday, mısır, ay çiçeği, şeker pancarı gibi ürünlerde devlet uygun fiyat verip desteklemeleri çoğaltmış olsaydı sebzeye bu kadar orantısız bir yönelim olmazdı. Karacabey, Mustafakemalpaşa ve Susurluk bölgesinde 150 bin dönümde 1 milyon 200 ton domates var. Buna ilaveten geçen yıldan fabrikaların elinde kalan stokların büyüklüğünün oldukça fazla olduğunu biliyoruz. Bunun piyasaya 1 yıl yetecek düzeyde olduğunu tahmin ediyoruz. Tüm bunların yanında ihracat kotası yüzünden sanayici ihracatta yapamadı. Ve sonuçta salçalık domates eken üreticilerin bu ürünleri ellerinde kaldı. Üretici büyük sıkıntı içinde. Kaldı ki dış piyasaya açılmaya kalksalar da diğer ülkelerin satış fiyatları ile rekabet edemezler. Zira maliyetler müthiş yüksek. Domatesten verdiğim bu örneklerin benzerlerini karpuz, yağ biberi, bezelye, soğan gibi ürünlerde de verebiliriz.” dedi. “ŞU AN KAZANILAN PARALARLA İŞÇİNİN PARASI BİLE ÖDENEMEZ HALDE” Başkan Karabatı bu süreçte çiftçilerle sık sık bir araya gelerek güncel değerlendirmelerde bulunduklarını ifade ederken, “Hükümete bu noktada çağrımı hem ülke tarımının başkenti konumundaki şehirlerden birinin belediye başkanı olarak hem de yıllarca çiftçilik yapmış bir üretici olarak yapmak istiyorum. Acilen tarım kredi kooperatifleri, ziraat ve benzer kamu bankaları ile çiftçinin borcunun faizsiz ertelenmesinin sağlanması gerekir. Bu, sorunu bitirmez ama çiftçimizin yükünü hafifletir. Aksi halde üreticinin bu borçları ödemesi gerçekten imkânsızdır. Şu andaki kazanılan paralarla neredeyse işçinin parası bile ödenemez halde. Bir an önce kamuya olan borçları faizsiz bir şekilde ertelenmeli. Tabii bu yeterli olmayacaktır, devletin bu çıkmazdaki çiftçiye bundan sonraki yıl için desteklemelerinin arttırması gerekir. Gübre ve mazot desteği başta olmak üzere buzaruri gereklilikler üzerinden verginin tamamen kaldırılması üreticiden yana önemli bir adım olur.” şeklinde konuştu.

MAY Tohum ‘Güçlü Gelecek Günleri' etkinliği düzenledi Haber

MAY Tohum ‘Güçlü Gelecek Günleri' etkinliği düzenledi

MAY Tohum'un ‘Güçlü Gelecek Günleri' etkinliği, Çanakkale, Balıkesir, Bursa, Sakarya Tekirdağ ve Afyonkarahisar'dan gelen çiftçilerin katılımıyla gerçekleşti. Yapılan etkinlikte, çiftçilere mısır ve ayçiçeği tarımı ile ilgili bilgiler verildi. MAY Tohum'un Bursa Mustafakemalpaşa ilçesinde bulunan Marmara Ar-Ge merkezinde yapılan organizasyona 200'ün üzerinde çiftçi katılım gösterdi. Yapılan etkinlikte çiftçilere hibrit mısır ve hibrit ayçiçeği çeşitleri hakkında detaylı bilgiler verilirken, gerçekleştirilen Ar-Ge faaliyetleri de anlatıldı. Yapılan bilgilendirme sunumları sonrası çiftçiler, MAY Tohum tarlalarında yetişen mısır ve ayçiçeklerini inceleme fırsatı buldu. MAY Tohum Türkiye Satış Müdürü Abdullah Tayyar Demir, “Bulunmuş olduğumuz Marmara Ar-Ge istasyonunda gerçekleştirdiğimiz 'Güçlü Gelecek Günleri' etkinliğimizde, çiftçilerimize, hibrit mısır ve hibrit ayçiçeği türlerinde yapmış olduğumuz Ar-Ge faaliyetleri ile ilgili bilgiler ve teknik anlamda yaptığımız çalışmalar hakkında bilgi vereceğiz. MAY Tohum 1978 yılında Türkiye'de kurulmuş ilk özel teşebbüs tohum sanayicisi olarak Türkiye'de faaliyet göstermektedir. Türkiye'de yapmış olduğumuz bu çalışmalar doğrultusunda, gerek Türkiye'deki üreticilerimize, iş ortaklarımıza, gerek uluslararası pazarlarda bu işi yapan tüm çiftçilere tohumlarımızı hem ticari hem de lisans olarak satışını gerçekleştirmekteyiz. Yapmış olduğumuz çalışmalar mısır ve ayçiçeği ile sınırlı değil, pamuk ve sebze türlerinde de faaliyet gösterirken; tatlı mısır, fasulye, sanayi domatesi türlerinde de araştırma ve geliştirme faaliyetlerimizi Türkiye'de bulunan 5 Ar-Ge istasyonumuzda yapıyoruz. Şu anda tüm dünyada ve ülkemizdeki en büyük sorun iklimsel değişiklik ve kuraklık. Tüm türlerde yapmış olduğumuz çalışmalarda rekabetçi çeşitler ve çiftçiye verim ve kalite sağlayabilecek ürünlerin geliştirilmesine yönelik faaliyetlerle ürünleri üreticimize sunma gayretindeyiz. Bugün burada etkinliğimize katılacak olan üreticilere faaliyetlerimizle ilgili bilgileri personelimizin tamamıyla aktarmaya çalışacağız” dedi. MAY Tohum firmasında Ayçiçeği Ürün Müdürü olarak çalışan Burak Uğur ise, “MAY Tohum olarak 1997 yılında başlamış olduğumuz hibrit ayçiçeği türündeki ıslah faaliyetlerimize, hedef coğrafyalardaki üreticilerini dinlemek suretiyle tüm hızımızla devam ediyoruz. Toplam ciromuzun yüzde 10'unu Ar-Ge çalışmalarına ayırarak üreticilerimizin ve iş ortaklarımızın beklentilerini tam anlamıyla karşılayacak hibritleri pazara arz etmek ve üreticilerimizin kazançlarını maksimum seviyeye çıkarmak üzere çalışmalarımıza devam ediyoruz. MAY Tohum olarak özellikle ayçiçeği tarafında Smartor platformuyla beraber üreticilerimizin iyi bir kazanç elde etmesi ve buna bağlı olarak arazi ve tarlada yaşanan problemleri de minimize etmek üzere çalışmalarımızı gerçekleştiriyoruz. Smartor platformu üreticilerimize 5 farklı teknik özelliği aynı anda sunan, bizim MAY markası altında konumlandırdığımız bir platform. Bu beş özellikle ayçiçeğinde yüksek verim, yüksek yağ oranı, orabanja karşı tolerans, mildiyöye karşı tolerans ve aynı zamanda herbisit kullanımına dair üreticimize özgürlük sunuyoruz. Smartor platformunu tercih eden tüm üreticiler iyi bir kazanç elde ediyor. May Tohum hedef coğrafya olarak adlandırdığımız Rusya, Ukrayna, Moldova, Bulgaristan, Macaristan gibi ülkelerde üreticileri dinleyerek onarlını taleplerini karşılamak için çalışmaya devam ediyor. Türkiye'deki tüm Ar-Ge istasyonlarımızda hem değişen iklim koşullarına, hem de gelişen yetiştirme periyotlarına karşı dayanıklı olarak hibrit geliştirme çalışmalarımıza devam ediyoruz” diye konuştu. MAY Tohum Mısır Teknik Müdürü Halil İbrahim Sayar ise, “Bu yıl ikincisini düzenlemiş olduğumuz 'Güçlü Gelecek Günleri'ndeyiz. Marmara Ar-Ge istasyonumuzda gerçekleştirdiğimiz bu etkinlikte, 1999 yılında başlamış olduğumuz mısır ıslah faaliyetleri sonucunda üreticilerimize sunmuş olduğumuz hibritlerimizi ve özelliklerini anlatmak için burada bulunuyoruz. MAY Tohum, yaklaşık 25 yıldır danelik ve silajlık mısır ıslah faaliyetlerini sürdürmektedir. Islah faaliyetlerimizde, mısır ıslah programımızı danelik ve silajlık olarak 2 ayrı kulvarda sürdürmekteyiz. Danelik portföyümüzde değerli üreticilerimizin isteklerini karşılayacak olan yüksek verim ve bunun yanı sıra kuraklık ve stres dayanımı yüksek ve toprak kökenli hastalıklara karşı dirayeti yüksek çeşitlerin ıslah faaliyetlerini sürdürüyoruz. Bunu yanı sıra silajlık platformumuzda 3 farklı platform markamızda üreticilerimizin ihtiyaçlarını karşılamaktayız. MAY Tohum olarak, sahadan üreticilerimizin talepleri doğrultusunda AR-Ge'mizi yönlendirerek MaySilaj Pro, MaySilaj Eco ve MaySilaj Dual platformlarında ıslah faaliyetlerimiz sürdürüyoruz. MaySilaj Pro platformumuzda profesyonel işletme sahibi üreticilerimize hasatta yüksek verim ve bunun yanı sıra et ve süt verimini arttıracak yüksek kaliteli silaj sağlayan hibritlerimizi sunmuş oluyoruz. MaySilaj Eco platformumuzda ise kaliteli hibritlerimizi üreticilerimize uygun fiyatla sunmaktayız. MaySilaj Dual platformumuzda ise özellikle son yıllarda değişen fiyat dalgalanmalarıyla beraber üreticilerimizin istekleri doğrultusunda, isterse danelik olarak ekmiş olduğu hibriti silaja biçerek yüksek verim ve bunun yanı sıra yüksek nişasta oranıyla süt verimi sağlarken, isterse silajı çukurunda fazla olduğunda daneye biçerek yüksek bir dane verimi elde edebileceği mısır çeşitlerini sunuyoruz. Bugün, bulunduğumuz Marmara Ar-Ge istasyonumuzda hem mevcut hibritlerimizi hem de aday çeşitlerimizi üreticilerimize göstereceğiz. 1999 yılında Mısır ıslah faaliyetlerine başlayan MAY Tohum, bugün sadece Türkiye'de değil, 45'den fazla ülkeye tohum ihracatı yapan bir tohum firması haline gelmiştir. Bugün geldiğimiz noktada Amerika'ya dahil hibrit mısır tohumlarımızı gönderen bir firma olmaktan gurur duyuyoruz” şeklinde konuştu. Program, çiftçilerin tarlalardaki mısır ve ayçiçeği çeşitlerini incelemeleri sonrası sona erdi.

Adana çiftçisine 'su yok, ekim yapmayın' uyarısı Haber

Adana çiftçisine 'su yok, ekim yapmayın' uyarısı

Adana'nın Çukurova bölgesinde yaşanan kuraklık, tarımsal üretimi olumsuz etkiledi. Seyhan Sol Sahil Sulama Birliği, çiftçilere güzlük soğan, patates, sarımsak ve çeşitli sebzelerin ekilmemesi gerektiğini söyledi. Çiftçiler ise bu önlemlerin gelecek sene ürünlerin fiyatına yansıyacağını belirtti. Tarımsal üretimde önemli bir yer tutan Adana'da, Seyhan Sol Sahil Sulama Birliği tarafından çiftçilere güzlük ekim yapmamaları yönünde resmi bir uyarı yapıldı. Uyarıda, mevcut suyun sadece meyve bahçelerine yeteceği, güzlük soğan, patates, sarımsak ve çeşitli sebzelerin ekilmemesi gerektiği, aksi halde su verilemeyeceği belirtildi. ÇİFTÇİLERE 'SU YOK' UYARISI Seyhan Sol Sahil Sulama Birliği tarafından Yüreğir, Ceyhan, Sarıçam ve Karataş ilçelerindeki mahalle muhtarlarına gönderilen resmi yazıda şu ifadelere yer verildi: "12.07.2024 tarihi itibarıyla Seyhan Barajı'nda 357.31 hm3 sulamada kullanılabilir su bulunmaktadır. Bu miktar, sadece çok yıllık bitkilerin (narenciye, her çeşit meyve bahçesi, her çeşit fidan vb.) su ihtiyaçlarını karşılayabilecektir. Güzlük ekim (soğan, sarımsak, patates, her çeşit sebze vb.) yapılması halinde, çok yıllık bitkilere su verilememesi riski ortaya çıkacaktır. Kendi imkanları ile sulama yapabilecek çiftçiler (dere yatağı ve drenaj kanallarından sulama yapanlar hariç) dışında, güzlük ekim için su verilmesi mevcut su bütçesi ile mümkün görülmemektedir. Bu kapsamda, güzlük ürün ekilmesi durumunda mevcut su bütçesi ile su verilemeyeceği hususunun mahalle halkına duyurulması gerekmektedir." "AŞIRI SICAKLAR SIKINTILI OLDU" Konuyla ilgili Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, İhlas Haber Ajansı'na açıklamalarda bulundu. Başkan Doğan, aşırı sıcakların kuraklığa yol açtığını belirterek, "Aşırı sıcaklar Adana'da çok sıkıntılı oldu. 2023 yılından 2024 yılına geçerken yeterli yağış olmadığı nedeniyle barajlarda çok su olmadı. Adana'da günlük 20 milyon metreküp tarımsal sulama için su kullanıyoruz. Yedigöze Barajı'ndan gelen su 10 milyon metreküp. Ancak mısır sulaması ovada bittikten sonra rotasyona gidildi ve 5 gün bir bölge, 5 gün diğer bölgeye su verilmeye başlandı" ifadelerini kullandı. "40 SANTİMETRELİK SU KALDI" Çatalan Barajı'nda Adana için sadece 40 santimetrelik kullanılabilir suyun kaldığını vurgulayan Doğan, "Çatalan Barajı'ndaki kot şu anda 115.40 metre. Sistemler gereği orada sadece 40 santimetrelik kullanılabilir su kaldı. 115 metrenin altına su indiğinde sistemler otomatik suyu kesiyor. Şu anda su kısıtlamasına gidildi. Güzlük ürün olan marul, sarımsak, patates ve soğan ekmeyin uyarısı geldi. Sadece mevcut dikili ağaçlara ve seralara su verilecek. Oralara verilen su da sonbahara kadar yeter mi bilinmiyor. Adana bölgesinde su kıtlığı yaşanıyor" diye konuştu. "AÇIK SİSTEMLER KAPALIYA DÖNMELİ" Çukurova'da halen açık kanaletlerle ve vahşi sulama yöntemiyle sulama yapıldığını aktaran Mehmet Akın Doğan, "Bir an önce kapalı sistem sulamaya geçilmesi gerekiyor. Eğer kapalı sisteme geçilmezse su sıkıntısı yaşamaya devam edeceğiz. Çatalan Barajı'ndaki 2 milyar 100 milyon metreküp suyun ancak her yıl 3'te 1'ini kullanabiliyoruz. 115 metrelik sistemin 100 ve 110 metreye indirilmesi halinde su sıkıntısı yaşamayacağız" ifadelerini kullandı. Öte yandan Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, bu önlemlerin gelecek sene ürünlerin fiyatına yansıyacağını söyledi. Uyarı gönderilen muhtarlardan olan Ali Hocalı Mahalle Muhtarı Ahmet Ortatepe, "Maalesef 'su yok' denilerek bir uyarı geldi. Şu anda zaten ana kanalda su var ama 5 günde bir rotasyon yapılıyor. Su sıkıntısı maalesef var" dedi.

Meyve hasadında zamandan tasarruf Haber

Meyve hasadında zamandan tasarruf

Çiftçi Mehmet Alkan 3 yıl boyunca kafasında tasarladığı sistemi 15 gün içinde gerçekleştirdi. Oğlu Kağan Alkan'ın metal atölyesinde montajını yaptığı ve torunu Atlas'ın ismini verdiği ürün hasadı için kullanılan asansörle hasada başlayan çiftçi Alkan, iş yükünü yarı yarıya indirdi. Tasarladığı asansörden bahseden Mehmet Alkan, "Yıllardan beri işçi bulmakta problem yaşıyorduk. Ağaca çıktığı zaman riskli oluyor, düşme tehlikesi oluyor. Bunlar için kafamda 3-4 yıldan beri düşünüyorum. Kafamda böyle bir proje olduğunu makine mühendisi gelinime söyledim. O da fikirler verdi ve en sonunda karar verdik. Boyu 3 metre ve 4 kişi alabiliyor. Bunlar daha çok açılıp, 3 metreye yakın yükseliyor. Yükseldiği zaman yanlar açılıyor. Bunları kafamda tasarladım. Bir asansör yapalım dedik, en sonunda yaptık. İşçiler de çok memnun kaldı. Düşme tehlikeleri yok, geldikleri zaman 'yorulmuyoruz' diyorlar. Yüzde 60 işçi tasarrufu da sağladı. Daha önceden 48 yevmiye veriyordum. Şu an 25 yevmiyeyle tamamladık. Oğlum kaynak işi yapıyordu, amatör kaynak makinesinde yaptık. Bu projenin baştan sona yapılması 15 gün sürdü. İlk seferde başarılı olamadık. Yamulttuk, açtırmasını yaptık, piston yeri oturmadı, kafa kırıldı derken bayağı bir zaman harcadık. Ar-ge biraz daha zor oluyor. Şu an çok rahat. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Çok emek harcadık" dedi. Asansörü 190 bin liraya geliştirdiğini aktaran Alkan, "Birkaç arkadaş yapsak nasıl olur dedi. Soranlar çok oluyor. Soranlara oğlumla görüşün dedim. Benim yıllardır hayalimdi. Gayet rahat oldu. Şurada bir vişne ağacı vardı. Hanım dedi ki 'asansör götürürsen toplarım' dedi. O bile asansöre hayran kaldı" şeklinde konuştu.

Ata tohumundan 18 ton verim bekliyor Haber

Ata tohumundan 18 ton verim bekliyor

Yozgat’ın Şefaatli ilçesine bağlı Başköy köyü çiftçilerinden Latif Şahin, geçen yıl Kayseri’den 40 kilogram ata buğdayı tohumu temin etti. Her yıl Pehlivan cinsi buğday eken ancak geçen yıl tarlasına ektiği 40 kilogram ata buğdayından 2 ton ürün alan Şahin, bu yıl ekim alanını genişleterek 15 dekar alana ata tohumunun ekimini gerçekleştirdi. Bu yıl doğal afetlere bağlı olarak hububat veriminde gözle görülür düşüşün yaşanması beklenilen Yozgat’ta ata buğdayı tohumu ektiği tarlasını zamanında sulayan çiftçi Şahin, diğer yıllara oranla bu yıl yüksek verim bekliyor. Filizlenip boylanan buğdayın insan boyuna ulaştığını da belirten Şahin, ata tohumu ile elde edilen buğdayın samanının diğer buğday türlerine göre daha fazla olduğunu söyledi. “DİĞER BUĞDAYLARA ORANLA 3 KATI VERİM VERİYOR” Geçen yıl Kayseri’den temin ettikleri 40 kilogram atalık buğdaydan 2 ton verim aldıklarını ifade eden Şahin, “Bunu 3-5 dekar alana ektik, 2 ton verim aldık. Onu elimizde tuttuk, bir bölümünü isteyenlere verdik. Ancak 15 dekara kadar kendimiz ekebildik. Şimdi ise görüyorsunuz öteki buğdaya göre iki üç katı ürün aldık. Diğer buğday çeşitlerinde dekarda 400-500 kilo veriyorsa, atalık tohumla bin 200 kilo, bin 300 kilo verim veriyor. Diğer buğday türleri masrafımızı kurtarmıyor, ama bu atalık tohumla masraflarımız kurtulacak. Burası 15 dekar buradan hemen hemen 17-18 ton buğday almayı düşünüyorum. Çiftçiler de gelsinler görsünler, ekini görsünler. Bu buğday her yerde yok. Talep de çok şu an da” dedi. “SAMANI DA DAHA FAZLA OLUYOR” Diğer buğday çeşitlerine oranla ata tohumun gelirinin üç katı olduğunu belirten Şahin, “Yıllarca Pehlivan türü buğday ekiyoruz ama bu atalık tohum elimize geçti, bu bizim için bir fırsat. Bu ikinci yılımız. Geçen sene 5 dekar kadar alana ekebildik, sularsan güzel bakarsan çok güzel buğday verecek. Yedinci ayın 15’inde hasat zamanı olacak. Diğer buğday saplarından 10-20 metreden bir balya oluyorsa bu beş metreden çıkıyor, çok da güzel samanı oluyor” şeklinde konuştu. Öte yandan, yetkililer ise Şefaatli ilçesindeki bu buğdayın makarnalık buğday olduğunu, genel olarak melezlemede kullanılan ve ‘Dallı’ buğday ya da ‘Peygamber’ buğdayı olarak bilindiğini ifade ettiler.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan çiftçilere müjde üstüne ! Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan çiftçilere müjde üstüne !

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi’nde "Sürdürülebilir Tarım ve Tarımda Markalaşma" temasıyla düzenlenen Ziraat Bankası Tarım Ekosistemi Buluşması’na katıldı. Burada bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1863 yılından beri Ziraat Bankası’nın Türk tarımının lokomotifi olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Savaş dönemleri dahil ülkemizin yokluk günlerinde bankamız çiftçinin, esnafın, tüccarın, girişimcinin yanında yer aldı. Üreticilerimizin insanımızın iliğini sömüren tefecilerin ve faiz lobilerinin pençesine düşmemesi noktasında hayati rol üstlendi. Ziraat Bankası dün olduğu gibi bugün de ülkeyi ve milleti önceleyen duruşunu muhafaza ediyor. Şunu bir kez daha hatırlatmak isterim, Ziraat Bankası sadece kar peşinde koşan bir banka değildir. Bunun yanı sıra Ziraat, ihtiyaç duydukları anda çiftçinin, esnafın, sanayici, tüccar ve ihracatçının elinden tutan bir kara gün dostudur. Her iktisadi teşekkül çalışmalarını sürdürmeyi, yeni yatırımlarla faaliyet sahasını büyütmeyi ve genişletmeyi hedefler. Ziraat Bankamızın da hem ülke içinde hem de yurt dışında mevcudiyetini artırdığını görmekten artık memnuniyet duyuyorum. 2015 yılında Ziraat Katılım’ın faaliyete geçmesiyle birlikte bankamız hızla gelişen alternatif finans piyasasında da yerini almıştır. Biraz evvel genç ve kadın çiftçilerimiz ile kooperatif ürünlerinin yer aldığı stant alanını ziyaret ettik. Ülkemiz tarımının çeşitliliğine ve zenginliğine burada tekrar şahit olduk. Bu hazineyi ne kadar ileriye taşırsak Türkiye için o kadar iyi olacaktır. Tabii bunun için tarım sektörünün tüm paydaşlarının el ele vermesi, iş birliği ve dayanışması içinde hareket etmesi mühimdir. Tarım sektörünün bütün aktörlerini aynı zamanda buluşturan bu tarz programlar anlayış birliğinin tesisini de kolaylaştırmaktadır" dedi. "Eski muhalefet tarzının da raf ömrünü tamamladığı görülüyor" 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü’nde Ankara’da Ziraat Odası Başkanları ve üretici birlikleriyle bir araya geldiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin tarımda son 21 yılda nereden nereye geldiğini karşılaştırmalı olarak çok detaylı bir şekilde ortaya koyduklarını ifade etti. Muhalefetin saman ithalatı söylemine tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye’de muhalefetin ezberi olan tarım bitti tezlerinin ne kadar içi boş, temelsiz ve gerçek dışı olduğunu rakamlarla ispat ettik. Biraz önce Tarım ve Maliye Bakanlarımız da yaptıkları konuşmalarla bunu tekrar teyit ettiler. Özellikle hemen her sene tedavüle konan saman ithalatı söylemi tarım sektörünün tüm paydaşlarına yapılmış bir hakarettir. Türkiye gerçekler yerine çarpıtmalar, özellikle bunun üzerinden muhalefeti artık geride bırakmalıdır. Açıkçası eski muhalefet tarzının da raf ömrünü tamamladığı görülüyor. Bunun yerine eleştirel ama daha yapıcı bir anlayışın ikame edilmesi ülkemiz için şüphesiz daha faydalı olacaktır. Biz de böyle olmasını arzu ve ümit ediyoruz. Elini vicdanına koyan herkesin kabul ettiği hakikat şudur. Ülkemizin son 21 yılda başarı hikayesi yazdığı alanların en başında tarım, hayvancılık ve su ürünleri vardır. Bunu söylerken elbette her şey güllük gülistanlık diyemeyiz" diye konuştu. "Kırmızı ve beyaz et fiyatlarında son dönemde yaşanan dalgalı hareketleri yok sayamayız" Dünyadaki tüm ülkeler gibi Türkiye’nin de sıkıntıları olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Tarımsal girdi fiyatlarındaki artış çözmemiz gereken buna benzer sorunlarımız var. Kırmızı ve beyaz et fiyatlarında son dönemde yaşanan dalgalı hareketleri yok sayamayız. Gübre fiyatlarındaki artışlarından gündelik ve sürekli işçi eksikliğine kadar farklı alanlarda yükselen şikayetlere kulaklarımızı tıkayamayız. Başarılarımızla birlikte halen problem üreten alanların farkındayız. Muhasebemizi yaparken dengeli ve objektif bir şekilde kendimize ayna tutuyoruz. Amacımız güçlü ve zayıf yanlarımızı en doğru biçimde tespit etmektir. Tarımda da durum farklı değildir. Burada da çözüm odaklı bakış açısıyla hareket ediyoruz. Başarılarımızın sayısını artırmanın, eksiklerimizi gidermenin derdindeyiz. Problemlerimize ortak akılla çözüm yolları geliştirmeye çalışıyoruz. Tarım sektörümüzün 21 yılda elde ettiği başarıların değersizleştirilmesine mahal vermeden milletimizin en çok şikayet ettiği hususlara odaklanarak Türkiye’yi hep beraber hedeflerine ulaştıralım istiyoruz. Bakınız burada şu hususu tüm samimiyetimle söylemek isterim, milli meselemiz olan tarımda biz hiç kimseye kapımızı kapatmadık. Türkiye’nin tarım eko sistemini geliştirmek için herkesin fikrine, katkısına, eleştirisine, önerilerine sonuna kadar açığız. Yeter ki, tarım konusu ezberlere ve ön yargılara kurban edilmesin. Yeter ki, cımbızla çekilen bir ürün üzerinden sektöre haksızlık yapılmasın. Allah’ın izniyle gerisi biraz gayret ve emekle zaten kolayca gelecektir" ifadelerini kullandı. "Asya, Amerika, Kuzey Afrika ve Orta Doğu’daki bir çok gerilimin altında su kaynaklarıyla ilgili anlaşmazlık yatıyor" Geçtiğimiz asırda yer altı kaynaklarının ön planda olduğunu; petrol, elmas ve diğer yer altı zenginlikleri için oluk oluk kan aktığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir damla petrolü bir damla kandan daha kıymet gören sömürgeciler bunları tahakküm altına almak için her yola başvurdu. Binlerce kilometre öteki ülkeleri işgal ettiler. Avrupa’dan Afrika’ya saldırdılar. Tüm imkanlarıyla Afrika’nın zenci evlatlarını ne yazık ki imkanlarını helikopterlerle elmaslarını altınlarını Avrupa’ya taşıdılar. İnsanları topraklardan sürdüler. Eli kanlı diktatörleri desteklediler. Yerli halkı uyuşturucuya alıştırarak ekonomik, sosyal ve siyasal bakımdan kendilerine tamamen bağımlı hale getirdiler. Bize insan hakkı dersi veren Batılı ülkelerin Kongo’da, Cezayir’de, Kenya’da, Somali’de, Güney Afrika’da ve daha pek çok Afrika ülkesinde neler yaptığını çok iyi biliyoruz. Bu ülkeleri ziyaretimizde sömürgecilerin acımasız yüzünü bizzat görme fırsatı bulduk. Yeni ve çok daha sinsi yöntemlerle sömürü düzeni hala devam ediyor. Ancak içinde bulunduğumuz yüzyılda aynı kavganın tarım alanları, su ve gıda için verileceği anlaşılıyor. Dünyanın gelişmiş ülkeleri Afrika’da tarım arazisi kiralamak için büyük bir yarış içindeler. İklim değişikliğinin olumsuz etkileriyle birlikte su kaynakları ve havzaları birer çatışma hattına dönüşüyor. Asya, Amerika, Kuzey Afrika ve Orta Doğu’daki bir çok gerilimin altında su kaynaklarıyla ilgili anlaşmazlık yatıyor. Covid 19 salgını ve Rusya Ukrayna savaşında tüm ülkelerin gıda arz ve güvenliğini temi için nasıl kıyasıya mücadeleler verdiğini unutmayalım. Türkiye’nin gayretleriyle hayata geçirilen Karadeniz Girişimi olmasaydı başta Afrika ülkeleri olmak üzere bir çok yerde kıtlık yaşanacaktı. Açlık tehdiyle karşı karşıya kalan insanlar hayatını kaybedecekti. Biz buna kayıtsız kalmadık. Toplam 33 milyon ton tahılın Boğazlarımızdan güvenli geçişini sağlayarak durumun iyice kontrolden çıkmasına engel olduk. Şunu bir defa görmemiz lazım. Tarımın önemi azalmayacak bilakis daha da artacaktır. Her yeni küresel kriz gıda üretimi ve tedarikinin ne kadar stratejik bir alan olduğunu teyit etti" ifadelerini kullandı. "Ziraat Bankalarımızın kullandırdığı tarım kredilerinin tutarı 480 milyar lirayı aşmış durumdadır" Tarımı sadece ekonomi için değil milletin bekası için de hayati önemde bir sektör olarak gördüklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye Yüzyılı’nın temel unsurları arasında tarım, hayvancılık, kırsal kalkınma ve tüm bu alanlarda verimlilik artışının ayrı bir yeri var. Son 21 yılda bunun alt yapısını güçlendirme yolunda önemli adımlar attık. Tarım desteklerini hem çeşitlendirdik hem de ciddi oranda yükselttik. Tarım Kredi Kooperatiflerimiz sektörün ve çiftçini daima yanında oldu. Çiftçilerimizin finansman ihtiyacını karşılamak üzere Ziraat Bankalarımızın kullandırdığı tarım kredilerinin tutarı 480 milyar lirayı aşmış durumdadır. Bu kredilerden yararlanan çiftçilerimiz sayısı 1,2 milyonu aştı. Bizim gayemiz insanları doğdukları yerde doyar hale getirmektir. Tarımın ana vatanı olan Anadolu’da yeşil kalkınma ve yerelden kalkınma ilkesiyle yeni bir tarım ve kırsal kalkınma süreci başlatıyoruz. Kırsal kalkınma hibe programlarımızı üretim planlamasını dikkate alarak yeniden düzenledik. 2024 yılı kırsal kalkınma yatırımlarının desteklenmesi programı hibe desteğine esas proje limitini 7 milyon liradan 14 milyon liraya yükselttik. 5 milyar lira hibe desteği sağlayacağımız 7 bin projeyi ve hak sahiplerini bugünden itibaren Tarım ve Orman Bakanlığımız açıklamaya başlayacak. Bu projelerle toplam 13 milyar lira yatırım yapılacak olup yaklaşık 20 bin vatandaşımıza istihdam sağlayacağız. Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri çiftçilerimiz için ilk kez hayata geçen yeni tarımsal kredi uygulamalarını aybaşında kamuoyu ile paylaştı. Üretim planlaması kapsamında üretim ve sözleşmeli üretim yapan çiftçilerimiz ilk defa ilave faiz kar payı indiriminden faydalanabilecek. Organize tarım bölgesi yatırımı yapacak üreticilerimize ve birinci derecede tarımsal amaçlı örgütlerimize de ilk defa ilave faiz indirimi uygulanacak" diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan çiftçiye müjde üstüne müjde Ziraat Bankasının da yeni müjdelerle sektöre verdiği desteği arttığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Küçük ekipman kredisi limitini 150 bin liradan 250 bin liraya çıkarıyoruz. Küçükbaş hayvan üreticilerimize işlerini büyütmeleri, hayvan sayılarını çoğaltmaları, atıl işletme kapasitelerini üretime kazandırmaları amacıyla verilen kredinin limitini de 400 bin liradan 600 bin liraya getiriyoruz. Büyükbaş süt hayvancılığı ile iştigal eden üreticilerimiz için bu rakamı 1 milyon liradan 1,5 milyon liraya yükseltiyoruz. Her zaman söylüyorum gençlerimiz bizim geleceğimiz. Gençlerin tarım alanında iş ve işletme sahibi olmalarını teşvik ediyoruz. Ülkemizdeki genç nüfusa tarım dahil ne kadar fazla alternatif iş kolu oluşturabilirsek ekonomimiz için o kadar güzel olacaktır. Genç çiftçi kredisinin limitini 1,5 milyon liradan 2,5 milyon liraya artırıyoruz. Kadın çiftçi kredisi limitini de aynı şekilde 1,5 milyon liradan 2,5 milyon liraya yükseltiyoruz. Ziraat Bankamızın bu müjdeli haberlerinin de çiftçilerimize hayırlı olmasını diliyorum. Bu kredilerin katkısıyla tarım sektörümüz geliştikçe inşallah Türkiye daha müreffeh, milletimiz daha huzurlu, geleceğimiz daha aydınlık daha güvenli olacaktır" dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.