SON DAKİKA
Hava Durumu

#Su

Söz Bursa - Su haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Su haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Sahurda 1 litre su ihmal edilmemeli! Haber

Sahurda 1 litre su ihmal edilmemeli!

 Ramazan ayında, sağlığın korunması adına su tüketiminin doğru yapılması çok daha önem kazanıyor. Özellikle sahurda su tüketiminin limitli tutulması, oruç tutan kişilerin gün içinde çok daha fazla zorluk çekmesine sebep oluyor. Diyetisyen Neslihan Öztürk Aktepe, sahurda 1 litre su tüketilmesini önererek bu dönemde özen gösterilmesi gereken noktalara dikkat çekti. Tercih edilmesi gereken su miktarına ve türüne dair bilgi veren Diyetisyen Neslihan Öztürk Aktepe, “Genel olarak vücudun ihtiyacı olan su miktarını hesaplamak için, kilo 30 ile çarpılabilir. Bu hesapla 2,5 litre civarında su tüketmesi gereken biri bunun 1 litresini sahurda içilmelidir. Fakat içtiğiniz su miktarı kadar hangi suyu içtiğiniz de önemlidir. Suların doğal kaynaklardan gelen, içerisinde çeşitli doğal mineralleri barındıran, sağlıklı, güvenli doğal kaynak ve doğal mineralli ambalajlı su olması elzemdir. Mineraller bakımından yeterli derecede zengin olmayan sular, birçok rahatsızlığa davetiye çıkarır. Vücut gerekli mineralleri alamadığı için gün içinde çok daha fazla halsiz kalır’’ ifadelerini kullandı. “UYUMADAN ÖNCE 1 LİTRE SU İÇİLMELİ” Gün içinde halsizlik yaşanmaması için tavsiyelerde bulunan Aktepe, "Sahurda da öğünü yapıp uyumadan önce 1 litre doğal kaynak ve doğal mineralli su tüketmek ve bu suların içine limon ilave etmek elektrolit kayıplarını önler. Oruç tutarken genellikle yaşanılan halsizlik durumunu böylece önlenir. Çünkü halsizlik genellikle elektrolit kaybına ve kan şekeri dalgalanmalarına bağlı oluşur" diye konuştu. Sahurda susuzluğa neden olacak sucuk, pastırma, turşu, şalgam gibi tuz ve baharat içeriği yüksek gıdaların tüketilmemesini isteyen Aktepe, suyun içine limon dilimleri, taze nane ve çubuk tarçın eklemek hem suya farklı bir aroma katar ve mideyi rahatlatır hem de tatlı yeme isteğini azaltır hem de içimi kolaylaştıracağını söyledi.

Bozbey: İnegöllüler temiz suya kavuşacak Haber

Bozbey: İnegöllüler temiz suya kavuşacak

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, ‘Başkan Bozbey Burada’ projesi kapsamında vatandaşlarla buluşup talep ve önerilerini dinlemeye, sorunları yerinde tespit edip hızlı çözümler üretmeye devam ediyor. Başkan Bozbey, proje kapsamında Büyükşehir Belediyesi’nin tüm yönetim kadrosu ile birlikte ikinci kez İnegöl’e çıkarma yaptı. Mobiliyum AVM ve Wobilimoda Mobilya AVM’deki esnafla bir araya gelen Başkan Mustafa Bozbey, mobilya sektörünün geleceği ve İnegöl mobilyasının gelişimi hakkında bilgi alışverişinde bulundu. İnegöl’ü mobilya sektöründe daha ileriye taşımak için atılması gereken adımların ele alındığı görüşmede, ilçenin önemli sorunlarından biri olan hava kirliliği de konuşuldu. BUSKİ'nin devam ettiği altyapı çalışmalarının son durumunun ele alındığı buluşmada, daha yaşanabilir bir İnegöl için yapılması gerekenler görüşüldü. “ÖZVERİ VE KARARLILIKLA ÇALIŞMAYA DEVAM EDECEĞİZ” Başkan Bozbey, daha sonra beraberindekilerle birlikte Huzur Mahallesi'nde devam eden altyapı çalışmalarını yerinde inceledi. Huzur Mahallesi Muhtarı Veysi Sabrioğlu’nun yer aldığı ziyarette mahalle sakinlerinin görüşlerini alarak önerilerini dinleyen Başkan Bozbey, “Sağlıklı ve kesintisiz içme suyu başta olmak üzere mahallemizin ihtiyaç duyduğu hizmetleri en hızlı ve etkin şekilde sunmak için tam kapasite çalışıyoruz. Her bir vatandaşımızın yaşam kalitesini artırmak, altyapı sorunlarını kalıcı çözümlerle gidermek öncelikli hedeflerimiz arasında. Eşit ve adil hizmet anlayışımızla, Bursa’nın 17 ilçesinde aynı özveri ve kararlılıkla çalışmaya devam edeceğiz” diye konuştu. 'Başkan Bozbey Burada' programı kapsamında İnegölspor'u da ziyaret eden Başkan Mustafa Bozbey, Kulüp Başkanı Abdurrahman Maksutlar ve yönetim kurulu üyeleriyle bir araya gelerek kulübün ihtiyaçları ve talepleri hakkında görüştü. İnegölspor'un karşı karşıya olduğu 3 puan silme cezasını önlemek adına atılabilecek adımların da konuşulduğu toplantıda, çözüm yolları üzerinde duruldu. Başkan Mustafa Bozbey, ziyaretin ardından Alanyurt Kapalı Pazar Alanı’nda vatandaşlarla buluştu. Otobüste bulunan makamında vatandaşların talep ve önerilerini dinleyen Başkan Bozbey, çözüm önerilerini ve projelerini de anlattı. “SIKINTILARI ÇÖZMEK İÇİN GECE GÜNDÜZ ÇALIŞIYORUZ” Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, İnegöl’de görüştükleri esnaf ve kooperatiflerin sorunlarını dinlediklerini, kısa zamanda çözüm üreteceklerini söyledi. İnegöl’ün en önemli sorunlarından birisinin de altyapı olduğunu belirten Başkan Bozbey, göreve geldikleri günden bu yana altyapıyla ilgili yoğun çalışma yaptıklarını vurguladı. Sadece asfalt çalışmaları için 200 milyon liranın üzerinde harcama yaptıklarını ve yapmaya devam edeceklerini söyleyen Başkan Bozbey, “Asfaltla ilgili süreç biraz uzasa da telafi etmek için ekip arkadaşlarımız yoğun bir şekilde çalışıyor. Bizler insan sağlığını ilk sıraya koyduğumuz için altyapı çalışmalarına özen gösteriyoruz. Sadece İnegöl’de suda kayıp kaçak oranı yüzde 55 civarında. Bu yüzden mevcut hatların değişmesi gerekiyordu. Ayrıca İnegöllüler uzun yıllardır asbestli borulardan su içiyordu. Sorunları bildiğimiz için göreve geldiğimiz gibi bu alanlara yoğun giriş yaptık. Sıkıntıları çözmek için gece gündüz çalışıyoruz. Bir süre içerisinde çalışmalar tamamlanacak. Asfalt ile birlikte altyapıyı tamamlayarak İnegöllülerin hizmetine sunacağız. Bu hizmetlerin sonunda İnegöllüler temiz suya kavuşacak” dedi. İnegöl’de spor kulüplerine de destek olmaya devam edeceklerini ifade eden Başkan Bozbey, gençlere sahip çıkan spor kulüplerinin her zaman yanlarında olduklarını dile getirdi.

CHP Bursa Milletvekili Sarıbal: Barak Ovası kuruyor, çiftçi 20 yıldır su bekliyor Haber

CHP Bursa Milletvekili Sarıbal: Barak Ovası kuruyor, çiftçi 20 yıldır su bekliyor

CHP Bursa Milletvekili ve Parti Meclisi Üyesi Orhan Sarıbal, bölgede gerçekleştirdiği inceleme sonrasında, çiftçinin 20 yıldır su beklediğini ancak verilen sözlerin tutulmadığını söyledi. Türkiye’nin en önemli tarımsal üretim bölgelerinden biri olan Barak Ovası’nda başta antep fıstığı ve zeytin olmak üzere birçok ürünün su yetersizliği nedeniyle verim kaybı yaşadığını belirten Sarıbal, “Antep fıstığı yıllık 750-800 metreküp suya ihtiyaç duyan, bölgenin lokomotif ürünü. Ancak bırakın yeterli sulamayı, çiftçi kuraklıkla baş başa bırakılmış durumda” dedi. Bölgeyi yıllar içinde defalarca ziyaret ettiğini hatırlatan Sarıbal, sulama kanallarının 20 yıldır tamamlanmadığını ve açık kanal sisteminin su kaybını artırarak tarımı bitme noktasına getirdiğini vurguladı, “Her dönemde siyasetçiler buraya gelip söz veriyor. 2007’de bölgeden seçilen bugünün Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’ten bugüne kadar aynı vaatler tekrarlandı. Ama gelinen noktada hala su yok” diye konuştu. ÇİFTÇİLER YAĞMUR DUASINA ÇIKIYOR Milletvekili Sarıbal, açık kanal sisteminin artık dünyada kullanılmadığını, kapalı sisteme geçilmesi gerektiğini belirterek, “Bu kanallardan gelen suyun sadece üçte biri kullanılabiliyor. Kayıplar, kaçaklar, buharlaşma nedeniyle suyun büyük kısmı boşa gidiyor. Çiftçi çaresizce su bekliyor, bazen de yağmur duasına çıkmaktan başka çare bulamıyor” dedi. “P2 HATTI DERHAL SUYA KAVUŞTURULMALI” Bölgenin ana sulama projelerinden biri olan P2 hattının tamamen sorunlu olduğunu belirten Sarıbal, “İktidar yetkilileri 2025’te bu kanallardan su verileceğini söylüyor ama ortada ne bir çalışma var ne de bir çaba. Çiftçinin suya şimdi ihtiyacı var, gelecek yıl değil” dedi. Türkiye’de kuraklığın ve su krizinin tarımı giderek daha büyük bir çıkmaza soktuğunu vurgulayan Sarıbal, Tarım ve Orman Bakanlığı’nı ve Devlet Su İşleri’ni göreve çağırarak, “P2 hattı ve Barak Ovası’nın sulanması acil bir ihtiyaçtır. Kapalı sistem sulamaya geçilmeden, suyun tarlaya ulaşması sağlanmadan bölgedeki tarımın ayakta kalması mümkün değil” ifadelerini kullandı. Bölgedeki çiftçiler ise 20 yıldır süren belirsizliğin artık son bulmasını ve ürünlerini kurtaracak suyun derhal kendilerine ulaştırılmasını istiyor.

Su içmek hamilelerde ödemi önler Haber

Su içmek hamilelerde ödemi önler

Hamilelik sürecinde ödem, yani vücutta sıvı birikmesinin birçok anne adayının karşılaştığı yaygın bir durum olduğunu belirten Op. Dr. Nuray Kuzukıran, “Vücudun su tutmasını engellemenin en etkili yollarından biri, yeterli miktarda su içmektir. Günde en az 8-10 bardak su içmek, ödemi azaltmaya yardımcı olur. Su, böbreklerinizi çalıştırır ve vücutta biriken fazla sıvının atılmasını sağlar” dedi. Aşırı tuz tüketiminin vücutta su tutulmasına neden olabildiğini, bu nedenle tuz tüketimini azaltılması uyarısında bulunan Op. Dr. Nuray Kuzukıran, “Hafif egzersizler, kan dolaşımını artırarak ödemin azalmasına yardımcı olur. Günlük yürüyüşler, hamile yogası ya da yüzme gibi aktiviteler, şişlikleri azaltmada etkilidir. Hamileler dinlenirken yastıkla destekleyerek bacaklarını kalp seviyesinin üzerine kaldırmak suretiyle şişlikleri azaltabilirler. Anne adayları hamilelik döneminde ayakları şişebileceği için, rahat ve ayaklarını sıkmayan ayakkabılar tercih etmelidir” şeklinde konuştu. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Nuray Kuzukıran açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Uzun süre ayakta kalmak, kanın bacaklarda birikmesine ve ödemin artmasına neden olabilir. Mümkünse gün içinde sık sık oturup bacaklarınızı dinlendirin. Ayrıca, otururken bacak bacak üstüne atmamaya özen gösterin, bu da kan dolaşımını engelleyebilir. Hafif bir bacak masajı ya da soğuk kompres uygulaması, şişlikleri hafifletebilir. Masaj, kan dolaşımını artırırken, soğuk kompres şişliklerin inmesine yardımcı olur. Bu yöntemleri uygularken nazik olmanız ve aşırı baskıdan kaçınmanız önemlidir. Hamilelik dönemi boyunca potasyum açısından zengin besinler tüketmenin de ödemi önlemeye yardımcı olabileceğini dile getiren Op. Dr. Nuray Kuzukıran, “Muz, avokado, ıspanak ve tatlı patates gibi yiyecekler, vücudunuzun sıvı dengesini korumasına katkıda bulunur. Aynı zamanda, magnezyum ve kalsiyum açısından zengin gıdalar da ödemi hafifletmede etkilidir. Şayet vücutta ödeme eşlik eden baş ağrısı, görme bozukluğu, şiddetli karın ağrısı gibi belirtiler mevcutsa ve tansiyon yüksekliği, idrarda protein kaybı gibi bulgular varsa mutlaka doktora müracaat edilmesi gerekir. Bu belirtiler preeklampsi denilen gebelik zehirlenmesi tablosu ile ilgili olabilir” dedi.  

Uludağ'ın eteğinde suyun kaynağında susuz kalan köylüler, eylem yaptı boruları kesti Haber

Uludağ'ın eteğinde suyun kaynağında susuz kalan köylüler, eylem yaptı boruları kesti

Mahsullerin tarlada kuruması sonrası harekete geçen köy sakinleri, eylem yaparak, sularını geri istedi. 2016 yılında Gözede mevkiinde kurulan su fabrikası, köy sakinleri ile anlaşma yaparak suyu kendi bünyesine aldı. Yapılan anlaşmada, Gözede köyüne baraj yapılması ve sonrasında barajdan köy sakinlerine su verileceği söylendi. 2016 yılında faaliyete giren fabrika Gözede köyünün suyunu alırken, köy sakinlerine yapılan baraj dolmadı. Mahsulleri susuzluktan kuruyan köy sakinleri durumu eylem yaparak protesto etti. Köy Muhtarı Halit Karataş, “Ben köyün muhtarı olarak vatandaşımın sesini duyurmak için buradayım. Bizi 15 gündür oyalıyorlar. Köyümüzün suyunu fabrikaya verdiler. Bu işin çözülecek bir tarafı kalmadı. Yetkililer bu duruma bir önce çözüm bulsun. Bize verdikleri içme suyu yüzünden tüm köy sıkıntı yaşıyor. İçme suyumuzu dereden temin ediyorlar. Suyumuzun yetersiz olduğu için mahsulümüzü toplayamadık. mahsullerimiz kurudu” dedi. Köy sakini Nurdan Uludağ, “Biz köy halkı olarak muhtarımızın sonuna kadar arkasındayız. Buraya suyumuzu korumak için geldik. Suyumuzu hiçbir yere vermek istemiyoruz. Biz deremizin suyunu değil kendi suyumuzu istiyoruz. Hiç kimseden korkumuz yok” diye konuştu. Tarla sahibi olan ve mahsulleri kuruyan Cengiz Sersevir ise, “Yetkililer köyümüze 2016 yılında geldi. Bir fabrika için köyümüzün sulama suyunu aldılar. Bize başka bir su kaynağı yapılacağını söylediler. 2016 yılında önce barajımızın yapımının tamamlanıp suyumuzu vereceklerini söylediler. Sonra fabrikayı açıp suyumuza el koydular. Barajımız bitene kadar taşıma suyuyla idare ettik. Yapılan barajın suyunun yeterli olmayacağını baştan anlamıştık. Barajın yapımı bittikten sonra oradan da su çekilmeye başlandı. Barajda da su kalmadı. 20 gündür yaşanan su sıkıntısından dolayı bizim içme suyumuza el konuldu” dedi. Tarlasında şeftali yetiştiren Eren Ertuş ise, “Geçimimizi tarım ile sağlıyorum. Kurulan fabrika suyumuzu aldığı için tarladaki ürünlerimizi sulayamıyoruz. Mahsullerimiz olgunlaşmadığı için satamıyoruz. Gün geçtikçe zarara uğruyoruz. Her zaman bizim suyumuzdan yararlanıyorlar. Yetkililerden yardım bekliyoruz” dedi. Köy sakini Tahir Yılmaz ise, “6 kişi bu bahçeden geçiniyoruz. Benim de ailem var. Suyumuz kullanıldığı için geçinemiyorum. Benim mahsulüm kurumuş durumda. Sadece bu yılın değil gelecek sene için ürün verecek ağaçlarım da kurumuş durumda. Benim zararımı kim karşılayacak. Köyümüzde 500 kişi yaşıyor. 500 bireyin geçim kayağını tüketmiş durumdalar. Benim zararımı kim karşılayacak” dedi. Köy sakinleri, su deposunun bulunduğu bölgeye giderek eylem yaptı. Yapılan eylem sonrası fabrikaya su götüren borular kesildi. Jandarma ve savcılık da olayla ilgili soruşturma başlattı. Meselenin çözümü için Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey'in devreye gireceği öğrenildi.

İstanbul'da barajlar alarm veriyor! Su tüketimine dikkat Haber

İstanbul'da barajlar alarm veriyor! Su tüketimine dikkat

İstanbul'a su sağlayan barajların su miktarı yüzde 51.36 seviyesine kadar geriledi. Şehrin barajlarının doluluk oranı 3 Ağustos 2024 tarihinde yüzde 57 seviyesindeydi. Barajların 13 gün sonra doluluk oranı ise yüzde 52 seviyesine gerileyerek yüzde 5 düştü. Alibey Barajı ise doluluk oranı yüzde 17,82 ile İstanbul'un en kurak barajı oldu. Mağlova kemerinin büyük bir kısmının gün yüzüne çıktığı görüntüler havadan çekilen karelere yansıdı. Su seviyesi azalması ile onlarca lastik, bidon, ayakkabı gibi atıklar gün yüzüne çıktı. Kuruyan baraj alanlarındaki toprakların çatalmış hali kuraklığın geldiği seviyeyi ortaya çıkarttı. Yaz aylarında bilinçsiz su tüketimi ve sıcaklar nedeniyle hızlı buharlaşma, yağışsız geçen yaz ayları nedeniyle su seviyesi hızla azalmaya devam ediyor. Uzmanlar yaz aylarında su tüketiminde dikkatli olunması gerektiği uyarısında bulundu. Su seviyesi en yüksek Terkos, en düşük seviye Alibey Barajı oldu Son verilere göre İstanbul barajlarında doluluk oranları ise şöyle: Ömerli Barajı yüzde 53,14 ve Terkos Barajı yüzde 65,24 ile en yüksek doluluk oranına sahip. Büyükçekmece Gölü yüzde 49,66 doluluk oranına kadar gerilerken, Darlık Barajı yüzde 55,43 su oranına sahip. Sazlıdere Barajı yüzde 52,16 Kazandere Barajı yüzde 18.6 ile doluluk oranı en az olan ikinci baraj oldu. Papuçdere yüzde 31.62 doluluk oranına kadar düşerken, Elmalı Barajı yüzde 59,17 seviyelerinde. Istrancalar Barajı ise yüzde 33.43 oranına kadar düşüş gösterdi.

Bir damla su için boğazlarına kadar çamura giriyorlar Haber

Bir damla su için boğazlarına kadar çamura giriyorlar

1980 yılında Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından Mustafakemalpaşa ilçesine bağlı kırsal Akçapınar Mahallesi Uluabat gölü kıyısına yaklaşık 4 bin dönüm alanı sulayacak su pompaları konuldu. 2008 yılında hırsızlar su pompalarını çaldıkları sırada çiftçilere yakalandı. İhbar üzerine su pompalarının bulunduğu bölgeye gelen jandarma, şüphelileri gözaltına aldı. İşlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen hırsızlar tutuklandı. Bir süre cezaevinde kalan hırsızlar cezalarını çektikten sonra yeniden su pompalarının bulunduğu alana geldi. Su pompalarına elektrik akışını sağlayan trafoyu patlatan hırsızlar bu sefer tüm malzemeleri alarak sırra kadem bastı. Geçimini zeytin ve incir yetiştiriciliğinden sağlayan halk yaklaşık 15 seneden buyana ağaçlarını kendi bulduğu ilkel yöntemlerle suluyor. Traktörlerine bağladıkarı su tanklarıyla sulama yapan çiftçiler, Uluabat gölünden su alabilmek için göl ile kuruyan dere yatağı arasındaki bataklık alana boğazlarına kadar girip hayatlarını tehlikeye atıyor. Ellerindeki hortumla boylarını aşan çamurun içinden göle ulaşan çiftçiler gölden tanklara su çekip ağaçlarını sulama mücadelesi veriyor. Tüm yurdu etkisi altına alan Eyyam-ı Bahur sıcakları çiftçilerin işini daha da zorlaşıyor. Çiftçiler düzenli sulama yapamadığı için yaklaşık 4 bin dönüm üzerinde bulunan incir ve zeytin ağaçları kuruma tehlikesi ile karşı karşıya kalıyor. 4 bin dönüm alanda üretilen 900 ton zeytin ve 400 ton incir Avrupa'ya ihraç ediliyor. Tarlasına su taşıyabilmek için boğazına kadar çamura giren Recep Işık, "Mahsullerimizi sulamak için uğraşlar veriyoruz. İkişer üçer hafta arayla ancak sulayabiliyoruz. Gölle kanalları birleştirmek için uğraşıyoruz ama açsak da yine kapanıyor. Biz uğraşlarımıza devam edeceğiz. Kanallarımızın çalışmasını istiyoruz. Böyle taşıma suyla sulamakla olmuyor. Boynuma kadar bataklığa giriyorum hiç olmuyor. Daha yaşlılarımız var bataklığa giren ben en genç olanlarıyım. Boynuma kadar batağa girip ekinlerimizi, meyvelerimizi sulamak için hayatımı tehlikeye atıyorum. 83 yaşındaki dedem bana bir şey olmasın diye başımda bekliyor. Bu durum 10-15 senedir böyle. 3 tonluk suyla da zaten meyve sulanmaz. Yetkililerden yardım istiyoruz" dedi. Torunuma çamurun içinde bir şey olmasın diye bekliyorum diyen Ahmet Yılmaz, "Mahsullerimizi sulamak için su almaya uğraşıyoruz. Torunumu saldım beline kadar suya ben de onu bekliyorum bir şey olmasın diye. Bu kanallar 83 senesinde oldu, bunları çaldılar bir daha bakan olmadı bize. Bu gölün her tarafında su var bizim köyümüzde yok. Bizde ihracat malı zeytin ve yemiş var. Onları sulayamıyoruz bu sefer ne oluyor çıkmaya gidiyor. Düzgün mal yetiştiremiyoruz. Tankerlerle sulamaya uğraşıyoruz. Tanker kaç ağaç sular, iki ağaç. Koca gün iki ağaç için uğraşıyoruz." ifadelerini kullandı. Akçapınar Mahallesi muhtarı Özgür Işık, "Yaşamış olduğumuz çileyi görüyorsunuz. Bu gölün etrafındaki bütün köyler sulama yapıyor. Bir Akçapınar köyünde yok. Sulama sistemimizin tekrar faaliyete geçmesini istiyoruz. Bir hırsız köyün geleceğiyle oynadı. Geldi trafoyu çaldı, bizden önceki yönetimler de buna el atmadılar. Şimdi biz geldik su yok. 2008'den beri bizim tek ihtiyacımız su. Vatandaşlar boyunlarına kadar çamura girip su almaya uğraşıyorlar. Mağduruz, saatlerce uğraşıp sadece iki ağacı suluyoruz. Biz sulama kanallarının çalışmasını istiyoruz. İhracat değeri yüksek siyah incir ve zeytin, nadide bitkiler bunlar. Bu köyde 400-450 ton siyah incir, 800-900 ton zeytin ihracatı yapıyoruz. Su alabilirsek daha da verim alacağız" dedi.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Söz Bursa En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.