SON DAKİKA
Hava Durumu

#Sağlık Bakanlığı

Söz Bursa - Sağlık Bakanlığı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Sağlık Bakanlığı haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Kayıhan Pala, Sağlık Bakanlığı’na COVID-19 verilerini açıklama çağrısı yaptı Haber

Kayıhan Pala, Sağlık Bakanlığı’na COVID-19 verilerini açıklama çağrısı yaptı

CHP’nin Bursa Milletvekili Kayıhan Pala, ülkemizde sınırlı sayıda yapılan atık su analizlerinde COVID-19 hastalığına yol açan SARS-CoV-2 virüs yükünün yüksek olmasına rağmen, Sağlık Bakanlığı’nın COVID-19’a ilişkin güncel durum verilerini neden açıklamadığını sordu. Bursa Milletvekili Kayıhan Pala COVID-19 pandemisinin etkisinin azalmış olmasına rağmen hastalığın halen büyük tehdit oluşturduğunu ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından, erken uyarı, gözetim ve raporlama, varyant takibi, erken klinik bakım sağlanması, yüksek riskli gruplara aşı uygulanması, ventilasyonda iyileştirmeler ve düzenli iletişimin sürdürülmesinin hayati önem taşıdığının açıklandığı belirtti. “GÜNCEL DURUM AÇIKLANMIYOR” “Hastalığa yol açan SARS-CoV-2 virüsünün atık su gözetimi erken uyarı sistemi, SARSCoV-2 dolaşımının izlenmesi için büyük bir önem taşıdığını” belirten Vekil Pala, “Yaklaşık 30 ülkeden kamuya açık atık su gözetiminden elde edilen tahminlere göre, hastalığın yükü halen ülkeler tarafından bildirilen vakalardan 2 ile 19 kat daha yüksek. Ülkemizde de sınırlı sayıda yapılan atık su analizlerinde COVID-19 hastalığına yol açan SARS-CoV-2 virüs yükü yüksek[1] olmasına karşın, Sağlık Bakanlığı COVID-19 hastalığının güncel durumuyla ilgili test, vaka ve ölüm sayılarını açıkla(ya)mıyor” olduğunu söyledi. “SORU ÖNERGESİ YANITSIZ BIRAKILDI” Hastalığa ilişkin verilerin açıklanmasının, hastalığın yayılmasının önlenmesi açısından büyük önem taşıdığına dikkat çeken CHP Bursa Milletvekili Halk Sağlığı Profesörü Kayıhan Pala, 24 Temmuz 2024 tarihinde Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu tarafından yanıtlanması için vermiş olduğu soru önergesinin daha önce vermiş olduğu önergelerde olduğu gibi, yine yanıtsız bırakıldığın, Bakanlığın önergeyi ancak 19 Eylül’de, yanıt verme süresi geçtikten çok sonra, üstelik sorulardan hiçbirine ilişkin veri veremeden yanıtladığını açıkladı. “BAKANLIĞIN PANDEMİ YÖNETİM PERFORMANSI DA DÜŞÜKTÜ” Kayıhan Pala konuya ilişkin yapmış olduğu açıklamada şunları söyledi: “Sağlık Bakanlığı hastalığa ilişkin ne test sayısını ne olgu sayısını ne de ölüm sayısını açıklayabildi. Anımsanacağı gibi, Sağlık Bakanlığı’nın COVID-19 pandemi yönetimi performansı da düşük kalmıştı. Sağlık Bakanı salgının başlangıcında tüm vakaları açıklamamış, ‘Vaka’ ve ‘hasta’ aynı şey değil diyerek, tıp doktorlarını hayrete düşürmüştü. Sağlık Bakanlığı, 10 Aralık 2020'de daha önce açıklamadığı vaka sayısını açıklamak zorunda kaldı ve bir günde toplam vaka sayısına 1 milyon 190 bin 50 kişi daha eklendi... Türkiye'nin açıkladığı veriler güvenilir değildi! Dünya Sağlık Örgütü, Türkiye’deki ölüm sayısının Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanandan 3,2 kat daha fazla olduğunun tahmin edildiğini yayınlamıştı. Sağlık sistemi salgına yeterince yanıt veremedi! Temel Üreme Sayısı (R0) salgının ilk on gününde dünya çapında bir rekorla maalesef 9’un üzerine çıktı. Filyasyon çok geç başlayabildi… Ekipler eğitimsizdi, bazı ekiplerde sağlık çalışanı bulunmuyordu… Sonuç olarak, COVID-19 pandemisinin ülkemizdeki yükü hem sağlık açısından hem de sosyo-ekonomik sonuçlar açısından çok ağır oldu. 550'den fazla sağlık çalışanı hayatını kaybetti. 200 binden fazla vatandaşın hayatını kaybettiği tahmin ediliyor. “Uzamış COVID Hastalığı” yükünün ne kadar olduğu ise henüz bilinmiyor. Türkiye'de yaşam beklentisi 2020-2022 döneminde bir önceki döneme göre azaldı.” VERİLERİN AÇIKLANMASI İÇİN DAVET Vekil Pala, COVID-19 hastalığının etkisi devam ederken, Bakanlık tarafından hastalık hakkında hiçbir açıklama hastalığın topluma yükünü artırma potansiyeli taşıdığı uyarısında bulunarak, Sağlık Bakanlığı’nı bir kez daha hastalıkla ilgili bilgileri, test, olgu ve ölüm sayıları ile bunların yaş, cinsiyet, meslek ve il dağılımlarını açıklamaya davet etti.

Pala: Bakanlık 40 gündür sessiz! Haber

Pala: Bakanlık 40 gündür sessiz!

17 Ocak 2024 tarihinde yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile tedavilerinin Sağlık Bakanlığına bağlı sağlık kurumları ile Devlete ait üniversite hastanelerinden yapılmış olması kaydıyla ülkemize gelen yılda en fazla iki bin yabancı hastanın sağlık hizmeti, ilaçlar, tıbbı cihaz, ortez-protez ve malzemeler ile bunlardan taburcu edilenlerin ihtiyaç duyacağı ilaçların Sağlık Uygulama Tebliği kapsamında karşılanması mümkün olan giderlerden muaf ilan edilmişti. İlgili karar 31 Aralık 2023 tarihine kadar geçerli kılınmıştı. Karardan 4 ay sonra 10/05/2024 tarihinde 17/1/2024 tarihli Cumhurbaşkanı Kararı ile muaf tutulacak yabancı hasta sayısı yılda en fazla iki bin yerine yedi bin olacak şekilde değişikliğe gidilmişti. SORU ÖNERGESİ VERMİŞTİ Cumhuriyet Halk Partisi Bursa Milletvekili Halk Sağlığı Profesörü Dr. Kayıhan Pala bu değişikliğin ardından konu hakkında sorularının yanıtlanması talebiyle hem Cumhurbaşkanlığına hem de Sağlık Bakanlığına soru önergesi vermişti. CUMHURBAŞKANLIĞI: SORUMLULUK SAĞLIK BAKANLIĞINDA! Pala önergesinde; 31/12/2003-31/05/2024 tarihleri arasındaki 6 aylık süreçte kararda belirtilen muafiyetten kaç yabancı hastanın yararlandığının açıklanması başta olmak üzere, muafiyetten yararlanan yabancı hastaların uyruk, yaş ve cinsiyetlerine göre dağılımı ile bu hastalara altı ay içinde yapılan harcamaların tutarını sormuştu. CHP’li Pala; “4 ay içinde, yani 10/05/2024 tarihinde 17/1/2024 tarihli Cumhurbaşkanı Kararı ile muaf tutulacak yabancı hasta sayısı yılda en fazla iki bin yerine yedi bin olacak şekilde değişikliğe gidildi. Kamuoyunda büyük tartışmaya yol açan, tüm giderleri Sağlık Bakanlığı tarafından karşılanacak 7 bin yabancı hastanın kimler olduğunun açıklanması, şeffaflık ve hesap verebilirlik bakımından önem taşıyordu; ilk altı ay içinde tedavileri gerçekleşen yabancı hastalara ilişkin bilgilerin 15 günlük yanıt verme süresi içerisinde bildirilmesini istedim. Cumhurbaşkanı Cevdet Yılmaz soru önergeme süresi içinde “…soru önergesinde geçen hususlar Sağlık Bakanlığının görev alanına girmektir” diye cevap verdi ve yürütme sorumluluğunu Sağlık Bakanlığına yönlendirdi. Sağlık Bakanlığı üzerinden 40 gün geçmesine karşın hiçbir cevap vermedi. Sağlık Bakanlığı neden sağlık hizmeti verilen ve giderlerden muaf tutulan yabancı sayısını açıklamıyor, bilmek istiyoruz. Yeni Bakan Memişoğlu’nun ilk icraatlarından biri de bu sayı konusunda kamuoyunu aydınlatmak olmalı! Şeffaf ve hesap verilebilir bir Bakanlık olmadığı sürece Bakanının değişmesinin hiçbir önemi yok!” dedi. İLGİLİ CUMHURBAŞKANI KARARLARI: 17/1/2024 tarihli ve 8105 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararının Eki Karar 1’inci Maddesi “ Tedavilerinin Sağlık Bakanlığına bağlı sağlık kurumları ile Devlete ait üniversite hastanelerinde yapılmış olması kaydıyla, Dışişleri Bakanlığının koordinasyonu ve Sağlık Bakanlığının onayı ile ülkemize gelen yılda en fazla iki bin yabancı hastanın; 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 63’üncü maddesinin birinci fıkrasının (b),(c),(d) ve (f) bentleri kapsamındaki sağlık hizmeti, ilaçlar, tıbbı cihaz, ortez-protez ve malzemeler ile bunlardan taburcu edilenlerin ihtiyaç duyacağı ilaçların Sağlık Uygulama Tebliği kapsamında karşılanması  mümkün  olan giderleri,8/1/2002 tarihli ve 4736 sayılı Kanunun ‘1’inci maddesinin birinci fıkrası hükmünden muaftır.” olarak belirtilmiş ve karar geçerlilik tarihi 2’inci Maddede 1/12/2023 olarak yayımlanmıştır. 10/05/2024 tarihinde, 17/1/2024 tarihli ve 8105 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararının Eki Kararın 1’inci Maddesinin birinci fıkrası değiştirilmiş ayrıca aynı maddeye üçüncü fıkra eklenmiştir. Bu değişiklikler sırasıyla; “Tedavilerinin Sağlık Bakanlığına bağlı sağlık kurumları ile Devlete ait üniversite hastanelerinde yapılmış olması kaydıyla, Dışişleri Bakanlığının koordinasyonu ve Sağlık Bakanlığının onayı ile ülkemize gelen yılda en fazla yedi bin yabancı hastanın; 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 63’üncü maddesinin birinci fıkrasının (b),(c),(d) ve (f) bentleri kapsamındaki sağlık hizmeti, ilaç, ortez-protez ve malzemelerin Sağlık Uygulama Tebliği kapsamında karşılanması mümkün olan tedavi giderleri , 8/1/2002 tarihli  ve 4736 Sayılı Kanunun 1’inci maddesinin birinci  fıkrası hükmünden muaftır. Bu kapsamda ayakta muayene olan hastaların ilaç bedelleri, Sağlık Uygulama Tebliği veya kamu fiyatı üzerinden, tıbbi cihaz ortez-protez ve medikal malzeme giderleri ise temin bedelleri üzerinden Sağlık Uygulama Tebliği kriterlerine göre Sağlık Bakanlığınca karşılanır.” olarak değiştirilmiş ve 1’inci Maddeye üçüncü fıkra olarak “Göç İdaresi Başkanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı bu madde kapsamındaki yabancı hastaların kayıt ve hizmet sunum süreçlerinin yürütülmesinde gerekli desteği sağlar.” cümlesi eklenmiştir.

Kayıhan Pala, aşı ile önlenebilir hastalıklardaki artışa dikkat çekti Haber

Kayıhan Pala, aşı ile önlenebilir hastalıklardaki artışa dikkat çekti

Ülkemizde 2023 yılında yaşanan kızamık salgınının ardından geçtiğimiz günlerde Diyarbakır’da boğmacadan ölen çocuklar, aşıyla önlenebilir hastalıklardaki artışı bir kez daha gündeme getirdi. Aşıyla önlenebilir hastalıklar çocukların sağlığını tehdit ediyor, aşı tereddüdü ve/veya aşı reddi, bağışıklama programları için giderek büyüyen bir zorluk oluşturuyor. Çiçek hastalığını ortadan kaldırma çabalarının ivmesinden yararlanarak, Dünya Sağlık Örgütü tarafından önerilen “Genişletilmiş Bağışıklama Programı”, tüm çocukların hayat kurtaran aşılardan yararlanmasını sağlamak için 1974 yılında başlatıldı. Aşı sayesinde, yalnızca 20. yüzyılda 300 milyon kişinin ölümüne neden olan çiçek hastalığının 1980 yılında yeryüzünden kökü kazındı. Genişletilmiş Bağışıklama Programının başlatılmasının üzerinden 50 yıl geçti, bu sürede aşılar sayesinde 101 milyonu bebek olmak üzere, 154 milyon ölüm önlendi. "AŞILAR 5 MİLYON ÖLÜMÜ ENGELLİYOR" Aşılar günümüzde, dünya çapında her yıl yaklaşık 5 milyon ölümü engelliyor. Difteri, tetanoz, boğmaca, grip ve kızamık gibi hayatı tehdit eden 20'den fazla hastalığı önleyen aşılar, her yaştan insanın daha uzun ve daha sağlıklı yaşamasına yardımcı oluyor. Bugün Dünya Sağlık Örgütü tarafından Genişletilmiş Bağışıklama Programı için 13 aşı önerilmektedir. Bunlar: BCG, difteri, boğmaca, tetanoz, Haemophilus influenzae tip B, Hepatit B, çocuk felci, kızamık, kızamıkçık, pnömokok, rotavirüs, HPV ve COVID-19 (yetişkinler için). Ülkemizde de uzun yıllar boyunca başarıyla yürütülen Genişletilmiş Bağışıklama Programı, son yıllarda özellikle aşı tereddüdü ve aşı reddi nedeniyle kesintiye uğramaya başladı. Kızamıkta olduğu gibi, aşıyla önlenebilir hastalıkların görülme sıklığı artış gösterdi, salgınlar görülmeye ve maalesef ölüm haberleri gelmeye başladı. SAĞLIK BAKANI KOCA'YA SORU ÖNERGESİ CHP Bursa Milletvekili ve Halk Sağlığı Profesörü Dr. Kayıhan Pala; Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya ülkemizdeki bağışıklama çalışmaları ve aşı reddi konusunda 9 soru yöneltti. Aşıların, çiçek hastalığı örneğinde olduğu gibi, bazı hastalıkların kökünün kazınması ve salgına yol açmasının önlenmesi açısından hayati bir rol oynadığına vurgu yapan CHP’li Pala; “Aşı tereddüdü ve reddi karmaşık, hızla ve büyük ölçüde değişen küresel bir sorun. Son yıllarda aşı güvenliğine ilişkin endişeler, mitlere dayalı olumsuz inançlar, yanlış bilgi ve sağlık sistemine güvensizlik gibi nedenlerle ortaya çıkan aşı tereddüdü ve aşı reddi, bağışıklama programları için büyüyen bir zorluk oluşturuyor!” dedi. CHP’li Pala, Bakan Fahrettin Koca’ya; AKP hükümetleri döneminde yıllara göre, aşı ile önlenebilir hastalıklar nedeniyle gerçekleşen çocuk ölümü sayısı başta olmak üzere 2023 yılı sonu itibarıyla ülkemizde 12-23 aylık yaşa uygun tüm aşılarını yaptırmış çocukların sayısı ve oranını sordu. Aynı yaş grubunda tam aşısız olan çocukların oranının illere göre dağılımını da Bakan’dan talep eden Pala; 2023 yılında sırasıyla 12-23 aylık ve 24-35 aylık kaç çocuğa hiç aşı yapılmadığınının açıklanmasını istedi. 2002-2023 yılları arasında ve ayrıca özellikle 2024 yılının ilk 5 ayında, aylara göre, Bakanlığa iletilen aşı reddi başvurusu sayısını öğrenmek isteyen Pala, aynı zamanda bu taleplerin illere göre durumunun da resmi olarak paylaşılmasını istedi. "BİR EYLEM PLANI ACİLEN AÇIKLANMALI" Bakanlığın, anne/babaları tarafından aşı yaptırılmayarak bulaşıcı hastalıklara karşı korumasız bıraktırılan çocukları korumak için herhangi bir eylem planı olup olmadığını öğrenmek isteyen CHP’li Pala; “Aşının büyük yararlarına karşın, ülkemizde son yıllarda çeşitli gerekçelerle artan aşı reddi ve buna bağlı olarak aşılanma oranlarının azalması, halk sağlığını tehdit eder nitelikte. Etkili iletişim, korkuları gidermenin, endişeleri gidermenin ve aşının kabulünü teşvik etmenin anahtarı, bu sebeple Bakanlık aşı tereddüdünü ve reddini önlemek için etkili iletişimi de içerecek biçimde herhangi bir eylem planı olup olmadığını acilen açıklamalı” dedi. Bilimsel araştırmaların sonuçlarına göre; ebeveynlerin çocuklarını aşılamayı tereddüt etmesinin ve/veya reddetmesinin nedenlerinin dini nedenler, kişisel inançlar veya felsefi nedenler, güvenlik kaygıları ve sağlık hizmeti sağlayıcılarından daha fazla bilgi alma isteği olmak üzere genel olarak dört kategoride toplandığına vurgu yapan CHP’li Pala, “Aşı candır, hayat kurtarır” dedi. Ebeveynlerin aşıları reddetmesinin, çocuklarda aşıyla önlenebilir hastalıkların görülme sıklığının artması nedeniyle büyüyen bir endişe olduğuna dikkat çeken Pala, Sağlık Bakanlığı’na, anne/babaların aşıyla ilgili tereddütlerinin giderilmesi ve aşı reddinin azaltılması amacıyla ivedi olarak bir program başlatması çağrısında bulundu.

Aşı reddinin faturası hekimlere ve hastalara çıkarıldı! Haber

Aşı reddinin faturası hekimlere ve hastalara çıkarıldı!

Ay sonuna iki gün kala istenen bu çalışma, binlerce aşı evrak işlemi, binlerce sayfa kağıt ve binlerce kişiye ulaşmayı imkansız kılıyor. Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası (AHESEN) Başkanı Dr. Ahmet Kandemir, son günlerde yaşanan yazılım hatalarının ve güncellemelerinin aile hekimliği çalışanlarını ve hastaları ciddi şekilde mağdur ettiğini açıkladı. Dr. Kandemir, “Aile hekimliğinde ilaç yazımından izlemlere, aşılara ve taramalara kadar her işlemimizi artık elektronik ortamda yapıyoruz. Bu durum hem aile hekimleri hem de hastalar için büyük bir kolaylık sağlaması gerekirken, Bakanlığın kullandığı yazılım sistemlerinden kaynaklanan hatalar ve güncellemeler nedeniyle mağduriyet yaşıyoruz” dedi. YENİ BİR SORUN DAHA EKLENDİ! Bakanlığın yazılım sisteminde yaptığı güncellemeden dolayı bir problem daha ortaya çıktı. Dr. Kandemir, “Aşı reddi yapılmış, imzası alınmış ve bilgileri müdürlüğe sunulmuş hastalardan yeniden evrak düzenlememiz ve onları tekrar kurumlara çağırmamız beklendiği bildirildi. Sistemde hata varsa bile arşivlerden bunu onaylayabilecekken veya ay başında bilgilendirme yapılarak uygulamaya konulabilecekken kendi hatalarının faturasını masa başından hastalara ve aile hekimliği çalışanlarına kesmek kabul edilebilir bir durum değildir. Hastalar gelemezse veya ay bitmesine iki gün kalmışken hastalar çağrılamazsa ki mümkün görünmüyor, aile hekimliği çalışanlarının hak edişlerinde kesinti yapılabilecek” şeklinde konuştu. Bu tür sorunların ilk defa yaşanmadığını vurgulayan Dr. Kandemir, “Hastalarımıza reçete yazdığımız sistemden kaynaklanan aksamalar yüzünden bazen hastalarla 1-2 saati aşan süreler beklemek zorunda kalıyoruz. Rapor düzenlediğimiz başka bir sistemden kaynaklanan sms beklerken yine kapıda hastalarımız yığılıyor. Bu yüzyılda, teknoloji çağında işimizi kolaylaştırması gereken yazılım sistemleri aksaklıklar nedeniyle sıkıntı yaratıyor” dedi. Dr. Kandemir, mevcut yazılım sistemlerinin acilen elden geçirilmesi ve aksamaların önüne geçilmesi gerektiğini belirterek, “Hastalar da zaten yoğun şartlarda görev yapan aile hekimliği çalışanları da masa başındaki sistem hataları nedeniyle mağdur edilmemeli. Acilen çağa yakışan ve aksamayan yazılım sistemleri kurulmalı” çağrısında bulundu. Aile hekimliği çalışanları ve hastalar, Bakanlık'tan bu soruna kalıcı bir çözüm bulmasını bekliyor.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.