SON DAKİKA
Hava Durumu

#Recep Tayyip Erdoğan

Bursa Haber - Recep Tayyip Erdoğan haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Recep Tayyip Erdoğan haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Cumhurbaşkanı: Haber

Cumhurbaşkanı: "Toplum kesimlerimiz kimi zaman birbirine düşman edilmiştir"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Yeni Yerleşkesi'nin açılışını gerçekleştirdi. Daha sonra programda Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün sevdiği şarkılardan oluşan müzik dinletisinin gerçekleştirilmesinin ardından, kurumun tanıtımını içeren kısa film gösterildi. Erdoğan, daha sonra burada bir konuşma gerçekleştirdi. Burada konuşan Erdoğan, Türkiye Yüzyılının yıldızının yükseldiği dönemde, geçmişin kısır çekişmelerinin ve kötü hatıralarının izlerinin tarihin tozlu raflarındaki yerini alacağını belirterek, “Bunun için ihtiyacımız olan tek şey; milletçe birliğimizi, beraberliğimize ve kardeşliğimize sıkı sıkıya sahip çıkmaktır. Biz, her fırsatta bu hazine değerindeki ilkeyi ve temenniyi hatırlattıkça birileri kendi akıllarınca meseleyi dalgaya alıyor. Hatta bizi tek tip toplum hayali kurmakla suçlayan kalbi kara, zihni bulanık, gözü dışarda mankurtlara bile rastlıyoruz. Halbuki tarih boyunca ve bugün, güçlü toplumların, devletlerin ve ülkelerin gerisindeki sır; ortak değerler, idealler ve kurallar etrafındaki sımsıkı kenetlenmeleridir” ifadelerini kullandı. “Kimi zaman sağ-sol, Alevi-Sünni, ilerici-gerici, Kürt-Türk denilerek toplum kesimlerimiz birbirine düşman edilmiştir” ‘Fare Çuvalı Teorisi' adıyla bilinen bir hikayeyi hatırlatan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Ülkenin birinde tarım mühendisi bir kişi ülkenin başkentine gitmek üzere trene biner. Yanındaki koltuğa da yaşlı bir çiftçi oturur. Yolculuk boyunca çiftçi, ayakları arasındaki çuvalı her çeyrek saatte bir çevirip, içindekileri karıştırır ve sonra tekrar yerine yerleştirir. Bu durum karşısında merakını yenemeyen mühendis, bir süre sonra çiftçiye yaptığı bu işin hikmetini sorar. Çiftçi, tarlalardan fare ve sıçan yakalayıp, bunları laboratuvar deneylerinde kullanılmak üzere başkentteki bir araştırma merkezine sattığını söyler. Çuvaldakiler de işte bu fare ve sıçanlardır. ‘Peki' der mühendis, çuvalı niye sürekli sallıyorsun? Çiftçi de çuvaldaki fareleri ve sıçanları çeyrek saatten fazla sallayıp, içindeki birbirine karıştırmazsam hayvanlar rahatlayıp, çuvalı kemirip delmeye başlarlar. Yaptığım bu işle farelerin ve sıçanların korkularını sürekli canlı tutup kendi aralarında gerginlik yaşamalarını sağlayarak dikkatlerini çuvala vermelerini engelliyorum. Böylece onları satacağım yere kadar rahatça götürüyorum. Bir çiftçinin pratik zekasının ürünü bu yöntem, daha sonra bir teori haline getirilip siyasete de uyarlanmıştır. Emperyalistler tarafından sömürülecek ülkeler ve toplumlar, terör başta olmak üzere çeşitli yöntemlerle sürekli karıştırılıp, birbirleri ile çatıştırılarak asıl amaçlarına odaklanmalarının önüne geçiliyor. Maalesef, ülkemiz de uzunca bir süre bu teorinin tepe tepe uygulandığı yerlerden biri olmuştur. Kimi zaman sağ-sol, Alevi-Sünni, ilerici-gerici, Kürt-Türk denilerek toplum kesimlerimiz birbirine düşman edilmiştir. Kazanan siyasetiyle, diplomasisiyle, ekonomisiyle ve güvenliğiyle emperyalistler, kaybeden ise topyekun milletimiz ve ülkemiz olmuştur. Hamdolsun, biz bu devri bitirdik.” “Eski Türkiye kisvesi altına Türkiye'yi yeniden emperyalistlerine güdümüne sokmak isteyenler başaramayacak” Bazılarının eski Türkiye özlemi kisvesi altında Türkiye'yi yeniden emperyalistlerin güdümüne sokmak istemesine rağmen başaramayacaklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunu faili meçhul cinayetler ve Cumhuriyet Mitingleri gibi hezeyanlarla denediler olmadı. Bunu Gezi Olayları gibi provokasyonlarla denediler olmadı. Bunu, bölücü örgütü şehirlerimize ve insanlarımızın üstüne saldırtarak denediler olmadı. Bunu FETÖ'nün hain elemanları vasıtasıyla giriştikleri emniyet, yargı ve askeri darbe girişimiyle denediler olmadı. Bunu ülkemizi diplomatik yalnızlığa, ekonomik krize, siyasi kaosa sürüklemeye çalışarak denediler olmadı. Küresel salgından bölgesel savaşlara, orman yangınlarından depreme kadar her hadiseyi bu doğrultuda fırsata çevirmeye kalktılar yine olmadı. İnşallah bundan sonra da emellerine ulaşamayacaklar” diye konuştu. “Bölgemizi kasıp kavuran yıkımların, sınırlarımıza dayanmasını, bizi de yakmaya başlamasını beklemeyeceğiz” Bir, iri, diri, kardeş ve hep birlikte Türkiye olarak gelecek asrı Türkiye Yüzyılı yapma hedeflerine kararlılıkla yürümeye devam edeceklerini dile getirerek, “Dünyayı biçimlendiren siyasi, ekonomik ve güvenlik paradigmalarının yeniden yapılandığı şu dönemde geçmişteki hataları tekrarlayıp, önümüzdeki fırsatları kaçırmamakta kararlıyız. Bölgemizi kasıp kavuran yıkımların, sınırlarımıza dayanmasını, bizi de yakmaya başlamasını beklemeyeceğiz. Gelin hep birlikte karşımızdaki tehditlerle yüzleşip mücadele ederek, gelecek nesillere büyük ve güçlü bir Türkiye mirası bırakalım. Aksi takdirde bir asır daha korkarak, birbirimizi tüketerek yaşayacağımız bir iklimin bizi esir alması kaçınılmazdır. Hiçbirimizin gönlünün böyle bir geleceğe razı olmayacağına inanıyorum. Tarihin tekerrür etmemesi için, dünyanın ve bilhassa bölgemizin içinde bulunduğu durum hepimize ibret olmalıdır. Bunun için siyaset kurumu başta olmak üzere her birimiz üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmekle mükellefiz” açıklamasında bulundu.

Erdoğan: Haber

Erdoğan: "İslami finansın dijitalleşmesini destekliyoruz"

 Şayet biz çözmezsek kimse bizim meselelerimizin çözemez, çözmek de istemez. Şayet biz ihtilaflar yerine kardeşliğimizi büyütmezsek, başkaları bizim adımıza bunu yapmaz yapamaz. Müslümanlar olarak tüm ayrılıklarımızı rafa kaldırıp ortak tehditler karşısında birlik olmaktan başka hiçbir kurtuluş yolumuz yoktur” dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi (İSEDAK) 40. Toplantısını açılışına katıldı. Konuşmasında küresel ekonomideki sıkıntılara değinen Erdoğan, “2023 yılında yüzde 3.3 oranında büyüyen dünya ekonomisinin bu sene ve önümüzdeki sene de aynı oranda büyümesi öngörülüyor. Jeopolitik gerilimlerin yanı sıra son 60-70 yılın zirvelerine çıkan küresel enflasyonun henüz istenen seviyelere inmemesi gibi belirsizlikler de küresel iktisadi faaliyetler üzerinde baskı kuruyor. Kovid 19 salgını ile ortaya çıkan enerji ve arz güvenliği, tedarik zincirindeki sıkıntılar ve deniz ticaretindeki aksaklıklar, küresel mal ve hizmet ticaretini halen olumsuz etkiliyor. Keza artan korumacılık, küresel ticaret hacminin istenilen düzeylere ulaşmasının önünde engel teşkil ediyor. Hepimizi zorlayan bu karamsar tablonun üstesinden ancak işbirliğimizi güçlendirerek gelebiliriz. Küresel ekonomik istikrarın korunması ve finansal krizlerin önlenmesi için üye ülkelerimiz arasındaki koordinasyonun ortak çözümler geliştirilmesi açısından kritik olduğu kanaatindeyim. Karşılıklı destek mekanizmaları oluşturarak büyümeyi teşvik edebilir, küresel toparlanmanın hızlanmasına hep birlikte katkı sağlayabiliriz” ifadelerini kullandı. “SİBER SALDIRILARA KARŞI KOYMA KAPASİTESİNİN ÖNEMİ, LÜBNAN’DA GERÇEKLEŞTİRİLEN TERÖR EYLEMİNDE GÖRÜLDÜ” Dünyadaki teknolojik gelişmeler ve siber saldırılar konusunda açıklamalarda bulunan Erdoğan, “İslam dünyasının ilerlemesi ve kalkınması genç kardeşlerimizin çağır ihtiyaçlarına uygun bir biçimde niteliklerinin arttırılmasına bağlıdır. Teknolojinin hızla geliştiği günümüzde gençlerimizin dijital ortamlardan istifade ederken, tehditlerinden korunması fevkalade önemlidir. Siber saldırılar ve veri ihlalleri konusunda bilgi ve becerilerinin arttırılması noktasında her zamankinden daha müteyakkız olmalıyız. Siber saldırılara karşı koyma kapasitesinin ehemmiyeti, geçtiğimiz günlerde Lübnan’a gerçekleştirilen terör eylemlerinde açıkça görüldü. Cumhurbaşkanlığı dijital dönüşüm ofisimiz tarafından 18 ülkenin katılımıyla bir siber güvenlik yarışması gerçekleştirildi. Buradan yarışmaya katılan tüm ülke takımlarını tebrik ediyoruz. Yarışmada başarılı olan Azerbaycan, Mali ve Pakistan ülke takımlarını ayrıca kutluyorum. Üye ülkelerimizin siber güvenlik konusunda daha fazla ortak projeler geliştirmeye davet ediyorum” şeklinde konuştu. "İSLAMİ FİNANSIN DİJİTALLEŞMESİNİ DESTEKLİYORUZ" İslami Finans ve dijitalleşme alanlarında önemli gelişmeler yaşandığının altını çizen Erdoğan, “İslami finansın dijitalleşmesini desteklememiz, finansal sistemlerimizin daha adil şeffaf ve erişilebilir olmasını sağlayacaktır. 40. İSEDAK Bakanlar toplantısı görüş alışverişinin temasının, İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkelerde ödeme sistemlerinin dijital dönüşümü olmasını oldukça isabetli buluyorum. İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi devletler arasında tercihli ticaret sistemi ortak çabalarımız neticesinde 2022 Temmuz ayı itibarıyla yürürlüğe girdi. Bunu teşkilatımız adına tarihi bir kazanım olarak görüyoruz. Sistemin genişletilmesi çabalarına önem veriyoruz. Ev sahipliğimizde gerçekleştirilen ticaret müzakereleri komitesi 3. Bakanlar Toplantısını ve yürütülecek teknik çalışmaların, sistemin yeni alanlarla genişletilmesinde güçlü bir zemin oluşturacağı kanaatindeyim. Sisteme henüz taraf olmamış tüm ülkelere katılım noktasında davetimi yineliyorum. İslam İşbirliği Teşkilatı Tahkim Merkezi’nin aktif şekilde çalışır hale gelmesinden memnuniyet duyduk. Merkezin üye ülkelerle daha fazla tanınması ve öncelikli bir adres olarak benimsenmesi için yapılacak çalışmalara sizlerin de destek vermesini bekliyorum” diye konuştu. İSEDAK bünyesinde küçük ve orta ölçekli işletmelerin desteklendiğini belirten Erdoğan, şunları söyledi: “İSEDAK Kobi programı ile küçük ve orta ölçekli işletmeler arasında iş ağları oluşturarak ticaret hacmimizi arttırmayı hedefliyoruz. İSEDAK çalışma gurupları kapsamında kalkınmamız için önem arz eden pek çok mesele bu yıl geniş bir katılımla ele alındı. Tecrübe ve iyi uygulamaların paylaşılmasına yönelik 15 ülkemizde saha araştırmaları gerçekleştirildi. Üye ülkelerimizdeki kurumsal ve beşeri kapasitenin arttırılması amacıyla bugüne kadar 157 projeye destek verdik. Bu yıl da 45 ülkemizin faydalanıcısı olduğu 24 projeyi devreye alacağız. Ayrıca İSEDAK Kudüs programı kapsamında bugüne kadar desteklenen proje sayısı 20’e ulaştı. Politika tavsiyelerinin hayata geçirilmesi noktasında proje destek mekanizmalarından daha çok istifade edilmesinde fayda görüyoruz” "İslam coğrafyalarında yaşanan acılardan daha acı olan, Müslümanlar arasındaki anlamsız ihtilaflardır" Konuşmasının son bölümünde üye ülkelere birlik çağrısında bulunan Erdoğan, “Gazze, Lübnan, Yemen, Sudan ve diğer İslam coğrafyalarında yaşanan acılardan daha acı olan, Müslümanlar arasındaki anlamsız ihtilaflardır. Çevremizdeki tüm bu trajedilerin daha vahim tarafı süregiden tepkisizlik, suskunluktur. Şunu iyi biliyoruz şayet biz çözmezsek kimse bizim meselelerimizin çözemez, çözmek de istemez. Şayet biz ihtilaflar yerine kardeşliğimizi büyütmezsek, başkaları bizim adımıza bunu yapmaz yapamaz. Dünyadaki belki kendimizi tatmin edecek geçerli mazeretler bulabilir ama yarın mahşerde bütün o mazeretler hükümsüz olacaktır. Dolayısıyla bir olmaktan, beraber olmaktan, Müslümanlar olarak tüm ayrılıklarımızı rafa kaldırıp ortak tehditler karşısında birlik olmaktan başka hiçbir kurtuluş yolumuz yoktur” dedi.

Erdoğan: Güvenlik güçlerimiz şehitlerimizin kanını yerde bırakmamıştır! Haber

Erdoğan: Güvenlik güçlerimiz şehitlerimizin kanını yerde bırakmamıştır!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı sonrası Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde önemli açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletimizin Kızıl Elması'na dönüşen Türkiye yüzyılının inşası yolunda azim ve sabırla ilerliyoruz. 85 milyonun refahı, huzuru, mutlu ve müreffeh geleceğinin önünde hiçbir engel tanımıyoruz” dedi. İhanetlerin, sabotajların, alçak ve kalleş saldırıların iradelerinin örselemesine, hedeflerinden alıkoymasına müsaade etmeyeceklerini vurgulayan Erdoğan, ”Bugünkü kabine toplantımızda yine çok geniş bir yelpazede ülkemizin ve bölgemizin gündemindeki meseleleri ele aldık. Güvenlikten terörle mücadeleye, ulaştırmadan dış politikaya her konuda kabine üyelerimizle kapsamlı değerlendirmelerde bulunduk. Meydanlarda aziz milletimize verdiğimiz sözleri yerine getirmek, ülkemizi menzili maksuduna ulaştırmak için tüm gücümüzle çalışıyoruz" diye konuştu. 18 Ekim'de İstanbul'da gerçekleştirilen 3+3 Bölgesel İşbirliği Platformu kapsamında Azerbaycan, Ermenistan, İran ve Rusya Federasyonu dışişleri bakanlarını misafir ettiklerini aktaran Erdoğan, ”Bölgesel sahiplenme anlayışımızın en somut örneklerinden olan platformun önemli bir ihtiyacı giderdiğini müşahede ediyoruz. Önümüzdeki dönemde bu mekanizmayı kurumsal bir yapıya kavuşturmak arzusundayız. 44 gün süren vatan muharebesi sonrasında Karabağ'da 30 yıllık işgalin sona ermesiyle birlikte Güney Kafkasya'da kalıcı barışa yönelik eşsiz bir fırsat yakalandı. Bir dönem acıyla, işgalle, çatışmalarla anılan bu coğrafyada şimdi barış rüzgarları esiyor. Can Azerbaycan ve Ermenistan'ın bu doğrultuda gösterdikleri samimi çabaları yakından takip ediyoruz. Temennimiz, süreci sabote etmeye çalışan odaklara fırsat verilmeden müjdeli, güzel ve hayırlı haberleri bir an önce almaktır. Türkiye olarak Azerbaycanlı kardeşlerimizle koordinasyon içinde kalıcı barış için çalışmaya devam edeceğiz" değerlendirmesini yaptı. "Etiket oyunlarıyla, fısıltı gazetesiyle, piyasa manipülasyonlarıyla ceplerini doldurmaya çalışanların tepesine bindik, biniyoruz ve bineceğiz" Cumhurbaşkanı Erdoğan, 18 Ekim'de bu yıl 61’inci kuruluş yıl dönümünü kutlayan Türkiye Metal Sanayicileri Sendikasının (MESS) 51. Genel Kurulu'nda iş dünyasıyla bir araya geldiklerini hatırlatarak, "İş dünyamızın ekonomi politikamıza desteğinin sürdüğünü görmek, bizleri ayrıca mütehassıs etti, inancımızı daha da perçinledi. Küresel ekonomideki tüm belirsizliklere, bölgemizde artan çatışmalara ve gerilimlere, gelecekle ilgili çizilen kötümser senaryolara rağmen ekonomimizin temel göstergelerindeki iyileşme kesintisiz bir şekilde devam ediyor” dedi. Küresel ekonomik belirsizliklere rağmen Türkiye ekonomisinde olumlu gelişmelerin sürdüğünü ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Merkez Bankamızın rezervlerinden ihracata, turist sayısından istihdama kadar her alanda gözle görülür artış söz konusudur. Avrupa ve Amerika dahil tüm dünya ile birlikte ülkemizin de baş ağrısı olan enflasyonda düşüş başladı. Fahiş fiyat köpüğü, belli başlı sektörlerde ortadan kalktı ve kalkıyor. İnşallah bunun devamı gelecek. Vatandaşımızın helal lokmasına göz dikenlere kesinlikle göz açtırmayacağız. Etiket oyunlarıyla, fısıltı gazetesiyle piyasa manipülasyonlarıyla ceplerini doldurmaya çalışanların tepesine bindik, biniyoruz ve bineceğiz” diye konuştu. "Merkez Bankamızın rezervi arttıkça eleştirilerinin dozu da arttı" Türkiye'de enflasyondan nemalanan bir kesimin var olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Bunlar üretmeden, ter dökmeden, riske girmeden, konforlu bir alanda paralarına para katmaya alışmışlar. Biz göreve geldikten sonra özellikle enflasyonu tek haneli rakamlara indirerek yıllarca bunların istismar zeminini ellerinden aldık. Koronavirüs salgını döneminde tüm dünyada son 60-70 yılın zirvesine çıkan enflasyon oranları herkes gibi bizi de menfi etkiledi. Gelişmiş ülkelerle birlikte Türk ekonomisinde de dengeleri sarstı. Salgının yanı sıra biz bir de doğrudan ekonomimizi hedef alan saldırılara maruz kaldık. Tüm bunların üzerine asrın felaketi olarak nitelenen 6 Şubat depremlerini yaşadık. Adı ardına gerçekleşen üç seçim, salgının ve depremin etkilerini daha sert hissetmemize sebep oldu. Rusya-Ukrayna arasındaki savaştan ülkemizi uzakta tutsak da ekonomik yansımalarından tamamen uzakta tutamadık. Bu tablo üzülerek söylüyorum enflasyonu fırsata tahvil eden rantçıların ellerini ovuşturmalarına yol açmıştır. Şu gerçeği sadece iş dünyamızın, sadece ihtisas alanı ekonomi olanların değil, milletimizin de fark ettiğine inanıyorum; Merkez Bankamızın rezervi arttıkça bunların eleştirilerinin dozu da arttı” dedi. Enflasyonun düşüş eğilimi hızlandıkça bazı kesimlerin rahatsızlığının da ayyuka çıkmaya başladığını aktaran Erdoğan, ”Türkiye kazandıkça bunlar kaybettiği için tetikçileri vasıtasıyla hemen taarruza geçtiler. Yalan, yanlış ve manipülatif haberlerle milletimizin moralini bozmaya, piyasaya ve iş dünyasına karamsarlık yaymaya çalıştılar. Bunları da yavaş yavaş püskürtüyoruz. Para babaları namına silahşörlük yapanların körüklediği olumsuz algının kırılmakta olduğunu görüyoruz. Şunu büyük bir memnuniyetle vurgulamak isterim. Milletimiz yaşadığı onca zorluğa, omuzladığı onca yüke rağmen bizi anlıyor, bize inanıyor. Hükümetimize ve ekonomik politikamıza güveniyor” dedi. “Allah'ın izniyle bu güveni boşa çıkarmayacağız. Bu aziz ve fedakar millete hayal kırıklığı yaşatmamakta kararlıyız” diyen Erdoğan şunları kaydetti: “İş çevrelerimizde piyasa aktörleriyle ve ihracatçılarımızla yakın istişare içinde önümüzdeki süreci yöneteceğiz. Genel hedeflerimize sadık kalarak iş dünyamızdan gelen makul talepleri karşılamak görevimizdir. Üretimi, istihdamı, ihracatı, sürdürülebilir ve kaliteli büyümeyi önceleyen bir anlayışla, insan odaklı bir yaklaşımla ekonomi politikamızı sürdüreceğiz. Bu sene Türkiye ile Almanya arasındaki dostluk anlaşmasının 100. yıl dönümünü kutluyoruz. Cumhurbaşkanı Steinmeier'in nisan ayındaki ziyaretinin ardından önceki hafta da Almanya Şansölyesi Olaf Scholz'u İstanbul'da ağırladık. İki kadim dosta ve NATO müttefikine yakışır şekilde Almanya'yla işbirliğimizi güçlendiriyoruz. 50 milyar dolara ulaşan ikili ticaretimizde hedefimiz 60 milyar dolar. Turizm, yatırım ve savunma sanayii başta olmak üzere potansiyelimizi en üst düzeyde kullanarak inşallah bu hedefi yakalayacağız.” İsrail'in katliamları gibi konularda fikir ayrılıkları olsa da Almanya’nın Türkiye’nin Avrupa'daki en önemli ortağı olduğunu söyleyen Erdoğan, bu durumun vasfını gelecekte de muhafaza edeceğinin altını çizdi. "İstanbul'da 950 muhtarın katılımıyla 54. Muhtarlar Buluşması'nı gerçekleştirdik" Erdoğan, 19 Ekim Muhtarlar Günü vesilesiyle İstanbul'da 950 muhtarın katılımıyla 54. Muhtarlar Buluşması'nı gerçekleştirdiklerini belirterek, ”2015 yılında ilk defa bizim başlattığımız bu gelenek sayesinde şimdiye kadar 41 binden fazla muhtar kardeşimizle aynı gönül sofrasının etrafında bir araya geldik, ülkemizin meselelerini istişare ettik. Muhtar aylıklarından sigorta primlerine, silah ruhsatı harcından diğer mali ve sosyal imkanlara, belediyelerde ihdas ettiğimiz muhtarlık işleri dairesi ve müdürlüklerine kadar pek çok başlıkta muhtar kardeşlerimizin yanında olduk. Uzun yıllar Anadolu insanı gibi muhtarlarımız da ülkemizde elitist zihniyetin gadrine uğramıştı. Muhtar bile olamaz manşeti bu zihniyetin küstahlığının, nobranlığının, millete tepeden bakan kibirli, üstten tavrının sembolü olarak yıllarca hafızalara kazınmıştı. Muhtarlarımıza hak ettikleri değeri vererek bu mütekebbir anlayışı değişime zorladık. Bu vesileyle bir kez daha köylerine ve mahallelerine hizmet çabalarında tüm muhtar kardeşlerimize Allah'tan kolaylıklar diliyorum” diye konuştu. "Bizim dış politikamızın ana omurgası Türkiye eksenidir" Türkiye'nin coğrafi konumuna, hedeflerine, beşeri, tarihi ve ticari bağlarına uygun şekilde 360 derecelik bir perspektifle dış politikayı icra ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Batıyla ilişkilerimizi güçlendirirken doğuya sırtımızı dönmüyoruz. Başkalarının bize çizdiği istikamette değil, kendi çıkarlarımız doğrultusunda özgür irademizle adımlarımızı atıyoruz. Türkiye'nin çıkarı neredeyse oraya gidiyor, menfaati neyi gerektiriyorsa o yönde iş birliklerimizi geliştiriyoruz. Daha önce farklı vesilelerle söylemiştim. Bugün önemine binaen bir kez daha tekrarlıyorum. Bizim dış politikamızın ana omurgası Türkiye eksenidir. Türkiye'nin milli menfaatleri güvenlik hassasiyetleri, ekonomik ve ticari çıkarları her şeyin üzerindedir, en temel önceliğimizdir. Bakınız biz makas değiştirmiyoruz. Bilakis Türkiye merkezli bir anlayışla değişen küresel sistemde hak ettiğimiz yeri almaya çalışıyoruz. Çok uluslu iş birliği platformlarıyla münasebetlerimizi farklı seviyelerde ilerletme çabalarımızın arka planında işte bu bakış açısı vardır” diye konuştu. "Ülkemizin BRICS'le gelişen münasebetleri mevcut angajmanlarımızın alternatifi asla değildir ve olamaz" 2018 yılında Johannesburg'da düzenlenen 10. BRICS Zirvesi'ne İslam İşbirliği Teşkilatı dönem başkanı sıfatıyla iştirak ettiklerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 22-24 Ekim tarihleri arasında Kazan'da düzenlenen son zirveye de Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Putin'in davetine icabete katıldıklarını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, zirvenin Genişletilmiş Liderler Oturumu'nda Türkiye’nin bölgesel meselelerle ilgili vicdanlı ve ilkeli duruşunu muhataplarına anlatma fırsatı bulduklarını ifade etti. Zirve marjında Rusya, Venezuela, Özbekistan, Vietnam ve Kongo liderleriyle ikili görüşmelerinin olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ayrıca zirveye katılan diğer devlet ve hükümet başkanlarıyla da bir araya geldik. BRICS platformunda yer alan ülkelerle ciddi işbirliği potansiyeline sahip olduğumuz kanaatindeyim. Sadece şu rakamlar bile BRICS’e mesafeli durulmaması gerektiğini gösteriyor. Dünya yüzölçümünün yüzde 30’unu, nüfusunun yüzde 45’ini kapsayan, küresel petrol üretiminin yüzde 40’ını, mal ihracatının yüzde 25’ini, ticaretin beşte ikisini gerçekleştiren global düzeyde ekonomik açıdan bir cazip merkezi haline dönüşen, hasılı dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisi arasında yer alan, ülkemiz için önemli fırsatlar sunan BRICS ile ilişkilerimizi ilerletmenin her bakımdan Türkiye'nin faydasına olacağına inanıyoruz” değerlendirmesini yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ülkemizin BRICS'le gelişen münasebetleri mevcut angajmanlarımızın alternatifi asla değildir ve olamaz. Türkiye tüm bu platformlarda bi NATO müttefiki ve Avrupa Birliği'ne tam üyelik müzakereleri yürüten ülke kimliğiyle yer almaktadır. Millet olarak bin yıllardır hangi mecrada ilerliyorsak, bugün ve yarın da aynı çizgide istikbal yürüyüşümüzü devam ettireceğiz" dedi. "Türkiye Cumhuriyeti olarak bu alçak saldırıyla verilmek istenen mesajları buluşturup çöpe attık" TUSAŞ'ın Kahramankazan'daki yerleşkesine yapılan terör saldırısına da değinen Erdoğan, "Tataristan'ın başkenti Kazan'a ayak bastıktan hemen sonra TUSAŞ'ın Kahramankazan'daki yerleşkesine yapılan hain terör saldırısında 5 vatan evladının şehit edildiğinin haberini aldık. Şehitlerimize bir kez daha Allah'tan rahmet, tedavileri süren yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Saldırının zamanlamasının ve seçilen hedefin tesadüf olmadığı açıktır. Bu kanlı ve kalleş terör eyleminin ülkemiz iç siyasetinde farklı bir iklimin filizlenmeye başladığı bir döneme tekabül etmesi ayrıca manidardır. Bölücü örgütün kimlerin maşası, kuklası, taşeronu olduğu son saldırıyla bir kez daha kendini göstermiştir. Kandan beslenen terör baronlarının bölgemizde kendilerine yeni efendiler, uşaklığını yapacakları yeni sahipler aradıkları anlaşılıyor” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu saldırıyla neyin amaçlandığını, nerelere sinyal verilmek istendiğini net olarak gördüğüne inanıyorum. Şunu bir defa açık açık belirtmek isterim. Türkiye Cumhuriyeti olarak bu alçak saldırıyla verilmek istenen mesajları buluşturup çöpe attık. Bizim terörden, eli kanlı canilerden, mankurtlaşmış maşalardan ve onları kullanan patronlarından alacağımız bir mesaj zaten olamaz. Bu terör eylemi çok net söylüyorum paniğin, telaşın, tükenmişliğin, çaresizliğin emaresidir. Nitekim hain saldırıya cevabımızı, bölücü örgütün Suriye ve Irak'taki inlerini başlarına geçirerek kat kat misliyle verdik. Irak ve Suriye'nin kuzeyinde terör örgütüne ait 470'in üzerinde nokta hedef alınmıştır. Aralarında sorumlu düzeyde canilerin de bulunduğu toplam 213 terörist etkisiz hale getirilmiştir” açıklamasını yaptı. "Türk Silahlı Kuvvetlerimiz ve Milli İstihbarat Teşkilatımız, şehitlerimizin kanını yerde bırakmamıştır" Son dönemde yaşanan terör saldırılarına karşılık olarak terör örgütüne yönelik operasyonların, mücadelenin titizlikle devam edeceğinin altını çizen Erdoğan, ”Milletimiz ve şehit ailelerimiz şundan emin olsun. Türk Silahlı Kuvvetlerimiz ve Milli İstihbarat Teşkilatımız, şehitlerimizin kanını yerde bırakmamıştır. Emniyet ve adli birimlerimiz teröristlerin tüm bağlantılarını ortaya çıkarmak için kapsamlı soruşturma yürütmektedir. Terörü kaynağında kurutma stratejimizden geri bir adım asla atmayacağız. Teröristlere yönelik operasyonlarımızı titizlikle devam ettirirken, terörsüz Türkiye hedefimizden de kesinlikle kopmayacağız. Türkiye 40 yıldır başına musallat edilen bu beladan mutlaka kurtulacaktır. Terör sizlerin de iyi bildiği gibi yıllarca ülkemizde siyaseti yönlendirmek için bir aparat olarak kullanılmıştır. Ne zaman siyasette diyalog zemini güçlense, ne zaman toplumda kutuplaşma azalsa, ne zaman sıkılı yumruklar açılsa, terör hemen devreye girmiştir” şeklinde konuştu. Aynı senaryonun tekrar sahnelenmesine seyirci kalmayacaklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Terör baronları Türk siyasetini dizayn edemeyecekler. 85 milyonun arasına nifak duvarları öremeyecekler. Ülkemizi istikametinden saptıramayacaklar. Terör örgütlerini kumanda ederek, ülkemizin gündemini yönlendirme ve belirleme peşinde koşanları da aynı şekilde hüsrana uğratacağız. Yurt içinde veya dışında Türkiye'ye hainlik eden, ihanet eden ve Türkiye düşmanlarıyla birlikte hareket edenlerin akıbetleri berbat olacaktır. 15 Temmuz gecesi 252 kardeşimizi şehit eden FETÖ ihanet şebekesinin Pensilvanya'daki elebaşının ağababalarının kucağında haysiyetsizce ölümü herkese ibret olmalıdır. Kim adına olursa olsun dili dualı bu millete kurşun sıkanlar, hainlik edenler, hançerleyenler, milletin evlatlarının kanını dökenler ne bu dünyada ne de ebedi alemde iflah olmayacak, her zaman lanetle anılacaklardır. Bu vesileyle 23 Ekim'deki terör saldırıları sonrasında ülkemizde güçlü dayanışma sergileyen tüm dost ve kardeş ülkelere, tüm devlet ve hükümet başkanlarına, uluslararası kuruluşların yetkililerine kalpten teşekkür ediyorum” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin terör saldırısını kınayan ve Türkiye'ye taziye sunan açıklamasını memnuniyetle karşıladığını belirterek, ”Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin saldırıyı kınayan ve ülkemize taziye sunan açıklamasını da memnuniyetle not ettik. Ülkemizde muhalif muvafık ayırmadan siyasi partilerimizin teröre karşı tek ses, tek nefes olmasını da takdirle karşıladığımızı burada ifade ediyorum. Ancak faili apaçık ortada olan bir terör eylemini dahi kınamayanları veya failini gizleyerek kınamış gibi yapanları ise milletimize havale ediyorum" diye konuştu. "Ülkemizin dünyada iftihar kaynağı olan savunma sanayiindeki atılımlarımızı kararlılıkla devam ettireceğiz" İlki 2018 yılında düzenlenen Saha EXPO'da savunma sanayiinin gurur verici projelerini bizzat görme fırsatı bulduğunu belirten Erdoığan, "150 binden fazla ziyaretçi, 300'ün üzerinde delegasyon, 150'den fazla alıcı delegasyonu, 120'yi aşkın ülkeden üst düzey katılım, bin 400'den fazla şirket iştirakiyle Saha EXPO savunma sektöründe artık rüştünü ispatlamıştır. Ülkemizin dünyada iftihar kaynağı olan savunma sanayiindeki atılımlarımızı kararlılıkla devam ettireceğiz. Her türlü zorluğa, engele ve ambargoya rağmen yılmadan azimle çalışan savunma sektörümüzün tüm kuruluşlarına, şirketlerine, mühendisinden, işçisine, tüm kardeşlerime, ülkem ve milletim adına teşekkür ediyorum. Rabbim ayağınıza taş değdirmesin diyorum" dedi. "Deprem bölgesinde evine girmeyen hiçbir hak sahibi bırakmayacağız" Deprem bölgesinin ayağa kaldırılmasının gündemin ilk sırasındaki yerini koruduğu da ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ne yaparsak yapalım, bir elimiz ve gözümüz daima 6 Şubat depremlerinin etkilediği 11 ilimizdedir” ifadelerini kullandı. Deprem bölgelerindeki konut projeleri hakkında da bilgi veren Erdoğan, ”Şu ana kadar 350 bin 430 konut ve iş yerinin ihalesini gerçekleştirdik. Bunlardan 18 bin 404'ü Hatay'da olmak üzere 101 bin 254'ünü teslim ettik. Cumartesi günü 11 ilimizde toplam 29 bin 311 yuvamızın da kuralarını çekerek vatandaşlarımıza teslim ettik. Böylece kurası çekilen konut kayıt 130 bin 560'a ulaştı. Bu yılın sonuna kadar 201 bin 688 ev ve iş yerini daha teslim edeceğiz. 2025 yılı sonunda 452 bin 958 konut, iş yeri ve ahırı teslim etmiş olacağız. Deprem bölgesinde evine girmeyen hiçbir hak sahibi bırakmayacağız. Hatay'da deprem konutlarının teslim töreninin yanı sıra İskenderun-Antakya otoyolunun da temel atmasını gerçekleştirdik. Otoyolumuz İskenderun'da başlayacak. Proje sayesinde zamandan 3 milyar lira, akaryakıttan 400 milyon lira olmak üzere yıllık toplam 3,4 milyar liralık tasarruf sağlayacağız. Yatırım tutarı 32,4 milyar lira olan İskenderun-Antakya otoyolunun şimdiden Hatay halkına ve bölgeye hayırlı olmasını diliyorum. Anahtarlarını teslim ettiğimiz konuklarımızın da afetzedelerimize hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin 81 vilayetinde hizmet vermeye devam edeceklerini söyledi. Kültür Yolu Festivali dolayısıyla Kültür ve Turizm Bakanlığı’nı tebrik eden Erdoğan, bu yıl 16 şehirde gerçekleştirilen festivalin gelecek yıl 20 şehirde düzenlenmesinin planladığını ifade etti. Festivalde yer alan sanatçı ve zanaatçılara başarı dileyen Erdoğan, ayrıca Oruç Reis sismik araştırma gemisinin 5 Ekim’de İstanbul Boğazı’ndan uğurlandıktan sonra görev yeri olan Somali’ye ulaştığını duyurdu. Oruç Reis’in 6 ay boyunca 5 bin 750 kilometrekarelik alanda üç boyutlu sismik arama yapacağını belirten Erdoğan, bu çalışmalar sonucunda müjdeli haberler alacaklarına inandığını ifade etti.

Erdoğan: İsrail tehlikesi ülkemize yaklaşıyor Haber

Erdoğan: İsrail tehlikesi ülkemize yaklaşıyor

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, AK Parti Kongre Merkezi'nde düzenlenen "Filistin'in Geleceği Konferansı"nda konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Dış İlişkiler ve İnsan Hakları Başkanlıklarının müştereken düzenlediği bu anlamlı toplantı vesilesiyle beraber olmaktan büyük memnuniyet duyduğunu ifade etti. Erdoğan, dünyanın farklı köşelerinden Ankara’ya gelen misafirlere 'hoş geldiniz' diyerek, Filistin’in Geleceği Konferansı’nın Filistin davası için, Filistin halkının adil, müreffeh ve barış dolu yarınları için hayırlara vesile olmasını temenni etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada kalbi Kudüs için atan, Filistin davasına omuz veren, sahip çıkan, 'Kudüs ilk kıblemizdir, kırmızı çizgimizdir' diyen, Gazzeli ve Filistinli kardeşleri için duruşunu, tavrını, yüreğini cesaretle ortaya koyan misafirleri saygıyla selamlayarak bu vesileyle geçen yıl 7 Ekim’den bu yana İsrail’in acımasızca katlettiği Filistinli ve Lübnanlılara Allah’tan rahmet diledi. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Filistin’in seçilmiş son başbakanı, aziz kardeşim, çok değerli dostum, İsmail Haniye’yle birlikte siyonist rejimin kalleşçe şehit ettiği tüm siyasi aktörleri bugün bir kez daha rahmetle yad ediyorum. İşgalcilerin postallarıyla kirlettikleri vatan topraklarının üstünde onursuzca yaşamaktansa, ‘toprağın altında şereflice yatarım’ diyen yiğitlik timsali tüm kahramanları, Filistin’in civanmert evlatlarını, asil ve yürekli gençlerini tekrar tazimle anıyor, Mevla’dan kendilerine rahmet niyaz ediyorum. Rabbim; Filistin’in ve Lübnan’ın tüm şehitlerini cennetiyle, cemaliyle müşerref eylesin diyorum.” Filistin meselesinin konuşulmasını, özellikle içinden geçilen bu kritik dönemde tüm yönleriyle ele alınmasını çok önemli bulduklarını belirten Erdoğan, “Siyasetçileri, akademisyenleri, Filistin davasına gönül veren aktivistleri bir araya getiren konferansımız, inşallah üç önemli başlık altında meselenin enine boyuna tartışılmasını sağlayacaktır. Fikirleriyle, önerileri ve değerlendirmeleriyle konferansa katkı verecek tüm katılımcılara şimdiden teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı. “Gazze’den sonra şimdi de Lübnan’a uzanan İsrail’in soykırım politikası, insanlığın siyonizmin gerçek yüzüyle tanışmasına da vesile oldu” Geçen yıl 7 Ekim’de İsrail’in Gazze’ye yönelik başlattığı saldırıların, Filistin meselesini tekrar insanlığın gündemine taşıdığını bildiren Erdoğan, “Gazze’de, çoğu çocuk ve kadın yaklaşık 50 bin masumun hayatına mal olan ve halen devam eden katliamlar, Filistin halkına yönelik zulmü bir kez daha tüm dünyanın dikkatine getirdi. Gazze’den sonra şimdi de Lübnan’a uzanan İsrail’in soykırım politikası, insanlığın siyonizmin gerçek yüzüyle tanışmasına da vesile oldu. Yine bu süreçte siyonist lobinin, küresel güçleri ve sistemi nasıl kontrol ettiğini; ekonomiyi, ticareti, medyayı, sinema sektörünü, sanatın her dalını, akademiyi, üniversiteleri, hatta bazı ülkelerde devleti, askeri ve sivil bürokrasiyi nasıl baskı altında tuttuğunu hepimiz çok yakından gördük. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi dahil uluslararası örgütlerin İsrail’in şımarıklıkları karşısında nasıl büyük bir acze düştüklerini yine hep beraber yüzümüz kızararak takip ettik” diye konuştu. Erdoğan, insan hakları örgütlerinin, küresel ölçekte yayın yapan meşhur medya organlarının, söz konusu Filistin olunca, söz konusu Gazzeli, Batı Şerialı, Lübnanlı mazlumlar olunca, mesele Gazze’de vahşice öldürülen masum çocukların hakları olunca, keskin nişancı kurşunuyla katledilen henüz 1-2 yaşındaki bebekler olunca, nasıl derin bir sessizliğe büründüklerine, nasıl üç maymunu oynadıklarına şahitlik ettiklerini vurguladı. Batı'nın yıllardır savunageldiği özgürlük, demokrasi, hukuk, ifade ve basın hürriyeti gibi değerlerin tamamını bir çırpıda rafa kaldırıldığını belirten Erdoğan, “Daha bunun gibi, insanı insanlığından utandıran nice sahne, gözlerimizin önünde yaşandı. Canlı yayında gazeteciler kurşunlandı. Hastaneler, camiler, okullar, kiliseler vuruldu. Yardım kuyruğundaki sivillerin üzerine bombalar yağdırıldı. Siyasetçiler, doktorlar, insani yardım görevlileri hunharca katledildi. 360 kilometrekarelik daracık bir alana sıkıştırdıkları 2 milyon insana her türlü zulmü reva gördüler. Açlıkla, susuzlukla, gıdasızlıkla; ilaçsız, doktorsuz, hastanesiz bırakarak canlarını alamadıkları insanları bombalarla öldürdüler” şeklinde konuştu. “İsrail’in işgal, yıkım ve infaz politikası tam 76 yıldır aralıksız devam ediyor” Tüm bunları ve çok daha fazlasını, 7 Ekim’den bu yana, hepimiz içimiz kan ağlayarak takip ettiklerini belirten Erdoğan şu ifadeleri kullandı: “Her ne kadar dünya, İsrail vahşetine 7 Ekim’den sonra gözlerini açmış olsa da, Filistin halkı bu zulmü on yıllardır yaşıyor. İsrail’in işgal, yıkım ve infaz politikası tam 76 yıldır aralıksız devam ediyor. Esasında Filistin’de kan, gözyaşı ve zulüm hiçbir zaman dinmedi. Bakınız, İsrail devleti 1948 yılında kuruldu. Filistin halkının gözünde 14 Mayıs 1948, büyük bir felaket demekti. İsrail güçleri, Nekbe sırasında yaklaşık 1 milyon Filistinliyi sürgün etti, Filistinlilere ait 675 köyü ve kasabayı yok etti, binlerce Filistinliyi öldürdü. Kan ve işgal üzerinde kurulan İsrail, Nekbe’den itibaren Şaron Katliamı, Sabra ve Şatilla Katliamı, Kudüs ve Cenin katliamları ile kan dökmeye devam etti.” İsrail’in işgal siyasetinin anlaşılması açısından bazı rakamları paylaşan Erdoğan, “Nekbe’den bu yana işgalini sürekli genişleten İsrail, şu anda 27 bin kilometrekarelik Filistin topraklarının yüzde 85'ine el koymuş durumdadır. Yine bu tarihten itibaren İsrail, Filistinlileri öz yurtlarında mülteci konumuna getirmiş, yüz binlerce Filistinliyi evinden, yurdundan göçe zorlamıştır. Biraz önce de ifade ettim, sadece Nekbe’de sürgün edilen Filistinli sayısı 1 milyon civarında. Bugün, önemli bir kısmı Ürdün’de olmak üzere dünya genelinde, evlerine dönmeyi hasretle bekleyen, hatta zorla çıkarıldıkları evlerinin anahtarını saklayan, 6 milyonu aşkın Filistinli mülteci bulunuyor. Dini fanatizmle hareket eden illegal yerleşimcilerin sayısı ve gasp ettikleri Filistin toprağı her yıl katlanarak büyüyor. 2002 yılında inşa ettiği ‘ayrım duvarıyla’ İsrail, Filistin topraklarındaki Apartheid (ırkçı bir rejim) rejimini kurumsallaştırmıştır. Batı Şeria’da yaşayan milyonlarca Filistinli, bu ayrım duvarı sebebiyle Filistin toprağı olan Kudüs dahil birçok bölgeye gidemiyor. 7 Ekim soykırımından önce Gazze zaten 17 yıl boyunca abluka altındaydı. 2 milyonu aşkın Gazzeli 17 yıl süresince açık hava hapishanesinde yaşamaya mahkûm edildi. Aslında İsrail’in ırkçı-faşizan politikalarının mağduru sadece Filistin halkı da değildir. Farklı kökenden, özellikle de Afrika kökenli Museviler de, Apartheid uygulamalarıyla karşılaşmaktadır” şeklinde konuştu. “Bugün, Birleşmiş Milletler üyesi olup da resmi sınırları halen netleşmemiş tek devlet, İsrail’dir” Bugün, Birleşmiş Milletler üyesi olup da resmi sınırları halen netleşmemiş tek devletin İsrail olduğuna dikkat çeken Erdoğan, “Bu gerçeği, 74’üncü Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda 1947 yılından bu yana İsrail’in değişen haritasını göstererek, ‘İsrail’in sınırları neresidir’ diye tüm dünyaya sormuştuk. Aradan geçen zaman zarfında bu sorunun cevabını veren çıkmadı. İsrailli yöneticiler, bırakın cevap vermeyi, Gazze soykırımıyla birlikte yeni haritalar paylaşmayı sürdürdüler. Bununla kalmayıp, Gazze’yi işgalle yetinmeyeceklerini Lübnan’a saldırarak gösterdiler. Netanyahu’nun kabine üyeleri, asıl gayelerinin ne olduğunu, gözlerini nerelere diktiklerini, işgal politikalarını nereye kadar uzatmak istediklerini, yaptıkları her yeni açıklamayla deşifre ediyorlar” ifadelerini kullandı. “Ülkemizde yaklaşan tehlikeyi göremeyen idrak yoksunu kimi şahsiyetler varsa da, biz riski görüyor ve her türlü tedbiri alıyoruz” Giderek şımaran, giderek azgınlaşan İsrail durdurulmadığı takdirde, bu yayılmacılığın nereye uzanacağını tahmin edebildiklerini belirten Erdoğan, “Ülkemizde yaklaşan tehlikeyi göremeyen idrak yoksunu kimi şahsiyetler varsa da biz riski görüyor ve her türlü tedbiri alıyoruz. Gazzeli bir çocuğun yürek parçalayan şu sözleri, yaşanan barbarlığı çok net anlatıyor. ‘Susuzluktan, açlıktan ve sürekli yer değiştirmekten başka hiçbir şey yaşamadım. Çocukluğumu da yaşayamadım. Yorulduk, bıktık. Artık ölüp dinlenmek istiyorum.’ Hepimize ibret olacak bu sözler; aslında evlerinden, topraklarından sürülen milyonlarca masum Filistinlinin acı hikayesinin özetidir” dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.