SON DAKİKA
Hava Durumu

#Politika

Söz Bursa - Politika haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Politika haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Ümit Özdağ, Ortadoğu'daki durumu değerlendirdi, uyarılarda bulundu Haber

Ümit Özdağ, Ortadoğu'daki durumu değerlendirdi, uyarılarda bulundu

İsrail’in sivil hedeflere yönelik yoğun hava saldırılarının, Filistin ve Gazze’de büyük bir yıkım ve soykırıma dönüştüğünü belirten Ümit Özdağ İsrail ordusunun Lübnan’a girmesi ile savaşta yeni bir evreye gelindiğini ifade etti. ABD ve İngiltere desteğini alan İsrail’in dünyayı küresel bir çatışmaya sürüklediğini belirten Başkan Özdağ, “ABD ve İngiltere’nin önümüzdeki günlerde İsrail’in yanında bu savaşın içine girmesi ile Gazze’de başlayan çatışmalar, bölgenin tamamını etkileyen bölgesel ve hatta Rusya ve Çin’in tavır almasıyla küresel bir savaşa dönüşebilecektir” dedi. ABD’nin İran ile bir angajmana girmesi, Rusya-Ukrayna cephesi ve Pasifik’te Çin-Tayvan gerginlik bölgelerinde de yeni askeri çatışmaların başlamasını tetikleme potansiyeline sahip olduğuna değinen Özdağ, “Çin’in on yıllar sonra Pasifik’te kıtalararası balistik füze denemesi yapması, Rusya ve İran arasında yeni askeri işbirliği antlaşması hazırlıkları, artan gerginliğin bir sonucudur. Daha basit bir anlatımla; Gazze saldırısı ile başlayan kaos, bölgesel veya daha geniş çaplı savaş riskini içermektedir. Tarafların sahip oldukları nükleer yetenekler, riski daha da artırmaktadır.Türkiye, anılan çatışma bölgelerinin tam merkezinde yer alan jeopolitik konumuyla mevcut ve olası çatışmalardan çok olumsuz etkilenmektedir” açıklamasını yaptı. KÜRECİK RADARI  AK Parti Hükümeti’nin bu konulardaki politikalarını da eleştiren Özdağ “Bu süreçte, AKP Hükümetinin yanlış politikaları Türkiye’yi çatışmaların içine çekebilecek riskler barındırmaktadır. Bu risklerin birincisi Erdoğan ve hükümetinin bölgeye bakışının mezhep eksenli olmasıdır. “Müslüman Kardeşler” temelli bu bakış açısı, Türkiye’yi Ortadoğu’nun mezhep savaşlarında taraf ve hedef yapma potansiyeline sahiptir. İsrail’in hedef aldığı gruplardan Hamas’a adeta sonsuz destek verirken, yeni açılan cephede Şii olduğu için Hizbullah’ın adını anmadan genel ifadeler ile değerlendirmeler yapılması geleneksel Türk dış politikası ile bağdaşmamaktadır. Erdoğan’ın bu bölgeye yönelik politikalarındaki tek çelişki, mezhep eksenli bakış açısı da değildir. İran, Yemen’de Husiler ve Lübnan’da Hizbullah’ın hipersonik füzeler ile İsrail’i hedef alması ile geniş çaplı bir “vekalet savaşı” yürütmektedir. Lübnan’a başlayan askeri harekat ve artan gerginliğe paralel olarak, İran’ın da hipersonik füzeler ile İsrail’i vurmuştur. Şimdi, İsrail buna karşı saldırı ile cevap verecek ve İsrail karşı saldırısını muhtemelen Rusya-Çin destekli İran saldırısı izleyecektir. Bu olasılık Malatya-Kürecik Radarını oldukça hassas bir konuma getirmektedir. Emir komutanın ABD subaylarında olduğu bu NATO radarının, İran’dan atılacak füzeler konusunda İsrail’i bilgilendirilmesinin ciddi sonuçları olması muhtemeldir. Bu bakımdan, Türkiye’nin çatışmaların tırmanması durumunda tarafsız bir tavır takınması ve Kürecik Radarından İsrail’e bilgi akışını durdurması gerekmektedir” dedi. Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ açıklamasının devamında şunları söyledi: “Bu noktada özellikle sevgili Cumhur İttifakı seçmenlerine seslenmek istiyorum; AKP Hükümetinin bir yanda Gazze’ye destek nutukları atarken diğer yanda Kürecik Radarı vasıtasıyla İsrail’e bilgi aktarılmasına izin vermesi en hafif tabirle samimiyetsizliktir. Savaşın tırmanması durumunda İncirlik Hava Üssü de benzer kapsamda değerlendirilmeli ve buradan ABD uçaklarının İsrail’e lojistik destek sağlamasına izin verilmemelidir. Bölgesel ve küresel savaşın hızla gerektirdiği bir diğer önlem TSK’nın stratejik istihbarat üretme konusundaki yetersizliğidir. AKP hükümetleri asker hastaneleri ve askeri yargı yanında TSK’nın “Stratejik İstihbarat” yeteneğini de kapatmıştır. İsrail-Gazze savaşında İsrail’in Hamas ve Hizbullah lider kadrosuna yönelik operasyonları Türk halkının haklı olarak neden Cemil Bayık, Duran Kalkan ve Murat Karayılan gibi PKK’nın Öcalan’dan sonra en etkili isimlerinin öldürülmediği sorusunu sormasına neden olmuştur. Bunun nedeni AKP döneminde TSK’nın stratejik istihbarat yeteneğinin köreltilmesidir. Stratejik istihbarat gereksinimi kapsamında, Genelkurmay Elektronik Sistemler (GES) Komutanlığının yeniden TSK hizmetine alınması, sinyal istihbaratı üretiminde “gayret birliği sağlanması” bakımından hayati önemdedir. Son zamanlarda gelişim gösteren SİHA’lar “taktik seviye” ve “operasyonel seviye”de silah ve keşif sistemleridir. Pervaneli SİHA sistemlerinin bölgesel veya genel bir savaşta bekasının sağlanması ve stratejik gözetleme, keşif ve istihbarat üretimi için kullanılması mümkün değildir. Rusya-Ukrayna Savaşı, İHA/SİHA kullanımı ve oluşan stratejik istihbarat açığı konusunda önemli dersler içermektedir. Daha kısa süre önce Irak’ta iki ayrı bölgede SİHA sistemlerimizin kolayca vurulması, terörle mücadelede çok etkin olan bu sistemlerin konvansiyonel bir harpteki etkinliklerinin dikkatle değerlendirilmesini gerektirmektedir. Sonuç olarak, TSK’daki istihbarat kadrolarının aktif hale getirilmesi ve bütünleşik istihbarat gayretleri ile “Muharebe Sahası İstihbarat” yeteneğinin ivedilikle tesis edilmesi gerekmektedir. Stratejik askeri istihbarat ihtiyacı kadar acil olan diğer konu da özellikle Kara Kuvvetleri Komutanlığının “Kuvvet Yeterlilik” durumundaki zafiyettir. Daha basit bir ifadeyle, AKP hükümetinin askerlik süresini 6 aya indirmesi ve bedelli askerlik uygulaması ile askerlik görevini faturayla satışa çıkarması, asker sayısını görev yeterlilik düzeyinin altına çekmiştir. Halihazırda, askeri birliklerde mevcutlar sadece nöbet tutabilecek asgari yeterlilik düzeyindedir. TSK profesyonelliğe geçişi tamamlayamamış ve eksik mevcutlarla adeta “terhis edilmiş” ordu durumuna düşürülmüştür. Sadece sınır birlikleri ve iç güvenlik birliklerinde “görev yeterli” mevcutlar vardır. Bu birliklerin büyük bölümü halen Irak-Suriye bölgelerinde görevdedir. Nicelik yani asker sayısı kadar önemli diğer bir konu da nitelik konusudur. Sözleşmeli subaylar, uzman erbaşlar ve sözleşmeli erlerden oluşan sistemin “muharebe etkinliği” yeniden değerlendirilmelidir. Mevcut durumda, konvansiyonel birliklerin personel mevcutlarının 6 aylık askerlik süresi ve devamlı hale gelen bedelli askerlik ile asker sayısı ve muharebe etkinliği bakımından muharip düzeyde olması olanaksızdır. Değerli yurttaşlarım, Zafer Partisi olarak, bu gerçekleri toplumumuzla paylaşmayı, bir ulusal güvenlik meselesi ve vatan sorumluluğu olarak görmekteyiz. Özellikle 15 Temmuz kalkışması ve tek adam rejimine geçilen süreçte, TSK’nın içine düştüğü durumu; askeri liselerin, asker hastanelerinin ve askeri yargının kapatılmasını Zafer Partisi olarak sürekli gündeme getirdik. Gelinen noktada; Rusya-Ukrayna savaşı ve Gazze savaşının bölgesel ve hatta bir Dünya Savaşına evrilmesi ihtimali, ABD’nin Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Kesimi ile askeri işbirliği antlaşmaları yaparak Türkiye’yi adeta batı ve güneyden jeopolitik olarak kuşatması, Yunanistan’ın 22 ada ve adacığımızı alenen işgal etmesi karşısında AKP iktidarı ve ana muhalefet tarafının sessizliğini milletimize bir kez daha duyuruyoruz. Anılan risklere ilave olarak, memleketin 13-14 milyon kadar sığınmacı ve kaçak işgali altında olması, PKK, IŞİD ve FETÖ’ye ilave olarak yeni tarikat ve cemaatlerin etkinliği artırıp yeniden devlet içinde kadrolaşmakta olmaları, Türkiye’nin güvenliğine doğrudan ve birinci dereceden tehditler oluşturmaktadır. Biz Zafer Partisi olarak, bölgesel veya Dünya Savaşı riskinin oldukça belirginleştiği bu süreçte, ulusal güvenliğimizin iç siyasete popülist yaklaşımlarla daha fazla alet ve adeta kurban edilmesine karşı çıkıyoruz. Bu bakımdan “Milli Güvenlik Kurulunun” acil olarak toplanması ve muhalefet ile de işbirliği yapılarak, ulusal güvenliğe yönelik alınacak tedbirlerin milletimiz ile paylaşılması gerekmektedir. Zafer Partisi olarak, oluşan iç ve dış tehditler karşısında temel önerilerimiz şunlardır. 1- Kuvvet komutanlıklarının yeniden Genelkurmay Başkanlığına ve Genelkurmay Başkanlığının ise Milli Savunma Bakanlığına bağlanarak komuta birliği sağlanması, 2- Asker hastanelerinin yeniden görev öncelik bölgeleri dikkate alınarak hizmete alınmaya başlanması, 3- Kuvvet yeterlilik durumu ve asker sayısının arttırılması, 4- Konvansiyonel birliklerin eksiklerinin tamamlanması ve görev hazırlık seviyelerinin yükseltilmesi, 5- İstihbarat kadrolarının seferi duruma uygun olarak aktif hale getirilmesi, 6- SİHA/İHA’lardan oluşan taktik seviye keşif ve gözetleme yeteneklerinin stratejik elektronik sinyal istihbaratı ile gelişen zaman içinde “insan kaynaklı istihbarat” ile birleştirilmesi ve GES Komutanlığının tekrar Genelkurmay Başkanlığına bağlanması, 7- Kürecik Radarının kontrolünün TSK’ya geçmesi, radarın gerçek amacı olan Avrupa’ya koruma görevini devam ettirirken, İsrail’e bilgi akışının durdurulması, 8- İncirlik Üssünün jet üssüne dönüştürülmesi, NATO amaçları dışında ve özellikle İsrail’e lojistik destek verilmesine izin verilmeyecek şekilde görev bağlantılarının belirlenmesi, 9- Suriye Arap Cumhuriyeti ile diplomatik temasların geliştirilmesi ve Geçici Koruma Statüsündeki Suriyelilerin tamamının geri dönüşü için hazırlıklara başlanması gerektiğini düşünmekteyiz. Değerli yurttaşlarım, Zafer Partisi olarak, devlet aklı ve devlet sorumluluğuyla anılan tedbirlerin alınmasına her düzeyde destek vermeye hazırız. AKP ve CHP’nin, ulusal güvenlik konusunda sorumlu ve işbirliği içinde davranmalarını bekliyoruz. AKP iktidarının “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diyen teğmenlerden intikam almak ve onları TSK’dan ihraç etmek yerine, yüzünü çatışma bölgelerine ve Ege adalarını işgal eden Yunan askerlerine çevirmelerini öneriyoruz. Takdir yüce Türk Milletinindir!”

Cumhurbaşkanı: Haber

Cumhurbaşkanı: "Daimi üye olmanın gayretindeyiz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul'da Hz. Ali Camii'nde Cuma namazının ardından açıklamalarda bulundu. BM üyeliği hakkında konuşan Erdoğan, "Türkiye olarak biz de daimi üye olmanın gayreti içindeyiz ama şu ana kadar aldığımız bir netice yok" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "BM'de 5 tane daimi üye ve bunun yanında 15 tane geçici üye. Bu daimi üyelerin konumu 2 dudak arasında her kararı verebiliyor. 15 tane geçici üyenin ise burada herhangi bir etkisi söz konusu değil. Bu 5 üye adeta dünyayı yöneten ülkeler konumunda" dedi. "DAİMİ ÜYE OLMANIN GAYRETİNDEYİZ" Erdoğan, "Japonya, Çin, bizler, Almanya gibi üyeler her ne kadar daimi üye olma teşebbüsü varsa da şu anda daimi üye olamadıkları için herhangi bir etkisi söz konusu değil. Şu anda Türkiye olarak biz de daimi üye olmanın gayreti içindeyiz ama şu ana kadar aldığımız bir netice yok. Daimi üyelerin de bizleri daimi üye yapmaları gibi hesapları yok. 15 üyenin burada yapabileceği bir iş söz konusu değil" diye konuştu. "STRATEJİK KONSEY TOPLANTISINI YAPACAĞIZ" Miçotakis ile görüşmelerine yönelik sorulan soruya cevap veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Önümüzdeki yılın başında yüksek düzeyli stratejik konsey toplantısını yapacağız. Şu anda benim büyükelçi konumunda Çağatay Bey muhattabıyla görüşmelerini sürdürüyor. Büyük ihtimal önümüzdeki yılın başında bir araya gelme durumumuz olacak. O zaman da bu konuyu masaya yatıracağız. Ağırlıklı olarak yüksek stratejik konsey toplantısı, Ege'de yaşanan sıkıntılar. Bu konuları sayın başkan ile masaya yatıracağız ve sorunları çözeceğiz" şeklinde konuştu. "İKİ ÜLKE BU YAKLAŞIMLA SORUNU ÇÖZER" Paşinyan ile ilgili soruları da cevaplayan Erdoğan, "Paşinyan ile olan görüşmede öne çıkan Azerbaycan-Ermenistan arasında yaşanan sıkıntılardı. Bu konuda ben Paşinya'nı olumlu yaklaşımda gördüm. Azerbaycan'ın da aynı anlayış içerisinde olduğunu biliyorum. Bu iki ülke bu yaklaşımı ortaya koyarak bu sorunu çözerler" diye konuştu.

Bakan Kurum: Haber

Bakan Kurum: "101 bin 254 konut teslim edildi"

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, "Hamdolsun, şu ana kadar 101 bin 254 konutumuzu vatandaşlarımıza teslim ettik. Yıl sonuna kadar bu sayıyı inşallah, 200 bine çıkaracağız” dedi. Bir dizi temaslarda bulunmak üzere Malatya’ya gelen Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Söğütlü Cami’nin temel atma törenine katıldı. Kentin sembol yapılarından Söğütlü Cami’nin temel atma töreninde konuşan Kurum, "Bir önceki ziyaretimizde Söğütlü Camimizi Emekliler Parkı’nda yeniden yapacağımızın sözünü vermiştik. Bu mübarek Cuma gününde sözümüzü tutmanın; Söğütlü Cami’mizin temellerini atmanın heyecanını hep birlikte yaşıyoruz. Ben bu vesileyle, Söğütlü Camimizi bu topraklara kazandıran, bu eserin ayakta kalması için emek veren herkesi rahmetle yad ediyorum. Camimizi yeniden inşa edecek olan Vakıflar Genel Müdürlüğümüze kolaylıklar diliyorum. Hayırsever dostumuz, Sayın Bayram Kızılaslan beye çok teşekkür ediyor bu muhteşem eserin ülkemize, milletimize hayırlı olmasını diliyorum“ şeklinde konuştu. 101 BİN 254 KONUT TESLİM EDİLDİ  Türkiye’nin büyük ve güçlü bir devlet olduğunu kaydeden Bakan Kurum, "Anadolu’yu yurt tuttuğumuz o kutlu günün üzerinden tam bin yıl geçti. Millet olarak bu topraklardaki varlığımızı korumak için, çok büyük badirelerden geçtik. Eşi görülmemiş acılar yaşadık. Ardı arkası kesilmeyen onlarca afetle sarsıldık. Fakat 6 Şubat’ta gerçekleşen depremlerle, bu vatan toprakları üzerinde gördüğümüz en büyük yıkımı yaşadık. Saniyeler içinde binlerce canımızı yitirdik. Evlerimizi, ocaklarımızı, dükkânlarımızı kaybettik. Binlerce yıllık tarihi eserlerimiz, camilerimiz yerle bir oldu. Ama biz, yaşadığı her zorlukta daha da kenetlenen güçlü bir milletiz. Biz, her düştüğünde yeniden ayağa kalkan büyük bir devletiz. Tüm dünyanın hayret dolu bakışları arasında devlet-millet birlikteliği nedir, millet olma şuuru nedir herkese gösterdik. Hz. Mevlana diyor, “Ümitsizliğin ardında nice ümitler karanlığın ardında nice güneşler vardır” Evet biz de, 85 milyon tek yürek olduk depremden etkilenen tüm illerimize koştuk; adeta milli bir seferberlik başlattık. Bugün 322 bin yuvamızı, bu şuurla inşa ediyoruz. Hamdolsun, şu ana kadar 101 bin 254 konutumuzu vatandaşlarımıza teslim ettik. Yılsonuna kadar bu sayıyı inşallah, 200 bine çıkaracağız” ifadelerini kullandı. İHALELER TAMAMLANDI Depremin izlerini silene kadar Malatya’da bulunmaya devam edeceklerini kaydeden Bakan Kurum, ”Göreve geldiğimiz 2 Temmuz’dan bu yana 11 ilimizde toplam 49 bin yeni konutun daha inşasına başladık. Yine aynı süre zarfında Malatya’mız da 11 bin 168 yeni konutun ihalesini yaptık, yapımını başlattık. Şu ana kadar 10 bin 679 ailemizi yeni evlerine kavuşturmanın mutluluğunu yaşadık. Malatya’nın tüm ilçelerinde 79 bin yeni yuva ve işyerimizin bir an önce tamamlanması için tüm ekibimizle çalışıyoruz. Bir önceki ziyaretimizde Battalgazi ilçemizin Niyazi Mısri ve Turgut Temelli Caddelerinde saha çalışması yapmıştık. Vatandaşlarımızdan gelen talepleri değerlendirdik. Niyazi Mısri, İsmetiye, ve Kavaklıbağ’ı kapsayan Merkez 4 proje alanımızın sınırları artık kesinleşmiştir. Bu proje alanımızın 1. Etabında ihaleleri tamamladık. Diğer etaplarda da 1 ay içerisinde ihaleleri yapıp, inşa çalışmalarına başlayacağız. Malatya’mız için, hemşerilerimiz için hayırlı uğurlu olsun diyorum” şeklinde konuştu. SÖĞÜTLÜ CAMİ Deprem bölgesi illerde sürdürülen çalışmaların bütüncül bir şekilde ele alındığını ifade eden Bakan Kurum, ”Sadece yeni konutlar yapmıyoruz, ecdat yadigarı eserlerimizi de ihya ediyoruz. Malatya’nın göz bebeği Tarihi Bakırcılar Çarşısı’nda tüm hızımızla çalışıyoruz. Çarşı Projemizde Şire Pazarı, Kuyumcular, Yüzüncü Yıl ve Bakırcılar Çarşılarıyla konut, ofis ve dükkanlarımızla Malatya’nın şanına yaraşır bir yaşam alanı kuruyoruz. Bu tarihi alanımızı Saray mahallesindeki konut, ofis ve dükkanlarla ve yeni yeşil alanlarımızla bütünleştiriyoruz. Hem Org. Hakkı Akoğuz Kışlası’nın bir kısmında hem de Eski Köy Garajı’nın bulunduğu yerde yeni konut ve işyerlerimize başlıyoruz. Her şeyi bitirdiğimizde Saray mahallesinden başlayıp İnönü ve Turgut Temelli Caddeleri ile Niyazi Mısri Çevreyolu arasına kadar devasa bir alanda Malatyamızın merkezini, en güzel şekilde genişletmiş olacağız. Sizlere söz veriyorum, ilk günkü aşkla daima milletin çağırdığı yerde olmaya sizin hemen yanı başınızda durmaya devam edeceğiz. Bizim hızımızdan rahatsız olanlara vatandaşımızla aramızdaki bağdan endişe duyanlara aldırmayacağız. Sizin geleceğiniz için, Malatya’nın çocukları için canla başla çalışacağız. Ve inşallah, 2025 yılı bittiğinde, Malatya’da ve tüm deprem bölgesinde afetin tüm izlerini, hep birlikte sileceğiz. Güzel günlere hep birlikte kavuşacağız. Bizim inancımız camilere göz bebeğimiz gibi bakmamızı, onları ihya etmemizi emrediyor. Ecdadımız, bu topraklarda kurdukları tüm şehirleri cami etrafında geliştirmiş; camileri, şehirlerin tam kalbine yerleştirmiştir. Biz de atalarımızdan aldığımız ilhamla; camilerimizin şehrin en göz alıcı noktalarında yer almasını istiyoruz. Söğütlü Camimizin projesinde de aynı hassasiyeti koruyoruz. Camimizi tamamladığımızda 4 minaresi, 24 metre çapında ana kubbesi, 5 yan kubbesiyle; Selçuklu ve Osmanlı mimarisini günümüz çizgileriyle bütünleştireceğiz. Birbirinden güzel süslemeleriyle, hat ve tezhipleriyle medeniyetimizin estetiğini burada yaşatacağız. Bu kutlu eserde 2 bin 705 kardeşimiz aynı anda saf tutacak. Minarelerinden yükselen ezan sesleri tıpkı fethin sembolü Ayasofya gibi kıyamete dek vatan semalarını süsleyecek. Söğütlü Camimizin yıkıldığı yeri de unutmayacağız. Orayı da yeşil alanı ve meydanıyla yapacak sizlere, Malatyalı hemşerilerimize armağan edeceğiz” dedi. 820 CAMİ YIKILDI İsrail’in saldırıları sonucu Gazze’de yüzyıllardır ayakta duran 820 caminin yıkıldığını da belirten Bakan Kurum, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada İsrail zulmünü insanlığın yüzüne yeniden haykırdığını belirterek, “Onlar bizim bu acıları görmezden gelmemizi beklediler. Ama biz Türk milletiyiz. Biz zulme karşı ne zaman sustuk ki şimdi susacağız. Susmadık, susmayacağız” diye konuştu. Yapılan konuşmaların ardından Söğütlü Cami’nin temeli atıldı.

Vekil Türkoğlu, Gemlik'teki firmanın yol açtığı çevre sorunlarını TBMM'ye taşıdı Haber

Vekil Türkoğlu, Gemlik'teki firmanın yol açtığı çevre sorunlarını TBMM'ye taşıdı

Özellikle deniz suyu sıcaklığının artmasına su altı canlı yaşamını tehdit etmesine neden olduğu ifade edilen sanayi tesisinin, kapasite arttırım talebini de sorgulayan Türkoğlu, “MKS Kimya Şirketi’nin, derin deşarj yöntemiyle Gemlik Körfezi’nden çekip kullandığı deniz suyu miktarı günlük kaç metre küptür? Bu su kaç metre derinlikten çekilmektedir, çekildiğinde suyun sıcaklığı kaç derecedir? Fabrikanın kullanımından sonra gerisin geriye yeniden denize deşarj edilen su miktarı yine günlük olarak kaç metreküptür?” sorularını yöneltti. Türkoğlu’nun, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Sn. Murat Kurum’un yanıtlaması talebiyle Meclis Başkanlığına verdiği soru önergesi şöyle: “TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI’na Aşağıdaki sorularımın, Türkiye Cumhuriyeti Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Sn. Murat Kurum tarafından, Anayasa’nın 98. ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü’nün 96. ve 99. maddeleri gereğince yazılı olarak cevaplandırılması için gereğini saygılarımla arz ederim. 18-09-2024 Son yıllarda ülkemizde yaşanan; doğamız, çevremiz ve denizlerimizde ekolojik dengelerin bozulmasına neden olan hadiseler çoğalmaktadır. Özellikle deniz suyu sıcaklığının artmasına neden olan sanayi tesislerinin, kıyı bölgelerimizde fazlalaşması ve mevcut bulunanların da kapasite arttırıma gitmeleri sonucunda yaşanan sorunun büyük boyutlara ulaşmasına sebep olmaktadır. Medyaya da yansıyan balık ölümleri ve musilaj olarak bilinen deniz kirliliği ile ilgili haberlerin çoğalmasının nedeni de budur. Son aylarda özellikle Marmara Denizi’nde bu tür olumsuzlukların yaşandığına maalesef sıkça tanık olmaktayız. Buradan hareketle; SORU 1- Bursa Gemlik’te kurulu bulunan MKS Kimya Şirketi’nin, derin deşarj yöntemiyle Gemlik Körfezi’nden çekip kullandığı deniz suyu miktarı günlük kaç metre küptür? SORU 2- Bu su kaç metre derinlikten çekilmektedir, çekildiğinde suyun sıcaklığı kaç derecedir? SORU 3- Fabrikanın kullanımından sonra gerisin geriye yeniden denize deşarj edilen su miktarı yine günlük olarak kaç metreküptür? SORU 4- Aynı şekilde, kullanıldıktan sonra denize geri iade edilen bu suyun ısı derecesi kaçtır? SORU 5- Son aylardaki balık ölümleri ve deniz canlılarındaki kayıpların, artan deniz suyu sıcaklığı ile ilgisi var mıdır? SORU 6- Marmara denizinin pek çok bölgesinde meydana gelen musilaj adı altındaki olumsuz doğa olayının nedeni, sanayi tesisleri deşarj sistemlerinin sebebiyet verdiği deniz suyundaki sıcaklı artışı mıdır? SORU 7- MKS firmasının, deşarj sitemi projesinin iptal davası devam etmesine karşın, kapasite artırımı talebine ne cevap verilmiştir? SORU 8- Cumhurbaşkanı’nın balık ölümlerinin önüne geçilmesiyle ilgili çağrısıyla ilgili olarak Bakanlığınızın aldığı önlemler nelerdir?

Cumhurbaşkanı: Diyaloğumuzu güçlendirmeye hazırız Haber

Cumhurbaşkanı: Diyaloğumuzu güçlendirmeye hazırız

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bağımsızlık Sarayı'nda düzenlenen Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) 24'üncü Devlet Başkanları Zirvesi Genişletilmiş Oturumu'nda konuştu. Zirveye katılmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev'e daveti için teşekkür etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ŞİÖ üyeliğine yeni kabul edilen Belarus'u ve Ocak 2025 itibariyle ŞİÖ Genel Sekreterliğini üstlenecek Nurlan Yermekbayev'i de kutladı. Zirve için belirlenen, "Sürdürülebilir Barış ve Kalkınma Arayışında Çok Taraflı Diyaloğun Güçlendirilmesi" temasının son derece isabetli olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kural temelli uluslararası sistemin sütunlarının sarsılmakta olduğu bir dönemden geçiyoruz. Terörizm, İslam ve yabancı düşmanlığı, düzensiz göç, iklim değişikliği, enerji ve gıda güvenliğiyle tedarik zincirlerindeki aksamalar gibi meydan okumalar, yaşanan jeopolitik sarsıntıların şiddetini artırıyor. Bunun en son ve acı örneği hepimizin gözleri önünde Gazze başta olmak üzere işgal edilmiş Filistin topraklarında sergilenmektedir" diye konuştu. “MÜTEMADİYEN MEVCUT ULUSLARARASI DÜZENİN ZAFİYETLERİNE DİKKATİ ÇEKİYORUZ” Gazze'de ayrım gözetmeksizin gerçekleştirilen saldırılarda yaklaşık 40 bin masum insanın hayatını kaybettiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yaklaşık 90 bin Filistinlinin yaralandığı, 16 binden fazla masum çocuğun altında can verdikleri yıkıntılar, esasen meşruiyetini kaybeden uluslararası sistemin enkazıdır. Bu yıkıma son vermek için İsrail'in durdurulması ve kalıcı ateşkesi kabul etmeye zorlanması lazım. Bunun için de İsrail yönetimi üzerindeki baskının arttırılarak sürdürülmesi gerekiyor. Elbette uluslararası düzenin karşı karşıya kaldığı tüm bu krizler karşısında karamsarlığa kapılmadan tüm samimiyet ve gayretiyle küresel adalet için seslerini yükselten ilkeli ülkeler de var. Türkiye olarak mütemadiyen mevcut uluslararası düzenin zafiyetlerine dikkati çekiyoruz” ifadelerin kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Güçlünün haklı olduğu değil haklının güçlü olduğu, küresel adaletsizlikleri ortadan kaldıran, ekonomik eşitsizliklerin üzerine giden, barış, güvenlik, istikrar ve refah üreten etkili ve tüm insanlığı kucaklayıcı bir uluslararası sistemin inşası için tüm engellemelere rağmen çalışıyoruz. Amacımız, insanı ve insani değerleri merkeze alan girişimci diplomasi anlayışıyla bölgemizde ve ötesinde bir barış kuşağı tesis etmektir. Dünya bu çalkantıları yaşarken aynı zamanda bir terör tehlikesiyle de karşı karşıyadır” açıklamasını yaptı. “ŞANGHAY İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI İLE DİYALOĞUMUZU DAHA DA GÜÇLENDİRMEYE HAZIRIZ” Türkiye'nin, on binlerce vatandaşını terör örgütlerine kurban verdiğini, terörün kanlı yüzünü çok iyi bilen ve tanıyan bir ülke olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin, terör örgütleri PKK, PYD, YPG, FETÖ ve DEAŞ dahil terörizmin farklı biçim ve tezahürleriyle 40 yıldır mücadele ettiğini ve etmeye de devam edeceğini söyledi. Türkiye'nin uzun yıllara dayanan terörle mücadele tecrübesinin, uluslararası iş birliğinin bu tehditle başa çıkmak için elzem olduğunu gösterdiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu kapsamda Şanghay İşbirliği Teşkilatı ile diyaloğumuzu daha da güçlendirmeye hazırız. Bölgesel çatışmalar, siyasi istikrarsızlıklar ve yoksulluk tarafından tetiklenen uluslararası göç hareketleri de temel kırılganlıklardan birisi hâline geldi" dedi. Türkiye'nin, geçici koruma altındaki Suriyeliler de dâhil olmak üzere yaklaşık 4 milyondan fazla yerinden edilmiş insana ev sahipliği yaptığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklamasını şu şekilde sürdürdü: "Uluslararası toplumun da sorumluluk bilinciyle hareket etmesi gerektiğini her fırsatta dile getiriyoruz. İnsani yardımlar, bahsettiğimiz sorunlarla mücadelede temel araçlardan bir diğeridir. Gazze'ye gönderilen yardımların üçte birini Türkiye olarak biz üstlendik. Yaklaşık 620 ton insani yardım taşıyan 20'nci iyilik trenimiz, 12 Haziran'da Afganistan'a ulaştı. Keza yakın zamanda toplamda 24 tonluk gıda maddesi ve ilacı da Türk Hava Kuvvetlerimize ait bir kargo uçağıyla Afganistan'a ilettik. Bu bağlamda da sizlerle ortak bir sinerji oluşturmaya hazırız.” Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Uluslararası toplumun sağduyulu, sorun çözücü ve ilkeli bir mensubu olarak Türkiye, küresel sınamalarla mücadelede önemli bir güç çarpanıdır. Yeniden Asya girişimimizle ata yurdumuz Asya ile ilişkilerimizi her alanda karşılıklı yarar ve ortak öncelikler temelinde güçlendirmeyi hedefliyoruz. Girişim kapsamında Asya'nın kadim istişare geleneğinin temsilcisi olan ve çok taraflı bir diyalog zemininin temsilcisi Şanghay İşbirliği Teşkilatı ile bu minvalde de ilişkilerimizi geliştirmeye önem veriyoruz” ifadelerini kullandı. “İŞ BİRLİĞİMİZİ SÜRDÜRMEYE DEVAM EDECEĞİZ” Türkiye'nin 2013'ten bu yana sahip olduğu diyalog ortaklığı statüsü sayesinde Şanghay İşbirliği Örgütünün, Asya ile önemli diyalog kanallarından biri hâline geldiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bilindiği üzere 2017'de Teşkilatın, Enerji Kulübü Üst Düzey Grubu'nun dönem başkanlığı görevini üstlenmiştik. Üye olmayan bir devletin böyle bir görevi icra etmesi teşkilat için de bir ilki teşkil etmişti. Ülkemizce layıkıyla yerine getirilen bu sorumluluk, teşkilatla ilişkilerimizin ne kadar geliştiğini göstermesi bakımından çok kıymetli. Teşkilatın Asya'da çok taraflılık hedefine katkı sağlamaya, güvenlik, enerji ve bağlantısallık başta olmak üzere birçok alanda iş birliğimizi sürdürmeye devam edeceğiz” açıklamasını yaptı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.