SON DAKİKA
Hava Durumu

#Öğretmen

Söz Bursa - Öğretmen haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Öğretmen haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Erdoğan: Eğitim-öğretim siyaset üstüdür Haber

Erdoğan: Eğitim-öğretim siyaset üstüdür

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da düzenlenen 24 Kasım Öğretmenler Günü ve Öğretmen Atama Programı'nda konuştu. Konuşmasına tüm öğretmenlerin Öğretmenler Günü'nü kutlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "20 bin öğretmen adayımızın atama heyecanına inşallah şahitlik edeceğiz. Kura ile meslek hayatına adım atacak öğretmenlerimiz bilgileriyle Anadolu'nun dört bir yanına ışık saçacak. Eğitim, yalnızca bilgiye değil hikmeti, adaleti ve şahsiyeti kuşatan genç ve taze zihinleri yüksek bir mefkureye götüren yoldur. Bu yolun mihmandarı kuşkusuz öğretmendir. Merhum Sezai Karakoç'un ifadesiyle insanı yüzeysel olandan kurtararak derinliğe ulaştıran öğretmen sadece bilginin değil hikmetin de taşıyıcısıdır. Eğitim evlatlarımıza kimlik kazandıran benli şuuru aşılama mazi ile güçlü bağlar kurma sürecidir. Eğitim bu yönüyle köklerimizi ecdadımızdan bize kalan değerleri keşfetme kuşatma aynı zamanda bu değerleri kuşatma yolculuğudur. Biz eğitim öğretim yoluyla yalnızca meslek sahibi bireyle fikri hür vicdanı hür nesiller yetiştirme derdindeyiz. 1 milyon öğretmenizle büyük eğitim ailemizin bütün fertleriyle kökleriyle bağlı sağlam kuşakların yetişmesi için gece gündüz çalışıyoruz. Şu noktayı özellikle vurgulamak isterim. Bu hedefe ulaşmak yalnızca diplomayla bilgiyle değil şahsiyet inşaat eden bir anlayışla mümkündür. İnsanlığa yön verecek eserler ancak duruşu dik, iradesi güçlü, karakteri oturmuş kişilerin ellerinden çıkar. Elbette akademik başarı diploma önemlidir. Ama bunlar sağlam bir şahsiyet zemini üzerinde yükseldiği zaman gerçek anlamını bulacaktır. Türkiye Yüzyılı Maarif modeli işte bu iddianın, bu idealin bir tezahürüdür. Bizler bu modelle yalnızca bilgiye ulaşan değil bilgiyi hikmetle birleştiren erdemi hayatına nakşeden nesiller yetiştirmeyi arzu ve ümit ediyoruz" dedi. "YENİ MODELLE İŞBİRLİĞİNİ, DAYANIŞMAYI VE SOSYAL SORUMLULUĞU EĞİTİM VE ÖĞRETİMİMİZİN AYRILMAZ BİR PARÇASI HALİNE GETİRDİK" Milletin tarihi birikimini, köklü değerlerini ve kültürel zenginliklerini merkeze alan modelleriyle aynı zamanda çağın ihtiyaçlarını gözeten bilimsel bir eğitim anlayışını hayata geçirdiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yeni müfredatımız öğrencilerimizi yalnızca akademik anlamda donanımlı kılmayı değil okuyan, düşünen, sorgulayan, eleştirel bakış açısına sahip kuşaklar yetiştirmeyi de hedefliyor. Bu sistemi bireysel farklılıkları gözeten öğrenme ihtiyaçlarına duyarlı ve odağında insani değerler olan bütüncül bir anlayışla yapılandırdık. Attığımız bu adımlarla eğitim öğretim sistemimizi hem bilimsel değerlere oturttuk hem de milletimizin öz değerleriyle harmanladık. Yeni modelle işbirliğini, dayanışmayı ve sosyal sorumluluğu eğitim ve öğretimimizin ayrılmaz bir parçası haline getirdik. Ayrıca süreç odaklı değerlendirme yöntemini benimseyerek evlatlarımızın gelişimini sürekli önceledik. Ses bayrağımız olan güzel Türkçemizin korunması ve geliştirilmesi de Maarif Modelimizin yapı taşlarından biridir. Eğitim öğretim camiamızın tüm paydaşlarıyla şekillendirdiğimiz modelimizin millet olarak eksikliğini hissettiğimiz birçok ihtiyacı karşılayacağına eminiz. Tüm bunları söylerken elbette ki şu gerçekliğin de farkındayız. Ön yargıları kırmak gibi çoğu zaman alışkanlıkları değiştirmek de atomu parçalamak kadar zordur. Eğitim öğretim alanında ülkemizde köşe başlarını tutmuş ideolojik çevrelerin her türlü değişime, yeniye ve yeniliğe ayak diremeleri meşhurdur" ifadelerini kullandı. "BİZ, EĞİTİM-ÖĞRETİM MESELESİNİ SİYASET ÜSTÜ TUTMAYA ÖZEN GÖSTERİYORUZ" "Eğitim-öğretim meselesini siyaset üstü tutmaya özen gösteriyoruz. Bundan sonra da bu çizgimizi muhafaza edeceğiz" ifadelerini kullanan Erdoğan, "Muhalefet ve meslek örgütleri eğitimi siyasete alet ediyor. Aynı aktörlerin Türkiye Yüzyılı Maarif Modelimizi sabote etmek için yine devrede olduğunu görüyoruz. 2024 Türkiye'sine hala vesayet dönemlerinin merceğinden bakan, değişime kapalı dünyadan ve hayatın dinamiklerinden kopuk bu arkaik zihniyetin evlatlarımızın ufkunu karartmalarına müsaade edemeyiz. Eğitim öğretim modelimizin çağın ihtiyaçlarına uygun şekilde revize edilmesi tespit edilen sorunların çözüme kavuşturulması hem devletimizin hem eğitimcilerimiz hem de ebeveynlerin evlatlarımıza karşı sorumluluğundur. Türkiye'nin geleceği açısından böylesine hayati bir meselenin ideolojik kavgaların ve günlük siyasi polemiklerin mezesi haline getirilmesi yanlıştır. Muhalefetin ve iş tuttuğu meslek örgütlerinin bu hatadan bir an önce dönmelerini samimiyetle temenni ediyoruz. Biz eğitim-öğretim meselesini siyaset üstü tutmaya özen gösteriyoruz. Bundan sonra da bu çizgimizi muhafaza edeceğiz. Siz eğitimcilerimizin de katkılarıyla şekillenen yeni modelimizi kararlılıkla uygulamayı sürdüreceğiz. Ailenin bizlere emanet ettiği aydınlık yarınlarımızın güvencesi olan gençlerimizin en iyi, donanımlı, başarılı şekilde yetişmeleri için hiçbir fedakarlıktan çekinmeyeceğiz. Öğretmenlerimiz bize güçlü destek verirse Allah'ın izniyle her şey daha sağlıklı işleyecek, hedeflerimize çok daha kısa sürede ulaşacağız" dedi. "OKULLAŞMA ORANI İLKÖĞRETİMDE YÜZDE 91'DEN YÜZDE 96'YA ORTAÖĞRETİMDE İSE YÜZDE 50'DEN YÜZDE 88'E YÜKSELDİ" Eğitime ayrılan bütçenin 2002'de yalnızca 7,5 milyar lira seviyesinde olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bugün bu rakam yükseköğrenim dahil 1 trilyon 620 milyar liraya ulaştı. Türk ekonomisi büyüdükçe, Türkiye'nin imkan ve kaynakları geliştikçe, milletimizin refahı artıkça bunu her zaman en önce öğretmenlerimize ve eğitime yansıtmak temek prensibimiz oldu. Görevi devraldığımızda 367 bin olan derslik sayısı bugün resmi ve özel olmak üzere toplam 735 bine yükseldi. Son 20 yılda 80 yılda yapılandan daha fazla derslik inşa ettik. Eğitimin alt yapısını bu kadar geliştirirken, eğitimin taşıyıcısı sütünü olan öğretmenlerimizi de elbette ihmal etmedik. Dönemimizde 800 bin öğretmen ataması yaptık. Sadece alt yapıda sadece öğretmen atamalarında değil, evlatlarımızın okullaşma oranlarında da tarihi nitelikte adımlar attık. Okullaşma oranı ilköğretimde yüzde 91'den yüzde 96'ya ortaöğretimde ise yüzde 50'den yüzde 88'e yükseldi. Kız çocuklarımız ile okulları arasına konan engelleri başta başörtü yasağı olmak üzere birer birer ortadan kaldırdık. Şimdi bakıyorsunuz birileri çıkıyor yakın tarihi yeniden yazmaya çalışıyor. Daha düne kadar bu ülkede kızlarımız kılık kıyafetinden başörtüsünden dolayı baskıya uğramamış, okuldan üniversiteden atılmamış, kadınlar memuriyetten ihraç edilmemiş gibi yalan yanlış konuşuyorlar. Bu çevrelerin safsata dedikleri acıları, zulümleri, yasakları, faşizmin her türlüsünü biz bizzat tecrübe ettik, iliklerimize kadar yaşadık" "28 ŞUBAT DÖNEMİNDE 6 MİLYON İNSANIMIZ FİŞLENDİ" Konuşmasında 28 Şubat döneminden de söz eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "28 Şubat döneminde güya irtica ile mücadele kılıfı altında aralarında kamu görevlilerin de olduğu 6 milyon insanımız fişlendi. Yalnızca Milli Eğitim'de 33 bin öğretmen disiplin soruşturmasına uğradı. 11 bin 890 öğretmen disiplin cezası aldı, 11 bin öğretmen ise istifa ettirildi. Kamu bürokrasisi yanında ekonomi, siyaset, sivil toplumdan günlük hayata kadar her alanda milletimiz çok ağır baskılara maruz bırakıldı. Daha üniversite kapılarında kurulan ikna odalarını, kürsüden zorla indirilen başarılı mezunları, eğitimlerini gözyaşlarında bırakan binlerce evladımızı, katsayı adaletsizliği sebebiyle hakları gasp edilen milyonlarca gençlerimizi burada saymıyorum. Bunlar ceberut laiklik uygulamalarının ayyuka çıktığı sadece 27 yıl önce bu ülkede, bu şehirde yaşandı. Toplumun yükselişi ancak öğretmeninin emeğine, bilgisine ve özverisine verdiği değerle mümkündür. İşte bu bilinçle öğretmenlerimizin haklarını, itibarını, mesleki gelişimini güvence altına almak için kararlı bir duruş sergiliyoruz. Öğretmenlik Mesleği Kanunu'nu hayata geçirerek öğretmenlik mesleğini yasal bir zeminde özel statüye kavuşturduk. 2025 itibarıyla yaklaşık 300 bin öğretmenimiz uzman ve başöğretmen unvanını elde edecek. Görevleri sırasında veya görevleri nedeniyle eğitim çalışanlarına yönelik işlenen suçlara karşı caydırıcı yaptırımlar getirdik. Hapis cezasının ertelenmesi uygulamasını kaldırarak, öğretmenlerimize yönelik işlenen kasten yaralama suçunu tutuklama sebebi saydık. Öğretmenlerimize yönelik her saldırıyı, sadece bireysel bir eylem olarak değil milletimizin geleceğine yapılan saldırı olarak görüyoruz. Öğretmenlerimizin mesleki donanımını sürekli artırıyoruz. Eğitimdeki çıtayı her geçen gün daha da yukarı taşımaya kararlıyız. Bir çocuğun öğrenme aşkını ve geleceğe dair umutlarını besleyen el güçlü el ailesinin desteği ve rehberliğidir. Aile her çocuğun ilk öğretmenidir. Onun yüreğine dokunan, zihnini şekillendiren, karakterini yoğuran ilk mekteptir. Bir öğretmenin öğrencisini muhabbetle kucaklayan emeği ne kadar değerli ise velilerin desteği de aynı derecede kıymetlidir, vazgeçilmezdir. Ailelerimizden çocuklarının eğitiminden daima yakından ilgilenmelerini beklediğimizi, öğrenme süreçlerinde destekleyici kolaylaştırıcı rol üstlenmeleri gerektiğini burada tekrar vurgulamak istiyorum." Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasının ardından 20 bin öğretmenin ataması yapıldı.

Milli Eğitim Bakanı Tekin'e mülakat tepkisi: 60 bin kişi etkilendi Haber

Milli Eğitim Bakanı Tekin'e mülakat tepkisi: 60 bin kişi etkilendi

Eğitim Gücü-Sen Genel Başkanı Oğuz Özat, öğretmen atama mülakat sonuçlarının açıklanmasını değerlendirdi. Sonuçların açıklanmasıyla birlikte birçok öğretmenin mağduriyet yaşadığını savunan Özat, “Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, 60 bin kişi içinde sadece bin 100 kişinin sıralamasının değiştiğini ifade etmiş. Biz bunu hatalı bir cümle veya bir dil sürçmesi olarak ya da yanlış bilgilendirme olarak algılıyoruz. Galiba 20 bin kontenjan içinde kontenjan dışına çıkarılan sayıyı ifade etti diye düşünüyoruz. Çünkü böyle bir cümle ne istatistik ne matematik ne başka bir bilimle açıklanamaz. Mülakata giren 60 bin öğretmenin tamamının sıralaması değişmiştir. Bunun yanında, 20 bin kontenjanına giren öğretmenlerin tamamının sıralaması değişmiştir. '45 dakika branş bazında komisyonlarla mülakat yapacağız' dedikten sonra bunu uygulayamadı ve sadece 3 soruyla mülakata giren 60 bin öğretmenin sıralaması değişti. Üstelik soruları tam yapanlar kontenjan dışında kaldı, 2 soru yapanlar dereceye alındı. Ve bugün açıklamalarla kamuoyu yanıltılmaya çalışılıyor” diye konuştu. "MÜLAKAT NEDENİYLE MAĞDUR OLMUŞLARDIR, SIRALAMALARI GERİYE DÜŞMÜŞTÜR" Konuya ilişkin bazı siyasi parti temsilcileri ve bürokratlarla görüştüğünü de bildiren Özat, “20 bin öğretmen tercih yapacak, içerisinde derece yapmış ama mülakatta geriye düştüğü için istemediği yerlere gidecek. Hatta özel durumları nedeniyle yaptığı tercihlere mülakatta geriye düştüğü için gidemeyecek mağdur binlerce öğretmen olacak. Yani mağduriyet sadece kontenjan dışına çıkanlarda değil, sıralaması geriye düşüp kontenjanlarda olanlarda da büyük sayıdadır. Bugün için bu arkadaşlar kontenjanda olduklarına dua edip sevinirken, 4 yıl boyunca istemedikleri yere gidecekler veya gidemeyecekler. Çünkü mülakat nedeniyle mağdur olmuşlardır, sıralamaları geriye düşmüştür. Mağduriyet sadece bu bin 100 kontenjan dışına çıkan değil, kontenjanda kalıp da sıralamada geriye düşen ve tercih avantajı kaybeden tahmini en az 10 bin kişidir. Bu arkadaşların da idari ve hukuki itiraz hakkı vardır ve mağdur olmuşlardır” dedi.

MEB'in kadın öğretmelere kıyafet dersi kararına tepki Haber

MEB'in kadın öğretmelere kıyafet dersi kararına tepki

Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB), kadın öğretmenlere yönelik yeni uygulaması gündem yarattı. MEB, "Etkili Öğretmenlik için Dış Görünüm ve Giyim Kodları" dersleri ile kadın öğretmenlere kıyafet konusunda dersler vermeye hazırlanıyor. İstanbul’daki ilçelerde “Etkili Öğretmenlik için Dış Görünüm ve Giyim Kodları” dersleri 18 Ekim’de başlayacak ve 'Enstitü Sosyal' ile birlikte verilecek eğitimle ilgili MEB'e tepkiler de peş peşe geldi. "BASKI, MOBBİNG, AYRIMCILIK ARTACAK" Erkeklere ders verilmeyecek olup sadece kadınlara verilmesinin iktidarın niyetini ortaya koyduğunu belirten Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) Merkez Kadın Sekreteri Simge Yardım, "Önümüzdeki dönemde de kadınlara daha fazla baskı, mobbing, ayrımcılık olarak geleceğini ön görmek mümkün" iddiasında bulundu. "NASIL GİYİNECEKLERİ BİR BİÇİMİYLE TARİFLENMEYE ÇALIŞIYOR" BirGün'e konuşan; Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) Merkez Kadın Sekreteri Simge Yardım, "Kadınların nasıl yaşayacakları, nasıl çalışacakları, nasıl giyinecekleri bir biçimiyle tariflenmeye çalışıyor" sözleriyle uygulamaya tepki gösterdi. ​​​​​​"DAHA FAZLA DİSİPLİN SORUŞTURMASI AÇILABİLİR" "Tariflendirme sonucunda da bir ‘makbul kadın’ yaklaşımı hakim kılınmak isteniyor. Kadınlar açısından bir dizayn söz konusu" diyen Simge Yardım önümüzdeki süreçte daha fazla disiplin soruşturması açılabileceğini de vurguladı. "Kadın eğitim emekçileri arkadaşlarımız daha öncesinde de kıyafetlerinden dolayı soruşturmalara maruz kaldılar. Bugün makbul kadınlık ile makbul öğretmenliği de tarifleyen bir iktidar anlayışı söz konusu. Önümüzdeki dönemde de kadınlara daha fazla baskı, mobbing, ayrımcılık olarak geleceğini ön görmek mümkün."

Öğretmenlik Meslek Kanunu’na ilişkin teklif kabul edildi ve yasalaştı Haber

Öğretmenlik Meslek Kanunu’na ilişkin teklif kabul edildi ve yasalaştı

TBMM Genel Kurulu’nda Öğretmenlik Meslek Kanun teklifi görüşmeleri düzenlendi. Görüşmelerin ardından teklif kabul edilerek yasalaştı. Kabul edilen teklifle, öğretmenlere yönelik işlenen suçlarda cezaların yarı oranda arttırılması öngörülüyor. Öğretmen adaylarına 30 bin ek göstergenin memur aylık katsayısı ile çarpımı kadar maaş verilecek. Öğretmen adaylarının mesleğe hazırlanması, gelişimi ve kariyer basamaklarında ilerlemeleri için MEB bünyesine bağlı olarak “Milli Eğitim Akademisi” kurulacak. Öğretmenlik ihtisas mesleği olarak tanımlanıyor. Öğretmen olarak istihdam edilecekler, öğretmenlik mesleğine kaynak teşkil eden en az lisans düzeyinde yükseköğretim programlarından veya bunlara denkliği kabul edilen yurt dışı yükseköğretim programlarından mezun olan ve hazırlık eğitiminde başarılı olanlar arasından seçilecek. Öğretmenlik mesleği yeterlikleri çerçevesinde belirlenen teorik ve uygulamalı derslerden oluşan hazırlık eğitimi, Milli Eğitim Akademisi tarafından verilecek. Hazırlık eğitiminin süresi 4 dönem olacak. Bu süre, öğretmen adayının mezun olduğu yükseköğretim programına göre 3 dönem olarak uygulanabilecek. Teklife göre, hazırlık eğitimine alınacakların ‘Türk vatandaşı olmak, kamu haklarından mahrum bulunmamak, Türk Ceza Kanunu’nda belirtilen süreler geçmiş olsa bile, kasten işlenen bir suçtan dolayı 1 yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama, kaçakçılık, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak, hayasızca hareketler, müstehcenlik ve fuhuş suçları ile cinsel dokunulmazlığa karşı suçlardan mahkum olmamak, devlet memurluğundan çıkarılmamış veya düzenlemeye göre öğretmenliği sona ermemiş olmak, askerlikle ilgisi bulunmamak, muvazzaf askerlik hizmetini yapmış veya muvazzaf askerlik hizmeti ertelenmiş ya da yedek sınıfa geçirilmiş olmak, öğretmenliğe atanacağı alan için Bakanlıkça belirlenen yükseköğretim programlarından mezun olmak, Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı tarafından yapılan sınavlardan alanlara göre Bakanlıkça belirlenecek sınav puanına sahip olmak, sağlık durumu yönünden öğretmenlik görevini yapmasına engel bir durumu olmamak’ şartları aranacak. Hazırlık sürecinden sonra yerleştirildikleri eğitim kurumlarında mazeretsiz olarak göreve başlamayanlar ile göreve başladığı halde mazeretsiz olarak görevlerinden ayrılanlar, hazırlık eğitimi sonunda aldıkları atamaya esas başarı puanıyla sözleşmeli öğretmenlik için yeniden başvuruda bulunamayacak ve yerleştirildikleri tarih itibarıyla 3 yıllık hazırlık eğitimine alınmamasına yönelik süre bir yıla indirildi. Sözleşmeli öğretmenler, can güvenliği ve sağlık mazeretleri hariç olmak üzere, 3 yıl süreyle başka bir yere atanamayacak. Aile birliği mazeretine bağlı yer değiştirmelerde sözleşmeli olarak istihdam edilen öğretmenin eşi bu öğretmene tabi olacak.

Bakan Tekin: “28 Şubat mağduru öğretmenlerimizin tamamı mesleğe başlatılmış durumda” Haber

Bakan Tekin: “28 Şubat mağduru öğretmenlerimizin tamamı mesleğe başlatılmış durumda”

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, AK Parti İnsan Hakları Başkanlığı'nca düzenlenen İnsan Hakları Eğitim Programı'nda “Eğitimin Demokratikleşmesi ve Fırsat Eşitliği” konulu bir sunum yaptı. Bakan Tekin, 2002 yılından günümüze kadar eğitim ve öğretimde fırsat eşitliğinin mümkün olduğunca sağlandığını ifade etti. “1 milyon 200 bin öğretmenin 800 bini AK Parti döneminde atanmış” Bakan Tekin, 2002 yılından günümüze kadar öğretmen, okul ve sınıf sayısının arttığına dikkat çekerek, şunları kaydetti: “2002 yılında 540 bin öğretmenimiz var. 1 milyon 200 bin öğretmenimizin 800 bin tanesi Adalet ve Kalkınma Partisi döneminde atanmış. Bu önemli bir gösterge. 2002 yılında 43 bin okulumuz var. Şu an 74 bin okulumuz var. Şu anda toplam 751 bin sınıfımız var. 2002 yılında ilköğretimde ortalama olarak sınıf başına 36 öğrenci düşüyordu. Bu yıl itibarıyla 23 öğrenci düşüyor. Öğretmen başına 28 öğrenci düşerken, şimdi 16 öğrenci düşüyor. Sınıf başına ortaöğretimde 2002 yılında 30 öğrenci vardı, şimdi 22 öğrenci var.” Söz konusu rakamlara göre eğitimde bir devrim yapıldığını söyleyen Bakan Tekin, bu durumun eğitim fakültelerinde ders kitaplarında okutulması gerektiğini ifade etti. "Parası verilen ders kitapları 1 ila 2 ay arasında teslim edilirdi" Bakan Tekin, “2003 yılından itibaren ücretsiz ders kitapları dağıtılmaya başlandı. Lise yıllarımı hatırlıyorum. Kırtasiye önlerinde uzun kuyruklar olurdu. Parasını öderdik, 1 ila 2 ay sonra ders kitapları elimizde olurdu. 2023 yılı itibarıyla 249 milyon adet ders kitabını öğrencilere ücretsiz masalarının üzerine bırakmış durumdayız” diye konuştu. “45 bin 580 okulda fibef erişimimiz var” Eğitimdeki teknolojik hamleleri de anlatan Bakan Tekin, “İnternet ve eğitim teknolojilerinin çok yaygınlaştığı dönemdeyiz. FATİH Projesi kapsamında 12 bin 500 tanesi fiber olmak üzere toplam 45 bin 580 okulda fiber erişimimiz var. 750 bin sınıfımızın yüzde 83’ünde akıllı tahtalarımız var. İstedikleri herhangi bir derse gerek video, gerek başka bir öğretmen anlatımıyla istediği her an ulaşabilecek durumda” diye konuştu. "28 Şubat'tan sonra FETÖ’nün dershane sayısında artış var" 28 Şubat döneminde insanlara yapılan baskıları ve zorbalıkları hatırlatan Bakan Tekin, şöyle konuştu: “2002 yılı öncesinde eğitim sistemimiz yasaklar ile dolu. Başörtüsü yasak, okulda namaz kılmak yasak, okulda mescit yasak. Ders kitaplarıyla ilgili yüzlerce yasak var. 28 Şubat’tan 2002’ye gelinceye kadar bu yasaklar güçlü bir şekilde uygulanmış. 28 Şubat’ı yapan kişiler, yaptıkları işin eğitimle ilgili ihalesini FETÖ’ye vermiş durumdaydılar. 28 Şubat’a kadar FETÖ’nün dershane sayısı ile 28 Şubat’tan sonra FETÖ’nün dershane sayısını kıyasladığınızda geometrik bir artış var. Yasaklar ile dolu bir eğitim-öğretim süreci var. Başörtüsü başta olmak üzere birçok sebepten dolayı eğitim-öğretim hayatından, öğretmenlik mesleğinden yoksun bırakılan arkadaşlarımız vardı.” “Öğrencileri sabah namazına kaldırdığı için ihraç edilen öğretmenlerimiz var” 28 Şubat'ta ihraç edilen öğretmenlerin mağdur olduğunu dile getiren Bakan Tekin, “Pansiyonda erkek öğrencileri sabah namazına kaldırdığı için ihraç edilen öğretmenlerimiz var. Cumhurbaşkanımızın çok hassas olduğu konular. 28 Şubat mağduru öğretmenlerimizden ve soruşturma geçiren öğretmenlerimizden tamamı mesleğe başlatılmış durumda” şeklinde konuştu. "28 Şubat mağduru 4 bin 758 kişi mesleğine geri döndü" Bakan Tekin, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Toplam 4 bin 758 kişi, bize ulaşan, başvuran 28 Şubat mağduru bütün öğretmenlerimizin mesleğe geri kabullerini sağlamış olduk. Bir başka yasak cuma namazı. Çocuklarımızın ibadet alanlarıyla ilgili sorunlarımız vardı. Önce yönetmelik değişikliği yaptık. 2014 yılında okullarda isteyen öğrencilerin namaz kılabilmesi için mescit açılma zorunluluğu getirdik. Bunu da merdiven altında boşluğa karton sererek bizi kandırmaları değil, doğal aydınlatmalı ibadet alanı zorunluluğu getirdik. Merdiven altında değil, güneş gören, kendiliğinden aydınlatması olan bir yerde mescit açılması zorunluluğu getirmiştik. Başörtüsünün serbest bırakılması kamu çalışanları için bildiğiniz bir şey. 2014 yılında yönetmelik değişikliği ile ortaöğretim kurumlarında öğrencilerin başörtüsü takmasının önünü açmış olduk. Cuma namazını kılmakta zorlanan öğretmen ve öğrencilerimiz vardı. Onu da mümkün hale getirdik. 2023 yılının başında da yatılı ortaöğretim kurumlarında aydınlatmalı uygun mekanda mescit açılması zorunluluğu getirdik.” Azınlık okullarındaki özgürlüğe de işaret eden Bakan Tekin, “Azınlık okullarıyla ilgili mevzu çok önemli. Yaşadığımız coğrafya bir imparatorluk bakiyesi. Amiyane tabirle 72 milletin yaşadığı bir alan. Şu an Türkiye’de bu ülkenin vatandaşı olan azınlık mensubu herhangi bir vatandaşımız istediği türden eğitimi almakta özgürdür. Ermeni, Musevi ve Rum okulları kendi müfredatlarını uygulamakta özgürlerdir. Birçok ülkede kendi okulumuzu açamazken biz, kendi ülkemizde azınlıklarla ilgili her türlü özgürlükleri tanıdık” ifadelerini kullandı. Öğretmen atamalarıyla ilgili de konuşan Bakan Tekin, “Biz Cumhurbaşkanımızın talimatları doğrultusunda bugüne kadar kimseyi dışarıda bırakmadık. Yine elimizden geleni yapacağız. Bu tek başımıza vereceğimiz bir karar değil. Bu konuyu zaten ilgili arkadaşlar tartıyor” ifadelerini kullandı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.