SON DAKİKA
Hava Durumu

#Numan Kurtulmuş

Bursa Haber - Numan Kurtulmuş haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Numan Kurtulmuş haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Numan Kurtulmuş’tan G20 Zirvesi’nde İsrail uyarısı Haber

Numan Kurtulmuş’tan G20 Zirvesi’nde İsrail uyarısı

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Brezilya'nın başkenti Brasilia'da düzenlenen 10'uncu G20 Parlamento Başkanları Zirvesi'ne (P20) katıldı. Brezilya Temsilciler Meclisi Genel Kurul Salonunda yapılan zirvenin, “Parlamentoların Açlık, Yoksulluk ve Eşitsizlikle Mücadeleye Katkısı” başlıklı oturumunda konuşan Kurtulmuş, geleceğe dair alınacak köklü kararları tartışmak, daha adil bir düzenin temellerini atmak için bugün bir araya gelindiğini söyledi. Anadolu kültüründe “maruf” olarak anılan ortak iyilik ve iyiliğin evrensel manada yüceltilmesinin, adaletin tüm dünyaya yayılması adına insanlık için daima bir hedef ve aynı zamanda bir sorumluluk olduğunu belirten Kurtulmuş, bu zirveye bir “fırsat” olarak bakmanın, dünya çapında yaşanan birçok gelişmenin ciddi bir kriz olduğunun ön kabulüyle birlikte derin bir anlam taşıdığını söyledi. Toplantıyı, geleceğin iyilik temelinde nasıl inşa edileceğine dair adımlar atmak için bir zemin olarak görmek zorunda olduklarını ifade eden Kurtulmuş, “Bugün dünya yoksulluk ve açlık başta olmak üzere eşitsizlik kaynaklı çeşitli sorunlarla boğuşmaktadır. Yaşadığımız dönemde hem kendi ülkelerimizde hem de küresel ölçekte karşı karşıya kaldığımız büyük zorluklar ve sınamalar insanlık ailesi olarak ortak bir sorumluluk içinde hareket etmemizi zaruri hale getirmektedir” dedi. Kurtulmuş, “Açlık, yoksulluk ve eşitsizlik konularını üç temel kavramın ışığında ele almak mümkündür. Bunlardan birisi adalet, diğeri refah, üçüncü ise dayanışmadır. Adalet, gerçek barışın sağlanması için temel şarttır. Her türlü eşitsizlikle mücadele, her şeyden önce doğru bir bakış açısına sahip olmayı gerektirmektedir. Dünyanın sahibiymiş gibi davrananların sebebiyet verdiği dengesizlikler bugün milyonlarca insanı açlık sınırının altına itmiş durumdadır. Oysa bu dünyanın sahipleri değil, emanetçileri olduğumuz gerçeğini adalet bilinciyle ve büyük sorumlulukla hareket etmemizi zorunlu kıldığını bilerek işlerimizi esas almak zorundayız. Emaneti gözetmeyi merkeze alan bir perspektifle hareket edenler ancak sürdürülebilir çözümler üretebilir ve kalıcı barışı tesis edebilirler” ifadelerini kullandı. “Adil bir zemin yoksa kalıcı barışın asla olamayacağını hepimiz biliyoruz” Bugün BM kararlarının dahi hayata geçirilemediği bir dünyada yaşandığını vurgulayan Kurtulmuş, “Bu sorumluluk hali, aynı zamanda küresel yönetişimin zayıflığına işaret etmektedir. Adil bir zemin yoksa kalıcı barışın asla olamayacağını hepimiz biliyoruz. Barış sağlanamadıkça da dünyanın hiçbir ülkesi huzur dolu bir yaşamı asla sürdüremeyecektir” dedi. İstikrarsızlığın yalnızca çatışmaların olduğu bölgelerle sınırlı kalmadığını, başka coğrafyaları da etkilediğini ifade eden Kurtulmuş, “Bugün Gazze'de, Ukrayna ve Rusya'da, Etiyopya'da, Sudan'da, Yemen'de, pek çok yerde çatışmalar insanları temel haklarından dahi mahrum bırakmaktadır. Bu krizler yalnızca bölgesel sorunlar değil, tüm dünyanın ortak sorunlarıdır. Bugün dünyanın herhangi bir yerinde gerçekleşen haksızlık, insanlığın ortak vicdanını derinden yaralamaktadır. Bir örnek olarak vermek gerekirse, uluslararası hukuk ve Birleşmiş Milletler kararlarının uygulanmaması Gazze'de, Filistin topraklarında ve Lübnan'da süregelen bir devlet terörüne dönüşmüş, kadınların ve çocukların katledilmesine, açlık ve hastalıklarla baş başa kalmalarına yol açmıştır” dedi. Kurtulmuş, “İsrail hükümetinin Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres'i istenmeyen adam ilan etmesi, UNIFIL ve UNRWA gibi kuruluşları ve onların personellerine karşı giriştiği saldırıları Birleşmiş Milletler'in işlevinin sorgulanması gerektiğini açıkça ortaya koymaktadır. Bu süreç bugün Filistin davasına saygın bir destek veren Güney Afrika'nın karanlık apartheid döneminde Birleşmiş Milletler tarafından maruz kaldığı uygulamaları hatırlatmaktadır. O dönemde yaşananlarından hareketle çok açık söylüyorum ki, bugün artık İsrail'in Birleşmiş Milletler üyeliğinin askıya alınmasını tartışmanın vakti gelmiştir. Birleşmiş Milletler çatısı altında bir araya gelen ülkelerin ortak iyi etrafında birleşmesinin ve o zamanlar Güney Afrika'ya yapıldığı gibi bugün de İsrail'e karşı durmalarının ne kadar elzem olduğunu açıkça ifade etmek istiyorum” dedi. Kurtulmuş, adalet, hakkaniyet ve barış temelinde bir dünyanın kurulabilmesi için “ortak iyi”nin etrafında buluşmanın özellikle dünya parlamentolarının ortak sorumluluğu olduğunu da sözlerine ekledi.

CHP Lideri Özel: Haber

CHP Lideri Özel: "Net bir mevzu var... Tartışmaya kapalıdır"

CHP lideri Özel, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) düzenlenen grup toplantısında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. Özel, Anayasa'nın ilk dört maddesinin tartışmaya kapalı olduğunu söyledi. "YAPILMAYAN ALIŞVERİŞTEN BU VERGİYİ, BU PARAYI ALAMAZSIN, ALAMAYACAKSIN" Savunma Sanayii fonu için getirilmesi düşünülen bazı vergiler hakkında konuşan Özgür Özel, "Vergi kazanandan alınır. Kredi kartını veren banka mı kazanıyor? Alan vatandaş mı kazanıyor? Krediyi çekecek daha çekmemiş. Limit vermiş, kendi kendine arttırmış. Alışveriş yapandan da değil, yapma ihtimali olandan vergi almaya kalkıyor ama Türkiye'nin en büyük kârlarını eden bankalara değil kredi kartından kendini döndürmeye muhtaç vatandaşın gırtlağına çöküyor. Buradan şunu söylüyorum; yapılmayan alışverişten vergi almaya kalkan Deli Dumrul'a diyorum. Bu vergiyi, bu parayı alamazsın, alamayacaksın. Onu o taslaktan öyle ya da böyle çıkartacaksın. Alacaksan Türkiye'nin en çok para kazanan bankalarına gidip onlardan alacaksın" diye konuştu. YAZ SAATİ UYGULAMASI Yaz saati uygulaması hakkında da konuşan Özel, Türkiye ile aynı zaman dilimini kullanan birçok Avrupa ülkesi olduğunu ancak hiçbirinin bu uygulamadan vazgeçmediğini söyledi. Bu uygulamanın kaldırılmasının herhangi bir ekonomik çıkar sağladığına yönelik bir çalışma olmadığını belirten Özel, bir an önce uygulamaya geri dönülmesi gerektiğini söyledi. "CEZASIZLIK ALGISI VARDIR ÇÜNKÜ BU MEMLEKETTE BU SUÇLARI İŞLEYENLER ÇOK KISA SÜREDE TEKRAR ARAMIZA KATILMAKTADIR" Şiddet olaylarının yaşanmasında artış olduğunu ifade eden CHP lideri Özel, "İktidar partisi çıkmış 'cezasızlık algısı var' diyor. Cezasızlık algısı vardır çünkü bu memlekette bu suçları işleyenler çok kısa sürede tekrar aramıza katılmaktadır. Peki bunu kim yapmaktadır? Bu güne kadar yargı paketlerini kim yaptıysa, uyarılarımızı kim dinlemediyse, infaz kanununu zırt, pırt kim değiştirdiyse, cezaevlerini dünya kadar suçsuz, günahsız öğrenciyle, gazeteciyle kim doldurup Covid'de kim çaresiz kaldıysa cezasızlık algısıyla sebebiyet verenler onlardır" ifadelerini kullandı. "TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİYLE, MİLLETİYLE ÜLKESİYLE BÖLÜNMEZ BİR BÜTÜNDÜR. TARTIŞMAYA KAPALIDIR" TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un Anayasa hakkında yaptığı konuşmayı değerlendiren Özel, "Hiç öyle entelektüel tartışma yapıyorum havalarına girmeye gerek yok. Net bir mevzu var. Biz orayı okuduğumuzda şunu görüyoruz; Türkiye Cumhuriyeti devletiyle, milletiyle, ülkesiyle bölünmez bir bütündür. Tartışmaya kapalıdır" dedi. MHP lideri Devlet Bahçeli'nin DEM Parti'nin eş başkanı Tuncer Bakırhan ve bazı milletvekillerinin elini sıkmasını değerlendiren Özel, bunun yanlış bir hareket olmadığını, tam aksine böyle hareketlerin toplumu birleştirici gücü olduğunu söyledi. El sıkışmanın aslında o vekillere oy veren kesime saygı olarak görüldüğünü ifade etti.

Kurtulmuş: Dünya bir orman kanunuyla yönetilen yer haline gelmiştir Haber

Kurtulmuş: Dünya bir orman kanunuyla yönetilen yer haline gelmiştir

 Bunun için hep beraber, haktan, hukuktan, adaletten ve barıştan yana olanlar bir araya gelip yeni bir dünyanın nasıl kurulacağı konusunda kafa yormalıyız, siyasi teklifleri ortaya koymalıyız" dedi. Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Numan Kurtulmuş, büyük Türk şairi Mahtumkulu Firaki’nin 300. doğum gününde düzenlenen “Uluslararası Zaman ve Uygarlık İlişkisi-Modern Dünya ve Kalkınmanın Temeli Forumu” dolayısıyla bulunduğu Aşkabat’ta Türkmenistan Meclisi’ni ziyaret etti. Türkmenistan Meclis Başkanı Dünyagözel Gulmanova ile bir araya gelen Kurtulmuş, ata yurdu Türkmenistan’da bulunmaktan memnuniyet duyduğunu belirtti. Kurtulmuş, Türkiye ve Türkmenistan devlet başkanları arasında var olan samimi, yakın diyaloğun iki ülkenin her alandaki ikili ilişkilerin gelişmesine büyük katkı sağladığını gördüklerini söyledi. Türk ve Türkmen halkları arasında dostluk ve kardeşliğin güçlendirilmesine yaptığı önemli katkılar doğrultusunda Türkmenistan Devlet Başkanı Serdar Berdimuhammedov tarafından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a Mahtumkulu Firaki’nin 300. doğum günü şerefine devlet nişanı verilmesinden duyduğu memnuniyeti dile getiren Kurtulmuş, Firaki’nin sadece Türkmen illeri için değil aynı zamanda çok geniş coğrafya içinde etkili bir şair, edip ve düşünce insanı olduğunu belirtti. TÜRKSOY tarafından 2024’ün "Mahtumkulu Firaki" yılı ilan edilmesini değerli bulduklarını söyleyen Kurtulmuş, Aşkabat’taki forumun, her sözünde hikmet olan büyük bir Türk şairinin birlik, beraberlik, hakkaniyet ve adalet konusunda ortaya koyduğu fikirlerden bütün dost ve kardeş ülkelerin yararlanmasına vesile olmasını temenni etti. "Türk dünyasını bir güç merkezi haline getirmek gerek" Türkiye ve Türkmenistan arasında ikili ticaret, kültür, savunma sanayinde çok yakın ilişkilerin bulunduğunu aktaran Kurtulmuş, enerji alanındaki iş birliği imkanlarına işaret ederek iki ülke devlet başkanlarının bu konuda da görüşme yaptığını kaydetti. Parlamenter diplomasinin imkanlarından da istifade etme arzusunda olduklarını belirten Kurtulmuş, iki ülke arasında hem dostluk grupları hem de uluslararası komisyonlarda iş birliklerinin daha da artırılmasını önemli bulduklarını söyledi. Türkmenistan’ın TÜRK PA ve Türk Devletleri Teşkilatı’na tam üye olmasını temenni ettiklerini belirten Kurtulmuş, ayrıca Türkmenistan Meclis Başkanı Gulmanova’ya Türkiye’ye davetini de iletti. Orta Asya’dan Türkiye’ye ve Balkanlar'a kadar olan coğrafyada yaklaşık 300 milyon Türk nüfusunun bulunduğunu dile getiren Kurtulmuş, bu coğrafyanın imkanlarını ortak bir şekilde iş birliğiyle en güzel noktaya taşımak ve Türk dünyasını bir güç merkezi haline getirmek gerektiğini vurguladı. Türk dünyasının varlığının dünya barışı için bir tehdit değil, dünya barışının daha rahat temin edilebilmesi için bir imkan olduğunun altını çizen Kurtulmuş, "Ümit ederim ki Türkiye ile Türkmenistan arasındaki ilişkileri ekonomi, kültür, ticaret, enerji ve diğer alanlarda güçlü bir şekilde geliştiririz ve bu coğrafyanın daha da ilerlemesi için iş birliğini kuvvetlendiririz" ifadesini kullandı. "Dünya bir orman kanunuyla yönetilen yer haline gelmiştir" Türkiye’nin içinde bulunduğu coğrafyada yaşanan çatışmalara işaret ederek İsrail’in Gazze başta olmak üzere Filistin topraklarına ve Lübnan’a yönelik saldırılarını hatırlatan Kurtulmuş, "Bugün dünyada kural bazlı bir sistem yoktur. Dünya bir orman kanunuyla yönetilen yer haline gelmiştir. Bunun için hep beraber, haktan, hukuktan, adaletten ve barıştan yana olanlar bir araya gelip yeni bir dünyanın nasıl kurulacağı konusunda kafa yormalıyız, siyasi teklifleri ortaya koymalıyız. Cumhurbaşkanımızın her platformda dile getirdiği ‘Dünya beşten büyüktür’ sözü, aslında bu dünyadaki arayışın açıkça ifade edilmesidir. Hep beraber siyasi çalışmalarımızın merkezine bu konuyu yerleştirmemiz gerekir. Bu konuda dünya hakları arasında adalet arayışının yükselen bir dalga şeklinde gelişmesinin çok faydalı sonuçlar doğuracağına inanıyorum" değerlendirmesinde bulundu. Türkmenistan Meclis Başkanı Dünyagözel Gulmanova ise TBMM Başkanı Kurtulmuş ve heyetini ağırlamaktan memnuniyet duyduğunu belirterek Mahtumkulu Firaki’nin 300. doğum günü vesilesiyle düzenlenen "Uluslararası Zaman ve Uygarlık İlişkisi-Modern Dünya ve Kalkınmanın Temeli Forumu"na katılımlarından dolayı teşekkür etti. Görüşmede, AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman, MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Yaşar Yıldırım, Saadet Partisi Grup Başkanvekili İsa Mesih Şahin, Türkiye’nin Aşkabat Büyükelçisi Ahmet Demirok da yer aldı.  

 TBMM Başkanı Kurtulmuş: Haber

 TBMM Başkanı Kurtulmuş: "Birlik içerisinde uyanık olacağız"

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, bir dizi program için Düzce'ye gitti. İlk olarak Düzce Valiliği'ni ziyaret eden Kurtulmuş, Vali Selçuk Aslan'dan şehirde yapılan çalışmalar hakkında bilgi aldı. Ardından Kurtulmuş, Düzce Üniversitesi Akademik Yıl açılış törenine katıldı. Açılışta hayatını kaybeden Recai Kutan'a rahmet dileyen Kurtulmuş, "Bugün vefat haberini aldığımız, Türk siyasetinin duayen isimlerinden, nezaketiyle, zarafetiyle, memleket sevgisiyle, Türkiye'nin kalkınmasına adadığı ömrüyle hepimiz için örnek bir şahsiyet olan Recai Kutan beyefendiyi rahmetle anıyorum. Kendisiyle yıllarca çalıştık. Karış karış Türkiye'yi dolaşmış, Türkiye'nin gelişme serüveninin hemen hemen her safhasında yer almış olan önemli ve örnek alınacak bir siyaset insanıydı. Kendisine Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum. Ailesine, sevenlerine ve milletimize başsağlığı diliyorum" diye konuştu. "Önümüzde yeni bir dönem var" Dünyanın yeni bir dönemin başlangıcında olduğunu söyleyen Kurtulmuş, "Yaşadığımız çok kısa süre içerisinde önemli iki büyük gelişme yaşandı. Bunlardan birisi 1990'ların başında Berlin Duvarı'nın yıkılmasıydı. Berlin Duvarı'nın yıkılmasıyla birlikte 1945-90 arasında devam eden bir tarafında Amerika'nın, bir tarafında Rusya'nın olduğu iki kutuplu dünya sistemi çöktü. Berlin Duvarı ile birlikte Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği dağılarak çok sayıda yeni devlet ortaya çıktı. Dünyadaki iki kutupluluk dönemi geride kalmış oldu. Ondan sonraki süreçte de Amerika Birleşik Devletleri'nin başını çektiği iddia edilen tek kutuplu bir dünya sistemi, yani bir tek gücün yönlendirdiği bir dünya sisteminden bahsedildi. Ta ki 2022 yılının Ağustos ayına kadar. Amerika Birleşik Devletleri'nin Afganistan'dan apar topar çekilmesiyle birlikte o tek kutuplu olduğu empoze edilen sistem de çöktü. Şimdi önümüzde yeni bir dönem var. Bu dönemin nasıl gelişeceği, nasıl yeni gelişmelerle dünyanın hangi güç dengelerinin içerisinde hareket edeceğini henüz bugünden bütünüyle bilmemiz mümkün değil. Tabii ki bazı tahminler, bazı öngörülerde bulunuyoruz" diye konuştu. "Türkiye bu coğrafyanın yükselen yıldızı olmaya, dünya denkleminde güçlü bir ülke olmaya adaydır" Dünyanın çok kutuplu olacağını söyleyen Kurtulmuş, "Artık dünya ne iki kutuplu ne tek kutuplu bir dünya olmayacak. Çok kutuplu bir dünya olacak. Bu da şu demektir. Başta bizim içinde bulunduğumuz coğrafya olmak üzere dünyanın birçok yerinde yeni güç merkezleri, yeni güçlü ülkeler ortaya çıkacak, yeni dengeler ve yeni denklemler oluşacaktır. Hiç şüphesiz size moral vermek için kendime moral vermek için söylemiyorum. Çok kutuplu yeni dünyanın gelişmeleri içerisinde bu bölgenin büyük ülkelerinden birisi olan, dünyada özellikle Cumhuriyetimizin ikinci asrında Türkiye yüzyılı olmasını temenni ettiğimiz büyük gelişmeleri, büyük bir takım fırsatları barındıran bu önümüzdeki süreçte, gelişen yeni dünya dengeleri, denklemleri içerisinde en önemli ülkelerden birisi Türkiye olacak. Potansiyeli itibarıyla, genç nüfusu itibarıyla, Türkiye'nin jeostratejik konumu itibarıyla, yani hangi denklemi alırsanız alın içinde vazgeçilemez bir ülke olarak Türkiye önümüzdeki dönemin bu çok kutuplu dünya dengelerinin en önemli ülkelerinden biri olacak. Doğu-batı dengesinde, kuzey-güney dengesinde, Müslüman- Hristiyan ülkeler arasındaki dengede, Asya-Avrupa dengesinde dünyanın bütün stratejik geçiş yollarında olması, dünyanın bütün enerji imkanlarının, haklarının bir havı olabilecek potansiyele sahip olması dolayısıyla Türkiye bu coğrafyanın yükselen yıldızı olmaya, dünya denkleminde güçlü bir ülke olmaya adaydır" şeklinde konuştu. "Büyük ateş çukuruna bütün bölge ülkelerini de itmeye çalışıyorlar" Kurtulmuş, "Ancak şunu da biliyoruz ki bu coğrafyada biz zaten ecdadımızın buraya adım attığı günden itibaren, öyle arkamızı yan gelip yatarak hiçbir şekilde bir günümüzü neredeyse rahat içerisinde geçirmedik. Hep mücadeleyle geçirdik. Hep ileri hedefler önümüze koyarak ilerledik. Hep daha ileriye doğru gittik ve inşallah bundan sonra da daha ileriye gideceğiz. Bu yeni dönemin nasıl şekilleneceği, bu dengelerin nasıl gelişeceği konusunda bir takım tahminler, gelişmeler ortadayken maalesef yeni dönemin belirsizliklerini artıran bir önemli gelişme olarak da bu çok kutupluluk sürecinde önemli gelişme olarak da İsrail'in bir yıldır devam eden ve bölgeyi ateş çemberine değil, büyük ateş çukuruna bütün bölge ülkelerini de itmeye çalışıyorlar. Delicesine davranışlarıyla meczup, siyaset, akıl dışı tavırlarıyla da aslında o açtıkları çukura kendileri de düşmeye aday bir ülke olarak, yönetim olarak duruyorlar" ifadelerini kullandı. "İsrail kendisine hiçbir şekilde dokunulamayacağını zannediyor" İsrail'in Gazze'de devam ettirdiği katliamlar, soykırımların yeni döneme geçen dünyadaki dengeleri sarstığını dile getiren Kurtulmuş, "İsrail'in bu saldırgan tavrının dünyada yeni bir gelişmeye de sebep olabileceğini görüyoruz. Örnek olsun diye söylüyorum. Kendisine dokunulmayan, dokunulamayan bir ülke olduğunu iddia eden, varsayan, arkasına aldığı güçlerle birlikte başta Amerika Birleşik Devletleri ve bazı Avrupa ülkeleri olmakla birlikte kendisine hiçbir şekilde dokunulamayacağını zanneden İsrail'e, Amerika'nın bütün desteğine rağmen, Birleşmiş Milletler'deki bütün engelleme girişimlerine rağmen dünyanın hemen hemen tamamı karşı çıkmış, Güney Afrika Cumhuriyeti'nin başvurusuyla da Uluslararası Adalet Divanı'nda dokunulamaz zannedilen İsrail'e dokunulmuştur. Şimdi bundan sonraki dönemde çok daha önemli gelişmelerin olacağını hep birlikte göreceğiz" dedi. "Ne kadar kınarsanız kınayın arkasında Amerika var" İsrail'in Gazze'yi işgale 2023 yılında başlamadığını, bu senaryonun birinci ve ikinci perdesi olduğunu dile getiren Kurtulmuş, "Öncelikle 1917'de Osmanlı Cihan Devleti, Filistin topraklarından çekilmek zorunda kalınca oraya İngilizler geldi ve orayı yönetmeye başladılar. İngiliz yönetiminin bölgede yaptığı yönetimi ele aldığı zaman yaptığı ilk iş, 1917'de yerleşimciler İngilizler tarafından Filistin topraklarına yerleştirildi. Bugünün neredeyse tam tersi olan o haritada oraya yasa dışı yerleşimciler İngilizler eliyle, marifetiyle yerleştirilmeye başlandı. Arkasından 1948, arkasından 1967'deki savaşlarla birlikte İsrail ilhak, imha ve işgal politikalarına duraksamadan devam etti. İki tepe aldı, üstüne yattı. Birleşmiş Milletler kınadı. Arkasında Amerika var. İstediğiniz kadar kınayın. Onlarca kararlar çıktı, ‘Buradan çekilin' diye. Şehirleri işgal etti. Genişledi, genişledi ve fevkalade güçlü şekilde bugünkü güne hazırlandı" diye konuştu. "İsrail, Lübnan'ı yasa dışı şekilde işgale hazırlanıyor" Oyunun birinci perdesinin 1917'de, ikinci perdesinin de 2003 yılında açıldığını anlatan Numan Kurtulmuş, "2003 yılında Amerika Birleşik Devletleri'nin Irak'ı işgaliyle birlikte başlayan süreç. Hemen arkasından 2011 yılında Arap Baharı olarak başlayan gelişmeler, bölgede tam da İsrail'in bugünü için hazırlığın başlangıcıdır. Amerikan işgaliyle birlikte ve arkasından gelişen süreçlerde bölgedeki ülkelerin tamamı İsrail'e karşı çıkabilecek, ona mani olabilecek ülkelerin tamamı bölünme, parçalanma ve iç savaş sürecine sürüklenmiştir. Şöyle bir gözden geçirelim. Irak, Suriye paramparça olmuştu. Şimdi İsrail, Lübnan'ı yasa dışı şekilde işgale hazırlanıyor" şeklinde konuştu. "Bazı ülkelerde siyaseten yönetilemez hale getirilmiştir" Lübnan'ın önce Müslüman-Hristiyan iç savaşıyla, arkasından da 2003'ten sonraki gelişmelerle birlikte mahalle mahalle bölündüğünü, tamamıyla kolay lokma olarak hazırlandığını sööyleyen Kurtulmuş, "Yemen, Sudan, Libya fiziki olarak bölünen ülkelerden bahsediyorum, Suriye. Bu anlamda ne yazık ki bazı ülkelerde siyaseten yönetilemez hale getirilmiştir. Böylece ikinci perdeyle birlikte bölge ülkelerinin tamamı, birbiriyle düşman, birbiriyle rakip, çelişen, çatışan ülkeler, halklar ve etnik yapılar; mezhebi yapılarda birbirlerine karşıt hale getirilmişlerdir. Dolayısıyla ikinci perde maalesef acı gelişme olarak, yine arkasında yüz binlerce insanı yaralı, ölü şekilde bırakarak gerçekleştirilmiş, ikinci perdenin kapanmasıyla birlikte üçüncü perde, yani Gazze'nin fiilen işgaliyle birlikte başlayan süreç gerçekleşmeye başlamıştır" ifadelerini kullandı. "Arz-ı mevudun gerçekleşmesine asla Türkiye müsaade etmeyecektir" Üçüncü perdenin de devam ettiğinin altını çizen Kurtulmuş, "Bu kadar bölge ülkelerini dağınık bulmuşken, İslam ülkelerini bu kadar inisiyatifsiz, bu kadar korkak, bu kadar siyaseten etkisiz bulmuşken ve arkasında gemileriyle, uçaklarıyla, askeri gücüyle, siyasetiyle Batı ülkelerini kendi yanında bulmuşken Netanyahu ve çetesi diyor ki, ‘Biz de son vuruşumuzu yapalım, arz-ı mevud gerçekleştirelim.' Dünya sistemini ciddi şekilde yerden yere vuran, dünya sistemini bundan sonraki süreçte yeni gelişmelere gebe bırakan bu saldırgan tavrın bütün ülkeler tarafından önlenilmesi dünya barışı için en önemli şart. Bu çerçevede Türkiye'nin de bütün insanlarının uyanık olması lazım. Şöyle bir saflığa hiçbir şekilde kapılmamamız gerekiyor. Yıllardır bir biz arz-ı mevud'dan bahsederken bunu kendi zihnimizden uydurulmuş bir şey olarak söylemiyorduk. İsrail'de yazılanları, çizilenleri, onların politik tercihlerini, politik motivasyonlarını gayet iyi bildiğimiz için, yani vadedilmiş topraklar meselesinin bir hikaye olmadığını gördüğümüz için hep uyarıyoruz. Şimdi bütün bu gelişmeleri zincirin parçaları olarak birbirine bağladığınızda 1917'den itibaren bugüne kadar gelinen süreçte nasıl bütünleşik bir harekat planı içerisinde hareket edildiği aşikardır. Bu çerçevede arz-ı mevudun gerçekleşmesine asla Türkiye müsaade etmeyecektir" dedi. "Milli meselelerimizde bir, beraber ve bütünleşik olmak mecburiyetindeyiz" Yapılanların arz-ı mevud meselesi olduğunu belirten Kurtulmuş, "İsrail Devleti'nin bayrağının üstündeki mavi çizgi Fırat Nehri'ni, altındaki mavi çizgiyse Nil Nehri'ni sembolize eder. Yani Nil'den Fırat'a bütün bu coğrafya siyonistlerin emri altına girmeden bu harekatı bitirmemeye yemin etmiş vaziyettedirler. Onun için uyanık olmak, ne yapıldığını, ne yapılmak istendiğini gayet iyi görmek ve Türkiye olarak önce kendi topraklarımızı, kendi milletimizi, vatanımızı en iyi şekilde korumak ve bölgenin birliğini sağlamak için mücadele etmemiz lazım. Bunun için öncelikle uyanık olmak, Ortadoğu'daki, dünya meselelerinde Türkiye'nin içerisinde ne kadar farklı fikirlere sahip olursak olalım, siyaseten hangi farklı programları, teknikleri halkımıza sunuyor olursak olalım, milli meselelerimizde bir, beraber ve bütünleşik olmak mecburiyetindeyiz. Bunu sadece bir siyasi partinin mensubu olarak değil, sadece vatanını seven bir vatansever olarak değil, aynı zamanda Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı olarak da bir sorumluluk olarak görüyorum. Siyaseten fikirlerimiz farklı olabilir. Gittiğimiz istikametler A'dan Z'ye birbirine zıt olabilir. Ama milli menfaatlerimiz özellikle önümüzdeki yeni dönemde Türkiye'nin imkanlarını ve kabiliyetlerini artırma azmimiz, gayretimiz ve başta siyonistlerin hedefleri olmak üzere ülkemize karşı bir takım niyetler içerisinde olanlara karşı da ortak bir duruşu sergilememiz bizim milli vazifemizdir. Bunun için birincisi uyanık olacağız. İkincisi birlik ve beraberlik içerisinde olacağız. Eğer Türkiye bu konudaki birliğini, beraberliğini devam ettirirse Allah'ın izniyle bölgedeki oynanan oyunları çözebilecek iradeyi ortaya koyacaktır" diye konuştu. "Türkiye'yi de açtıkları bu ateş çukuruna atma niyeti içerisinde olduklarını gayet yakinen biliyoruz" "Birlik içerisinde uyanık olacağız" diyen Kurtulmuş, "'Bize dokunmaz, bize gelmez' demeyeceğiz. 20 yıl öncesine, 30 yıl öncesine bakın. Bölgedeki meselelerin hemen tamamına yakını bizim sınırlarımızın çok uzaklarındaydı. Adım adım bu tehlikenin yaklaştığını ve Türkiye'yi de içine alacak, hatta Türkiye'yi de açtıkları bu ateş çukuruna atma niyeti içerisinde olduklarını gayet yakinen biliyoruz. Bunun için bu birlik beraberlik içerisinde hareket edeceğiz. İnşallah yarın Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde Dışişleri Bakanımız ve Milli Savunma Bakanımız bölgedeki gelişmelerle ilgili hususlarda milletvekili arkadaşlarımızı çok geniş şekilde bilgilendirecekler ve böylece parlamentodaki milletvekilleri de milletin temsilcileri olarak bu konuda atılacak adımlar konusunda bilgilendirilecek ve görüşlerini ifade edeceklerdir" şeklinde konuştu. "Hedefleri sadece Araplar, Gazze, Batı Şeria ya da Lübnan değildir" Netanyahu ve çetesinin hedefinin sadece Filistinliler olmadığının altını çizen Kurtulmuş, "Hedefleri sadece Araplar, Gazze, Batı Şeria ya da Lübnan değildir. Bunların bu bölge halkları arasında en ufak bir fark görmediğini, ‘Bunlar Arap'tır, Acem'dir, Türk'tür, Kürt'tür, Sünni'dir' diye hiçbir ayrım gözetmediklerini gözümüzün içine parmaklarını soka sapa anlatıyorlar. Bu süreçte her kim Arap-Acem, Türk-Kürt, Sünni-Şii, hatta Müslüman-Hristiyan ayrımı yaparsa biliniz ki İsrail'in ekmeğine yağ sürüyor demektir. Bu çerçevede Türkiye'nin aydınları olarak, Türkiye'nin beyni olan üniversitelerimiz olarak bu konudaki çalışmalarımızı da süratle sürdüreceğiz. Ayrıca bölge halkları arasındaki farklılıkların, ayrılıkların giderilebilmesi için de gayret sarf edeceğiz. Özellikle son zamanlarda Suriye ve Mısır'la normalleşme meselesi adımları ise tam da bu amaçla atılmaya çalışılan adımlardır. Böylece bölge halkları ve devletleri arasındaki mümkün olduğu kadar yakın dayanışmanın tesis edilmesi her birimizin menfaatinedir" ifadelerini kullandı. "Dünyada bu katliamları durduracak bir tane ülke var. Amerika istesin bir günde bu işi bitirir" Netanyahu ve çetesinin ,siyonist rejimin yalnızlaştırılması gerektiğine değinen Numan Kurtulmuş, "Öylesine yanlış bir yola girdiler ki kendi ideolojileri ve fikirleri açısından burada bu yolda duracakları bir durak da yok. Kendi duraklarını hepsi kendileri iptal ettiler. Ne yazık ki zaman zaman insanı çıldırtan, batıdan bazı açıklamalar geliyor. Yine açık yüreklilikle söyleyeyim. Bunlardan en çok bizi rahatsız edenlerden birisi de adam şimdi Lübnan'a saldırıyor. Diyor ki işte efendim ölçülü mukabelede bulunun. Allah aşkına bir mukabelenin ölçülü olabilmesi için daha kaç 50 bin masum insanın ölmesi gerekir? Böylesine gayri insani bir düşünce olabilir mi? Dünyada bu katliamları durduracak bir tane ülke var. Amerika istesin bir günde bu işi bitirir. Bir cümle söyleyecek, hatta bir kelime söyleyecek; ‘Dur Netanyahu'. Bunu demiyor. ‘Devam et Netanyahu' diyor. Onlar da buna ortak olduklarını ortaya koymaya çalışıyorlar. Dolayısıyla bundan sonraki süreçte isteseler de istemeseler de Netanyahu ve çetesi yalnızlaşacaktır. Bu süreçte Netanyahu hükümetinin yalnızlaştırılması, insanın ortak vicdanıdır, ortak çalışma alanlarından birisidir. Bütün bunları yeni bir dünyanın tam da kurulmakta olduğu dönemde önümüzde çok büyük bir insani problem olarak duruyor. İnşallah en kısa zamanda bu büyük kötülükten, büyük hayırlar çıkarmakta insanlığın boynunun borcudur. Adalet, hakkaniyet, insaf, vicdan, insanların yaratılışta eşitliği, devletlerin de egemenlikte eşitliği prensibinde yeni bir dünyanın kurulması mümkündür, muhtemeldir ve sizi temin ederim ki mukadderdir" dedi. Numan Kurtulmuş, açılış sonrasında "Düzce Sivil Toplum Buluşması" programına katıldı.

TBMM Başkanı Kurtulmuş’tan ilk dört madde açıklaması Haber

TBMM Başkanı Kurtulmuş’tan ilk dört madde açıklaması

Kurtulmuş, 28'nci Dönem 2. Yasama yılını değerlendirdi. Kurtulmuş, 28. Yasama döneminde iki bin 442 kanun teklifi verildiğini hatırlatarak, “Halihazırda Genel Kurul gündeminde 76, komisyonlarda ise 2 bin 153 kanun teklifi bulunmaktadır. Yine bu yasama dönemi içerisinde 4 kanun teklifi, Cumhurbaşkanı tarafından TBMM'ye sunulmuştur. 28'nci Yasama Dönemi'nde, toplam 73 kanun kabul edilmiş, 54 TBMM Başkanlığı kararı alınmıştır. 28'nci Yasama Döneminde, Genel kurul ve komisyonlarda 468 birleşim gerçekleştirilmiş. Toplam bin 512 saat 49 dakika toplantı yapılmış ve bu çerçevede 55 bin 459 sayfa tutanak tutulmuştur” ifadelerini kullandı. Kurtulmuş, Genel Kurul yaralayıcı sözlerin ve kavga görüntülerinin çıkmasından ötürü rahatsızlığını ifade ederek, “Bu anlamda bu görüntülerin TBMM'ye, Türkiye siyasetine yakışmadığının bir kere daha altını çizmek isterim. Bütün milletvekili arkadaşlarımızı, bu konuda daha hassas davranmaya davet ediyorum. Ayrıca hemen dönemin başında; parti gruplarına yapacağım ziyaretlerde de dile getireceğim konulardan birisi de budur” diye konuştu. KURTULMUŞ ANAYASA KONUSUNDA ŞÖYLE KONUŞTU: “Yeni bir Anayasa TBMM’nin ödevlerinden biridir. Sivil, demokrat, katılımcı, güçler ayrılığı prensibini bütünüyle benimsemiş, Türkiye'nin gerçeklerine uygun ve milletimizin ihtiyaçlarını karşılayacak bir Anayasa çalışmasının yapılması zorunludur. Bildiğiniz gibi geçtiğimiz yasama yılında, bu konuyla ilgili olarak bütün siyasi partilerle temaslarımızı sürdürdük. O günkü şartlar içerisinde kategorik olarak hiçbir siyasi parti, kapıyı kapatmadı. Zaten görüşmelerine başlamadan evvel parlamentoda grubu bulunan ya da temsil edilen bütün siyasi partilerin, parti metinlerini inceledik. Hepsinde ya, 'Yeni anayasa' tabiri ya da, 'Anayasanın köklü bir değişiklik yapılması talebi yer alıyor. Dolayısıyla parlamentoda bulunan siyasi partilerimizin tamamı anayasa konusunda; ya parti programlarında ya seçim beyannamelerinde bu zorunluluğu dile getirmiş vaziyettedir. Dolayısıyla bundan sonra da, bu zemini gerçekten demokratik üslup içerisinde tartışmaya açık tutulması ve bu müzakerelerin gerçekleştirilmesi için üzerime düşen sorumluluğu yerine getirmeye gayret edeceğim.” Kurtulmuş, Anayasa’nın içeriğine ilişkin görüş beyan edilmediğini hatırlatarak, “Sadece yönteme ilişkin ve tüm partilerin katıldığı, katılımcı ve bütün Türkiye'yi kapsayan, kuşatıcı bir anayasanın yapılması gerektiğinin üzerinde durduk. Bu çerçevede ilk 4 madde konusunda, parlamentomuzda temsil edilen partilerimizin hemen hemen tamamına yakınının herhangi bir iddiasının, teklifinin ya da bir sorununun olmadığını görüyoruz. Bundan dolayı ilk 4 madde hakkında yapılacak herhangi bir tartışmanın, sadece lüzumsuz gerilimlere ve zaman kaybına neden olacağını ifade etmek isterim. Dolayısıyla, Anayasa tartışmalarının şeffaf bir zemin içerisinde yapılması herhalde en hayati hususlardan birisidir. Ayrıca Parlamentoda grubu bulunan ve temsilcileri bulunan partilerin görüşlerinin alınması ve bu sürecin açık bir şekilde yürütülmesinin yanında üniversitelerin, hukuk camiasının, sivil toplum kuruluşlarının görüşü olan bütün kesimlerin, 'Biz de bu konudaki teklife sahibiz' diyen bütün kesimlerin görüşlerinin alınacağı, süre biraz uzun olabilir ancak bu tartışmaları olgunlaştırılacağı bir dönemin yürütülmesini TBMM Başkanlığı olarak kendi yükümüz sayıyoruz” şeklinde konuştu. Rusya ziyaretinde Türkiye’nin BRICS başvurusunun da gündeme geldiğini söyleyen Kurtulmuş, “Türkiye'nin de böyle bir platformun içerisinde olmasına müspet baktıklarını gördük. Ancak tabii BRICS, dünyada şu anda var olan ve yıllardır devam eden oluşumlar gibi, netleşmiş, kesinleşmiş bir oluşum olmadığı aşikardır. Henüz bir platform şeklindedir, öyle görmek lazım. Gelişme potansiyeli olan, ekonomileri ve nüfusları itibariyle dünyanın önemli bölgelerinde bulunan güç merkezleri özelliğine kavuşmak üzere olan bazı ülkeleri temsil ediyor. Bunun nasıl gelişeceğini ve ilerleyeceğini biz de zaman içerisinde göreceğiz. Ama Türkiye'nin çok taraflı diplomasinin bir gereği olarak, bugün bile aynı anda birden fazla yerle ilişkisini sürdürebilen bir ülkedir. Türkiye'nin bütün bu ilişkileri sürdürürken tekrar söylüyorum; Türkiye, ne doğunun ne batının ne kuzeyin ne güneyin paraleline ya da peykine düşecek bir ülke değildir” İsrail’in Lübnan’a gerçekleştirdiği saldırıda hayatını kaybeden Nasrallah ile ilgili sosyal medya paylaşımına ilişkin olarak Kurtulmuş, “Bu açıklamayı kendi inisiyatifim dahilinde yaptım. Şunu söyleyeyim; İsrail'in bu tavrı karşısında herkesin şunu görmesi lazım. İsrail bu Filistinlidir, Arap'tır, Acem'dir, Türk'tür, Sünni'dir, Şii'dir. Hatta ve hatta bu Hristiyan'dır, Dürzi'dir diye ayırt etmiyor. İsrail bu bölge halklarının tamamına karşı bir savaş yürütüyor. Keşke bu meczup tavrı bıraksalar, bundan memnun oluruz. Ama herkese karşı ve bir devlet adabı içerisinde, devlet anlayışı içerisinde davranmıyor. Terör örgütü gibi davranıyor" şeklinde konuştu. Can Atalay konusunda Kurtulmuş, “Hukuken meselenin bundan sonraki kısmı hukuki süreçlerle ilgilidir. Sonuç almak bakımından Meclis'in bu aşamada yapabileceği bir şey yoktur" ifadelerini kullandı.

Numan Kurtulmuş: Ayşenur'un kanının hesabını soracağız Haber

Numan Kurtulmuş: Ayşenur'un kanının hesabını soracağız

Filistinlilere destek verirken İsrail askerleri tarafından başından vurularak katledilen Ayşenur Ezgi Eygi'nin cenaze töreni için Aydın'ın Didim ilçesine gelen TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş ve Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile birlikte taziye evindeki çadırda basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. “Ayşenur kızımızın kanının hesabını sonuna kadar soracağız” Ayşenur Ezgi Eygi'nin eşi Hamid Mazhar Ali ve aile fertlerinin de bulunduğu açıklamada konuşan TBMM Başkanı Kurtulmuş, “Türk Milleti olarak sonuna kadar bu işin takipçisiyiz. Devlet olarak sonuna kadar takipçisiyiz. Ayşenur Ezgi bizim için diğer tüm şehitler gibi ölümsüzdür. Hepimizin bildiği gibi Cenab-ı Allah şöyle buyuruyor: 'Allah yolunda öldürülenleri ölüler demeyin, onlar diridirler ve rabbimiz katında rızıklandırılıyorlar'. Ayşenur kızımızın ruhaniyetinin aramızda olduğunu ve onun maneviyatının bizlere güç verdiğini hatırlatmak isterim. Makamı cennet olsun, bütün milletimizin başı sağ olsun. Buradaki bütün aile fertlerine başsağlığı diliyorum. Bundan 24 sene evvel, yine onun gibi genç bir insan evladı Rachel Corrie de Filistinlilerin haklarını korurken, İsrail'in buldozerlerinin altında çiğnenerek katledildi. Bu vesile ile Rachel Corrie'yi de minnetle yad ediyoruz. Filistin davasına sahip çıkan bütün insanlık camiasının onurlu fertlerine saygılarımızı sunuyoruz, hep beraber bu mücadeleyi vereceğiz. Acımız büyüktür ama Ayşenur kızımızın kanının hesabını sonuna kadar soracağız. Bunlar yaptıklarının hesabını uluslar arası mahkemelerde verecekler" dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.