SON DAKİKA
Hava Durumu

#Müsilaj

Söz Bursa - Müsilaj haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Müsilaj haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Marmara'da müsilaj tehlikesi devam ediyor Haber

Marmara'da müsilaj tehlikesi devam ediyor

Şubat ayı sonunda İstanbul başta olmak üzere Marmara Bölgesi'nde etkili olan soğuk ve karlı hava sayesinde yüzeyde bir miktar azalma ve dağılım gösteren müsilajın derinlere indiği gözlemlendi. Türkiye'nin ilk mercan nakil projesine ev sahipliği yapan ve Marmara Denizi'nin tek deniz koruma alanı olan Tavşan Adası'nda (Balıkçı Adası) gerçekleştirilen dalışta, Deniz Yaşamını Koruma Derneği dalgıçları Biyolog Ulaşcan Kayataş, Yaban Hayat Ekologu Baran Aksel Keskin ve gönüllü dalıcı Yener Kuşculuoğlu, müsilaj ile kaplanan mercanları temizleyerek onlara yaşam şansı verebilmek için çalışmalarına devam ediyor. 25-35 metre aralığında bulunan mercanların üzerindeki müsilaj dalgıç paletleri kullanılarak uzaklaştırılıyor ve böylece mercanların beslenmesi ve hayatta kalabilmesi sağlanıyor. Midyeler müsilajdan etkilendi 13 Mart'ta yapılan dalış sırasında dalgıç ekibi, koruma alanında bulunan dev midyelerin (pina) müsilajdan olumsuz etkilendiğini ve canlılığını devam ettirmekte zorlandıklarını gözlemledi. Dalış sırasında deniz suyu sıcaklıkları da ölçüldü. Yüzeyde 10C olan su sıcaklığı, derinlere inildikçe kademeli olarak artarak 40 metrede 16C'ye ulaştı. Özellikle 13-25 metre aralığında sıcaklık 11C, 28-35 metre arasında 13C, 35 metrede 14C, 36 metrede 15C ve 40 metrede 16C olarak kaydedildi. Bu veriler, Marmara Denizi'nde deniz suyu sıcaklığının derinliklere bağlı olarak değiştiğini ve müsilajın bu ortamda nasıl hareket ettiğini anlamak açısından önemli bir gösterge oluşturuyor. Tavşan Adası'nda tüm olumsuzluklara rağmen biyoçeşitlilik artıyor Marmara Denizi'nin ilk deniz koruma alanı olan Tavşan Adası, tüm olumsuzluklara rağmen biyoçeşitliliğin artmasına destek olmaya devam ediyor. Dalış sırasında koruma alanında yaşamaya başladığı tespit edilen deniz patlıcanları, ekosistem için büyük önem taşıyan canlılar arasında yer alıyor. Bir deniz patlıcanı yılda yaklaşık 150 ton kumu filtre ederek denizlerin temizlenmesine katkıda bulunarak, organik atıkları parçalayıp besin döngüsünü destekliyor. Büyük oranda plankton ve çürüyen organik maddeler ile beslenen deniz patlıcanları, bakterilerin ayrıştırma sürecine de katkı sağlıyor. Sıcaklığın tetiklediği müsilaj tehlikesine karşı topyekün hareket etme çağrısı Sanayi ve insan kaynaklı kirlilik ile küresel iklim değişikliği nedeniyle artan deniz suyu sıcaklığının tetiklediği müsilaj felaketine karşı Deniz Yaşamını Koruma Derneği, hem saha çalışmalarıyla müsilajın ekosistem üzerindeki etkilerini en aza indirmek için mücadele ediyor hem de eğitimler ve projeler aracılığıyla kamuoyu farkındalığını artırmayı hedefliyor. Dernek, müsilaj sorununa karşı topyekûn bir mücadele için tüm paydaşlara ortak hareket etme çağrısında bulunuyor. Deniz Yaşamını Koruma Derneği dalgıçları Biyolog Ulaşcan Kayataş ve gönüllü dalışçı Yener Kuşçuluoğlu yaptıkları açıklamada, "Bu dalışı gerçekleştirdiğimiz bölgenin yüzeyinde müsilaj çok görülmemekle birlikte geçtiğimiz günlerdeki soğuk hava dalgasından kaynaklı dipte çökmüş halde bulunmaktadır. Fakat bu müsilajın bittiği anlamına gelmemeli ve havaların ısınması ile birlikte tekrar yoğun bir müsilaj görülmesi beklenmektedir. Su akıntılı. Akıntı olmasına rağmen müsilaj hala var. Düzenli olarak mercanları paletle yelliyoruz ki mercanların üzeri müsilajdan kurtulsun. Fakat her dalışımızda tekrar akıntıya rağmen müsilaj oluyor. Mercanların hayatlarını devam ettirebilmesi, deniz yaşamının devam etmesi adına bu müsilaj problemine karşı topyekün bir önlem almak durumundayız. Artık bu bölgesel bir afet değil, ulusal bir afet durumuna gelmiş durumdadır. Bu konuda tüm yetkilileri inisiyatif almaya davet ediyoruz" dediler.

Dr. Saadet Hacısalihoğlu: "Karsak Deresi'nde canlı yaşayamaz" Haber

Dr. Saadet Hacısalihoğlu: "Karsak Deresi'nde canlı yaşayamaz"

Geçtiğimiz gün Gemlik Körfezi'nde dalış yapılarak müsilaj görüntüleri kaydedilirken, sonrasında ise ekip, siyah renkte akan ve koku yayan Karsak Deresi üzerinde incelemelerde bulundu. Gemlik Kent Konseyi Başkanı Sedat Akkuş, "Gemlik'in çevre sorunları dediğimizde aklımıza öncelikle Karsak Deresi ve 2021 yılında ilk defa hayatımıza giren müsilaj sorunu geliyor. Yıllardır süre gelen ihmaller ve denetimsizlikler yüzünden çocukluğumuzda yüzdüğümüz, balık tutup yediğimiz Karsak Deresi'nin yanından geçerken, şimdilerde utancımızdan dönüp bakamıyoruz. 3 gün önce beyaz akan, dün onu kirletenlerin vicdanı gibi simsiyah akan Karsak Deresi'ni temizlemek artık bizler için çevresel bir olaydan çok insanı bir mesele haline gelmiştir. Çünkü bu derenin kirliliği, birazdan Mustafa Sarı hocam anlatacak, 30 milyondan fazla insana ev sahipliği yapan Marmara Denizi'nde müsilaj olarak karşımıza çıkmaktadır. Ve bu sorun yalnızca belediyelerin meselesi değil; bir arıtma tesisi bile bulunmayan zeytin işletmelerinin, turşu fabrikalarının, sanayinin ve topyekün Gemlik halkının sorunudur. Şunu iyi bilmeliyiz arkadaşlar; ne Karsak Deresi ne de Gemlik Körfezi bizim değil; çocuklarımızın, torunlarımızın gelecek nesillerin mirasıdır bize düşen ise o mirası korumaktır" dedi. Yerel yönetimlerin kent konseyleri ile iş birliği içinde olmasını çok önemsediklerini vurgulayan Bursa Kent Konseyi Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Aksoy ise şöyle konuştu; "26 Şubat'ta Nilüfer Çayı için İnkaya'daydık. 'Dünya Sulak Alanlar Günü'nde İznik Gölü'ne dikkat çektik. Bugün de üçüncü çevre çalışmamızı Gemlik Kent Konseyi öncülüğünde 'Karsak Deresi ve Müsilaj' başlığı ile burada düzenliyoruz. Doğamızı, toprağımızı, havamızı koruma mücadelemize durmadan devam edeceğiz." "MARMARA DENİZİ, DOĞUŞTAN ASTIMLI BİR ÇOCUK GİBİ" Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı, müsilajın tanımını yaptıktan sonra, ortaya çıkmasındaki temel nedenin azot ve fosfor dengesinin bozulması olduğunu açıkladı. Sarı, "Biz müsilaj yüzeye çıkıncaya kadar yok sayarız. Müsilaj yüzeyi kapsayacak ki, ondan sonra müsilaja var diyelim" sözleriyle 2021 ve 2025 yılındaki videoları gösterdi. Bugün Gemlik Körfezi'nde arkadaşlarının dalış yaptığını ve müsilajın denizde örümcek ağı gibi oluştuğunun görüldüğünü belirten Sarı, yüzeye çıkan müsilajın toplam müsilajın binde biri bile olmadığını söyledi. Sarı, müsilajın deniz yüzeyi sıcaklığının ortalamadan fazla olması ve kirliliğin yüksek olması nedeniyle yüzeye çıktığını vurguladı. Marmara Denizi'nin 11 bin 350 metrekarelik yüzey alanı var. Marmara Denizi doğuştan astımlı bir çocuk gibi. Atık hiçbir yere gitmez. 50 yıldır başkanlar, valiler, hükümetler değişti, Marmara'nın altına gönderdiğimiz atık miktarı çok değişmedi. Sonuç; müsilaj" diye konuştu. "TURİZMCİYE KÖTÜ HABER" Müsilajın ekolojik ve ekonomik etkisinin olduğunu ifade eden Prof.Dr. Mustafa Sarı, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Denizin dibi dediğimiz yer bir yaşam alanı. Mercanlar, müsilajdan önce pırıl pırılken müsilajdan sonra etkilendi. Deniz çayırlarını müsilaj battaniye gibi örttüğünde yüzde 15 civarında kayıp ortaya çıktı. Midye çiftlikleri etkileniyor. Yüzde 30 civarında kayıp yaşanıyor. Turizm etkileniyor. Hiç kimse müsilajla kaplı bir yere gelmeyecek. Nisan ayından itibaren müsilaj yüzeye çıkacak. O zaman bu turizm tesisleri boş kalacak." "KARSAK DERESİ'NDE CANLI YAŞAYAMAZ" Bursa Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Saadet Hacısalihoğlu ise, İznik Gölü ve Karsak Deresi etrafında bulunan tekstil, demir-çelik, gıda sanayi ve otomotiv yan sanayii tesislerinin oluşturduğu atık suların Karsak Deresi aracılığıyla Gemlik Körfezi'ne boşaltıldığını kaydetti. Karsak Deresi'nde oksijen seviyesinin 0,5 miligram litre olarak ölçüldüğünü açıklayan Hacısalihoğlu, bu seviyede canlıların yaşayamayacağını dile getirdi. Geçtiğimiz günlerde Karsak Deresi'nin beyaz renkte aktığını vurgulayan Hacısalihoğlu, bunun sanayi kaynaklı atıklar yüzünden olduğunu belirtti. Hacısalihoğlu, çözüm önerisi olarak sanayi kuruluşlarına ileri düzeyde arıtma zorunluluğu getirilip çok sıkı denetimlere tabi tutulması gerektiğini sözlerine ekledi. "ZEYTİN KARA SUYU ARITILMASI ZOR BİR MADDE" Uludağ Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Taner Yonar da bölgede bulunan organize sanayi bölgelerine dikkat çekti. Yonar, "Bursa'da çevre sorunlarını ele alırken aslında tek bir dünyamız olduğunu ve onu da bizlerin kirlettiğini unutmamalıyız. Marmara Bölgesi'ndeki OSB sayısı Türkiye'deki OSB'lerin yüzde 22'sini oluşturuyor. Bu durum hem Nilüfer Çayı, hem Karsak Deresi hem de Marmara Denizi'nde gerekli arıtmalar ve proaktif önlemler alınmadığı sürece büyük tehdit oluşturuyor. Karsak Deresi özelinde zeytin kara suyu sıklıkla görülüyor. Zeytin kara suyu biz çevre mühendisleri açısından arıtılması en zor maddelerden biridir" şeklinde konuştu.

Bursa'da dalgıçlar müsilajın denizdeki durumunu görüntüledi Haber

Bursa'da dalgıçlar müsilajın denizdeki durumunu görüntüledi

 Denizaltındaki görüntüler dalgıçları da şaşkına çevirdi. 27 metreye kadar inen dalgıçlar 18 metrenin altında bulut şeklinde müsilaj ile karşılaştı. Müsilaj; dalgıçları tül perde gibi bütün yosunların, deniz zemininin üzerini kaplamış bir şekilde karşıladı. Kameranın ışıkları açıldığında ise ilerisini göremeyecek kadar yoğun bir müsilaj kaydedildi Marmara Denizi'nde 2021 yılından bu yana belirli aralıklarla görülen müsilaj, profesyonel 4 dalgıç tarafından görüntülendi. Gemlik Belediyesi, Bursa Kent Konseyi, Gemlik Kent Konseyi ve DOĞADER'in tarafından organize edilen etkinlikte, müsilajın tehlikesine dikkat çekildi. Gemlik limanından tekne ile denize açılan dalgıçlar, müsilajın yoğun olduğu bölgeden dalış yaptı. Deniz salyası olarak da bilinen müsilajın durumu dalgıçlar tarafından kamera ile görüntülendi. Denizi kirletenlere cezai işlem ve yaptırım olması gerektiğini belirten Gemlik Belediye Başkanı Şükrü Deviren, "Bursa Kent Konseyi, Gemlik Kent Konseyi ve DOĞADER ile birlikte bir farkındalık oluşturmak için düzenledik. Gemlik için Marmara'nın incisi denir. Maalesef bugün o incinin çamura bulandığını gördük. Bugünden itibaren acil önlem alınması gerekiyor. Denizi kim kirletiyorsa mutlaka ceza ve yaptırım uygulanması gerekiyor" diye konuştu. Marmara Denizi'nin çevresinde yaşayan herkesin denize sahip çıkmasına ihtiyaç olduğunu belirten Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Mustafa Sarı, "Marmara Denizi'nin çevresinde 7 tane il var ve 25 milyon insan yaşıyor. Türkiye'nin yarısından fazlasına hizmet sunan bir endüstri kümelenmiş durumda. Buradaki atıkların hepsi Marmara Denizi'ne gidiyor. Müsilaj, bizim bu denizle kurduğumuz yanlış ilişkinin sonucu. Bu sonucun değişmesini istiyorsak nedenlerini ortadan kaldırmamız lazım. Tabii ki evsel atıklar, sanayi atıkları, tarımsal atıklar ve yanlış kıyı kullanımı öncelikli ama bunların hepsinin içinde hepimiz varız. Sabah uyanıp lavaboyu kullandığımızda, sifonu çektiğimiz zaman o atıklar Marmara Denizi'ne gidiyor. Dolayısıyla müsilaj bunun bir sonucu. Bugün arkadaşlarımız müsilajın durumunu deniz altındaki durumu gözle görmek için dalış yaptı. Denizler, balıklar, yengeçler ve midyelerin evi. Onların evini kirletiyoruz. Atıklarımızı onların evinin ortasına bırakmış oluyoruz. Müsilajın ortaya çıkmasına neden olan faktörleri ortadan kaldıramadıktan sonra müsilajdan kurtulma şansımız yok. Bunun için farkındalığa ihtiyacımız var. Marmara Denizi'nin çevresinde yaşayan her bir bireyin denize sahip çıkmasına ihtiyacımız var. Lavabonuzdan bir litre kızartma yağını döktüğünüzde bir milyon litre deniz suyunu kirletirsiniz" dedi. Dalgıç Mehmet Tufan ise, "Bugün 27 metreye kadar bir dalış gerçekleştirdik. 18 metrenin altında bulut şeklinde bir müsilaj bizi karşıladı. Müsilaj bizi zeminde tül perde gibi bütün yosunların, deniz zemininin üzerini kaplamış bir şekilde karşıladı. Kameranın ışıklarını açtığımızda ilerisini göremeyecek kadar yoğun bir müsilaj vardı. Hepimizin adına çok üzücü bir şey. Bizim 'Denizin kirliliği elle değil vicdanla temizlenir' diye bir sloganımız var. Burada biz sadece farkındalık oluşturmak için bu dalışı gerçekleştirdik" şeklinde konuştu. Gemlik Kent Konseyi Başkanı Sedat Akkuş, "Bugün farkındalık oluşturmak için Marmara Denizi'nin Harmankaya mevkiinde müsilajı görüntülemek için dalgıçlarla beraber deniz keşfi gerçekleştirdik. Dalgıçların aktardığı görüntülere baktığımızda 20 metrenin altında bir müsilaj tabakası denizin dibine çökmüş durumda. Bir farkındalık oluşturmak için yola çıktık bundan sonra bu farkındalıklara devam ederek toplumun tamamını bilinçlenmesini hedefliyoruz" ifadelerini kullandı.

Balıkların yerini müsilaj aldı! Haber

Balıkların yerini müsilaj aldı!

2021 yılında Marmara Denizi ve boğazlarda ilk kez görülen müsilaj kabusu, aradan geçen 4 yılın ardından Bursa sahillerinde yeniden görülmeye başlandı. Yaklaşık 2 aydır sahillerde görülen müsilaj, vatandaşları endişeye düşürdü. Mudanya Kent Konseyi Başdanışmanı Antropolog Dr. M. Levent Sevik ve Mudanya Kent Konseyi Yürütme Kurulu Üyesi Efraim Pala, müsilaj sorunundaki tehlikeye dikkat çekti. Yetkililerin bir an önce önlem alması gerektiğini belirten Efraim Pala, "2021 yılında kendini gösteren müsilaj ile bu yıl tekrar karşı karşıya kaldık. Her platformda pek çok kez dile getirdiğimiz gibi, Marmara Denizi'nin ölüm çığlıkları artık daha da yüksek. Bütün yetkililerden etkili girişimlerde bulunmalarını bekliyoruz" dedi. Antropolog Dr. M. Levent Sevik ise, "Göründüğü gibi Marmara Denizi'ni hep birlikte katlediyoruz. Bu sorunun temelinde biyolojik ve kimyasal faktörler var. Ancak en önemli etken insan faktörü. İnsanların dikkatsizliği ve fabrikaların atıkları burada birikiyor. Alttaki ölü tabaka olan müsilaj yüzeye çıkmaya başlıyor. Bu tabaka zamanla birikerek denizdeki oksijen seviyesini azaltıyor. 10 metrenin altına inildiğinde neredeyse hiç oksijen kalmıyor. Bu durumda balık yiyemez, denize giremez ve kirlilikten kaçınamazsınız. Halkımızın bu konuda daha duyarlı olması gerekiyor. Kullandıkları kimyasallardan attıkları çöplere kadar her şeyin denizde birleştiğini unutmamaları gerekiyor. Bunun için hep birlikte çalışmalıyız" diye konuştu.

Müsilaj Çanakkale Boğazı'nı kaplamaya başladı Haber

Müsilaj Çanakkale Boğazı'nı kaplamaya başladı

ÇOMÜ Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi Temel Bilimler Bölüm Başkanı ve Çanakkale Uygulamalı Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yeşim Büyükateş, "Denizlerde sıcaklık artışı, güneş ışınlarının yoğunluğu, tarımsal ve kentsel yüzey akışlarıyla taşınan azot ve fosfor gibi besin maddelerinin birikimi, akıntı hareketleri ve çeşitli kirlilik kaynakları, müsilaj oluşumunu tetikleyen unsurlar arasında yer alıyor" dedi. Bilim insanlarının uzun süredir uyardığı deniz kirliliği ve buna bağlı olarak oluşan müsilaj, özellikle Marmara Denizi'nde ciddi ekolojik zararlara neden olmuştu. Arıtma sularının denize deşarjı ve deniz ulaşımı sağlayan taşıtların oluşturduğu kirlilik, zamanla deniz ekosistemini tehdit eden bir hastalığa dönüştü. 2020 yılında müsilaj, deniz tabanından su yüzeyine çıkarak görünür hale geldi ve bu durum turizm ile balıkçılık sektörlerini olumsuz etkiledi. Çanakkale Boğazı'nda 2020 yılında Marmara Denizi'ni etkisi altına alarak büyük bir çevre sorununa yol açan müsilaj, Boğaz ve Çanakkale kıyılarını kaplamaya başladı. Tekrar görülmeye başlayan müsilajın artış göstermesi endişeye yol açtı. Büyükateş, denizlerde sıcaklık artışı, güneş ışınlarının yoğunluğu, tarımsal ve kentsel yüzey akışlarıyla taşınan azot ve fosfor gibi besin maddelerinin birikimi, akıntı hareketleri ve çeşitli kirlilik kaynakları, müsilaj oluşumunu tetikleyen unsurlar arasında yer aldığını söyledi. Özellikle bu süreç, fitoplankton türlerinin aşırı çoğalmasına neden olarak deniz ekosisteminde ciddi sorunlara yol açtığını ifade eden Prof. Dr. Yeşim Büyükateş, “Habitat kaybı, oksijen yetersizliği, fotosentez mekanizmasında sorunlar, besin zincirinin bozulması ve biyolojik çeşitlilikte düşüş bu sorunlardan yalnızca birkaçı. 2008 ve 2020 yıllarında gözlemlenen yoğun müsilaj oluşumlarının ardından bu sorunun çözümüne yönelik kısa ve uzun vadeli adımlar gündeme geldi. Bu konuda alınabilecek bazı önlemler arasında kısa vadeli çözümlerde, atık yönetiminde evsel, endüstriyel ve kanalizasyon atıklarının denize arıtılmadan deşarjı derhal engellenmelidir. Sürdürülebilir tarımda, tarımsal gübre ve pestisitlerin denizlere ulaşmasını önlemek amacıyla sürdürülebilir tarım uygulamaları teşvik edilmeli, bu yönde etkili planlamalar yapılmalıdır” dedi. Uzun vadeli çözümler konusunda da önlemler alınması gerektiğini kaydeden Büyükateş, “Ekosistem koruma da sulak alanların korunması, aşırı avlanmanın önlenmesi, kıyı erozyonunun kontrol altına alınması ve habitat kaybının engellenmesi gereklidir. Temiz balıkçılık için doğal balıkçılık yerine çevreye zarar vermeyen temiz balık yetiştiriciliği desteklenmelidir. Alt yapı çözümlerinde, yağmur suyu ve kanalizasyon sistemlerinin ayrıştırılmasına yönelik alt yapı çalışmaları başlatılmalıdır. Sürekli izleme de, biyolojik, hidrolojik ve ekolojik parametrelerin düzenli ölçümü için kapsamlı bir izleme sistemi kurulmalıdır. Halkın bilinçlendirilmesi için atık yönetimi ve çevre koruma konularında toplumun farkındalığını artırmak, müsilajla mücadelede kritik bir adımdır. Bu öneriler, deniz ekosistemlerinin sürdürülebilir bir şekilde yönetilmesine katkı sağlayacak ve müsilaj gibi çevresel sorunların önüne geçmek için etkili bir temel oluşturacaktır. Ekosistem tabanlı yaklaşımlarla denizlerimizin korunması mümkündür” diye konuştu.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Söz Bursa En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.