SON DAKİKA
Hava Durumu

#Milli Eğitim Bakanlığı

Bursa Haber - Milli Eğitim Bakanlığı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Milli Eğitim Bakanlığı haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Geylan, MEB bütçesini değerlendirdi Haber

Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Geylan, MEB bütçesini değerlendirdi

2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) görüşülürken, Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan Bakanlığın bütçesini değerlendirdi. Geylan, yaptığı yazılı açıklamada Milli Eğitim bütçesinin Türk Eğitim-Sen ve eğitim çalışanlarının beklentilerinin dikkate alınması için önemli oluğunu belirterek, “Peki 2025 yılı MEB bütçesi eğitimin ihtiyaçlarını ve beklentileri karşılayacak mı? Bütçe sadece zorunlu ihtiyaçlara mı cevap veriyor, yoksa yatırımlar için de yeterli kaynağı sağlıyor mu?” ifadelerini kullandı. “Eğitim yatırımlarına ayrılan pay devede kulak kalmaktadır” Geylan, “2025 yılı için Milli Eğitim Bakanlığı'na ayrılan bütçe 1 trilyon 451 milyar 715 milyon 540 bin liradır. 2025 yılı MEB bütçesinden personel giderlerine ayrılan rakam, 1 trilyon 30 milyar 744 milyon liradır. Bu da MEB bütçesinin yüzde 71'ine denk gelmektedir. Ayrıca sosyal güvenlik devlet primi giderleri (131 milyar 441 milyon TL) MEB bütçesinin yüzde 9'una, mal ve hizmet alım giderleri (116 milyar 553 milyon TL) MEB bütçesinin yüzde 8'ine, sermaye giderleri (141 milyar 254 milyon TL) MEB bütçesinin yüzde 9,73'üne, sermaye transferleri (446 milyon TL) MEB bütçesinin yüzde 0,03'üne, cari transferler de (31 milyar 275 milyon TL) MEB bütçesinin yüzde 2,15'ine tekabül etmektedir. Dolayısıyla aslında eğitim yatırımlarına ayrılan pay devede kulak kalmaktadır” ifadelerini kullandı. Milli Eğitime ayrılan bütçeyi 2023 yılının bütçesiyle karşılaştıran Geylan, “2023 yılında MEB bütçesi 435 milyar 351 milyon lira iken, 2024 yılında MEB bütçesine yüzde 150,43 artış yapılmıştı. 2025 yılı için ise MEB bütçesinin sadece yüzde 33,1 oranında artırıldığını görüyoruz. Oysa ülkemizde eylül ayında revize edilen Orta Vadeli Plan'da (OVP) 2024 için yıllık enflasyon hedefi yüzde 41,5 olarak yer almıştır” dedi. “Donanımsal eksiklikleri gidermeye yeterli olmadığını görüyoruz” MEB bütçesinin yetersizliğine vurgu yapan Geylan, geçmiş yılara ait rakamları değerlendirerek, “2023-2024 eğitim istatistiklerine göre MEB bütçesinin Merkezi Yönetim Bütçeye oranı 2002 yılında yüzde 7,60, 2022 yılında yüzde 10,79, 2023 yılında yüzde 9,74, 2024 yılında yüzde 9,83'tür. MEB bütçesinin GSYH oranı; 2002 yılında yüzde 2,06, 2022 yılında yüzde 1,26, 2023 yılında yüzde 1,64, 2024 yılında yüzde 2,65 ‘tir. MEB bütçesinden yatırıma ayrılan pay 2002 yılında yüzde 17,18 iken, 2022 yılında yüzde 8,06'ya düşmüş, 2023 yılında yüzde 1,12'lik artışla yüzde 9,18'e yükselmiş, 2024 yılında ise yüzde 9,17'ye gerilemiştir. Konsolide bütçe yatırımlarından MEB yatırımlarına ayrılan pay ise 2002 yılında yüzde 22,34 iken, 2022 yılında yüzde 10,70, 2023 yılında yüzde 11,36, 2024 yılında ise yüzde 6,28 olmuştur. ‘Merkezi Yönetim Bütçesi'nden en büyük payı yine eğitime ayırıyoruz' ifadesi doğru olmakla birlikte ne yazık ki bu oranın eğitime gerekli yatırımları yapmaya, öğretmen ve personel açığını karşılamaya, eğitimi ayağa kaldırmak için fiziki ve teknolojik alt yapıyı güçlendirmeye, araç ve materyalleri temin etmeye, donanımsal eksiklikleri gidermeye yeterli olmadığını görüyoruz” dedi. “Daha az personele sahip kurumların bütçesi oransal olarak MEB'den çok daha fazla artış gösterdi” Bütçe oranlarını farklı kurumlarla da karşılaştıran Geylan, "Avrupa Birliği Başkanlığı'nın bütçesi yüzde 46,27 oranında artırıldı. Devlet Arşivleri Başkanlığı'nın bütçesi yüzde 42 oranında artırıldı. Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün bütçesi yüzde 35,6 oranında artırıldı. Görüldüğü üzere 1 milyonun üzerinde personeli bulunan MEB'in bütçe artışı yüzde 33 oranında kalırken, çok daha az personele sahip kurumların bütçesi oransal olarak MEB'den çok daha fazla artış gösterdi” değerlendirmesinde bulundu. Geylan, MEB bütçesinden talep ve beklentilerini dile getirdiği açıklamasında, öğretmen açığının kapatılmasının ve eğitim bütçesinin artırılmasının acil öncelikler arasında yer aldığını vurguladı. Geylan, öğretmen açığının ücretli öğretmenlerle kapatılmaya çalışılmasının sürdürülebilir olmadığını, 2024-2025 eğitim öğretim yılında ücretli öğretmen sayısının 100 bine ulaşabileceğini belirtti. Bu nedenle ücretli öğretmenlik sisteminin sonlandırılarak, kadrolu atamaların yapılması gerektiğini savunan Geylan, 2025 yılı için en az 100 bin öğretmen ataması talebini dile getirerek, eğitime bütçeden tasarruf yapılmaması gerektiğini sözlerine ekledi. Zorunlu hizmet bölgelerinde öğretmenlere çalışmayı teşvik etmek için bölgenin mahrumiyet derecesine göre 1 ile 2 asgari ücret arasında değişen zorunlu hizmet tazminatı ödenmesini öneren Geylan, bu uygulamanın hayata geçirilmesiyle bu bölgelerdeki öğretmen açığının kapatılacağını belirtti. Ayrıca Türkiye'nin OECD ülkelerine kıyasla öğrenci başına yapılan harcama oranında oldukça geri kaldığını belirten Geylan, eğitime ayrılan bütçenin artırılmasının gerekliliğine dikkat çekti. Geylan, OECD raporlarına göre Türkiye'de eğitim kurumlarına yapılan harcamaların ciddi oranda düşük olduğunu ve bunun iyileştirilmesi gerektiğini vurguladı. Eğitim çalışanlarının maaşlarının iyileştirilmesi Enflasyon ve artan yaşam maliyetleri nedeniyle eğitim çalışanlarının geçim zorlukları yaşadığını belirten Geylan, ek ders ücretlerinin yüzde 100 artırılması talebini yineledi. Geylan, ayrıca sadece öğretmenlere verilen Öğretim Yılına Hazırlık Ödeneğinin tüm eğitim çalışanlarına ödenmesi gerektiğini ifade etti. Personel ihtiyacı ve okulların donanım eksikliği Okullara yeterli düzeyde ödenek ayrılmadığını söyleyen Geylan, okulların boya, temizlik malzemeleri gibi ihtiyaçlarını çoğunlukla okul aile birlikleri üzerinden karşılanmak zorunda kaldığını, ayrıca okullarda ciddi bir hizmetli, güvenlik görevlisi ve memur açığı bulunduğunu savundu. Özellikle güvenlik personelinin okullarda yaşanan şiddet olaylarının önlenmesinde önemli bir rol oynayacağını vurgulayan Geylan, tüm sorunların çözülmesi için MEB'in eğitim bütçesini artırması ve eğitim çalışanlarının haklarının iyileştirilmesi gerektiğini ifade etti.

15 'mükemmeliyet merkezi'nden biri İnegöl'de açıldı Haber

15 'mükemmeliyet merkezi'nden biri İnegöl'de açıldı

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan "Sektörel Mükemmeliyet Merkezi Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönerge" onaylanarak Resmi Gazete'de yayımlanmıştı. Bu önemli düzenleme, mesleki ve teknik eğitimde kaliteyi artırmayı ve sektörlerle daha güçlü bir entegrasyon sağlamayı hedefliyor. Kaymakam Eren Arslan, Milli Eğitim Müdürü Halil İbrahim Zengin ile Hacı Sevim Yıldız Mobilya ve İç Mekan Tasarımı Teknolojisi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde (MTAL) açılan merkezi ziyaret etti. Açıklama yapan Kaymakam Eren Arslan, "Sektörel Mükemmeliyet Merkezi ilçemizde yeni faaliyete başlamış durumda. Ülkemizde 6 ilimizde 15 merkez bulunmakta. İlçemizdeki Sektörel Mükemmeliyet Merkezi özellikle mobilya ve iç mekan tasarımı alanına odaklandı. Hacı Sevim Yıldız Mesleki Eğitim Kampüs alanındaki okulumuz bünyesinde faaliyetini yürütmekte. Burada merkezimizin temel amacı mesleki eğitimli öğretmenlerimizin bilgi ve becerilerini geliştirmek, çağın getirdiği teknolojilerle yeni bilgi birikimleriyle donatarak sektörün ihtiyaç duyduğu desteği sektöre sağlamak olarak özetlenebilir. İnşallah ülkemiz, özellikle mobilya alanında ilçemiz önemli bir konumda olduğu için merkezimizin sektöre olumlu katkılarını gelecek yıllarda olacağını değerlendiriyoruz. Hayırlı olmasını temenni ediyorum" dedi. Milli Eğitim Müdürü Halil İbrahim Zengin ise şu açıklamaları yaptı: "İnegöl Hacı Sevim Yıldız Mobilya ve İç Mekan Tasarımı Teknolojisi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi bünyesinde kurulan Sektörel Mükemmeliyet Merkezi (SMM), Türkiye'nin mesleki eğitim alanındaki dönüşüm projelerinin önemli bir parçasıdır. Bu merkez, özellikle mobilya ve iç mekan tasarımı alanlarında bölgesel kalkınmayı desteklemeyi, mesleki eğitimde kaliteyi artırmayı ve inovasyonu teşvik etmeyi amaçlar. Amaç ve Hedefler: SMM'nin ana hedefi, mesleki ve teknik eğitimi modern teknolojilerle buluşturmak, nitelikli iş gücü yetiştirmek ve sektörün ihtiyaçlarına cevap verebilecek yetkin bireyler yetiştirmek. İnovasyon, üretim süreçlerinin geliştirilmesi ve dijitalleşme alanlarında uluslararası standartlarda eğitimler sunularak, bölgedeki mobilya sektörünün rekabet gücünün artırılması hedeflenmektedir. Eğitim ve Gelişim Programları: Merkezde mesleki eğitim müfredatları güncellenerek sektörle uyumlu hale getirilmesi için öğretmen hizmet içi eğitimleri planlanmaktadır. Yeni teknolojilere adaptasyon, dijital tasarım ve üretim süreçlerine dair eğitimler verilmektedir. İş birlikleri: Merkez, hem yerel hem de uluslararası düzeyde iş birliklerine sahiptir. Bu iş birlikleri aracılığıyla öğrenciler ve öğretmenler, dünya genelindeki sektör yeniliklerini takip edebilmekte ve uygulama fırsatları bulmaktadır. İnovasyon ve Araştırma: İnovasyonu teşvik eden araştırma projeleri yürütülmektedir. Merkez, öğrencilerin düşünme becerilerini geliştiren proje bazlı öğrenme yaklaşımlarına ağırlık vermektedir. Bölgesel Kalkınma ve İstihdam: İnegöl bölgesinin mobilya sektöründeki lider konumunu destekleyici eğitimler ve projeler, merkez tarafından yürütülmektedir. Bu projeler hem öğretmenlere hem de sektördeki çalışanlara yönelik mesleki gelişim fırsatları sunar. SMM, yerel yönetimler, üniversiteler, meslek odaları ve mobilya sektörü temsilcileri ile iş birliği içerisindedir. Ayrıca uluslararası projeler çerçevesinde AB destekli projeler de yürütülmektedir. İnegöl Sektörel Mükemmeliyet Merkezi, mesleki eğitimin kalitesini yükselterek, bölgesel ve ulusal düzeyde mobilya sektörünün rekabetçiliğini artırmayı amaçlayan bir model oluşturmaktadır. Eğitimde mükemmeliyetin sağlanması, inovasyonun desteklenmesi ve bölgesel kalkınmaya katkı sağlanması merkezin uzun vadeli hedefleri arasında yer almaktadır."

Türk Eğitim Sen Bursa: Valiliğe çağrımızdır, ders saatlerini kısaltın! Haber

Türk Eğitim Sen Bursa: Valiliğe çağrımızdır, ders saatlerini kısaltın!

Bursa 1 Nolu Şube Başkanı Ömer Işıkoğlu ve 2 Nolu Şube Başkanı Fatih Gümüş, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in imzasıyla tüm il valiliklerine “okul ve ders saati uygulaması” konulu genelge gönderildiğini belirterek ders saatlerinin kısaltılmasını talep etti. Işıkoğlu ve Gümüş; “İlimizde ders sürelerinin 35’er dakikaya inmesi için Türk Eğitim Sen Bursa Şubeleri olarak Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne “RESMİ BAŞVURUMUZU” yaparak, gerekçelerimizi yazımızda ilettik. Milli Eğitim yetkililerinden beklentimiz en kısa zamanda başvurumuzu değerlendirerek, ilimizde eğitim çalışanları ve öğrencilerimizi yoğunluktan kurtaracak bir nebze de olsa rahatlatacak kararı vermeleridir.” dedi. DERS SAATLERİ UZUN… SABAH AKŞAM KARANLIKTA KOŞTURUYORUZ… Işıkoğlu ve Gümüş; “Yaz – kış saati uygulamasının kaldırılmasındaki temel amaç tasarruf olarak belirtilmektedir. Ancak sürekli söylediğimiz gibi tasarrufun uygulanacağı en son yer geleceğimizin mimarları çocuklarımız , gençlerimiz dolayısıyla okullarımızdır. Milli Eğitim Bakanlığı da yayınladığı genelge ile bunu kendi de kabul etmektedir. Bir hükümet politikası olan yaz kış saati uygulamasının kaldırılması daha çok ticari ve enerjiyi ön planda tutup daha güneş doğmadan , ıssız yollarda çocuklarımızı ve gençlerimizi okul yollarına mahkum etmiştir. Bizler çocuklarımızın sağlıklı ve güvende bir nesil olarak yetişmesini istiyoruz. Dolayısıyla ticari ve ekonomik kaygılardan ziyade insanı ön planda alan bir tutum sergilenmesi taraftarıyız. Yıllardır Türk Eğitim-Sen olarak eğitimde tasarrufun olmayacağını savunduk. Ancak buna rağmen 2024 2025 eğitim öğretim yılı sancılı başlamıştır. Tasarrufu okullarda çalışanlardan başlatmış İUP adı verilen programla hizmetli personel çalıştırılması yoluna girilmiş ancak asgari ücretin çok altında ücret verildiği için geldiğimiz günlere kadar bu program başarılı bir şekilde uygulanamadı. Okullarımız televizyon, basın ve sosyal medyada haber oldu. Birçok okulda okul müdürlerinin, öğretmenlerin , velililerin sınıf temizlediği görüldü. Yaz kış saati uygulaması ile ilgili de genelge kapsamında bir çalışma yapılmazsa yine televizyon basın ve sosyal medyada çocuklarımızın karanlıkta okula gittiğini-geldigini gösteren , istemeyerek de olsa söylemek zorunda olduğumuz güvenlik ve asayiş olayları ile ilgili birçok paylaşım ve haber göreceğiz . Türk Eğitim Sen olarak diyoruz ki kış aylarında güneş doğmadan uykusunu almadan gelişimlerini tamamlama sürecinde olan çocuklarımızın ve gençlerimizin yollarda güvenlik sıkıntısı çekmeden daha yolun başında iken ve yasal olarak Milli Eğitim Bakanlığı’nın son genelgesi kapsamında Bursa Valiliğimizin acil olarak konuyu ele alıp aynen İstanbul Valiliği gibi ders saatlerini 35 dakikaya indirmesidir. Ders saatlerinin 35 dakikaya indirilmesi öğrencilerimizin ders öğrenme aşamalarında hiçbir eksikliğe neden olmayacaktır. Yapılan bilimsel çalışmalarda da aktif dinleme ve katılma süresinin 15-20 dakika olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla Türk Eğitim-Sen olarak öğrencilerimizin gelişim ve güvenlik konularını ön plana alıp bu kararın Bursa Valiliğince verilmesini istiyoruz. Basın toplantısını Mustafa Kemal Atatürk’ün sözü ile bitirmek istiyoruz “Vatanı korumak ,çocukları korumakla başlar.” ifadelerini kullandı.

MEB ödenekleri kimlere aktarıyor? Açıklama İletişim'den geldi Haber

MEB ödenekleri kimlere aktarıyor? Açıklama İletişim'den geldi

Millî Eğitim Bakanlığı‘nın kâr amacı gütmeyen kuruluşlara tahsis ettiği ödenekler hakkında açıklama geldi. İletişim Başkanlığı, bazı basın yayın organlarında yer alan ve sosyal medya hesaplarında paylaşılan, “Milli Eğitim Bakanlığı, tarikat ve cemaat vakıflarına bütçesinden 5 milyar 895 milyon 926 bin lira aktardı” iddiası doğru olmadığını açıkladı. Dezenformasyonla Mücadele Merkezi tarafından yapılan açıklamada, Temmuz ayında yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Kurumsal Mali Durum Ve Beklentiler Raporunda, “Kâr amacı gütmeyen kuruluşlara yapılan transferler" kapsamında 5 milyar 895 milyon 926 bin TL ödenek tahsis edildiği görüldüğünün altı çizildi. "Bu tutarın, "tarikat ve cemaat vakıflarına aktarılan kaynak" olarak manipüle edilerek servis edildiği tespit edilmiştir" denilen açıklamada, "Haberlerde geçen, "protokol imzalanarak kaynak aktarıldı" şeklindeki iddialar dezenformasyon olup, STK'lar ile yapılan herhangi bir protokolde kaynak aktarımı söz konusu değildir. Kâr amacı gütmeyen kuruluşlara yapılan transferler kapsamındaki 5 milyar 895 milyon 926 bin TL'den; - 31 milyon 727 bin TL Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğünün “Uluslararası Eğitim İş Birlikleri ve Yurtdışı Eğitim” programına ait “Eğitim İş birlikleri” faaliyetleri kapsamında dernek, birlik, kurum, kuruluş, sandık vb. kuruluşlara (UNESCO Türkiye Millî Komisyonu) - 364 bin TL Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğünün “Ortaöğretim” programına ait “Mesleki ve Teknik Eğitime Yönelik Eğitim ve Öğretim Hizmetleri” faaliyetleri kapsamında Mesleki Yeterlilik Kurumu aidat ödemelerine - 161 milyon 835 bin TL Destek Hizmetleri Genel Müdürlüğünün “Yönetim ve Destek” programına ait “Genel Destek Hizmetleri” faaliyetleri kapsamında memurların öğle yemeği giderlerine - 5 milyar 702 milyon TL ise Yüksek Öğretim ve Yurt Dışı Eğitim Genel Müdürlüğü “Türkiye Maarif Vakfı Desteği” faaliyetine ödenek olarak tahsis edilmiştir. Kamuoyunu manipüle etmeye yönelik iddialara itibar etmeyiniz" ifadeleri yer aldı.

Okullardaki temizlik polemiğine MEB'den yanıt! Haber

Okullardaki temizlik polemiğine MEB'den yanıt!

Milli Eğitim Bakanlığı, son günlerde yazılı ve görsel basının gündeminde yer alan "okullarda temizlik hizmetleri" konusunda açıklama yaparak, kamuoyunu bilgilendirdi. Milli Eğitim'e bağlı 60 bin 487 okulun temizlenmesi ve temizlik malzemesinin tedarikinin Bakanlık tarafından yapıldığının altı çizilirken, okullardaki temizlik hizmetlerinin yürütülmesinde, hâlihazırda 49 bin 578 kadrolu temizlik personeli bulunduğu kaydedildi. İstihdama katılımı artırmak amacıyla bu yıl başlatılan "İşgücü Uyum Programı" kapsamında kadrolu temizlik personeline ilaveten yarı zamanlı 120 bin kontenjan ayrılmış ancak bahse konu programın bu yıl ilk kez uygulanmasından kaynaklı yeteri başvuru olmaması dolayısıyla gecikmelere bağlı bazı sorunlar yaşandığı ve söz konusu İUP programı kapsamında da hâlihazırda 63 bin 777 personel görev yaptığı duyuruldu. SON KONTENJANLARLA BİRLİKTE 143 BİN 355 TEMİZLİK PERSONELİ OKULLARDA Milli Eğitim Bakanlığı'nın girşimiyle "Toplum Yararına Program (TYP)" kapsamında 30 bin kontenjan daha tahsis edildiği belirtilen açıklamada, söz konusu personelin bugün itibarıyla tam zamanlı olarak göreve başladığı ve 60 bin 487 okulda şu anda; 49 bin 578'si kadrolu, 30 bini Toplum Yararına Program (TYP), 63 bin 777 İşgücü Uyum Programı (İUP) kapsamında olmak üzere toplam 143 bin 355 temizlik personeli görev yaptığı belirtildi. Ayrıca İşgücü Uyum Programı çerçevesinde MEB'nca tahsis edilen 120 bin kontenjanın tamamlanması sürecinin ise devam ettiği kaydedildi. Temizlik personeli sayısının önceki yıllara göre artırılarak 110 binden 143 bin 355'e çıkarıldığı vurgulanan açıklamada, şu ifadeler yer aldı: "SİYASİ ŞOV MALZEMESİ YAPILMASI ETİK DEĞİLDİR" "Bakanlık olarak başta belediyeler olmak üzere kamu kurum ve kuruluşlarıyla hukuki sınırlar içinde karşılıklı çalışmayı önemsiyoruz. Ancak bu tavrın siyasi şov malzemesi yapılması şüphesiz etik değildir. Herhangi bir protokol olmaksızın ve gerekli tedbirler alınmaksızın atılacak adımlar kamu hukuku açısından da yanlıştır. 2 bin 217 okulun bulunduğu bir ilde 13 okulda sadece bir gün temizlik yapıp "ildeki bütün okulların temizliği her gün yapılıyor" görüntüsü vermenin asgari ahlaki ilkeler açısından sorunlu olduğu açıktır. Bu tarzda hareket eden bazı belediyelerce, Türkiye genelinde "okullarda temizlik sorunu varmış gibi" gösterilerek ihtiyaç veya talep olmadığı hâlde ve usullere aykırı bir biçimde okullarımıza temizlik personeli ve malzemesi gönderilmek suretiyle algı operasyonu yapılmaya çalışılmaktadır.  Öyle ki öğrenci, öğretmen ve diğer çalışanlarıyla 20 milyonu aşkın bir camianın adresi olan eğitim kurumlarımızın bazılarındaki -asla arzu etmediğimiz- münferit olumsuz görüntüleri kullanmak suretiyle tüm okullarımızı ve yönetimlerini zan altında bırakan bu tutum, kamuoyunca "samimiyetten uzak siyasi bir şov ve hizmet götüremedikleri topluma karşı bir manipülasyon" olarak değerlendirilmektedir. Okullarımızda hiçbir ad ve kılıf altında siyaset yapılmasına göz yummamız söz konusu olamaz. Herkesin bu konuda azami hassasiyet göstermesi en temel vatandaşlık görevidir".

MEB'den özel okullara 'müfredat' incelemesi! Haber

MEB'den özel okullara 'müfredat' incelemesi!

Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğünden, 81 il valiliğine gönderilen yazıda Bakanlığa bağlı özel okullardaki eğitim öğretim faaliyetlerinin Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığınca onaylı öğretim programları ve haftalık ders çizelgeleri doğrultusunda yürütüldüğü hatırlatıldı. Talim ve Terbiye Kurulu'nun kararı ile onaylanan Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'ne göre hazırlanan öğretim programlarının 2024-2025 eğitim öğretim yılından itibaren okul öncesi, 1, 5, hazırlık ve 9. sınıflarda uygulanmaya başladığı ve ders kitaplarının da Bakanlıkça hazırlandığı anımsatılan yazıda, diğer sınıf düzeylerinde Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'nden önce uygulanan öğretim programlarına devam edildiği dile getirildi. YENİ MÜFREDATLA BAŞLAYAN KADEMELERİN KİTAPLARI BAKANLIKÇA YAZILDI Öğretim programları doğrultusunda Bakanlıkça hazırlanan ders kitaplarının resmî okullarla birlikte özel okullara da dağıtıldığı bildirilen yazıda, "Bakanlığımızca dağıtımı yapılan ders kitapları dışında ilgili sınıf düzeylerinde Bakanlığımızca onaylanmış ders kitabı bulunmadığından, tüm okullarda ders kitabı olarak sadece Bakanlığımızca Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'ne uygun olarak hazırlanan ders kitapları okutulabilecektir. Ayrıca Millî Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği'nde 'Okullarda, Bakanlıkça onaylanan ders kitaplarının uygulanması esastır.' hükmü yer almaktadır." açıklaması yer aldı. Yazıda, bu kapsamda Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'ne ve diğer öğretim programlarına uygun şekilde hazırlanarak Bakanlıkça dağıtılan ders kitaplarının özel okullarda okutulup okutulmadığı konusunda gerekli takibin yapılması, ders kitaplarını okutmayan özel okullar hakkında gerekli incelemenin yapılması istendi. YENİ MEVZUAT İLE ÜCRETSİZ DERS KİTABI OKUTULMASI ZORUNLU HÂLE GETİRİLMİŞTİ Bu yılın şubat ayında hazırlanan yeni mevzuat hükmü doğrultusunda, 2024-2025 eğitim öğretim yılından itibaren tüm özel okulların derslerde Bakanlık onaylı ücretsiz ders kitaplarını okutması zorunlu getirilmişti. 16 Şubat'ta Resmî Gazete'de yayımlanan "Millî Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği'nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik"te yapılan değişiklikler arasında özel okullarda da "derslerde, Bakanlıkça onaylanan ders kitaplarının okutulmasını sağlamak" şeklindeki düzenleme de yer almıştı. Millî Eğitim Bakanlığı onaylı ders kitapları, eğitimin tüm kademelerinde devlet tarafından ücretsiz dağıtılıyor. Bu kitaplar, öğretim programlarına ve çağın gereklerine göre sürekli güncelleniyor. Bu hükümle pek çok hedef amaçlanıyor. Bunlardan biri de Bakanlığın denetiminden geçmeyen kitaplar aracılığıyla yanlış ve uygun olmayan öğrenmelerin önüne geçmek. Bu kapsamda, Türkiye'de resmî ve özel okullarda, ilgili bakanlık birimlerince hazırlanan ve Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığınca onaylanan öğretim programı uygulanırken, ders kitapları da buna uygun yazılıp yine onaya bağlı okutuluyor. Bu onay sırasında, öğrencilere ulaşan her ders kitabı, Bakanlıkça ciddi bir inceleme sürecinden geçiriliyor. CEZAİ MÜEYYİDE UYGULANABİLECEK Millî Eğitim Bakanlığı, yeni düzenleme kapsamında, talep edilip edilmediğine bakmadan, tüm özel okullara öğrenci sayısı kadar ders kitabını ücretsiz gönderdi. Ücretsiz ders kitabını kullanmayan özel okullara, Özel Öğretim Kurumları Kanunu'nun 7. maddesindeki kademeli olarak para cezasından, çalışma ruhsatının iptaline kadar giden cezai müeyyideler uygulanabilecek.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.