SON DAKİKA
Hava Durumu

#Mhp Grup Toplantısı

Bursa Haber - Mhp Grup Toplantısı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Mhp Grup Toplantısı haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Devlet Bahçeli: Haber

Devlet Bahçeli: "Söylediğimiz her şeyin arkasındayız"

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Yaptığımız ve söylediğimiz her şeyin arkasındayız. Utanacak, sıkılacak ve mahcubiyet duyulacak bir açığımız yoktur. Biz gelecek seçimlerin hesabını değil, gelecek nesillerin ve geleceğin süper güç Türkiye’sinin hedef ve hesabındayız" dedi. MHP Lideri Devlet Bahçeli, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisinde gerçekleştirilen grup toplantısında konuştu. Gündeme dair değerlendirme yapan Bahçeli, Trump'ın yeniden ABD Başkanı olmasından sonra ABD ile Türkiye arasında yeni bir sayfa açılması gerektiğini söyledi. İç siyaset hakkında da konuşan Bahçeli, CHP'li belediyelerin konserler için harcadığı paranın tamamen israf olduğunu söyledi. Terör örgütü PKK'nın bitme noktasına gelindiğini de ifade eden Bahçeli, bugüne kadar söyledikleri her şeyin arkasında olduklarını ve kimsenin kendilerinin vatan aşkını sorgulamaya haddinin olmadığını açıkladı. "TÜRK DÜNYASI 2040 VİZYONU" Bişkek’te toplanan Türk Devletleri Teşkilatı’nın 11. Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi'ni değerlendiren Bahçeli, "Türk Devletleri Teşkilatı, 15 yıllık uzun sayılmayacak mazisine rağmen İsmail Gaspıralı Bey'in 'dilde, fikirde, işte birlik' fikriyatının çok şükür kurumsal ve eylemsel çatı kuruluşuna dönüştü. Zirve’de Sayın Cumhurbaşkanımızın ileri seviyeye ulaşan ülkü birliğini ifadeyle, İsmail Gaspıralı Bey'in meşhur sözünü ihtiva eden hatıra parayı Türk devlet ve hükümet başkanlarına takdimi medyunu şükran duyulacak bir adamlık ve alicenaplık örneği olarak sivrildi. Türk Dünyası 2040 vizyonu hedefleri kademe kademe inşallah gerçekleşecektir. Bu kapsamda Dijital Ekonomi Ortaklık Anlaşması üzerindeki müzakerelerin tamamlanmış olması, diğer alanlardaki uyum ve iş birliğinin gün geçtikçe ivme kazanması hakikaten çok değerli gelişmelerdir. Bilinmesini özellikle arzu ederim ki, Türk Dünyası vizyonunun tezahür etmesi maksadıyla Milliyetçi-Ülkücü Hareket üzerine ne düşüyorsa eksiksiz ve gecikmeksizin yapmanın azmindedir. Ülküde birliğin, ülkede birliğin, ilkede birliğin tıpkı derelerin çağlayıp denizlerle buluşması gibi, Türk Devri’nde gerçekleşeceğine canı gönülden inanıyor, Türkistan’da tarihin yeniden kaleme alınacağını ümit ediyorum. Türk Devletleri Teşkilatı dünya çapında huzur, güvenlik, istikrar, refah ve barış markası olmaya; karanlığın ortasından güneş gibi parlamaya sonuna kadar namzettir, buna da ziyadesiyle layıktır" ifadelerini kullandı. "CUMHURBAŞKANIMIZI DEVİRME PLANLARI TUZLA BUZ OLMUŞTUR" ABD'de gerçekleşen ve sonucunda Trump'ın başkan seçildiği seçimler hakkında konuşan Devlet Bahçeli, "Bir defa şunu ifade etmem lazımdır ki, Türkiye’de bazı çevrelerin fil ile eşek arasına sıkışıp kalmaları, Trump’ın seçilmesinden dolayı karalar bağlamaları, Kamala Harris’in kaybedişinden dolayı neredeyse yas tutacak noktaya gelmeleri akılla ve mantıkla izah edilemeyecek garabettir. ABD’deki Demokratların ve Cumhuriyetçilerin holiganlaşmış taraftarlarına ülkemizde de tesadüf etmek utanç duyulacak bir köksüzlüktür. Biden’ın, içimizdeki sömürgeleşmiş iş birlikçileriyle dayanışma halinde Sayın Cumhurbaşkanımızı seçimle değiştirip devirme planları şimdi tuzla buz olmuştur. Şu Allah’ın işine bakınız ki, değişen ve devrilen akli melekelerinin dahi kendisini terk ettiği Biden’dan başkası değildir. Düşmez kalkmaz bir Allah’tır, düşüp de kalkamayan Biden ve Harris’tir" ifadelerine yer verdi. "TEMİZ BİR SAYFA AÇILMALIDIR" Trump'ın ABD Başkanı olmasının ardından Türkiye'nin tavrının Trump'ın yaklaşımına göre olacağını söyleyen Devlet Bahçeli, "Sürekli değişkenlik gösteren, pek çok argümana ve parametreye bağlı olan ülkeler arası ilişkilerin saygıya, barışçıl arayışlara, küresel adalet ve hukuk ölçülerine uygunluğu temel bir kriterdir. Bir tarafın geri adımlarla taviz üstüne taviz vermeye zorlandığı, diğer tarafın dayattığı, zorladığı, sürekli alan genişlettiği, yaptırım ve baskı mekanizmalarıyla toksik ağlar kurduğu ilişkiler sisteminin kalıcı ve sürdürülebilir olması akıl dışı bir ihtimaldir. Türkiye ile ABD arasında İkinci Dünya Savaşı sonrasına tekabül eden yakın ve yoğun diyaloglar manzumesinde yepyeni ve temiz bir sayfa açılmalıdır. Husumeti körükleyen, huşuneti köpürten ekonomik ve politik engellemelerin demokrasi ahlakıyla, aklı selimle ve egemenlik haklarıyla bağdaşmayacağı ortadadır. Mayın tarlasında münakaşa inatları, uçurum kenarlarında müzakere ısrarları, bitmek tükenmek bilmeyen ağız dalaşları, devamlı sahne alan güç gösterileri ancak ve ancak çözümsüzlüğe hizmettir. Türkiye ile ABD arasında çözülemeyecek hiçbir sorunun olmayacağı hususundaki temkinli iyimserliğimizi ve iyi niyetli iradi vasfımızı koruma ve bunu da sürdürme çabasındayız" diye konuştu. "SİLAH VARSA SİYASET YOKTUR" Türk ve Türkiye Yüzyılı'nın huzur yüzyılı olacağını söyleyen ve PKK'nın sonunun yaklaştığını belirten Bahçeli, "Önümüzdeki süreçte ülkemizin terör kamburundan kurtulması muhtemel değil, muhakkak bir akıbettir. Terör ve bölücülük sorunuyla daha fazla yaşamamız, böylesi bir kanlı külfete daha çok katlanmamız imkansızdır. Bölücü terör örgütü PKK için son yaklaşmıştır. Hiçbir terörist için emniyetli bir alan kalmamıştır. Terör örgütünü kaynağında imha etmek, bölücülüğün yuvalandığı siyasi ve sivil toplum kolonlarını kesmek milli beka meselesidir. Hem siyaset alanında boy gösterip hem de silahlı teröristlere sırt dayamak başı ezilmesi gereken gayri meşru ve gayri hukuki menfur bir çelişkidir. Bu vahim çelişkinin yörüngesine sabitlenip hıyaneti gerekçelendirmeye, hatta demokrasi ve milli irade kavramlarını silah gibi kullanmaya hiç kimsenin hakkı yoktur. Silah varsa siyaset yoktur. İhanet varsa demokrasi yoktur. Şiddet varsa sevgi ve barış dili kupkurudur" dedi. "SÖYLEDİĞİMİZ HER ŞEYİN ARKASINDAYIZ" Kimsenin MHP'nin vatan sevgisini sorgulamaya haddinin olmadığını söyleyen Bahçeli, şöyle devam etti: "Bize akıldanelik yapanlar, ileri geri konuşanlar, har vurup harman savuranlar, tantanayla oyalananlar her şeyden önce fırsatçı kurnazlığıyla ve istismar yamyamlığıyla sonuç alamayacaklarını, sıtma ile ölüm arasında bir seçeneğe zorlamalarının beyhude bir çırpınış olduğunu idrak etmeleri bizatihi önerimdir. Bizim ülkücülüğümüzü sorgulamaya, vatanseverliğimizi tartıya çıkarmaya cüret ve teşebbüs eden yeni yetme siyaset döneklerine, kalbimizdeki dava ve vatan aşkının bir günlük sadakasını versek alayına ömürleri boyunca yetecektir. Yaptığımız ve söylediğimiz her şeyin arkasındayız. Utanacak, sıkılacak ve mahcubiyet duyulacak bir açığımız yoktur. Biz gelecek seçimlerin hesabını değil, gelecek nesillerin ve geleceğin süper güç Türkiye’sinin hedef ve hesabındayız. Geçmişte çekilen acıların ve akan gözyaşlarının geleceği perdelemesine tahammül edemeyiz. Torunlarımızın, aynı felaketlere muhatap olmasını asla, kata, bihakkın istemiyoruz. Günü kurtarmanın değil, geleceği kurmanın ve kurgulamanın istikametinde sağlam adımlarla ilerlemenin samimi düşüncesindeyiz. Ülkücü olmanın, ülkücü yaşamanın, hayata da ülkücü olarak gözlerimizi kapamanın sırrını ve esasını bu kapsamda tarif ve telakki ediyoruz. Ülküyle yanıp tutuşan dava neferlerinin konforlu alanlara tenezzülden ziyade, risk alarak, mihnetleri atlatarak, saldırıları aşarak Türk milletine ve Türkiye’ye fani hayatlarını bir siyaset ve düşünce mihverinde adamalarının şeref kadar değerli olduğunun farkındayız. Oyumuz artıyormuş, oyumuz azalıyormuş, arkadaşlar, aziz milletim, vatan tehdit altındayken, milli güvenlik duvarlarımız hain akınlarla sallanıyorken, oy ve seçim endişesiyle başımızı kuma gömmek bizim kitabımızda yazmayan alçalma ve aşağılanma halidir." "BU KAFA NORMAL BİR KAFA DEĞİLDİR" Son günlerde CHP'li belediyelerin konser harcamalarının gündem olmasıyla ilgili konuşan Bahçeli, "CHP’li belediyelerin müzikli eğlence ve konser şölenlerine hazine kaynaklarını astronomik şekilde peşkeş çekmeleri, israfa gömülmeleri, sıra vatandaşlarımıza gelince bir tas çorba ile bir tabak pilavı reva görmeleri maskeleri düşüren kepazeliktir. Neymiş, bir sanatçıya ödenen para 69 milyon lira değil de 45 milyon liraymış. Bu kafa normal bir kafa değildir. Bu tevil hamulesini kaldırmaya kimsenin takati de yetmeyecektir. Suçluların telaşıyla kıvrananların şifreli özrü kabahatlerinden büyüktür. Haydi halkımızdan utanmadınız, be hey densizler, be hey sonradan görmeler Allah’tan da mı korkmadınız? Belediye başkanlarının işi gücü bırakıp bugünden Cumhurbaşkanı adaylığına soyunmaları, anketlerin palavralarıyla caka satmaları en başta İstanbul ve Ankara’ya nankörlük, kendi adlarına da namertliktir" ifadelerine yer verdi.

Devlet Bahçeli'den Haber

Devlet Bahçeli'den "Sözümün arkasındayım..." çıkışı

TBMM’de partisinin grup toplantısında konuşan MHP Lideri Devlet Bahçeli, Türk ve Türkiye Yüzyılında terörün kökünün kazınacağını ifade ederek, “Kürt kardeşlerimizle tek yüreğiz, bölücü teröre karşı aynı cephedeyiz. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan teröristbaşı, terörün bittiğini, PKK’nın lağvedildiğini, ihanet ve bölücülüğün çıkmaz sokak olduğunu söyleyecekse, haydi DEM grubuna gelsin, bunları teker teker söylesin, ak koyun kara koyun ortaya çıksın, umut hakkından da istifade etsin. Sözümün arkasındayım ve teklifimde ısrarlıyım. Tabular kalktıkça, ezberler bozuldukça, statüko delindikçe, insanlar birbirine dürüst davrandıkça, içlerinden geçeni özgürce söyledikçe, bir anlaşma ve mutabakat noktasından diğerine küçük adımlarla ilerlemek daha kolaydır. Anlaşmazlıkların çözümü milli nitelikli kapsayıcı bir düşünce biçimi oluşturmaktan, sorunlara başka türlü bakmaktan, yapıcı, sahici, olgun ve ikna edici tavır almaktan geçmektedir" dedi.  "TUSAŞ SALDIRISI, TÜRK MİLLETİNİ HEDEF ALMIŞTIR" Türk milletinin esaret ve bağımlılığı tarih boyunca reddettiğini dile getiren Bahçeli, “Kürtlerle kucaklaşma asıldır, terörle mücadele esastır; silahlı eşkıyayı temizlemek kaçınılmazdır, siyasette uzlaşmak ortak yararımızadır. Kürt kardeşlerimizle aramıza hiçbir mihrak giremez. Kürt kardeşlerimizi Türk milletinden ayrıştırmaya hiçbir şerefsizin eylem ve provokasyonu kafi gelemez.23 Ekim TUSAŞ saldırısı, Türk milletini hedef almıştır. Rahmet ve minnetle andığımız beş şehidimizin ve ikisi ağır 19 yaralı kardeşimizin acısı ve hüznü Hakkari’den Edirne’ye, Şırnak’tan Balıkesir’e, Mardin’den İzmir’e ülkemizin tamamına çökmüş ve herkesi sarsmıştır. Teröre tolerans sıfırdır, terör örgütünün ürediği neresi varsa orası meşru hedeftir. Kürtler başka, terör örgütü başkadır” ifadelerini kullandı. "DEM PARTİ DE KARARINI DERHAL NETLEŞTİRMELİ" Terör örgütünün Türkiye düşmanlarının taşeronu, hunhar maşası, silah tutan kuklası olduğunu söyleyen Bahçeli, “DEM Parti de kararını derhal netleştirmeli, silahla-siyaset arasında gelgitli tutumundan uzaklaşmalı, nerede durduğunu, terörle arasına kalın duvarlar örüp örmeyeceği muammasını açıklığa kavuşturmalıdır. Kahramankazan’a kadar gelerek TUSAŞ’a sızan caniler, bu hainlerin destekçileri ve kiralık bölücü terör örgütü 85 milyon Türk vatandaşının iki cihan düşmanıdır. Hiç kimse karnından konuşmasın, hamaset çukuruna saplanmasın, sahte efelenmelere sapmasın. Bunlar kurusıkı atmasın, palavra anlatmasın, ederinin ve ciğerinin kaç okka olduğunu çok iyi bildiklerimiz fason meydan okumalara hiç mi hiç heves etmesin. Beyler, siz giderken biz geliyorduk, hangi ara bu denli mankurtlaştınız? Bize milliyetçilik dersi vermeye cüret edenlerin, ganimet avında anısızın av olacaklarını, dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan mahrum kalacaklarını hafıza kayıtlarından çıkarmamaları tavsiyemdir. Bizimle vatanseverlik hususunda tartıya çıkmaya yüzleri olmayanların, düne kadar altılı masada kimlerle nasıl can ciğer kuzu sarması halde bulunduklarını, işbirliği yaparak nasıl DEM’lendiklerini, PKK’ya nasıl selam saldıklarını unuttuğumuz mu sanılıyor” dedi. "TBMM, GAZİDİR, TÜRK MİLLETİNİN KALBİDİR" TBMM’nin milli iradenin tecelligahı olduğunu kaydeden Bahçeli, “Öcalan İmralı’da yatıyor, fakat DEM Grubu’nda 57 Öcalan gölgesinin ayakta olduğunu niye görmüyorsunuz? Neden itiraf edemiyorsunuz? Cesetlerinin çiğnenmesinden bahseden aslan parçaları, 1965 yılından bugüne kadar; devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne ters bakan 339 bölücü milletvekilinin Meclis çatısı altında görev aldığını size nasıl anlatalım? Bu sarih gerçeği daha nasıl açıklayalım? TBMM, gazidir, Türk milletinin kalbidir. Peki İmralı adası neresidir? Nereye bağlıdır? Hangi ülkenin toprağıdır? Bir de şöyle sorayım; İmralı adası Türk toprağı değil midir? Bu adadan vazgeçildi de bizim mi haberimiz olmadı” ifadelerini kullandı. "BU NE YAMAN ÇELİŞKİDİR" TBMM ile İmralı adasını egemenlik ölçeğinde ayırmak iflah olmaz bir ahmaklık olduğunu ifade eden Bahçeli, “Teröristbaşının, Türkiye Büyük Millet Meclisi DEM Parti grubuna gelmesine itiraz ediliyor da İmralı’da kalmasına niye tepki gösterilmiyor? Bu ne yaman bir çelişkidir? Bu nasıl bir izan eksikliğidir? Teröristbaşının tecridi kalkarsa, DEM Parti grubunda bölücü terör örgütünün eylemsel, pratiksel, amaçsal ve araçsal olarak bittiğini ve sonlandığını açıklamasından şimdiden rahatsızlık duyanlar, terörden geçinen, kandan nemalanan köksüzlerden başkası olmaz, olamaz. Ceset edebiyatı yapanlar, eğer kendilerine güveniyorlarsa, buyursunlar terörle mücadele maksadıyla Mehmetlerimizin yanına gitsinler, dağın başında nöbete girsinler, o zaman göreyim alayının ense tıraşını. Diyorlar ki, yeni anayasa hazırlık süreci için tahkimat yapıyormuşuz. Diyorlar ki, Sayın Cumhurbaşkanımızı bir kez daha seçtirmek için yol arıyormuşuz” şeklinde konuştu. Hedeflerinin yeni yüzyılda terör kamburundan kurtulmak olduğunu belirten Bahçeli, Devlette devamlılık, siyasette istikrar, Türkiye Yüzyılının inşası için Recep Tayyip Erdoğan’ın tecrübesiyle ve birikimiyle kendilerine göre tek seçenek olduğunu söyledi. Kürtlerin ayrı etnik topluluk olmayıp, Türk milli dokusunun asıl ve temel unsurlarından olduğunun altını çizen Bahçeli, muhalefetin ve bölücü zihniyetin, bu eksende ürettiği laçkalaşmış ve marazileşmiş yuvarlak çözüm önerilerinin mahut bariz gerçeği asla değiştirmeyeceğini ifade etti. "BÖLÜCÜLÜK KALKIŞMASI VARDIR" Türkiye’de Kürt sorununun olmadığını vurgulayan Bahçeli, “Tarihsel süreç içinde Türk milleti üzerinde oynanan oyunlar ve bölücülük kalkışması vardır. Sözde Kürt sorunu kanlı emperyalistlerin tuzağıdır. Sözde Kürt sorunu bölücü terörün hain ve kanlı eylemlerini sakladığı ihanet kılıfıdır. Küresel emperyalizmin hiç değişmeyen stratejisi, karşısındaki güçleri dıştan kuşatmak, sanal sorun alanlarını genişleterek içten çökertmektir. Türk milleti halklar koalisyonu, etnik kökenler mecmuu değildir. Türk milleti uçurum gibi derinleşen farklılıkların geçici ittifakıyla kurulmuş yığın veya gevşek topluluk asla olmamıştır. Sorun yaygarası koparanlar, en başta Kürt kardeşlerimizin canı ve varlığı üzerinde pazarlık yapan namertlerdir” şeklinde konuştu. “Geçici olarak görevden uzaklaştırılan belediye başkanları hukuki süreçlerin sonuçlanmasını sabırla beklemelidirler” Kayyum atanan belediyeler hakkında konuşan Bahçeli, “Esenyurt, Halfeti, Batman ve Mardin belediyelerine atanan kayyımlar demokrasinin ve milli iradenin inkarıyla ilişkili değil, söz konusu belediye başkanlarının terör örgütüyle irtibat, iltisak ve illiyet bağlarından dolayıdır. Türkiye’de hukukun üstünlüğü havi ve hâkimdir. Yargı kararlarına riayet ve saygı şüphesiz mecburidir. Geçici olarak görevden uzaklaştırılan belediye başkanları hukuki süreçlerin sonuçlanmasını sabırla beklemelidirler. Adaletten ödün vermek ve yargı kararının hükümet eliyle icrasını savsaklamak hiç kimseye bir şey kazandırmayacaktır. Anayasa ve ilgili yasalar son derece açıktır. Ancak CHP’nin uzlaşmaz ve provakatif hamleleri, Cumhurbaşkanımızın ve bizim en son grup toplantılarımızdaki konuşmalarla iyice canlanan kardeşlik ortamının sabote edilmesini hedef almaktadır” dedi. “AHMET TÜRK'ÜN İSTİSMAR EDİLMESİ..." CHP’nin kaynağından kopan, yatağına küskün akan dere gibi olduğunu dile getiren Bahçeli, “Özellikle ciddi sağlık sorunları olan, yaşı kemale ermiş bulunan ve köklü bir aileye mensup olduğu da bilinen Sayın Ahmet Türk’ün istismar edilmesi, İmralı’yla DEM Parti arasına çomak sokma sinsilikleri CHP’nin başını çektiği kara kampanyanın dış bağlantılı mahsulüdür. Özgür Bey çığırından çıkmış, çılgına dönmüş, gergin yüz hatları, bozuk ve bulanık dil yapısı içine sürüklendiği krizin büyüklüğünü gözler önüne sermiştir. CHP Genel Başkanı şaşırmış, su kaynatmıştır. Buradan bakınca CHP ile DEM Parti’yi ayırt etmekte çok zorlandığımızı, hatta CHP ile PKK’yı birbirine karıştırdığımızı söylemek abartılı bir iddia olmayacaktır. Özgür Bey’in, Esenyurt’ta adalet müessesine saldırması, Cumhuriyet savcılarımıza hakaret etmesi, Sayın Cumhurbaşkanımızı suçlaması normalleşme masalı anlatan CHP’nin kısa devre yapmasına, milletimizin sinir uçlarıyla oynamasına yol açan nezaketsizlik ve su katılmamış edepsizliktir” diye konuştu. "KOZAMIZA SIKIŞIP KALMAYACAĞIZ" Cumhuriyet’in yeni yüzyılında, iç barış ve huzur ortamının ihyası mucibince sivri akım ve tutumların örseleneceğini belirten Bahçeli, “Dış desteğe bağlanmış iç tehditler kıpırdayamaz hale gelecektir. Fitne enflasyonundan arındırılmış milli duruş mukavemetiyle önümüzdeki yüz yıla mühür vuracağız. Kendi kozamıza sıkışıp kalmayacağız. Buz tutmuş gönülleri sevgiyle ve dayanışmayla eriteceğiz. Sorunları çözemediğini kanıtlayan bir medeniyet çökmekte olan bir medeniyettir. Biz böyle bir medeniyetin mirasçıları değiliz. Terör dilinin, bölücü dayatmanın, Kandil provokasyonlarının, sokağı adres gösteren şeytanlıkların sonu ve sonucu olmayacaktır. Belediye başkanları ya adam gibi görevlerini yapacaklar, ya da Türk devletinin hukuk sınırları içinde aldığı meşru ve haklı tasarruflara katlanacaklardır” dedi. “EKREM İMAMOĞLU İLE GÖRÜŞMEYİ UYGUN BULMUYORUM” Bahçeli, grup toplantısı çıkışında bir basın mensubunun Ekrem İmamoğlu’nun randevu talebine bir yanıtınız olacak mı? şeklindeki sorusuna “Ne maksatla randevu talebinde bulundular. Bilemiyorum. Ama Ekrem İmamoğlu Bey’in siyasetini tasvip etmediğim için kendisiyle görüşmeyi uygun bulmuyorum. Çünkü bu görüşmeden istismarla yanlış yorumlarla Türkiye’de bazı gelişmelerde MHP’yi de bulaştırmak isteyebilirler. Daha dikkatli olmak mecburiyetindeyiz” cevabını verdi.

MHP Genel Başkanı Bahçeli: Haber

MHP Genel Başkanı Bahçeli: "Açılan tiyatro perdelerine karnımız toktur"

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Bugünkü siyasi ve ideolojik uzantılarının bir cinayet davası üzerinden MHP ve Ülkü Ocakları düşmanlığını güncelleme teşebbüsü aşağılık bir tertibin, alçak bir tezgahın, dış bağlantılı bir kumpasın varlığına işaret değilse acaba nedir?” dedi. Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi Grup Toplantısı’nda konuştu. Bahçeli, 2 Haziran’da 3 ilçe ve 4 belde de yenilenen seçimleri değerlendirerek, “Milli irade tecelli etmiş, resmi olmayan sonuçlar belli olmuştur. Milliyetçi Hareket Partisi, Aksaray’ın Sağlık Beldesi’nde seçimi kazanmış, demokratik yarış halinde olduğu diğer bazı seçim bölgelerinde de az farkla geride kalmıştır. Mesela Kayseri’nin Pınarbaşı ilçesinde olan budur. Öncelikle belirtmeliyim ki, oy versin ya da vermesin aziz milletimizin her güzel insanına teşekkür ediyorum. Sağlık Beldesi Belediye Başkanımız başta olmak üzere, 2 Haziran’da seçilen her belediye başkanını tebrik ediyor, başarılar diliyorum. Milliyetçi Hareket Partisi’nin aday ve teşkilatları, yenilenen seçimlerin hazırlık döneminde azami feragat ve gayretle çalışmıştır. Gönül isterdi ki, daha iyi sonuç alalım, daha müessir olalım. Ancak milletimizin takdir ve tercihi neyse bağlılığımız ve saygımız tartışmasızdır” diye konuştu. “CHP GENEL BAŞKANININ KAYSERİ MİLLETVEKİLİMİZE KARŞI SERGİLEDİĞİ TUTUM YAKIŞIKSIZ OLDUĞU KADAR MESNETSİZ VE TEMELSİZDİR” “Yumuşama kisvesi altında lafla peynir gemisi yüzdürenlerin ne yapacağı ayrıca ele alınmalıdır” ifadesini kullanan MHP lideri Devlet Bahçeli, şunları söyledi: “Milliyetçi Hareket Partisi başkalarının gündeminde konu mankeni değil, kendi gündemini inşa ve ihya etmede mahir ve muvaffakiyet sahibidir. Milliyetçi fikriyatın bıçkın zekâsıyla demokratik faziletin birikimli zenginliği bizim anlayışımızda terekküp ve temerküz etmiştir. Nitekim milliyetçilik ile demokrasinin ikiz kardeş olması şöyle dursun, bir yüzün iki yanağı, bir köprünün iki yanı, bir kürenin iki yarısı olduğu alenen ortadadır. Fakat sözde demokrat, özde demagog olanların bu gerçeğin hakkını bırakınız teslim etmelerini bilakis algılamaları ve anlamaları için kırk fırın ekmek yemeleri bile faydasızdır. CHP Genel Başkanının, yenilenen Pınarbaşı Belediye Başkanlığı seçiminin hitamında Milliyetçi Hareket Partisi’ne ve Kayseri Milletvekilimize karşı sergilediği nezaketsiz ve sevimsiz tutum yakışıksız olduğu kadar mesnetsiz ve temelsizdir. Milliyetçi Hareket Partisi, 31 Mart 2024 tarihinde yapılan Pınarbaşı Belediye Başkanlığı seçimlerinde usulsüzlüklerin ve hukuksuzlukların olduğunu iddia etmiş, bu iddianın ispatıyla da seçimin tekrarı kararlaştırılmıştır. Kayseri Milletvekilimizin terör estirdiğini, küfürler eşliğinde önüne geleni tehdit ettiğini söyleyen CHP Genel Başkanı müfteriliğine yeni bir halka eklemiştir. Bu şahsın ağzından çıkacak sözler bunlar mı olmalıydı? Bir parti genel başkanı değerlendirmesini bu çerçevede mi yapmalıydı? Milliyetçi Hareket Partisi’nin herhangi bir milletvekili veya teşkilat mensubunu terörle ilişkilendirmek sadece ağır bir bühtan değil, aynı zamanda yumuşama pozları veren bir zatın edepsiz beyanatı ve eşik tanımayan hezeyanıdır.” “CHP GENEL BAŞKANININ YOLU YOL DEĞİLDİR, SÖZLERİ İTİBARLI VE İSABETLİ DEĞİLDİR” “CHP Genel Başkanı, terör ve terörist görmek hususunda önüne geçemediği bir merak içindeyse bize değil, yanı başında vazo gibi tuttuğu, kol kola girdiği, emel ve hedef birlikteliği içinde olduğu DEM’li bölücülere bakması en doğru ve doğal tercih olacaktır” diye konuşan Bahçeli, “Bize küstahça üslup hatırlatması yapan bu şahsın, önce kendi ağzını yıkaması, diline hakim olması, hırs bürümüş gözüne bizi kestirmekten derhal dönüş yapması ikazen tavsiyemdir. Parti yöneticilerimizi ve milletvekillerimizi doğrudan hedef alan, yalan ve yanlışlarla dolu iddialarda bulunan CHP Genel Başkanının yolu yol değildir, sözleri itibarlı ve isabetli değildir. Kendisi her şeyi yapacak, aklına her eseni söyleyecek, her filmin içinde başrole talip olacak, sonra da normalleşmeden ve yumuşamadan bahis açacak, diyorum ki, bu terazi o sıkleti çekmez, yumuşakça duruş Milliyetçi Hareket Partisi’yle bağdaşmaz, asla da yakışmaz. Bir yanağımıza tokat atana diğerini dönemeyiz. Ya aynısıyla cevap veririz ya da uzanan o eli kırıp atarız” dedi. “DÜNYA ALEMİN DERDİ BİZ OLMUŞUZ, ANLAŞILAN ALAYINA KÜLAHLARINI TERS GİYDİRMİŞ” “Bazıları söz konusu dümen çevirmek olunca hemen kaptan kesiliyor. Bilmiyorlar ki dümenciliğin sonu aylaklık ve ayakçılıktır” diyen Bahçeli, “Biz kendimizi hiçbir zaman yüksekte görmedik, sadece siyasi müflislerin ve ikiyüzlülerin seviyesine inmedik, inmeyi de hiç aklımızdan geçirmedik. Öylelerini tanıdık ki, biraz adam ol diyeceğimiz ilk anda yutkunduk ve vazgeçtik, çünkü onlardan imkansızı istemenin boşuna bir heves olduğunu defalarca gördük ve şahit olduk. Dünya alemin derdi biz olmuşuz, anlaşılan alayına külahlarını ters giydirmiş, uykuyu da haram etmişsiz. Allah’ın izniyle buna devam edeceğiz. Halkın, hakkın ve hakikatin peşinde koşar adımlarla ilerleyeceğiz” şeklinde konuştu. “KAYNAŞMANIN VE KARDEŞÇE YAŞAMANIN ÇATISI TÜRKİYE CUMHURİYETİ’DİR” Siyasette yumuşama arayanların önce sevgide uzlaşacak cesamet ve cesaret gösterebilmesi gerektiğini söyleyen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Bunun dışında gürültü kirliliğine, açılan tiyatro perdelerine karnımız tok, aldırışımız yoktur. Her insanımızı aziz bilen, her vatandaşımızı kardeş sayan bir fikir ve fıtrat kalibresiyle önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben demekten, aklımızda Türkiye’yi tıpkı bir bayrak gibi taşımaktan bir an olsun taviz vermeyeceğiz. Onun bunun değirmen taşında öğütülecek, şunun bunun istismar sofrasında meze olacak ne bir arkadaşımız ne de siyasetimiz vardır. Yumuşama ve normalleşme diyenler, şayet Türk ve Türkiye sevgisinde, Türk milletinin ortak aklı ve ortak paydasında kararlı ve kati buluşmaya tamam diyorlarsa, bunu da fiilleriyle ve fikirleriyle tescil ediyorlarsa, haydi buyursunlar, bize her yer Türkiye’dir, Türk milletinin has bahçesidir. Kaynaşmanın ve kardeşçe yaşamanın çatısı Türkiye Cumhuriyeti’dir. DEM’lenmek bu çatıyı çökertme girişimidir. Bölücülük bu çatıyı yakıp yıkmaya azmetmek demektir" diye konuştu. “PKK’LI SÖZDE HAKKÂRİ BELEDİYE BAŞKANI’NIN KİRLİ YAKASINDAN NASIL TUTULMUŞSA DİĞER BELEDİYE BAŞKANLARININ VE MİLLETVEKİLLERİNİN DE YAKALARINDAN ÖYLE TUTULACAKTIR” Hakkari Belediye Başkanının İçişleri Bakanlığı tarafından görevden alınmasına ilişkin konuşan MHP lideri Devlet Bahçeli, şunları aktardı: “İçişleri Bakanlığımız hukuk sınırları dahilinde devreye girmiş, Türkiye Cumhuriyeti’nin hükmü şahsiyetini, egemenlik haklarını amasız, fakatsız muhafaza etmiştir. Bu kapsamda İçişleri Bakanımızı ve mesai arkadaşlarını yürekten kutluyorum. Bir teröristin 31 Mart seçimlerinde aday gösterilmesi evvelemirde demokrasiye kastetmek, hukuku işlevsiz hale sokmak niyetiyle arkasından dolanmak, devlet ile yöre halkını karşı karşıya getirmenin hazırlığını yapmaktır. Silahlı terör örgütünü yönetmek, silahlı terör örgütüne üye olmak ve örgüt propagandası yapmak suçlarından Hakkari 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılaması süren ve hakkındaki kararın açıklanması an meselesi olan bir PKK’lının seçimlere katılması başlı başına skandaldır. Halkın iradesine ket vuran, hukuka kara çalmak için teşebbüs içinde olan bayraksızlar bellidir. Demokrasi ve özgürlük istismarıyla Türk ve Türkiye düşmanlığında söz kesen hainler bellidir. ‘Kayyuma karşıyız’ sözleriyle, bölücü terör örgütüne açık veya gizli hizmet eden, destek veren kimlik ve kişilik yoksunları bellidir. Ama hepsinden daha belli ve daha bilinir olan da Türk devletinin ve Türk milletinin muktedir gücü, yılanın başını ezen demir yumruğudur. PKK’lı sözde Hakkâri Belediye Başkanı’nın kirli yakasından nasıl tutulmuşsa, inanıyorum ki, diğer kanun ve ahlak kaçkını sözde belediye başkanlarının ve milletvekillerinin de yakalarından öyle tutulacaktır. Türkiye, muz cumhuriyeti, kabile devleti, işgal ülkesi değildir. Doğudan batıya, kuzeyden güneye tüm Türkiye’de terörist belediye başkanı, terörist milletvekili istemiyoruz. Sözde kayyum edebiyatı yapanlar önce bölücü terör örgütü PKK’ya nasıl baktıklarını, onun siyasi aparatı DEM’e nasıl yaklaştıklarını netliğe kavuşturmakla mükelleftir. Şimdi, gerçek emellerini maskeleyerek normalleşme ve yumuşama sözlerini tedavüle sokan DEM’lenmiş CHP’ye sormak isterim; bizim hangi konuda yumuşak huylu olmamızı bekliyorsunuz? Bölünme ve ayrılmada mı? Bin yıllık kardeşliğimizi bozmadı mı? Nasıl bir uzlaşma ve normalleşme vasatını kafanızdan geçiriyorsunuz? Devletimizin nasıl parçalanacağını mı, vatan topraklarımızın nasıl taksim edileceğini mi? Yumuşayarak ve normalleşerek hangi karara varacaksınız? Şehitlerimize nasıl ihanet edeceğinize mi? Gazilerimizi bir kez daha nasıl yaralayacağınıza mı? Kahramanların hatıralarını nasıl ayaklar altına alacağınızı mı? Terörist Demirtaş ve DEM’e övgüler yağdıranlar, sorarım hepinize, maksadınız bunlardan hangisidir? DEM’lenmiş CHP’den tutun da diğer muhalefet partileri söylesin de bilelim, bu kokuşmuşluğu nasıl telafi edecekler, neyi ve neleri ileri sürecekler?” “MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ VE ÜLKÜ OCAKLARI ALEYHİNE TEDAVÜLE SOKULAN KARANLIK SENARYOLAR ARTAN DOZAJLARLA İLERLETİLMEKTEDİR” Milliyetçi Hareket Partisi ve Ülkücü gençliğin Türkiye için bir felaket olacak böyle bir kavganın tarafı olmayacağını, bunu önlemek için demokratik ve meşru zeminlerde sonuna kadar mücadele edeceğini söyleyen MHP lideri Bahçeli, şöyle devam etti: “DEM’lenmişlerin, bu konularda nerede durduklarına göz atması ve bizi hedef alan ithamlarda bulunmadan önce çok iyi düşünmeleri tutarlılık gereğidir. Ekonomik abluka, diplomatik kuşatma, siyasi yıldırma ve teçhiz edilen kara kampanyalarla sonuca gitmek isteyen iç ve dış husumet kampının yakın hedefi Milliyetçi Hareket Partisi, Ülkü Ocakları ve Cumhur İttifakı’dır. Menfur saldırıların asıl maksadı ve esas içyüzü gözümüzden kaçmamaktadır. Bir ayağı yurt içinde, diğer ayağı da yurt dışında bulunan meşum operasyonların kumanda merkezinde Milliyetçi Hareket Partisi ile Cumhur İttifakı’nın stratejik meşguliyetini sağlamak, enerjilerini içe dönük harcamasını temin etmek yer almaktadır. Milliyetçi Hareket Partisi ve Ülkü Ocakları aleyhine tedavüle sokulan karanlık senaryolar artan dozajlarla ilerletilmektedir. Yargıya intikal etmiş bir cinayet davasında partimizin ve Ülkü Ocakları’nın suçlanması, hatta dahilde ve hariçte Ülkü Ocakları’na suç örgütü gölgesi düşürmek için kolları sıvayan ajan ve provokatörlerin sırtının sıvazlanması tesadüf değildir. Hepsini biliyoruz, hepsini takip ediyoruz, verilmeyecek bir hesabımızın olmadığını cümle alemle paylaşıyoruz.” “BUGÜNE KADAR SESSİZ KALIŞIMIZ ÜLKÜCÜ KATİLLERİNİ UNUTTUĞUMUZ ANLAMINA ASLA GELMEMELİDİR” Hesaplaşmaya hazır olduklarını ve hesaplaşmadan kaçmadıklarını dile getiren Bahçeli, “Hesap soracak yüreğe ise sahip olduğumuzu hiç kimsenin yabana atmamasını bekliyor, aklından çıkarmamasını temenni ederiz. Başkaları için küçük, bizim için çok önemli bir ayrıntı da şudur: ‘Hesaplaşacağız, ama helalleşmeyeceğiz’ bugüne kadar sessiz kalışımız Ülkücü katillerini unuttuğumuz anlamına asla gelmemelidir. Dün kanımızı dökenlerin bugün sözde mahkeme kurup Ülkücü müdafaasına tevessül etmeleri utanmazlığın sınır tanımadığına acıklı bir örnektir. Ülkücüyü, Ülkü Ocaklarıyla ayrıştırmanın, dahası terörle ilişkilendirmenin zillet ve kabus dolu düşünü kuranlar eninde sonunda mahcup ve mağlup olacaklardır. Bize hazırlanmış bir iddianameyle ilgili olmadık lafı edenler her şeyden önce ellerine ve vicdanlarına bulaşmış Ülkücü kanlarını temizleyecek edep ve onuru gösterebilmelidir. Bizim hiç kimseden öğrenecek veya duyacak bir şeyimiz yoktur. İlk silahı çekenlerin, ilk mermiyi atanların, Türkiye’yi Marksist-Leninist uçuruma itmek için her ilkelliği tatbik edenlerin binlerce dava arkadaşımızın kanına girdiğini yaşayarak biliyoruz ve onlarla, onların izinden yürüyenlerle her seviyede hesaplaşmaya hazır olduğumuzu üstüne basa basa açıklıyoruz” diye konuştu. “KURDUN BOYNUNA TASMA GEÇMEZ, GEÇERSE İTİN BOYNUNA GEÇER” “Milliyetçi-Ülkücü Hareketi geçmişte haksız yere suçlayıp hunhar saldırılarla iradesinden, istikametinden, inancından ve davasından caydırmaya azmedenlerin” diyen Bahçeli, “Bugünkü siyasi ve ideolojik uzantılarının bir cinayet davası üzerinden MHP ve Ülkü Ocakları düşmanlığını güncelleme teşebbüsü aşağılık bir tertibin, alçak bir tezgahın, dış bağlantılı bir kumpasın varlığına işaret değilse acaba nedir? 12 Eylül öncesi yarım kalan mücadeleyi şayet tamamlamak için gün sayanlar varsa, ben de diyorum ki, sizden korkan sizin gibi olsun, yolundan dönen namert olsun, davasının onurunu savunmayan şerefinden mahrum olsun. Hesaplaşma teklifimizi yineliyorum. Hatta hodri meydan diyorum. Hasbelkader bir ara partimizde yer alsa da şimdilerde neyin hesabı, ne hesaplaşması diyerek ileri geri konuşan çürüklerin vakti saati geldiğinde ipliğini pazara çıkarmak, ne kadar ahlaksız olduklarını deşifre etmek davamıza vefa borcumuzdur. Kurdun boynuna tasma geçmez, geçerse itin boynuna geçer” ifadelerini kullandı. “FİLİSTİN DEVLETİNİN DÜNYA ÇAPINDA TANINMASINDAN BAŞKA BİR SEÇENEK YOKTUR” Filistin’i tanıyan ülke sayısının 147’ye ulaşmasını umut ve memnuniyet verici olduğunu ifade eden Bahçeli, “Bu sayı hızla yükselmeli, İsrail’in işlediği soykırım suçu en başta küresel vicdanda mahkum ve telin edilmelidir. ABD Başkanı’nın 31 Mayıs 2024 tarihinde açıkladığı 3 aşamalı kalıcı ateşkes planı ve buna Hamas’ın olumlu bakması müspet bir gelişmedir. Ne var ki, İsrail yönetiminden çatlak sesler yükselmektedir. İsrail Başbakanı caniyahunun 1 Haziran 2024 tarihinde Hamas’ın yok edilene kadar Gazze’de kalıcı ateşkesin olmayacağını ileri sürmesi katliamların süreceği yönündeki şüphe ve kaygıları maalesef kamçılamıştır. Gazze’de sadece açlıktan ölen çocuk sayısı 37’ye çıkmıştır. Hiçbir insani değer ve mirasın kabul etmeyeceği bir trajedi Gazze Şeridi’nde hüküm sürmektedir. ABD’nin, Birleşmiş Milletlerin ve İslam ülkelerinin İsrail üzerindeki baskılarını daha da artırması geldiğimiz bu aşamada adalet ve insanlık görevidir. Başkenti Doğu Kudüs olan, 1967 sınırları temelinde; egemen, siyasi ve toprak bütünlüğünü sağlamış bağımsız bir Filistin devletinin dünya çapında tanınmasından başka bir seçenek yoktur. Aksi halde beşeriyetin en kötü senaryoya maruz kalarak yaygın ve yıkıcı bir savaşın doğması kuvvetle muhtemeldir” dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.