SON DAKİKA
Hava Durumu

#Metin Öztosun

Söz Bursa - Metin Öztosun haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Metin Öztosun haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Bursa'da hak ve özgürlükleri savunma kararlılığı vurgulandı Haber

Bursa'da hak ve özgürlükleri savunma kararlılığı vurgulandı

Bursa Tabip Odası, KESK, DİSK, TMMOB, Bursa Demokrasi Güçleri ve BAOB’un ortaklığıyla düzenlenen basın açıklaması, halkın hak ve özgürlüklerini savunma kararlılığını bir kez daha vurguladı. Çok sayıda katılımcının destek verdiği etkinlikte, halkın hak ve özgürlüklerine yönelik baskılara karşı kararlılıkla mücadele edileceği belirtildi. Basın açıklamasında Bursa Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Muhsin Güllü ve Bursa Barosu Başkanı Av. Metin Öztosun konuşmalarını yaptı. Dr. Güllü, demokratik hakların savunulmasının meşru ve hayati bir sorumluluk olduğunu vurgulayarak, hiçbir baskının bu mücadeleyi durduramayacağını belirtti. Ardından söz alan Dr. Kadir Binbaş, polis tarafından alıkonma sürecini detaylarıyla anlatarak, yaşadıklarının hukuk dışı olduğunu vurguladı. Etkinliğe destek veren Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş ve Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal da dayanışma mesajlarını iletti. Basın açıklaması, katılımcıların birlik ve beraberlik mesajlarıyla sona erdi. Açıklamanın tamamı şu şekildedir: "BASKILAR BİZİ YILDIRAMAZ!" "Demokrasi ve hukukun olmadığı, anayasal hakların güvencesiz bırakıldığı bir ülkede sağlık olmaz! Hukuk, demokrasi ve adalet tüm kurumlarıyla işler hale getirilmelidir! İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun İstanbul Üniversitesi Yönetim Kurulu kararıyla diplomasının iptal edilmesi, ardından aralarında belediye başkanlarının ve yöneticilerinin olduğu çok sayıda kişiyle birlikte önce gözaltına alınması ardından tutuklanması, sonuç olarak anayasal bir hak olan siyaset yapma hakkının engellenmesi, ülkemizde anayasal hakların güvencede olmadığının ilanı olmuştur. Diploma kararı aynı zamanda, toplumda örnek olması beklenen akademisyenlerin, bilim üreterek toplumun ilerlemesini sağlamakla görevli üniversitelerin, bağımsız olması mutlak suretle şart olan yargının halini de gözler önüne sermiştir. Ülkemizin birikimi, hukukun egemenliğinin sağlanmadığı, kurum ve kuralların yok edildiği, üniversitelerin siyasete alet edildiği bir ülke olmayı hak etmemektedir. Demokrasi ve hukuk, sadece yöneticilerin ya da bir avuç ayrıcalıklı kesimin değil, toplumun da hak ve taleplerinin karşılandığı bir düzenin temeli olmalıdır. İşte tam da bu nedenle Türkiye’nin dört bir yanında yurttaşlar, taleplerini dile getirmek, haklarına sahip çıkmak ve hukuksuzluğa karşı durmak için anayasa tarafından güvence altına alınmış olan protesto haklarını kullanmak üzere sokağa çıkmışlardır. Ancak bu meşru ve barışçıl hak arayışının karşısına, güvenlik güçlerinin orantısız şiddeti, sabaha karşı yapılan ev ve yurt baskınları, gözaltılar ve bazı durumlarda iddia edilen çıplak aramalarla çıkılması; yalnızca özgürlüklere değil, toplumun bütününe yönelen sistematik bir tehdide dönüşmüştür. Bu baskı ortamı, artık yalnızca doğrudan mağdur olanları değil, her vicdan sahibi yurttaşı harekete geçmeye, müdahil olmaya, sözünü söylemeye mecbur bırakmıştır. Unutulmamalıdır ki; Türk Tabipleri Birliği, 6023 sayılı Kanun’un 4. maddesi uyarınca bizler yalnızca meslektaşlarımızın haklarını savunmakla değil, halk sağlığını korumak ve halkın menfaati ile hekimlerin menfaatini toplumsal düzlemde en iyi şekilde dengelemekle yükümlüyüzdür. Bu sorumluluk, yalnızca hastane koridorlarıyla sınırlı değildir; bu yükümlülük toplumun tüm yaşam alanlarını kapsamaktadır. Çünkü sağlık, yalnızca hastalıkların teşhis ve tedavisi değil; insanların güvenli, eşit, özgür ve onurlu bir yaşam sürebilme koşullarının bir bütünüdür. Bu koşullar sağlanmadıkça bedensel, ruhsal ve sosyal açıdan tam bir iyilik halini içeren gerçek bir sağlıktan söz edilemez. Hekimlik, yalnızca klinik bilgiyle değil; insan haklarına saygı, toplumsal sorumluluk ve vicdani duruşla anlam kazanır. İşte bu yüzden sokakta coplanan yurttaşın yanan canı da bizim meselemizdir; gözaltında çıplak aramaya zorlanan bir öğrencinin zedelenen onuru da; sabahın köründe evlerinden alınan üniversiteli gençlerin uğradığı psikolojik travma da bizim meselemizdir. Halk sağlığı, yalnızca çöken sağlık sistemiyle değil, aynı zamanda baskı, şiddet, korku ve güvencesizlik ortamıyla da tehdit altındadır. Bu yüzden Türk Tabipleri Birliği'nin ve Tabip Odalarının halk sağlığını koruma görevi; aynı zamanda hukukun üstünlüğünü, temel hak ve özgürlükleri, adil yaşam koşullarını savunma görevidir. Bu nedenle taleplerimiz nettir: Toplanma, ifade ve protesto özgürlüğü önündeki tüm engeller kaldırılmalı, bu hakların kullanılmasını engelleyen uygulamalara son verilmeli       Yurttaşlara yönelik orantısız güç kullanımı derhal ve koşulsuz sonlandırılmalı, kimyasal silah olarak kabul edilen biber gazı hiçbir koşulda kullanılmamalı       Gözaltına alınanlar, kötü muameleye uğramadan hemen serbest bırakılmalı       Hekimler, gözaltı muayeneleri başta olmak üzere görevlerini etik ilkeler ve bilimsel standartlar çerçevesinde, hiçbir siyasi veya idari baskıya maruz kalmadan yapabilmeli       Demokratik haklarını kullanan herkese yönelik yargı vasıtasıyla korkutma, soruşturmalar ve gözdağı politikaları son bulmalı       Siyasi otoritenin, kolluk kuvvetlerini ve yargı organlarını muhalefeti bastırma aracı olarak kullanmasına son verilmeli       Üniversiteler, bilimsel ve kurumsal özerklik temelinde yapılandırılmalı, akademinin siyasallaştırılmasından vazgeçilmeli       Tüm kamu kurumları, hukukun üstünlüğü ve halk yararı temelinde yeniden düzenlenmeli       Tüm bu ihlalleri meşrulaştırmaya çalışan siyasi iktidar, halkın iradesine müdahaleden vazgeçmelidir. Demokrasi ve hukuk olmadan, temel insan haklarına saygı gösterilmeden sağlık ve refah içinde bir toplum olamayacağımız gerçeği unutulmamalıdır. Ülkemizin geleceği için hukuk, demokrasi ve adalet tüm kurumlarıyla bir an önce işler hale getirilmelidir! Hekimlik, zulme karşı kafasını başka yöne çevirme değil, hakikate tanıklık mesleğidir. Başta polisin kötü muamelesine maruz kalan başkanımız olmak üzere biz hekimler, akademik odalar, meslek örgütleri, sendikalar ve sayısız yurttaş, her türlü baskıya, gözaltına, tutuklanmalara karşı halkın sağlığını koruma yükümlülüğümüzü yerine getirmeye, toplumun yararı için çalışmaya, demokrasiyi ve insan onurunu savunmaya devam edeceğiz. Sağlıktan, demokrasiden, özgürlüklerden tasarruf edilmesine karşı sessiz kalmayacağız. Sağlık için, adalet için, özgür bir gelecek için: Susmuyoruz, Korkmuyoruz, Hiçbir yere Gitmiyoruz!" Basın açıklamasına Bursa Tabip Odası, DİSK, KESK, Bursa Demokrasi Güçleri, TMMOB ve BAOB destek verdi.

Mudanyalı kadınlara ücretsiz hukuki destek Haber

Mudanyalı kadınlara ücretsiz hukuki destek

Kadına yönelik şiddetle mücadelede kararlı adımlar atan Mudanya Belediyesi, kadınların güçlendirilmesine yönelik önemli bir projeyi hayata geçirdi. Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç ve Bursa Barosu Başkanı Metin Öztosun’un imza altına aldığı protokol kapsamında, kadınlara ücretsiz hukuki danışmanlık, eğitim ve farkındalık çalışmaları sunulacak. Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç, kadın hakları konusunda Mudanya Belediyesi kadın meclis üyelerinin büyük çaba gösterdiğini vurgulayarak, Cumhuriyet devrimlerinin kadınların toplumdaki yeri açısından taşıdığı öneme dikkat çekti. “İHTİYACI OLAN HER KADINA DESTEK OLACAĞIZ” Mudanya'da kadının eşit şartlarda yaşaması ve mağduriyetler karşında destek alması için çalışma yaptıklarını söyleyen Başkan Dalgıç, bu kapsamda 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde Kadın Eşitlik Merkezi'ni hayata geçireceklerini açıkladı. Dalgıç, şöyle konuştu: “Kadına yönelik şiddetin sadece hukuki değil, aynı zamanda sosyal bir boyutu da var. Bu nedenle Mudanya’ya destek mekanizmalarını güçlendiren bir merkez kazandırıyoruz. İhtiyacı olan her kadına yardımcı olmak istiyoruz. 6284 Sayılı Kanun önemli bir düzenleme olsa da bazı noktalarda yetersiz kalıyor. Özellikle kadının hiç tanımadığı biri tarafından şiddete uğraması durumunda hukuki boşluklar doğabiliyor. Bizler, İstanbul Sözleşmesi hala yürürlükteymiş gibi hareket ediyor, hatta kadın haklarını daha ileriye taşımak için çaba gösteriyoruz. Bu iş birliği bizim için çok kıymetli; attığımız bu adım geleceğe dair umutlarımızı güçlendiriyor.” Bursa Barosu Başkanı Metin Öztosun ise, “Atatürk’ün kadına verdiği değer, eşit toplum, çağdaş değerler konusundaki devrimleri bizim mücadelemizin ana hatlarını oluşturuyor. Cumhuriyet devrimi okula giden kız çocuklarının yüzündeki gülümsemedir. İş birliği için teşekkür ediyoruz” diye konuştu.

Nilüfer Belediyesi ve Bursa Barosu’ndan kadınlara şiddete karşı iş birliği Haber

Nilüfer Belediyesi ve Bursa Barosu’ndan kadınlara şiddete karşı iş birliği

Nilüfer Belediyesi ve Bursa Barosu, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün yıl dönümünde, önemli bir protokol gerçekleştirdi. Mevcut protokolü yenileyen iki kurum, kadına yönelik şiddetle mücadelede iş birliğinin kapsamını genişletti. Protokolle, şiddete maruz kalan kadınların ve varsa beraberindeki çocukların haklarının güçlendirilmesi hedefleniyor. Şiddete uğrayan veya uğrama riski olan kadınlara; hukuki danışmanlık, eğitim ve farkındalık çalışmaları ile hizmetler; kolay, ulvi, nitelikli ve ücretsiz sunulacak. Bursa Akademik Odalar Birliği (BAOB) Yerleşkesi’nde imzalanan protokole Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, Başkan Yardımcıları Mahmut Demiröz, Okan Şahin, Serpil Altun, Tezcan Öztürk, Zerrin Güleş, Bursa Barosu Başkanı Metin Öztosun ve Bursa Barosu yönetimi katıldı.   KADINLAR NİLÜFER’DE ÖZGÜR Programda konuşan Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, Bursa Barosu ile gerçekleştirdikleri iş birliğinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Nilüfer’in kadın şehri olduğunu söyleyen Başkan Şadi Özdemir, kadınların burada daha rahat, güvenli, özgür bir yaşam sürdürdüğünü kaydetti. Nilüfer Belediyesi’nde 7 başkan yardımcısından 4’ünün, 32 müdürün de 17’sinin kadın yöneticilerden oluştuğunu söyleyen Başkan Şadi Özdemir, “Kadınlar kendi birikimleri ile bunu hak ettiler. Kadınların iş hayatının ve toplumsal hayatın içinde daha fazla rol alması gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu.   Kadınların haklarının korunması ve daha aktif olabilmeleri için gerçekleştirdikleri projelerden de bahseden Başkan Şadi Özdemir, kreş ve Nilüfer Belediyesi bünyesindeki Eşitlik Birimi’ni anlattı. Başkan Şadi Özdemir, kurmayı istedikleri Kadın Sığınma Evi ile ilgili de Bursa Barosu yöneticileriyle fikir alışverişinde bulundu. KADINLAR HAKLARINA SAHİP ÇIKIYOR Bursa Barosu Başkanı Metin Öztosun ise Nilüfer Belediyesi ile daha önceki dönemlerde de bu protokolü yaptıklarını belirterek, imzaladıkları protokolle bunun kapsamını genişletip, büyüttüklerini söyledi. Kadın Hakları ile ilgili gerilemenin engellenmesi ve Çocuk Hakları ile ilgili uluslararası sözleşmelerin uygulanabilirliğinin sağlanması için mücadele ettiklerini ifade eden Öztosun, bu anlamda Nilüfer Belediyesi’nin değerli paydaşlarından birisi olduğunu kaydetti. Bursa Barosu’nun 31 kişilik yönetim kadrosunda 18 kadının bulunduğunu söyleyen Öztosun, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamada önemli yol aldıklarını belirterek, “Beyaz yakalı olan avukatlarda kadın istihdam oranı, yaklaşık yüzde 47. Yakında bu oranı da geçecekler. Daha çok kadın meslektaş geliyor. Hukuk hayatına ve adalet mücadelesine katılıyorlar. Haklarına sahip çıkıyorlar. O açıdan protokolü imzalamak bizim için mutluluk verici” diye konuştu. Açıklamalardan sonra katılımcıların da görüşlerini belirttiği toplantının sonunda, Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir ve Bursa Barosu Başkanı Metin Öztosun’un imzalarıyla, protokol hayata geçti.  

Bursa'da kadına ve çocuğa yönelik şiddete karşı iş birliği Haber

Bursa'da kadına ve çocuğa yönelik şiddete karşı iş birliği

Bursa’nın daha yaşanabilir ve güvenli bir kent olması için çalışmalarını sürdüren Bursa Büyükşehir Belediyesi, diğer kurumlarla önemli projelere imza atıyor. Son günlerde kadına ve çocuklara yönelik şiddet olayları artarken, Bursa Büyükşehir Belediyesi ve Bursa Barosu arasında önemli bir protokole imza atıldı. Protokol kapsamında, şiddete uğramış ya da şiddet riski altında bulunan kadınlar ve beraberindeki çocuklar için hukuki danışmanlık ve psikososyal destek sağlanacak. Bu hizmetler nitelikli ve ücretsiz bir şekilde sunulacak. Ayrıca, çocuk hakları temelinde yürütülecek farkındalık çalışmaları ve etkinlikleriyle toplumun her kesiminde çocukların hakları korunacak. Protokol, kadına ve çocuğa yönelik şiddetle mücadele için gerekli tüm hukuki ve toplumsal destek mekanizmalarını güçlendirmeyi amaçlıyor. “ŞİDDETİN ÖNLENMESİNDE ÖNEMLİ BİR ROL OYNAYACAK” Protokol töreninde konuşan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, kadına yönelik şiddetin giderek arttığına dikkat çekti. Bu durumun kabul edilemez olduğunu ve duyarlılığın artması gerektiğini söyleyen Başkan Mustafa Bozbey, “Her gün yeni bir kadın cinayeti haberiyle karşılaşıyoruz. Bu tablo hepimizi derinden üzüyor. Bu konuda toplumda farkındalığı artırmalıyız. Bursa Barosu ile yaptığımız iş birliği, kadınlara ve çocuklara hukuki destek sağlayacak. Şiddetin önlenmesinde de önemli bir rol oynayacak. Ayrıca İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmasını da kabul etmiyoruz. Bu sözleşme, kadına yönelik şiddetin önlenmesinde hayati bir öneme sahiptir. ‘İstanbul Sözleşmesi yaşatır’ diyerek bu iş birliğini hayata geçiriyoruz” dedi. Sahada kadın ve çocuk hakları için etkin bir şekilde mücadele ettiklerini belirten Bursa Barosu Başkanı Metin Öztosun, Kadın Hakları Merkezi, Çocuk Hakları Merkezi ve Adli Yardım Merkezi’nde de hukuki destek sağladıklarını vurguladı. Öztosun, bakış açısı değişmedikçe kadın cinayetlerinin, çocuk hakları ihlallerinin ve istismar vakalarının devam edeceğini söyledi. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasının kadınların korunmasını zayıflattığını ifade eden Öztosun, “Sözleşmeden bir gecede çıkıldı. 6284 sayılı kanun da zayıflatıldı. Bursa Barosu olarak, İstanbul Sözleşmesi’ni sahada fiilen uygulamaya devam edeceğiz” diye konuştu. Konuşmalarının ardından Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey ile Bursa Barosu Başkanı Metin Öztosun tarafından protokole imzalar atıldı. Öte yandan Bursa Kent Konseyi Kadın Meclisi tarafından ‘11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü’ dolayısıyla bir basın açıklaması yapıldı. Bursa Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Derya Şimşek Aksakal, kadınların toplumsal cinsiyet eşitliği istediğinin altını çizdi. 6284 sayılı yasanın etkin şekilde uygulanmasını beklediklerini söyleyen Aksakal, kadın-kız çocukları cinayetlerine, istismar, taciz ve tecavüzlere karşı hep birlikte farkındalık çalışmaları yaptıklarını söyledi.  11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü kapsamında ‘Dünyayı Değiştiren Kadınları Öğreniyor, Resmini Yapıyorum’ başlığıyla resim yarışması düzenleyeceklerini belirten Aksakal, ayrıca Narin Güran gibi öldürülen kız çocuklarını hep hatırlatmak için ‘Kız Çocukları Ormanı’ kuracaklarını açıkladı.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Söz Bursa En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.