SON DAKİKA
Hava Durumu

#Kıbrıs

Söz Bursa - Kıbrıs haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kıbrıs haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Bakan Fidan'dan Kıbrıs açıklaması Haber

Bakan Fidan'dan Kıbrıs açıklaması

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Norveç Dışişleri Bakanı Espen Barth Eide ile düzenlediği ortak basın toplantısının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Bakan Fidan, "Türk dünyası bir bütün olarak Kıbrıs Türkü'nün yanında olmaya devam edecektir" dedi. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Norveç Dışişleri Bakanı Espen Barth Eide ile düzenledikleri ortak basın toplantısının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Orta Asya devletlerinin Kıbrıs bağlamında attıkları son adıma dair görüşlerinin sorulması üzerine Bakan Fidan, "Son yıllarda meydana gelen küresel gelişmeler ve Orta Asya'daki kardeşlerimizin ortaya koyduğu kapasite gelişimi, çalışmalar, ilerlemeler, küresel aktörlerin dikkatini çektiği gibi AB'nin de Orta Asya'ya olan ilgisini malumunuz arttırdı. Bu bizim açımızdan anlaşılabilir bir durum. Ancak bu karşılıklı ilginin AB tarafından istismar edilmeye çalışıldığını gördüğümüz alanlar da var. Elbette biz bu gelişmeleri tüm boyutlarıyla yakından takip ediyoruz. Gerekli girişimleri yapıyoruz. Dostlarımızla temas halindeyiz. Görüş alışverişi halindeyiz, bilgilendirme halindeyiz. Türk dünyası idealimize uygun bir biçimde hareket etmeye devam edeceğiz. Fakat burada başka bir sorunsal var. Bu son olaydan hareketle aramızı bozmak isteyen bazı çevreler bu sorunu bizim açıktan kamuoyunun önünde tartışmamızı istiyorlar. Biz prensip olarak ailevi konuları kamuoyu önünde tartışmamayı tercih etmiyoruz. Türk dünyasıyla aramızı bozmak isteyenlerin manipülasyonları bu açıdan başarılı olmayacak. Buradan hükümetimize yönelik bir negatif not yüklemeye çalışanların çabaları da başarılı olmayacak. Burada attığımız adımlar belli, durduğumuz yer belli. Türk Cumhuriyetleri'nin bizim gittiğimiz istikamet belli. Her türlü konuyu aile meclisimizde ele almaya devam edeceğiz. Bu konudaki pozisyonumuz nettir. Kıbrıs Türkleri de büyük Türk dünyası ailesinin asli ve ayrılmaz bir unsurudur. Bu gerçek de asla değişmeyecek. Türk dünyası bir bütün olarak Kıbrıs Türkü'nün yanında olmaya devam edecektir. Bu konudaki politikalarımızı sabırla sürdüreceğiz. Herkesin aynı anlayış ve kararlılıkla hareket etmesi ailemizi daha da büyütecek ve güçlendirecektir" dedi. "KIBRIS TÜRKLERİNİN İRADESİNE SAYGI DUYUYORUZ" 2017'de Crans-Montana'da gerçekleşen görüşmelerde Rum tarafının Kıbrıs Türkleri ile siyasi gücü ve ekonomik refahı paylaşmayı reddettiğini hatırlatan Bakan Fidan, şöyle devam etti: "Bu Annan Planına ortaya cevabı konurken de böyleydi. 2017’de Crans Montana'da da böyle oldu. Bugün kendileri burada, Sayın Espen Eide de bu son süreci son derece iyi hatırlıyor. Kendisiyle de aslında bu konuyu içeride konuştuk. Kendisi bana o dönem Kıbrıs özel temsilcisi olduğu için o günlere ilişkin tecrübelerini aktardı, vizyonunu anlattı. O günden sonra Kıbrıs Türk tarafı federasyon modelinden çekilmiş durumda. Biz de sonuç vermeyecek müzakerelerle vakit kaybetmeyeceğimizi defaatle ifade ettik. Ondan sonra iki devletli çözüm modeli ortaya konuldu ve biz bu modelin arkasında durmaya devam ettik. Geçtiğimiz mart ayında Cenevre'de yapılan toplantıda federal model BM tarafından telaffuz dahi edilmedi. Bunun yerine biz adadaki iki tarafın iş birliği yapabileceği alanlar üzerinde durduk. Biz Türkiye olarak şunu görüyoruz. Bir taraftan adada bir dondurulmuş sorun var. İki tarafta kendi sınırları içerisinde kendi idarelerinin yönetimi altında yaşamaya devam ediyor. Ama birbirlerine karşı koydukları karşılıklı izolasyon adanın topyekun refahını etkiler bir durumda olmaya başladı. Hele son yıllarda Akdeniz'de meydana gelen jeostratejik, jeoekonomik gelişmeler dikkate alındığında Kıbrıs Adası'nın Rum'uyla, Türkiye'yle giderek daha fazla bölgeden izole olduğu yalnızlaşmaya başlayacağı bir ada haline dönmeye başlayacak. Bunun yerine adadaki iş birliği ruhunun arttırılmasının önemli olduğu konusunda biz Birleşmiş Milletler'in vizyonuyla örtüştüğümüzü söyledik. Rumlar ve Avrupa Birliği ne derse desin tükenmiş federasyon modeli artık masadan kalkmış durumda. Bu modelde biliyorsunuz Rumlar tarafından ortadan kaldırıldı. Kıbrıs Türklerinin daha fazla izolasyonunu hedef alan daha fazla imkansızlıklar içerisinde boğuşmasına sebep olan bir müzakere süreci, bir çözüm süreci, bir anlaşma süreci bizim hiçbir şekilde kabul edeceğimiz bir yaklaşım değildir. Tabii ki Kıbrıs Türklerinin biz iradesine saygı duyuyoruz. Onların kendi seçimleri, kendi tercihleri ortada. Ama biz garantör ülke olarak, ana vatan olarak kendi görüşlerimizi, kendi tavrımızı her zaman büyük bir netlikle ortaya koyuyoruz. Biz bu konuda son derece netiz. Uluslararası toplumun getirdiği bütün çözüm önerilerine bugüne kadar biz hep evet dedik. Bunun arkasında olduk." "OLDU, BİTTİYE İZİN VERMEYECEĞİMİZİ HERKES BİLİYOR" Ege Denizi ile ilgili Deniz Mekansal Planlamasının hazırlandığını aktaran Fidan, Birleşmiş Milletler’in ilgili birimlerine sunulacağını kaydetti. Bakan Fidan, "Kıbrıs Ege ve Doğu Akdeniz'de tek taraflı herhangi bir adıma veya ‘oldu, bittiye’ izin vermeyeceğimizi zaten herkes biliyor. Her şekilde söyledik, söylemeye de devam edeceğiz. Ama duymayanlara yani kulakları sağırdır, duymazlar, işitmezler yapacak fazla bir şey yok. Propaganda makinesi haline dönüşmüş, belli konuları doğruluğundan bağımsız, gerçekliğinden bağımsız sırf öyle olarak görmek istedikleri için propagandasını yapan insanlara kulak asılmaması fevkalade önemli" diye konuştu.

CHP’li Karabat: Katar Türkiye’nin aleyhine tatbikatlara katılıyor, AKP Kıbrıs’ta Seyirci Kalıyor! Haber

CHP’li Karabat: Katar Türkiye’nin aleyhine tatbikatlara katılıyor, AKP Kıbrıs’ta Seyirci Kalıyor!

CHP Genel Başkan Yardımcısı Özgür Karabat, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamalarda AKP iktidarının Kıbrıs ve Doğu Akdeniz politikalarını sert sözlerle eleştirdi. Karabat, Katar’ın Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ile birlikte enerji sondajı yaptığını ve Yunanistan’da düzenlenen tatbikatlara katıldığını belirterek, “AKP seyirci kalıyor” dedi. Karabat, AKP'nin halk desteğini yitirdikçe jeopolitik hamlelerle ayakta kalmaya çalıştığını ve bu süreçte Türkiye’nin ulusal çıkarlarının göz ardı ettiğini ifade etti. “AKP kendini oyun kurucu zannediyor; ama aslında figüran” diyen Karabat, Katar’ın hem enerji hem de askeri alanda Türkiye aleyhine konumlandığını vurguladı. KATAR, GKRY ADINA SONDAJ YAPIYOR Karabat’ın açıklamalarına göre, Katar şu anda GKRY adına Doğu Akdeniz’de enerji sondajı yürütüyor. Bu adımın yalnızca ticari değil, stratejik sonuçlar doğurduğunu belirten Karabat, aynı zamanda Katar’ın askeri alanda da GKRY ve Yunanistan’la hareket ettiğine dikkat çekti. KATAR, NATO TATBİKATINDA TÜRKİYE’NİN KARŞISINDA Karabat’ın paylaştığı bilgilere göre, Nisan ayının ilk haftasında Yunanistan’da düzenlenen ve “INIOCHOS” adı verilen çok uluslu hava tatbikatına Katar, İsrail, Fransa, Hindistan ve NATO üyesi birçok ülke katıldı. Tatbikat kapsamında hava savunma sistemlerine karşı operasyonlar, stratejik hedeflerin vurulması ve özel görev senaryoları çalışıldı. Tatbikatın kamuoyunda dikkat çekmemesi için Katar medyasında geri planda tutulduğunu belirten Karabat, “Bu tatbikat, Katar, İsrail ve NATO’yu ilk kez bir araya getirdi” dedi. TÜRK CUMHURİYETLERİ GKRY’Yİ TANIYOR, AKP SESSİZ Karabat, Yunanistan’daki tatbikatın yapıldığı günlerde Türkmenistan, Kazakistan ve Özbekistan’ın GKRY’yi “Kıbrıs Cumhuriyeti” olarak tanıdığını ve büyükelçi atadığını belirtti. Karabat, bu gelişmelere karşı AKP'nin yalnızca sembolik tepkiler verdiğini, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un da bu konuyu Özbekistan ziyaretinde gündeme almadığını söyledi. “23 YILDA KKTC’Yİ TANIYAN TEK BİR ÜLKE YOK” Karabat, AKP'nin iktidarda olduğu 23 yıl boyunca KKTC’yi tanıyan tek bir ülke bile bulunmadığını belirterek, “AKP içeride yerli ve milli söylemleriyle halkı kandırırken, dışarıda KKTC’nin statüsünün zayıflatılmasına göz yumuyor” ifadelerini kullandı. KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın, Avrupa Birliği’nin Türkiye’nin Kıbrıs’tan çıkmasını istediği yönündeki açıklamasını hatırlatan Karabat, Türkiye’nin garantörlük hakkının da tehlikeye girdiğini belirtti. KARABAT’TAN UYARI: OTORİTERLEŞME PLANLARI TUTMAYACAK CHP’li Karabat, AKP’nin Kıbrıs’ı feda ederek doğal gaz boru hattı üzerinden ekonomik kaynak yaratma ve yandaşlara komisyon sağlama hesapları yaptığını iddia etti. Bu süreçte Türkiye’nin otoriter bir yapıya sürüklendiğini ifade eden Karabat, “Muhalefeti yok edip otoriter rejime geçme planları tutmayacak. Buna hizmet edenler halk ve hukuk önünde hesap verecek” diyerek sözlerini tamamladı. KARABAT’IN SOYAL MEDYA HESABINDAKİ PAYLAŞIMI ŞÖYLE: https://x.com/OzgurKarabatCHP/status/1910950723606421729  KATAR YUNANİSTAN İLE TATBİKAT YAPIYOR, AKP KIBRIS’TA SEYİRCİ KALIYOR 1-Halk desteğini yitiren AKP, varlığı sürdürmenin yolunu jeopolitikte arıyor. Kendini “oyun kurucu” zanneden AKP, aslında figüran olduğunu görmüyor. Dost dedikleri Katar bile neler yapıyor, tek tek anlatalım. 2-Öncelikle, bir önceki paylaşımımızı hatırlayalım. AKP’nin Kıbrıs üzerine planlarını deşifre ettiğimiz tespitlerimiz büyük ses getirdi. Aşağıda paylaşacağımız yeni bilgilerle bu floodu beraber okuyun. 3-Doğu Akdeniz’deki enerji kaynaklarının çıkarılması için pek çok ülke çalışma yürütüyor. Peki, AKP’nin dost dediği Katar ne yapıyor? Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) adına sondaj yapıyor! 4-Bunlar ticari ilişkiler deyip geçemezsiniz. Çünkü Katar askeri alanda da Türkiye’nin aleyhine pozisyon alıyor. GKRY ve Yunanistan’daki askeri tatbikatlara katılıyor. 5-Yunanistan’da Nisan’ın ilk haftasında düzenlenen INIOCHOS isimli hava tatbikatına Katar, İsrail, Fransa, Polonya, Hindistan, İtalya’nın aralarında olduğu 13 ülke katıldı, savaş uçakları birlikte uçuş yaptı. 6-Bu tatbikatın Türk kamuoyunda dikkat çekmemesi için Katar medyasında ön plana çıkarılmaması istendi. Ancak Yunanistan Hava Kuvvetleri bütün görüntüleri paylaştı. Yunanistan’daki tatbikat, Katar, İsrail ve NATO’yu ilk kez bir araya getirdi! 7-INIOCHOS tatbikatında simüle edilen bazı görevlere dikkatinizi çekerim: -Entegre hava savunma sistemine karşı hava operasyonları, -Karşı saldırı, hava/havaalanı saldırısı, -Özel hedefler (köprüler, elektrik santralleri, araçlar vb.) 8-Suudi Arabistan'ın başını çektiği Arap ülkeleri Katar'a ambargo uygularken, Türkiye zor durumda kalan Katar'a başta gıda ve sağlık malzemeleri olmak üzere her türlü ürünü göndermişti. Şimdi Katar, Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin aleyhine ne varsa orada yer alıyor. 9-Yunanistan’da tatbikat gerçekleştirilirken başka gelişmeler de oldu. Türkmenistan, Kazakistan ve Özbekistan GKRY’yi “Kıbrıs Cumhuriyeti” olarak tanıyıp büyükelçi atadı. AKP’den göstermelik tepki dışında bir ses çıkmadı. 10-Aynı günlerde TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş Özbekistan’ı ziyaret etti ve o da GKRY’nin tanınması konusunda tek kelime etmedi. Çünkü AKP bu işin tam ortasında ve Türk cumhuriyetlerinin GKRY’yi tanımasını görmezden geliyor. 11-Tam 23 yıldır Türkiye’yi yöneten AKP, bir ülkenin bile KKTC’yi tanımasını sağlayamadı. Üstüne, GKRY’nin devlet statüsünün güçlenmesine göz yumdu. İçeride ise yerli ve milli söylemleriyle “oyun kurucu” olduğu yalanını yaydı. 12-KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, açıkça söylüyor: “Avrupa Birliği Türkiye’nin Kıbrıs’tan çıkmasını istiyor.” Türkiye’nin Kıbrıs’taki garantörlüğü AKP eliyle yok ediliyor. Katar gibi AKP’nin iş birliği içinde olduğu ülkeler de buna destek veriyor. 13-AKP, Kıbrıs’ı verip orada kurulacak doğalgaz boru hattından ekonomik krize kaynak sağlama, yandaşlara da komisyon alma planları yapıyor. Bunları yaparken de Türkiye’yi otoriter bir yapıya sürüklüyor. 14-Tekrar uyarıyorum: Türk milleti AKP’yi istemiyor. Türkiye 1’den büyüktür ve ülkenin jeopolitik güvenliğini yok edecek hamleler yapmaktan uzak durun. Muhalefeti yok edip otoriter rejime geçme planları tutmayacak. Buna hizmet edenler hem halkımız hem de yargı önünde hesabını tek tek verecek.

KKTC’nin 41’inci kuruluş yıl dönümü kutlandı Haber

KKTC’nin 41’inci kuruluş yıl dönümü kutlandı

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) 41’inci kuruluş yıl dönümü kutlamaları kapsamında Lefkoşa’da Dr. Fazıl Küçük Bulvarı’nda resmigeçit töreni düzenlendi. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 41’inci kuruluş yıl dönümü ülke genelinde çeşitli tören ve etkinliklerle kutlandı. Başkent Lefkoşa'daki Dr. Fazıl Küçük Bulvarı'nda düzenlenen tören, İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın tören birliklerini denetlemesi ve halkın bayramlarını kutlamasıyla başladı. Halk dansları gösterisi ile Milli Savunma Bakanlığı Mehteran Birliği konserinin ardından tören resmigeçit ile sona erdi. Törene Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, TBMM Başkan Vekili Celal Adan, KKTC Başbakanı Ünal Üstel, Yüksek Mahkeme Başkanı Bertan Özerdağ, 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, 3. Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Lefkoşa Büyükelçisi Yasin Ekrem Serim, KTBK Komutanı Tümgeneral Sebahattin Kılınç, GKK Komutanı Tümgeneral İlker Görgülü, ana muhalefet partisi CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bakanlar, bazı milletvekilleri, askeri erkan, kurum, kuruluş, dernek temsilcileri ve vatandaşlar katıldı. Törende, bazı siyasi parti temsilcileri, Türkiye ve Azerbaycan’dan gelen heyetler de yer aldı.

KKTC Cumhurbaşkanı Tatar: “Arkamda Türkiye Cumhuriyeti var” Haber

KKTC Cumhurbaşkanı Tatar: “Arkamda Türkiye Cumhuriyeti var”

AHBVÜ'nün Asya Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından Kıbrıs Barış Harekatı'nın 50'nci yıldönümü sebebiyle Itri Kongre ve Kültür Merkezi'nde sergi, söyleşi ve imza günü düzenlendi. Sergide KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ın faaliyetlerinin bulunduğu gazete manşetleri ve fotoğraflara yer verildi. Söyleşide ise Cumhurbaşkanı Tatar, KKTC'nin uluslararası alanda tanıtılmasıyla ilgili konuşma yaptı. Etkinliğin sonunda Tatar, kitaplarını katılımcılar için imzaladı. Düzenlenen etkinliğe, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs gazileri ve AHBVÜ rektörü Prof. Dr. Naci Bostancı katıldı. “HEP DİRENDİK, ANA VATANA GÜVENDİK” Kıbrıs'ın düşman elinden alınış hikayesini anlatarak konuşmasına başlayan Tatar, “Biz Kıbrıs'ta belki yarım milyonluk bir nüfusa sahibiz. Ama en az onun kadar Türkiye'de, en az 300 bin İngiltere'de, en az 100 bin Avusturalya'da, en az 50 bin Kanada'da ve şair Behçet Kemal'in dediği gibi ‘En az onlar kadar toprağın altında insanlarımız yatmaktadır' dolayısıyla değerli öğrenciler Kıbrıs'ta Kıbrıs Türk'ü son buluyor, Kıbrıs'ı Yunanistan'a bağlayalım, Kıbrıs'ı bir Yunan adası yapalım şeklinde bize yapılan saldırılara hep direndik, ana vatana güvendik” diye konuştu. “İKİ DEVLETLİ SİYASETİ ONAYLAMAYA DEVAM EDİYOR” Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın KKTC'nin tanıtılmasının ve siyasette desteklenmesi konusunda çok desteği olduğunu söyleyen Tatar, “Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan'ın 79'uncu Genel Kurul toplantısında bundan 2 hafta kadar önce New York'ta yaptığı konuşmada ‘hem Doğu Akdeniz'de hem Batı Akdeniz'de orada hem Türkiye Cumhuriyeti'nin enerji zenginlikleri bakımından hakkının hukukunun hem de Kıbrıs Türk'ünün Kıbrıs adası etrafındaki bütün zenginliklerin hakkını korumak bizim sorumluluğumuz' demişti. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin tanıtılması gerektiğini, konulan ambargoların kalkmasını gerektiğini, Kıbrıs Türk'ünün özden gelen haklarının feshedilmesi gerektiğini söylerken, sayın cumhurbaşkanı Türkiye Cumhuriyeti'ne bizimle şu anda sürdürmekte olduğu 2 devletli siyaseti onaylamaya devam ediyor” ifadelerini kullandı. “BENİM ARKAMDA 85 MİLYONLUK TÜRKİYE CUMHURİYETİ VAR” KKTC'nin Türkiye Cumhuriyeti'nin desteğiyle yaşadığını belirten Tatar, “Kıbrıs Türk halkının kendi diliyle, kendi diniyle, kendi kültürüyle, kendi kaderiyle, kendi mücadelesiyle, kendi çizdiği yolla, ana vatanı Türkiye Cumhuriyeti'nin desteğiyle orada kendi devletini yaşatmanın Kıbrıs Türk halkının insanlık hakkı olduğunu kimsenin reddedemeyeceğini ve bu çağda Kıbrıs halkına direkt uçuş yasağı, direkt ticaret yasağı, direkt temas yasağı, spor ambargosu gibi birtakım kısıtlamalarla Kıbrıs Türk'ünü çökertemeyeceklerini, sonuna kadar direneceğimizi ve devletimizi sonuna kadar savunacağımızı kendilerine ifade ettiğimizde ama dediklerinde ne diyorum ben, benim arkamda 85 milyonluk Türkiye Cumhuriyeti var diyorum” dedi. “PROGRAMLARI İPTAL ETTİM GERİ KIBRIS'A DÖNÜYORUM” Programlarını erken bitirip Kıbrıs'a dönmek zorunda olduğunu kaydeden Tatar, “Bundan sonra Samsun'a gidecektim. Perşembe günü Trabzon'a gidecektim. Böyle programlarım vardı. Programları iptal ettim geri Kıbrıs'a dönüyorum. Neden biliyor musunuz? Kıbrıs'ta meclis başkanını seçemedik. Ben cumhurbaşkanı olduğum için adadan ayrıldığım için şu andaki meclis başkanı cumhurbaşkanı vekilidir ve onun vekaletiyle meclis başkanı olan muhalefet temsilcisi Tatar gelmeden meclisi açmam demiş. Ben de tabii ki hükümetle de istişare ettim. Büyün bu programları iptal edip şimdi ilk uçakla Kıbrıs'a geri dönüyorum. Meclis açılsın ve meclis başkanı seçilsin diye” açıklamasında bulundu.

MHP Lideri Bahçeli: "Kıbrıs Türk'tür, Türk'ün yurdudur" Haber

MHP Lideri Bahçeli: "Kıbrıs Türk'tür, Türk'ün yurdudur"

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, parti genel merkezinde basın mensuplarının sorularını yanıtladı. MHP Genel Başkanı Bahçeli, Türkiye için yeni yüzyılda emsalsiz fırsatların olduğunu belirterek, “Milli birlik ve beraberlik içinde bu fırsatları yakalayacağımız düşüncesindeyim. Fakat milletimizin hassasiyetleri üzerinde oynama yapanlar, tahrip etmek için çaba harcayanlar çok tehlikeli provokasyonları birer birer sahneye sürmektedir. Muhalefetin umut bağladığı, siparişle siyaset yaptığı, bölücülerin ve teröristlerin kukla olarak hizmet ettiği Joe Biden'ın Amerika Birleşik Devletleri başkanlık yarışından çekilmesi, bölgesel ve küresel zeminde etkileri olacak bir gelişmedir” diye konuştu. "Açılan kilidin kapatılmasıyla terör örgütü nefes alamayacak" Türkiye’nin güney sınırlarımız boyunca kurulmak istenen terör devletinin bağlantı noktaları, yol haritası, ana güzergahı kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri'nin mücadelesi ve iktidarın dirayetiyle bertaraf edildiğini aktaran Bahçeli, “Açılan kilidin kapatılmasıyla mücavir bölgelerde hiçbir terör örgütü nefes dahi alamayacaktır. Sürekli operasyon stratejisi Allah'ın izniyle başarıyla ulaşacak terörün ve bölücülüğün kökü kazınacaktır. Buna rağmen Mersin'de halay çekip İmralı canisi lehine slogan atan bir avuç şehir eşkiyası ile Diyarbakır'ın sözde Kürdistan olduğunu ileri süren DEM'li hainler şımarıklıklarının ağır sonuçlarına inşallah katlanacaklardır. Doğu ve Güneydoğu'daki bazı il ve ilçelerde fiili zemin hazırlamak için belediye hizmetlerinin şer hedefler uğruna seferber edilmesi, bölücülüğü sokağa taşıma gayretleri son günlerde hızlanmıştır. Bu azgınlaşmış tahrikleri dikkatle ve yakinen takip ettiğimiz herkesçe bilinmelidir” dedi. "CHP'nin şifreleri PKK'nın elinde DEM'in kullanımındadır" CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in "’Kürtler ben eşit hissetmiyorum.’ diyorsa onlar eşit hissedene kadar hep birlikte mücadeleye devam edeceğiz” açıklaması üzerine Bahçeli, “DEM'lenen CHP milli güvenliğimize zarar vermektedir. DEM'lenen CHP Cumhuriyet Halk Partisi demokrasimize leke sürmektedir. DEM'lenen CHP milli birlik ve kardeşlik hukukumuzun kundaklamaktadır. Terörist Demirtaş ile ziyaretçi kuyruğuna girenlerin profili çeşitlenen Sarosçu Kavala'ya siyasi geleceğini bağlayanlar ne milliyetçilikten ne de milli onurumuzun muhafaza teminininden bahsetmeleri söz konusu değildir. CHP'nin şifreleri PKK'nın elinde DEM'in kullanımındadır. Türk milleti köksüz ve kötü niyetli müfritleri görmektedir. Bu nedenle emperyalizmin içimize kadar yuva yapmış piyonları muhakkak çuvallayacak alayının birden oyunları bozulacak mahçubiyet ve mağlubiyet akıbetleri olacaktır” ifadelerini kullandı. "Dezenflasyon süreci her geçen gün tesirini göstermekte " CHP Genel Başkanı Özel’in Türkiye’de tarihin en ağır ekonomik krizinin yaşandığı söylemine Bahçeli, şunları kaydetti: “Karamsar tablolar çizenler, kötümser telafuz ve telkinlerle vakit geçirenler gerçek manada Türkiye'nin gücünü ve Türk milletinin gürbüz iradesini kavramaktan aciz düşenlerdir. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı'nın tarihin en ağır ekonomik krizinin yaşandığını iddia etmesi yalnızca ağır bir bühtan değil aynı zamanda ülkesine ve milletine itibar etmeyen bir siyasetçinin delisavmasıdır. Halbuki Türkiye ekonomisi güven verici adım ve hamlelerle istikrarlı ve umut uyandıran bir yükseliş kulvarındadır. Dezenflasyon süreci her geçen gün tesirini göstermekte büyüme, istihdam, ihracat, yatırım, üretim ve cari fazla hedefleri iyimser beklentileri kamçılamaktadır. Uluslararası kredi derecelendirme şirketlerinin ekonominin pozitif ivmesini teyit etmesi ayrıca değerli ve sevindirici bir gelişmedir. Azalan dış finansman ihtiyacıyla birlikte artan uluslararası rezervler ekonomik dengelemeyi tetiklemektedir. Türkiye ekonomisi en kötü kötü senaryoların engellemelerine takılmadan hızla ilerleme kaydetmektedir. Toplumun her kesimi büyümenin nimetlerinden elbette istifade edecek özellikle istismar edilen emeklilerimiz hak ettikleri sosyal ekonomik ve insani seviyeye kavuşacaklardır. Milliyetçi Hareket Partisi'nin ve Cumhur İttifakı'nın ortak gayesi budur. Kaldı ki ülkenin bekasıyla milletin refahı en üst düzeyde tesis edilecektir.” "Kıbrıs sadece üzerinde hayat sürülen bir ada değildir" Kıbrıs Barış Harekâtı'nın 50. yıl dönümü dolayısıyla Kıbrıs Türk halkıyla kucaklaşmanın ve ortak bir gelecek etrafında kenetlenmenin milli bir heyecan oluşturduğunu dile getiren Bahçeli, Türk milletinin tek yürek halinde Kıbrıs davasına inandığını ve arkasında durduğunu söyledi. Bahçeli, “Kıbrıs Türklüğünün zulümden ve zulmetten kurtuluş gününde soydaşlarımızla beraber olmak bu kutlu günde kabaran milli coşkuya şahit olmaktan şahsım adına büyük bir memnuniyet duyduğumu bilvesile açıklamak boynumun borcudur. Kıbrıs sadece üzerinde hayat sürülen bir ada değil, Türk milletinin tarihi ve şehitlik kardeşlik varoluş anıtıdır. Kıbrıs, muhterem ceddimizin göz nuru, gönül yurt olması yanısıra siyasi stratejik kültürel ekonomik jeopolitik miras ve müktesebatı ile bölgenin ve küresel sistemin kilit taşıdır. Bu nedenle tüm dikkatlerin odağı Kıbrıs'tır” diye konuştu. "Kıbrıs Türk'tür, Türk'ün yurdudur" Kıbrıs Türklüğünün egemenlik haklarını ve tarihi emanetlerini göz ardı eden çevrelerin tahrikleri, tacizleri ve tuzakları hiç bitmediğini aktaran Bahçeli, “Şayet Türkiye'nin 50 yıl önce müdahalesi olmasaydı, Kıbrıs Türklüğü, Hocalı'da, Kerkük'te, Doğu Türkistan'da ve Gazze'de yaşanan dramların, acıların ve insani felaketlerin aynısıyla karşılaşması mukadderdir. Sanmasınlar ki Taşkent, Taşpınar, Sinde, Günyeli, Yuvalı, Paşaköy, Kanlı Noel, Limasol, Gazimağusa, Geçitkale, Muratağa, Sandallar, Atlılar katliamlarını unuttuk. Sanmasınlar ki bebeklerimize, çocuklarımıza, kadınlarımıza, masum ve mazlum soydaşlarımıza yönelik kanlı saldırıları hafızamızdan çıkardık. Tarihi karar ve mesajımızı tekrar haykırıyorum, Kıbrıs Türk'tür, Türk'ün yurdudur, her zaman da böyle kalacaktır” ifadelerine yer verdi. ABD’deki seçimler nasıl sonuçlanırsa Türkiye-ABD ilişkileri daha sağlıklı hale gelir sorusuna Bahçeli, “Biden’ın gidişi bir müjdedir, Netenyahu’nun gidişi de ikinci müjde olacaktır” dedi. “MHP, köpeklere karşı uygulanacak her türlü yanlışın karşısında durur” MHP olarak köpeklere yapılacak yanlışın karşısında duracaklarını aktaran Bahçeli, “Türk milleti hayvanları sever, köpekleri de dost kabul eder. Bu sebepten dolayı, köpeklere karşı uygulanacak her türlü yanlışın karşısında durur. MHP’de üzerine düşeni yapacaktır. Kimse merak etmesin, köpekleri dost kabul edenler sokaklara dökülerek köpekleri taşlamaya devam etmesinler. Onlar Cenabı Allah’ın bir yaratığıdır” “Dosya elimizdedir, günü geldiğinde eyleme de geçecektir” Televizyon programlarında MHP aleyhinde söylemleri bir listede topladıklarını ve bunlara hukuki olarak cevap vereceklerini belirten Bahçeli, “Bazı çevreler 2024 yılı içerisinde MHP’ye karşı çok büyük haksızlıklar, iftiralar, yalanlar, küçük görmeler ve suçlamalarda bulunmuşlardır. Bunlar toplamda 154 kişidir. MHP olarak basın mensuplarına bu çerçeveden bakmak istiyorum. Sizlerle çok zaman beraber oluyoruz. Televizyonlarda ayrıldığımız şahsiyetler var. Onları kabul etmekte zorlanıyoruz ama yakın takip altındayız. Görmüş olduğunuz liste kimin hangi gün, hangi saatte ve hangi programda nasıl konuştuklarının, MHP’ye nasıl hakaretler yaptıklarının toplamıdır. Bu dosya elimizdedir, günü geldiğinde eyleme de geçecektir. Eylem, hukuki nitelikte olacaktır. ‘Bizi hedef gösteriyorlar’ saçmalığından da kendilerini kurtarsınlar. Onlarla muhatap dahi olmayı kabul etmeyiz ama hukuk zemininde mutlaka karşılaşacağız” dedi.

Dışişleri Bakanlığı: "Kıbrıs davasının savunucuları olmaya devam edeceğiz" Haber

Dışişleri Bakanlığı: "Kıbrıs davasının savunucuları olmaya devam edeceğiz"

Dışişleri Bakanlığı, 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı'nın 50. Yıl Dönümü dolayısıyla bir açıklama yayımladı. 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50. yıl dönümünün müstesna bir coşkuyla kutlanmış olmasından büyük memnuniyet duyulduğu belirtilen açıklamada, "Türkiye’nin uluslararası antlaşmalardan kaynaklanan hak ve yükümlülükleri uyarınca gerçekleştirdiği Harekât, Ada’nın tamamına barış getirmiştir. Ada’daki olayların tarihini ve uluslararası hukuku keyfi biçimde yorumlayanların, bu gerçeği artık kabullenmesi gerekmektedir” denildi. “KIBRIS TÜRK HALKI TÜRKİYE’NİN GARANTİSİ ALTINDA İLERLEYECEKTİR” “Geçmişte maruz kaldığı şiddet ve baskılara rağmen Ada’daki varlığını koruyabilmiş olan Kıbrıs Türk halkı, bugün de haksız kısıtlamalarla karşı karşıyadır" denilen açıklamada, "Ancak Kıbrıs Türklerinin barışa olan bağlılığı ve haksızlıklar karşısındaki güçlü duruşu değişmemiştir. Kıbrıs Türk halkı, Türkiye’nin etkin garantisi altında geleceğe güvenle ilerleyecektir" ifadeleri kullanıldı. “KIBRIS DAVASININ SAVUNUCULARI OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ” Ada’da hakça ve kalıcı bir çözüm, ancak Kıbrıs Türkü’nün eşit statüsünün ve iki halk ile iki devletin varlığının kabulüyle mümkün olduğu da belirtilen açıklamada, "Bizler geçmişte olduğu gibi bundan sonra da Kıbrıs davasının savunucuları olmaya ve tarihi sorumluluğumuzun gereklerini yerine getirmeye devam edeceğiz" denildi.

Aliyev: "Her zaman Kıbrıslı kardeşlerimizin yanındayız” Haber

Aliyev: "Her zaman Kıbrıslı kardeşlerimizin yanındayız”

Azerbaycan Medya Geliştirme Ajansı tarafından düzenlenen Şuşa Global Medya Forumu, “Yanlış Bilginin İfşa Edilmesi: Dezenformasyonla Mücadele” temasıyla Karabağ’ın kültür başkenti Şuşa’da başladı. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev 50’e yakın ülkeden 150’den fazla katılımcının yer aldığı etkinliğin açılış konuşmasını yaptı. Güney Kafkasya bölgesinde tarihi bir dönüşüme tanık olduklarını belirten Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev, “Biz hiçbir zaman işgali, sonuçlarını, verdiğimiz kurbanları ve büyük galibiyetimizi unutmayacağız. Biz ve gelecek nesiller bununla onur duyacaktır. Ancak biz buna odaklanmamalıyız. Biz bunu daime kullanmamalıyız ve bir sembol haline getirmemeliyiz. Biz ileriye bakmalıyız. Azerbaycan’ın Karabağ zaferi bölgedeki tek jeopolitik değişiklik değildir. Bölgede tarihi-jeopolitik değişimler yaşandığını söyleyebilirim. Bölgede, geleneksel ittifaklar bir miktar zayıfladı ve yeni iş birliği biçimleri ortaya çıktı. Elbette geçen sene eylül ayında toprak bütünlüğümüzün ve egemenliğimizin tamamen restorasyonu en önemli olaydır. Bu sadece birinci ve ikinci forum arasında değil, genel olarak modern tarihimiz açısından da önemli bir olaydı” dedi. “ERMENİ YANLISI SİYASETÇİLER VE MEDYA TEMSİLCİLERİ AZERBAYCAN'A SALDIRARAK ASILSIZ İDDİALARDA BULUNDU” Azerbaycan’ın uzun yıllar boyunca gerçeklerin manipüle edilmesine ve yalanlara maruz kaldığını belirten Aliyev, "Bazen uluslararası medyada Azerbaycan hakkında çıkan bilgilerin doğru olmasına şaşırıyoruz. Bunlardan biri Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki çatışma ve tüm Ermeni diasporasının seferberliğiydi. Ermeni yanlısı siyasetçiler ve medya temsilcileri Azerbaycan'a saldırarak asılsız iddialarda bulunmuştu" diye konuştu. "RUSYA İLE İKİLİ İLİŞKİLERİMİZDE ÇÖZÜLEMEYECEK HİÇBİR SORUN YOK” Son dönemde Azerbaycan ile Rusya arasında üst düzeyde görüşmeler gerçekleştirildiğini vurgulayan Aliyev, "Rusya ile ikili ilişkilerimizde çözülemeyecek hiçbir sorun yoktur ve uzun süredir de böyledir. İttifak anlaşması imzalanmasından önce bile durum böyle değildi. Biz halklarımız arasında yüzyıllardır karşılıklı saygıya, karşılıklı anlayışa, karşılıklı çıkara ve ilişkilere dayalı ilişkiler kuruyoruz. Nitekim son dönemde üst düzey toplantıların yoğunluğu arttı ve buna büyük ihtiyaç var. Nisan ayında Moskova'da, bu ayın başında Şangay İşbirliği Örgütü çerçevesinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir araya geldik ve muhtemelen yıl sonundan önce tekrar bir araya geleceğiz ve görüşeceğimiz konular çok geniş” dedi. Uluslararası medya tarafından Azerbaycan'da ve bölgede yaşanan olayların objektif bir şekilde ele alınmasını istediklerini söyleyen Aliyev, halen bazı dezenformasyonlara rastladıklarını ve zamanla Batı'daki siyasi çevrelerde gerçeklerin giderek daha fazla ortaya çıkıştığını söyledi. “COP29 ÜST LİGLERDE BULUNMAMIZ İÇİN ÇOK ÖNEMLİ BİR ŞANS” Azerbaycan’ın COP29’a ev sahipliği yapacağı açıklanınca Batılı medya kuruluşlarınca saldırılara uğradıklarını belirten Aliyev, “Meslektaşlarımla konuştuğumda bu etkinliğin Azerbaycan için büyük bir baş ağrısı olacağını söylüyorlardı. Biz petrol ve doğal gaz rezervleri ile zengin olan bir ülke olduğumuz için suçlanıyorduk. COP28’e ev sahipliği yapan BAE de aynı suçlamalara maruz kaldı. Medya tarafından çok organize ve büyük bir saldırıya uğradık. Ancak zaman geçtikçe bu saldırıların etkisi azalıyor. Bu etkinlik uluslararası arenada bir numaralı etkinliktir. Bu etkinlik bizim üst liglerde bulunmamız için çok önemli bir şans” diye konuştu. “FRANSA’NIN YAPTIKLARINA SON VERİLMELİ” Azerbaycan’ın Bağlantısızlar Hareketi'nin başkanlığı döneminden itibaren sömürgeciliğe karşı mücadeleyle yakından ilgilenmeye başladığını belirten Aliyev, “Bağlantısızlar Hareketi'nin pek çok üyesi geçmişte sömürgeciliğin kurbanı oldu. Milyonlarca insan da sömürgeciliğin kurbanı oldu. Bazı ülkeler hala bunun acısını çekiyor. Gambier Adaları ve Mayotte Adası hala sömürge yönetimi altındadır. Bu bizim yükümlülüğümüzdü, bu ülkelerin kendilerini geçmişin bu iğrenç kalıntısından kurtarmalarına yardımcı olmak istiyoruz. Ne yazık ki Fransa hükümeti medyayı kullanarak bize karşı suçlamalarda bulundu. Onlar Azerbaycan’a karşı soğuk savaş açtı. Fransa’nın yaptıkları iğrençtir ve buna son verilmeli. Fransa’nın oradaki insanların kaderlerine bu derecede müdahale etmeye hakkı yok. Biz sömürgeye maruz kalan bütün halkları desteklemeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. “ERMENİSTAN İLE NORMALLEŞME SÜRECİNDE İLERLEME KAYDEDİLİYOR” Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki barış anlaşmasının metnin yüzde 90’a yakınının karşılıklı olarak kabul edildiğini belirten Aliyev, “Ermenistan bu hükmü ve Karabağ'a ilişkin terminolojiyi oradan çıkarmayı kabul etti ve böylece normalleşme sürecinde ilerleme kaydediliyor. Ancak burada iki konunun açığa kavuşturulması lazım. Bunlardan biri, Ermenistan'ın bizim tekliflerimize olumlu yanıt vermesidir. İkincisi, Minsk Grubu'nun iptali için Ermenistan ve Azerbaycan'ın ortaklaşa AGİT'e başvurması gerekiyor. Çünkü bu grup uzun süredir aktif değil. Fransa bu bölgede hiçbir arabuluculuk görevi yapamaz. Eğer Ermenistan bu grubun varlığını halen korumak istiyorsa demek ki halen Azerbaycan’a yönelik toprak iddiaları var. Bu bir sınav. Onların açıklamaları ve icraatları arasında farklılıklar var. Onlar eskiden 'Karabağ Ermenistan’dır' diyorlardı, ancak şimdi 'Karabağ Azerbaycan’dır' diyorlar. Şimdi ise bu konuda somut adımlar atmak lazım” dedi. “ERMENİSTAN ANAYASASINDA AZERBAYCAN’IN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNE KARŞI TEHDİT VAR” Aliyev, Ermenistan Anayasasında Azerbaycan’a karşı toprak iddialarının bulunduğunu belirterek, “Orada Azerbaycan’ın toprak bütünlüğüne karşı tehdit var. O maddede Ermenistan ile Karabağ’ın birleşmesinden bahsediliyor. O madde anayasalarında bulunduğu sürece barış anlaşmasının imzalanması mümkün değil. Bugün ben daha az umutluyum. Çünkü Başbakan Paşinyan benimle İngiltere’de görüşmeyi kabul etmedi. Bu görüşme Britanya hükümetinin teklifiydi. Ermenistan ise bunu reddetti. Buna şaşırdık, çünkü 4 ay önce Almanya Başbakanı (Olaf Scholz) benzer bir görüşmeyi Münih kentinde organize etmişti. Başbakan Paşinyan son görüşmeyi kabul etmedi. O benimle görüşme istemiyorsa hangi barış anlaşmasından bahsedilebilir. Madem Britanya Başbakanıyla konuşmak istemiyordu, neden Londra ve Oxford’u ziyaret ediyordu? Yani birçok konuda çok ciddi çelişkiler var. Ama göreceğiz” ifadelerini kullandı. “İSRAİL-FİLİSTİN ÇATIŞMASI EN KISA ZAMANDA DURDURULMALI VE BUNA SON VERİLMELİ” Gazze'de barış ve ateşkesin temin edilmesi için Azerbaycan’ın tutumunu defalarca dile getirdiğini vurgulayan Aliyev, “İsrail-Filistin çatışması en kısa zamanda durdurulmalı ve buna son verilmeli. Biz uzun yıllar boyunca siyasi ve ekonomik bakımdan Filistin’e destek verdik. Biz Filistin’in bağımsız devlet kurma isteklerini her zaman destekledik ve burada iki devletli formülü destekliyoruz. Yakın Doğuda barışın sağlanması için Filistin devleti kurulmalı ve Doğu Kudüs onun başkenti olmalı” dedi. “TDT ZİRVESİNE KATILIMI KKTC’NİN TANINMASINA DOĞRU ATILAN ÖNEMLİ BİR ADIM” KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın birkaç ay önce Azerbaycan’a davet ettiğini hatırlatan Aliyev, “Kendisini özellikle Türk Devletleri Teşkilatı Gayriresmi Zirvesi’ne davet ettim. İlk defa masa arkasında kendi bayrağıyla yer aldı. Burada kardeşlik borcumuzun gereğini yaptık. Sayın Ersin Bey'in bu toplantıdaki katılımı KKTC’nin tanınmasına doğru atılan önemli bir adım. Biz her zaman Kıbrıslı kardeşlerimizin yanında olacağız" şeklinde konuştu. “TÜRK DEVLETLERİ TEŞKİLATI’NI DÜNYA ÇAPINDA GÜÇ MERKEZİNE ÇEVİRMELİYİZ” Türk Devletleri Teşkilatı’nın çok büyük geleceği olduğunu belirten Aliyev, “Bu teşkilat daha da üst seviyelere yükseltmek için ortak çaba gerekiyor. Coğrafyamız çok büyüktür, doğal kaynaklarımız, genç ve artan nüfuzumuz var. Bütün bu faktörler teşkilatımızın potansiyeline gösteriyor. Biz birliğimizi daha da güçlendirerek Türk Devletleri Teşkilatı’nı dünya çapında güç merkezine çevirmeliyiz. Bazı teşkilatlar çöküşte, ancak Türk Devletleri Teşkilatı yükselişte. Bu yükseliş rahat olmalı ve ortak çabalarla bunu sağlayacağız. Buradan birkaç 100 metre mesafede Aziz Kardeşim (Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan) Tayyip Bey’le biz 15 Haziran 2020 yılında Şuşa Beyannamesi’ni imzaladık. Türkiye-Azerbaycan resmen müttefik oldu. Teşkilat olarak her bir ülkenin bağımsızlığını destekliyoruz, koruyoruz her şeyden üstün tutuyoruz. Karabağ zaferi bir çok adreslere güzel bir mesaj oldu. Gücümüz birlikte olduğunda yumruğumuz daha ağır olur, demir daha güçlü olur inşallah öyle olacak” ifadelerini kullandı. 22 Temmuz’a kadar devam edecek olan 2. Şuşa Küresel Medya Forumu kapsamında “Dezenformasyonun Kapsamının Belirlenmesi”, “Dezenformasyona Karşı Daha Dayanıklı Bir Toplum Oluşturmaya Yönelik Politikalar ve Girişimler”, “Yapay Zekanın Gerçeklik Üzerindeki Etkisi, Medya ve Dezenformasyon: Medya Okuryazarlığının Teşvik Edilmesi” ve “İklim Hareketi ve Medya” adlı 4 ayrı panel düzenlenecek. Forumda 30’a yakın ülkenin haber ajansları, 3 uluslararası kuruluş ve 82 medya kuruluşu yer alıyor.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Söz Bursa En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.