SON DAKİKA
Hava Durumu

#Kanser

Söz Bursa - Kanser haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kanser haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Kanseri tetikleyen gıdalara dikkat! Haber

Kanseri tetikleyen gıdalara dikkat!

 Son yıllarda dünya genelinde değişen beslenme alışkanlıkları, hazır gıda tüketiminin oldukça artmasına sebep oldu. Uzmanlar, işlenmiş paketli gıdaların tüketicileri ciddi sağlık problemleriyle karşı karşıya bırakabileceği konusunda uyarılarda bulunuyor. İşlenmiş gıdaların önemli bir bölümünde kullanılan maddelerin hem fiziksel hem de psikolojik sağlığı etkilediğini belirten uzmanlar, söz konusu ürünlerin kanseri ve kaygı bozukluklarını tetikleyebileceğini kaydediyor. Son on yılda hazır gıda tüketiminin dünya genelinde yüzde 50 oranında arttığını ifade eden uzmanlar, işlenmiş ve paketli gıdaların sık tüketiminin çeşitli kanserlere yol açabileceğini, öte yandan sindirim ve bağışıklık sistemlerine zarar verebileceğini dile getiriyor. Ayrıca noddle, hazır çorba ve bulyon gibi ürünlerin çoğunlukla kimyasal maddeler kullanılarak elde edildiğinin altını çizen uzmanlar; cips ve jelibon gibi ürünlerin de yoğun tüketimde ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceklerini vurguluyor. Üreticilerin, işlenmiş gıdaların raf ömürlerini artırmak için çok çeşitli kimyasal maddeler kullandıklarını hatırlatan uzmanlar, hem beden beden hem de ruh sağlığı açısından bu gıdalardan uzak durmaları konusunda vatandaşları uyarıyor. Uzak durulması gereken en önemli ürünlerin başında işlenmiş et ürünlerinin geldiğini belirten uzmanlar, akademik araştırmaların işlenmiş etin besin değerini düşürdüğü gibi içerisine karıştırılan kimyasalların sağlık açısından tehditler barındırabileceğine vurgu yapıyor. Kanser riskini en aza indirmek için işlenmiş etten uzak durulması gerektiğini belirten uzmanlar işlenmiş etin birinci sınıf kanserojen olarak sınıflandırıldığını ve kesinlikle uzak durulması gerektiğini ifade ediyor.

Kanser tedavisinde güçlü beslenmenin önemi Haber

Kanser tedavisinde güçlü beslenmenin önemi

Kanser teşhisi koyulan kişilerde başlayan uzun tedavi sürecinin yanında başka birtakım sorunları da beraberinde geldiğini ifade eden Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Nilüfer Avcı, "Bu sorunların başında da beslenme gelmektedir. Etin özellikle mangalda veya kaynatılarak çok yüksek ısıda kimyasal işlemlere maruz bırakılması kanser riskini artırır. Ancak kanser tedavisi sırasında et sağlıklı pişirilerek belirli ölçülerde tüketilebilir" dedi. Kanser tedavisi gören bir kişinin yediği gıdalara dikkat etmesi gerektiğini belirten uzmanlar, bu hastaların tedavi ve hastalığın etkilerinden dolayı kilo vermeye meyilli olduğunu söyledi. Günümüzde kanserli hastaların tedavi ve psikolojik durumunun hastalığın sürecini etkilediğinin iyi bilinmekte olduğunu belirten Medicana Bursa Hastanesi Tıbbı Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Nilüfer Avcı, beslenmeden egzersize kadar birçok etkenin de sürece katkı sağladığını söyledi. İlk olarak kanser hastasının beslenmesine özen göstermesi gerektiğini belirten Avcı, özellikle doymuş yağlar ve çok kalorili beslenmenin hem obeziteye hem de birçok kanser tipine sebep olduğunu söyledi. Tekli doymamış yağların kanser ile ilişkisinin daha az olduğunu ifade eden Avcı, bu grup yağların ise zeytinyağı, avakado, fıstık, balık, cevizde bulunduğuna dikkat çekti. Avcı, "Yapılan araştırmalarda çok fazla et tüketen insanlarda kolon, prostat ve mide kanseri riskinin arttığı gösterilmiştir. Etin özellikle mangalda veya kaynatılarak çok yüksek ısıda kimyasal işlemlere maruz bırakılması kanser riskini artırır. Ancak kanser tedavisi sırasında et sağlıklı pişirilerek belirli ölçülerde tüketilebilir. Tümüyle kısıtlanması söz konusu değildir. Şeker alımı ile kanser riskinin arttığına dair direkt bir ilişki gösterilmemiş olsa da çok şekerli ve tatlandırıcı kullanılmış gıdaların tüketilmesi kilo artışına sebep olur. Kilo alımı da kanseri tetikleyebilir’’ dedi. VİTAMİN İLAÇLARINA DİKKAT Sebze ve meyve tüketimi ile mide ve bağırsak kanseri riskinin azaldığının gösterildiğini belirten Avcı, "Kanserli hastalarda da günde 2-3 porsiyon sebze ve 1-2 porsiyon meyve önerilmektedir. Hangi sebze ve meyvenin daha fazla koruyucu olduğu bilinmediği için tüm sebze ve meyvelerin tüketilmesi öneriliyor. Orta derecede bir fizik aktivite halsizlik, kas kuvveti, kalp-damar sağlığı ve hastanın ruhsal durumunu iyileştirir. Yaşam kalitesi iyileşir. Hastanın durumu ve hastalığın evresi ile ilişkili olarak kanser tedavisi sırasında da doktorun önereceği ölçüde fiziksel aktivite önerilir. Doktor, önermediği sürece hasta vitamin ilaçları kullanmamalıdır. Gereksiz vitamin kullanımı zararlı olabilir. Önerilen kaliteli beslenmektir. Kemoterapi sırasında immun sistemi zayıftır. Bu sebeple kanser hastalarının enfeksiyona yakalanmaması için temizliği çok önemlidir" diye konuştu. Tedavide kullanılan ilaçlara değinen Avcı, "Aslında kemoterapi derken tek bir ilaçtan bahsetmiyoruz. Kemoterapide ilk olarak sitotoksikler dediğimiz bir grup ilaç kullanılmıştır. Bu sitotoksiklerde kendi arasında etki mekanizmalarına göre gruplandırılır. Dolayısıyla her bir ilacın etki mekanizması kadar yan etkisi de farklıdır. Bu yan etkiler hastanın vücut direnci ile ilişkili olarak farklı şiddet derecelerinde görülür. Sitotoksik ilaçlar, hızlı çoğalma ve bölünme yeteneğine sahip kanser hücrelerini etkiler. Ancak tedavi sırasında hızlı bölünme yeteneğine sahip normal hücreler de etkilenebilir. Yani saç dökülmesi, kansızlık, ağızda yara, bulantı, ishal ve kabızlık gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Bazı kemoterapi ilaçları kalp, böbrek, akciğer ve sinir sisteminde de yan etki oluşturabilir’’ şeklinde konuştu. "ARTIK AKILLI İLAÇLAR VAR" Kanser hücrelerinin normal hücrelerden farklı özelliklere sahip olduğunu ifade eden Avcı, "Sadece kanser hücrelerinde bulunan bu özellikleri tanıyan ve kanser hücresini yok etmeye yönelik ilaçlara akıllı ilaç (hedefe yönelik) denir. Akıllı ilaçlarda etki mekanizma ve moleküler yapılarına göre ayrılırlar. Bu ilaçlar ile tedavideki amaç normal hücrelere zarar vermeksizin daha fazla kanser hücresini öldürmektir. Günümüzde modern tıptaki gelişmeler ile birlikte kanser hücresinin biyolojik özelliklerini tespit edebiliyoruz. Bu özelliklere göre de hedefe yönelik ilaçları daha fazla kullanıyoruz" dedi.

Sağlıksız Beslenme Kolon ve Rektum Kanserine Davetiye Çıkarıyor Haber

Sağlıksız Beslenme Kolon ve Rektum Kanserine Davetiye Çıkarıyor

Dünyada ve ülkemizde beslenme tarzının değişmesi ile birlikte son yıllarda kolorektal kanserlerde de artış görülmektedir. Dünyada bir yıl içerisinde 1 milyon 900 bine yakın yeni kolorektal kanser vakası ve 950 bin kolorektal kanser kaynaklı ölüm vakası tespit edilmiştir. Kolon ve rektum kanseri yaşı geçtiğimiz yıllarda daha ileriyken, günümüzde gençler arasında da bu kanser türlerine rastlanmaktadır. Memorial Bahçelievler Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü’nden Prof. Dr. Ediz Altınlı, kolorektal kanserlerden korunma yolları ile ilgili bilgi verdi. Kırmızı et, salam, sosis gibi işlenmiş etlere dikkat! Türkiye’de kolerektal kanserlerde bir artışın nedenlerinden birinin de fast food ve işlenmiş etlerin tüketimindeki artış olduğu gözlemlenmektedir. Ülkemizde Akdeniz mutfağı yani sebze ve zeytinyağı ağırlıklı yemekler daha çok tüketilirken, son dönemde Akdeniz mutfağı unutulmaya yüz tutmuş durumdadır. Bunun yerini işlenmiş etler, hızlı ve kolayca yapılan fast foodlar almıştır. Kırmızı et, salam, sosis, sucuk gibi işlenmiş etlerin tüketilmesine bağlı olarak ülkemizde kolon tümöründe bir artış olduğu görülmektedir. Şişmanlık ve hareketsizlik kolorektal kanserler için negatif bir faktör olmakla birlikte, hareketli olmak kolon tümörüne yakalanma riskini azaltmaktadır. Her gün yürüyüş yapmak, düzenli spor yapmak, Akdeniz tarzı, sebze ve zeytinyağı ağırlıklı beslenmek, kırmızı et, işlenmiş et ve tütsülenmiş etten uzak durmak kolorektal kanserlerden korunmak için önemlidir. Gaitada gizli kana bakan 683 merkez var Kolon ve rektum tümörleri kanserler erkeklerde daha fazla görülmektedir. Sağlık Bakanlığı’nın 2023 yılı verilerine göre dünyada 1 milyon 900 bine yakın kolon ve rektum tümörü vakası tespit edilmektedir. Bilinen yıllık vakanın 950 bini ise hayatını kaybetmektedir. Kolon ve rektum tümörleri, tümörün tarafına göre belirtileri değişmektedir. Sağ kolon tümörleri sol kolon tümörlerinden farklı olmaktadır. Sağ kalın tümörleri daha çok anemi dediğimiz kansızlıkla kendini belli etmekte ve hastalar genellikle halsizlikle doktora başvurmaktadır. Sol kolon daha dar ve tümör daraltıcı lezyonlar yaptığı için kabız ve ishal atakları yaşanmaktadır. Yani hasta 3-5 gün kabız 3-5 gün ishal oluyorsa sol kolon tümöründen şüphelenmek gerekmektedir. Kolon ve rektum tümörleri önlenebilen bir hastalık ve bu konuda birtakım tedbirler almak gerekmektedir. Sağlık Bakanlığı’nın uygulaması olan Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezi (KETEM), Ana Çocuk Sağlığı gibi benzer kuruluşlarda gaitada gizli kan testi yapılmaktadır. Türkiye’de gaitada gizli kana bakan yaklaşık 683 tane merkez bulunmaktadır. Bu test ücretsiz olarak iki yılda bir yapılmakta ve çok basit bir şekilde kolon tümörü varlığı önceden tespit edilmektedir. Gaitada gizli kanı pozitif olanlara Sağlık Bakanlığı kolonoskopi önermekte ve 10 yılda bir kolonoskopi yapılması istenmektedir. Eğer ailede birinci derecede akrabalarda kolon tümörü varsa hastanın riski 6 ila 8 kat arttığı için yakınının kolon tümörüne yakalandığı yaştan 10 yıl geriden başlıyor. Örneğin babası 50 yaşındayken kolon tümörü olmuşsa oğlunun 40 yaşında kolonoskopi yaptırması, kendini tarattırması gerekmektedir. Vakalardaki artışın nedenleri ve güncel tedaviler masaya yatırıldı Kolon ve rektum kanserinde son yıllarda görülen önemli artış ve tanı- tedavideki güncel uygulamalar Memorial & Cleveland Clinic Cerrahi Günleri’nde konuşuldu. Memorial ve Türk Kolon ve Rektum Cerrahisi Derneği ortaklığında ‘Memorial -Cleveland Clinic Cerrahi Günleri’ düzenlendi. Memorial Bahçelievler Hastanesi’nde 4’üncüsü gerçekleştirilen programda açılış konuşmasını Kolon rektum Cerrahi, Proktoloji ve Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Ediz Altınlı, Türk Kolon ve Rektum Cerrahisi Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Fahrettin Acar, Memorial Sağlık Grubu CEO’su Bora Uludüz, Memorial Bahçelievler Hastanesi Direktörü Sevim Şuekinci yaptı. Alanında uzman doktorların katıldığı sempozyumda kolerektal ve proktolojik cerrahide güncel yaklaşımlar konuşuldu. Kolorektal kanserlerde robotik cerrahi uygulamaları, ameliyatsız tedavi yöntemleri, rejeneratif – tıp kök hücre tedavileri gibi güncel yaklaşımların paylaşıldığı sempozyum iki gün boyunca yurtdışı ve yurt içinden gelen doktorlar birbirlerine deneyimlerini aktardı.

Prostat ve meme kanserine umut ışığı olacak Haber

Prostat ve meme kanserine umut ışığı olacak

Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (ZBEÜ) Fen Fakültesi Kimya Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Zuhal Gerçek ile İstanbul Medipol Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mustafa Güzel ve öğrencisi Betül Yaşin’in "Kanser Tedavisinde İlaç Adayı Olarak Kullanılabilecek Arilidin Barbitürat Türevi Özgün Moleküller" başlıklı ortak çalışmasına Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından patent verildi. Çalışmanın sentez kısmı Prof. Dr. Gerçek tarafından gerçekleştirilirken; sentetik olarak üretilen özgün moleküllerin anti-kanser aktivitesi ise Prof. Dr. Güzel ve doktora öğrencisi Yaşin tarafından tespit edildi. Yapılan testler sonucunda, bu moleküllerin tirozin kinaz inhibitörü olarak kullanılabileceği belirlendi. “Sentezlenen moleküller yumuşak doku kanserinde çok etkili oldu” Anti kanser ilaçları üzerinde yapılan çalışmalarda sentezlenen maddelerin kanserli hücrelerin üzerinde etkili olduğunu ifade eden Gerçek, “Yeni sentezlediğimiz maddelerin tirozin kinaz enzim inhibisyonunu kanıtlayarak sonuçlandırdık. Bu proje kapsamında pek çok yeni ürün sentezledik. Bunların sentezi üniversitemizde gerçekleştirildi. Sentezlenen ürünlerin anti kanser aktivitelerini Prof. Dr. Mustafa Güzel ve doktora öğrencisi Betül Yaşin çalıştılar. Pek çok kanserli hücre hakkında moleküllerin aktivitesi çalışıldı. Özellikle yumuşak doku kanserlerinde çok etkili olduğu bulundu. Bunun üzerine biz de patent başvurumuzu gerçekleştirdik. Patentimizi de aldık, çok mutluyuz. Dileriz pek çok ortak çalışmayla bu buluşlarımız devam eder” diye konuştu. “Dünyanın en çok zarar gördüğü kanserin tedavisine bir ışık da biz yakmış oluruz” Prof. Dr. Gerçek, günümüzde en çok meme ve prostat kanserinin zarar verdiğini ve bu kanser türlerinin tedavisine bir ışık da kendilerinin yaktığını belirtti. Üç yıldır devam eden projenin henüz tamamlanmadığını belirten Gerçek, “Şu anda dünyanın en çok zarar gördüğü kanserin tedavisine bir ışık da biz yakmış oluruz. Özellikle yumuşak doku derken meme ve prostat kanserinde çok etkili olduğunu kanıtladık. Bizim sentezlediğimiz 8-9 molekül vardı. Bunların türevlerinin aktivitesi de çalışılacak tabi ki. Proje burada bitmedi aslında. Bu bir başlangıçtı. Türevlerine de çalışacağız. Projeyi yaklaşık üç sene boyunca çalıştık. Sonuçlarını daha yeni alıyoruz. İnşallah ilaç olarak görürsek de hepimiz için daha mutluluk verici bir sonuç olacaktır” şeklinde konuştu. Patenti alınan ilaç adayı; eczacılar ve ilaç enstitüleri tarafından ilaca dönüştürülerek satışa sunulabilecek.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.