SON DAKİKA
Hava Durumu

#Iran

Söz Bursa - Iran haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Iran haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

İran’da 23 yıl sonra kabineye tam güvenoyu Haber

İran’da 23 yıl sonra kabineye tam güvenoyu

İran'da geçtiğimiz ay göreve başlayan Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın sunduğu hükümet meclisten güvenoyu aldı. İran meclisi, 2001 yılından bu yana ilk kez hükümette yer alacak tüm bakanlara güvenoyu vermiş oldu. İran'da geçtiğimiz ay göreve başlayan Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın sunduğu hükümet meclisten güvenoyu aldı. İran İslami Şura Meclisi, 5 günlük incelemenin ardından Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın meclise sunduğu 19 isimden oluşan kabinesinin tümüne güvenoyu verdi. İran'da 2001 yılından buyana ilk kez hükümette yer alacak bakanların tümüne meclis güvenoyu vermiş oldu. Meclisin güvenoyu verdiği isimler arasında eski Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani döneminde Dışişleri Bakan Yardımcısı ve nükleer müzakerelerde Başmüzakereci olarak görev yapan Abbas Arakçi, Dışişleri Bakanı olurken, İçişleri Bakanlığı görevinde eski Uyuşturucuyla Mücadele Teşkilatı Genel Sekreteri Tuğgeneral İskender Mumini yer aldı. Helikopter kazasında hayatını kaybeden eski Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi döneminden 3 bakanın yer aldığı kabinede dikkat çeken diğer isimler ise İstihbarat Bakanı İsmail Hatip, Savunma Bakanı eski Hava Kuvvetleri Komutanı Tuğgeneral Aziz Nasırzade ve Ekonomi Bakanı eski Merkez Bankası Başkanı Abdunnasır Himmeti oldu. “KABİNEDE FARKLI SESLERE YER VERMEYE ÇALIŞTIK” Güvenoyu oylaması öncesinde mecliste konuşan Pezeşkiyan, kabinede yer alan 19 ismi daha önce İran Dini Lideri Ayetullah Ali Hamaney'e sunduğunu ve istişare ettiğini belirterek, Dışişleri Bakanlığı başta olmak üzere önemli bakanlar için Hamaney'den onay aldığını söyledi. 14'üncü dönem hükümetini "ulusal birlik" hükümeti olarak adlandıran Pezeşkiyan kabinesi için Meclisten eksiksiz oy istediğini belirterek, "Bugün ülke olarak ihtiyacımız olan şey birlik ve uyumdur. Kabinede farklı seslere yer vermeye çalıştık. Birbirimizle kavga etmek yerine işbirliğine ihtiyacımız var" ifadelerini kullandı.

İran 1953 darbesiyle ilgili 71 yıl sonra ABD'ye dava açtı Haber

İran 1953 darbesiyle ilgili 71 yıl sonra ABD'ye dava açtı

İran, İngilizlerin kontrolündeki petrolü millileştiren Başbakan Muhammed Musaddık’ın 1953’te devrilmesiyle sonuçlanan darbede ABD’nin rolü nedeniyle dava açtı. Davanın ilk duruşması dün başkent Tahran’daki 55. Uluslararası Hukuk Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmada çok sayıda İran vatandaşının yanı sıra Musaddık’ın torunu Mahmud Musaddık da yer aldı. Yargıç Mecid Hüseyinzade yaptığı açıklamada, davanın 20’den fazla eyaletten 402 binden fazla İran vatandaşı tarafından aralarında ABD hükümeti ve yetkililerinin de bulunduğu 6 tüzel ve gerçek kişiye karşı açıldığını belirtti. Musaddık’ın torunu Mahmud Musaddık, yaşlılık ve sağlık sorunları nedeniyle açıklama yapamazken, yazılı açıklaması oğlu Golamali Musaddık tarafından okundu. Açıklamada, “Petrolün millileştirilmesi hareketi, ülkemizin tarihindeki önemli bir dönüm noktası olmakla beraber iç baskı ve dış sömürgeciliğe karşı verilen mücadelenin sembolüdür. Üzerinden 74 yıl geçmesine rağmen, bu hareketin ilkeleri, ülkemizin bağımsızlık ve güçlenme yolunda büyük bir rol oynamaya devam etmektedir. Bu anlayış sayesinde ülke, dış bağımlılıklardan kurtulmuştur ve birçok alanda daha özgür adımlar atmıştır” ifadelerine yer verildi. Sömürgeci güçlerin Musaddık'ın hükümetini devirmek için bir darbe düzenlediği belirtilen açıklamada, “Bu darbe, İngiltere'nin İran'ın petrol kaynaklarını yeniden kontrol etmesini sağladı. İngiltere ve ABD, bu süreçte İran halkını bölmek için çeşitli grupları kullanarak geniş çaplı bir plan uyguladı. Muhammed Musaddık'ın petrolün millileştirilmesi ve yabancı egemenliği sona erdirme çabalarının önemi İran Dini Lideri Ayetullah Ali Hamaney tarafından, ‘1950'lerin başından Musaddık'ın düşüşüne kadar geçen 3 yıl, İran için kritik bir dönemdir. Bu süreçte, İngiltere'nin egemenliğine büyük bir darbe vurulmuş ve halkın milli duyguları yeniden canlanmıştır. Bu dönem, Orta Doğu'da büyük bir uyanışı ve İran tarihinde önemli bir dönüm noktasını simgelemektedir’ sözleriyle vurgulanmıştır. Muhammed Musaddık’ın halkın ve dini liderlerin desteğiyle yürüttüğü mücadele, modern İran tarihinin önemli bir dönüm noktasıdır” denildi. Musaddık açıklamasında, mahkemeden ABD’nin meşru İran hükümetini ortadan kaldırma ve ülkenin kaynaklarını yağmalama yoluyla yol açtığı zararlar nedeniyle maddi, manevi ve cezai tazminata hükmetmesini talep etti. “Darbenin hedefi İran'daki egemenliği İngiltere'den ABD'ye devretmekti” Avukat Şami Akdem de yaptığı konuşmada, “Mevcut istihbarat belgeleri ve kanıtlar, CIA'nın İngiltere'nin istihbarat servisleriyle birlikte, 19 Ağustos 1953'te İran'ın meşru hükümetine karşı kapsamlı bir darbe planladığını ortaya koyuyor. Bu darbenin temel hedeflerinden biri İran'daki egemenliği İngiltere'den ABD'ye devretmekti” dedi. İngiltere’nin İran'ın petrol endüstrisinin millileştirilmesi ve ülkenin kaynaklarının sömürülmesinin sona ermesiyle, İran'daki gücünün kısıtlandığını fark ettiğini belirten Akdem, petrol satışlarının engellenmesi ve askeri işgal tehdidi gibi önlemler de sonuç vermedi. Bu durumu fırsat gören Amerikalılar, İngiltere'nin yerini almak için uygun bir fırsat gördü. Ancak, Ayetullah Kaşani ve Dr. Musaddık gibi petrol millileştirilmesinin öncüsü olan liderlerle karşılaşabileceklerini bildikleri için İngiltere'nin yerine geçemezlerdi. Bu nedenle, Amerikan istihbarat ve güvenlik servislerini kullanarak ve İran hükümeti ve halkı içinde siyasi çatlaklar oluşturarak, iç ve dış etkenleri belirleyip sokak çetelerini kullanarak sivil itaatsizlik hareketlerini kışkırtarak darbenin zeminini hazırladılar” şeklinde konuştu. Petrolün millileştirilmesi Muhammed Musaddık, 1951 yılında İran'ın petrol endüstrisini millileştirmişti. Bu adım, İngiltere'nin İran'ın petrol kaynakları üzerindeki kontrolünü sona erdirmiş ve böylece ülkenin ekonomik bağımsızlığının artırılması hedeflenmişti. Petrolün millileştirilmesi, büyük ölçüde Musaddık'ın liderliğinde gerçekleştirilen bir ulusal hareket olarak tarihte yerini almıştı. İngiltere ve ABD'nin tepkileri Musaddık’ın petrolü millileştirme adımı, İngiltere’nin çıkarlarını doğrudan etkilemiş ve İran petrolü üzerindeki kontrolünü sona erdirmişti. Bu durum, İngiltere'yi öfkelendirmiş ve ABD'nin desteğiyle gerçekleşecek bir darbe planını hızlandırmıştı. ABD, Sovyetler Birliği'nin İran üzerindeki etkisini artırmasını engellemek amacıyla İngiltere'ye destek vermişti. CIA ve MI6'ın rolü ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) ve İngiltere'nin MI6 istihbarat servisleri, Musaddık'ın hükümetini devirmek için operasyon planlamıştı. "Ajax Operasyonu" olarak bilinen bu darbe planı, İran'daki siyasi durumu istikrarsızlaştırmayı ve Musaddık'ı görevden almayı amaçlamıştı. 19 Ağustos 1953 tarihinde gerçekleşen darbe, Musaddık'ı devrilmesine yol açarken, Muhammed Rıza Pehlevi'yi tekrar iktidara getirmişti. Darbenin ardından, İran petrol endüstrisi tekrar yabancı konsorsiyumların kontrolüne geçmişti. 

İran'dan flaş İsrail açıklaması: Başka seçeneğimiz yok Haber

İran'dan flaş İsrail açıklaması: Başka seçeneğimiz yok

İran Dışişleri Bakan Vekili Ali Bakıri, Suudi Arabistan'ın Cidde kentinde Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniye suikastı nedeniyle düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Dışişleri Bakanları düzeyinde gerçekleşen olağanüstü toplantıya katıldı. Bakıri, toplantıda yaptığı konuşmada İsrail'in Batılı ülkeler ve ABD yönetiminden aldığı destekle Filistin'e ve İslam dünyasına saldırdığını belirterek, Birleşmiş Milletler'in (BM) İsrail'in saldırganlığını önlemede başarısız olduğunu söyledi. Bakıri, ”İsrail'in Tahran'da misafirimiz olan Hamas lideri Haniye'yi suikast sonucu şehit etmesi, siyonist rejimin temeli ve varlığının terör, cinayet, saldırı, barışın ihlali, bölgede güvensizlik ve istikrarsızlık oluşturma ve soykırım üzerine kurulu olduğunu bir kez daha gösterdi. Bu alçakça terör saldırısı, İran İslam Cumhuriyeti'nin ulusal egemenliği ve toprak bütünlüğüne yönelik açık bir saldırı, bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliğe ciddi bir tehdit ve uluslararası hukukun temel ilkeleri ile Birleşmiş Milletler Şartı'nın ağır bir ihlalidir” ifadelerini kullandı. “İsrail rejiminin saldırılarına karşılık vermekten başka seçeneğimiz yok” BM'yi İsrail karşısında sorumluluk almaya çağıran Bakıri, “Birleşmiş Milletler'in siyonist rejim karşısındaki etkisizliği nedeniyle İsrail rejiminin saldırılarına karşılık vermekten başka seçeneğimiz yok” dedi. ABD'yi İsrail'e destek vermekle suçlayan Bakıri, Haniye suikastında ABD rolünün görmezden gelinemeyeceğini belirterek, “Biz, birçok kez İsrail'in bölgede bir tehdit oluşturduğu konusunda uyarılarda bulunduk. Siyonist rejimin ülkemizi hedef alan tüm saldırılarına bölgesel gerilime neden olmayacak şekilde karşılık verdik” dedi. İsrail'in İran'ı hedef alan saldırılarını engellemek için İsrail'e karşılık verecekleri mesajını veren Bakıri, uygun bir zaman ve mekanda gereken karşılığı vereceklerini söyledi.

İran Cumhurbaşkanı, Şoygu'yu kabul etti Haber

İran Cumhurbaşkanı, Şoygu'yu kabul etti

İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, Rusya Güvenlik Konseyi Sekreteri Sergey Şoygu ile bir araya geldi. İran'ın başkenti Tahran'a resmi ziyarette bulunan Rusya Güvenlik Konseyi Sekreteri Sergey Şoygu, İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan tarafından kabul edildi. Pezeşkiyan, görüşmede yaptığı açıklamada, Rusya'nın zor zamanlarda İran'ı destekleyen ülkeler arasında yer aldığını belirterek, Rusya'yı İran için “stratejik ortak” olarak nitelendirdi. Pezeşkiyan, Rusya ile ilişkilerin geliştirilmesinin İran'ın dış politika öncelikleri arasında olduğunu açıkladı. Bölgesel ve uluslararası meselelerde Tahran-Moskova iş birliğine de değinen Pezeşkiyan, çok kutuplu bir dünya konusundaki iş birliğinin küresel barış ve güvenliğin desteklenmesine yol açacağını söyledi. Pezeşkiyan, Gazze Şeridi'ne yönelik saldırıların ve Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniye'nin suikast sonucu öldürülmesinin İsrail'in uluslararası hukuku ihlal ettiğine dair açık bir örnekler olduğunu vurguladı. İran'ın hiçbir zaman bölgede gerilimi tırmandırma ve savaşı yayma peşinde olmadığını aktaran Pezeşkiyan, İsrail rejiminin işlediği suçların karşılığını mutlaka alacağını söyledi. Şoygu ise, İran'ın Rusya'nın bölgedeki kilit ve stratejik müttefiklerinden biri olduğunu ve iki ülke arasındaki ilişkilerin her alanda gelişmekte olduğunu söyledi.

İran: "Siyonistlerin bu küstahlığı cevapsız kalmayacak" Haber

İran: "Siyonistlerin bu küstahlığı cevapsız kalmayacak"

İran Cumhurbaşkanı Mesut Pezeşkiyan, Ürdün Dışişleri Bakanı Ayman Safadi ile gerçekleştirdiği görüşmede, Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniye'ye gerçekleştirilen suikasta yönelik, "Siyonistlerin (İsrail'in) bu küstahlığı cevapsız kalmayacak" dedi. Ürdün Dışişleri Bakanı Ayman Safadi, Orta Doğu'da artan gerilimi değerlendirmek üzere geldiği İran'ın başkenti Tahran'da temaslarını sürdürüyor. Bakan Safadi, ziyareti kapsamında İran Cumhurbaşkanı Mesut Pezeşkiyan ile görüşme gerçekleştirdi. Görüşmede Tahran'da suikast sonucu hayatını kaybeden Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniye'nin haince öldürülmesine değinen Pezeşkiyan, İran'ın misafirine yönelik bu suikastın uluslararası tüm yasalara aykırı olduğunu ve Siyonistlerin (İsrail'in) büyük bir hata yaptığını ifade etti. İran'ın tüm İslam ülkelerinden bu tür suçları şiddetle kınamalarını beklediğini belirten Pezeşkiyan, "Siyonistlerin bu küstahlığı cevapsız kalmayacak" dedi. Bazılarının hak ile batılın yerini değiştirmeye çalıştığını söyleyen Pezeşkiyan, "Özgürlük, demokrasi ve insan haklarının en büyük düşmanları, bir yandan dünya çapında terör eylemleri gerçekleştirmek için tüm bilimsel ve operasyonel güçlerini kullanarak korkunç suçlar işlerken, diğer yandan kendilerini özgürlük, demokrasi ve insan haklarını savunan ve bu ilkelere uymayan herkesi bu değerlerin düşmanı olarak gösterenlerdir" ifadelerini kullandı. İran ve Ürdün arasındaki ilişkilerin genişletilmesine yönelik diplomatik heyetlerin müzakerelerinin daha hızlı bir şekilde sonuçlanmasını umduğunu söyleyen Pezeşkiyan, "Bu sayede iki İslam ülkesi birbirlerinin potansiyellerinden faydalanırken, bölge halkları da bu dostluktan ve yapıcı iş birliklerinden daha fazla yararlanacaktır" şeklinde konuştu. "BU EYLEM, NETANYAHU'NUN BÖLGEDE ÇATIŞMALARI GENİŞLETME ÇABALARININ BİR PARÇASIDIR" Bakan Safadi ise Ürdün'ün İran ile ilişkilerini genişletme ve derinleştirme çabasında olduğunu ve bölgedeki istikrar, güvenlik ve huzuru artırmak için ortak çalışmalara önem verdiğini söyledi. Ülkesinin Haniye suikastını kınadığını belirten Safadi, "Ürdün, İsrail rejiminin Gazze'ye yönelik vahşi saldırılarını ilk günden itibaren güçlü bir şekilde kınamıştır. Bu eylem, Netanyahu'nun bölgede çatışmaları genişletme çabalarının bir parçasıdır" dedi.

Ürdün Dışişleri Bakanı Safadi İran'da Haber

Ürdün Dışişleri Bakanı Safadi İran'da

Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniye'nin Tahran'da öldürülmesinin ardından bölgedeki tansiyon yüksek. Ürdün Dışişleri Bakanı Ayman Safadi, yaşanan gelişmeleri değerlendirmek üzere Tahran'a geldi. Bakan Safadi, ziyareti kapsamında İran Dışişleri Bakan Vekili Ali Bakıri ile görüşme gerçekleştirdi. Safadi, “Tahran'a yaptığım ziyaret, iki ülke arasındaki anlaşmazlıkları açık ve net bir şekilde çözmek amacıyla gerçekleşti. Böylelikle karşılıklı çıkarlarımız sağlanmış olsun” dedi. "Tahran'a, İsrail'den İran'a veya tam tersine bir mesaj iletmek amacıyla gelmedim" Katar merkezli televizyon kanalı Al Jazeera'nın İranlı bir yetkiliye dayandırdığı ve “Tahran yönetiminin Safadi'ye biri Ürdün liderliğine, diğeri ise ABD ve İsrail'e yönelik olmak üzere 2 mesaj ileteceği” yönündeki haberine değinen Safadi, bu iddiaların İranlı mevkidaşı tarafından yalanlandığını ifade etti. Safadi, “İranlı mevkidaşıma, Tahran'a İsrail'den İran'a veya tam tersine bir mesaj iletmek amacıyla gelmediğimi söyledim” ifadelerini kullandı. Safadi, bölgedeki gerginliğin tırmanmasını önlemek için atılacak ilk adımın, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına son vermesi olması gerektiğini vurguladı. Ürdün Dışişleri Bakanı Safadi'nin Tahran ziyareti, İsrail'in Gazze'ye devam eden saldırıları, İsmail Haniye suikastı, İsrail'in Beyrut'un güneyine saldırısı ve Hizbullah'ın üst düzey komutanı Fuad Shukr'un öldürülmesi gibi bölgedeki gerilimlerin arttığı bir dönemde gerçekleştirildi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.