SON DAKİKA
Hava Durumu

#Hazine Ve Maliye Bakanlığı

Söz Bursa - Hazine Ve Maliye Bakanlığı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Hazine Ve Maliye Bakanlığı haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Trafiğe çıkanlar dikkat! 2025'in yeni trafik cezaları belli oldu ... Haber

Trafiğe çıkanlar dikkat! 2025'in yeni trafik cezaları belli oldu ...

‘Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nin Resmi Gazete’de yayımlanmasıyla birlikte Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığınca yeniden değerleme oranının yüzde 43,93 olarak belirlenmesi, yeni yılda uygulanacak trafik cezası miktarlarını da artırdı. Bu çerçevede yetkisi olmadığı halde araçlarına “çakar” olarak tabir edilen sesli ya da ışıklı uyarı cihazı takanlara ilk seferde 138 bin 172 lira, aynı yıl içerisinde ihlalin tekrar edilmesi durumunda ise 276 bin 345 lira ceza yazılacak. Emniyet şeridini ihlal eden ve ikaz edilen kurullara uymayan sürücülere ise 9 bin 267 lira ceza kesilecek. Engelliler için ayrılan park yerlerini ihlal etmenin cezası ise bin 986 lira olarak belirlendi. Trafik güvenliğini tehlikeye sokan “drift” veya “spin” atanların 46 bin 392 lira ceza ödemek zorunda kalacağı yeni cezalarda, uyuşturucu madde etkisinde araç kullananlar 47 bin 842 lira ödeyecek ve sürücü belgelerine 5 yıllığına el konulacak. Abartılı egzoz kullanmanın cezası ise 9 bin 267 lira olarak belirlendi. KIRMIZI IŞIKTA GEÇMENİN CEZASI 2 BİN 167 LİRA Kırmızı ışık ve şerit ihlali yapanlara, araç muayenesini yaptırmayanlara, motorlu bisiklet, motosiklet, bisiklet, elektrikli skuter sürme kurallarına uymayan, araç sürerken cep telefonu kullanan ve sürücü belgesini yanında bulundurmayanlara 2 bin 167 lira ceza uygulanacak. Süresi dolmuş ehliyetle ya da yabancı sürücü belgesiyle araç kullananlar 3 bin 755, ters yönde araç kullananlar ise 9 bin 267 lira ceza bedeli ödeyecek. Öte yandan belirtilen nitelikleri karşılamayan ya da kurallara aykırı plaka takanlar 3 bin 809, sahte ya da başka bir araca ait plaka kullananlar ise 46 bin 302 lira cezayla karşılaşacak. Araç tescil belgesini yanında bulundurmayan sürücüye de 843 lira cezai işlem uygulanacak. ALKOLLÜ ARAÇ KULLANMA Şahsi araçlarda 0,50 promil, diğer araçlarda ise 0,20 promil alkol sınırını aşan sürücüye ilk seferinde 9 bin 267, ikincide 11 bin 622, üçüncü ve daha fazla tekrar durumunda da 18 bin 677 lira ceza kesilecek. Alkollü sürücülerin belgelerine ilk ihlalde 6, ikincide 2, üçüncü ve daha fazla ihlalde ise 5 yıl el konulacak. Bir promil üzerindeki alkollü sürücüler hakkında ayrıca Türk Ceza Kanunu’nun 179’uncu maddesinden işlem yapılacak. Trafik düzenini bozacak hareketlere 993 lira ceza Araçlarda yüksek seste müzik açanlar, park ve duraklama yasaklarına, dönüş ve geçme kurallarına, kavşaklarda geçiş hakkına uymayan, trafik kurallarına riayet etmeyen yayalar ile araçlardan bir şey atan veya dökenler ile indirme ve bindirme kurallarına uymayanlar, emniyet kemeri, kask ve koruma gözlüğü kullanmayanlar ile şerit izleme ve değiştirme kurallarını göz ardı edenler 993 lirayla cezalandırılacak. Ehliyetsiz araç kullanmaya 18 bin 677 lira ceza Ehliyeti olmadığı halde araç kullanan ya da iptal edilmesine rağmen trafiğe çıkan kişilere 18 bin 677, kendi belgesinin sınıfı dışında araç kullanana ise 9 bin 267 lira ceza kesilecek. Ölçüm cihazı kullanım reddinin cezası 26 bin 577 Ölümlü, yaralamalı ya da trafik ekiplerinin müdahil olduğu maddi hasarlı trafik kazasına karışma hali de dahil uyuşturucu maddelerin kullanılmasının anlaşılması veya alkolün kandaki oranını tespit etmek amacıyla kullanılan teknik cihazları kullanmayı reddedenlere 26 bin 557 lira ceza uygulanacak. Hız sınırı aşımı Hız sınırlarını aşmada yüzde 10’dan yüzde 30’a kadar aşımlarda 2 bin 167, yüzde 30’den yüzde 50’ye kadar aşımlarda 4 bin 512, yüzde 50’nin üzerindeki aşımlarda ise 9 bin 267 lira ceza uygulanacak. Aynı yıl içinde 5 kez yüzde 50 üzerinde hız ihlali yapanların sürücü belgesi bir yıl geri alınacak. Muayenede emniyetsiz raporu verilen araçla trafiğe çıkan, takograf ve taksimetre kullanmayan, okul geçitleri ile kavşak giriş ve çıkışlarına yaklaşırken yavaşlamayan ve buralardan geçmek üzere olan yayalara öncelik vermeyenler de 4 bin 512 lirayla cezalandırılacak. Yük sınırını aşmanın cezası 2 bin 72 lira Otoyolun kapasitesi ve yapısıyla ilgili trafik güvenliğini tehlikeye atacak tarza yükleme yapan sürücülere 2 bin 72 lira, taşıma sınırından fazla yolcu alana ise 777 lira ceza verilecek. Sınırlarını aşan taşıt işletenlere ve yükü gönderenlere ise 8 bin 463 liradan 51 bin 26 liraya kadar farklı cezalar kesilecek. Gabari dışı yük yükleme veya yük üzerine yolcu bindirme durumunda işletene 8 bin 463, yükü gönderene de 16 bin 975 lira ceza verilecek. Ağırlık ve boyutları bakımından taşınması özel izne bağlı olan eşyayı izinsiz taşıyanlar 4 bin 198 lira ceza ödemek zorunda kalacak, kış lastiği kuralına uymayanlar da 5 bin 856 lira cezayla karşılaşacak. Yetkisiz taşımacılık yapan araçlardan taşımacılık hizmeti alan yolcular ise 3 bin 84 lira ceza ödemek zorunda kalacak.

Bakanlık önünde TÜRK-İŞ eylemi Haber

Bakanlık önünde TÜRK-İŞ eylemi

TÜRK-İŞ Başkanlar Kurulu tarafından “Zordayız, geçinemiyoruz” sloganı ile başlatılan eylem çerçevesinde Türkiye'nin çeşitli illerinden gelen işçiler, Hazine ve Maliye Bakanlığı önünde toplandı. İşçiler adına açıklama yapan TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, Türkiye'deki vergi sistemini eleştirerek, “Vergi sisteminden dolayı ocak ayında aldığını nisan ayında almıyorsun. Nisan ayında aldığını temmuz ayında almıyorsun. Temmuzda aldığını aralıkta almıyorsun. 12 ay çalışıyorsun, bir buçuk ayını vergiye veriyorsun. Dünyanın hiçbir ülkesinde böyle kötü, adil olmayan bir vergi sistemi yok. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek bunları ne kadar biliyor, anlıyor, görüyor, bilmiyorum” diye konuştu. TÜİK tarafından açıklanan rakamlara kamuoyu ile işçinin inanmadığını savunan Atalay, açıklanan rakamların pazara ve markete uyum sağlamadığını, bu yüzden de uzun yıllardır görülmeyen bir ekonomik sıkıntıyla karşı karşıya kalındığını söyledi. Atalay, 20 Ekim'de TÜRK-İŞ'in "Büyük Ankara Mitingi"nin gerçekleştirileceğini açıklayarak, “Emekçiler, emekliler, asgari ücretliler, kamu işçileri, özel sektör, taşeron ve staj mağdurları orada olacak. Ankara'dan Türkiye'ye ve ülkeyi yönetenlere sesleneceğiz. Bu haklı taleplerimize kulak verin, bizi dikkatle dinleyin diyeceğiz” dedi. “Bugüne kadar yapılan özelleştirmenin ülkeye bir faydası olduğunu düşünmüyorum” Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından çalışma hayatına yönelik yapılacak düzenlemelerle ilgili çalışma yapıldığını ifade eden Atalay, “Kıdemle ilgili sakın aklınızdan geçirmeyin, kısa ve esnek çalışma ile ilgili sakın aklınızdan geçirmeyin. Bugüne kadar bir sürü özelleştirme yapıldı. Ülkeye bir faydası olduğunu düşünmüyorum” diye konuştu. Basın açıklamasının ardından işçiler, bakanlığın kapısına ‘Zordayız geçinemiyoruz' yazılı pankart astı.

Bakan Şimşek: "Enflasyonda yılı yüzde 42 civarında kapatacağız" Haber

Bakan Şimşek: "Enflasyonda yılı yüzde 42 civarında kapatacağız"

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Kırıkkale Organize Sanayi Bölgesi'nde düzenlenen "Türkiye Buluşmaları" kapsamında "Kırıkkale İçin Özümüzden Geleceğe" programında iş insanlarıyla buluştu. Orta Vadeli Program hakkında önemli açıklamalarda bulunan Şimşek, enflasyonun 2026 sonunda tek haneye düşmesini hedeflediklerini belirterek, bütçe açığı ve cari açıkta da büyük düşüşler kaydettiklerini vurguladı. “KAMUDA DİSİPLİN GEREKİYOR” Bakan Şimşek, Orta Vadeli Program’ın nihai hedefinin sürdürülebilir büyüme ve adil gelir dağılımı olduğunu ifade ederek, "Fiyat istikrarını sağlamalıyız. Orta vadeli programımızın nihai hedefi sürdürülebilir yüksek büyüme ve daha adil gelir dağılımı. Kalıcı refah istiyoruz ve daha kapsayıcı büyüme, daha kapsayıcı refah artışı. Şimdi bunun da makroekonomik altyapısını oluşturuyoruz. Orta vadeli programın nihai hedefi bu ama oraya giderken fiyat istikrarını sağlamalıyız. Fiyat istikrar derken neyi kastediyoruz? Enflasyonun kalıcı bir şekilde tek haneye düşürülmesi. Neden, çünkü enflasyon tek haneye düştüğünde ülkede büyüme hızı artıyor. Bakın size basit bir örnek vereyim. 1990’lı yıllara gidip 10’arlı yıllar şeklinde son 30 yıla bakalım. 90’lı yıllarda büyüme ortalama yüzde 3.1, enflasyon ortalama yüzde 72. 2000’li yılların başındaki on yıla gelin. Enflasyon ortalama yüzde 9.3, büyüme yüzde 5.7. Büyüme neredeyse ikiye katlanmış. Enflasyon yüzde 72’den yüzde 9 olmuş. Son 10 yılda ise enflasyon ortalama yüzde 25’e çıkmış, büyüme yüzde 5.1’e düşmüş. Dolayısıyla kalıcı refah artışı için, sizlerin görmeniz için, yatırımlarda, verimlilikte, inovasyonda atılım için bizim fiyat istikrarını sağlamamız lazım, enflasyonu kalıcı olarak tek haneye düşürmemiz lazım. Bu programın nihai amacı, sürdürülebilir yüksek büyüme, adil gelir dağılımı ama buraya giden yolda en öncelikli hedefimiz enflasyonun tek haneye düşmesi. Bunu da yapmak için mali disiplini, yani bütçe disiplini sağlamalıyız. Çünkü bu kazanımları kalıcı hale getirmek için kamuda disiplin gerekiyor. Biz eğer mali alanda disiplin oluşturabilirsek o zaman yapısal dönüşüme kaynak vermiş oluruz. Örneğin, yeşil dönüşüm, dijital dönüşüm, daha rekabetçi bir altyapı. Bunların hepsi kaynak gerektiriyor. İşte bütçede disiplini sağlayarak reformlar için mali alan oluşturmalıyız.” dedi.   “ENFLASYONDA YILI 40-42 CİVARINDA KAPATACAĞIZ” “Türkiye'de kur kaynaklı sorunların büyük bir kısmı dış açıklıktan kaynaklanıyor" diyen Şimşek, “Türkiye, dünya ile ticarette mal ve hizmet ticaretinde büyük açıklar verince genelde sorunlarla karşı karşıya kalıyor. Onun için cari açığı da sürdürülebilir bir düzeye çekmeliyiz. Bütün bu kazanımları kalıcı hale getirmek için yapısal dönüşüm. Yapısal dönüşüm demek yüksek rekabet gücü demek, verimlilik artışı demek. Dolayısıyla verimlilik artışı da rekabet gücü üzerinden Türkiye'de yatırım, istihdam, üretim ve ihracat üzerinden büyümek demek. Dolayısıyla bütün bunlarla biz Türkiye'nin büyüme potansiyelini artırdık. Bizim yol haritamıza baktığımız zaman Mayıs ayına kadar dezenflasyonda bir geçiş dönemindeydik. Çünkü para politikasının etkili olabilmesi için zamana ihtiyacımız vardı. Şimdi dezenflasyon dönemine girdik. Dezenflasyon, enflasyonun düşüşü demek. Enflasyonda kalıcı ve hızlı bir düşüş dönemindeyiz. Yıllık enflasyon Mayıs ayında yüzde 75 ile zirveye çıktı. Ağustos ayında 52’ye kadar düştü. Önümüzdeki aylarda bu düşüş devam edecek. Büyük ihtimalle yılı yüzde 40-42 civarında kapatacağız. Gelecek sene de hedefimiz yüzde 20’nin altı, yüzde 17,5. 2026 yılının sonunda da tekrar enflasyonu tek haneye indireceğiz. Diyeceksiniz ki ‘üç yıl çok uzun bir süre.’ Aslında dünya deneyimi bundan farklı değil. Geçen sene bir çalışma yayınlandı. 56 ülkede 100 tane enflasyon şoku incelendi. Enflasyonun şok öncesindeki seviyesine düşürülmesi, 3.4 yıl alıyor. Biz bu programı geçen sene açıkladık. Üzerinden 1 yıl geçti" diye konuştu. “HEDEFİMİZDEN İYİ BİR NOKTADAYIZ” Cari açıkla ilgili Bakan Şimşek, "Geçen sene deprem sebebiyle bütçe açığımız yükseldi. Bu sene de depremin etkisi çok hissediliyor, bu sene de yüksek. Ama önümüzdeki seneden itibaren Maastricht kriterinin, yani yüzde 3 kriterinin altına yaklaşacağız. Böylece de disiplini tam olarak tesis etmiş olacağız. Son 20 yıla bakarsanız cari açığın milli gelire oranı yüzde 4 civarında. Bu sene yüzde 1.7’ye düşürmüş olacağız. Aslında çevremizdeki savaşlar olmasa, Rusya, Ukrayna, Orta Doğu ile ticaretimiz etkilenmeseydi, çok büyük ihtimalle cari açık yüzde 1 civarında olacaktı. Dolayısıyla cari açığı kalıcı olarak yüzde 2’nin altına çekmek istiyoruz. Çünkü bu civardaki cari açığı çok rahat yönetebiliriz. Bu cari açıkla dış borcun milli gelire oranı düşerken bir taraftan da rezerv biriktirebiliyoruz. Dolayısıyla bu sene de hedefimizden daha iyi bir noktadayız. Bu program çalışıyor. Bazılarına göre program yok ama olmayan bir program nasıl sonuç üretiyor, onu anlatayım. Aslında bir program var. Türkiye’nin cari açığı geçen yıl Mayıs ayında yıllık 57 milyar dolara çıkmıştı. Şu anda 20 milyar doların altında. Bir program olmadan cari açık bu kadar düşer mi? Merkez Bankası’nın rezervleri geçen sene Mayıs ayında 98,5 milyar dolar, şu anda 156 milyar doların üzerine çıkmış durumda. Net rezervlerdeki artış daha dramatik. Swap hariç Merkez Bankası’nın net rezervleri tam 90 milyar dolardan fazla arttı. 90 milyar dolar fazla mı diye sorabilirsiniz. Bizim 2002-2013 yılındaki net rezervlerimiz 38 milyar artmış, bu program sayesinde son bir yılda 90 milyar dolar artmış. Dolayısıyla rezerv konusunu bir endişe olmaktan çıkardık, cari açığı bir endişe olmaktan çıkardık. Uluslararası tanıma göre rezerv yeterliliğinde birin üzerine çıktık, yani rezerv yeterliliğini sağladık.” şeklinde konuştu. “BÜTÇE AÇIĞININ 3’TE 2’Sİ DEPREM KAYNAKLI” Bütçe açığında önemli bir düşüş sağladıklarını kaydeden Bakan Şimşek, depremin etkisine dikkat çekerek, “Kur korumalı mevduat, geçen sene Ağustos ayında zirveyi buldu. Neredeyse 144 milyar dolar seviyesine çıkmıştı. Kur korumalı mevduattan çıkışı biz önceliklendirdik. Kur korumalı mevduatta 98 milyar dolarlık bir düşüş var. Bu bir koşullu yükümlülük. Koşullu yükümlülük demek, kurda önemli bir değer kaybı olsaydı, onun faiz farkını Merkez Bankası ödeyecekti. Dolayısıyla bunu azaltarak Türkiye’nin risklerini azalttık. Türk lirasına güven arttı. Geçen sene Ağustos ayında Türk lirasının toplam mevduattaki payı yüzde 32’nin altına düşmüştü. Şu anda yüzde 53’ün üzerine çıkmış durumda. Dolayısıyla Türk lirasına güven artıyor. Bütçe dengesinde 20 yıla baktığımızda, bütçe açığının milli gelire oranı yüzde 2.4, ama geçen sene de büyük bir deprem oldu. Yine EYT benzeri uygulamalar yapıldı. Geçen sene Mayıs ayında piyasa, ‘tedbir alınmazsa bütçe açığının milli gelire oranı yüzde 9.8’e çıkacak’ diyordu. Biz tedbir aldık, bunun sayesinde bütçe açığını yüzde 5.2’ye düşürdük. Bunun da 3’te 2’si deprem kaynaklı. Ama deprem bir kerelik. Önümüzdeki birkaç yıl içerisinde deprem ile ilgili harcamalar yerini dayanıklı şehirler inşa etmek için harcayacağımız kaynaklara bırakacak.” ifadelerini kullandı.

Sosyal içerik kazançlarına istisna ayarı! Haber

Sosyal içerik kazançlarına istisna ayarı!

Hazine ve Maliye Bakanlığı bünyesindeki Gelir İdaresi Başkanlığı, Gelir Vergisi Genel Tebliği'ndeki değişiklik yapılmasına yönelik tebliğ yayımladı.  Bugünkü Resmi Gazete'de yayımlanan  1 Ocak 2024 tarihinden itibaren elde edilen kazançlar için geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe giren tebliğin ikinci ve dördüncü maddesi değiştirilirken, bazı maddelere de bentler eklendi. 4. maddedeki istinalara ilişkin bölüm de değişiklik yapılan maddelerden biri oldu.  Buna göre söz konusu maddede "İstisnadan; internet ve benzeri elektronik ortamlar üzerinden metin, görüntü, ses, video gibi içerikler paylaşan sosyal içerik üreticisi gerçek kişiler, bu ortamlar üzerinden verilen bireysel kurs, eğitim, veri işleme ve geliştirme, ürün tanıtımı gibi hizmetlerden kazanç sağlayan gerçek kişiler ile akıllı telefon veya tablet gibi mobil cihazlar için uygulama geliştiren gerçek kişiler yararlanabilecektir" denilirken, "Bu kapsamda; - Sosyal ağ sağlayıcıları üzerinden metin, görüntü, ses, video gibi içerikler paylaşan sosyal içerik üreticisi gerçek kişiler ile akıllı telefon veya tablet gibi mobil cihazlar için uygulama geliştiren gerçek kişilerin bu faaliyetlerinden elde ettikleri kazançları 1/1/2022 tarihinden, - İnternet ve benzeri elektronik ortamlar üzerinden metin, görüntü, ses, video gibi içerikler paylaşan sosyal içerik üreticisi gerçek kişilerin bu faaliyetlerinden elde ettikleri kazançları 1/1/2024 tarihinden, - İnternet ve benzeri elektronik ortamlar üzerinden verilen bireysel kurs, eğitim, veri işleme ve geliştirme, ürün tanıtımı gibi hizmetlerden kazanç sağlayan gerçek kişilerin bu faaliyetlerinden elde ettikleri kazançları 1/1/2024 tarihinden itibaren istisna kapsamında" olduğunun altı çizildi. İstisna uygulamasında mükelleflerin tam veya dar mükellef olmalarının öneminin olmadığı belirtildi. Değişiklik tebliğinde çeşitli örneklere de yer verildi.

Arif Demirören: Ek Vergi Yükümlülükleri Gözden Geçirilmeli Haber

Arif Demirören: Ek Vergi Yükümlülükleri Gözden Geçirilmeli

İş dünyasının üretim maliyetleri ve finansmana ulaşım konusunda zor günler geçirdiğinin altını çizen Başkan Demirören, enflasyon düzeltmesi kapsamında oluşturulan vergi yükümlülüklerinin sanayiciler adına zorluklar yaşatabileceğini belirterek, ”Ülkemizde ve dünya çapında yaşanan enflasyonist ortamın getirisi olarak büyük sanayiciden, KOBİ’ye kadar tüm firmalar finansmanlarını yönetmekte zorlu bir süreçten geçiyor. Ağustos ayı itibariyle yürürlüğe koyulan enflasyon düzeltmesi sonrası doğacak ek vergilendirmeler sanayicilerimizi daha sıkıntılı bir ortama sürüklemektedir. Öz kaynaklarının yanı sıra kredi ve çeşitli imkanlar oluşturarak ülkemiz ekonomisine katma değer kazandırmaya çalışan firmalarımızın sürdürülebilirliği adına söz konusu düzenlemenin vergi yükünün ortadan kaldırılması gerekmektedir. Firmaların yeni yatırımları esnasında, üretime geçmeden vergi ödenmesini konu alan yaptırımların sanayicilerin üretimi adına ciddi sorunlar teşkil etmektedir. Firmalarımızın finansal rasyolarının güçlendirmesi adına doğru bir adım olan vergi düzeltmesindeki vergi yükümlülüklerini gözden geçirilmesini talep ediyoruz. Ekonomi yönetiminin en önemli hedefi olan finansal istikrar kapsamında ortadan kalkması beklenen yüksek enflasyona karşı başarılı olunması durumunda enflasyon düzletmesinin de artık ihtiyaç olmaktan çıkacağını umut ediyoruz.” şeklinde konuştu.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Söz Bursa En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.