SON DAKİKA
Hava Durumu

#Hak-İş

Bursa Haber - Hak-İş haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Hak-İş haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Hak-İş asgari ücretin belirlenme şekline itiraz etti Haber

Hak-İş asgari ücretin belirlenme şekline itiraz etti

 Nasıl belirleneceğinin yolu da asgari ücret komisyonundan geçiyor. Daha çok katılımcı, daha fazla kapsayıcı ve daha geniş kitleleri içine alan bir model ortaya çıkarabilirsek, asgari ücret tespiti yapıldığı zaman toplumun geniş kesiminin 'evet, bu bizim için' dediği bir noktaya gelebiliriz" dedi. HAK-İŞ ve HİZMET-İŞ Sendikası Genel Başkanı Mahmut Arslan, Manavgat Kızılağaç Turizm Bölgesinde düzenlenen genişletilmiş başkanlar kurulu toplantısında açıklamalarda bulundu. İstiklal Marşı'nın okunması ve Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başlayan toplantının açılışında konuşan Mahmut Arslan, başta DEM Partisi olmak üzere ana muhalefet ve muhalefet partilerine mensup belediyelerde çalışan belediye işçilerinin sendikaya üye oldukları için işten çıkarılmaları, sürgün edilmeleri ve tehdit edilmeleri gibi olaylarla karşı karşıya kaldıklarını ve bu durumun kabul edilemez olduğunu vurguladı. Sendikanın bu haksızlıklara karşı mücadelesini sürdüreceğini ve işten çıkarılanların haklarını alıncaya kadar mücadelesinin sürdüreceğini söyledi. “BÜTÜN EMEKÇİLERİ SENDİKAL MÜCADELEYLE BULUŞTURMAMIZ GEREKİYOR” Hükümetten en önemli taleplerinden bir tanesinin örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılması olduğuna dikkat çeken Arslan, "Örgütlenmenin önündeki engellerin kalkmasıyla beraber sendikalaşmanın önündeki engellerin kaldırılması. Biz hizmet sendikası olarak ülkemizin çalışma hayatının yaşadığı zorlukların farkındayız. Bu zorlukların çözümü için de önümüzde çözümler koyuyoruz. Bunun ötesinde de örgütsüz olan iş yerlerini örgütleme konusunda ciddi bir çalışma yapmaktayız. Geçmişte konut kapıcılarını daha sonra taşeron şirket işçilerini şimdi de ev işçilerini daha sonra da kağıt toplayıcıları ve mevsimlik tarım işçileri dahil olmak üzere toplumdaki dezavantajlı ve örgütlülüğün önünde engel olan bütün emekçileri sendikal mücadeleyle buluşturmamız gerekiyor. TÜİK'in rakamlarına göre bir buçuk milyon ev işçisinin örgütlenme mücadelesi de bize düştü. Sendikamızın bu konuda almış olduğu kararlar ortaya koymuş olduğumuz hedefler doğrultusunda ev işçilerinde hem çalışma hayatı bir parçası iş kanunu kapsamına alıp hem de sosyal güvenlik haklarının güvence altına alındığı yeni bir düzenlemeyi yapmak ve onları da sendikalarla buluşturmak üzere büyük bir çaba sarf ediyoruz. HAK-İŞ olarak Türkiye'deki bütün dezavantajlı grupların bütün mağdur ve mazlumları kucaklamak ve onların sorunlarına çözüm bulmak bizim boynumuzun borcu. Çünkü konfederasyonumuzun 2011 yılında aldığı karar bize bu sorumluluğumuzu bir kez daha hatırlatıyor. Bölgemizin, küremizin ve ülkemizin bütün mağdur ve mazlumlarına HAK-İŞ olarak borcumuz var. Bölgemizin küremizin ve ülkemizin bütün mağdurları HAK-İŞ'ten alacaktır” dedi. "ÇÖZÜM ÖNERİLERİMİZİ ORTAYA KOYDUK" Konfederasyonlarının gerçekleştirmiş olduğu HAK-İŞ Akademi'nin ilk yaptığı faaliyetlerden bir tanesinin vergiyle ilgili düzenleme olduğunu belirten Mahmut Arslan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Biz vergi konusunu müstakil olarak değerlendirmedik. Verginin bir bütün olarak özellikle gelir dağılımı adaletsizliğini de içine alan ve bu konuda gelir dağılımının adaletsizliğinin sonuçlarının da değerlendirildiği güzel, geniş kapsamlı bir çalışmayı gerçekleştirmiş olduk. Bu çalışmamız kamuoyuyla paylaşıldı. Vergi dilimleri konusunda gerçekten haksız ve adaletsiz bir durumla karşı karşıyayız. Ne yazık ki zor şartlarda çalışan, ciddi şekilde ekonomik sıkıntıyla muhatap olmuş yüksek enflasyonun kendisine yüklediği ağır sorumluluklarla mücadele ederken bir de vergiden dolayı böyle bir mağduriyetin yaşanmış olması hakikaten hepimiz için kabul edilemez. Bu sorunun ortadan kaldırılması için çözüm önerilerimizi ortaya koyduk. Dünyanın gelişmiş ülkelerinde olduğu gibi, aile sorumluluklarına göre, çocuk sayısına göre, bekar, evli olması kaç çocuğu var gibi düzenlemelere göre vergi sisteminde değişiklikler yapılmalı, yapılmaktadır. Biz de bu noktada bir düzenlemenin yapılmasını ihtiyaç olarak ve önemli olarak talep ediyoruz. İkincisi, işverenlerimiz pek çok harcamalarını vergiden düşmektedir. Bizim için de çalışanlar için de başta enerji fiyatları, kiralar, kiralarla birlikte diğer temel tüketim harcamalarımızın, eğitim, sağlık harcamalarımızın mutlaka vergiden düşülerek bir düzenleme yapılmasını ısrarla ivedilikle talep etmekteyiz. Üçüncüsü ise, verginin adil toplanması da sorunlarımızı çözmeye yetmiyor. Çünkü toplanan vergilerin nereye nasıl kullanıldığı da önemlidir. Biz gerçekten Türkiye'deki gelirlerin, milli gelirin büyümenin bize sağlamış olduğu büyüme rakamlarına baktığınız zaman Türkiye büyüyor. 2023 yılında baktığınızda 10 bin dolardan 13 bin dolara çıktı milli gelirimiz. Peki bu büyümeden kim faydalanıyor? Bu büyümeye rağmen çalışanların milli gelirden aldığı pay ne yazık ki azalmaya devam ediyor. O zaman ortada bir sorun var. OECD'nin rakamlarını sayın bakanla paylaştık. Bu rakamlara baktığımız zaman OECD ülkesi yaklaşık elli beş ülkenin gelir dağılımı bozukluğu anlamında kötü dördüncü ülkesiyiz.” "İLK DÜĞMEYİ YANLIŞ İLİKLERSENİZ HEP YANLIŞ OLARAK GİDER" 'Asgari ücret şu kadar olmalıdır' tartışmalarının Türkiye'de rahatsızlık verir bir boyuta ulaştığını söyleyen Arslan, “Aslında tartışılması gereken asgari ücretin ne olacağı değil asgari ücretin nasıl oluşturulacağıdır. Bugünkü asgari ücret tespit konusunun yapısında siz ne derseniz deyin sağlıklı bir asgari ücret çıkmıyor. Çünkü yapıda sorun. İlk düğmeyi yanlış iliklerseniz hep yanlış olarak gider. 1970'li yılların mevzuatıyla oluşturulmuş asgari ücret tespit komisyonuna kimse dokunmuyor. HAK-İŞ'in dışında kimse tartışmıyor. Çünkü bu yanlışlıktan beslenenler var. Bu yanlışlıktan istifade edenler var. O zaman bu sistemin devam etmesini isteyenlerle istemeyenler arasında bir yeni bir yol ayrımındayız. HAK-İŞ olarak teşkilatımızı da rakam tartışmama konusunda uyarıyorum. Bu bizi esas tartışılması gereken konudan uzaklaştırıyor. Aslında tartışılması gereken konu asgari ücretin nasıl belirleneceğidir. Nasıl belirleneceğinin yolu da asgari ücret komisyonundan geçiyor. Bu komisyon yapısı sakat. Sadece bir konfederasyonun orada temsil edildiği ve bu konfederasyonda üye sayısının toplam işçi sayısının yüzde onuna bile tekabül etmediği bir yerde nasıl asgari ücret tespit komisyonundan sağlıklı bir sonuç beklersiniz. Daha çok katılımcı, daha fazla kapsayıcı ve daha geniş kitleleri içine alan bir model ortaya çıkarabilirsek asgari ücret tespiti yapıldığı zaman toplumun geniş kesiminin evet bu bizim için dediği bir noktaya gelebiliriz. Aksi halde bugünkü asgari ücret tespit konusunu mevzuatıyla tartışılır, bir ay süreyle maalesef bir komedi izliyoruz” dedi. EYT VE KIDEM TAZMİNATI TARTIŞMALARI EYT konusunda kendilerinin suçlandığına dikkat çeken Arslan, "Efendim EYT'yi çıkartarak Türkiye'ye kötülük ettiniz. Peki 99 yılında EYT mağduriyetlerini oluşturacak yapıyı yapanlardan niye hesap sormuyorsunuz? O gün sisteme beş yıldır, on yıldır sistemde olan insanların emeklilik sistemini yeniden değiştireceksiniz. Sonra insanlar primlerini ödeyecekler. Primlerini ödedikten sonra emekli olmak isteyecekler. Yaş sınırı koyacaksınız. Şu anda emeklilikle ilgili EYT'yi özellikle genç işçilerden dolayı Sosyal Güvenlik Kurumu'nun zarar ettiğini, mağdur olduğunu söylüyorlar, külliyen yalan. Sosyal Güvenlik Kurumunun temel sorunları kayıt dışı istihdam ve kamudan tahsil edilemeyen alacaklardır” diye konuştu. Kıdem tazminatı konusuna değinen Arslan, “2024 yılı sonuna kadar emekliliği hak edenler emeklilik talebinde bulunurlarsa yeni kıdem tazminatı tavan üzerinden de maaşları kıdem tazminatını alacakları için bir avantaj elde edecekler. Peki 2024 yılında emeklilik hakkı elde edemeyenler 2025 ve daha sonra edecekleri için ciddi bir mağduriyet söz konusu. Hadi emekliliği hak edenlerin emekli olup olmama tercihleri var ama emekliliği hak etmeyenler için ciddi bir mağduriyet. Bu mağduriyetlerin de eğer emeklilik sisteminden çekilmediği sürece yaklaşık 8-10 yıl arasında o maaşları ancak yakalayabileceği bir gerçekle karşı karşıyayız. Dolayısıyla buradan emeklilik sistemiyle ilgili bu mağduriyetin giderilmesi konusunda acilen bir yasal düzenlemeye ihtiyaç var. Bizim bu konuda da bir önerimiz var. Biz diyoruz ki 2025'te dahil eğer böyle bir emeklilik olacaksa 2024 yılı esasları yani 2023 yılı enflasyonunun esas alınacağı bir düzenlemeyi bir hesaplamayı 2025'te de yapalım istiyoruz” ifadelerine yer verdi.

Belediyelerden atılan işçiler için harekete geçerek hukuki hakları için mücadelemizi yürütüyoruz Haber

Belediyelerden atılan işçiler için harekete geçerek hukuki hakları için mücadelemizi yürütüyoruz

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, HAK-İŞ tarafından 49'uncu Kuruluş Yıldönümü etkinlikleri çerçevesinde, HAK-İŞ teşkilatı ve protokolün katılımıyla gerçekleştirilen “HAK-İŞ 49'uncu Kuruluş Yıldönümü Gala Yemeği'ne katıldı. Kur'an-ı Kerim tilaveti ve HAK-İŞ'i konu alan film gösterimiyle başlayan programda Bakan Işıkhan, çalışma hayatının gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu. Bakan Işıkhan, HAK-İŞ Konfederasyonun 49'uncu kuruluş yıl dönümünü, kutladığını ve konfederasyonun yeni yaşının, HAK-İŞ ailesi olmak üzere tüm emek camiasına hayırlar getirmesini diledi. Türkiye'nin bugünlere çalışarak, üreterek, hem kendi geleceğine hem de Türkiye'nin geleceğine katma değer sağlayan tüm emekçilerin, alın teri ve emeğinin çok büyük bir payı olduğunu kaydeden Bakan Işıkhan, “Son 22 yılda, ülkemizi darbe girişimleriyle, suni ekonomik krizlerle durdurmaya çalışanlar, her teşebbüste; Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde aziz milletimizin güçlü iradeleriyle karşılaştılar ve hamdolsun bunda da başarılı olamadılar. Bu dönüm noktalarında sendikalarımız başta olmak üzere, varlığını ülkemizin ve milletimizin geleceğine vakfetmiş tüm sivil toplum kuruluşlarımız; demokrasimizin ve milli iradenin teminatı olmuştur. Özellikle kurulduğu 70'li yılların kaotik atmosferinde, hem sendikal mücadele konusunda hem de hak ve özgürlüklerin savunulması noktasında her daim en ön safta yer alarak, onurlu bir duruş ortaya koyan HAK-İŞ'e, Sayın Mahmut Arslan Başkanım nezdinde; şahsım ve milletimiz adına teşekkür ediyorum” dedi. “İŞÇİ OLMADAN İŞVEREN OLMAZ, İŞVEREN OLMADAN DA İŞÇİ OLMAZ" Sivil toplum kuruluşlarının demokrasinin gücü, insan hak ve özgürlüklerimizin güvencesi olduğunu vurgulayan Işıkhan, “Sendikalar olmadan, gerçek bir demokrasiden söz etmemiz mümkün değil. Bu hakikatin farkındalığıyla 23 yıldır hükümetlerimiz, emek ve alın teri mücadelesinin karşısında değil her zaman yanında olmuştur. Çalışma hayatının vazgeçilmez bir unsuru olan sendikal örgütlenme konusundaki temel yasal değişiklikleri de yine hükümetlerimiz tarafından gerçekleştirmiştir. 12 Eylül darbesinin ürünü olan; sendikalar ve toplu iş sözleşmesi yasalarını değiştirdik. Başta noter şartı olmak üzere sendikal örgütlenmenin önündeki engelleri kaldırdık. İşçi olmadan işveren olmaz. İşveren olmadan da işçi olmaz. Devlet olmadan hiçbiri olmaz. Mottosuyla hareket ettik. Sendikal hayatın adeta kangrene dönüşmüş temel sorunlarını çözüme kavuşturduk. SGK'yı sıfırdan aldık dünyaya örnek olacak bir sisteme dönüştürdük” ifadelerine yer verdi. “BELEDİYELERDEN ATILAN İŞÇİLER İÇİN HAREKETE GEÇEREK HUKUKİ HAKLARI İÇİN MÜCADELEMİZİ YÜRÜTÜYORUZ” Gelişen sürçlerde HAK-İŞ'in çalışma barışı, sosyal güvenlik, örgütlenme ve toplu sözleşme konularında sosyal diyaloğun güçlendirilmesine büyük katkılar sunduğuna dikkati çeken Bakan Işıkhan, “Bu kapsamda en son belediyelerden atılan ve mobbinge maruz kalan işçiler için de harekete geçerek; gerek maaşlarının ödenmesi, gerekse diğer mevzuatsal ve hukuki hakları için mücadelemizi yürütüyoruz. Türkiye bugün her şeye rağmen; yatırımda, istihdamda ve ihracatta kaydettiğimiz ilerleme ve istikrarlı büyümeyle, artık önüne yüzyıllık hedefler koyacak seviyeye geldi. İstihdam oranlarımız her geçen gün artıyor. İşgücü kapasitemiz daha nitelikli hale geliyor” diye konuştu. HAK-İŞ Konfederasyonu Genel Başkanı Mahmut Arslan ise, darbeler döneminde zor zamanlar yaşadıklarını fakat darbelere karşı onurlu bir mücadele verdiklerini dile getirdi. Millet iradesinin üstünde bir irade tanımadıklarının altını çizen Arslan, kim olursa olsun milletin seçtiği kişilere saygı duyduklarını belirtti. Demokrasinin sendikal mücadele için çok önemli olduğunun, demokrasiden asla vazgeçmeyeceklerinin söyleyen Arslan, bedel ödemelerine rağmen zalimlere boyun eğmediklerini kaydetti. "BİZ SİYASETİ ETKİLEMEK, ÇALIŞANLARIN, EMEKÇİLERİN HAKLARI NOKTASINDA YÖNLENDİRMEK VE LOBİ YAPMAK İÇİN VARIZ" HAK-İŞ'in ne iktidar ne de muhalefetin alternatifi olduğunu ifade eden Arslan, "HAK-İŞ bir sivil toplum örgütüdür. Bir sendika olarak siyasetle ilişkilerimizi bu anlayış içerisinde sürdürmeye devam ediyoruz. Biz siyaseti etkilemek, çalışanların, emekçilerin hakları noktasında yönlendirmek ve lobi yapmak için varız. 49'uncu yaşımıza geldiğimiz bu günde tarihi yürüyüşümüze leke sürmeden ama geleceğimizi de bu anlayış üzerinde inşa ederek daha güçlü HAK-İŞ'i oluşturmak zorundayız" dedi.

HAK-İŞ'ten emekli olacakları ilgilendiren açıklama Haber

HAK-İŞ'ten emekli olacakları ilgilendiren açıklama

Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu(HAK-İŞ), 2024 yılı ve 2025 yılında ilk defa emekli olacak sigortalılara bağlanacak emekli maaşları arasındaki farklılıklara ilişkin açıklama yaptı. Yapılan açıklamada, “Son zamanlarda kamuoyunda, çalışanlarımızın 2024 yılında emekli olmalarının 2025 yılına göre daha avantajlı olacağı, emekli maaşlarının daha yüksek olacağı ve bu farkın gelecek yıllara da sirayet edeceği konusunda tartışmalar yer almaktadır. Bu çerçevede, üyelerimizin ve çalışanlarımızın hak kaybına uğramamaları ile ilgili aşağıdaki hususların dikkate alınmasında fayda görülmektedir” denildi. Maaş farkları, emekli maaşlarının hesaplanmasında esas alınan güncelleme katsayısının belirlenmesi yönteminden kaynaklandığı belirtildi. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 29. maddesi hatırlatılan açıklamada, “Emekli aylıkları, sigortalının her yıla ait prime esas kazancının, ait olduğu yıldan itibaren aylık talep tarihine kadar geçen yıllar için, her yıl gerçekleşen güncelleme katsayısı ile güncellenerek bulunmaktadır. Güncelleme katsayısı ise her yılın Aralık ayına göre TÜİK tarafından açıklanan tüketici enflasyonu tamamı ile büyüme hızının yüzde 30'unun toplamına 1 tam sayısının ilâve edilmesi sonucunda bulunan değeri ifade etmektedir. Ayrıca emekli aylıklarının hesaplanmasında aylığın başlangıç tarihinin yılın ilk altı aylık dönemine rastlaması halinde Ocak ödeme dönemi içinde mevcut emeklilere verilen zam kadar, yılın ikinci altı aylık dönemine rastlaması halinde ise Ocak ve Temmuz aylarındaki emekli maaş artış oranları kadar artırılarak, sigortalının başlangıç aylığı hesaplanır” denildi. Adı geçen farkın nereden kaynaklandığı anlatılan açıklamada, Emekli aylığının, başvuru tarihindeki önceki yıla ait tüketici enflasyonu ve yıl içerisindeki emekli aylık artışlarına göre belirlenmesi sebebiyle başvuru tarihi büyük bir önem arz etmektedir. Bu kapsamda 2024 yılı emekli aylığı hesaplamasında 2023 yılı verileri üzerinden hesaplama yapılmaktadır” ifadeleri yer aldı. AÇIKLAMADA ŞU İFADELER YER ALDI: “2023 yılı için güncelleme katsayısı (TÜFE % 64,77, GH % 4,5) 1,6612 olmaktadır. Ayrıca 2024 yılı Ocak ve Temmuz aylarında kümülatif olarak emekli aylıklarına yapılan zam oranı % 86,16 olup bu artış oranı da 2024 yılı emeklilerinin maaşlarına yansıtılacaktır. Ancak 2025 yılı emeklilerinin maaşlarının hesaplanmasında ise bir önceki yılın verileri dikkate alınacaktır. 2024 yılı enflasyon oranı ve büyüme hızı henüz netleşmemekle birlikte, Orta Vadeli Plan (OVP) tahminlerine göre 2024 yılı TÜFE'nin % 35, GH'nın % 3,7 olması beklenmektedir. Buna göre 2025 yılı emeklilerinin emekli aylığı hesaplamasında kullanılacakgüncelleme katsayısının 1,366 gerçekleşmesi beklenmektedir. Ayrıca 2025 yılı emekli aylığı hesaplanmasında 2024 yılı kümülatif zam oranı olan % 86,16'lık artış da uygulanamayacaktır. Görüldüğü yıllar arasındaki enflasyonun önemli oranda düşmesinden kaynaklı olarak 2025 yılı emeklilerimizin 2024 yılı emeklilerimize oranla önemli oranda düşük miktarda bir maaş bağlanması söz konusu olacaktır. Bu oranın, her bir sigortalı için değişkenlik göstermesine rağmen yaklaşık % 25-35 arasında gerçekleşeceği tahmin edilmektedir. Daha da vahim olan husus söz konusu bu farkın gelecek yıllarda da maaşlara yapılan zam oranlarına göre artarak devam edeceği gerçeğidir.” “EMEKLİLİK DİLEKÇELERİNİ 31 ARALIK 2024 TARİHİNDEN ÖNCE VERMELERİ HALİNDE 2024 YILI EMEKLİSİ SAYILACAKLARDIR” 2024 yılında emekli olabilmek için müracaat tarihini belirtilen açıklamada, “Yukarıda açıklandığı üzere 2025 yılı emeklilerimizin 2024 yılı emeklilerimize oranda %25-35 oranında daha düşün bir emekli maaşı bağlanması ve bu maaş farklarının gelecekte de artarak devam etmesi riski bulunmaktadır. Bu nedenle yıl sonuna kadar herhangi bir yasal değişiklik yapılmaması halinde, emeklilik şartlarını doldurmuş ve yakın gelecekte emeklilik düşünen sigortalılarımızın 2024 yılı emeklisi olabilmek için aşağıdaki tarihlere dikkat etmelerinin menfaatlerine olacağını düşünüyoruz. Kamu kurumları ile sermayesinin yüzde 50'sinden fazlası kamuya ait şirketlerde çalışan ve ücretlerini ayın 15'inde alan işçilerimizin 14 Ocak 2025 tarihine kadar emeklilik dilekçesini vermeleri halinde 2024 yılı emeklisi olarak sayılacaklardır. Özel sektörde, kamu kurumlarında ve sermayesinin yüzde 50'sinden fazlası kamuya ait şirketlerde çalışan işçilerden ücretlerini her ayın 1'inde alanların ise emeklilik dilekçelerini 31 Aralık 2024 tarihinden önce vermeleri halinde 2024 yılı emeklisi sayılacaklardır. Emeklilik dilekçesini bu tarihlerden sonra verecek olan işçilerimiz ise 2025 yılı emeklisi sayılacaklardır” ifadeleri yer aldı. Prim gün sayısına göre artması gereken emekli maaşlarının bilakis azaldığı bir hesaplama sisteminin kabul edilmesinin mümkün olmadığını belirtilen açıklamada, “Sorunun adil ve hakkaniyetli bir çözüme kavuşturulması için, Üniversite Öğretim Üyeleri, Sosyal Güvenlik Uzmanları ve Konfederasyonumuz Uzmanlarından oluşan geniş bir heyetle yürüttüğümüz bilimsel çalışmanın da sonuna gelmiş bulunuyoruz. Önümüzdeki günlerde, yukarıda dile getirilen adalet ve hakkaniyetten uzak sistemin, emekli maaş bağlanma yönteminin adil ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşturulması ve önümüzdeki yıllarda da yaşanabilecek önemli enflasyon farklarından etkilenmeyecek yasal değişiklik önerilerini de içeren raporumuzu kamuoyu ile paylaşacağız” denildi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.