SON DAKİKA
Hava Durumu

#Gaziantep

Söz Bursa - Gaziantep haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Gaziantep haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Çocuklarına 'bugün annenizi öldüreceğim' dedi! Parkta buluştuğu eski karısını katletti Haber

Çocuklarına 'bugün annenizi öldüreceğim' dedi! Parkta buluştuğu eski karısını katletti

Katil zanlısının, eski eşini parka öldürmek için çağırdığı ve evden çıkarken de çocuklarına, "Bugün annenizi öldüreceğim" dediği ortaya çıktı. Olay, 20 Ocak 2025 öğle saatlerinde Şehitkamil ilçesi Gazikent Mahallesi Celal Doğan Parkı’nda meydana geldi. İddiaya göre, Mehmet Yeter isimli şahıs, boşandığı eski eşi Fatma Köklü (39) görüşmek için parkta buluştu. Mehmet Yeter, bir süre görüştüğü Köklü ile tartışmaya başladıktan sonra üzerindeki tabanca ile kafasına ateş etti. Eski kocası tarafından vurulan kadın yaşam savaşını kaybetti Çevredekilerin ihbarı üzerine olay yerine polis ve 112 Acil Sağlık ekipleri sevk edildi. Ağır yaralanan kadın, yakındaki özel bir hastanede tedavi altına alındı. Özel hastanede 9 gündür yoğun bakımda tedavi gören Fatma Köklü, sabah saatlerinde doktorların tüm müdahalelerini rağmen kurtarılamadı. Eski kocası tarafından öldürülen Fatma Köklü’nün cenazesi, Gaziantep Adli Tıp Kurumunda yapılan işlemlerinin ardından defnedilmek üzere yakınlarına teslim edildi. Katil zanlısı, çocuklarına annelerini öldüreceğini söylemiş Olay sonrası kaçan ve cinayet büro amirliği ekiplerince saklandığı köye düzenlenen operasyonla yakalanan katil zanlısı Mehmet Yeter’in olayı planlı bir şekilde gerçekleştirdiği ortaya çıktı. Öldürülen kadının ağabeyi Fatih Köklü, katil zanlısının olay günü 10 ve 11 yaşlarındaki 2 çocuğuna, "Bugün annenizi öldüreceğim" dediğini iddia etti. "Bu cinayeti kafasında tasarlamış, hatta oğluna ‘annenizi bugün öldüreceğim’ demiş" Katil zanlısının olayı planlı bir şekilde gerçekleştirdiğini iddia eden ağabey Fatih Köklü, "Geçimsizlikleri vardı. Daha önce yine böyle ölüm tehditleri yaptı. Daha önce kavga etmişlerdi. Karakola gidip kız kardeşimizi aldık. Uzaklaştırma talep ettik. Daha sonra boşandılar. Boşandıktan sonra çeşitli bahanelerle kız kardeşimi çağırıyordu. ‘Çocuklar seni özledi görmek istiyor' gibi bahanelerle yanına çağırıyordu. Kız kardeşim nafaka talep etmedi. Kız kardeşim yeni Umre’den geldi. Daha önce de birçok kez görüşmek istemiş. Kız kardeşim son kez ‘beni arama, rahatsız etme’ demek için gitmiş yanına. Bu cinayeti kafasında tasarlamış hatta oğluna ‘annenizi bugün öldüreceğim’ demiş. Bu planladığı bir şeydi. Kız kardeşim ‘beni rahat bırak artık deyince’ kardeşimin tam yüzünün ortasından silahla vurmuş. Yaklaşık 10 gündür yoğun bakımdaydı. Bugün sabah saatlerinde hayatını kaybetti. Biz o günden beri perişan durumdayız. Annem hasta evlat acısı yaşadı. Kelimelerle ifade edilemeyecek şekilde kötüyüz. Daha önce de öldürmeye çalıştı. Kız kardeşim yemek yaparken arkadan gelip boğazına bıçak çekmiş" dedi. "Caydırıcı bir ceza almasını istiyoruz" Katil zanlısının en ağır cezayı almasını istediklerini de vurgulayan Köklü, “Ülkemizde maalesef kadın ölümlerine caydırıcı cezalar yok. Biz kadın cinayetlerinde idam olmasını istiyoruz. Bizim başımıza gelmez diye düşünmeyin. Biz bugün kız kardeşimizi kaybettik. Caydırıcı bir ceza olmasını istiyoruz. Bizim yüreğimiz yandı, başkalarının yüreği yanmasın. Sanık 'bana ihanet etti' diyecek. İftiralar atacak. İyi hal indirimi isteyecek. Fakat bizim devletimize inancımız tam. Sanığın en ağır cezayı alacağını düşünüyoruz” diye konuştu. Gece operasyonu ile kıskıvrak yakalanan katil zanlısı tutuklandı Öte yandan, olayı gerçekleştirdikten sonra kaçan ve Cinayet Büro Amirliği ekiplerinin çalışmaları neticesinde saklandığı köyün etrafı sarılarak bulunduğu eve yapılan gece operasyonu ile kıskıvrak yakalanan katil zanlısı eski eş Mehmet Yeter'in ise tutuklanarak cezaevine gönderildiği öğrenildi.

21 yıllık esaret sona erdi! Suriye'de tutuklu bulunan Mehmet, Gaziantep'e döndü Haber

21 yıllık esaret sona erdi! Suriye'de tutuklu bulunan Mehmet, Gaziantep'e döndü

Muhaliflerin Suriye'de Esad rejimini devirmesinden sonra hapishanelerdeki binlerce kişi de serbest bırakıldı. Bu hapishanelerden biri olan ve Suriye Muhaberatının işkence merkezi olarak da bilinen Far Falastin Hapishanesi'nde 21 yıl zulüm gören Kilisli Mehmet Ertürk özgürlüğüne kavuşmanın sevincini yaşıyor. Kilis'e bağlı Mağaracık köyünde ailesine 21 yıllık esaretin ardından kavuşan 53 yaşındaki Mehmet Ertürk, yaşadığı kötü günleri unutmaya çalışıyor. Far Falastin hapishanesinde hayatının en zor günlerini geçiren Ertürk, bir ömür boyu unutamayacağı işkence dolu günlerini İhlas Haber Ajansı'na anlattı. Adeta bir bayram havasının yaşandığı evinde her gün yakınlarının ziyaret ettiği Ertürk, umutlarını artık yitirdiklerini ve asla kurtulamayacaklarını düşündüğünü söyledi. HAPİSHANEDE YAŞADIĞI ZULMÜ ANLATTI Yerin metrelerce altında yer alan zindanlarda çok kötü koşullarda yıllarca yaşamak zorunda kaldığını anlatan Ertürk, bu süre zarfında birçok kez işkenceye maruz kaldığını ifade etti. Suriye Muhaberatına bağlı askerlerin her gün buradaki mahkumlara işkence yaptığını belirten Mehmet Ertürk, gündüzleri kesinlikle kimsenin konuşmadığını en ufak bir konuşmada askerlerin dışarı çıkartıp falakaya yatırdıklarını söyledi. Vücudunda halen gördükleri işkencelere ait yara izlerinin bulunduğunu ifade eden Ertürk, 3 ay betonda yattığını ve hasta olduğunu anlattı. Düzenli beslenemediklerini de ifade eden Ertürk, “Her bir insana akşam yemeğinde çok az yemek verirlerdi. Bunu da verirken bizlere hakaret ve küfür ederlerdi" dedi. Yaşadıklarını anlatan Ertürk şöyle devam etti: “Sabah 1 yumurtayı iki mahkuma verirlerdi. Yanında 2-3 tane zeytin de verirler ve bunla birlikte hakaret ederlerdi. Bu süreçte çektiğimiz işkenceyi bir Allah bilir. Şuanda kendimi burada hissetmiyorum halen cezaevindeyim gibi düşünüyorum bazen. O günleri unutamıyorum. Bir zamanlar hastalandım 45 kilograma kadar düştüm. Revire çıktım doktor beni dövdü. Ben ilaç istedim, o da bana ‘Ne zaman ölürsen ilaç veririz sonra da seni dışarıda aç bekleyen köpeklerin önüne atarız' dedi. Koğuşta bir çok mahkumun öldüğüne şahit oldum. Birisi öldüğünde yakasından tutarak sürükleyip götürüyorlardı. Her gün böyle 4-5 kişinin götürüldüğünü görürdüm.” 95 kişilik koğuşta kaldıklarını ve yatacak yer bulamadıklarını belirten Ertürk, 21 yıllık esaretin ardından muhaliflerin Esad rejimini devirmesi ile hapishanelerdeki mahkumların özgürlüklerine kavuştuğunu söyledi. Şam'ın düştüğü gün sabah erken namaza kalktığını ve o sırada dışarıdan silah sesleri duyduklarını da söyleyen Ertürk, “Yanımdaki arkadaşa kalk dedim kesin bizi kurşuna dizecekler dedim. Bir süre sonra kapılar açıldı ve muhalifler bize çıkmamızı söyledi. Önce kadınlar çıktı sonra en son ben çıktığımda ne olduğunu sordum. Milli Suriye Ordusundan bir asker benim Türk olduğumu öğrenince bana özel ilgi gösterdi. Dışarı çıktığımıza inanamadım. Dizlerim halen titriyordu. Ben bizi öldürecekler diye düşünüyordum. Sonra özgülüğümüze kavuşunca dualar ettik, her yerde sevinç gösterileri vardı” diye konuştu. Hapishanede özellikle Türk mahkumlara daha fazla işkence yapıldığını da ifade eden Ertürk, artık umutlarını kestikleri bir süreçte özgürlüklerine yeniden kavuştukları için mutlu olduğunu söyledi. Bu süreçte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a da teşekkür eden Ertürk, kendisi ile görüşmek istediğini de sözlerine ekledi. “Öleceksem de Türk topraklarında Türk Bayrağına sarılarak ölmek istiyorum” diyerek memleketine gelmenin sevincini yaşayan Ertürk, Suriye'ye gittiğinde çocuklarının küçük olduğunu şimdi ise hepsinin büyümüş ve 3'ünün evlenmiş olduğunu söyledi. Ertürk, kendisinin olmadığı süreçte köydeki komşularının da ailesine destek verdiğini ve bundan dolayı herkese teşekkür etti. BABALARINA KAVUŞAN ÇOCUKLARININ MUTLULUĞU Babası Suriye'de tutuklandığında 11 yaşında olan Mustafa Ertürk ise yıllar sonra babasına kavuşmanın mutluluğunu yaşadığını belirterek, “Bu duygular tarif edilemez. Siz hiç gördünüz mü bir ölünün mezardan kalkıp geldiğini, biz bunu gördük. Babam ilk geldiğinde beni tanıdı ancak diğer kardeşlerimizi tanımadı” diye konuştu. Mehmet Ertürk'ün en son 9 yaşındayken gördüğü kızı Aynur Ertürk'te babasının sesi ve hayal meyal hatırladığı yüzünü hiç aklından çıkarmadığını söyleyerek “Çok güzel bir duygu bu. Biz artık umudumuzu kesmiştik. Bizim için sürpriz oldu babamın gelişi” şeklinde konuştu. Babasının 6 aylık iken gittiği Merve Ertürk de, "Ben hiç görmedim babamı, farkı bir duygu bu. Bunda yıldan sonra babama kavuşmam benim için güzel bir duygu oldu” dedi. Ertürk'ün eşi Hatice Ertürk de, 13 yıldan fazladır kendisinden haber alamadıkları eşinin yeniden aralarına dönmesine çok sevindiklerini söyleyerek, "Çok mutluyuz Allah buna vesile olandan razı olsun” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı: "Şam rejimi Türkiye'nin uzattığı eli idrak edemedi" Haber

Cumhurbaşkanı: "Şam rejimi Türkiye'nin uzattığı eli idrak edemedi"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Gaziantep 8. İl Kongresine katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şam rejiminin uzatılan eli idrak edemediğini söyledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Gaziantep 8. İl Kongresine katıldı. Burada açıklamalarda bulunan Erdoğan, Şam rejiminin uzatılan eli idrak edemediğini söyledi. Hiçbir ülkenin toprağında gözleri olmadığını vurgulayan Erdoğan, Suriye'de artık siyasi ve diplomatik olarak yeni bir gerçekliğin olduğunun altını çizdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin milli güvenliğini ve çıkarlarını tehlikeye atacak hiçbir hamleye izin vermeyeceklerini belirtti. Erdoğan, "AK Parti Gaziantep İl Kongremizin hayırlı olmasını diliyorum. AK Parti erdemliler hareketi olarak yola çıktığında dava erleridir. AK Parti'nin temelinde kardeşlik, muhabbet, dayanışma vardır. Partimizin sevda ve hizmet bayrağını dalgalandıran tüm kardeşlerimize teşekkür ediyorum. Bize destek ve sahip çıktığınız için hepinize teşekkür ediyorum. Yol ve dava arkadaşlığımız devam edecek. Gaziantep'te ilk olarak Güneyşehir'e gittik deprem ve sosyal konutun anahtar ve tapu teslim törenini gerçekleştirdik. 6 Şubat depremlerinden sonra 'Erdoğan bu enkazın altında kalır' diyenleri hayal kırıklığına uğratmaya devam ediyoruz. En son hak sahibi kardeşimiz yuvasına kavuşana kadar durmadan çalışacağız. Asrın felaketinde vefat edenlere rahmet diliyorum. Gaziantep gazanın, istiklal, istikbal, vatanın ne manaya geldiğini en iyi bilen şehirlerden bir tanesidir. Gaziantep'te analar er doğurur. Gazianteplinin sevdası Türkiye'nin sevdasıdır. Buradan 13 yıldır Suriyeli muhacirlere kol kanat gelen ensarlar çıkar" dedi. "BİZİM HİÇBİR ÜLKENİN BIRAKIN TOPRAĞINI ÇAKIL TAŞINDA DAHİ GÖZÜMÜZ YOKTUR" "Sınırımızın hemen ötesinde yaşanan kritik gelişmeler İdlib'teki sivillere yönelik artan saldırıların bardağı taşıran damla misali son hadiseleri tetiklediği anlaşılıyor" diyen Erdoğan, "Türkiye'nin 910 kilometre uzunluğunda sınıra sahip olduğu Suriye'de yaşanan gelişmelere gözlerini kapaması mümkün değildir. Perşembe günü Milli Güvenlik Toplantımızda Türkiye Cumhuriyeti Devletine yakışır ciddiyetle sahadaki durumu değerlendirdik. Bir defa şunu çok açık ve net söylemek isterim; bizim hiçbir ülkenin bırakın toprağını, çakıl taşında dahi gözümüz yoktur. Türkiye olarak bizim temennimiz komşumuz Suriye'nin 13 yıldır hasretini çektiği huzura, istikrara ve barış ortamına süratle kavuşmasıdır. Suriyeli kardeşlerimiz gerçekten çok zor günler geçirdi. Ağır bedeller ödedi. Büyük zulümler gördü. Yaklaşık 1 milyon Suriyeli rejimin ve terör örgütlerinin saldırıları sonucu hayatını kaybetti. Kimyasal silahlarla, varil bombalarıyla siviller canice katledildi. 12 milyona yakın Suriyeli evini, yurdunu, doğduğu toprakları terk etmek zorunda kaldı. 10 binlerce bebek, kadın, çocuk, yaşlı başka ülkelere göç etmek isterken yollarda can verdi. Cansız bedeni sahile vuran Aylan bebeğin fotoğrafını nasıl unutabiliriz. Kuşatma altında bir dilim ekmek, bir lokma su bulamadığı için ölen sivilleri nasıl unutabiliriz. Bunun gibi hepimizin yüreğini dağlayan pek çok trajediye, katliama, insanlık ayıbına komşumuz Suriye'de şahit olduk. DEAŞ'ından PKK'sına kadar terörün kanlı yüzünü Suriye sahasında hem de çok vahşi bir şekilde icra etti. Türkiye kendisi için istediğini komşuları için de isteyen bir devlettir. Ekonomik kalkınması toplumsal huzuru, barışı ve güvenliğiyle nasıl bir Antep görmek istiyorsak Halep için de aynı temennide bulunuyoruz. Hatay'ın esenliğine nasıl önem veriyorsak Hama'nın, Humus'un, Şam'ın, Rakka'nın, Aynel Arab'ın da güven içinde olmasını arzu ediyoruz. Aramızda sınırlar olabilir ama bu coğrafyada kaderimiz de kederimiz de ortaktır. Bin yıldır bu coğrafyada yan yana yaşıyoruz. İnşallah daha nice asırlar boyunca birlik ve dirlik içinde bir arada olmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı. "SURİYE'DE ARTIK SİYASİ VE DİPLOMATİK OLARAK YENİ BİR GERÇEKLİK VARDIR" Konuşmasının devamında Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şu hakikati artık herkesin görmesi ve kabullenmesi gerekiyor. Suriye'de artık siyasi ve diplomatik olarak yeni bir gerçeklik vardır. Ve Suriye tüm etnik, mezhebi ve dini unsurlarıyla Suriyelilerindir. Kendi ülkelerinin geleceğine karar verecek olan da Suriye halkıdır. Ateşe benzin dökmenin kimseye bir faydası dokunmaz. Jeopolitik hesaplar peşinde koşmanın Suriye halkına katkısı olmaz" dedi. "MİLLİ GÜVENLİĞİMİZİ VE ÇIKARLARIMIZI TEHLİKEYE ATACAK HİÇBİR HAMLEYE İZİN VERMEYECEĞİMİZİN BİLİNMESİNİ İSTERİM" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin milli güvenliğini tehlikeye atacak hiçbir hamleye izin vermeyeceklerini belirterek, "Özellikle bölücü terör örgütünün selden kütük kapma hevesiyle hareket ettiğinin farkındayız. Türkiye olarak milli güvenliğimizi ve çıkarlarımızı tehlikeye atacak hiçbir hamleye izin vermeyeceğimizi bilinmesini isterim. Sorumluluk sahibi tüm aktörlerin, uluslararası tüm kuruluşların Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunmasına destek vermesi tüm bölgemiz için en hayırlı yol olacaktır. Kan dökerek, can alarak, sivillerin üzerine bomba yağdırarak hiçbir yere varılmayacağını son 13 yılda yaşananlar herkese göstermiştir" ifadelerine yer verdi. "ŞAM REJİMİ TÜRKİYE'NİN UZATTIĞI ELİN KIYMETİNİN BİR TÜRLÜ İDRAK EDEMEDİ" Şam rejiminin uzattıkları elin manasını anlayamadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şunu artık herkes kabul etmelidir; Suriye toprakları savaşa doymuştur. Suriye toprakları kana ve gözyaşına doymuştur. Suriyeli kardeşlerimiz barışı herkesten fazla hak etmektedir. Suriyeli kardeşlerimiz özgürlüğü güvenli bir şekilde kendi vatanlarında yaşamayı ziyadesiyle hak etmektedir. Türkiye'nin yegane amacı da tüm kesimleriyle Suriye halkının refahı ve esenliğidir. Biz ilk günden beri hep bunu savunduk hep bunun için çalıştık. Ne yaptıysak sadece ve sadece bunun için yaptık. Katliam ve zulümden kaçan kardeşlerimize kapımızı açarken de Suriye krizine çözüm bulmak için de elimizi uzatırken gayemiz daima buydu. Ama Şam rejimi Türkiye'nin uzattığı elin kıymetini bir türlü idrak edemedi. Uzattığımız elin ne manaya geldiğini anlayamadı. Türkiye dün olduğu gibi bugün de tarihin doğru tarafında yer almaktadır. Huzurun, barışın hakim olduğu Arap, Türkmen, Kürt, Alevi, Sünni, Hıristiyan ayırt etmeksizin hiç kimsenin dışlanmadığı, kimsenin hak ve özgürlüklerinin çiğnenmediği, zulme uğramadığı, farklı kimliklerin yan yana sulh içinde yaşadığı bir Suriye görmek istiyoruz. İnşallah çok yakın gelecekte böyle bir Suriye'yi göreceğimizi ümit ediyoruz" diye konuştu. "SİZ ŞAM REJİMİNİN DEĞİL, TÜRKİYE'NİN ANA MUHALEFET PARTİSİSİNİZ" CHP'ye yüklenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye'nin Gazze, Lübnan, Ukrayna ve Suriye'de barışın sağlanması için gösterdiği çabayı tüm dünya çok iyi biliyor ve takdir ediyor. Katıldığımız her uluslararası toplantıda ülkemizin dış politikada artan ağırlığına bizzat tanıklık ediyoruz. Ama bu gerçeği muhalefet bir türlü görmüyor, görmek istemiyor. Ülkemizin doğrudan güvenliğini ilgilendiren meselelerde dahi muhalefetin hemen istismar siyasetine sarıldığını görüyoruz. Kılıçdaroğlu idaresindeki eski CHP'nin Suriye krizine hangi mercekten baktığını hepimiz gayet iyi hatırlıyoruz. Bu zatın Suriyeli muhacirlere yönelik nefret söylemlerinin gerisinde de aynı sebepler var. Sosyal medya paylaşımları bu şahsın karın ağrısının bugünlerde tekrar artmaya başladığını gösteriyor. Eski yönetimin marazlı yaklaşımının CHP'nin yeni yönetiminde devam etmesi CHP adına utanç vericidir. Sayın Özel'in grup toplantısında hükümetimizin Suriye politikasıyla ilgili sarf ettiği sözlerin elle tutar hiçbir yanı yoktur. Anlaşılan Sayın Özel, iyice kızışan parti içi iktidar kavgasından başını kaldırıp dünyada ne olup bittiğini takip dahi edemiyor. Tıpkı devrik genel başkan gibi birilerinin eline tutuşturduğu kağıtları okuyarak, saçma sapan iddiaları gündeme taşıyor. Kendisine tavsiyem, siz Şam rejiminin değil, Türkiye'nin ana muhalefet partisisiniz. Dolayısıyla gelişmelere Ankara merkezli bakmanız beklenir. Haleplilerin Türkiye'yi ve ay yıldızlı bayrağımıza muhabbet duyması CHP'yi niçin rahatsız oluyor. Suriyeli sığınmacıların gönüllü, güvenli ve onurlu bir şekilde vatanlarına dönme ihtimalinden CHP yönetimi niye rahatsız oluyor. Türkiye'nin bölücü terör belasını sınırlarından uzaklaştırma iradesinin size dokunan tarafı nedir. Eski yönetim döneminde CHP'yi enfekte eden etnik köken virüsünden ne zaman kurtulacaksınız. Ülkemize başkalarının penceresinden bakmayı bırakıp ne zaman Türkiye partisi olacaksınız. Sayın Özgür Özel CHP'yi normalleştireceksen Türkiye meselesinde eski yönetimin bıraktığı kötü mirasla da hesaplaşması gerekir" şeklinde konuştu. "KONGRE TAKVİMİMİZ TÜM SİYASİ PARTİLERE ÖRNEK OLACAK ŞEKİLDE İLERLİYOR" Cumhurbaşkanı Erdoğan, "12 Ekim'de başlattığımız 8. olağan kongre sürecimizi kardeşlik şöleni havasında devam ettiriyoruz. İlçe kongrelerimiz neredeyse tamamlandı. Geçen haftadan itibaren il kongrelerimizin startını verdik. Kongre takvimimiz tüm siyasi partilere örnek olacak şekilde ilerliyor. Gençlerimizin heyecanını önemli kazanım olarak görüyoruz. Birileri bu parti içinde yıllarca kardeş kavgası çıkmasını bekledi. Bunları her defasında hüsrana uğrattık. AK Parti kadroları arasında ayrılık görmeyi murat edenler 22 yıl boşuna beklediler. İnşallah 10 yıllar boyunca da boşuna bekleyecekler. Aramıza fitne çıkarmak istediler başaramadılar bundan sonra da başaramayacaklar. Her kongremizi bir bayrak yarışı, bir nöbet değişimi olarak gördük. Devreden ve devir alan arkadaşlarımız oldu. Bu süreçlerin tamamını partimize, dava arkadaşlarımıza yakışır bir şekilde icra ettik. Bizim görevimiz aziz milletimize aşkla hizmettir. Bizim görevimiz Türkiye'yi her alanda yüceltmektir. Bizim görevimiz milletimizin dertlerine çare bulmaktır. Millete hizmet yolunda yorgunluk, dargınlık, küskünlük yoktur. Yerine göre bedel ödeyip canımızı ortaya koyacağız. Yufka yüreklilerle çetin yollar aşılmaz. Birlikte yürüyeceğimiz daha çok çetin yol var" diyerek sözlerini tamamladı.

Erdoğan: ”Bunların aklında sadece para kuleleri var” Haber

Erdoğan: ”Bunların aklında sadece para kuleleri var”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Gaziantep’te 5 bin 113 deprem ve sosyal konut anahtar ve tapu teslim törenine katıldı. CHP’ye yüklenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, kule deyince ana muhalefetin aklına sadece para kulelerinin geldiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Millete hizmet için dev eserler üreterek karıncalar gibi çalıştıklarını ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP’li belediyelerin her şeye para bulduğunu ama iş Sosyal Güvenlik Kurumuna gelince 40 dereden su getirdiklerini söyledi. “2025 YILININ SONUNDA 452 BİN 983 BAĞIMSIZ BÖLÜMÜN TESLİMİNİ GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ” Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ”Sizleri hasretle muhabbetle selamlıyorum. Gazişehrimizde yaşayan her bir kardeşime sevgilerimi gönderiyorum. Yapımı tamamlanan 5 bin 113 deprem ve sosyal konut anahtar ve tapu teslim töreni için buradayız. Umudumuz için heyecanınız için coşkunuz için her birinize teşekkür ediyorum. Bugün umudun ve istikbalin şehrindeyiz. Asrın felaketinde evleri yıkılan Antepli kardeşlerimizin sosyal konutlarının anahtarını teslim ediyoruz. Bugün bu asil coğrafya nice medeniyetlere ev sahipliği yaptı. Bu bölge sıradan bir yurt değildir. Burası dünyaya yön verenlerin yurdudur. Anadolu da huzur içinde yaşamak istiyorsak her alanda güçlü olmalıyız. Bu sadece dış politika, savunma, ekonomi için gerçi değil, güçlü ve dayanıklı şehirler inşa etmek de çok önemlidir. Anadolu’muzun mağdur olmasına müsaade edemeyiz. 6 Şubatta sarsılmaz bir kale gibi dimdik durduk. Hızlıca asrın inşasını başlattık. Geçen hafta Kahramanmaraş’ta 155 bin konutun anahtarlarını teslim ettik. Öyle laf ola beri gele yok. Şimdi Gaziantep Güneyşehirdeyiz. 5 bin 113 deprem ve sosyal konutun anahtarlarını hak sahibi kardeşlerimize teslim ediyoruz. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. 2024 yılının sonuna kadar 24 bin 191’i Gaziantep’te olmak üzere 11 ilimizde toplam 201 bin 688 bağımsız bölümü teslim edeceğiz. 2025 yılının sonunda Gaziantep’imizde toplam 31 bin 317 konut ve işyerinin deprem bölgemizin tamamında ise 452 bin 983 bağımsız bölümün teslimini inşallah gerçekleştireceğiz. Biz dünyanın en büyük şantiyesine dönüşen deprem bölgesinde sadece konut yapmıyoruz. Biz aynı zamanda okuluyla, sağlık merkeziyle, çarşı pazarıyla, yeşil alanıyla parkıyla Yepyeni yaşam alanları inşa ediyoruz. Bölgedeki şehirlerin tamamının altyapısını yeniliyoruz. Gaziantep başta olmak üzere deprem bölgesinde ekonomiyi canlandırmaya, üretimi, istihdamı, ticareti güçlendirmeye devam ediyoruz. Türkiye tüm bunları aynı anda yapacak kudretede siyasi iradeye de sahiptir. Vatandaşlarımıza meydanlarda verdiğimiz tüm sözlerin arkasındayız. 22 yıllık iktidarlarımızın hiçbir döneminde milleti hayal kırıklığına uğratmadık. Ana muhalefet gibi, sırf seçim kazanmak için bol keseden vaat dağıtıp göreve gelince hepsinin üzerine sünger çekenlerden olmadık. Tarihimizin bu en büyük konut ve şehircilik seferberliğini Allah’ın izniyle en güzel şekilde tamamlayacağız. Gaziantep’i yeni nesil belediyecilik anlayışıyla Türkiye yüzyılına yakışır örnek bir şehir yapmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Ulaşımdan yeşil alanlara, eğitimden kültürel faaliyetlere kadar pek çok alanda önemli adımlar attık. Toplam 135 kilometrelik uzunluğuyla Türkiye'nin en büyük temiz su yatırımı olan Düzbağ içme suyu projesiyle şehrimizi kaynak kalitesiyle içme suyuna kavuşturduk. 5 kilometresi tünel olmak üzere toplam 25 kilometre uzunluğundaki Gaziray metro projemizi başarıyla tamamladık. 32 vagondan oluşturduğumuz yerli ve milli tren setimizi yakında tamamlıyoruz. İnşallah önümüzdeki aylarda vatandaşlarımızın kullanımına açıyoruz. Yine 25 köprülü kavşağımızı ve 128 köprümüzü de yakın zamanda hizmete alacağız. 10 bin iş yerinde 50 bin kardeşimizin istihdam edileceği 4 milyon metrekarelik büyükşehir sanayi ve endüstri merkezini de tamamlamak üzereyiz. Toplam 3 milyon metrekarelik park ve millet bahçesini hayata geçirdik. Depremde en çok zarar gören Nurdağı ve İslahiye’deki alt yapı üst yapı su ve kanalizasyon hizmetini hızlı bir şekilde gerçekleştirdik. Müzeyyen Erkul Gaziantep bilim merkezini, Türkiye’nin en büyük engelsiz yaşam merkezini ve azaymer bakım merkezini Gaziantepli kardeşlerimizin hizmetine sunduk. 25 adet yüzme havuzu ve spor salonumuzu vatandaşlarımızın kullanımına açtık. 3 bin 200 kişi kapasiteli Kamil Ocak spor salonunu da yakında tamamlıyoruz. Gaziantep’imizi metro ile buluşturmanın vakti geldi. Gaziantep tren istasyonundan başlayıp Şehir hastanesine ulaşacak 10,5 kilometre uzunluğundaki metro projemizi Cumhurbaşkanlığı yatırım programımıza aldık. Önümüzdeki dönemde ihalesini yapıp inşaatına başlayacağız. Toplam 7,5 milyar liralık dülük Organize sanayi bölgesi tüneli inşaatını hayata geçireceğiz. Hükumet olarak Gaziantep’e sayısız eser proje ve yatırım yaptık. Son 22 yılda Gaziantep’e 1 trilyon 260 milyar lira değerinde yatırım yaptık” dedi. “MİLLETİMİZE HİZMET İÇİN DEV ESERLER ÜRETİYOR KARINCALAR GİBİ ÇALIŞIYORUZ” Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan millete hizmet hizmet için çalıştıklarını belirterek, “Milletimize hizmet için dev eserler üretiyor karıncalar gibi çalışıyoruz. Gecemizi gündüzümüze katarak taş üstüne taş koymanın gayretindeyiz. Muhalefetin içler acısı halini artık anlatmaya gerek dahi duymuyorum. ne vizyonu ne projeleri var. Ülke ve millete hizmet etmek gibi bir dertleri yok” şeklinde konuştu. “BUNLARIN AKLINDA SADECE PARA KULELERİ VAR” CHP’nin aklında sadece para kuleleri olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kule deyince bizin aklımıza ilk olarak deniz seviyesinden 587 metre yüksekliğe Çamlıca kulesi geliyor. Kule deyince bizim aklımıza İstanbul hava limanının lale figüründen ilhamla tasarlanan 90 metre uzunluğundaki hava trafik kontrol kulesi geliyor. Kule deyince bizim aklımıza bölücü alçakların saldırılarından Mehmetçiklerimizi korumak için inşa ettiğimiz yüksek güvenlikli nöbet kuleleri geliyor. Ama kule deyince bakıyorsunuz Sayın Özer’in ve belediye başkanlarının aklına sadece para kuleleri geliyor. Kara kuleleri dışında ortada bizim eserimiz diye gösterebilecekleri hiçbir icraat yok. Grup toplantısında konser bahanesiyle yapılan soygunu anlatmak yerine çıkmış en iyi bildikleri iş olan paradan kule görüyor” ifadelerini kullandı. “HER ŞEYE PARA BULUYORLAR AMA İŞ SOSYAL GÜVENLİK KURUMUNA GELİNCE 40 DEREDEN SU GETİRİYORLAR” CHP’li belediyelere yüklenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunların aklı fikri ceplerini doldurmaktadır. Bunların aklı yandaşlarını zenginleştirmekte milletin paralarını har vurup harman savurmaktadır. Şahsi ikballere öyle kilitlenmiş durumdalar ki gözleri hiçbir şey görmüyor. Otobüs seferlerini bile doğru düzgün işletemiyorlar. İzmir körfezi zaten terk edilmiş umurlarında bile değildir. Bir başkası 6 sene önce tıkır tıkır işleyen trafiği kör düğüm haline getirdi. Her şeye para buluyorlar ama iş Sosyal Güvenlik Kurumuna gelince 40 dereden su getiriyorlar. Nereden tutsanız elinizde kalan beceriksiz, vizyonsuz bir zihniyetle karşı karşıyayız. Allah bunların yönettiği belediyelerde yaşayan vatandaşlarımıza sabır versin. Biz laf üreterek değil hizmet ederek gönüller kazanmanın derdindeyiz. Nereye giderseniz bizim eserlerimizi görürsünüz” diye konuştu. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, “Antep'imizde bugün 5 bin 113 yeni yuvamızın anahtarlarını siz kıymetli kardeşlerimize teslim ediyoruz. Birbirinden değerli açılışlarını İnşallah birazdan Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle yapacağımız eserlerimizi Gaziantep'imize kazandırıyoruz. Yeni yuvalarımız, eserlerimiz, hizmetlerimiz, Gaziantep için, Gaziantep'in güzel insanları için Milletimiz için hayırlı uğurlu olsun. Gaziantep'in kalbimizde ayrı bir köşesi var. Ben depremin ilk saatlerinden ilk dakika itibaren Gaziantep'te, Nurdağı'nda, mücadele etmiş bir kardeşinizim. Burada sizlerle omuz omuza verdik. Ve Nurdağı’mız, İslahiye'miz, Gaziantep'in tüm ilçelerinde bir seferberlik Şuuruyla, anlayışıyla çalıştığımız kardeşlerimizle bugün yine bir aradayız. O gün ilk saatlerde buradaki yıkımı gördüğümde hep şunları düşünmüştüm. Rabbim tüm şehitlerimize rahmet eylesin. Allah bize inşallah böyle bir acıyı bir daha göstermesin. Hamdolsun bu acı manzara karşısında da tek bir an bile ümitsizliğe kapılmadık. Gözyaşlarımızı hep birlikte içimize akıttık ve tüm ekiplerimizi seferber ettik. Hemen kollarımızı sıvayarak yollarımızı açtık. Hızlıca altyapımızda geliştik. Enkaz orada hızlı bir şekilde vatandaşımıza verdiğimiz sözleri tutmak için gece gündüz çalıştık. Yuvalarımızı inşa ettik. Depremi ilk saatlerinden bu yana aynı azimle, aynı gayretle, 11 ilimizde bin 900 şantiyede 160 bin emekçi işçi kardeşimizle çalışıyoruz. Teslim ettiğimiz yuva sayısını Eylül'de 100 bine, ekimde 130 bine, Kasım'da 155 bine ulaştık. İnşallah daha da hızlı çalışacağız. 2024 yılını 200 bin konutu bitirip vatandaşlarımıza teslim edeceğiz. 200 bin depremde de ailemin inşallah yeni yılı, yeni sıcak yuvalarında karşılayacak. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde 2025 yılı sonunda Gaziantep'te, 11 ilimizde yuvasına girmeyen tek bir depremzede kardeşimiz kalmayacak” dedi. Törene, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak katıldı.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Söz Bursa En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.