SON DAKİKA

#Fırat Sarı

Söz Bursa - Fırat Sarı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Fırat Sarı haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Yenidoğan çetesi lideri Fırat Sarı'dan şok sözler! Haber

Yenidoğan çetesi lideri Fırat Sarı'dan şok sözler!

İstanbul'da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 26'sı tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı davanın 2'inci celsesinin görülmesine devam ediliyor. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından adliyenin konferans salonunda görülen duruşmada, bir kısım tutuklu ve tutuksuz sanıklar ve taraf avukatları hazır bulundu. “DAVAYA BAKTIĞIMDA BEN BİR KUMPAS GÖRÜYORUM” Duruşmada savunma yapan sanık doktor Rıza Keykubat'ın avukatı, "Bu davaya baktığımda ben bir kumpas görüyorum. Benim müvekkilimin işe giriş tarihi bellidir. Hangi belgelere imza attığı bellidir. Dosyadaki somut belgelere bakıyorum, nöbet listeleri var. Nöbet listesinde ismi yok. Rıza Keykubat'ın tutuklandığı yetmiyormuş gibi eşini de tutukladılar. Müvekkilim örgütle suçlanıyor ama Fırat Sarı'yı tanımıyor. Keykubat, üzerine atılı suçu işlememiştir. Tahliyesini talep ediyorum" dedi. “TAPE KAYITLARI KANUNA AYKIRI ŞEKİLDE ELDE EDİLMİŞTİR, YOK EDİLMESİNİ TALEP EDİYORUM” Sümeyye Nur Taşçı'nın avukatı ise, "Dosyada delil olarak gösterilen tape kayıtlarının nasıl alındığı bilinmiyor. Ses kayıtları ve tape kayıtları kanuna aykırı şekilde elde edilmiştir. Yok edilmesini talep ediyorum" şeklinde savunma yaptı. SANIK FIRAT SARI MAHKEME HEYETİNE: “BUNLARIN HESABINI VEREMEZSİNİZ” Söz alan örgüt lideri sanık Fırat Sarı ise, “Bana göre bu iddianamenin kabul edilmemesi lazımdı. Otopsiler yapılsaydı, bebek katili olmayacaktık. Hiç bir adli işlem, biz istememize rağmen yapılmadı. 10 hastaneyi kapattınız, yok ettiniz, iddianame hazırladınız. Bunların hesabını veremezsiniz. Hakkımızda iddianamede yanlış algılar var. Buradaki 10 hastaneler dışında çalıştığımız hastaneler de vardı. O hastanelerin hiçbiri hakkında işlem yapılmadı, iddianame yanlış kuruldu. Yanlış katlarla bina inşa edemezsiniz. Hakkımızda bu iddianamedeki yanlışlardan dolayı bir algı var. Bu iş böyle nasıl çözülecek bilemiyorum” dedi. Duruşmaya sanık Fırat Sarı'nın savunmasının ardından 15.30'a kadar ara verildi.

Yenidoğan Çetesi davasında 11. gün! Doktor Mehmet Gürül'ün anlattıkları şoke etti Haber

Yenidoğan Çetesi davasında 11. gün! Doktor Mehmet Gürül'ün anlattıkları şoke etti

Duruşmada savunma yapan TRG Hospital doktoru tutuksuz sanık Mehmet Gürül, “En büyük hatam bu hastanelerde çalışan hemşireleri denetlememiş olmam. Yeni işe başlayan hemşireler işi öğrensin istedim. Benim buradaki tek suçum saklamak. Denetime gelindiğinde dışarıdan gelen anlaşması olmayan dış nöbetçi hemşireleri gizlemek. Benim bu dosyadaki tek suçum budur" dedi. İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı dava 11’inci gününde devam ediyor. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından adliyenin konferans salonunda görülen duruşmada tutuklu ve tutuksuz sanıklar hazır bulundu. Duruşmada, TRG Hospital Hastanesi’nde doktor olarak çalışan, 112 sistemi kullanılmaksızın hasta sevki ve basamaklarda oynama yaparak gerçeğe aykırı şekilde epikriz düzenleyip ilaçları SGK’ya fatura ettirerek nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği iddia edilen Mehmet Gürül savunma yaptı. Gürül savunmasında, "Burada bulunan arkadaşların yarısını tanıyorum, yarısını tanımıyorum. Ben hiç ciro üzerinden maaş almadım. Epikriz üzerinden bir işlem yapmadım. Bunu yaparak SGK’yı dolandırmam imkansız. Ben hastanenin işletme şeklinde yönetildiğini savcıya verdiğim ilk ifadede öğrendim. TRG Hospitalist Hastanesi’nde maaşımın bir kısmı yönetim tarafından ödeniyordu. TRG Hospitalist Hastanesi ile Fırat Sarı nasıl anlaşma yaptı bilmiyorum” dedi. Mahkeme başkanı, sanığın hesap hareketlerine ilişkin gelen paraları sordu. Sanık Gürül, "Bu paralar benim maaşım. Bazen farklı hesaplardan geliyordu ama o paralar benim maaşım” şeklinde cevap verdi. Sanık Mehmet Gürül, "Belirli dozlarda coursof ilacı kullanıyorduk. Burada bulunan sanıklar söylemedi ancak bu ilaçlar SGK’dan değil ilaç firmalarından alınıyor, dolaplarda saklanıyor. Bu ilaçları Fırat Sarı ve Hakan Doğukan Taşçı’nın sattığını öğrendim. Ben ilacın satıldığını duyunca şok oldum. İlacın satılmasını asla desteklemiyorum. Ben ilaçların satılmasına müsaade edemem. Bu ilaçlar uygun şartlarda saklanmazsa bebeklere zarar verir. En büyük hatam bu hastanelerde çalışan hemşireleri denetlememiş olmam. Yeni işe başlayan hemşireler işi öğrensin istedim. Benim buradaki tek suçum saklamak. Denetime gelindiğinde dışarıdan gelen anlaşması olmayan dış nöbetçi hemşireleri gizlemek. Benim bu dosyadaki tek suçum budur" diye konuştu. Mahkeme başkanı, sanığa Fırat Sarı ile arasında geçen "Telefonlara dikkat et" konuşmasını sordu. Sanık, "Fırat’tan aldığım bilgiye göre telefonlar dinleniyormuş polis tarafından. Bana da dikkatli olmamı söyledi" dedi. Mahkeme başkanı Gürül’e, Fırat Sarı ile aralarında geçen müstehcen içerikli konuşmalara ilişkin, "Siz doktorsunuz, müstehcen konuşmalarla ne işiniz var" diye sordu. Sanık, "Sayın başkan bunlar hayatın olağan akışına uygun şeylerdir" diye cevapladı. Duruşma tutuksuz sanıkların savunması ile sürüyor.

Yenidoğan çetesi davasında vicdanlı olduğunu savundu Haber

Yenidoğan çetesi davasında vicdanlı olduğunu savundu

İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı dava 9’uncu gününde devam ediyor. Duruşmada Özel Güney hastanesinin sahibi tutuksuz sanık Ayşe Müzeyyen Yurtoğlu savunmasında, “Ben hiçbir cihazı almamazlık etmem. Ben vicdanlı biriyim" dedi. İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı dava 9’uncu gününde devam ediyor. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından adliyenin konferans salonunda görülen duruşmada Kaya bebeğin ölümünün ardından kamera kayıtlarının alınmasını engellemek adına görüntüleri sildirerek suç delillerini gizleyen ve yok eden, bebeğin öldüğü gece yenidoğan yoğun bakımda hiçbir tıbbi müdahale yetkisi bulunmayan hemşire yardımcısını bırakarak nöbetçi sorumlu hemşire ve nöbetçi doktor görevlendirmeyen ve Kaya bebeğin ölümüne sebep olarak ihmalen adam öldürme suçunu işleyen tutuksuz sanık Ayşe Müzeyyen Yurtoğlu savunma yaptı. Özel Güney hastanesinin sahibi Yurtoğlu, "Güney Hastanesi'nin Yönetim Kurulu Başkanıyım. Doğum oranlarımız arttı. Doktor ihtiyacımız oldu. Doktor arayışımız oldu. Danışmanlık ücretlerine baktık. Anlaşamadık. Bir arkadaşımın önerisiyle Fırat Bey’i aradım. Kendisi hastaneye geldi. Konuştuk, birçok hastaneye danışmanlık hizmeti verdiklerini söyledi. Kabul ettik ve süreç başladı. Bir süre hemşire geldi, doktor geldi, geceleri sıkıntı olunca kendileri geldi. Sıkıntılar olunca bana ulaşıldı, 'danışmanlık şirketinde sıkıntılar var, uyardık bir de siz konuşun' dedi. Ben de Fırat Bey’i görüşmek için çağırdım. Fırat Bey ile konuşmaya başladık ama başhekimi tehdit etmeye, hakaret etmeye başladı. Başhekimimiz bağırdı, 'bir türlü ilacı izah edemiyorsun' diye. O da 'böyle bir şeyi kabul etmiyorum' dedi. Ben de 'tamam artık sizinle çalışmıyoruz' dedim. Fırat Bey daha önce, 'merak etmeyin tanıdıklarım çok. Büyükçekmece'de savcı tanıdığım var' demişti. Olağanüstü denetimde de savcı Büyükçekmece'den gelince şikayeti onun yaptığını düşündüm. Akşam kendisini aradım, 'şikayeti sen yaptın değil mi?, Savcı tanıdığın var denetimi sen yaptırdın değil mi?' diye sordum” dedi. Yurtoğlu savunmasının devamında, "Ödemeler için Fırat Sarı hastaneye fatura kesiyordu. Ödemeyi Medisense şirketine yapıyorduk. Faturalarda çok para olmuyordu, 30-40 bin TL gibi rakamlardı. Fırat Sarı ile anlaşmayı bitirmemizin asıl nedeni ilaçlardı. SGK'nın ödemediği ilaçlardı. Medisense şirketinden gelen tüm çalışanların tazminatlarını ödeyerek işten çıkardım. Ben kötü bir şey yaptığımı düşünmüyorum” dedi. Fırat Sarı’ya öfkelenerek "Yoğun bakımı depoya çevirmişler" cümlesi sorulan sanık, "Onu sinirden söyledim. Refah bir yoğun bakımdı. Ben hiçbir cihazı almamazlık etmem. Ben vicdanlı biriyim" dedi. Duruşma tutuksuz sanıkların savunması ile yarın devam edecek.

Bebeğin entübe olduğunu sisteme eklemiyorduk Haber

Bebeğin entübe olduğunu sisteme eklemiyorduk

Savunma yapan tutuklu sanık Cansu Akyıldırım, "Hasta dosyalarını taburcu dosyasına koymuyorduk. Bebeğin entübe olduğunu sisteme eklemiyorduk. Bunu ekleyip eklememeyi konuşuyorduk. Bebeğin basılı olan kan gazıyla gerçeğinin aynı olmadığını Mehmet Gürül'e söyledim" dedi. İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı dava 3. gününde devam ediyor. Adliyenin konferans salonunda görülen duruşmada bir kısım tutuklu ve tutuksuz sanıklar ve avukatları hazır bulundu. "Hastalara tıbbi müdahale için İlker ve Mehmet Gürül gibi isimlerden destek alıyorduk" Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Cansu Akyıldırım, "Öncelikle 2012-2019 yılları arasında üç hastanede görev aldım 2019 - 2020 tarihleri arasında Esenyurt Reyap Hastanesi'nde çalıştım. 2023 yılında Bağcılar TRG Hospitalist Hastanesi'nde çalıştım. Üzerime atılı dolandırıcılık suçlamalarını kabul etmiyorum. Kimseyle maddi çıkar şeklinde çalışmadım. Ailemden maddi destek alıyorum. Kimseyi dolandırarak gelir elde etmedim. Yoğun bakımlar için danışmanlık hizmeti aldığımız şirketler vardı. Hastalara tıbbi müdahale için İlker ve Mehmet Gürül gibi isimlerden destek alıyorduk" ifadelerini kullandı. Duruşmada mahkeme başkanı sanığa, Medisense Hastanesi ile olan para akış trafiğinin nasıl sağlandığını sordu. Akyıldırım, "Birinci Hastanesi'nde hasta danışmanlık hizmeti verdiğimizde ekibe motivasyon ödemeleri veriliyordu. Medisense Hastanesi'nde çalışan biri bana bu parayı atardı. Bende ekibe motivasyon ödemesi adı altında dağıtırdım" diye yanıtladı. "Bebeği kucağıma aldığımda bebeğin bir yeri şişti, kalbi durdu" Mahkeme başkanı sanığa, WhatsApp konuşmalarında geçen "Göbek bağını kesmeyi beceremedim, Cansu'ya verin" konuşmasıyla ilgili ise, "Ben kesmedim, bu konuşmadan haberim yok. Ama bu bebek Karan bebek olabilir. Bu bebek TRG Hospitalist Hastanesi'nde doğdu. Bebek geldiğinde mosmordu. Kapıya yakın olan kısma aldım ve oksijen verdim. Bebeğin durumunu İlker Bey'e anlattım. Bebeği makineye bağladık. Bebeğe akciğer filmi istendi. Hastanenin şartları yettiğince ben filmi çektim. Bebeği kucağıma aldığımda bebeğin bir yeri şişti ben çekerken bebeğin kalbi durdu. Bebek geri dönmedi. Bebeğin ölüm nedenini belirleme yetkim yok. İlker Bey'e akciğer filminin resmini ve yakın videosunu Whatsapp’tan attım. Gönüllü olarak gitmiştim TRG Hospitalist Hastanesi'ne, Fırat Sarı istemişti gelmemi" diye konuştu. Mahkeme başkanı ise sanığa, "Niye konuşmalarda Cansu atsın deniyor o zaman, senin epikrizleri değiştirme yetkin yoksa" diye sordu. Sanık Akyıldırım “Benim böyle bir konuşmadan haberim yok. Bana ne görev verilirse onu yapıyordum” diye cevapladı. "Dış nöbetçilerin mezuniyet durumları ve evrakları elimizde yoktu. Bu nedenle denetime geldiklerinde hastanede bulundurmuyorduk" Sanık savunmasının devamında, "Yeni doğan denetiminde her raporu, eksik olan raporları tamamlanması için Fırat Sarı'ya iletiyordum. İlaçlar normalde buzdolabında tutulmalı. Biz onları yukarıya taşıyorduk. TRG Hospitalist'in yapısı gereği arşivi Teşvikiye'deydi. Bütün dosyalar hastane dışında muhafaza ediliyor. Denetime geldiklerinde bu nedenle hiçbir dosya teslim edemedim. Dış nöbetçilerin mezuniyet durumları ve evrakları elimizde yoktu. Bu nedenle denetime geldiklerinde hastanede bulundurmuyorduk bu kişileri. 2023 yılı son aylarında bir gün Fırat Sarı beni aradı, Hasan Basri Gök'ün beni işe götüreceğini söyledi. Ben yanlarına gittim. Fırat Sarı, Hasan Basri'ye, 'yaptın mı gerçekten' dedi. Paraya ihtiyacı olduğunu söyledi ve mobil bankacılık durumunu gösterdi. Ortalama 20 kutu kadar ilaç satıp, para aldıklarını duydum. Hakan Doğukan Taşçı ile satmışlar ama ben gözümle görmedim" diye konuştu. "Bebek entübe olduğunu sisteme eklemiyorduk" Mahkeme başkanı sanığa, Mehmet Gürül'le aralarında geçen bebeklerin entübe olarak kaydedilmesine ve epikrizlerde yazan kan sayısı ile gerçeğinin aynı olmadığını söyledikleri konuşmalarını sordu. Sanık, "Hasta dosyalarını taburcu dosyasına koymuyorduk. Bebeğin entübe olduğunu sisteme eklemiyorduk. Bunu ekleyip eklememeyi konuşuyorduk. Bebeğin basılı olan kan gazıyla gerçeğinin aynı olmadığını Mehmet Gürül'e söyledim" dedi. Mahkeme başkanı sanığa, "Neden eksik olan her şeyi değiştiriyordunuz, bunu gidermek yerine" diye sordu. Sanık, "Faturalandırılmış taburcu dosyalarını değiştiremiyorduk, o şekilde kalıyordu. Sisteme epikrizleri kopyala yapıştır olarak atıyordum, birebir değiştirmiyordum" diye konuştu. "Bir kaç kişiye motivasyon ödemeleri yapıyordum" İfadesinin devamında, Fırat Sarı'yı 2019 yılından beri tanıdığını belirten sanık Akyıldırım, "İstanbul Reyap Hastanesi'nde beraber çalışıyorduk. Bir kaç kişiye motivasyon ödemeleri yapıyordum. Benden sonra Hakan Doğukan Taşçı ödüyordu bu paraları, bir kere ben Doğukan yerine TRG Hastanesi'nde çalışırken onun yerine ödeme yaptım" diye konuştu. "Fırat Sarı ile üç yıl kadar bir sevgilik döneminim oldu" Mahkeme başkanı sanığa, "Neden sürekli doktorlar basamak belirliyor diyorsunuz? Konuşmalarınızda sürekli basamak belirliyorsunuz, doktora niye sormuyorsunuz?" diye sordu. Sanık, "Basamakları excel şablonuna ben yazıyordum ama ben belirlemiyordum. Benim çalıştığım kurumda hekim karar veriyordu. Zuhal ile bir hafta TRG Hospitalist Hastanesi'nde çalıştım. 7 aydır tutukluyum ve artık bir şeyler sonuçlansın istiyorum. Böyle bir dosyada adım geçtiği için ve yargılandığım için çok üzgünüm. Fırat Sarı ile üç yıl kadar bir sevgilik dönemim oldu" diye konuştu. Duruşmaya devam ediliyor.

Yenidoğan Çetesi’nin liderleri terör örgütü üyesi çıktı Haber

Yenidoğan Çetesi’nin liderleri terör örgütü üyesi çıktı

İstanbul’da bebekleri anlaşmalı hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak kasten ölmelerine neden olan çete hakkında yürütülen soruşturma tamamlanarak fezleke hazırlanmıştı. Fezleke değerlendirme yapılması için Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmişti. İddianame Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanarak Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmişti. Mahkemenin iddianameyi inceleme süreci devam ederken örgüt liderlerinden Fırat Sarı’nın ifadesi ortaya çıktı. Reyap Hastanesi çalışanı ve Medisense şirketinin sahibi örgüt lideri Doktor Fırat Sarı ifadesinde etkin pişmanlık hükümlerin faydalanmak istemediğini söyleyerek “Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun oldum. Tıp Fakültesinde okuduğum zaman PKK örgüt üyeliğinden hüküm giyerek 5 yıl civarı cezaevinde yattım. Cezaevinden sonra okuluma tekrar dönerek okulumu bitirerek mezun oldum. Zorunlu hizmet süremi Bingöl Kığı İlçesinde 3 yıl yaptıktan sonra İstanbul ilinde farklı farklı hastanelerde çalıştım. Medisense Sağlık Hizmetlerini yaklaşık 7-8 yıl önce kurdum. Yüzde 100 hisseli sahibiyim. Geçimimi doktorluk mesleğimi yaparak kazanıyorum” dedi. Fırat Sarı kendisi hakkında suçlamalar hakkında ise “Yeni doğan yoğun bakımında yetersiz sayıda hemşire çalıştırılması, bakımsızlıktan bebeklerin ex olması, dış nöbetçi hemşire görevlendirilmesi, hastanenin başka biriminde çalışırken yoğun bakımda görev alınıyor gibi liste düzenlenmesi olaylarının hiç biri doğru değildir. İddia edildiği gibi bakımsızlıktan ex olan bebek yoktur. Normalde yoğun bakımda 4 bebeğe 1 hemşire bakmalıdır. Tam zamanlı olarak bir doktor çalışmalıdır. Tam zamanlı doktorda benimdir. Her şey prosedüre uygundur” ifadelerini kullandı. Fırat Sarı hesap hareketleri incelediğinde gelen paralar hakkında ise “Şirketim ve tarafımdan gönderilen paralar daha öncede açıkladığım gibi danışmanlık verdiğim hastanede çalışanlara gönderilen motivasyon amaçlı paralardır” dedi. Sarı ifadesinde “Benim hastanelerde çalışan doktor, hemşire veya herhangi bir sağlık çalışanına talimat vermem söz konusu değildir. Ben hiç kimseye entübe olmayan bir bebeği entübe gibi gösterilmesini, 1. Düzeyde olan bir bebeği 2. veya 3. Düzeyde gösterilmesini, uygulanmayan tedavileri uygulandı gibi gösterilmesi gerektiğini, hastane muhasebeleri dahil kimseye söylemedim. Yine konuşma içeriklerinde çok sık geçen curosoft veya başka bir ilacın saklanması, hastaneden dışarı çıkarılması, dışarı satılması veya hastaya uygulandı gibi gösterilip uygulanmaması gibi bir talimat vermedim” şeklinde konuştu.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Söz Bursa En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.