SON DAKİKA
Hava Durumu

#Fatih Karahan

Bursa Haber - Fatih Karahan haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Fatih Karahan haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

''Merkez'' tahminlerini güncelledi Haber

''Merkez'' tahminlerini güncelledi

TCMB Başkanı Fatih Karahan, TCMB İdare Merkezinde düzenlenen 2024'ün Dördüncü Çeyrek Enflasyon Raporu bilgilendirme toplantısında enflasyonun durumunu, enflasyona ilişkin öngörüleri, küresel ekonomik ve enflasyona dair gelişmeleri, para politikası stratejilerini ve aldıkları kararların finansal piyasalardaki etkilerini değerlendirdi. Karahan, iç talebin yavaşlamaya devam ederek enflasyondaki düşüşü destekleyici seviyelere geldiğini değerlendirdiklerini belirtti. Yavaşlamanın da etkisiyle cari işlemler açığında düşüşün sürdüğünü kaydeden Karahan, “Enflasyonun ana eğilimi öngördüğümüzden yavaş olsa da iyileşiyor. Para politikasındaki sıkı duruşumuzu, dezenflasyonun devamını sağlayacak şekilde sürdüreceğiz” açıklamasında bulundu. “Küresel ölçekte ılımlı büyüme, merkez bankalarının parasal sıkılığı azaltabileceklerine işaret ediyor” Karahan, küresel büyüme görünümünde önceki rapor dönemine paralel olarak kademeli toparlanma öngörüsünün korunduğunu belirtti. Aşağı yönlü risklerin daha fazla ağırlık kazandığını gözlemlediklerine işaret eden Karahan, “İmalat sanayi ve hizmetler sektörü arasında önceki rapor döneminde gözlenen farklılaşma da sürmekte. Öncü göstergeler ise, özellikle imalat sanayiinde aşağı yönlü risklerin bir miktar arttığına işaret ediyor. Küresel talep görünümü, jeopolitik riskler ve arz yönlü faktörler, emtia fiyatları üzerinde belirleyici olmaya devam ediyor. Enerji dışı emtia fiyatlarında son dönemde genele yayılan artışlar görülürken, jeopolitik gelişmeler özellikle enerji fiyatlarındaki oynaklığı artırdı. Enflasyon görünümüne bağlı olarak gelişmiş ülke merkez bankaları faiz indirim süreçlerine başladı. FED ilk faiz indirimini eylül ayında yaptı. Gelişmekte olan ülkelerde ise daha önceden başlayan faiz indirim sürecine yeni merkez bankalarının da dahil olduğunu görüyoruz. Küresel ölçekte ılımlı büyüme ve enflasyon görünümü, merkez bankalarının önümüzdeki dönemde de parasal sıkılığı azaltabileceklerine işaret ediyor” ifadelerini kullandı. “Üçüncü çeyreğe ilişkin mevcut veriler, yurt içi talepte ılımlı seyrin devam ettiğini gösteriyor” Merkez Bankası'nın yurt içi makroekonomik gelişmelere ilişkin tespitlerini paylaşan Karahan, “Yılın ikinci çeyreğinde yurt içi talebin yıllık büyümeye katkısı belirgin olarak azalırken, net ihracatın büyümeye pozitif katkısı sürdü. Bu dönemde yurt içi talep büyümeye 1,2 puan katkı verirken, net ihracatın katkısı 1,3 puan olarak gerçekleşti. Böylelikle büyümedeki talep kompozisyonu daha dengeli bir görünüm sergiledi. Üçüncü çeyreğe ilişkin mevcut veriler, yurt içi talepte ılımlı seyrin devam ettiğini gösteriyor. Bu dönemde perakende ve ticaret satış hacim endeksleri, bir önceki çeyreğe kıyasla bir miktar arttı. Bununla birlikte perakende satış hacim endeksine daha detaylı baktığımızda, altın hariç olarak artışın daha ılımlı olduğunu görüyoruz” diye konuştu. Talep koşullarının enflasyondaki düşüşü destekleyici seviyelere yaklaştığını aktaran Karahan, göstergelerin üçüncü çeyrekteki çıktı açığının gerilediğini gösterdiğini ve bu gerilemenin yılın son çeyreğinde de devam edeceğini ifade etti. İç talepteki dengelenmeyle uyumlu olarak dış ticaret dengesindeki iyileşmenin devam ettiğini vurgulayan Karahan, ikinci çeyrekte cari açığın milli gelire oranının yüzde 1,7 seviyesine gerilediğini ve üçüncü çeyrekte ise birikimli cari açığın azalmaya devam edeceğini tahmin ettiklerini açıkladı. “Temel mal enflasyonu düşük seyrini koruyarak, ana eğilimdeki söz konusu yavaşlamayı sürüklüyor” Tüketici enflasyonunun ekim ayında yüzde 48,6 oranına gerileyerek, mayıs ayındaki tepe noktasına kıyasla önemli miktarda düştüğünü aktaran Karahan, “TCMB bünyesinde takip ettiğimiz göstergeleri bir bütün olarak incelediğimizde, ekim ayında enflasyonun ana eğilimindeki düşüşün sürdüğünü görüyoruz. Temel mal enflasyonu düşük seyrini koruyarak, ana eğilimdeki söz konusu yavaşlamayı sürüklüyor. Hizmet enflasyonundaki iyileşme ise öngörülerimizden daha yavaş gerçekleşiyor. Burada kira dışındaki kısımda daha belirgin olmak üzere kademeli bir iyileşme izliyoruz. Ekim ayında ise talebe duyarlı bazı hizmet kalemlerinde ılımlı bir seyir gözledik. Bu görünümün süreceğini değerlendiriyoruz. Gıda tarafında ise üçüncü çeyrekteki iyileşen görünüm, ekim ayında işlenmemiş gıda fiyatları kaynaklı olarak sekteye uğradı. Bu dönemde para politikasının görece etki alanı dışında olan taze meyve ve sebze grubunda yüksek fiyat artışı gözledik. Diğer taraftan taze meyve ve sebze dışındaki gıda enflasyonu daha düşük seyretti” şeklinde konuştu. “Kiralarda yüksek fiyat artışı, sözleşme yenileme oranının üçüncü çeyrekte yükselmesinin etkisiyle sürdü” Hizmet fiyatları dinamiklerine kira ve kira dışı şeklinde bakmanın daha sağlıklı olduğunu söyleyen Karahan, şu ifadelere yer verdi: “Kiralar; deprem, kentsel dönüşüm, kira artış sınırlaması gibi nedenlerle diğer hizmet kalemlerinden ayrı ele alınması gereken, yapısal boyutu da olan bir husus. Nitekim kiralarda yüksek fiyat artışı, sözleşme yenileme oranının üçüncü çeyrekte yükselmesinin de etkisiyle geçtiğimiz çeyrekte de sürdü. Sağdaki grafikten takip edebileceğiniz üzere gerek PÖS verilerinden, gerekse konut değerleme raporlarından elde edilen kira artış oranlarının TÜFE yıllık kira enflasyonunun altında kaldığı ve gerilediği görülüyor. Kira sözleşmelerinde kullanılan referans oranlarının düşüşü, son çeyrekte aylık kira enflasyonunun yavaşlayacağına işaret ediyor. Bu konudaki kutu çalışmamıza bakmanızı tavsiye ediyoruz. Kira enflasyonundaki ataletin öngörülerimizden yüksek olduğunu değerlendirmekle beraber, kira hariç hizmetlerin daha belirgin yavaşladığını görüyoruz.” Mevduat faizlerinde politika faizi, makroihtiyati politikalar ve piyasadaki likiditenin yanı sıra enflasyonun ve kur beklentilerin de belirleyici olduğunu kaydeden Karahan, para politikası duruşlarının ve makroihtiyati çerçevelerinin mevduat faizlerini, Türk lirasına geçişi ve tasarrufları destekleyecek seviyelerde kalmasını sağlayacağını belirtti. “2024 ve 2025 yıl sonu enflasyon tahminlerimizi sırasıyla yüzde 44 ve yüzde 21 olarak yukarı yönlü güncelledik” Orta vadeli tahminlerini de paylaşan Karahan, enflasyon görünümünde belirgin ve kalıcı bir iyileşme sağlanana kadar para politikasındaki sıkı duruşu sürdürmeyi esas aldıklarını söyledi. Ekonomi politikalarındaki eşgüdümün de artarak devam edeceğini tahminlerine yansıttıklarını kaydeden Karahan, “Bu çerçevede 2024 ve 2025 yıl sonu enflasyon tahminlerimizi sırasıyla yüzde 44 ve yüzde 21 olarak yukarı yönlü güncelledik. Enflasyonun 2026 yıl sonunda yüzde 12'ye gerileyeceğini öngörüyoruz. Orta vadede ise enflasyonun yüzde 5'te istikrar kazanmasını hedefliyoruz. Tahmin aralıklarının alt ve üst noktaları da 2024 yılı için yüzde 42 ve 46, 2025 yılı için yüzde 16 ve 26, 2026 yılı için ise yüzde 6 ve 18'e tekabül etmektedir” diye konuştu. “Yıllık enflasyonun önümüzdeki dönemde istikrarlı olarak gerileyeceğini öngörüyoruz” Para politikasındaki kararlı duruşlarının yurt içi talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerindeki düzelme vasıtasıyla aylık enflasyonun ana eğilimini düşürmeye devam edeceğini de söyleyen Karahan, “Para politikasındaki temkinli duruşun sürdürülmesiyle yıllık enflasyonun önümüzdeki dönemde istikrarlı olarak gerileyeceğini öngörüyoruz. Bu süreçte finansal koşullardaki sıkılıkla beraber talep koşulları enflasyondaki düşüşe desteğini sürdürecek” dedi. Toplantı, Karahan'ın Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Başkan Yardımcıları Osman Cevdet Akçay ve Hatice Karahan ile birlikte basın mensubu ve ekonomistlerin sorularını yanıtladığı bölümle devam etti.

TCMB Başkanı: Haber

TCMB Başkanı: "Enflasyon, beklentilerimizin biraz üzerinde geldi"

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, “Bu ay içinde topladığımız verilerden ulaştığımız sayı yüzde 2,5. Piyasa beklentisi ise yüzde 2,2. Beklentimizin biraz üzerinde geldi TÜİK enflasyonu” dedi. TCMB Başkanı Fatih Karahan, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda küresel ekonomi, enflasyon, para politikası stratejileri ve aldıkları kararların finansal piyasalara etkileri, Türkiye'de enflasyona dair tespitleri ve enflasyonu kısa vadede yükselten unsurlar hakkında bir sunum yaptı. Karahan, sunumunun ardından komisyonda bulunan milletvekillerinin sorularını yanıtladı. “EKONOMİ ÇEVİRMESİ İÇİN SICAKLARA İHTİYAÇ KESİNLİKLE SÖZ KONUSU DEĞİL” Karahan, sıcak para konusuna ilişkin muhalefet vekillerinin sorduğu soruları ilişkin geçmişe baktığımızda, dönem dönem bu tarz yatırımlarda yabancıların bazen kazandığını bazen de kaybettiğini belirterek, "Bu yatırımın doğasında var. Bunun dışında bakiyesi tabii ki dönem dönem değişiyor. Ama hiçbir zaman 20 milyar doları geçmedi swap bakiyesi. 16, 17, 18 milyar dolar civarında geziyor. Rezervinin seviyesini bugün açıkladım, 150 milyar dolar. 16, 17 milyar dolar burada oldukça küçük bir rakam olarak kalıyor. İkincisi de cari açının seviyesini de zaten sonunda gösterdim. O da 20 milyar dolar. Bu ayın açıklanan verisinde de 15 milyar dolara inmesi de bekleniyor. Yıl sonunda da bu civarlarda 20 milyar doların altında olacak. Geçen seneye göre oldukça düşmüş durumda. 60 milyar dolara yaklaşan bir görünümden söz ediyorduk. Ekonominin çevrilmesi için sıcakla paraya ihtiyacımız kesinlikle söz konusu değil. Bunu verilerle net bir şekilde söylemek istedim. Bunun ihtiyacımız yok. Ama tabii ki yatırımcı dönem dönem buraya yatırım yapabilir” açıklamasında bulundu. “LİYAKAT BİZİM İÇİN HER ŞEYDEN ÖNEMLİ” Merkez Bankası'ndaki atamalara ilişkin sorulan soruları da yanıtlayan Karahan, “Liyakat bizim için her şeyden önemli. Bunu söylemek istedim. Atanan arkadaşlarımızın birçoğu daha önce yöneticilik yapan banka yöneticileri. Biz atarken kişilerin ne görüşünü biliyoruz ne siyasi eğilimini biliyoruz. Sadece performanslarına göre değerlendiriyoruz. Bazen yönetici olarak bazen de bireysel katkı verecek şekilde en iyi şekilde herkesten yararlanmaya çalışıyoruz. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası da zaten insan kaynağı olarak gerçekten Türkiye'nin en güçlü kurumlardan biri. Bunu da bu doğrultuda söylemiş olayım" dedi. “KKM'DE 100 MİLYAR DOLARLIK BİR AZALMA SÖZ KONUSU” Kur Korumalı Mevduata (KKM) ilişkin konuşan Karahan, 2023 yılı Ağustos ayında KKM bakiyesinin 143-145 milyar dolar civarda olduğunu belirterek, “Şu anda KKM bakiyesi 45 milyar doların altından indi. Yani yuvarlarsak 100 milyar dolarlık bakiyede bir azalma söz konusu. Bunun kademeli olması da önemliydi, rezerv görünümümüz de o zaman çok farklıydı. Bu nedenle biz bunu düzenlemeler yolunda yaptık ve bu düzenlemeleri dönem dönem gözden geçirerek yaptık. Bankalara verdiğimiz hedefleri ince ayarlar yaparak yaptık. Bugüne kadar da makro finansların istikrarını bozmadan, hatta tam tersini güçlendirerek bir taraftan rezerv biriktirirken bir taraftan da bir KKM bakiyesini doğru oranda Türk Lirasına çevirerek gerçekleştirdik” ifadelerini kullandı. “KKM, BAKİYESİ AZALARAK GELİŞMELER ÇERÇEVESİNDE DEVAM EDECEK” KKM'nin neden bitirilmediğine ilişkin de konuşan Karahan, “Şu anda bakiyeyi bu aşama için doğru bulmuyoruz. Biraz daha azalması gerekiyor. Bu süreci biraz daha yönelttikten sonra değerlendirmemizi yeniden yapacağız. Ama bir süre daha bu düzenlemeler devam edecek. KKM, bakiyesi azalarak gelişmeler çerçevesinde devam edecek. Bunun kar zarar konusu konuşuldu. Geçen senenin zaten zararın ne kadarının KKM'den olduğunu şeffaf bir şekilde açıkladık. Bunun bir süreci var. Bir bağımsız denetimden de geçmesi gerekiyor. Biz o yüzden yıl içinde bir kar zararla ilgili sayı vermiyoruz. Sadece aydan aya bakiyeyi veriyoruz” şeklinde konuştu. “EYLÜL AYI ENFLASYONU BEKLENTİLERİMİZİN ÜZERİNDE GELDİ” TÜİK tarafından açıklanan Eylül ayı enflasyonuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Karahan, Merkez Bankası'nın TÜİK ile aynı metodolojiyi kullanarak sahadan veri toplayarak bir endeks hesapladığını kaydetti. Karahan, "Bu ay içinde topladığımız verilerden ulaştığımız sayı yüzde 2,5. Piyasa beklentisi ise yüzde 2,2. Beklentimizin biraz üzerinde geldi TÜİK enflasyonu. İşlenmemiş gıda fiyatları bu ay beklentimizin üstünde geldi. Burada oynaklık oldukça yüksek. Birkaç aydır oldukça düşük geliyordu işlenmemiş gıda. Bu ay biraz yüksek geldi. Genel görünüme bakmak gerekiyor. Bunu Haziran ayında da söyledik. Haziran ayında enflasyon 1.6 geldi. Piyasa beklentisinin çok çok altındaydı. Tarih göstergeleri de olumlu seyrediyordu. İstediğimiz gibi olmasına rağmen biz o zaman ‘tek bir yerden çıkarım yapmak doğru olmaz' demiştik. Enflasyon seviyesi yüksekken oynaklık yüksek olur. Bu dünyanın her yerinde böyledir. Aydan aya bazen yüksek bazen düşük gelebilir. İki yönlü oynaklık olur” değerlendirmesinde bulundu. “PARA POLİTİKASINDA ATACAĞIMIZ ADIMLARI 2025 VE SONRASINDAKİ HEDEFLERİ GÖZ ÖNÜNDE BULUNARAK YAPACAĞIZ” Politika faiziyle ilgili yönlendirmelere ilişkin konuşan Karahan, “Politika faizinde enflasyon yönelimine ve enflasyon beklentilerine bakıyoruz. Enflasyonun ana eğilimindeki düşüşe bağlı olarak para politikası duruşumuzu belirliyoruz. Burada tabii ki yurtiçi talepteki yavaşlama da enflasyon yöneliminde önemli. Fiyatlama davranışlarını takip ediyoruz. Bu da önemli. Enflasyon beklentileri tabii ki fiyatlama davranışlarını etkilediği ve harcama tarafını dilemediği için bizim için önem arz ediyor. Dolayısıyla oldukça fazla sayıda veriyi gözden geçirerek kararlarımızı bu doğrultuda alıyoruz. Ayrı bir enflasyonun ana eğiliminde olup para politikası duruşunu belirlerken burada yaşanacak belirgin ve kalıcı bir düşüşten emin olmak istiyoruz. Para politikası duruşu konusunda atacağımız adımları da sadece bu senenin hedeflerinde değil 2025 ve sonrasındaki hedeflerimizi göz önünde bulunarak yapacağız” diye konuştu. “ENFLASYONUN YÜKSEK OLDUĞU DÖNEMDE SENE BAŞINDA TAHMİN ETMEK OLDUKÇA ZOR” Merkez Bankasıyla OVP'deki enflasyon tahminlerinin farklı olmasına ilişkin Karahan, “OVP'de yer alan tahmin bu sene için söylemek gerekirse; yüzde 40 ile 45. Bu da merkez bankası hedef bandının içinde. Enflasyonun bu kadar yüksek olduğu dönemde enflasyonun tam olarak kaç olabileceğini sene başında tahmin etmek oldukça zor. Bu yüzden band da önemli. Bandın içinde kalacağını düşünüyoruz. Bunu tabi ki daha kapsamlı değerlendirmemizi enflasyon raporunda yapıyoruz” dedi. “ENAG TÜİK VE İTO VERİLERİ YEŞİL ELMA, KIRMIZI ELMA GİBİ FARKLI” Karahan, ENAG, TÜİK ve İTO verilerinin birbirinden farklı olmasına ilişkin, 3 endeksin farklı yöntemlerde çalıştığını belirterek, “Bu 3 endeks aynı şeyi ölçmüyor. Tamamen farklı şeyleri de ölçüyor. Aynı sayıları eklemek doğru değil. Yani bir elma armut kadar farklı değil ama belki yeşil elma kırmızı elma gibi. Aynı şey değil. Dolayısıyla birebir birilerini aylık olmasa da 12 aylık fazla, 6 aylık bazda takip etmesi doğru. Ama birebir aynı sayıları beklemek doğru değil. Çünkü ölçtüğü şeyler farklı, yani topladığı fiyatlar farklı. Aynı ürünlerin fiyatlarını toplanmıyor. Bölgeler farklı. İTO sadece İstanbul'da topluyor, TÜİK daha genel topluyor ve yöntem farklı. Mesela ENAG online topluyor. Onun için ciddi farklılıklar var” bilgilerini paylaştı. “ŞU ANDA KUPÜR ÇALIŞMASI YOK” Yeni banknotların basılıp basılmayacağını ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Karahan, şu ifadelere yer verdi: “Burada bir kere, Merkez Bankası olarak bankalar ne talep ediyorsa biz emisyon işlemi çerçevesinde bunu kesintisiz olarak sağlıyoruz. Bankalar ATM'lere kendi tercihleriyle de doğrultusunda ve piyasa ihtiyaçları doğrultusunda kupür yüklemesini yapıyorlar. Tedavüldeki kupür kompozisyonuyla ilgili, değerlendirdiğimizi söylemiştim. Biz bunu nakit dışı ödeme araçlarındaki gelişmeleri de değerlendirerek bir karar aldık ve şu anda kupür çalışması yok. Mevcut kupürlerle devam ediyoruz ama dönem dönem değerlendirmeler yapıyoruz.” TCMB Başkanı Fatih Karahan'ın Plan Bütçe Komisyonu sunumu, soru cevap bölümünün ardından sona erdi.

TCMB Başkanı Karahan: “Düşürmek için gerekeni yapmaya devam edeceğiz” Haber

TCMB Başkanı Karahan: “Düşürmek için gerekeni yapmaya devam edeceğiz”

TCMB Başkanı Fatih Karahan, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Plan ve Bütçe Komisyonu'nda küresel ekonomi, enflasyon, para politikası stratejileri ve aldıkları kararların finansal piyasalara etkileri, Türkiye'de enflasyona dair tespitleri ve enflasyonu kısa vadede yükselten unsurlar hakkındaki değerlendirmesini paylaştığı bir sunum gerçekleştirdi. Karahan, sunumunda yaptığı konuşmada Merkez Bankası'nın temel amacının fiyat istikrarını sağlamak ve sürdürmek olduğunu belirterek, bu amaçla, 2023 yılı haziran ayından itibaren güçlü bir parasal sıkılaşma yapmakta olduklarını ifade etti. “Gelişmekte olan ülkelerin merkez bankalarının da faiz indirimleri konusunda temkinli olacaklarını düşünüyoruz” Küresel dezenflasyonun devam etmesiyle birlikte, enflasyonun da birçok ekonomide hedeflerin üzerinde kaldığını söyleyen Karahan, hizmet enflasyonunda gözlenen katılık ve jeopolitik gelişmeler, enflasyondaki düşüşü yavaşlattığını dile getirdi. Gelişmiş ülkelerde manşet enflasyondaki düşüşün yerini daha yatay bir seyre bıraktığını ve çekirdek enflasyon gerilemeye devam ettiğini de aktaran Karahan, “Bu görünüme bağlı olarak, gelişmiş ülke merkez bankalarının, daha temkinli bir şekilde faiz indirimine gideceklerine yönelik beklentiler güçlenmiştir. Vadeli işlemlerin ima ettiği politika faiz patikasındaki düzleşme, Fed için daha belirgin olmuştur. Bu ayrışma, küresel belirsizliği artırmakta ve gelişmekte olan ülkelerin para birimleri üzerinde de baskı oluşturmaktadır. Bu çerçevede, gelişmekte olan ülkelerin merkez bankalarının da faiz indirimleri konusunda daha temkinli olacaklarını değerlendiriyoruz” diye konuştu. "Yılın ilk çeyreğinde iç talep güçlü seyretmiştir" Türkiye'deki makroekonomik gelişmelere ilişkin tespitlerini paylaşan Karahan, 2024 yılının ilk çeyreği itibarıyla net ihracatın 2022 yılının üçüncü çeyreğinden bu yana ilk kez yıllık büyümeye pozitif katkı verdiğini belirterek, “Yılın ilk çeyreğinde iç talep güçlü seyretmiştir. İkinci çeyreğe ilişkin öncü göstergeler, yurt içi talepte ilk çeyreğe kıyasla yavaşlamaya işaret etmektedir. Nitekim, çeyreklik bazda bakıldığında kartla yapılan harcamaların artış oranında nisan-mayıs döneminde belirgin bir yavaşlama gözlenmektedir. İmalat sanayi firmalarının geleceğe yönelik yurt içi sipariş beklentileri de çeyreklik bazda yatay seyretmiştir. Benzer şekilde, nisan-mayıs döneminde yapılan firma görüşmeleri de bu görünümü teyit etmiştir. Mevsimsellikten arındırılmış olarak tüketim malları ithalatı, nisan ayında yüksek bir artışla bahsettiğim görünümden ayrışmıştır” ifadelerine yer verdi. “Mart ayı itibarıyla açıklanmaya başlanan Hizmet Üretim Endeksi ilk çeyrekte ılımlı bir artış kaydetmiştir” İç talebe ilişkin görünüme kıyasla, yurt içi üretimin daha ılımlı bir seyir izlemekte olduğunu vurgulayan Karahan, “Sanayi üretimi, yılın ilk çeyreğinde çeyreklik bazda artmakla birlikte, yüksek oynaklık sergileyen sektörler dışlandığında, söz konusu artışın daha sınırlı olduğu görülmektedir. Mart ayı itibarıyla açıklanmaya başlanan Hizmet Üretim Endeksi ise ilk çeyrekte ılımlı bir artış kaydetmiştir. İlk çeyrekte artan PMI endeksi, mayıs ayı itibarıyla ikinci çeyrekte üretimde ılımlı bir zayıflama ima etmektedir. Kapasite kullanım oranı ise yılın ilk çeyreğindeki ılımlı düşüşün ardından, mayıs ayı itibarıyla tarihsel ortalamaları civarındaki seyrini sürdürmüştür” şeklinde konuştu. “Cari açığın milli gelire oranı yüzde 2,7 seviyesine gerilemiştir” Karahan, 2023 yılının ikinci yarısında ihracatın miktar olarak arttığını, ithalatın azaldığını ve dış ticaret dengesi iyileştiğini hatırlatarak, “Talebin zayıflaması ve beklentilerin iyileşmesiyle birlikte, cari dengede düzelme gerçekleşmiştir.2024 yılı ikinci yarısında, parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkisiyle, iç talepte zayıflama olacağını ve bu sayede cari dengedeki iyileşmenin devam edeceğini öngörüyoruz” dedi. “Başta kırmızı et olmak üzere, gıda fiyatlarındaki artışlar lokanta-otel fiyatlarını olumsuz yönde etkilemektedir” Karahan, enflasyona ilişkin yakın dönem gelişmeleri ve enflasyon üzerinde etkili olacak unsurlar hakkındaki değerlendirmelerimizi paylaşarak, enflasyon göstergelerinin ana eğilimde gerilemeye işaret ettiğini vurguladı. Enflasyonun ana gruplar bazında incelenmesinde, son dönemde hizmetler grubundaki fiyat artışlarının, diğer gruplara kıyasla daha güçlü olduğunu da dile getiren Karahan, “Mayıs ayı itibarıyla yıllık enflasyon temel mal grubunda yüzde 56,5 oranındayken, hizmet grubunda yüzde 96 civarındadır. Hizmet sektörüne ait yayılım endeksi tarihsel eğiliminin üzerinde seyrederek, fiyat artışlarının sektör geneline yayılmaya devam ettiğine işaret etmektedir. Sektörün emek-yoğun yapısı kısmen bu gelişmeyi açıklarken, geçmiş enflasyona endeksleme davranışının etkisi, özellikle yönetilen-yönlendirilen kalemler, kira, sağlık ve eğitim hizmetleri üzerinde hissedilmiştir. Bu hizmet kalemleri, şokların enflasyon üzerindeki etkilerinin uzun bir süreye yayılmasına neden olmaktadır. Ayrıca, başta kırmızı et olmak üzere, gıda fiyatlarındaki artışlar da lokanta-otel fiyatlarını olumsuz yönde etkilemektedir. Bu doğrultuda, hizmet enflasyonu ana eğilimi yavaşlamakla birlikte, yüksek bir seyir izlemektedir” şeklinde konuştu. “Konut fiyatlarındaki yavaşlamanın, ilerleyen dönemde kira artışını sınırlayabileceğini değerlendiriyoruz” Türkiye'de hizmet enflasyonundaki yüksek seyrin önemli bir bileşeninin kiralar olduğunu kaydeden Karahan, “Enflasyondan korunma saiki ile artan talep ve depremin yol açtığı arz-talep dengesizlikleri konut fiyatlarında yüksek oranlı artışlara sebep olmuştu. Söz konusu gelişmelerin etkileri, kiralara gecikmeli ve belirgin bir şekilde yansımaktadır. Parasal sıkılaştırma sonrasında ise, konut fiyatlarındaki artış hızı önemli ölçüde yavaşlamıştır. Konut fiyatlarının artış eğilimi tüketici enflasyonundaki eğilimin altında seyretmektedir. TCMB bünyesinde yapılan çalışmalar, diğer unsurların yanı sıra konut fiyatları değişiminin, kira enflasyonunu aynı yönde etkilediğine işaret etmektedir. Dolayısıyla, konut fiyatlarındaki yavaşlamanın, ilerleyen dönemde gecikmeli olarak kira artışını sınırlayabileceğini değerlendiriyoruz” açıklamasında bulundu. “Türk lirasındaki istikrarlı seyir üzere mal grubunda fiyat artışlarının yavaşlamasına neden olacaktır” Karahan, parasal sıkılaştırmanın, kısa vadede, mal enflasyonu üzerindeki etkisinin daha belirgin ve döviz kurunun dayanıklı tüketim malı fiyatlarına geçişkenliği yüksek olduğuna vurgu yaparak, “Türk lirasındaki istikrarlı seyir, finansal koşullardaki sıkılaşma ve iç talebin zayıflaması, önümüzdeki dönemde dayanıklı tüketim malları başta olmak üzere mal grubunda fiyat artışlarının yavaşlamasına neden olacaktır” dedi. “Piyasadan ilave 550 milyar TL olmak üzere toplam 1,5 trilyon TL'den fazla likidite çektik” Karahan, 2023 yılı haziran ayında dezenflasyonun en kısa sürede tesisi, enflasyon beklentilerinin çıpalanması ve fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın kontrol altına alınması için güçlü bir parasal sıkılaştırma sürecini başlattıklarını ifade ederek, bu çerçevede, politika faizini yüzde 8,5'ten yüzde 50 düzeyine çıkardıklarını hatırlattı. KKM kur farkı ödemelerinin ve 2023 son çeyreğinde artan TCMB taraflı swap bakiyesinin yol açtığı likidite fazlasını sterilize ettiklerini de söyleyen Karahan, şu ifadelere yer verdi: “Yıl sonunda oluşan dönemsel likidite fazlasının sterilizasyonu için aralık ayında TL depo alım ihalelerine başladık. Yurt içi ve yurt dışı yerleşiklerin TL varlıklara olan güçlü ilgisi sonucunda sistemde oluşan fazla TL likiditenin sterilizasyonu amacıyla mayıs ayı PPK toplantısından hemen sonra TL mevduat ve KKM için uygulanan zorunlu karşılık oranlarını artırdık. Bu düzenlemeyle birlikte piyasadan ilave 550 milyar TL olmak üzere toplam 1,5 trilyon TL'den fazla likidite çektik. Likidite gelişmelerini yakından takip ederek, sterilizasyon araçlarını gerektiğinde etkin bir şekilde kullanmaya devam edeceğiz.” “Fazla likiditenin sterilizasyonu için yakın dönemde atılan adımlar ile TL mevduat faizindeki düşüş eğilimi sonlanmıştır” Parasal sıkılaştırmanın finansal piyasalara hızlı ve güçlü şekilde yansımakta olduğunu söyleyen Karahan, politikalarının finansal koşullar üzerindeki etkilerine de değindi. Karahan, kredi faizlerinin geldiği seviyenin, kredi büyümesinin yavaşlamasına ve iç talebin dengelenmesine katkı verdiği söyleyerek, “Mayıs ayında zayıflayan kredi talebi sonrasında kredi faizlerinde sınırlı bir gerileme yaşanmıştır. Türk lirası mevduat faizlerinin seviyesi ise, sistemde TL mevduat payı artışını desteklemektedir. Nitekim son veriler, yabancı para mevduattan Türk lirası mevduata geçişin hızlandığına işaret etmektedir. Sistemde oluşan TL likidite fazlasının da etkisiyle mayıs ayında TL mevduat faizi yaklaşık 600 baz puan düşerken, fazla likiditenin sterilizasyonu için yakın dönemde atılan adımlar ile TL mevduat faizindeki düşüş eğilimi sonlanmıştır” dedi. “Son 9 ayda, Türk lirası mevduat payı yaklaşık yüzde 32'den yüzde 48'e yükseldi. Karahan, Şubat ve mart aylarındaki yabancı para mevduata yönelik güçlü talebin, mart ayında alınan kararlarla, hızlı bir şekilde ortadan kalktığını söyleyerk, “Nisan ayından itibaren TL mevduat 1,3 trilyon TL artarken, parite etkisinden arındırılmış yabancı para mevduat ve kur korumalı mevduat, sırasıyla 16,2 milyar dolar ve 117 milyar TL azalmıştır. Böylece, son 9 ayda, Türk lirası mevduat payı yaklaşık yüzde 32'den yüzde 48'e yükselirken, Kur Korumalı Mevduatın payı yüzde 26'dan yüzde 13,4'e gerilemiştir. Para politikası duruşumuz ve uygulamakta olduğumuz makroihtiyati çerçeve, TL mevduata geçiş eğilimine katkı vermeye devam edecektir” değerlendirmesinde bulundu. “Swap hariç net rezervde geçtiğimiz hafta itibarıyla pozitife geçmiş bulunuyoruz” Karahan, 2024 yılı başından mart ayı PPK toplantısına kadar olan süreçte, rezervlerde bir düşüş yaşandığını hatırlatarak, “Mart toplantısında yaptığımız ilave parasal sıkılaştırma, yurt içi ve yurt dışı yerleşiklerin Türk lirasına güvenini artırmış ve rezervlere olumlu yansımıştır. Nitekim, 22 Mart ile 24 Mayıs döneminde, yabancı para cinsi mevduat 15,9 milyar dolar gerilerken, rezerv yönetimi kapsamında, TCMB taraflı swap bakiyesi önemli ölçüde azaltılmıştır. Bu dönemde, brüt rezervler 18,4 milyar dolar artarken, swap hariç net rezerv 59,8 milyar dolar iyileşmiştir. Henüz resmi olmayan verilere göre, swap hariç net rezervde geçtiğimiz hafta itibarıyla pozitife geçmiş bulunuyoruz” diye konuştu. “Yılın geri kalanında enflasyonun istikrarlı olarak gerileyeceği dezenflasyon dönemine gireceğiz” Enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar, para politikasındaki sıkı duruşun sürdürüleceği ve ekonomi politikalarındaki eşgüdümün korunacağı bir görünüm altında, enflasyonun 2024 yıl sonunda yüzde 38'e gerileyeceğini tahmin ettiklerini ifade eden Karahan, “2025 ve 2026 yıl sonunda enflasyonun sırasıyla yüzde 14 ve yüzde 9 olarak gerçekleşmesini ve orta vadede yüzde 5'te istikrar kazanmasını öngörüyoruz. Olumsuz baz etkisiyle enflasyon mayıs ayında zirveye ulaşmıştır. Böylece, politika iletişiminde sıklıkla vurguladığımız geçiş döneminin sonuna gelmiş bulunmaktayız. Para politikasındaki kararlı duruşumuz, yurt içi talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerindeki düzelme vasıtasıyla aylık enflasyonun ana eğilimini düşürecektir. Böylelikle, yılın geri kalanında enflasyonun istikrarlı olarak gerileyeceği dezenflasyon dönemine gireceğiz” şeklinde konuştu. “Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda ise, para politikası duruşumuzu sıkılaştıracağız” Para politikasındaki sıkı duruşlarını fiyat istikrarı sağlanana kadar kararlılıkla sürdüreceklerinin de altını çizen Karahan, “Mart ayında attığımız adımların etkisiyle finansal koşullar önemli ölçüde sıkılaşmıştır. Bu durumun etkisini krediler üzerinde görmekteyiz. Önümüzdeki dönemde bunun talebi zayıflatacağını, fiyatlama davranışlarına olumlu yansıyacağını ve dezenflasyon sürecini güçlendireceğini öngörüyoruz. Bu süreçte, maliye politikalarının katkısı ve yönetilen-yönlendirilen fiyatların eşgüdüm halinde belirlenecek olması, dezenflasyon sürecini destekleyecektir. Aylık enflasyonun ana eğiliminde, belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri, öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşumuzu sürdüreceğiz. Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda ise, para politikası duruşumuzu sıkılaştıracağız” açıklamasında bulundu. Plan Bütçe Komisyonu, Karahan'ın sunumun ardından milletvekillerinin sorularıyla devam etti.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.