SON DAKİKA
Hava Durumu

#Fatih Erbakan

Bursa Haber - Fatih Erbakan haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Fatih Erbakan haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Ekrem İmamoğlu ve Fatih Erbakan'dan Ortak Açıklama Haber

Ekrem İmamoğlu ve Fatih Erbakan'dan Ortak Açıklama

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, siyasi parti liderleriyle dün Ankara’da yaptığı “kayyum gündemli” görüşmelerinin bir benzerini Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan ile gerçekleştirdi. Fatih’teki YRP Gençlik Kolları İl Başkanlığı binasında bir araya gelen İmamoğlu ve Erbakan, yaklaşık yarım saat süren görüşmenin ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Erbakan’a, Ankara’da görüşmek davetiye gönderdiklerini belirten İmamoğlu, “Kendileri İstanbul'da olunca, ‘Burada görüşebiliriz’ şeklindeki kabulleriyle buradayız” dedi. İmamoğlu, ikili görüşmede Erbakan’ı Esenyurt’ta ve diğer şehirlerde yaşanan kayyım süreciyle ilgili bilgilendirdiğini söyledi. “BELEDİYE BAŞKAN VEKİLİ, BELEDİYE MECLİSİNCE SEÇİLMELİ” Türkiye'de, son birkaç gün içerisinde özellikle bazı belediyelerde yaşanan gelişmeler ve kayyım atamaları konusunda bir istişare ve görüşme gerçekleştirdiklerini belirten Erbakan, “Kendilerinin de belirttiği gibi, dün Ankara'da siyasi parti genel başkanlarıyla görüştüler. Bugün de burada, biz kendileriyle görüştük. Biz de kendilerinin bu endişelerine katıldığımızı ve bu yapılan kayyum uygulamalarıyla ilgili, biz de YRP olarak bu uygulamaların uygun olmadığına, hukuki olmadığına, bir haksızlık içerdiğine inandığımızı kendilerine ifade ettik. Bizim YRP olarak söylediğimiz, bir defa bir belediye başkanı, tabii ki bir suç işlerse, bunun bir karşılığı olacaktır. ‘Belediye başkanları hiçbir zaman suç işlemez’ demek doğru bir yaklaşım değildir. Ancak, bir suç işlendiği zaman, onun bir yargı kararıyla, kesin bir hükümle sabit hale gelmesi ve bunun arkasından bu yargı kararı verilip de kesin hüküm ortaya çıktıktan sonra da bu belediye başkanı görevinden alındığı takdirde, orada yine seçilmiş olan, milletin iradesiyle, halkın iradesiyle seçilmiş olan belediye meclis üyelerinin yapacağı bir seçimle bir belediye başkan vekilinin, belediye meclis üyeleri tarafından seçilmesi. Millet iradesine saygı bakımından, hukuka uygunluk bakımından daha uygun olacağını düşünüyoruz” ifadelerini kullandı. Görevde olan belediye başkanlarının görevden alınmasının düzenlenmesine yönelik meclise bir kanun teklifi verdiklerini belirten Erbakan, “İstanbul milletvekilimiz Doğan Bekin Bey de bir yasa teklifini Meclis’e sundu. Bundan sonra da bu doğrultuda yapılacak olan çalışmalara destek olacağımızı kendilerine ifade ettik. Ve burada aslında, özellikle Doğu ve Güneydoğu’daki atılan adımlar, burada DEM Parti’nin daha da güçlenmesine, daha da büyümesine yol açacak adımlar oluyor. Ayrıca malum örgütün de aslında arayıp bulamadığı bir, tabiri caizse malzemeyi de kendilerine vermiş oluyoruz. Onlara da diyorlar ki, ‘Efendim işte görüyorsunuz siyasi yollar bize kapalı. Siyaset yapılmasına müsaade edilmiyor. Öyleyse biz silahlı mücadele yapalım. Gelin siz de dağa çıkın’ demesine fırsat sağlamış oluyoruz. Bu bakımdan da son derece sakıncalı. O nedenle bu kanunun düzenlenmesi, gerekli yasal düzenlemenin yapılması gerektiğine inanıyoruz. Bundan sonra da bu hedef doğrultusunda atılacak olan adımlara da destek olacağımızı ifade ediyoruz" dedi.

Erbakan: Ticaretimiz yoksa limanlarda İsrail gemileri ne arıyor? Haber

Erbakan: Ticaretimiz yoksa limanlarda İsrail gemileri ne arıyor?

“Soykırıma karşı hayatta kalmaya çalışan Filistinliler bu kadar malzemeyi ne yapacak?” İktidarın "İsrail ile ticareti kestik, ticaret Filistin ile yapılıyor" açıklamalarına inanmadıklarını ve ticaret adı altında çelik, çimento ve ham madde, maden ürünleri ve elektronik ürünlerin, soykırıma ve açlığa karşı savaşan Filistinlilerin ne işine yarayacağını soran Erbakan, şunları kaydetti: "Filistinliler bu kadar çimentoyu, ham maddeyi, kimyevi ürünleri, elektronik ürünleri ne yapacak? Böyle bir şey akla ve mantığa uygun değil. Tabi bununla beraber iki ülke arasında ticaret son bir yılda bin katına, on bin katına çıkması mümkün değildir. Maalesef Yeniden Refah Partisi olarak uzun zamandan beri şüphelenmekte ne kadar haklı olduğumuz husus gelişmelerle bir kez daha ortaya çıkmış durumdadır. Bir defa Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerine baktığımızda ne görüyoruz? Filistin ile çelik ihracatımız bir yılda yüzde 5 bin 400 oranında, çimento ve toprak ürünleri ihracatımız bir yılda birden bire yüzde 2 bin 500 oranında artış gösteriyor. Elektrik ve elektronik ürünleri ihracatımızdaki artış bir yılda yüzde 21 bin oranında, kimyevi maddeler ve mamulleri ihracatımız yılda yüzde 8 bin 575 oranında artış gösteriyor madencilik ürünleri ihracatımız yüzde 1 milyondan fazla artış gösteriyor. Makine ve makine aksamları ticaretimiz bir yılda yüzde 31 bin oranında artış gösteriyor.” "İki ülke arasında ticaretin 1 senede bin katına çıkması mümkün değildir" Erbakan, iki ülke arasındaki ticaretin 1 senede bin katına, 10 bin katına çıkmasının mümkün olmayacağını ve bu durumun hayatın olağan akışına aykırı bir durum olduğunu belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bu gerçekler karşısında yetkililer sürekli olarak ‘biz İsrail'e herhangi bir şey göndermiyoruz bu yapılan ticaret tamamen Filistin'e yapılan bir ticarettir' diyorlar. Biz de diyoruz ki evet resmi olarak evrak üzerinde bu ticaret Filistin'e yapılıyor gözüküyor ama doğal olarak bu noktada şu soruları soruyoruz; “Yıllardır ambargo altında yiyecek ekmek bile bulmakta zorlanan bir Filistin bu kadar çeliği bu kadar çimentoyu bu kadar hammaddeyi, kimyevi ürünleri, maden ürünlerini, elektrik ve elektronik ürünlerini ne yapacak? ‘İsrail'le herhangi bir ticaret yoksa İstanbul Ambarlı ve Haydarpaşa limanlarında, Mersin limanında İsrail bayraklı ve İsrail şirketlerine ait gemiler ve konteynırlar ne arıyor? Eğer İsrail'le herhangi bir ticaretimiz yoksa bu İsrail gemileri neden sürekli bizim limanlarımıza suçüstü yakalanıyor, hatta konteynırların üzerinde İsrail'in Hayfa limanına gideceğine dair damgaların ve işaretlerin yazıları olduğu başına da yansımış durumda? ‘Efendim bu gemiler İsrail üzerinden Filistin'e gidiyor' böyle bir açıklama da akla ve mantığa da uygun değildir. Çünkü İsrail basını da defalarca yazdı İsrail Gazze'ye giden malzemeleri dahi Hamas'a yardım oluyor diye engelliyor. Yardım malzemelerine engel olan İsrail bu kadar çelik bu kadar çimento malzemesine nasıl izin verecek akla ve mantığa aykırı." "Neden bebekleri öldüren İsrail ordusunun yakıtının kendi topraklarımız üzerinden geçmesine izin veriyoruz?" Erbakan, aylardır aralıksız bir şekilde Azerbaycan petrolünün Türkiye üzerinden İsrail'e ulaştırıldığını öne sürerek, şunları kaydetti: "Neden Azerbaycan petrolünün Türkiye üzerinden İsrail'e ulaştırılması, Bakü-Ceyhan petrol boru hattı üzerinden bu petrolün aylardan beri bizim topraklarımız üzerinden İsrail'e niçin gidiyor? Bebekleri öldüren, çocukları öldüren, kadınları öldüren, aylardır katliam yapan İsrail ordusunun tanklarının savaş uçaklarının yakıtını kendi topraklarımız üzerinden geçmesine izin veriyoruz. Kendi topraklarımız üzerinden onlara bu Azerbaycan petrolünü neden gönderiyor niye hala daha duvarları kapatmıyoruz. Bu da çok önemli bir konudur bütün bu gerçekler ışığında bu noktada merhum Erbakan'ın hocamızın meşhur bir sözü aklımıza geliyor. Ne diyordu gerçek öyle bir şeydir ki yerine hiçbir şey koyamazsın eğer koymaya kalkarsan 40 yerden açık verir diyor. Bu yaşadığımız olaylarda her bakan hocamızın bu sözünün aslında bir yansıması olarak gözükmektedir.”

İktidarın söylediklerinin doğru olmasını temenni ediyoruz Haber

İktidarın söylediklerinin doğru olmasını temenni ediyoruz

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, partisinin genel merkezinde düzenlenen “İl Başkanları Toplantısı” öncesi gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Erbakan, 2025 yılı Merkezi Yönetim Bütçesi'nin 14,6 trilyon lira, bütçe gelirlerinin ise 12,67 trilyon lirada olduğunu belirterek, 1,93 trilyon lira açığın iç ve dış borçlanma ile karşılanacağını aktardı. İç ve dış borcun yüzde 98,5'in yüksek faizli iç borçlanma ile ödeneceğini ifade eden Erbakan, ödenemeyecek durumda borçlanmanın yaşandığını öne sürdü. Erbakan, "Evet bugün, Türkiye'nin karşı karşıya bulunduğu en önemli tehdit güven ve ahlak bunalımıdır. Kimin elinin kimin cebinde olduğunun bilinmediği, ahlaki erozyonun tavan yaptığı bir süreçte, vatandaşlarımızdaki 'güven' duygusu da iyice zedelenmiş durumdadır" diye konuştu. Erbakan, asgari ücrete yapılacak zamma ilişkin ise, "Özgür Özel'in söylediğini biz 5 bin lira arttırarak 35 bin lira demiştik. İki asgari ücret alan bir hane en azından yoksulluk sınırında bir gelire sahip olsun. Çünkü yoksulluk sınırı bugün 70 bin lira olmuş. İki asgari ücretli yan yana geldikten sonra en azından yoksulluktan kurtulsunlar" ifadesini kullandı. "EMEKLİ MAAŞININ ASGARİ ÜCRET SEVİYESİNE GETİRİLMESİ LAZIM" Bir haneye giren maaş miktarının yoksulluk sınırının altında olmaması gerektiğini aktaran Erbakan, şunları kaydetti: "Yeniden Refah Partisi olarak yüzde 20 ila 25'lik bir artışın şubat ve mart ayında açlık sınırının altıda kalacağını ifade ediyoruz. En azından bir 35 bin lira seviyesine gelmesini söylüyoruz. Çünkü en azından iki asgari ücretin yoksulluk sınırı seviyesine gelmesidir. 12 bin 500 lirada kalmış olan emeklilerimizin de durumunun iyileştirilmesi ve emekli maaşının da en azından asgari ücret seviyesine getirilmesi lazım." "HUKUKİ BİR SÜREÇ OLMASINI TEMENNİ EDİYORUZ" "PKK/KCK silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçundan yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanan ve görevden uzaklaştırılan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in yerine kayyum atanmasını da yorumlayan Yeniden Refah lideri Fatih Erbakan, şu ifadelere yer verdi: "İktidar kanadı bu durumla ilgili 'Elimde çok ciddi deliller var' diyor. CHP, bunun bir siyasi süreç olduğunu söylüyor. Tabii Türkiye'de yıllardan beri yaşadığımız hukuki süreçler, adalet kurumuna güvenin sarsılmış olması dolayısıyla bizim de içimiz rahat değil. İktidarın söylediklerinin doğru olmasını temenni ediyoruz. Siyasi bir süreç değil hukuki bir süreç olmasını temenni ediyoruz. Kayyum atanması yerine belediye meclisinin görevlendireceği belediye başkan vekilinin bu görevi yapması gerektiğiniFat ifade ediyoruz."

Fatih Erbakan'dan İdam Cezası ve Sosyal Politikalarda Reform Vurgusu Haber

Fatih Erbakan'dan İdam Cezası ve Sosyal Politikalarda Reform Vurgusu

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, Şanlıurfa’da partisinin Karaköprü İlçe 3. Olağan Kongresi'ne katıldı. Necmettin Cevheri Kültür Merkezi'ndeki kongreye Erbakan'ın yanı sıra Genel Başkan Vekili Sacit Günbey, İl Başkanı Ahmet Yetimoğlu, Karaköprü Belediye Başkanı Nihat Çiftçi, MKYK Üyeleri Sabih Dallı ve Zülküf Şeker, Milli Gençlik Derneği Genel Başkanı Ahmet Özvatan, il sorumluları, ilçe başkanları ve partililer katıldı. Konuşmasında Şanlıurfa’da olmaktan dolayı mutlu olduğunu belirten Erbakan, “Allah yolunda tevekkülün sembolü, Hakk/ı üstün tutmanın sembolü, Hazreti İbrahim’in (A.S) diyarına, Cenab-ı Allah’a tam manasıyla teslim olmanın sembolü peygamberler şehri Şanlıurfa'mızdayız. Bu yürüyüşün sonu yaşanabilir Türkiye’nin, yeniden büyük Türkiye’nin ve adil bir dünyanın kuruluşu olacaktır. Allah’ın izni ile Türkiye’de Yeniden Refah iktidar olacaktır” dedi. Partilerinin Şanlıurfa’daki başarısının Türkiye genelindeki oy oranına da yansıdığını belirten Erbakan, “Şanlıurfa'mız milli görüşün merkezi olduğunu, peygamberler şehri olduğunu, Erbakan hocamızın milli görüş hamuruyla yoğrulan bir şehir olduğunu 2024 seçimlerinde bir kez daha gösterdi. Burada kazanılan belediyelerin yanında diğer önemli bir konu da Şanlıurfa’da, Karaköprü’de almış olduğumuz bu yüksek oy oranları, Yeniden Refah Partimizin Türkiye genelindeki oy oranını yüzde 7’ye çıkarttı” ifadelerini kullandı. İDAM CEZASI VURGUSU YAPTI Ülkedeki ekonomik sıkıntılara değinen Erbakan, ayrıca aile unsurunun gitgide yok olmaya başladığını, gençliğin ve gelecek nesillerin zehirlendiğini belirterek, yeni düzenlemelerle toplum ahlakını ve aile unsurunu koruyacaklarını söyledi. Eğitim müfredatının yanı sıra Ceza Kanunu'nda da düzenlemeler yapacaklarını aktaran Erbakan, idamı yeniden getireceklerini söyledi. Suç kaydı çok olan insanların elini kolunu sallayarak gezmelerine müsaade etmeyeceklerini dile getiren Erbakan, “Yeniden Refah Partisi iktidarında aile ve sosyal politikalar alanında yuvaları yıkan, boşanmayı kolaylaştıran, evlenmeyi zorlaştıran düzenlemeleri ıslah edeceğiz. Zinanın suç olmaktan çıkması, süresiz nafaka, 6284 sayılı Kanun, yuva yıkan düzenlemeleri inşallah ıslah edeceğiz, düzenleyeceğiz. Tabii ki Yeniden Refah iktidarında cezaları caydırıcı hale getireceğiz. Kasten adam öldürme suçuna idam cezasının geri getirilmesi gibi. Bununla beraber uyuşturucu ile ilgili suçlarda cezaların ağırlaştırılması, uyuşturucuyla mücadelede sadece torbacı ve kuryelerin değil, asıl olarak uyuşturucu baronları ve patronlarının üzerine gidilmesi. Bunu Yeniden Refah iktidarında hayata geçireceğiz. Ceza ve İnfaz Kanunu'nu düzenleyerek 20 tane, 30 tane suçtan ceza kaydı bulunan, suç kaydı bulunan insanların elini kolunu sallayarak dolaşmasına müsaade etmeyeceğiz. Bakın İstanbul’da 26 suçtan kaydı olan adam halen dolaşıyor ve gidiyor gencecik kadın polis memurunun hayatına kast ediyor, kendisini öldürüyor. Bunların inşallah önüne geçeceğiz. Milli görüş olarak, Yeniden Refah olarak hem maddi kalkınma hamlelerini gerçekleştireceğiz hem de manevi kalkınma hamlelerini gerçekleştireceğiz. Bu aziz milletin yüzünü geçmişte olduğu gibi bugün de yine refahla, yine milli görüşle güldüreceğiz. Zafer milli görüşündür, zafer yakındır” diyerek kongrenin hayırlı olmasını diledi. Kongrede Genel Başkan Vekili Sacit Günbey, İl Başkanı Ahmet Yetimoğlu ve Karaköprü Belediye Başkanı Nihat Çiftçi de birer konuşma yaptı.

Erbakan'dan Haber

Erbakan'dan "Öcalan" çıkışı

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin teröristbaşı Abdullah Öcalan'a yönelik “Şayet teröristbaşının tecriti kaldırılırsa, gelsin DEM Parti grup toplantısında konuşsun, terörün bittiğini, örgütün lağvedildiğini ilan etsin” sözlerini eleştirdi. TUSAŞ'a düzenlenen saldırıya değinen Erbakan, şehitlere Allah'tan rahmet ve yaralılara şifa diledi. Erbakan, “Bizler terörü kimden, nereden gelirse gelsin, hangi amaçla neye hizmet ediyor olsun kınıyoruz, lanetliyoruz. Buradan hain emelleri herkesçe bilinen ihaneti tescilli PKK terör örgütünün milletimize ve devletimize asla diz çöktüremeyeceğini bir kez daha haykırıyoruz” şeklinde konuştu. Erbakan, TUSAŞ yerleşkesinin ön kısmında jandarma kontrol noktası olduğunu hatırlatarak, teriristlerin jandarma kontrol noktası ve plaka tanıma sistemini uzun namlulu silahlarla nasıl geçtiklerini sordu. Erbakan, “Bir güvenlik ve istihbarat zaafımız olduğu ve yetkililerin de ifade ettiği gibi terörün tam anlamıyla bitirilmiş olmadığını görmüş olduk. Tabii ki zaafların giderilmesi, tedbirlerin alınması ve olayın çok yönlü araştırılması gerekmektedir” ifadelerini kullandı. Erbakan, teröristbaşı Abdullah Öcalan'ın TBMM'ye davet edilmesine değinerek, “Böyle bir olay milletimizin terörle mücadelesine, şehitlerimizin hatırasına vurulmuş ağır bir darbedir. 40 senedir Türküyle, Kürdüyle bu kadar kayıplar, şehitler verdik, mücadele ettik. Güvenlik güçlerimiz gözünü, kulağını kaybetti, on binlerce yavru yetim kaldı, eşler dul kaldı. Ekonomik, maddi, manevi, sosyolojik olarak ne büyük bedeller ödedik. Bütün bu mücadele bunun için miydi sorusu elbette ki soruluyor. Terör örgütü eylemleri yüzünden bölge geri kaldı, işsizlik, fakirlik aldı başını gitti. Sadece Türkler değil, batıdaki vatandaşlarımız değil, doğudaki vatandaşlarımız, Kürt kardeşlerimiz terör örgütünden zarar gördü” dedi. Erbakan, çözüm için muhatapların siyasi partiler, STK'lar, kadim aşiretler ve Kürt vatandaşlar olduğunu belirterek, “Kürt kardeşlerimizin haklarının teslim edilmesi, bizim herkesten daha çok istediğimiz bir husustur. Milli görüş tarihi merhum Erbakan hocamızın bu konudaki konuşmalar ve icraatları hepinizin malumudur. Bütün bunlarla birlikte güvenlik güçlerimizden kundaktaki masum bebeklere kadar 50 bin insanın kanı elinde olan bir bebek katilinin, teröristin Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde konuşturulması ve umut hakkından yararlanarak özgürlüğüne kavuşturulması her şeyden önce milletimizi ve devletimizi aciz gösterir. Böyle bir durum Türkiye'nin hayrına ve yararına değildir. Bu bir acziyettir, teslimiyettir, 40 yıllık mücadelemize ve şehitlerimizin aziz hatıralarına saygısızlıktır. Böyle bir şeyin gerçekleşmesi, teröristbaşından yardım istememiz anlamına gelir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni, ordumuzu, güvenlik güçlerimizi aciz gösterir. Terörle masaya oturulmaz, terörle pazarlık yapılmaz, teröriste söz verilmez, teröristlerin sözüne güvenilmez. Oslo sürecinde ve hendek olaylarında benzer süreçler yaşandı” dedi. PKK'nın tek başına lav edilmesinin işe yaramayacağını söyleyen Erbakan, “Yanımızda Amerika tarafından eğitilmiş, donatılmş, 140 bin kişilik terör ordusu konuşlandırılmışken, sadece PKK'da birkaç yüz kişinin silah bırakması bir anlam ifade etmeyecektir” diye konuştu.

Erbakan: Anayasanın ilk dört maddesiyle sorunumuz yok Haber

Erbakan: Anayasanın ilk dört maddesiyle sorunumuz yok

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, “Harcanmamış bir paradan, kredi kartının limitinden vergi alınması hukuka ve mantığa aykırı” dedi. Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, TBMM'de basın toplantısı düzenledi. Türkiye'de 120 bin kamu aracının olduğunu belirten Erbakan, “5 bin araç hizmete mahsus. Fransa'da 65 bin, İtalya'da 29 bin araç var. Yine bununla ilgili bir diğer rakam verecek olursak kara araçlarını artık geçtik. Hava araçlarına, kamu çeşidi tarafından ödenen yıllık kira bedeli 2018'de 280 milyon lira seviyesindeyken 2023'de bu bedelin 5.6 milyar liraya fırladığı görülüyor. Yani beş sene içerisinde helikopter ve uçak arama bedelleri 20 misli artmış. Türkiye İsraf Vakfı'nın 2021 yılında hazırladığı bir rapor Türkiye'de kamunun 2021 yılında yıllık 1 trilyon 81 milyar liralık bir israf içerisinde olduğunu ortaya koyuyor. Aradan geçen üç senede enflasyon oranını da hesaba katarsak bu sene Türkiye'de kamu kesiminin israfı 2.5 trilyon lira seviyesine geldi. Bu 75 milyar dolarlık bir israf demek” diye konuştu. Faiz giderlerinde vergi muafiyeti hakkında konuşan Erbakan, “İsrafın yanında faiz canavarını da mutlaka saymamız gerekiyor. Diğer taraftan bir diğer canavarımız holdinglere aktarılan kaynaklar. Milyarlık ihaleler, onlarca milyarlık ihaleler, Kamu İhale Kanunu'ndaki özel durumlar için konulmuş madde doğrultusunda yapılıyor. Dolayısıyla bir rekabet ortamı olmadan ve şeffaf bir şekilde yapılmadan pazarlık usulüyle bu idareler veriliyor. Ve bu yolla maalesef milyarlarca lira, milyarlarca dolar bir avuç imtiyazlı holdinge aktarılıyor. Daha dün Sinop'ta bir maden, imtiyazlı bir holdinge verildi. 3.6 milyar liraya ihale edildi. Madenin içerisindeki cevher rezervinin 400 milyar liranın üzerinde değeri olduğu iddiası ortada. Yüz milyarlarca liralık hazır cevherler var. Böyle bir maden 3.6 milyar liraya adrese teslim bir ihale edildi. Bu beş tane imtiyazlı holding 10 senede 128 kez vergi muafiyetine ulaşıyor. Ve bu yıl bütçeden 1.65 trilyon lira vergi muafiyeti sağlanıyor” ifadelerini kullandı. Kur korumalı mevduatın maliyetine ilişkin ise Erbakan, “1.4 milyar liraya mal oldu bu korumalı mevduatın faturası. Sadece mevduata verilen parayla 16 milyon emekli maaşını aylık 12 bin 500 liradan 20 bin liraya çıkartabilmemiz mümkün olur. Bu sistemde gider kalemleri bu şekilde işlerken, bir de bu sistemin elbette ki gelir kalemleri var. Bir yerden bu imkanın gelmesi lazım ki bu imkan faize, israfa, imtiyazlılara bu korumalı mezarda verilebilsin” dedi. “HARCANMAMIŞ BİR PARADAN, KREDİ KARTININ LİMİTİNDEN VERGİ ALINMASI HUKUKA VE MANTIĞA AYKIRI” TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşüldüğü esnada AK Parti Grubu tarafından geri çekilen Savunma Sanayii Destekleme Fonu kesintisini de içeren kanun teklifine yönelik eleştirilerde bulunan Erbakan, “Elektriğe yılbaşından bu yana yüzde 40 zam yapılıyor. Doğal gazda ve akaryakıtta zamlar yağmur gibi yağıyor. Mevcut vergiler bir sene içerisinde yüzde 20 arttırılıyor. Yeni icat edilen vergilerle bir senedeki vergi yükünün artışı yüzde 200 seviyesini buluyor. Şimdi de savunma sanayisini destekleyeceğiz diye tutarı 70 milyar lira seviyesinde olan yeni bir vergi paketi yürürlüğe konulmak istendi. Zaten uçan kuştan vergi aldıkları yetmiyormuş gibi şimdi de ‘Dronlardan, küçük motorlu motosikletlerden, vatandaşın kol saatinden ve hatta dünyada bir ilk olarak kredi kartı limitinden vergi alacağım' diyorlar. Bu nasıl bir mantıktır, nasıl bir anlayış bunu anlayabilmek gerçekten de mümkün değil. Bırakın ÖTV'si, KDV'si ödenmemiş, halihazırda harcanmamış bir paradan, kredi kartının limitinden vergi alınması öngörüldü. Bu durumun hukukla, mantıkla da izah edilebilmesi mümkün değildir” diye konuştu. Anayasa tartışmalarını da değerlendiren Erbakan, “İlk dört maddeyle ilgili bizim de bir sorunumuz yok. Ancak bir tek sorun üçüncü maddenin içerisindeki ‘Laiklik' kelimesinin bir açıklamasının olmaması. Çünkü biliyorsunuz bizim geçmişimizde partilerimiz bu kelime yüzünden kapatıldı. Böyle acı tecrübelerimiz var. 28 Şubat'ta laiklik ilkesi adı altında maalesef yapılan uygulamalar, inanç özgürlüğüne yönelik kısıtlamalar ortada. Bu acı tecrübeleri yaşadığımız için tekrardan bu gibi olaylarla karşılaşmamak açısından Türkiye'de de yeri olmayan yabancı bir kelime olan laikliğin anlamının, mealinin açık bir şekilde konulması” dedi.

Fatih Erbakan'dan Davutoğlu'na ziyaret Haber

Fatih Erbakan'dan Davutoğlu'na ziyaret

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, partisinin genel merkez binasında Gelecek Partisi Genel Başkanı Davutoğlu ve beraberindeki heyet ile bir araya geldi. Heyetler arası gerçekleştirilen görüşmede, son dönemde Türkiye'de yaşanan cinayetler, bölgesel sorunlar ve TBMM'de yapılabilecek iş birliği konuları ele alındı. İkili, yaklaşık bir saat süren görüşmenin ardından ortak basın açıklaması yaptı. İki Genel Başkan, hayatını kaybeden Saadet Partisi Kurucu Genel Başkanı Recai Kutan'a Allah'tan rahmet, sevenlerine ise baş sağlığı diledi. “Devlet kızlarını ve çocuklarını koruyamaz hale gelmişse hepimizin 10 kere düşünmesi lazım” Türkiye'nin kritik süreçlerden geçtiğini vurgulayan Davutoğlu, “Geçtiğimiz hafta içerisinde İstanbul'da yaşanan cinayetler dahi toplumdaki iki önemli çözülmeyi gözler önüne serdi. İkbal kızımız ve Ayşenur kızımızın katledilmeleri, Narin kızımızın hala katilinin bulunmamış olması ve cinsel tacize uğrayan 2 yaşındaki Sıla kızımızın ise hayatını kaybetmesi bir toplumda iki şeyin işaretidir. Birisi ahlaki bozulma, çürüme ve kamu düzeni eksikliği. Eğer bir devlet, yargı sistemi ve kamu yönetimi bir masum kızın katlinden sonra katilini bir ayı geçmiş sürede katilini bulamadıysa, genç kızlarını ve çocuklarını koruyamaz hale gelmişse hepimizin 10 kere düşünmesi lazım” ifadelerini kullandı. “Ben de hükümete sormak istiyorum; siz ne yapıyorsunuz?” TBMM'de bugün kapalı oturumda Gazze ve Lübnan meselesinin konuşulacağını dile getiren Davutoğlu, “Baktığımızda ne ülke olarak Türkiye'nin ne İslam dünyasının ne de uluslararası toplum ve BM'nin bu büyük insanlık katliamlarına cevap bulduklarını söylemek mümkün değil. Kimse topu başkasına atmasın. İslam ülkelerini ve dünyayı kritik edebiliriz, yüksek sesle slogan atabiliriz. Katliam birinci yılını doldurdu ama insanlar dönüp siz ne yapıyorsunuz? Derler. Ben de hükümete sormak istiyorum; siz ne yapıyorsunuz? Gittikçe İsrail'e yönelen ticaretin tekrar artmaya başladığı hiçbir müeyyidenin uygulanmadığı yerde kapalı meclis oturumunda söylenecek sözlerin anlamı kalmaz” açıklamasında bulundu. “Mecliste Güçlü bir üçüncü blok için hepimizin gerekli fedakarlığı yapması lazım” Türkiye'de kutuplaşma ve partiler arasında bölünme gibi iki büyük siyasi tehlike gördüğüne vurgu yapan Davutoğlu, “Ahlaki çürüme, kamu düzeni bozukluğu, bölgesel sorunlar gibi sorunlarda aynı hassasiyeti taşıyan partilerin bir araya gelmesi, mümkünse bazılarının birleşmesi, mümkün değilse en azından bu aşamada mecliste güçlü bir üçüncü blok oluşturması bizim siyasi tercih ve düşüncemizdir. Bu konuda hepimizin gerekli fedakarlığı yapması lazım. Böyle bir bloğun oluşması hem iktidarı terbiye edecektir ve yanlışlardan uzaklaştıracaktır hem de" iktidardan kopmakta olan geniş kitlelere alternatif oluşturacaktır” değerlendirmesinde bulundu. Erbakan ise görüşmede Türkiye'nin, Tük milletinin temel sorunlarını ele aldıklarını ve karşılıklı fikir alışverişinde bulunduklarını dile getirerek, “Bunların en başında gelenlerden bir tanesi Türkiye'deki kadın ve çocuk cinayetleri ve bu noktada yasaların yeterli olmaması sebebiyle toplumdaki ahlaki erozyon nedeniyle bu gibi sorunlarla karşı karşıya olduğumuzu ortaya koyduk. Sıla, narin, İstanbul'da katledilen 2 kızımız ve yine İstanbul'da bir kadın polisi şehit eden zanlının 26 ayrı suçtan suç kaydının bulunması ve hiçbir zamanda hapse girmemiş olmaması ceza infaz sisteminin de çöktüğünü gösteriyor. Bu noktada kasten adam öldürmeye yönelik suçlarda idam cezası gibi caydırıcı cezanın olmaması bu gibi cinayetlerin ardı arkası kesilmeden devam etmesine yol açıyor” açıklamasında bulundu. “Kürecik Radar Üssünün kapatılmasına yönelik herhangi girişim göremiyoruz” İsrail'in Gazze'den sonra Lübnan'da da saldırılarına devam etmesi ve adım adım ‘Büyük İsrail' hedefine yürümek istemesinin çok önemli bir tehdit olduğunu söyleyen Erbakan, “Mevcut iktidarın maalesef gerekli adımları atmadığını ve hala da atmamakta olduğunu görüyoruz. 20 sene boyunca D-60 hedefine ulaşılabilirdi. İslam ülkeleri bir araya toplanıp bir yaptırım ortaya konmaları sağlanabilirdi. Maalesef bundan uzak duruldu. Bunun arkasından İsrail'le ticaret geçen yıllar içerisinde 4-5 misli artırıldı. Arkasından İsrail'in NATO'da ofis açmasına onay verildi. Şuanda da Azerbaycan petrolü, Bakü-Ceyhan Petrol Boru Hattı üzerinden İsrail'e yakıt olarak ulaşmaya devam ediyor. Kürecik Radar Üssü asıl olarak İsrail'i İran füzelerine karşı korumak üzerine kurulmuş bir üs. Bunun kapatılmasına yönelik herhangi girişim göremiyoruz” dedi. Erbakan, TBMM'de bulunan yeni yasama yılında daha aktif olarak rol olabilmek adına iş birliğini ele aldıklarını kaydederek, “Bununla ilgili önümüzdeki dönemde görüşmelerimizi devam ettireceğiz” şeklinde konuştu. İkili basın açıklamasının ardından basın mensuplarının sorularını cevapladı. “Mecliste güçlü bir grubun oluşturulmasına yönelik görüşme yapıldı” Bir gazeteci tarafından gelecekte gerçekleştirilecek toplantıların yol haritasının nasıl şekilleneceğini sorması üzerine Erbakan, “Partilerin birleşmesi herhangi bir partinin kapanıp diğer bir parti ile birleşmesinden ziyade bu aşamada TBMM'de güçlü bir grup oluşturulması ve bu grup sayesinde mecliste daha etkin rol alınması konusunda görüşme yaptık. Belki seçime yakın dönemde bu grubu oluşturan partiler arasında seçim ittifakının da gündeme gelmesi söz konusu olabilir ama onun için şu anda erken. Öncelikle olarak mecliste güçlü bir grubun oluşturulmasına yönelik görüşme yapıldı” cevabını verdi. “Bahçeli'nin bugünkü açıklamalarını son derece olumlu buldum” MHP lideri Devlet Bahçeli'nin bugünkü TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuşma esnasında sarf ettiği “Uzattığım el 'Türkiye partisi olun' teklifidir, milli birlik ve kardeşliğimizin mesajıdır” sözlerinin sorulması üzerine Davutoğlu, “Ben çok olumlu değerlendiriyorum. Türkiye'nin artık kutuplaştırıcı dilden ve dışlayıcı dilden birleştirici bir siyasi dile dönmesi lazım. Bahçeli'nin bugünkü açıklamalarını son derece olumlu buldum. Yeni dönemde ümit ederiz ki siyasi partiler birbirlerine daha nazik ve siyasi ahlaka uygun şekilde davranırlar” diye konuştu. “Başta siyasiler olmak üzere diyaloğun ve müzakerenin hoşgörünün hakim olması faydalı olacaktır” Erbakan ise aynı soruya şu cevabı verdi: “Yeniden Refah Partimiz kurulduğu günden beri siyasette nezaketin ve zarafetin hakim olması gerektiğini açık bir şekilde ifade ediyor. Bu noktada kutuplaşma, çatışa gibi bir durumdan kurtulmak ve her kesimden insanımız arasında başta siyasiler olmak üzere diyaloğun ve müzakerenin hoşgörünün hakim olması faydalı olacaktır. Bu çerçevede biz de kendisinin adımını olumlu görüyoruz. Bizim bugün Gelecek Partisi ile yapmış olduğu görüşmede kendisinin bu açıklamalarına paralel bir görüşmedir.”

Erbakan'dan idam cezası önerisi Haber

Erbakan'dan idam cezası önerisi

Yeniden Refah Partisi (YRP), genel merkez binasında düzenlenen Aylık Olağan İl Başkanları toplantısı öncesinde basın toplantısı yapıldı. Yeniden Refah Genel Başkanı Fatih Erbakan, yaptığı konuşmada erken seçim yapılması gerektiğini ifade etti. Erbakan, ülkede yaşanan cinayetlere değindi ve ekonomik şartları eleştirdi. Partisinin Aylık Olağan İl Başkanları toplantısında bir konuşma yapan Yeniden Refah Başkanı Erbakan, Türkiye'deki gündemin yoğun olduğuna değinerek, “Türkiye'de ekonomik sıkıntılar milleti bunaltmış durumdadır. Bunu hem milletimiz dile getiriyor hem de tabii ki ekonomik veriler bunu açık bir şekilde ortaya koyuyor. Biz de milletimizle her zaman iç içeyiz” diye konuştu. “Milletimiz bunalmış, bir çözüm istiyor” Türkiye'nin ekonomik sıkıntılardan kurtulması için erken seçime gidilmesi gerektiğini ifade eden Erbakan, “Türkiye'nin 2028'e kadar beklemeye tahammülü kalmamış bunu milletimizin feryadından görüyoruz. Milletimiz bunalmış, bir çözüm istiyor. Bu çözümün de mevcut iktidarla olmayacağına inanıyor ve bir değişim olması gerektiğini açık bir şekilde ifade ediyor” açıklamasında bulundu. “Bir eve iki asgari ücret girse bile yoksulluk sınırının yarısı kadar bir gelire sahip oluyorlar” Mehmet Şimşek'in ekonominin başına gelmesiyle yeni bir ekonomi yönetimi olacağının söylendiğini ancak yerine getirilmediğini ileri süren Erbakan, “Sonunda bu 22 seneden sonra 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerinin arkasından Sayın Mehmet Şimşek göreve geldi. Dediler ki yeni bir ekonomi yönetimiyle Türkiye'yi düzelteceğiz. Enflasyonla mücadele edeceğiz, alım gücünü arttıracağız, milletin ekonomik anlamda derdine derman olacağız dediler ancak Mehmet Şimşek göreve geldiğinden beri akaryakıt fiyatları 22 liradan 42 liraya çıktı. Döviz kuru 18 liradan 34 liraya çıktı. Faizler yüzde 8,5'ten yüzde 55'e çıktı. Enflasyon yüzde 38'den yüzde 75'e çıkmıştı şimdi bir miktar düştüğünü iddia ediyorlar ancak halen bağımsız araştırma kuruluşları enflasyonun Türkiye'de yıllık yüzde 88 seviyesinde olduğunu ifade ediyor. İki asgari ücretin toplamının yoksulluk sınırının yarısı kadar olduğu bir ülkede maalesef yaşıyoruz. İki asgari ücret 34 bin lira yapıyor. Yoksulluk sınırı bugün 70 bin liraya dayanmış. Bir eve iki asgari ücret girse bile yoksulluk sınırının yarısı kadar bir gelire sahip oluyorlar” ifadelerini kullandı. “Yargı sistemi güvenlik güçlerinin görev şevkini de olumsuz etkiliyor” Türkiye'de yaşanan cinayetlerin sorumlusunun yargı sistemi olduğunu kaydeden Erbakan, “Daha dün akşam saatlerinde İstanbul'da bir vahşi bir olay yaşandı, büyük bir şiddet olayı. İki tane genç kızımıza yönelik bir saldırı yapıldı. Onun öncesinde İstanbul'da 27 yaşındaki gencecik bir kadın polisimizi şehit eden zanlının 26 tane suç kaydı olduğu ortaya çıktı ve bugüne kadar hiç tutuklanıp cezaevine girmediği ortaya çıktı. 26 tane suç kaydınız ve bunların hiçbirinden bugüne kadar tutuklanıp cezaevine girmiyorsunuz. Burada ceza ve infaz sisteminin yeniden sorgulanması gerektiğini açık bir şekilde görüyoruz. Ceza ve infaz sistemi suçluyu yakalayıp kaydedip sonra da salıveren bir hale dönüşmüş. 26 suç kaydı olan birinin annesi bile neden içeri almadığını soruyor. 2 yılda bir yapılan infaz yasası değişiklikleri adalet yargı ve infaz sistemini perişan hale getirmiş durumda. Suçluyu cezalandırmayan bir yargı sistemi güvenlik güçlerinin görev şevkini de olumsuz etkiliyor” diye vurguladı. “Adalet, zalime hak ettiği cezayı vermedikçe ülkemiz huzur bulamaz” Tüm partilerin bir araya gelerek idamın geri getirilmesi gerektiğini savunan Erbakan, “Tüm siyasi partiler bir araya gelerek bir ceza infaz sistemi reformunu hayata geçirmesi ve milletimizin adalete güvenini yeniden tesis etmesi son derece önemli. Bir değil iki değil üç değil. Her hafta ya da 10 günde bir böyle bir vahşet haberiyle sarsılıyoruz. Ve burada ceza ve infaz sistemindeki eksikliğin, çarpıklığın çok büyük rolü var. Ayrıca milletimizin vicdanında yine derin yaralar açan Narin Güran cinayeti sonrasında bu gibi cinayet vakalarının önüne geçilebilmesi için idam cezasının caydırıcı bir ceza olarak mutlaka Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin gündemine alınması gerektiğini ifade ediyoruz. Adalet, zalime hak ettiği cezayı vermedikçe ülkemiz huzur bulamaz. Mağdurların, adalet mekanizmasının veremediği adaleti kendi başlarına sağlamaya çalışması da ülkede teröre ve anarşiye yol açar” ifadelerini kullandı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.