SON DAKİKA

#Eyüpsultan

Söz Bursa - Eyüpsultan haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Eyüpsultan haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

101 yaşındaki kadına kiracı kabusu: Yere düşürdü, kalçası kırıldı Haber

101 yaşındaki kadına kiracı kabusu: Yere düşürdü, kalçası kırıldı

İstanbul'da 101 yaşındaki Mihane Akdere ve kiracısı arasında, kiracıya ait bisikletin bırakıldığı alan ile ilgili çıkan tartışma sırasında yaşlı kadının kalçası kırıldı. Yaşlı kadın hastanede tedavi altına alınırken oğlu Muhammet Akdere, “Annem, konulmamasını rica ediyor, bizim kiracı inat ediyor. Annem, bisikleti alıyor. Ali K. bisikleti bir yandan öbür yere annem ile beraber savuruyor. Kalçası kırık, 2 seçenek var; ya yatalak kalacak ya ameliyat olacak. Kör köşe gelene kadar bekliyor, kamera oradan çekmez düşüncesiyle bu caninin yargı önünde en ağır cezayı çekmesini istiyoruz" dedi. BİSİKLETİ HIZLA ÇEKİP YERE DÜŞÜRDÜ İstanbul Eyüpsultan Düğmeciler Mahallesi'nde 2 Ağustos günü sabah saatlerinde yaşanan olayda 101 yaşındaki Mihane Akdere ve kiracısı Ali K. arasında kiracıya ait bisikletin bırakıldığı alan ile ilgili tartışma çıktı. İddiaya göre yaşlı kadın, bisikletini bıraktığını alanı kullanmaması konusunda kiracısına rica etti ancak olumsuz cevap aldı. Bunun üzerine ikili arasında tartışma çıktı, kiracının yaşlı kadının tuttuğu bisikleti hızla çekerek yere düşmesine neden olduğu o anlar ise güvenlik kamerasına yansıdı. Görüntülerde kiracının bisikleti çektiği ve yaşlı kadının yere yığıldığı, kiracının bir süre Akdere'nin başında beklediği sonrasında komşuların alana geldiği görülüyor. Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu Şehir Hastanesi'nde tedavi altına alınan yaşlı kadının, kalçasında 2 ayrı noktada kırık olduğu öğrenildi. Kiracı Ali K.'dan şikayetçi olunduğu öğrenilirken Mihane Akdere'nin oğlu Muhammet Akdere yaşananlara isyan etti. Akdere, kiracı Ali K.'nın en ağır cezayı almasını istediklerini ifade ederken sürecin takipçisi olacağını aktardı. “ANNEM YERDE BAĞIRIRKEN HİÇBİR ŞEY OLMAMIŞ GİBİ GİDİYOR” Yaşananlara ilişkin konuşan Mihane Akdere'nin oğlu Muhammet Akdere, “Annem ev sahibi olarak bir bahçe bakıyor, kendi evine kendi bakıyor, yemeğini, ihtiyacını kendi görüyor. Bir çardağı var, kuyu suyumuz var, suyu zamanında tünel yüzünden kaçtı. Annem etrafına bir şey konulmamasını rica ediyor. Bizim kiracı inat ediyor, anneme meydan okuyor, bisiklet koyuyor. Annem birkaç kez söyledi, 101 yaşında olduğu için bisikleti oraya getir götür yapamıyor. Bastonlardan destek alıyor, ‘Benim adım Ali, onu çekmem diyor', annem de ‘Bisikleti alıp binanın önüne bırakacağım' diyor. Bahçeli olduğu için dışarıda değil, çalınma olayı zaten olmaz. Ali K. ‘Yap, bakalım, göreyim' diyor. Annem de beni kırmaz, incitmez düşüncesiyle, bisikleti alıyor, bastonu orada bırakıyor. Destek ala ala binanın bir köşesine gidiyor. Ali K. tam kör köşe gelene kadar bekliyor, kamera oradan çekmez düşüncesiyle, suikastı oradan belli. Kör köşede yakalıyor, annem ‘Ben izah etmiştim, bodrum katın var, orada bırakma bisikleti' diyor. 'Bisikletimi götüremezsin' diyor, alıyor bisikleti bir yandan öbür yere annem ile beraber savuruyor. Annem yere uçuyor, ona aldırmıyor, annem 'İmdat, imdat' diye bağırıyor. Alıyor bisikleti sanki hiçbir şey olmamış gibi, yine kuyunun oraya götürüyor, orada bırakıyor” dedi. “CANİNİN EN AĞIR BİR CEZA ÇEKMESİNİ İSTİYORUZ” Olayın kabul edilemez olduğunu söyleyen Akdere, “Komşular yetişince ambulans geliyor, maalesef netice çok kötü. İki kırığı var, kalçası kırık, annem 101 yaşında doktorlarında dediği 2 seçenek var; ya yatalak kalacak ya ameliyat olacak. Ameliyat büyük risk, dolayısıyla ameliyat olayını değerlendirmemiz lazım. Annem burada yalnız yaşıyor, en kızdığım taraf o, ‘Anne düştü, özür diledim, ben yanlış bir şey yapmadım, vicdanım rahat' diyor. Kameraları gördükten sonra çok üzüldüm çünkü orada yalan söylediği ortaya çıkınca bu bir suikast, vicdansızlık değil canilik. Böyle bir şahsın aramızda olması zaten yanlış, hastaneye ilk gün geldi, ‘Bilerek yapmadım, benim çocuklarım var' diyor, bizim de annemiz, 'Yatalak kalmaktansa öleyim daha iyi' diyor. Bu caninin, vicdansızlığının cezasız kalmamasını ve yargı önünde en ağır cezayı çekmesini istiyoruz. Suçlu olduğu halde kendisini mağdur duruma düşürmek için bizi dürtüyor” şeklinde konuştu.

Görür "Fayları ve depremi bırakalım, deprem dirençli yerleşim alanları yapalım" Haber

Görür "Fayları ve depremi bırakalım, deprem dirençli yerleşim alanları yapalım"

Eyüpsultan'da İstanbul Müteahhit ve İş İnsanları Derneği (İMİDER) tarafından 'İstanbul'da Deprem ve Kentsel Dönüşüm' konulu panel düzenlendi. Eyüpsultan Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen panele Bilim Akademisi Üyesi, Yer Bilimci ve Deprem Uzmanı Prof. Dr. Naci Görür, Eyüpsultan Belediye Başkanı Dr. Mithat Bülent Özmen, Kiptaş Genel Müdürü Ali Kurt, siyasi parti temsilcileri, meclis üyeleri, sivil toplum örgütleri temsilcileri, muhtarlar, kentsel dönüşüm kapsamındaki site yöneticileri ve inşaat sektörü temsilcileri katıldı. Deprem konulu bir slayt gösteriminin ardından panelde, Yüksek İnşaat Mühendisi Mahir Polat, Kiptaş Genel Müdürü Ali Kurt ve Eyüpsultan Belediye Başkanı Dr. Mithat Bülent Özmen sunum yaptı. Katılımcılara, beklenen İstanbul depremi hakkında ise Prof. Dr. Naci Görür bilgi verdi. "Deprem dirençli yerleşik alanları oluşturalım" Marmara Bölgesi'nde 7.5 şiddetinde deprem öngördüğünü söyleyen Prof. Dr. Naci Görür, "Marmara Denizi'ndeki fay sistemi 160 kilometre uzunluğunda Kuzey Anadolu hattının kuzey kolu. Hala denizin içerisinde. Marmara Denizi'nde bu fayın en son deprem tarihi, 1766 Ağustos ve Mayıs ayıdır. Hatta 22 Mayıs, yarın da depremin yıldönümü. Binlerce insanı o zaman öldürdü. İstanbul 1766 yılında 7 şiddetinin üzerinde 2 deprem yaşıyor. Şu an sene 2024. Bu fay sistemi her 250 yılda bir deprem görür. Yani 250 senede enerji birikiyor ve deprem yapıyor. Rahatlıyor ve 250 sene sonra bir daha oluyor. 1766 yılının üzerine 250 ekleyin ve 2016 yapar. O yüzden biz 'İstanbul'u depreme hazırlayın' diye bağırıyoruz. 'Marmara Bölgesi'ne ve İstanbul'a dikkat edin' diyoruz. Fay hattı kırılırsa 7.5 şiddetine varan deprem olacak. Benim derdim, deprem dirençli yerleşik alanları oluşturalım. Deprem mekanizması bu ülkede 13,6 milyon sene önce başladı. 13,6 milyon seneden beri bu topraklarda deprem oluyor" ifadelerini kullandı. Prof. Dr. Naci Görür, "Eyüpsultan'ın güney alanlarına dikkat etmemiz gerekiyor. Bizim için yumuşak karnımız Eyüpsultan'ın güney kısmı. Deprem kentindeki belediye başkanları, depremi belirli ölçüde bilmek zorundadır. Afet yönetimi, afet işleri ve deprem. Marmara Bölgesi, Türkiye ekonomisinin yani gayri safi milli hasılanın yüzde 60'ına yakınını sağlıyor. En ihtiyaç olduğu zamanda ekonominin çarkları dönmeli ki bize verilen zararı kolay atlatalım" şeklinde konuştu. "Fayları ve depremi bırakalım, deprem dirençli yerleşim alanları yapalım" Türkiye'nin deprem ülkesi olduğunu kabul ederek depreme dirençli yerleşim alanları yapılması gerektiğini belirten Görür, "Depremleri faylar üretiyor. Fay araştırmaları yapmak çok güzel. Üniversitelerimiz var onlar araştırsınlar. Kamuoyunun önünde tartışmaya gerek yok. Biz 40 sene dağlarda çalıştık. Çalışsın, fayları bulsun, yazsın, çizsin, uluslararası dergilerde yayınlasın. Uluslararası bilim platformlarında bunu tartışsın. Gerekiyorsa devlet büyüklerine bilgi versin. Bizim bir derdimiz var. O da şu; Türkiye Cumhuriyeti bir fay örgüsüyle karşı karşıya. Türkiye'nin hemen hemen her yeri canlı faylarla örülmüş bir vaziyettedir. Bugün, bugün olmazsa yarın, yarın olmazsa diğer gün muhakkak bir büyük deprem oluyor. Ben diyorum ki; fayları ve depremi bırakalım. Bir kabul yapalım. 'Benim ülkem deprem ülkesi' diyelim. Madem öyle, deprem dirençli yerleşim alanları yapalım. Bu işi kökten çözelim. Konuşulması gereken konu bu" dedi.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Söz Bursa En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.