SON DAKİKA

#Eylem

Söz Bursa - Eylem haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Eylem haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Ankara’da eylem yasağı 1 Nisan’a kadar uzatıldı Haber

Ankara’da eylem yasağı 1 Nisan’a kadar uzatıldı

Ankara Valiliğinden yapılan açıklamada, "İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmalar çerçevesinde yapılan işlemleri protesto amacıyla medya ve benzeri platformlar üzerinden yapılan provokatif paylaşımlardan ve edinilen diğer bilgilerden halkı provoke etmek suretiyle kanunsuz toplantı ve gösteri yürüyüşleri, akabinde şiddet eylemleri yapılacağı bilgileri elde edildiğinden Valiliğimiz tarafından detayları kamuoyuyla paylaşılarak ilan edilen 21 Mart 2025 tarihli ve 423736 sayılı yasaklama kararı verilmişti. Yukarıda belirtilen yasaklama kararına rağmen ilimiz genelinde izinsiz eylem ve etkinliklerin devam etmesi, bu eylemlere katılanlar tarafından şiddet kullanılarak; halkın mal ve can güvenliğine karşı tehdit oluşturulduğu ve kamu malına zarar verildiği müşahede edilmektedir. Bu kapsamda İlimiz genelinde; huzur ve güvenliğin, kişi dokunulmazlığının tasarrufa müteallik emniyetin, kamu esenliğinin sağlanması, milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve genel ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla önleyici kolluk tedbirleri kapsamında konusu suç teşkil eden eylemlerin önlenmesi ile genel asayişin tesis edilmesi amacıyla kapalı ve açık yer toplantıları ile gösteri yürüyüşleri, basın açıklamaları, çadır kurma, stant açma, oturma eylemi, imza kampanyası ve benzeri türdeki eylem ve etkinlikler ile el ilanı dağıtılması, pankart/afiş asılması 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'nun 17. ve 19. maddeleri ile 5442 sayılı İller İdaresi Kanunu'nun 11. maddesinin (A) ve (C) fıkraları gereğince 26 Mart 2025 Çarşamba günü saat 00.00'dan, 1 Nisan 2025 Salı günü 23.59'a kadar yasaklanmıştır. Yukarıda belirtilen emir ve yasaklara uymayanlar hakkında ilgili mevzuat çerçevesinde gerekli adli ve idari işlemler yapılacaktır" ifadeleri yer aldı.

Birleşik Kamu-İş'ten TÜİK önünde eylem Haber

Birleşik Kamu-İş'ten TÜİK önünde eylem

Birleşik Kamu-İş tarafından TÜİK'in açıkladığı enflasyon rakamlarına ilişkin basın açıklaması gerçekleştirildi. Konfederasyon Genel Başkanı Hüseyin Kara, TÜİK binası önünde yaptığı açıklamada kamu çalışanlarının geçinemediğini ve mevcut zamların arttırılması gerektiğini söyledi. İnsanların sebze ve meyveyi taneyle aldığını, et giren evin zengin evi sayıldığını, barınma, beslenme gibi en temel hak ve ihtiyaçları karşılamanın bile lüks haline geldiğini belirten Kara, “TÜİK, aralık ayı enflasyonunu yüzde 1,03 olarak belirlemiştir. ‘TÜİK harikalar diyarında' dedirten bu rakam sayesinde bir önceki ay yüzde 47,09 olan resmi yılık enflasyon, yüzde 44,38'e inmiş gibi gösterilmiştir. Böylece kamu çalışanlarına zam olarak sunulmaya çalışılan, gerçekte ise ekonomiyi yönetemeyenlerin alım gücündeki erimeyi telafi yöntemi olan 6 aylık enflasyon ödemesi, gerçek enflasyonun yanında adeta deryada damla kalmıştır. Zaten derin bir geçim sıkıntısının içinde olan kamu emekçisi, hayal ürünü olan bu enflasyon oranıyla ve sözde yetkili konfederasyonun eseri olan toplu sözleşmeler nedeniyle yeni yılı çok daha ağır ekonomik koşullarda karşılamıştır” diye konuştu. Ekonomi konusunda otorite niteliğindeki kamu kurumlarının enflasyon beklentilerini dahi sistematik olarak revize ettiğini söyleyen Kara, “Mal ve fiyat artışları, dolar kuru yükselişleri, dolayısıyla alım gücünde oluşacak erimenin öngörülemediği bu kriz ortamında TÜİK'in açıkladığı hayali rakamlara göre ücret arttırmak, milyonlarca kamu emekçisini açlığa mahkum etmektir. Bunu kabul etmemiz mümkün değildir. Birleşik Kamu olarak kamu emekçisinin ve emeklisinin emeğinin görmezden gelinmesine müsaade etmeyeceğiz. Oturdukları görüşme masalarında kamu emekçisinin alın terini iktidardan alacağı aferin uğruna hiçe sayan sarı konfederasyonlara inat, tüm kamu emekçilerinin ve emeklilerinin sesi olacağız” ifadelerini kullandı. Türkiye'nin ekonomik kriz koşullarına rağmen TÜİK'in enflasyonu olduğundan daha düşük göstermeye devam ettiğini ifade eden Kara, “TÜİK'in verilerine göre aralıkta enflasyon aylık yüzde 1,03, yıllık yüzde 44,38 oldu. Gerçekte ise üç haneli oranlarda seyreden enflasyon, memurları, ücretli çalışanları, emeklileri, yoksulları ezip geçmektedir. Konfederasyonumuzun araştırmasına göre son 6 aylık enflasyon yüzde 50,6 artarken, son 1 yıllık dönemde ise yüzde 100,2 arttı. Aralıkta gıda fiyatları yüzde 6,2 arttı. Açlık sınırı 16 bin 483 liraya, yoksulluk sınırı da 46 bin 837 liraya yükselmiştir” açıklamasında bulundu. “MAAŞLAR MARKET KASASINDA ERİYOR” Kara, memur maaşlarının enflasyon karşısında hızla eridiğini iddia ederek, “Maaşlar market kasasında eriyor, ev kirası memurun maaşını bitiriyor. Enflasyon farkı zam değildir. Memurun alım gücünü koruyacak ve yükseltecek zam maaşlara uygulanmak zorundadır. Kamu emekçilerinin ve emeklilerin maaş zammı, yandaş konfederasyon ile yapılan mutabakat ve TÜİK'in şaibeli enflasyon rakamları uyarıca değil, emekçilerin içinde bulunduğu derin yoksullaşma ve alım gücü kaybı dikkate alınarak yapılmak zorundadır. İnsanca yaşayacağımız maaş zammını alana kadar mücadelemiz devam edecektir” şeklinde konuştu.

Kamu Birliği Konfederasyonu'ndan 81 ilde eylem Haber

Kamu Birliği Konfederasyonu'ndan 81 ilde eylem

“Bu bir zam değil, bu olsa olsa cüz-i bir miktarda enflasyon düzeltmesidir” Kamu Birliği Konfederasyonu ve Genç Sağlık Sendikası Genel Başkanı Osman Kaya, yaptığı basın açıklamasında memur maaşlarında sayısal artış olmasına rağmen alım gücünün düştüğünü belirterek, “Az önce TÜİK tarafından aralık ayı enflasyonu açıklandı ve kamu çalışanlarının 2025 yılı ilk 6 aylık dönemi için maaşlarında yapılacak artış oranı kesinleşti. TÜİK aralık ayı enflasyonu yüzde 1,03 olarak açıklanmış olup, 6 aylık enflasyon yüzde 15,70 olmuştur. Bu durumda kamu çalışanları toplu sözleşmede bizim asla kabul etmediğimiz ancak yetkili ve etkisiz sendikaların altına imza attığı yüzde 6 zammın üzerine sadece yüzde 5,8 enflasyon düzeltmesi alacak ve totalde memur maaşında yalnızca yüzde 11,55 oranında artış olacaktır. Zamdan söz edebilmek için mevcut durumun çoğalması, şartların iyileşmesi, alım gücünün artmış olması gerekmektedir. Oysa kamu çalışanlarının maaşlarında sayısal olarak artış olsa da alım gücü azalmış, her geçen gün kamu çalışanlarının alım gücü düşmüştür. Bundan 15 yıl önce kamu çalışanları birikim yapabiliyor, borç harç da olsa en azından bir evini, bir arabasını alabiliyordu. Bugün ise bırakın birikim yapıp ev araba almayı, bekar memurlar evlenemiyor, evliler geçinemiyor, emekliliği hak edenler emekli olamıyor, emekli olanlar ise insanca yaşayamıyor. Bu bir zam değil, bu olsa olsa cüz-i bir miktarda enflasyon düzeltmesidir” diye konuştu. Kaya, 7 dönem imzalanan toplu sözleşmelerin hiçbirinde gerçekleşen enflasyon üzerinde bir anlaşmaya imza atılamadığını söyledi. Enflasyonun altında kalan maaş zammı sonrası aradaki farkın 6 ay gecikmeli olarak maaşlara yansıtıldığını belirten Kaya, buna zam değil enflasyon düzeltmesi dediklerini ifade etti. “BU TUTAR İNSAN ONURUNA YARAŞIR BİR HAYAT SÜRMEMİZİ SAĞLAYACAK DÜZEYDE OLMALIDIR” Kaya, asgari ücretin yüzde 30 artırıldığı bir durumda kamu çalışanlarının maaşlarında yapılacak yüzde 11,55'lik bir artışı asla kabul etmediklerini vurgulayarak, “Kamu çalışanlarına yapılacak bir yasal düzenleme ile en az yüzde 30 refah payı verilmek suretiyle toplamda yeniden değerleme oranı kadar bir artış yapılması gerekmektedir. Hatta biz diyoruz ki, öyle iki yılda bir toplanıp kamu çalışanlarına ne kadar zam verelim diye günlerce tartışmaya gerek yok. Bir yasal düzenleme yapalım, kamu çalışanları her yıl yeniden değerleme oranı kadar zam alsın. Böylece kaşıkla verip kepçeyle alma dönemi son bulacaktır. İnsani yaşam endeksi ve ülkenin büyüme oranları baz alınarak en düşük memur maaşı belirlenmeli ve bu tutar insan onuruna yaraşır bir hayat sürmemizi sağlayacak düzeyde olmalıdır. Benzer şekilde emekli maaşı ve ikramiyesi insani yaşam endeksi dikkate alınarak yeniden düzenlenmeli ve tespit edilmelidir” açıklamasında bulundu.

Mühendis TEK-SEN’den ‘Hak yoksa iş yok’ eylemi! Haber

Mühendis TEK-SEN’den ‘Hak yoksa iş yok’ eylemi!

Mühendis TEK-SEN Enerji Sendikası üyesi mühendisler ve teknik hizmet sınıfı çalışanları, iş sağlığı ve güvenliğine yönelik temel haklarının ihlali karşısında, gerekli önlemlerin alınmamasını endişe içerisinde takip ettiklerini dile getirdi. Mühendis TEK-SEN Enerji Sendikası Genel Başkanı Mümin Güler, “Koruyucu giyim hakkımızın acilen temin edilmesi ve meslek kanununun bir an önce yürürlüğe girmesini talep ediyoruz” dedi. Bursa’da bir araya gelen mühendisler ve teknik hizmet sınıfı çalışanları, birçok kez dile getirdikleri kamu çalışanlarının iş sağlığı ve güvenliğine yönelik temel haklarının ihlali karşısında, 1 günlük ‘Hak yoksa iş yok’ eylemi gerçekleştirdi. Mühendisler ve teknik hizmet sınıfı çalışanları adına basın mensuplarına konuşan Mühendis TEK-SEN Enerji Sendikası Genel Başkanı Mümin Güler, “Hak yoksa iş yok diyerek gerçekleştirdiğimiz bir günlük iş bırakma eylemi çerçevesinde, koruyucu giyim hakkımızın acilen temin edilmesi ve meslek Kanununun bir an önce yürürlüğe girmesini talep ediyoruz. 2024-2025 yıllarını kapsayan 7. dönem toplu sözleşmenin enerji, sanayi ve madencilik hizmet koluna ilişkin hükümlerinde açıkça belirtildiği üzere, personelin koruyucu giyim malzemeleri ile donatılması zorunluluğu bulunmaktadır. Bu zorunluluk, çalışanlarımızın zorlu iklim şartlarında ve tehlikeli iş ortamlarında korunmasını sağlamaya yönelik, iş sağlığı ve güvenliği açısından hayati öneme sahiptir. Ancak ne yazık ki, koruyucu giyim yardımı hakkının iş güvenliği teçhizatları ile karıştırılması sonucu, kamu çalışanlarımızın bu temel haklarından mahrum kaldığı açıkça görülmektedir” dedi. Mühendisler ve teknik hizmet sınıfı çalışanları diğer illerde de bir araya geldi Mühendisler ve teknik hizmet sınıfı çalışanları, Bursa dışında Trabzon, Tokat, Sakarya, Ankara, İzmir, Adana, Konya, Samsun ve Mersin gibi birçok ilde de bir araya gelerek tepkilerini gösterdiler. Kurumlar tarafından sağlanması gereken baret, çelik burunlu ayakkabı, yanmaz eldiven gibi iş güvenliği teçhizatları dışında, çalışanların termal iç giyim, yazlık ve kışlık olmak üzere koruyucu ayakkabı, atkı, bere ve mont gibi iklim şartlarına uygun koruyucu giyim ihtiyaçlarının karşılanmasının 2012 yılında toplu sözleşme ile güvence altına alındığını belirten Başkan Güler, “Bu tarihten itibaren çalışanlara sunulan koruyucu giyim hakkı 6 dönem boyunca uygulanmış, ancak 2024 yılında kesintiye uğratılmış ve şu ana kadar halen verilmemiştir. Bu durum karşısında çalışanlarımız ciddi bir mağduriyet yaşamaktadır. Mühendis, mimar, şehir plancılar, tekniker ve tüm teknik hizmet sınıfı çalışanlarının hakları için mücadele eden bir sendika olarak, koruyucu giyim hakkımızın acilen karşılanmasını ve bu doğrultuda düzenlemenin bilfiil uygulanmasını talep ediyoruz. Öte yandan, bu temel haklarla birlikte çalışanların iş sağlığı ve güvenliğini güvence altına alan bir Meslek Kanunu'nun hala hayata geçirilmemiş olması, iş sağlığı ve güvenliği uygulamalarındaki belirsizliklerin devam etmesine ve çalışanlarımızın hak kaybına uğramasına neden olmaktadır. Bilgi birikimimizin ve tecrübemizin değerlendirilmesi ile özel ihtisas gerektiren mühendislik mesleğinin unvan, yetki, kapsam, çalışma şartları, kariyer basamakları, uzmanlaşma başlıklarında daha iyi şartlara kavuşturulması için Meslek Kanunu'nun ivedi olarak hayata geçirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Kamu mühendisleri ve teknik hizmet sınıfı çalışanları olarak ülkemizin gelişmesi ve çağının ilerisinde olması için gece gündüz faaliyet gösterip ciddi sorumluluklar alıyoruz ve yetkililerden hakkımız olanı, Meslek Kanunumuzu istiyoruz” şeklinde konuştu. Diğer yandan Mühendis ve Teknik Hizmet Sınıfı Çalışanlarının kamu ve özel sektördeki kritik rollerine rağmen, maaş ve özlük hakları açısından sıkıntılar yaşadığını dile getiren Başkan Güler, “Özellikle kamu sektöründeki mühendisler, ek göstergelerindeki farklılıklardan ötürü, maddi ve mesleki motivasyonlarını yitirmektedir. Bu durum; adil bir maaş yapısının oluşturulması ve nitelikli personelin teşvik edilmesi açısından önemli bir sorun oluşturmaktadır. Bu konuda yapılacak reformları içeren bir Meslek Kanunu, sadece mevcut sorunları çözmekle kalmayıp, aynı zamanda ülkemizin bilimsel ve teknolojik gelişimini destekleyecektir. 28 Haziran 1938 tarihli ve 3945 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan "3458 Sayılı Mühendislik ve Mimarlık Hakkında Kanun", günümüz şartlarında yeterliliğini korumamaktadır. Meslektaşlarımızın mesleki ve ekonomik güvenceleri bulunmamaktadır. Çağın şartlarına uygun şekilde yeniden düzenlenen bir Meslek Kanunu'nun bir an önce yürürlüğe girmesi ve koruyucu giyim hakkımızın güvence altına alınması için tüm yetkilileri göreve davet ediyoruz. Tüm meslektaşlarımız ve çalışanlarımızla dayanışma halinde yürüttüğümüz mücadelemizi hakkımızı alana, kanunumuza kavuşana kadar yılmadan sürdüreceğiz. Birlikte güçlüyüz, dayanışma ile haklarımızı koruyacağız” dedi. Başkan Güler, Mühendis TEK-SEN Enerji Sendikası olarak TUSAŞ'ta yaşanan menfur saldırı sebebiyle hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yakınlarına taziyelerini iletti.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Söz Bursa En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.