SON DAKİKA
Hava Durumu

#Enflasyon

Söz Bursa - Enflasyon haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Enflasyon haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

 Yıl sonu dolar kuru beklentisi geriledi Haber

 Yıl sonu dolar kuru beklentisi geriledi

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Eylül ayı Piyasa Katılımcıları Anketi sonuçlarını yayınladı. Piyasa Katılımcıları Anketi, reel sektör ve finansal sektör temsilcilerinden oluşan 64 katılımcı tarafından yanıtlanmış ve sonuçlar katılımcıların yanıtları toplulaştırılarak değerlendirildi. YILLIK ENFLASYON BEKLENTİLERİ Katılımcıların cari yıl sonu tüketici enflasyonu (TÜFE) beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 43,31 iken, bu anket döneminde yüzde 43,14 oldu. 12 ay sonrası TÜFE beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 28,71 iken, bu anket döneminde yüzde 27,49 oldu. 24 ay sonrası TÜFE beklentisi ise aynı anket dönemlerinde sırasıyla yüzde 19,30 ve yüzde 18,38 olarak gerçekleşti. 12 AY SONRASI ENFLASYON BEKLENTİLERİ 2024 yılı Eylül ayı anket döneminde, katılımcıların 12 ay sonrasına ilişkin olasılık tahminleri değerlendirildiğinde, TÜFE'nin ortalama olarak yüzde 34,22 olasılıkla yüzde 22,00 - 25,99 aralığında, yüzde 42,22 olasılıkla yüzde 26,00 - 29,99 aralığında, yüzde 13,26 olasılıkla ise yüzde 30,00 - 33,99 aralığında artış göstereceği öngörüldü. Aynı anket döneminde nokta tahminler esas alınarak yapılan değerlendirmeye göre ise, katılımcıların yüzde 21,67’sinin beklentilerinin yüzde 22,00 - 25,99 aralığında, yüzde 51,67’sinin beklentilerinin yüzde 26,00 - 29,99 aralığında, yüzde 15,00’ının beklentilerinin yüzde 30,00 - 33,99 aralığında olduğu gözlendi. 24 AY SONRASI ENFLASYON BEKLENTİLERİ 2024 yılı Eylül ayı anket döneminde, katılımcıların 24 ay sonrasına ilişkin olasılık tahminleri değerlendirildiğinde, TÜFE'nin ortalama olarak yüzde 22,06 olasılıkla yüzde 13,00 - 16,99 aralığında, yüzde 56,91 olasılıkla yüzde 17,00 - 20,99 aralığında, yüzde 9,38 olasılıkla ise yüzde 21,00 - 24,99 aralığında artış göstereceği öngörüldü. Aynı anket döneminde nokta tahminler esas alınarak yapılan değerlendirmeye göre, 24 ay sonrası TÜFE enflasyonu beklentileri değerlendirildiğinde, katılımcıların yüzde 18,52‘sinin beklentilerinin yüzde 13,00 - 16,99 aralığında, yüzde 59,26‘sının beklentilerinin yüzde 17,00 - 20,99 aralığında, yüzde 12,96‘sının beklentilerinin yüzde 21,00 - 24,99 aralığında olduğu gözlendi. FAİZ BEKLENTİLERİ Katılımcıların BİST Repo ve Ters-Repo Pazarı’nda oluşan cari ay sonu gecelik faiz oranı beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 50,00 iken, bu anket döneminde yüzde 50,83 oldu. TCMB bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı cari ay sonu beklentisi ise bir önceki anket döneminde olduğu gibi bu anket döneminde de yüzde 50,00 olarak gerçekleşti. DÖVİZ KURU BEKLENTİLERİ Katılımcıların cari yıl sonu döviz kuru (ABD Doları/TL) beklentisi bir önceki anket döneminde 37,28 TL iken, bu anket döneminde 37,16 TL oldu. 12 ay sonrası döviz kuru beklentisi ise bir önceki anket döneminde 42,03 TL iken, bu anket döneminde 42,43 TL olarak gerçekleşti. GSYH BÜYÜME BEKLENTİLERİ Katılımcıların GSYH 2024 yılı büyüme beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 3,4 iken, bu anket döneminde yüzde 3,2 olarak gerçekleşti. GSYH 2025 yılı büyüme beklentisi ise bir önceki anket döneminde yüzde 3,5 iken, bu anket döneminde yüzde 3,4 olarak gerçekleşti.

Ağustos ayı enflasyonu belli oldu Haber

Ağustos ayı enflasyonu belli oldu

Bir önceki yılın aynı ayına göre en az artış gösteren ana grup yüzde 28,96 ile ulaştırma oldu. Buna karşılık, bir önceki yılın aynı ayına göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise yüzde 120,81 ile eğitim oldu. Ana harcama grupları itibarıyla 2024 yılı Ağustos ayında bir önceki aya göre azalan ana grup yüzde -1,10 ile gıda ve alkolsüz içecekler oldu. Buna karşılık, 2024 yılı Ağustos ayında bir önceki aya göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise yüzde 11,34 ile eğitim oldu. Endekste kapsanan 143 temel başlıktan (Amaca Göre Bireysel Tüketim Sınıflaması-COICOP 5'li Düzey) 2024 yılı Ağustos ayı itibarıyla, 22 temel başlığın endeksinde düşüş gerçekleşirken, 3 temel başlığın endeksinde değişim olmadı. 118 temel başlığın endeksinde ise artış gerçekleşti. Özel kapsamlı TÜFE göstergesi (B) yıllık yüzde 50,87, aylık yüzde 2,88 oldu İşlenmemiş gıda ürünleri, enerji, alkollü içkiler ve tütün ile altın hariç TÜFE'deki değişim, 2024 yılı Ağustos ayında bir önceki aya göre yüzde 2,88, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 32,19, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 50,87 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 66,79 olarak gerçekleşti. Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) yıllık yüzde 35,75 arttı, aylık yüzde 1,68 arttı Yİ-ÜFE 2024 yılı Ağustos ayında bir önceki aya göre yüzde 1,68 artış, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 23,86 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 35,75 artış ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 46,23 artış gösterdi. Yİ-ÜFE imalat ürünlerinde yıllık yüzde 36,18 arttı Sanayinin dört sektörünün yıllık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 49,43 artış, imalatta yüzde 36,18 artış, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında yüzde 20,66 artış ve su temininde yüzde 65,87 artış olarak gerçekleşti. Ana sanayi gruplarının yıllık değişimleri; ara mallarında yüzde 33,56 artış, dayanıklı tüketim mallarında yüzde 40,70 artış, dayanıksız tüketim mallarında yüzde 48,79 artış, enerjide yüzde 18,20 artış ve sermaye mallarında yüzde 37,98 artış olarak gerçekleşti. Yİ-ÜFE imalat ürünlerinde aylık yüzde 1,20 arttı Sanayinin dört sektörünün aylık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 2,51 artış, imalatta yüzde 1,20 artış, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında yüzde 6,10 artış ve su temininde yüzde 1,07 artış olarak gerçekleşti. Ana sanayi gruplarının aylık değişimleri; ara mallarında yüzde 1,25 artış, dayanıklı tüketim mallarında yüzde 2,14 artış, dayanıksız tüketim mallarında yüzde 1,17 artış, enerjide yüzde 3,04 artış ve sermaye mallarında yüzde 2,49 artış olarak gerçekleşti.

BESOB’dan Enflasyon Muhasebesi açıklaması Haber

BESOB’dan Enflasyon Muhasebesi açıklaması

BESOB’tan yapılan yazılı açıklamada, enflasyon muhasebesinin asıl amacı; işletmelerin finansal tablolarının, varlık ve borçlarının enflasyona göre yeniden düzenlemek olduğuna dikkat çekildi. Yapılan yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Bursa il sınırları dahilinde birliğimize bağlı 101 meslek odamız ve yaklaşık 90.000 üye esnaf ve sanatkarımız bulunmaktadır. Üyelerimizin içinde işletme defteri usulüne göre mükellefiyete tabi olanların sayısı oldukça fazla olmakla birlikte, mükellefiyetini bilanço esasına göre sürdürmekte olan önemli sayıda üyemiz de bulunmaktadır. Son yıllarda yüksek seyreden enflasyonla birlikte üyelerimiz faaliyetlerini sürdürmekte zorlanmakta hatta tabiri caiz ise ayakta kalma mücadelesi vermektedirler. Bu enflasyonist ortamda hayatını idame ettirmeye çalışan işletmeler diğer taraftan da alınan tedbirlere uyum sağlamak durumunda kalmaktadır. Bilanço usulüne göre mükellefiyete tabi olan işletmeleri kapsamına alan enflasyon muhasebesi de bunlardan biridir. Enflasyon muhasebesinin asıl amacı; işletmelerin finansal tablolarının, varlık ve borçlarının enflasyona göre yeniden düzenlenmesidir. Ülkemizde enflasyon muhasebesinin vergisel boyutu da mevzuata eklenmiştir. 2024 yılı hesap döneminde ilk geçici vergi beyannamelerinde enflasyon düzeltmesinden oluşan düzeltme farkları vergi hesaplamasında dikkate alınacaktır. Parasal olmayan aktif varlık rakamları güçlü, öz sermaye rakamları düşük olan işletmeler, enflasyon düzeltmesinden dolayı ek vergi ödemek zorunda kalacaklardır. BESOB’tan yapılan yazılı açıklamada, enflasyon muhasebesinin asıl amacı; işletmelerin finansal tablolarının, varlık ve borçlarının enflasyona göre yeniden düzenlemek olduğuna dikkat çekildi. Yapılan yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Bursa il sınırları dahilinde birliğimize bağlı 101 meslek odamız ve yaklaşık 90.000 üye esnaf ve sanatkarımız bulunmaktadır. Üyelerimizin içinde işletme defteri usulüne göre mükellefiyete tabi olanların sayısı oldukça fazla olmakla birlikte, mükellefiyetini bilanço esasına göre sürdürmekte olan önemli sayıda üyemiz de bulunmaktadır. Son yıllarda yüksek seyreden enflasyonla birlikte üyelerimiz faaliyetlerini sürdürmekte zorlanmakta hatta tabiri caiz ise ayakta kalma mücadelesi vermektedirler. Bu enflasyonist ortamda hayatını idame ettirmeye çalışan işletmeler diğer taraftan da alınan tedbirlere uyum sağlamak durumunda kalmaktadır. Bilanço usulüne göre mükellefiyete tabi olan işletmeleri kapsamına alan enflasyon muhasebesi de bunlardan biridir. Enflasyon muhasebesinin asıl amacı; işletmelerin finansal tablolarının, varlık ve borçlarının enflasyona göre yeniden düzenlenmesidir. Ülkemizde enflasyon muhasebesinin vergisel boyutu da mevzuata eklenmiştir. 2024 yılı hesap döneminde ilk geçici vergi beyannamelerinde enflasyon düzeltmesinden oluşan düzeltme farkları vergi hesaplamasında dikkate alınacaktır. Parasal olmayan aktif varlık rakamları güçlü, öz sermaye rakamları düşük olan işletmeler, enflasyon düzeltmesinden dolayı ek vergi ödemek zorunda kalacaklardır. Örneğin; 18 TEMMUZ 2006 yılında 16.949,15 TL bedelle işletmeye alınan bir Jeneratör 2023 yılı sonu enflasyon değerlerine göre hesaplandığında 362.089,44 TL olmaktadır. 30 HAZİRAN 2024 tarihine göre hesaplanan enflasyon değerlerine göre aynı Jeneratör 432,671,53 TL değere sahip olmaktadır. 01 OCAK 2024 - 30 HAZİRAN 2024 tarihleri arasında Jeneratör’ün değeri 70.582,09 TL artmıştır. Bu artıştan dolayı işletme, sadece jeneratöre uygulanan enflasyon düzeltmesi sebebiyle %25 yani 17.625,42 TL daha Kurumlar geçici vergisi ödemesi gerekecektir. Esnaf ve Sanatkarlarımız, enflasyon muhasebesi uygulaması sonucunda vergi ödeyip ödemeyeceklerini ya da ne kadar ek vergi yükü ile karşı karşıya kalacaklarını tahmin edememektedirler. Ayrıca enflasyon düzeltmesinin geçici vergi dönemlerinde de uygulanması ve bilançonun da düzeltilerek verilecek olması hem üyelerimizi hem de üyelerimize hizmet veren mali müşavirleri karşı karşıya getirmektedir. Bu sebeple; bilanço usulüne tabi üyelerimizin enflasyon muhasebesi uygulamasında olası mağduriyetlerini önlemek adına enflasyon muhasebesi uygulamasının, vergi matrahlarına etkisinin ortadan kaldırılması ve yıllık olarak uygulanmasını talep etmekteyiz. Yetkililerden de bu doğrultuda adımlar atmalarını beklediğimizi tüm kamuoyuna saygılarımızla bildiririz.”

Arif Demirören: Ek Vergi Yükümlülükleri Gözden Geçirilmeli Haber

Arif Demirören: Ek Vergi Yükümlülükleri Gözden Geçirilmeli

İş dünyasının üretim maliyetleri ve finansmana ulaşım konusunda zor günler geçirdiğinin altını çizen Başkan Demirören, enflasyon düzeltmesi kapsamında oluşturulan vergi yükümlülüklerinin sanayiciler adına zorluklar yaşatabileceğini belirterek, ”Ülkemizde ve dünya çapında yaşanan enflasyonist ortamın getirisi olarak büyük sanayiciden, KOBİ’ye kadar tüm firmalar finansmanlarını yönetmekte zorlu bir süreçten geçiyor. Ağustos ayı itibariyle yürürlüğe koyulan enflasyon düzeltmesi sonrası doğacak ek vergilendirmeler sanayicilerimizi daha sıkıntılı bir ortama sürüklemektedir. Öz kaynaklarının yanı sıra kredi ve çeşitli imkanlar oluşturarak ülkemiz ekonomisine katma değer kazandırmaya çalışan firmalarımızın sürdürülebilirliği adına söz konusu düzenlemenin vergi yükünün ortadan kaldırılması gerekmektedir. Firmaların yeni yatırımları esnasında, üretime geçmeden vergi ödenmesini konu alan yaptırımların sanayicilerin üretimi adına ciddi sorunlar teşkil etmektedir. Firmalarımızın finansal rasyolarının güçlendirmesi adına doğru bir adım olan vergi düzeltmesindeki vergi yükümlülüklerini gözden geçirilmesini talep ediyoruz. Ekonomi yönetiminin en önemli hedefi olan finansal istikrar kapsamında ortadan kalkması beklenen yüksek enflasyona karşı başarılı olunması durumunda enflasyon düzletmesinin de artık ihtiyaç olmaktan çıkacağını umut ediyoruz.” şeklinde konuştu.

DOSABSİAD Başkanı Çevikel: ‘Enflasyon Düzeltmesinde Vergi Muafiyeti Şart’ Haber

DOSABSİAD Başkanı Çevikel: ‘Enflasyon Düzeltmesinde Vergi Muafiyeti Şart’

Enflasyon düzeltmesinin mevcut ekonomik koşullarda işletmelere ek vergi yükü getirmesinin, iş dünyasının finansal dengelerini zorlayabileceğine dikkat çeken Çevikel, “Enflasyon düzeltmesinin yeniden gündeme gelmesi, ülkemizde yaşanan ekonomik dalgalanmalar ve firmaların karşılaştığı zorlukları dikkate aldığımızda, doğru bir hamledir. Bu sayede firmalarımızın finansman yapıları ve kredibiliteleri güçlenmiş oluyor. Ancak, bu düzenlemenin işletmelere ek vergi yükü olarak yansıtılması, zaten sıkı finansman koşulları altında faaliyet göstermeye çalışan tüm şirketlerimiz için ciddi bir tehdit oluşturabilir. Enflasyonla mücadele sürecinde, üretim ve istihdamın korunması hayati önem taşırken, işletmelerin finansal sağlığını zedeleyecek ek yüklerin getirilmesi, uzun vadede üretim kapasitemizi ve ekonomik büyümemizi olumsuz etkileyebilir. Öz kaynağı güçlü, aktif varlığı daha düşük olan işletmelerde zarar artırıcı sonuç doğuracak olan enflasyon düzeltmesi, parasal olmayan aktif varlıkları güçlü, finansmanını borçlanma ile yapan, öz kaynağı düşük işletmelerde ise, enflasyon düzeltmesi kar artırıcı sonuç doğuracaktır. Vergi muafiyeti ile desteklenmeyen bir enflasyon düzeltmesi uygulaması ise, şirketlerimizi finansal kırılganlıklarla baş başa bırakabilir ve üretimden yatırıma kadar birçok alanda durgunluğa yol açabilir. İş dünyamızın bu zorlu süreci en az zararla atlatabilmesi ve istikrarlı bir şekilde büyüyebilmesi için, Hazine ve Maliye Bakanlığımız ve devletimizin gerekli adımları atarak iş dünyamızı bu yükten muaf tutması gerektiğine inanıyorum.” ifadelerini kullandı.  

Türk-İş: “Ekonomik krizlerin ve yüksek enflasyonun bedelini ödemek istemiyoruz” Haber

Türk-İş: “Ekonomik krizlerin ve yüksek enflasyonun bedelini ödemek istemiyoruz”

Türk-İş Bursa Bölge Temsilciliği tarafından düzenlenen toplantıda konuşan Türk-İş Genel Başkan Yardımcısı İrfan Kabaloğlu, “Çalışan kesim olarak bir kez daha özellikle nedeni olmadığımız ekonomik krizlerin ve yüksek enflasyonun bedelini ödemek istemiyoruz” dedi. Türk-İş Yönetim Kurulu’nun 6 Ağustos’ta almış olduğu karar doğrultusunda başlattıkları eylem planı çerçevesinde, Türk-İş Bursa Bölge Temsilciliği bir basın açıklaması yaptı. Türk-İş Bursa Bölge Temsilcisi Ruhi Biçer ve yönetim kurulu üyelerinin hazır bulunduğu toplantıda konuşan Türk-İş Genel Başkan Yardımcısı İrfan Kabaloğlu “Türk-İş’in gündeminde yer alan ve bizler için hayati önem taşıyan konuları kamuoyu ile paylaşmak için bir araya gelmiş bulunuyoruz” diyerek söze başladı. İrfan Kabaloğlu, dar gelirlilerin hayat pahalılığı ve artan yüksek enflasyon karşısında büyük sıkıntı ve çaresizlik içinde olduğunu belirterek “Açıklanan enflasyon oranlarının kabul edilecek hiçbir yanı kalmadı. Açıklanan enflasyon ile market raflarındaki enflasyon arasında uçurum var. Ülkemizde orta direk olarak adlandırdığımız kesim neredeyse kalmadı. Ülkemizde gelir adaleti tamamen bozuldu. Türkiye gelir adaletsizliği ve eşitsizliğinde Avrupa’da birinci sırada geliyor. Emeği karşılığı aldığı ücretle geçinenlerin milli gelirden aldıkları pay küçülürken işveren payı her geçen gün artıyor. Yani zengin daha zengin, fakir daha fakirleşiyor. Özellikle temel tüketim ürünlerinde fiyatlar kontrolsüz bir şekilde artmaya devam ediyor. Ülkemizin pek çok yerinde işçi, ücreti ile kira paralarını ödeyemeyecek duruma geldi. Büyük şehirlerde ortalama ev kiraları 15- 25 bin Tl’nin üzerinde seyrediyor. Gıdadan giyime, sağlıktan eğitime sorunlar büyük iken, sosyal harcamalar yararlara merhem olmuyor. Herşey fahiş fiyatlarla satılıyor. Yaşanan ekonomik zorluklar çalışanlar için artık baş edilemez bir duruma gelmiştir. Çocukları üniversiteyi kazanan ve ücretini ödeyemedikleri için çocuklarını gönderemeyen ve kara kara düşünen pek çok aile var” dedi. KAMU ÇALIŞANLARININ ÜCRETLERİ Kamu çalışanlarının ücretlerinde denge ve adaletin sağlanması gerektiğini vurgulayan Başkan Kabaloğlu, “2023 yılında kamu çerçeve protokolü imzaladık. Kamuda birçok işyeri ve kurumun toplu iş sözleşmeleri yürürlük tarihleri farklıdır. Enflasyon oranı her ay değişiklik gösterdiğinden ücretlere yapılacak zam oranlarında da farklılıklar ortaya çıkmaktadır. 1 ocak ile 1 mart tarihlerinde oluşan farkın ek protokolle giderilmesini sağlamış ve eşitliği korumuştuk. Şimdi de her türlü zorluğa rağmen temmuz ile eylül arasındaki farkı da alabilmek için gerekli girişimlerde bulunuyoruz. Türk-iş olarak, eylül ayı başlangıcı olan sözleşmelere de %24.73 oranından düşük olmamak üzere düzenleme yapılmasını istiyoruz. Önümüzdeki toplu iş sözleşmelerinde kamuda ayrı statüde çalışan ama aynı kurumda görev yapan çalışanların ücretlerinde işçi lehine fark olması için çalışacağız” şeklinde konuştu. VERGİ SİSTEMİNDE ADALET… KİT’lerde ve kamuda taşeron olarak çalışanların kadroya alınmaları gerektiğini değinen Kabaloğlu “696 sayılı KHK ile kadroya geçen arkadaşlarımızın kanundan doğan tüm hakları verilmelidir” dedi. Ülkemizdeki gelir adaletinin sağlanabilmesi için öncelikli olarak vergi sisteminde adaletin sağlanması gerektiğine vurgu yapan İrfan Kabaloğlu sözlerine şöyle devam etti: “Ülkemizin kaynaklarını kullanarak servet sahibi olanlar, bu toplumdan aldıkları oranda vergilerini ödemelidirler. Yani çok kazananlar çok vergi ödemelidirler. Gelir vergisi tarifesi ilk dilimi 2024 yılı için 110 bin TL olarak belirlenmiş durumda. Geçmiş yıllarda yılın son aylarına kadar ikinci vergi dilimine girmeyen birçok işçi, günümüzde mart ayında ikinci vergi dilimine girmekte ve yılda bir buçuk aylık ücretini vergi olarak ödemektedir. İşçinin satın aldığı her şeyde vergi ödediği unutulmamalı, bir de ücretinden yüksek vergiler kesilmemelidir. Ücretlerin tabi olduğu vergi dilimleri gözden geçirilmeli, işçi ücretlerindeki vergi ’te sabitlenmeli, çalışanlar için adalet sağlanmalıdır. İşçiler yılın başında aldıkları ücretleri yılın sonunda da aynı şekilde alabilmelidir.” Konuşmasının sonunda emeklilerin haklarına da değinen Kabaloğlu,   “Özellikle pandemi sonrası artan ve kalıcı hale gelen yüksek enflasyonun sebep olduğu hayat pahalılığı en fazla düşük gelirli kesimleri etkilemiş ve geçimlerini olanaksız hale getirmiştir. Bu kesimlerin başında emekliler ve asgari ücretliler gelmektedir. En düşük emekli maaşı ve asgari ücret insan onuruna yakışır bir yaşam sürmeyi mümkün kılacak şekilde belirlenmelidir” ifadelerini kullandı. YÜKSEK ENFLASYON…   Başkan Kabaloğlu, toplantının sonunda, Bursa’da yapılan bu toplantının benzerlerinin diğer illerde de yapılacağını söyleyerek taleplerini şu şekilde özetledi: “Çalışan kesim olarak bir kez daha özellikle nedeni olmadığımız ekonomik krizlerin ve yüksek enflasyonun bedelini ödemek istemiyoruz, Kamuda ve özel sektördeki tüm işyerlerinde adil, insan onuruna yakışır ücretler, güvenli ve güvenceli çalışma koşulları ve iş barışı istiyoruz, 696 sayılı KHK ile çalışanlar kanundan doğan haklarını tam olarak alabilmelidirler, KİT’lerde ve kamuda, taşeronda çalışan işçilere kadro verilmelidir, Adil bir vergi sistemi getirilmeli az kazanandan az çok kazanandan çok vergi alınmalıdır, Örgütlenmenin önündeki engeller kaldırılmalıdır.

Memur ve memur emekli maaşında ‘sıfır zam’ tehlikesi Haber

Memur ve memur emekli maaşında ‘sıfır zam’ tehlikesi

Merkez Bankası emekli ve memur zammı sonrası en kritik ipucunu verdi. Yılın üçüncü enflasyon raporunda yüzde 38 olan yılsonu enflasyon tahmini değiştirilmedi. Açıklama TCMB Başkanı Fatih Karahan’dan gelirken, yeni bir hesap doğdu. SSK, Bağ-Kur emeklisi (4a-4b) ile memur ve memur emeklisi (4c) kapsamındaki milyonların Ocak 2025 zam senaryosu şimdiden ortaya çıktı. Bilindiği üzere memur ve emekliler Ocak ve Temmuz olmak üzere yılda iki kez zam alıyor. Bu kapsamda Temmuz 2024’te Bağ-Kur ve SSK emekli maaş zammı yüzde 24,73 olmuş ve en düşük emekli maaşı da 12.500 TL’ye yükseltilmişti. Memur ve memur emekli zammı da enflasyon farkı ve toplu sözleşme zammı ile yüzde 19,31 oldu. Vatandaşlar arasında yetersiz bulunan maaş artışlarının ardından gözler Ocak ayına çevrildi. SSK, BAĞ-KUR EMEKLİ KÖK MAAŞ ZAMMI OCAK 2025 TAHMİNİ Merkez Bankası’nın yüzde 38’lik enflasyon tahminine göre SSK ve Bağ-Kur emekli maaşı zammının yüzde 10,64 olması bekleniyor. Bu senaryonun gerçekleşmesi halinde emekli kök aylıklara uygulanacak zammın ardından rakamlar şöyle olacak: • Bağ-Kur (Esnaf) - 12.695 TL’den - 14.045 TL’ye • Bağ-Kur (Tarım) - 10.089 TL’den - 11.162 TL’ye • SSK (2000 öncesi) - 14.178 TL’den - 15.686 TL’ye • SSK (2000 sonrası) - 8.789 TL’den - 9.724 TL’ye yükselecek. Not: Bir değişiklik yapılmazsa en düşük emekli maaşı olan 12.500 TL’nin altında kalan aylıklar bu rakama tamamlanacak. MEMUR VE MEMUR EMEKLİSİ MAAŞI OCAK’TA NE OLACAK? Son yıllarda yüksek enflasyon nedeniyle yüzde 50’ler seviyesinde zam yapılan memur aylıkları enflasyondaki düşüşle bu rakamları son kez görmüş oldu. Son olarak yüzde 19,31’lik artışın ardından aile yardımı ödeneği dahil en düşük memur maaşı 32 bin 861 liradan 39 bin 177 liraya, en düşük memur emekli aylığı 14 bin 741 liradan 17 bin 587 liraya yükselmişti. Ancak bankanın tahminine göre enflasyon yüzde 38 olursa enflasyon farkı ve toplu sözleşme zammıyla birlikte toplam yüzde 6,62 oranında zam yapılacak. Böylece tablo şöyle oluşacak. • En düşük memur emekli maaşı – 17.587 TL’den - 18.751 TL’ye • En düşük memur maaşı: 39.177 TL’den - 41.770 TL’ye yükselecek. MEMURLARI TEDİRGİN EDEN SENARYODA SIFIR ZAM TEHLİKESİ Ancak Merkez Bankası enflasyon tahminlerinde yüzde 38’lik oran orta nokta. Bu kapsamda enflasyonun yüzde 34 ile yüzde 42 aralığında gelmesi bekleniyor. Buradaki yüzde 34’lük tahmin ise işleri çok başka bir boyuta taşıyor. İkinci altı aylık enflasyon yüzde 10’u aşarsa, memura önce buradan doğan fark verilecek, üzerine de 2025 yılı için daha önce toplu sözleşme ile belirlenmiş olan yüzde oranındaki zam ilave edilecek. Ancak yıl sonu enflasyonunun yüzde 34 gelmesi halinde memura enflasyon farkı uygulanmayacak. Çünkü rakam yüzde 10’un altında kalacak.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.