SON DAKİKA
Hava Durumu

#Ekrem Imamoğlu

Söz Bursa - Ekrem Imamoğlu haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ekrem Imamoğlu haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

İmamoğlu'nun avukatı da gözaltında Haber

İmamoğlu'nun avukatı da gözaltında

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik başlatılan 'yolsuzluk' soruşturması kapsamında Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasının ardından devam eden soruşturmada, İmamoğlu'nun avukatı Mehmet Pehlivan gözaltına alındı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne ve Ekrem İmamoğlu'na yönelik terör ve yolsuzluk iddiasına ilişkin 2 ayrı yürütülen soruşturma sürüyor. Soruşturmalar kapsamında Ekrem İmamoğlu, İBB Medya A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ongun ve şarkıcı Ercan Saatçi'nin de aralarında bulunduğu şüpheliler, emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından yoğun güvenlik önlemleriyle 22 Mart tarihinde Çağlayan'da bulunan İstanbul Adalet Sarayı'na sevk edilmişti. İBB BAŞKANI İMAMOĞLU TUTUKLANMIŞTI Şüpheli İmamoğlu, 'yolsuzluk' soruşturması kapsamında çıkarıldığı nöbetçi hakimlikçe 'suç örgütü kurmak ve yönetmek', 'rüşvet almak', 'irtikap', 'hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek' ve 'ihaleye fesat karıştırmak' suçlarından tutuklanmış, 'silahlı terör örgütüne yardım etmek' suçundan ise kuvvetli suç şüphesi bulunduğu ancak mali nitelikli suçlardan zaten tutuklanmasına karar verildiği gerekçesiyle gelinen aşamada gerek görülmemekle talebin reddine karar verilmişti. İMAMOĞLU'NUN AVUKATI DA GÖZALTINA ALINDI Öte yandan, soruşturmaya ilişkin yeni bir gelişme yaşandı. İmamoğlu'nun avukatı Mehmet Pehlivan hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Aklama Suçları Soruşturma Bürosu'nca, 'suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama' suçundan soruşturma başlatıldı. Soruşturma çerçevesinde Pehlivan, gece saatlerinde bulunduğu evinden gözaltına alındı. Şüphelinin emniyetteki işlemleri sürüyor.

Fransa'dan dünyaya Ekrem İmamoğlu tepkisi! Haber

Fransa'dan dünyaya Ekrem İmamoğlu tepkisi!

Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, bugün Fransa'nın Strasbourg kentinde düzenlenen Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi'nin 48. Genel Kurulu'na katıldı. Genel Kurul'da özellikle muhalefetin söylemlerinden örnekler verilerek Türkiye aleyhtarı konuşmalara söz alarak karşı çıkan Başkan Büyükakın, "Kayyum atamalarını eleştiren raportörlerin, DEM Parti'nin seçimle gelmemiş, hukuki karşılığı olmayan eş başkan uygulamasını görmezden gelmesi, gerçeğin nasıl bloklandığını açıkça gösteriyor. Türkiye'de hukuk işliyor, yargı süreci devam ediyor ve gerçekliği çarpıtarak oluşturulan algı operasyonlarına izin vermeyeceğiz" diye konuştu. "GERÇEKLİK BLOKE OLMUŞ OLDU" Başkan Büyükakın salondakilerden büyük alkış alan konuşmasında şunları söyledi; "Algı ile gerçekliğin bu kadar birbirine karıştığı, propagandanın gerçekliği bu kadar esir aldığı salonda ve ortamda belki de en zor pozisyon 6 yıldır bu kongrenin üyesi olan benim. Türkiye'de hükümet tarafından yapılan uygulamaların burada anlatılanlarla aynı şeyler olmadığını savunmamı gerektiriyor. Kayyum atamalarında da raportörlerin bu sürecini biz de defalarca gördük. Hükümetin terörle bağlantılı yapılarla ilgili aksiyonlarını hukuksuzluk olarak niteleyen raportörler, gerçeklikle alakalı başka olguyu her zaman gözden kaçırdı. Mesela DEM parti tarafından aday gösterilmiş olan belediye başkanlarının yanlarında eş başkan sıfatıyla hiçbir hukuki karşılığı olmayan, hiçbir seçimle gelmeyen şahısların atanmasını kayyum olarak göremediler. Gerçeklik bloke olmuş oldu." şeklinde konuştu. "EKREM İMAMOĞLU'NUN GÖREVDEN ALINMA SÜRECİ HUKUK PROSEDÜRÜDÜR" Konuşmasını sürdüren Başkan Büyükakın, "Burada sadece muhalefetin görüşlerinin ifade edilmesi, raporlarda ağırlıklı olarak muhalif görüşlerin ele alınmasını biz raportörlere defalarca anlattık. Hükümetin görüşleri raporlara maalesef yansımıyor ve gerçeklik ile propaganda arasındaki fark hiçbir zaman belirginleşmiyor. Dolayısıyla Türkiye'de demokrasinin devrede olduğunu, hukukun işlediğini, Ekrem İmamoğlu'nun görevden alınma sürecinin esasen bir hukuk prosedürü olduğunu, şu anda bir yargılamanın devam ettiğini de özellikle belirtmek gerekiyor. Şu anda Türkiye'de devam etmekte olan bu yargılamanın bu şekilde tartışılması ve dünya kamuoyuna bu şekildeymiş gibi gösterilmesi, Türkiye'de sanki insanların hepsi sokaktaymış gibi anlatılması Türkiye'deki gerçekliği yansıtmıyor.. Burada propagandaya esir edilen bir propaganda çalışması var. Dolayısıyla bunun da bilinmesi, raporlara hükümet tarafından görüşlerinin de dahil edilmesi gerektiğini ifade ediyorum. Şu ana kadarki orantısızlığın düzeltilmesi gerektiğini ifade ediyorum" ifadelerini kullandı.

Bahçeli: "Vandallığa demokrasi nöbeti diyorlar" Haber

Bahçeli: "Vandallığa demokrasi nöbeti diyorlar"

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, sosyal medya hesabından Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasının ardından yapılan gösterilere ilişkin açıklama yaptı. Bahçeli açıklamasında, "Düşünce hayatımızda tıpkı Süheyl Yıldızı gibi parlayan merhum Ziya Gökalp, bir defasında isabet ve itinayla ihata edilmiş şu cümleyi beyaz sayfalara dökmüştü: 'Fikirleri hislerine tevafuk ve istinat etmeyen bir insan ruhen hastadır.' Fikrinde ve zikrinde onarılmaz hasarlar bulunan kimselerin ruhen sıhhatli olmalarını beklemek işin özünde boşa kürek çekmek, boşuna zaman tüketmektir. Saraçhane provokasyonuyla Türkiye'nin önünü kesmek için kuyruğa giren hastalıklı CHP'sinden diğer marjinal parti ve yasa dışı sol gruplara kadar alayı emel, eylem ve sözleriyle düşmanları aratmayan bir çizgide pozisyon almışlardır" dedi. "VANDALLIĞA DEMOKRASİ NÖBETİ DİYORLAR" Bahçeli, "Vandallığa demokrasi nöbeti diyecek kadar gerçeklerden kopmuş, milletine ve devletine yabancılaşmış bohem ve bonservis bedeli çoktan ödenmiş bir muhalefet anlayışı karşımızdadır. Ülkemizin yükselen değer ve prestijinin gözle görülür şekilde hız ve ivme kazandığı bir dönemde Saraçhane komplosunu birdenbire devreye alanlar, Türk ve Türkiye düşmanlarına rehin düşen ve bundan mülhem batıla hizmetkâr olan işbirlikçilerdir. Maske takıp polisimize taş atan, balta fırlatan, havai fişekle saldıran, asit saçan alçakların demokrasi, hukuk veya özgürlükle hiçbir ilgisi ve ilişkisi yoktur" ifadelerini kullandı. "ZULÜM 1453'DE BAŞLADI DİYENLER ŞEHİR EŞKIYASINDAN BAŞKASI DEĞİLDİR" Bahçeli, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Zulüm 1453'de başladı diyenler Şehzadebaşı Camii'ni ve haziresini kirleten bir avuç casus aparatı, aynı şekilde paçoz ve şehir eşkıyasından başkası değildir. Cami duvarına pisleyenlerden, yakıp yıkmayı demokrasi olarak lanse edenlerden, milletimizin alın teri, helal emeği olan belediye kaynaklarını organize rüşvet, hırsızlık ve yolsuzluk anaforunda hiç edenlerden tarih ve adalet önünde hesap sorulmalıdır. Sayın Cumhurbaşkanımızın merhume ve muhterem annesine edilen küfürler kimlerin köprübaşlarını tutmak için sokaklara çıktığını göstermektedir. Şahsımın tedavi süreciyle ilgili fitne ve dedikodu kampanyası üreten şeytani niyetlerin sokak anarşisini nasıl da alevlendirmek istedikleri malumumuzdur." "TÜRKİYE OYUNCAK DEĞİLDİR" Türkiye Cumhuriyeti'ni can pahasına savunacaklarını aktaran Bahçeli, şunları kaydetti: "Cumhur İttifakı, CHP'nin muhbir ve muhabir mihmandarı olduğu çok boyutlu tahrik ve tahrip dalgasını kırmaya muktedirdir. Çünkü büyük Türk milleti yanımızdadır. Yabancı istihbarat örgütlerinin kuklası olup sokaklara dökülenlerin, iç asayiş ve huzur ortamını bozanların yakasından tutmak mutlaka sağlanmalıdır. Türkiye oyuncak değildir, karanlık oyunlara gelmeyecektir. Bin aydan daha hayırlı olan bugünkü Kadir Gecemizde Cenab-ı Allah'tan niyazım rahmetini, merhametini ve mağfiretini milletimizden esirgememesi, milli birliğimizi ve bin yıllık kardeşliğimizi sonsuza kadar muhafaza buyurmasıdır. Vatanımızın, bayrağımızın, bağımsızlığımızın, bekamızın, mukaddesatımızın, milli ve manevi pek çok değerimizin kadrini kıymetini bilmek dileğiyle aziz milletimizin, Türk-İslam aleminin müstesna, mübarek ve muhteşem fecirlerle müjdelenen Kadir Gecesi'ni dualarımla tebrik ediyorum."

Altun'dan İmamoğlu protestolarına tepki Haber

Altun'dan İmamoğlu protestolarına tepki

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı binası konferans salonunda gerçekleşen "21. Yüzyılda Türkiye’nin Bağımlılıklarla Mücadele Seferberliği" paneline Cumhrubaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, İletişim Başkanı Fahrettin Altun ve davetliler katıldı. "TÜM BAĞIMLILIK TÜRLERİNE DAİR TÜRKİYE OLARAK ÜRETTİĞİMİZ ÇÖZÜMLERE YER VERİLİYOR" Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz’ın başkanlığındaki Bağımlılıkla Mücadele Yüksek Kurulu koordinasyonunda, tüm kurum ve paydaşları kapsayan üst düzey bir iş birliğiyle, madde bağımlılığı ve davranışsal bağımlılıklarla mücadele seferberliğinin devam ettiğini belirten İletişim Başkanı Fahrettin Altun, "Devletimizin faaliyetlerinin bir nevi envanterini ortaya koyan bu eserimizde, bağımlılıklarla mücadele politikamız; mevzuatlar, strateji belgeleri, eylem planları ve idari yapılar çerçevesinde değerlendiriliyor. Tüm bağımlılık türlerine dair Türkiye olarak ürettiğimiz çözümlere yer veriliyor. Rehabilitasyon, iletişim faaliyetleri ve bilimsel alandaki çalışmalar çerçevesinde bireyden başlayıp aileye ve toplumun tüm kesimlerine yayılan seferberliğimiz anlatılıyor" diye konuştu. Dijital mecralara haddinden fazla maruz kalmak sadece bireylerin gerçek hayatla ilişkilerini bulanıklaştırmakla kalmayıp aynı zamanda onların sistematik dezenformasyon ve yanıltma kampanyalarına daha fazla maruz kalmalarına neden olduğunu belirten Altun, bu durumun toplumsal alanda barışı zedeleyen, kutuplaşmayı derinleştiren ve nefret dilini körükleyen bir sürece zemin hazırladığının altını çizdi. "HAK ARAYIŞI DEĞİL, HUKUKUN ÜZERİNE BASKI KURMA GİRİŞİMİDİR" Bağımsız yargı tarafından yürütülen bir yolsuzluk soruşturması ile başlayan dezenformasyon ve protsetolara dikkati çeken Altun, şu ifadeleri kullandı: "Yargı sürecini siyasallaştırmaya, yürüyen bir davayı politik çekişmenin konusu haline getirmeye, ortadaki vahim iddialara cevap vermek yerine sayın Cumhurbaşkanımızı hedef göstermeye, hükümetimizi suçlamaya yönelik, iyi niyetli olmayan bir çabayla karşılaşıyoruz. Çok açık ve net bir şekilde söylemek gerekirse; yürüyen hukuki bir süreci akamete uğratmak ve siyasi rant elde etmek amacıyla vandalizme, sokak şiddetine zemin hazırlamak en hafif tabiriyle sorumsuzluktur, kamu düzenini bozmaktır, toplumsal huzur ve barış ortamını zedelemektir. Meşru siyaset zemini milletimizin iradesiyle şekillenmiştir, anayasayla teminat altına alınmıştır. Bu tür çağrılar, adil yargı süreçlerine müdahale çabasıdır; hak arayışı değil, hukukun üzerine baskı kurma girişimidir. Dahası, bu çağrıları yapanların, sokakta yaşanabilecek olası provokasyonlara karşı ne güvenlik açısından ne de siyasi sorumluluk bakımından kontrol edici veya yatıştırıcı bir kapasiteye sahip olmadıkları da açıktır. Yine bu süreçlere ne yazık ki yoğun bir dezenformasyon süreci, sistematik yalan kampanyaları eşlik ediyor. Son dönemde kamuoyunun, özellikle dijital mecralar üzerinden yönlendirilmek istendiği, gerçekle ilgisi olmayan haberler, manipülatif içerikler ve kasıtlı çarpıtmalarla algı yönetiminin sistematik biçimde yapılmaya çalışıldığı açıkça ortadadır. Bu dezenformatif kaynakların bir kısmının yurtdışı kaynaklı olduğunu da müşahade etmiş bulunuyoruz." "HAKİKAT NE KADAR GEÇ GELSE DE DAİMA GALİP GELİR" Hukukun üstünlüğüne, devletin meşruiyetine ve milletin sağduyusuna zarar veren bu dezenformasyon saldırılarına karşı güçlü, bilinçli ve sistematik bir duruşun şart olduğunu aktaran Altun, "Devletimiz tüm kurumlarıyla bu konuda teyakkuz halindedir. Bu noktada vatandaşlarımızdan da beklentimiz; yalnızca güvenilir kaynaklardan bilgi edinmeleri, sosyal medyada karşılaştıkları içerikleri sorgulayıcı bir bilinçle değerlendirmeleri ve fitneye hizmet eden hiçbir yapının sözcülüğünü yapmamalarıdır. Hakikat ne kadar geç gelse de daima galip gelir. Biz hakikatin safında durmaya, milletimize doğruları anlatmaya ve devletimizin itibarını korumaya devam edeceğiz" dedi. Türkiye’nin sadece kendi halkına değil, bölgesine ve dünyaya da güven veren bir aktör haline geldiğini dile getiren Altun, "Cumhurbaşkanımız gece gündüz demeden Türkiye üzerinde oynanan oyunları bozdu, ülkemizin hakikatini tüm dünyanın gözleri önüne serdi. Aynı zamanda ‘terörsüz Türkiye’ hedefi doğrultusunda, onlarca yıldır güvenlik krizlerine neden olan tehditler birer birer ortadan kaldırılmaya başlandı, iç ve dış güvenlikte çok önemli kazanımlar elde edildi. Bu güvenlik ve istikrar başarısı, Türkiye’nin hem bölgesel hem küresel ölçekteki önemini daha da artırmış, etkinliğini perçinlemiştir. Biz bu gerçeğin çoktan farkındaydık; ancak Batı dünyasının da artık bu yükselen Türkiye gerçekliğini görmeye başlaması, son aylarda somut biçimde ortaya çıkmıştır. İşte tam da bu küresel kırılma ve bölgesel yeniden şekillenme anında, yabancı basına bilinçli şekilde servis edilen sokak görüntüleriyle Türkiye; istikrarsız, güvensiz ve hukuk dışı bir ülke gibi lanse edilmeye çalışılmaktadır" ifadelerine yer verdi." "HİÇBİR KİŞİ, MAKAM YA DA ZÜMRE; TÜRK ADALET SİSTEMİNİN ÜSTÜNDE DEĞİLDİR" Yargı mercilerini baskı altına almaya yönelik her söylemin adalet sistemine yapılabilecek en büyük kötülük olduğunun altını çize Altun, şöyle devam etti: "Kimse hukukun üstünde değildir; hiçbir kişi ya da kurum, yargının bağımsızlığına müdahale etme hakkına sahip olamaz. Anayasal düzende teminat altına alınan kuvvetler ayrılığı ilkesinin özü de tam olarak budur. Bugün yargı mercilerini hedef göstermeye çalışan, hukuki süreci itibarsızlaştırmak isteyen çevreler, sadece mevcut davaları değil, doğrudan ülkenin huzurunu ve demokrasimizin temel direklerinden biri olan hukuk devletini hedef almaktadır. Hiçbir kişi, makam ya da zümre; Türk adalet sisteminin üstünde değildir. Hukuku itibarsızlaştırmaya çalışmaya ve yargı mercilerini baskı altına almaya yönelik her söylem, adalet sistemine yapılabilecek en büyük kötülüktür. Türk yargısının bağımsız ve tarafsız şekilde işlemesi için en fazla mücadele veren lider, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır. Geçmişte darbe dönemlerinde, vesayet odaklarının yönlendirmesiyle çalışan, milli iradeye sırtını dönen yargı anlayışı, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde yapılan reformlarla sona erdirilmiştir. Bu kapsamda, yargı süreçleriyle ilgili hükümetimize sorumluluk isnat etmek, bir anlamda yargıyı siyasallaştırmaya çalışanların kendi çelişkileridir. Yargının siyasallaşmasının bedelini geçmişte ağır bir şekilde ödemiş olan Türk milleti ve Türk demokrasisini, aynı çıkmaz yola bir kez daha sürüklemek isteyen zihniyetle mücadele etmek, bizim en büyük sorumluluklarımızdan biri olacaktır."

Silivriden seslendi : Birlikte başaracağız Haber

Silivriden seslendi : Birlikte başaracağız

Bugün tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi'nden sosyal medya aracılığıyla bir mesaj paylaşan İmamoğlu şu ifadelere yer verdi: Herkese merhaba, Ramazan ayınız mübarek olsun, Benim çok kıymetli vatandaşlarım, anneler, babalar, teyzelerim, amcalarım, sevgili gençler, pırlantam çocuklarımız; her birinizi sevgiyle, saygıyla sıcacık kucaklıyorum. Yaşanan ve yaşatılan bütün sefillikler, yargıda hepimizin başını öne eğdiren itibarsız kararlar, ekonomimizin düştüğü durum ve uluslararası itibarımızın yerle bir olmasına rağmen demokrasi devrimi gerçekleşti ve 23 Mart’ta CHP’li yol arkadaşlarım ile tüm vatandaşlarımızın oylarıyla Cumhurbaşkanı adayı halk tarafından seçildi. Bu muhteşem bir durumdur. Umut çok büyüktür. Bir avuç kötü insanı perişan etmiştir. Korkuları artmıştır. Korkacaklar, korksunlar. Çünkü biz milletimizle birlikte; Türkiye ittifakını temsil ediyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’nin asil değerlerini, demokrasiyi temsil ediyoruz. Geleceği, adaleti, hukukun üstünlüğünü, eşitliği, birliği, beraberliği temsil ediyoruz. Cennet vatanın değerlerini, gelişmeyi, iyi eğitimi, aklı, bilimi, sanatı, sporu, kaliteli yaşamı temsil ediyoruz. Bugün çok korkan bir avuç insanın bile ailelerinin gelecekteki mutlu yaşamlarının, huzurunun teminatıyız. Çok çalışıyorum. Daha çok çalışacağım. Benim nerede olduğumun gerçekten bir önemi yok. Benim pırlanta gençlerim; masanızda çalışırken beni yan sandalyenizde hissedin. Emekçilerin atölyesinde, çiftçilerin tarlasında, ninelerin dizinin dibindeyim. Çocukların oyun halkasındayım. Birlikte başaracağız. Akşam 20.30’da sizi Saraçhane’de ve tüm meydanlarda izlemeye devam edeceğim. Sevgili Gençler; Çatışmalardan uzak durun. Benim çok sevdiğim güvenlik güçlerimiz, polislerimiz, halkımıza iyi davranın. Bu akşam hepinizi güler yüzle göreyim. Millet büyüktür. Ekrem İmamoğlu 24.03.2025 / Silivri Herkese merhaba, Ramazan ayınız mübarek olsun, Benim çok kıymetli vatandaşlarım, anneler, babalar, teyzelerim, amcalarım, sevgili gençler, pırlantam çocuklarımız; her birinizi sevgiyle, saygıyla sıcacık kucaklıyorum.Yaşanan ve yaşatılan bütün sefillikler, yargıda hepimizin…— Ekrem İmamoğlu (@ekrem_imamoglu) March 24, 2025

RTÜK'ten yayıncı kuruluşlara 'İmamoğlu' uyarısı Haber

RTÜK'ten yayıncı kuruluşlara 'İmamoğlu' uyarısı

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Ebubekir Şahin yayıncı kuruluşları, İmamoğlu soruşturması ile ilgili gerçek dışı haberlere değil resmi açıklamalara yer vermeleri konusunda uyardı. Şahin sosyal medya hesabından yaptığı uyarı paylaşımında, "Yayıncı kuruluşlara açık ve çok önemli uyarı. Daha önce de belirttiğimiz üzere; İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’mızca yürütülen soruşturmalarla ilgili medyamızın itidal ile hareket etmesi, taraflı ve gerçek dışı haberlere değil yetkililerden gelen resmi bilgi ve açıklamalara yer vermeleri, kanun ve ilke kararlarına uygun yayıncılık yapmaları hususunda gerekli uyarıları yapmış, akabinde de kanunlara uyumayan yayıncı kuruluşlarla ilgili ilk Üst Kurul toplantımızda en üst sınırdan program durdurmalara varan müeyyideler uygulamıştık" ifadelerine yer verdi. LİSANS İPTALİNE VARABİLECEK YAPTIRIM Şahin yaptığı uyarıda lisans iptaline varabilecek yaptırımlar uygulanacağını belirterek, "Belirtmek isterim ki; Radyo ve Televizyon Üst Kurulu olarak kanun dışında yayın yapan, halkı sokağa davet eden, illegal örgütlerin sözcüsü gibi beyanlarda bulunan yorumcuları ekrana taşıyan, kişi haklarına aykırı taraflı yayıncılık faaliyeti gösteren, devlet büyüklerine, soruşturmayı yürüten yargı mensuplarına, emniyet personeli ile kolluk kuvvetlerine hakaret hatta tehditlere varan ifade ve yayınlara yer veren yayıncı kuruluşlarla ilgili uzun süreli yayın durdurma dahil, en nihayetinde lisans iptallerine varabilecek müeyyideler uygulanacağı önemle ve tekraren duyurulur" ifadelerini kullandı. Şahin’in yaptığı paylaşımda, uyarıları dikkate almayan kuruluşları son defa uyardıkları vurgulanarak, "Bu süreçte itidalli yayın yapan, tarafsız bir şekilde halkı bilgilendirme çabasıyla hareket eden yayıncı kuruluşlarımıza teşekkür ediyor, uyarılarımızı dikkate almayan, hukuk dışı yayınlara devam eden, sayısı birkaç taneyi geçmeyen yayıncı kuruluşları da son bir defa ihtaren uyardığımızı belirtmek istiyorum. Kamuoyuna saygıyla duyurulur" denildi.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Söz Bursa En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.