SON DAKİKA
Hava Durumu

#Ekrem Imamoğlu

Bursa Haber - Ekrem Imamoğlu haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ekrem Imamoğlu haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Savcı rapor almıştı: İmamoğlu'nun yargılandığı dava ertelendi Haber

Savcı rapor almıştı: İmamoğlu'nun yargılandığı dava ertelendi

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun Beylikdüzü Belediye Başkanlığı döneminde 'ihaleye fesat karıştırdığı' iddiasıyla 6 belediye çalışanıyla birlikte yargılandığı davanın görülmesine bugün de devam edildi. Büyükçekmece 10. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşma öncesinde çok sayıda partili adliye önüne geldi. Duruşmaya Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün, Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ve CHP Yüksek Disiplin Kurulu Başkanı Turan Taşkın Özer de izleyici olarak katıldı. Cumhuriyet savcısının raporlu olması nedeniyle mütalaa açıklanmayınca dava 8 Ocak 2025 günü saat 15.00'e ertelendi. Davaya ilişkin konuşan CHP Yüksek Disiplin Kurulu Başkanı Turan Taşkın Özer, “Hayali senaryolarla düzenlenmiş bir iddianame neticesinde davanın takipçisi olarak İstanbul İl Örgütü olarak buraya geldik. Daha önce bunlar söylenmişti ama 2015 yılında yapılmış bir ihaleye ilişkin olarak 2020 yılında sayın Ekrem İmamoğlu İBB Başkanlığı seçimlerini iki kez art arda kazandıktan sonra Beylikdüzü dönemine ait yapılan bir incelemede 2015 yılına ait bir ihale 2020 yılında incelemeye alınıp, 2023 yılında davası açılıp, 2024 yılında hala celse takibi yapıyoruz. Bir önceki celsede savcılık makamına ilişkin olarak mahkeme başkanı hakim, savcıya mütalaasını hazırlamak için süre vermişti ancak ne hikmetse sayın savcı dün, bugün raporlu. Yukarıda avukatlar ısrarla dediler ki, ‘Savcılık makamı her ne kadar bugün raporlu olsa da yerine gelen geçici savcı, daha önceden iddianameyi düzenleyen, dolayısı ile soruşturmayı yürüten savcı olduğu için bu dosyaya herkesten daha çok hakim. Dolayısı ile kısa bir ara verilerek bu mütalaa hazırlanabilir' denildi. Ancak bu talep de reddedildi. Duruşma günü 8 Ocak 2025 tarihine bırakıldı” dedi. CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik de, “İBB Başkanımız Ekrem İmamoğlu 2015 yılında Beylikdüzü Belediye Başkanı seçildikten sonra Beylikdüzü Belediyesi Kültür Müdürlüğü'nde toplam bedeli 250 bin lira olan bir ihale ile ilgili 2019'da bir ihale başlatıldı. Sonrasında Danıştay 'soruşturmaya gerek yoktur' kararı verdi ve bunun üzerine ısrarla bir soruşturma süreci yürütüldü. 2020 yılında davaya dönüştürüldü ve halen mahkemesi bugün devam ediyor. 6 celse görüldü, geçen celsede artık süreç tamamlandı ve karar verilecek diye beklerken, savcılık mütalaa vermek yerine bugün süre istemişti, bugün de mütalaa için süre isteyen savcı rapor alarak bugün bu duruşmaya katılmadı” diye konuştu.

Özel, Ekrem İmamoğlu'nu kabul etti Haber

Özel, Ekrem İmamoğlu'nu kabul etti

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İBB ve TBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu parti genel merkezinde kabul etti. Saat 14.00'te başlayan görüşme yaklaşık 1,5 saat sürdü. Görüşmenin ardından basın mensuplarına açıklama yapan İmamoğlu, son günlerde gerçekleşen kayyım atamalarının birbiriyle bağlantılı olduğunu ve CHP'nin bir sonraki seçimde iktidar olmasının önüne geçilmeye çalışıldığını iddia etti. "Yargı ve kayyımlar eliyle kendi iradesini millete dayatma politikası kardeşliği baltalıyor" Hükümetin yargı ve kayyımlar eliyle kendi iradesini millete dayatma politikasının demokrasiyi, kardeşliği ve birliği baltaladığını öne süren İmamoğlu, “İşte milleti hiçe sayan bu anlayış yüzünden ekonomiden eğitime, sağlıktan adalete her alanda ne yazık ki çürümeler ve gerilemeler yaşanıyor. Bugün demokrasi ve hukuk için mücadele etmek, milletin iradesine sahip çıkmak kesinlikle aslında ülkemizin bugünle değil geleceğine sahip çıkmaktır. Yerel yönetimleri kayyımcı, vesayetçi anlayıştan kurtarıp milletin egemenliğini kayıtsız şartsız sağlamak için acilen atılması gereken demokratik ve hukuki adımlar vardır. Bugün iktidarda olanlar ilk seçimlerde ortaya çıkacağı belirginleşen milletin kararını engellemek üzere her hukuksuzluğa tenezzül eden adımlar atmaya karar vermiştir. Ne yazık ki bu adımları atma konusunda belli hazırlıklar artık sokakta, kahvehane dedikodusuna kadar ulaşmıştır” dedi. Tunceli Belediye Başkanı Cevdet Konak ve Ovacık Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'ün "terör örgütüne üye olma" suçlamasıyla yargılandıkları davada mahkeme tarafından 6 yıl 3 ay hapis cezasına mahkûm edildiğinin hatırlatılması üzerine İmamoğlu, şu cevabı verdi: “Mahkemeyle ilgili detayları genel başkanımızla toplantıya girmeden önce almıştık. Detayları takip ediyoruz, sonuçta bir mahkeme var. Mahkemede alınmış bir karar var. Muhtemeldir ki bu mahkemenin, birinci derece mahkemenin itiraz süreçleri söz konusudur. Hukuki mücadelenin devam ettiği bir hususta hem bugüne kadar gelinen noktada süreç nasıl işlemiş onu irdeleyeceğiz hem de bundan sonraki mücadele nasıl yürütülmelidir diye dikkatle bakacağız.” TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda yaşanan arbede hakkında konuşan İmamoğlu, bu görüntülerin hoş olmadığını ve iki tarafı da suhulete davet ettiğini söyledi.

Ak Partili Toy’dan İmamoğlu’na sert yanıt Haber

Ak Partili Toy’dan İmamoğlu’na sert yanıt

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda söz alan AK Parti Sivas Milletvekili Rukiye Genç Toy, İmamoğlu’nun açıklamalarında geçmişte yaşanan mağduriyetleri görmezden geldiğini belirterek, Türkiye’nin içinden geçtiği karanlık günlerini hatırlattı. Toy, konuşmasında, “İkna odalarını, mobing ve eziyetlerle başörtülü kardeşlerimizin eğitim hakkını ellerinden alanları unutmadık. İmam Hatiplerin orta bölümlerini kapatıp katsayı adaletsizliğiyle meslek liselerinin önünü kesenleri, binlerce masum vatandaşı kamudan tasfiye edenleri unutmadık. Mehmetçik analarını yavrularına hasret bıraktılar. Seçilmiş, meşru hükümeti türlü baskı ve dayatmalarla istifaya zorladılar. Bütün bunları ‘Demokrasiye balans ayarı yaptık’ diyerek yapanlar, toplumumuza çok ağır travmalar yaşattı” dedi. “Süreçlerin birebir tanığıyım” Toy, bu süreçlerin birebir tanığı olarak yaşanan acıların hâlâ derin yaralar bıraktığını dile getirerek, “O döneme bizzat şahit olan biri olarak söylüyorum; yaşadığımız acılara ‘vasatlık’ diyenler, vasatı bile yakalayamayan çukurlardır. Karartma yaparak, tahkir ve tezyif ederek bir davayı, o dava uğruna ödenmiş bedelleri, çalınan hayalleri ve söndürülen hayatları yok sayamaz, hafızalardan silemezsiniz” dedi. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in eğitimdeki sorunların temelini hatırlatan açıklamalarını desteklediğini belirten Milletvekili Toy, konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “Sayın Bakanımız, geçmişte yaşanan hataların bugün eğitimde ne denli sorunlara yol açtığını gayet açık şekilde dile getirdi. Biz, bu milletin yaralarını sarmaya, eğitimde fırsat eşitliği sağlamaya devam ediyoruz. İmamoğlu ve benzeri popülist söylemlerle siyaset yapanlar, bu ülkeye geçmişte yaşattıkları travmalarla yüzleşmeli ve bu travmalardan ders çıkarmalıdır” ifadelerine yer verdi.

Tunç’tan Ekrem İmamoğlu’na Haber

Tunç’tan Ekrem İmamoğlu’na "sürgün" cevabı

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Bartın’da katıldığı AK Parti 8. Amasra İlçe Kongresi sonrası gazetecilerin sorularını cevapladı. AK Parti Beylikdüzü İlçe Başkanlığı’na maskeli bir kişi tarafından gerçekleştirilen taşlı saldırı ile ilgili soru üzerine Bakan Tunç, "Öncelikle Beylikdüzü İlçe Teşkilatımıza yapılan saldırıyı kınıyoruz, lanetliyoruz. Şiddeti önlemek, teröristleri bu ülkeden temizlemek için üstün bir gayret söz konusu. Güvenlik güçlerimiz şu anda saldırganı yakalamak için çalışma yapıyorlar. Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından soruşturma başlatıldı hızlı bir şekilde. Kısa süre içerisinde yakalanacağını tahmin ediyoruz. Ben buradan İstanbul teşkilatımıza, Beylikdüzü ilçe başkanıma, tüm teşkilat mensuplarımıza, Beylikdüzü halkına geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Adli soruşturmayı da takip ediyoruz" ifadelerini kullandı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yargılandığı davanın hakiminin değişmesinin "sürgün edildiği" şeklinde değerlendirilmesine de tepki gösteren Bakan Tunç, "Bunların ne söylediklerinden kendilerinin de haberi yok. Yani başka şeyler söyleyeceğim ama bulunduğum makam buna el vermiyor. Söylediği hakim, sürüldüğünü iddia ettiği hakim, o mahkemede, yüksek seçim kurulu üyelerine ’ahmak’ dediği iddiasıyla yargılandığı mahkemede, hakimin reddi talebinde bulundukları hakim. Yani ’Bu hakim bizim davamıza bakmasın’ diye dilekçe verdikleri, reddi hakim yaptıkları hakimin başka bir sebeple Hakimler ve Savcılar Kurulu tarafından başka bir yere tayinini, sanki davanın mahkeme hakimini sürdüler şeklinde değerlendirmek tamamen abesle iştigal. Yani buna cevap vermeye bile değer bulmuyorum ama maalesef kendi reddi hakim talebinde bulundukları, ’Bu hakim bizim davamıza bakmasın’ dedikleri hakimi ’Hakimler ve Savcılar Kurulu başka bir yere tayin edip sürdü’ şeklinde, ’sürgün’ şeklinde yorumlamak, mantık dışı bir yorum. Maalesef bunlar oluyor. Bu arkadaşın sağa sola sataşacağına İstanbulluların sorunlarıyla ilgilenmesi lazım. Seçildiği günden bu yana maalesef bu tür abes ve iştigalleri görüyoruz. Özellikle yargıya yönelik en son söyledikleri sözleri reddediyoruz. Türk yargısına kimse hakaret edemez. Yargımız tarafsız ve bağımsızdır. Anayasamızın 138. maddesi çerçevesi içerisinde yargı makamlarına hiç kimse talimat veremez, emir veremez. Yargı makamları da hiçbir talimatı dikkate almaz. Bağımsız ve tarafsız yargımız, kararlarını hukuk çerçevesi içerisinde, anayasa ve kanunlar çerçevesinde kendi vicdanlarına göre karar verirler ki son verdiği örnek hakimi reddedeceksin, bu hakim benim davama bakmasın diyeceksin, reddi hakim talebinde bulunduğunu unutacaksın, sonrasında da hâkimin tayini çıktığında bu hakimi niye sürdün diyeceksin. Böyle bir saçmalık olabilir mi? Bir kere ne söylediklerinden haberleri yok bunların" dedi. "Yassıada, 27 Mayıs, 12 Eylül, 28 Şubat yargısını özleyenler, bu endeksleri baz alarak Türk yargısını yıpratamazlar" Muhalefetin Türkiye’nin hukuk endeksi sıralamasında en altta olduğu eleştirilerine ilişkin de Bakan Tunç, "Bu hukuk endeksleri maalesef objektif kriterlere göre oluşturulmuş endeksler değil. Hukuka güven endeksi dediğimiz özellikle muhalefetin sürekli ısıtıp ısıtıp gündeme getirdiği, Türkiye’nin hukuk endeksinde dünyanın geri sıralarında olduğunu söylemeleri bir kere Türkiye gerçekleriyle bağdaşır bir durum değil. Bu endeksleri düzenleyenlerin masa başında nasıl bu endeksleri düzenlediğini, Türkiye’de kimlerle konuştuğunu, Türkiye’de hangi anketlere dayandıklarını biz çok iyi biliyoruz. Dlayısıyla Amerika Birleşik Devletleri eski barolar başkanının oluşturduğu bir dernek, dünya adalet projesi. Bu dernek bağışlarla yürüyor, bağışları yapanlar da ilgili kurum ve kuruluşlar. Birinci bağışçı, America Birleşik Devleti Dışişleri Bakanlığı ve ikinci, üçüncü, dördüncü bağışçılar, ilk 20, ilk 50’ye baktığınız zaman bağış yapanın daha ön sıralarda olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla parayla sıralama belirleyen bir endeksi burada baz alıp Türk yargısını karalamaya çalışmak bir kere hadsizliktir. Biz buna müsaade etmeyiz. Türk yargısı 15 Temmuz’da da göstermiştir nasıl bir yargı olduğunu. Nasıl milletin yargısı olduğunu göstermiştir, nasıl birilerinin bazı o vesayetçi anlayışın arka bahçesi olmaktan kurtulduğunu göstermiştir. O nedenle o Yassıada yargısını özleyenler, 27 Mayıs yargısını, 12 Eylül yargısını, 28 Şubat yargısını özleyenler, bu endeksleri baz alarak Türk yargısını yıpratamazlar, millet de buna müsaade etmez" şeklinde konuştu. Basın özgürlüğü endeksinde de Türkiye’nin sıralamasına dikkat çeken Tunç, "Aynı şekilde dünya basın özgürlüğü endeksinde Türkiye’nin İsrail’den daha geride olduğunu söyleyebiliyorlar. Ya el insaf, 7 Ekim’den bu yana çocukları katleden, kadınları katleden, 50 bine yakın insanı şehit eden, 100 binden fazla insanı yaralayan, yerinden yurdundan eden ve orada gazetecilik faaliyeti yapan 170 gazeteciyi öldüren İsrail, basın özgürlüğünde Türkiye’nin önünde olacak öyle mi? Böyle bir şey var mı? Böyle bir saçmalık olabilir mi? Bu endeksler, maalesef masa başında objektif kriterlere dayanmayan, tamamen metodolojisi farklı, sadece Türkiye üzerine, Türkiye’yi karalamaya yönelik sıralamalar yaparak bir algı oluşturmaya yönelik endeksler. Biz milletimizin refahı, adalet hizmetlerinden daha fazla yararlanabilmesi için çalışmalarımızı sürdürmeye devam edeceğiz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bir hukuk devleti ve Türk yargısını da hiç kimse bu şekilde hadsiz sözlerle karalayamaz. biz Buna müsaade etmeyiz" dedi. Yenidoğan çetesi Bakan Tunç, yenidoğan çetesi üyelerinin hafta içerisinde yargılanmaya başlanacağının hatırlatılması üzerine ise, "Yenidoğan çetesiyle ilgili soruşurma davaya dönüşmüş durumda. İlk duruşması bu hafta gerçekleşecek. Burada özellikle iddianamede ortaya çıkan bazı hususlar var. Mahkeme tarafından iddianame kabul edildi. Şimdi yargılama süreci başlıyor. Hep beraber yargılama sürecini takip edeceğiz" diye konuştu.

İmamoğlu, Ahmet Türk'ü evinde ziyaret etti Haber

İmamoğlu, Ahmet Türk'ü evinde ziyaret etti

Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, terör örgütü üyeliğinden aldığı ceza ve aynı suçtan sürdürülen soruşturma nedeniyle görevden alınan DEM'li belediye başkanı Ahmet Türk'e destek ziyaretinde bulundu. Türk tarafından Mardin'in Derik ilçesindeki Kasrı Kanco'da ağırlanan İmamoğlu, "Bu ülkenin güçlü bir barışı, huzuru ve geleceğinin en iyi şekilde olması için, birbiriyle gerçekten samimi konuşan insanların inşa edeceği bir dönemin varlığı için koşuyoruz" dedi. İmamoğlu'na Mardin ziyaretinde CHP Genel Başkan Yardımcıları Gökçe Gökçen, Gül Çiftçi, TBB encümeninde görev alan Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Serra Bucak, Doğan Hatun ve Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere eşlik etti. İmamoğlu ve Türk, yaklaşık 3 saat süren ağırlamanın ardından kameraların karşısına geçti. Ev sahibi sıfatıyla ilk konuşmayı yapan Ahmet Türk, “Türkiye'deki gelişmeleri hepimiz dikkatle izliyoruz. Kayyum siyasetiyle, bu ülkenin demokrasiye kavuşmasına imkan yok, olanak yok. Gönül isterdi ki; barışçıl, kucaklayıcı bir sürecin gelişmesidir. Adaletsizliğin, eşitsizliğin ortadan kalktığı bir sürecin gelişmesidir. Hepimiz, demokrasiye inananlar, bunun çabası içindeyiz. İnanıyorum ki, çok kısa bir sürede, bu ülkeye demokrasi gelir, halklarımız kucaklaşır, ötekileştirilen politikalardan vazgeçilir; adaletin ve eşitliğin olduğu bir düzen sağlanmış olur. Gönlünde barış yatan, bu ülkede kucaklaşmayı, kardeşliği esas alan herkesi misafir etmek istiyorum” dedi. Türkiye'de yerel demokrasinin çok güçlü olmasını ve yerelden büyük bir kalkınmayı hedefleyen ülke olmayı hedeflemek gerektiğini belirten İmamoğlu, "Yereldeki kalkınmanın da yegane adresi, açıkçası yerel yönetimlerdir. Yerel yönetimleri güçlendirmediğiniz zaman, ama bir belde ama bir ilçe ama il, büyükşehir fark etmez, orada gerçekten kalkınmayı sağlayamazsınız. Bu manada bütçe olarak güçlendirilmesini, yetkilerinin arttırılmasını, yereldeki o güçlü yapının varlığıyla ülkenin tamamına yayılacak olan zenginleşmeyi, insanların daha iyi bir eğitim almasından tutun, kreşlerinden, sosyal yardımlaşmasına varıncaya kadar yerel hizmetlerin en güçlü seviyeye ulaşması ki dünyadaki örnekleri de böyle, bu şekilde olabilir, bu şekilde mümkündür. Biz, ülkemizde yerelde güçlenmeyi, yerelde yetkilerin daha fazla olmasını konuşurken, ne yazık ki uzun yıllardır tam tersine bir süreci yaşadık. Yerelde yetkiler kısıtlandı. Hatta bugün Türkiye'de, artık yerel yönetimlerin bütçeleri, sadece maaş ödeme seviyesine kadar inecek şekilde bir basiretsizlik yaşanmakta. Şimdi biz bu sorunları çözmeyi, bu sorunları tekrardan iyileşmeye dönük bir seviyeye adım atmayı hesaplamak veya bu hedefleri koymak yerine, ne yazık ki Cumhuriyetimizin 101. yıl dönümünde, yani ikinci yüzyılına güçlü bir adım atalım derken, daha ilk günlerinde biz kayyumu konuşuyoruz. Yani seçme seçilme hakkının gasp edilmesini konuşuyoruz. Seçme seçilme hakkının yok sayılmasını konuşuyoruz. İnsanlarımızın yetkilerinin elinden alındığında, gerçekten bu ülkeye olan inancı azalıyor ve en fazla da bu ülkenin çocuklarını ve gençlerini etkiliyoruz. Onlar, geleceğe umutla bakmakta sıkıntı çekiyorlar” diye konuştu. "TÜRKİYE YAKIN COĞRAFYANIN ÖRNEK ALDIĞI BİR BÖLGEDİR" Türkiye'nin yakın coğrafya tarafından örnek alınan bir bölge olduğunu belirten İmamoğlu, "Türkiye, yaptıklarıyla ve yapacaklarıyla yakın coğrafyanın örnek aldığı bir bölgedir. Burada atacağımız güçlü, iyileştirici ve birleştirici adımların, yakın coğrafyamıza da bütün dünyaya da iyi geleceği sorumluluğunu taşımaktayız. Kiminle? 86 milyon vatandaşımızla. Kiminle? Türk'ü, Kürt'ü, Laz'ı, Çerkez'i, Alevi'si, Sünni'si, her inanca sahip insanlarla. Süryani'si, Ermeni'si ve bu ülkede yaşayan her vatandaşın katkı sunacağı bir birlikteliğin, gerçekten bu coğrafyaya ve bütün dünyaya iyilik getireceğine olan inancımla, bugün Ahmet Türk başkanımızın evindeydik. Çok teşekkür ederiz" şeklinde konuştu.

İmamoğlu: İklim krizinin bedelini en savunmasız ödüyor Haber

İmamoğlu: İklim krizinin bedelini en savunmasız ödüyor

Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 29. Oturumu (COP29) kapsamında, Azerbaycan’ın başkenti Bakü’ye gitti. İmamoğlu, COP29’un, “Yerel Yönetim ve Belediye Eylemi Oluşumu’nun (LGMA) Dünya İklim Eylem Zirvesi’ne Yanıtı” başlıklı oturumlar dizisinin, “Kentsel Liderlik” başlıklı panelinde konuştu. Local Governments for Sustainability (ICLEI) yöneticisi Yunus Arıkan’ın moderatörlüğünü yaptığı panelin diğer katılımcıları ise Niterói (Brezilya) Belediye Başkanı Axel Grael, Tiran Belediye Başkanı Erion Veliaj ve Tokyo Valisi Yuriko Koik oldu.  Dünyanın küresel çalkantılar çağında yaşadığının altını çizen İmamoğlu, “Birkaç gün önce yayımlanan bir BM iklim raporu, iklim hedeflerimizde yavaş bir ilerleme kaydedildiğini gösteriyor. Ne yazık ki, bu yavaş ilerlemenin bedelini, en fakir ve en savunmasız olanlar ödüyor. 16 milyonluk bir şehrin belediye başkanı olarak misyonum, kimseyi geride bırakmamaktır” dedi. MERHUM ALİYEV’İN MEZARINI VE BAKÜ TÜRK ŞEHİTLİĞİNİ ZİYARET ETTİ Başkan İmamoğlu, panelin ardından Türkiye’den gelen basın mensuplarının ve Azerbaycan medyasının COP29 kapsamındaki sorularını yanıtladı. COP29 Türkiye pavilyonunu da ziyaret eden İmamoğlu, katılımcılarla anı fotoğrafları çektirdi. Merhum Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev'in Bakü’deki kabrini ziyaret eden İmamoğlu, anıt mezara çelenk koyup, dua etti. İmamoğlu, merhum Aliyev’in ardından Bakü Türk Şehitliği’ni de bir ziyaret gerçekleştirdi.

Özdağ ve İmamoğlu bir araya geldi Haber

Özdağ ve İmamoğlu bir araya geldi

Prof. Dr. Ümit Özdağ: Yukarıda baş başa uzun ve detaylı bir değerlendirme yaptık. Ülkemiz 1984'ten bu yana 40 seneyi aşan bir sürede bir terör örgütünün ağır, alçakça saldırılarını yaşadı ve yaşamaya devam ediyor. Bu terör örgütünün siyasette sahip olduğu uzantılar terör örgütüyle ve terörle bu 40 sene içerisinde aralarına mesafe koymayı her seferinde reddettiler. Yerel demokrasi gerçekten olağanüstü değerlidir. Yerel demokrasi, demokrasinin gelişmesinin, güçlenmesinin ana şartlarından ve ana kaynaklarından birisidir. Ama yerel demokrasiyi halka hizmet değil ülkeden ayrılmanın, Türkiye'nin toprak bütünlüğünden kopmanın aracı olarak görürseniz o zaman amacınız halka hizmet değil ülkeyi bölmektir. Pervin Buldan'nın Iğdır'da seçimleri kazanınca, ‘Iğdır Kürdistan'ın sınırları içerisine girmiştir’ açıklamasını yaptığını unutmadık ve unutmayacağız. DEM’in daha önce diğer örgütle ilişkili partiler dizisinin ne yazık ki halka yerel hizmet götürme anlamında çabaları bir tarafa bırakıp örgüte yardım için ve dağdaki terörist unsurlara lojistik destek sağlamak için birçok kez faaliyet gösterdikleri devletin istihbarat yetkililerinin, jandarma ve polis yetkililerinin tespit ettiği bir husus olmuştur. Bundan dolayı Türkiye kendisini terör örgütüne ve terör örgütüyle aynı çizgide olan yaklaşımlara karşı savunmak zorundadır. Ancak, Cumhuriyetimiz İstiklal Harbi’yle kurulurken savaş içinde dahi hukukla kurulmuş bir devlettir. Batı cephesinde Çerkez Ethem kuvvetleri, İstiklal Harbi'ne ihanet edenleri yakalamış ve asmışlardır. İsmet Paşa talimat vermiştir, ‘Yargılamadan olmaz.’ Önce yargılatmıştır. Sonra bu yetkiyi ordu bünyesine almış ve kendisi yargıladıktan sonra cezasını vermiştir. Yani devleti kurarken hukukla kurduk, bugün de devleti savunurken hukukla savunmalıyız. Ondan dolayı biz Zafer Partisi olarak bir süre önce kamuoyunda da çok tartışılan Cumhuriyet Halk Partisi Eski Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu'yla yapmış olduğumuz görüşmelerde kayyum müessesesinin gerekli olduğunu fakat bunun yargı kararıyla olması gerektiğini protokolümüze geçirttik. Bugün de terörle ilişkili olduğu düşünülen, tespit edilen belediye başkanları ancak yargı kararıyla görevden alınmalı noktasındayız. Ahmet Özer'in özeline gelirsek, doğrusu, Zafer Partisi olarak en fazla muhalefet ettiğimiz aday olmuştur kendisi. Ben üç defa Esenyurt'ta sahaya çıkarak seçilmemesi için çalıştım ve sahada bildiri dağıttım, afiş astım ve seçilmemesine çalıştım. Fakat onun da yargı kararıyla, ben bu siyasi mücadeleyi veririm, fakat onun da yargı kararıyla ve usulüne uygun bir şekilde Türk Devletine yakışır bir şekilde görevden alınması gerektiğini düşünüyoruz. Bunlar kadar önemli belki bunlardan daha önemli olan husus bugün yaşananlar. Sayın Bahçeli'nin açıklaması, daha sonra kayyum ataması süreci ki bunun devam edici anlaşılıyor. İktidar bloğunun önceden tasarladığı ve adım adım yaşama geçirdiği uygulamalar. Bunu tahlil etmeden bunun Ortadoğu'daki bölgesel gelişmeler ve Türkiye'de Recep Tayyip Erdoğan'ın ölene kadar Cumhurbaşkanı olmasını sağlayacak anayasal değişikliklerle ilişkisini görmeden meseleyi doğru tahlil etmek ve doğru tepki vermek doğru olmaz inancındayız. Bu konudaki görüşlerimizi de Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı ile paylaşması için Sayın Başkan ile paylaştık. Bundan sonra da Türkiye'nin menfaatine olan her konuda Zafer Partisi olarak görüşlerimizi kamuoyu ile ve değerli siyasi muhataplarımızla paylaşmaya devam edeceğiz.

İmamoğlu, Bursa’da STK’larla buluştu Haber

İmamoğlu, Bursa’da STK’larla buluştu

TBB tarafından ‘Bursa Buluşması’ kapsamında düzenlenen sivil toplum kuruluşlarıyla buluşma programı, Merinos Atatürk Kongre Kültür Merkezi’nde yapıldı. Programa, TBB ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile Marmara Belediyeler Birliği (MBB) ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in yanı sıra CHP İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, Bursa milletvekilleri, belediye başkanları, siyasi parti temsilcileri, ilçe başkanları, sivil toplum kuruluşlarının ve BESOB’a bağlı odaların başkan ve yöneticileri katıldı. “SİVİL TOPLUM, ÖNEMLİ BİR PAYDAŞIMIZDIR” MBB ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, TBB ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Bursa’ya yaptığı ziyaretten büyük memnuniyet duyduklarını söyledi. Sivil toplumun gücünü bildiklerini belirten Başkan Mustafa Bozbey, “Önümüzdeki süreçte oluşturacağımız birçok projede sivil toplum kuruluşları ortağımız olacak. Özellikle 1/100.000’lik plan çalışmalarımızda sivil toplumla beraber Bursa’nın sorunlarını masaya yatıracağız. Sivil toplum, Bursa’nın geleceğini şekillendirme konusunda önemli bir paydaşımızdır. Tüm sivil toplum kuruluşlarına ve odalarımıza katkı ve destekleri için şimdiden teşekkür ediyorum. Bursa’nın Kent Anayasası’nı hep birlikte inşa edeceğiz. İstanbul Planlama Ajansı ile beraber çalışarak Marmara’yı da bütüncül bir yaklaşımla ele alıp, Bursa’nın geleceğini oluşturacağız” dedi. “BURSA İLE GURUR DUYMAMIZ GEREKİYOR” Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, sivil toplum kuruluşlarıyla buluşma programını düzenleyen Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’e ve emeği geçenlere teşekkür etti. TBB’nin yeni döneminde ‘imtiyaz değil adalet’, ‘menfaat değil hakkaniyet’ diyerek yola çıktıklarını söyleyen Ekrem İmamoğlu, ‘Daha iyi bir gelecek, yerelden gelecek’ prensibi ve sloganıyla yürüdüklerini anlattı. Şehirlerde ortak çözüm yolları aramayı, huzur içerisinde bir Türkiye var etmeyi hedeflediklerini söyleyen İmamoğlu, binlerce yıllık geçmişi olan Bursa’da bulunmaktan da büyük mutluluk duyduğunu dile getirdi. Bursa’nın, Türkiye’nin lokomotif şehirlerinden birisi olduğunu söyleyen İmamoğlu, “Bursa, en yüksek ekonomik değer oluşturan 5 ilimizden bir tanesidir. Bursa ile gurur duymamız gerekiyor. Büyük bir imparatorluğun kurulduğu coğrafyanın ana merkezi olan Bursa, Türkiye’deki sanayileşmenin de merkezidir. Bursa, Türkiye’nin dünyaya açılan önemli kapılarından birisidir. Bursa’da üretim yapan insanlar, ortak akılla hareket etmeyi herkesten iyi bilirler. Her alanda dayanışması güçlü bir şehirdir Bursa. Fazlasıyla övgüyü hak eden Bursa’nın, hak ettiği desteği alamadığını da Mustafa Bozbey Başkanımla konuştuk. Biz bunları dert ediyoruz. ‘Birlikte nasıl iş geliştiririz?’ diye Mustafa Başkanımla birbirimizin gözünün içine bakıyoruz. Gelecekte sorunları çözecek kadrolar bizler olacağız. Hem TBB Başkanı olarak ben, hem MBB Başkanı olarak O, birlikte çalışıyor, birlikte düşünüyor, birlikte çabalıyoruz” diye konuştu. “DAHA FAZLA ALANDA BİRLİKTE ÇALIŞACAĞIZ” İstanbul ve Bursa arasındaki muhabbetten çok güzel fırsatların ortaya çıkacağını anlatan İmamoğlu, “Bursa ve İstanbul aynı tarihi yaşıyor. Osmanlı İmparatorluğu’nun iki başkentinden bahsediyoruz. Ortak fırsatlarımız ve tehditlerimiz var. Deprem gerçeği, iki şehrin de önemli meselesidir. Birlikte çalışacağız. Birlikte çözümler üretiyoruz. Şehrin göbeğine TOKİ konutları nedir Allah aşkına! Bunu kentsel dönüşüm olarak düşünüp harekete geçiren akıl ve anlayışla bu iş çözülemez. Bizler, bu çözümü doğru planlama, doğru yapı stoku yenilemesiyle, altyapı güçlendirmesiyle başarabiliriz. Hep birlikte el ele ereceğiz. Sorunları tespit edeceğiz. Günü geldiğinde güzel kadrolarla, memleketin evlatlarıyla sorunların hepsini biz çözeceğiz. Mustafa Başkanımla el ele, gönül gönüle daha fazla alanda birlikte çalışacağız. Türkiye’nin geleceğinin Marmara’dan, İstanbul’dan, Bursa’dan geçtiğini bile iki belediye başkanıyız” dedi. “BİRLİK VE BERABERLİĞİMİZİ YAŞAYALIM VE YAŞATALIM” TBB olarak şehirlerin mevcut durumunu, dertlerini ve isteklerini anlayabilmek adına ziyaretleri gerçekleştirdiklerini ifade eden İmamoğlu, yerel yönetimlerin iradesinin güçlenmesi adına da sivil toplum kuruluşlarıyla bir araya geldiklerini dile getirdi. El ele vererek mücadele ortamının oluşturulmasıyla her sorunun aşılabileceğini anlatan İmamoğlu, “İstişare, buluşma, ortak akıl, birlikte konuşma ve üretme, dayanışma bu ülkenin çimentosudur. Birbirimize olan sevgimizi, saygımızı, inancımızı beslemek ve büyütmek adına sivil toplum kuruluşlarıyla buluşuyoruz. Aramızdaki diyaloğumuzu büyüteceğiz. Huzuru tesis etme görevi bize düşüyor. 86 milyonun güzel birlikteliğinin aşamayacağı sorun yoktur. Yeter ki birlik ve beraberliğimizi yaşayalım ve yaşatalım” diye konuştu. Program, konuşmaların ardından soru cevap bölümüyle devam etti.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.