SON DAKİKA
Hava Durumu

#Ekonomi

Bursa Haber - Ekonomi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ekonomi haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Marmarabirlik’ten 437 milyon TL’lik ödeme Haber

Marmarabirlik’ten 437 milyon TL’lik ödeme

2024/2025 iş yılı ürün alım kampanyasının başladığı günden bugüne kadar 1 milyar 250 milyon TL tutarında ürün alımı gerçekleştiren Marmarabirlik’te, ödemeler devam ediyor. Kampanya döneminde birinci dilim olarak 83 milyon TL ödeme yapıldı. Ürün bedellerini 15 günlük periyotlarla ödeyen Marmarabirlik, 2 Kasım-15 Kasım 2024 tarihleri arası teslim edilen ürün bedeli alacaklarının yüzde 50'sinin karşılığı olarak 22 Kasım Cuma günü (yarın) 354 milyon TL ödeme yapacak. Yapılacak ikinci dilim ödeme ile birlikte üreticilere toplam 437 milyon TL ödeme yapılmış olacak. Ortaklar Ziraat Bankası ATM’lerinden ürün bedellerini alabilecekler. Üçüncü ödeme 6 Aralık’ta gerçekleşecek. “Ortaklarımızın beyanı dışında kalan zeytin rekoltesi çok yüksek” Ürün alımlarına devam edildiğini belirten Yönetim Kurulu Başkanı Hidamet Asa, Bursa Bölgesi’nde 280 bin ton zeytin rekoltesi olduğunu, Gemlik-Mudanya-Orhangazi ve İznik Kooperatifleri’ne bağlı ortaklar tarafından yaklaşık 70 bin ton rekolte beyanı geldiğini söyledi. Asa, “Marmarabirlik’in bu bölgede muhatap olduğu rakam 70 bin ton olmasına rağmen, Marmarabirlik ile ilişkisi olmayan dışarıdaki 210 bin ton zeytinin muhatabı yok. Yaşanan sıkıntının asıl kaynağı budur. Marmarabirlik bu miktarın sorumlusu değildir. Bazı sivil toplum kuruluşları sorumlu olarak Marmarabirlik’i göstermeye çalışmaktadır” dedi. Geçtiğimiz yıl sofralık zeytin rekoltesinin Bursa Bölgesi’nde 116 bin ton, bütün kooperatiflerin faaliyet alanı içinde ise yaklaşık 130 bin ton olduğunu anlatan Hidamet Asa, “Bu sene ise bütün faaliyet bölgemizde 379 bin ton rekolte var. Herkes çok iyi biliyor ki bu miktardaki ürünün ne fiziki olarak ne de mali olarak alımı mümkün değildir” ifadelerini kullandı. “1 kg zeytinin üretim maliyeti güncel rakamlarla hesap edildi” Bu yıl ağaç başına düşen verimliliğin geçtiğimiz yıla göre iki katından daha fazla yükseldiğini söyleyen Başkan Asa, “Geçtiğimiz yıl 15 kilogram olan ağaç başına verimlilik, bu sene sulanabilir yerlerde 45 kilograma kadar çıkmaktadır. Bir kilogram zeytinin üretim maliyetleri, geçtiğimiz yılın maliyetlerinin üzerine enflasyondan kaynaklı artışlar göz önüne alınarak, gerçekleşen giderler üzerinden hesap edilmiştir” şeklinde konuştu. “Önümüzdeki yıl yok yılı olacak” Piyasadaki diğer alıcıların çok küçük miktarlarda ürün alıp kenara çekildiğini aktaran Hidamet Asa, “Marmarabirlik, üreticisini mağdur etmemek için alımlara devam ediyor ve 60 bin ton ürün alacak. Şu anda arz talep dengesine baktığımızda özellikle yağlık zeytinin iklim koşulları (kuraklık) sebebiyle artmış olması, sofralık üretiminin azalacağını, önümüzdeki yıl sofralık zeytinde yine yok yılı olacağını gösteriyor” açıklamalarında bulundu. “Marmarabirlik’in önceliği üreticisine destek vermektir” 2020 yılından bu yana yaşanan ekonomik sıkıntılara rağmen Marmarabirlik’in her zaman üreticiye destek olduğunu belirten Asa sözlerini şöyle sürdürdü; “2020 yılında baş barem fiyatı 15,50 TL iken bu yıl avans baş barem fiyatımız 125 TL’dir. Görevde olduğumuz süre içinde yatırımlarla depolama kapasitemiz 50 bin tonlardan 80 bin tonlara çıkarılmış, Entegre tesislerin yıllık üretim kapasitesi de 35 bin tonlardan 55 bin tonlara çıkarılmıştır. Dolayısıyla depolama kapasitesi ve üretim kapasitesi artırılmadığı müddetçe alım miktarının daha da artması mümkün değildir. Bunu üreticilerimiz iyi bilmelidir” dedi. “Marmarabirlik ayakta kalırsa üretici ayakta durur” Marmarabirlik’in bugüne kadar tüm imkânlarını üretici lehine seferber ettiğini vurgulayan Asa, “Marmarabirlik’in yüksek fiyata sınırsız bir alım yapması, parasını da peşin ödenmesi mümkün değildir. Zor günlerde zeytin üreticisinin yanında olmamız talep ediliyorsa, böyle belirsizliklerin olduğu yıllarda da üreticimiz Marmarabirlik’in yanında olmalıdır. Marmarabirlik ayakta durursa üretici ayakta durur” diye konuştu.

Fındık fiyatı serbest piyasada 125, Tarım Kredi'de 140, raflarda ise 500 lira Haber

Fındık fiyatı serbest piyasada 125, Tarım Kredi'de 140, raflarda ise 500 lira

Giresun'da serbest piyasada fındık uzun zamandır fiyat istikrarını korurken, Tarım Kredi Kooperatifi ise 50 randıman Giresun kalite fındık alım fiyatını 140 TL olarak belirledi. Tarım Kredi Kooperatifi'nin fiyat politikasının serbest piyasayı etkilemeyeceğini ileri süren fındık tüccarı İsmail Kankaya, “Şu anda 50 randıman 122 liradan işlem görürken, her randıman üzerine fiyat konuluyor. Giresun'da ortalama 52 randıman fındık fiyatı 125 liradan alınırken, 53 randıman ise 130 liraya kadar çıkabiliyor. Dolayısıyla randımanına göre fiyat verilmektedir. Uzun zamandır fiyat istikrarını koruyan fındıkta bu aralar düşüş yaşandığını söyleyebiliriz" dedi. "Yılbaşından sonra fiyatlar yükselebilir" Yılbaşından sonra fındık fiyatlarında yukarı yönle hareketlenme olabileceğini ifade eden Kankaya, “Üretici biraz sabırlı olursa yılbaşından sonrasını beklemesini önerebiliriz. Çünkü fındık fiyatlarının yılbaşından sonra yükselebileceğini söyleyebiliriz. O da neden; iklimine göre hava şartları etkili olacaktır. Malum kış mevsiminde havaların sıcak gitmesi ve fındıkların erken açması rekolteyi olumsuz etkileyecektir. Diğer bir etken ise Karadeniz Bölgesi'ni etkisi altına alan kahverengi kokarca tehlikesidir. Bu yıl Giresun'da da yoğun olarak görülmeye başlandı. Bütün bunların yeni sezon rekoltesine etkisi olacaktır. Yeni sezona göre de yılbaşından sonra fındık fiyatına yansıyacaktır” diye konuştu. "Tarım Kredi fiyatı serbest piyasayı etkilemez" Tarım Kredi Kooperatifi fiyatının serbest piyasayı etkilemeyeceğini söyleyen Kankaya, “Tarım Kredi'nin yeni fındık alım fiyatı politikası serbest piyasada çok bir etkisi olacağını düşünmüyorum. Tarım Kredi kendine üye olan üreticilerin, alışveriş yapanların ürününü alıyor. Diğerlerinin ürününü almıyor. Ayrıca parasını peşin vermiyor ve açıkladığı fiyattan vergi de düşüyor. Serbest piyasada ise net fiyatlardır. Dolayısıyla hesaplandığında serbest piyasa ile aynı seviyelere gelmektedir” şeklinde konuştu. Öte yandan serbest piyasada kabuklu olarak 125 liradan işlem gören fındık, raflarda ise kavrulmuş ve paketlenmiş olarak 500 liradan satılıyor.

İşçi konfederasyonlarından TBMM’de ortak açıklama Haber

İşçi konfederasyonlarından TBMM’de ortak açıklama

TÜRK-İŞ, DİSK, HAK-İŞ genel başkanları TBMM’de, Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyon Başkanı Vedat Bilgin ile görüştü. Görüşmenin ardından ortak basın açıklaması düzenlendi. Sağlık ve Çalışma Komisyonu olarak toplumun her kesiminden sorunlarla ilgili gelen talepleri değerlendirip bunların yasalaşması, sorunların çözülmesi konusunda çeşitli girişimlerde bulunduklarını ve adımlar attıklarını ifade eden Bilgin, “Bugün Türkiye içinde bulunduğu zor bir dönemden geçiyor. Ekonomide istikrarı sağlamak, enflasyonla mücadeleyi gerçekleştirmek için uygulanan bir program var. Ülkemizin uluslararası sistemle karşı karşıya bulunduğu sorunlar var. Fakat bütün bunları çözerken, bunlarla ilgili çözümler ortaya koyarken emeği çalışanları asla ihmal etmememiz gerektiğinin bilincindeyiz. Demokrasi, emeğin örgütlendiği, emeğin çalışma hukuklu çerçevesi içerisinde haklarının alındığı bir rejimdir. Ekonomik politikalar da sosyal politikalarla birlikte yürütüldüğü zaman başarılı olur. Toplumsal bakımdan kabul görür. Bu bakımdan ben ekonomik politikalarla sosyal politikaların paralel gitmesi gerektiğini savunan birisiyim” şeklinde konuştu. Son çeyrek asırdır görünmeyen bir ekonomik sıkıntıyla karşı karşıya olduklarını belirten Türk-İş Başkanı Ergün Atalay, “Biz taleplerimizi 130 gündür ülkenin değişik illerinde grevlerle, mitinglerle, iç durdurmalarla bunları sürdürdük. Hatırlarsınız bundan tam bir ay evvel Ankara'da Tandoğan Meydanı'nda 150 bin kişinin katıldığı bir miting yaptık. DİSK ülkenin değişik bölgelerine yaptı, Hak-İş ülkenin değişik bölgelerinde miting yaptı. Sorun şuydu, şimdi bizim vergiyle ilgili ana sıkıntılarımızdan bir tanesi; biz Ocak ayında aldığımız ücreti Aralık ayında almıyoruz. Maalesef biz 12 ay çalışıyoruz. İşçiler 2 ayını vergiye veriyor. Yani bunun kabul edilir bir tarafı yok. Geçmişte asgari ücretin 17 katıydı vergi dilimi. Şimdi maalesef baktığınız zaman 5 katı oluyor. Yani bu eski düzenlemeye gelse bile problemin en azından bir bölümünü halletmiş olacağız” diye konuştu. Taşeronların, staj mağdurlarının ve emeklilerin aldığı ücretlerden dolayı kendilerinden beklentilerinin olduğunu ifade eden Atalay, “Şu anda biz bugün burada bu basın toplantısını yaparken sabahleyin Çayıran'da 500 tane maden işçisi kendini madene kapattı. Sebep şu: Çayıran, Nallıhan, Beypazarı'nda öyle bir özelleştirme yapılıyor ki sanki o bölgenin bir tarafında dörtte ikisi, bir tarafında dörtte üçü şartnamenin ne olduğunu bilmiyor. Satılıyor. Burada işçi yok. Burada ailesi yok. Spor testleri satılıyor. Lojmanlar satılıyor. Bununla ilgili bugüne kadar yetkililerin tamamlanan bende ve yetkili sendikalarda görüştü. Şu ana kadar müspet bir cevap alamadık. Dört Aralık'ta ihale var. Arkadaşlarımız Sabahleyin kendilerini oraya kapattılar. Arkadaşlarımız müspet bir netice alana kadar oradan çıkmayacaklar” dedi. Kamu işçilerinin geçmişte ücretlerde öncü olduğunu vurgulayan Atalay, şu an ise bu enflasyondan dolayı kamu işçilerinin maaşlarının asgari ücret düzeyine düştüğünü dile getirdi. Konuşmasının devamında asgari ücret komisyonunun yapısı hakkında konuşan Atalay, “Şu anda gündemde şu asgari ücret var. Asgari ücretle ilgili kırk senedir görüşmeler devam ediyor. Kanunun gereğinde Türk-İş asgari ücretliyi temsil ediyor. 15 kişi var. Bugüne kadar dört kere imzalanmış. Otuz altı kere imzalanmamış. İşçiyle işveren beraber olduğu zaman istediği rakamı çıkarma imkanı var. İki dönemdir de asgari ücret tesis komisyonunun tamamı işçi oluyor. Bu dönemde ilk toplantılarını bugün Türk-İş’te yaptılar. Beş tane asgari üyemiz var. Bir tanesi sembolik olarak Türkçe Genel Başkan Yardımcısı ama dört tane arkadaşımız işçi. Onlar geçen dönem bize geldiler. Dediler ki yıl on sekiz bin lira olsun. Yılda iki kere olsun. Getirdiler önümüze koydular .Biz ülkeyi yöneltenin önüne koyduk. Dedik ki 18 bin lira olsun. Yılda iki kere olsun. Bunla ilgili bugüne kadar müspet hiç çalışma yapılmadı. Mitingde biz asgari ücretli, emekli ve taşeron arkadaşımıza söz verdik. Asgari ücret öyle bir noktaya geldi ki başta İMF olmak üzere uluslararası örgütler, sermaye kuruluşları bugüne kadar birçok kişi kurum tutar ve artış oranı açıklamadı. Burada bir algı operasyonu yürütülmekte. Enflasyonla mücadele için düşük asgari ücret gerektiği savunulmakta” diye konuştu. “Türkiye'deki temel mesele bir bölüşüm meselesi” Atalay’ın ardından açıklamasını gerçekleştiren DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, “Türkiye'de işçiler, emekçiler, ücretiyle geçinenler, emekliler, kadınlar, gençler çok ciddi bir geçim sıkıntısıyla karşı karşıya. Yüksek enflasyon, işsizlik, enflasyon karşısında alım gücümüzün her gün daha da fazla azaldığı bir süreci yaşıyoruz. Şunu öncelikle ifade etmek istiyorum ki hepimizin yaşadığı bu yoksullaşma Türkiye yoksullaştığı için gerçekleşmiyor. Türkiye'deki temel mesele bir bölüşüm meselesi. Hepimiz çalışıyoruz, üretiyoruz ancak ürettiğimiz değerin paylaşımında, bölüşümünde büyük bir adaletsizlik var. O nedenle DİSK olarak iki yılı aşkın bir süredir gelirde adalet, vergide adalet, ülkede adalet mücadelesi veriyoruz” ifadelerini kullandı. “Türkiye'de vergilerin yüzde 66'sını dolaylı vergiler, yüzde 34'ünü doğrudan vergiler oluşturuyor” Sosyal devlette çalışanlar, güçsüzler, zayıflar, emeklilerin korunmak zorunda olduğunu belirten Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, “Türkiye'de gerçekten adaletsiz bir vergi sistemiyle karşı karşıyayız. Nereden bakarsanız bakan geçmişle kıyaslanmayacak kadar bir geriye gidiş söz konusu. Türkiye gelişiyor, Türkiye büyüyor, Türkiye her alanda önemli adımlar atıyor ama vergi konusunda geriye gittiğimiz ortada. Hem vergi dilimleri hem vergi konusundaki bugüne kadar karşılaştığımız zorlukları daha da genişleten bir aşamadayız. Türkiye'de bir orandan bahsetmek istersek Türkiye'de vergilerin yüzde 66'sını dolaylı vergiler oluşturuyor. Yüzde 34'ünü doğrudan vergiler oluşturuyor. Yüzde ikisini ise servetten vergiler. Ne yazık ki hala finanstan vergi alınamıyor. Hala mevduattan vergi çok düşük. Kamu özel ortaklığı konusunda ilk defa bazı vergiler alınmaya başlandı ama bunların hiçbirisi yeterli değil. Devlet yakaladığından vergi alıyor. En çok da çalışanlarımız, ücretlilerimiz bu konuda ciddi şekilde vergi veriyoruz” ifadelerini kullandı.

DOSABSİAD Başkanı Nilüfer Çevikel’e, Muş’tan anlamlı ödül Haber

DOSABSİAD Başkanı Nilüfer Çevikel’e, Muş’tan anlamlı ödül

ÇEVİKEL'E ÖDÜLÜNÜ, MUŞ VALİSİ ÇAKIR VERDİ Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi Sanayici ve İş İnsanları Derneği (DOSABSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Nilüfer Çevikel, genç yeteneklere olan desteğinin yanı sıra geçtiğimiz yıl ekibiyle başlattığı teknoloji ve dijitalleşme alanındaki yatırım ve çalışmalarından dolayı "Muş Altın Lale Ödülleri" kapsamında ‘Dijitalleşme ve Teknolojiye Değer Katanlar’ ödülü ile onurlandırıldı. Muş Alparslan Üniversitesi ev sahipliğinde Muş tanıtım platformu tarafından bu yıl 2'ncisi gerçekleştirilen törende Çevikel ödülünü Muş Valisi Avni Çakır’dan aldı. 'BÖLGENİN GELİŞİMİ İÇİN DESTEK OLMAYA HAZIRIZ' Başkan Nilüfer Çevikel, ödül töreninde yaptığı konuşmada, Muş’un bölgedeki stratejik önemine dikkat çekerek şu ifadelerde bulundu: “Burası, Anadolu’ya açılan kapı ve devlet ile milletin bütünleştiği bir noktadır. Dört ilin kesişiminde yer almasıyla son derece önemli bir konuma sahip olan Muş, tarım ve hayvancılık alanlarındaki potansiyeliyle diğer yörelerden ayrışıyor. Bu bölgede kurulacak sermaye girişim fonları, ticaretin gelişmesini ve ihracatın artmasını sağlayabilir. Bizler de bu tür fonlara destek olmak ve öncü rol üstlenmek isteriz. En büyük temennimiz, bölgenin gençlerinin kendi topraklarında kalarak bu toprakları kalkındırmasıdır.” MUŞ ALPARSLAN ÜNİVERSİTESİ'Nİ ZİYARET ETTİ Başkan Çevikel ayrıca, Muş Alparslan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Alican’ı ziyaret ederek, bölgesel kalkınma, yatırım ve istihdam konularında iş birliğini geliştirme amacıyla fikir alış verişinde bulundu. Rektör danışmanı Doç Dr. Mehmet Özalper, Muş Tanıtım Platformu Başkanı Fırat Aykan ve önceki dönem Muş Belediye Başkanı Feyat Asya’nın da katıldığı görüşmede kadın girişimciliği destekleme, yenilenebilir enerji projeleri ve üniversite-sanayi iş birliği ile bölgenin ekonomik potansiyelini artırma konuları ele alındı. Başkan Çevikel burada yaptığı konuşmada DOSABSİAD’ın bu alanlarda geliştirdiği projeleri bölgeyle paylaşma ve ortaklıklar kurma yönündeki kararlılığını vurguladı.

Ticaret Bakanlığı'ndan Haber

Ticaret Bakanlığı'ndan "Efsane kasım" uyarısı

Reklam Kurulu’nun 12 Kasım'da gerçekleştirilen toplantısında, tüketicileri aldatan, yanıltan, tecrübe ve bilgi eksikliklerini istismar ederek tüketici mağduriyetine neden olan reklam ve haksız ticari uygulamalar incelendi. Toplantıda 164 adet dosyadan 151’i mevzuata aykırı bulunurken, alışveriş tercihlerinin belirlenmesinde son derece etkili olan reklam ve ticari uygulamalar hakkında durdurma cezası ile birlikte toplam 19 milyon 616 bin 776 lira idari para cezası uygulanmasına karar verildi. Ayrıca eksik bilgilendirme nedeni ile müdahale edilmesi gereken 2 dosya hakkında tedbiren durdurma ve 29 dosya hakkında ise erişiminin engellenmesi müeyyidelerine karar verildi. 11 ayda yaklaşık 224 milyon lira idari para cezası kararı verildi Yılın ilk 11 ayında toplam bin 704 adet dosya hakkında görüş ve değerlendirmelerde bulunan Kurul, aldatıcı reklam veya haksız ticari uygulama olduğu tespit edilen bin 509 dosya hakkında durdurma cezası ve toplam 223 milyon 939 bin 186 lira idari para cezası ile erişimin engellenmesine karar verdi. Reklam Kurulu tarafından kasım indirimlerinin de devam ettiği dikkate alınarak, tüketicilere uyarılarda bulunuldu. Yapılan açıklamada şunlara dikkat edilmesi gerektiği belirtildi: "Tüketicilerin alışveriş öncesi ihtiyaçlarını doğru belirlemeleri, satıcı/sağlayıcı hakkında ön inceleme yapmaları, satın alınacak mal veya hizmetin emsallerine göre fiyatını araştırmaları, indirim tutarına veya oranlarına dikkat etmeleri, internet sitesi adresinin satıcı veya sağlayıcıya ait olup olmadığını kontrol etmeleri, sosyal medya kanalları aracılığıyla yönlendirilen sayfalara karşı dikkatli olmaları, internet sitesinde SSL sertifikası, 3D security gibi güvenlik unsurlarının olup olmadığını kontrol etmeleri, ödeme yapmadan önce tüketiciye iletilmesi gereken ön bilgileri ayrıntılı okumaları büyük önem arz ediyor."

Uludağ'ın zirvesi beyaza büründü Haber

Uludağ'ın zirvesi beyaza büründü

30 dağcı kar kalınlığının 12 santimetreye ulaştığı Zirvetepe'de Türk Bayrağı'nı dalgalandırdılar. 2543 metre yükseklikteki Uludağ'ın zirvesi karla kaplandı. Beyaza bürünen zirvedeki ilk karı görebilmek için Bursa'dan yürüyüş gerçekleştiren Uludağ Dağcılık Kulubü (ULUDAK) Kurucusu İsmet Şentürk liderliğindeki 12 dağcı göller bölgesinde kamp yaptı. Geceyi Kilimli Göl kenarında ateş başında geçiren dağcılar sabah uyandıklarında kar sürprizi ile karşılaştı. Dağcıların uyudukları saatlerde başlayan kar yağışı sabaha kadar her yeri bembeyaz yaptı. Karla kaplı çadırlarından çıkan dağcılar önce gündüz ardından gece olmak üzere iki ayrı zirve yürüyüşü gerçekleştirdi. Bu gruba bir gün sonra ikinci dağcı grubu da katıldı. 2 grup dağcı yeni yağan karların üzerinde ilerleyip bayrak tepeye ulaştı. Dağcıların bulutların üzerinde yaptıkları zirve yürüyüşü drone ile de görüntülendi. Gece yapılan zirve yürüyüşüne ise aralarında Bursalı usta dağcı İsmet Şentürk'ün de bulunduğu 5 dağcı katıldı. Havanın kararmasıyla birlikte yürüyüşe başlayan dağcılar yolun daha yarısına gelmeden tipi ve fırtınaya yakalandı. Zorlu hava şartlarına yürüyüşü bırakmayan dağcılar 3,5 saat sonra zirveye ulaşmayı başardı. Karla kaplı zirvenin en yüksek noktası olan bayraklı tepeye çıkan dağcılar burada fotoğraf çektirip bölgeye kamp attı. Soğuk havaya rağmen geceyi zirvede geçiren dağcılar karla buluşmanın çok güzel bir duygu olduğunu belirterek; günlük hayatta alışveriş merkezlerinde zaman geçirmek yerine her insanın en azından ömründe bir kez böyle bir yürüyüşü tecrübe etmesinin gerektiğini dile getirdiler. 30 dağcının Zirvetepe'de dalgalanan Türk Bayrağı önündeki eksi 12 derecedeki dron ile çekilmiş görüntüleri de adeta nefesleri kesti.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.