SON DAKİKA

#Doğalgaz

Söz Bursa - Doğalgaz haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Doğalgaz haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Cevdet Yılmaz: Ucuz elektrik ve doğalgaz için kaynak ayıracağız Haber

Cevdet Yılmaz: Ucuz elektrik ve doğalgaz için kaynak ayıracağız

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, TBMM Genel Kurulu’nda 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Teklifi’nin sunumu yaptı. Konuşmasına Dünya ve Türkiye ekonomisinin son durumuna değinerek başlayan Yılmaz, “2023 yılında zayıf dış talep, jeopolitik gerilimler ve Şubat ayındaki deprem felaketine rağmen Türkiye ekonomisi yüzde 5,1 büyüme oranıyla olumlu bir performans sergilemiştir. Bu başarı, 14 yıllık kesintisiz büyüme trendinin devamını sağlamıştır. Bu dönemde gelişmekte olan ülkelerin ortalama yüzde 4,4, gelişmiş ülkelerin ortalama yüzde 1,7 oranında büyüdükleri düşünüldüğünde, Türkiye’nin performansındaki olumlu ayrışma açıkça görülmektedir” diye konuştu. “TÜRKİYE EKONOMİSİ YÜZDE 25,9 BÜYÜME KAYDETMİŞTİR” Pandemi sonrası büyüme rakamları hakkında bilgi veren Yılmaz “Dünya ekonomisi 2020-2023 döneminde kümülatif olarak yüzde 11 oranında büyürken, Türkiye ekonomisi yüzde 25,9 büyüme kaydetmiştir. Ortalama yıllık büyüme bu dönemde dünya genelinde yüzde 2,6 olurken, Türkiye ekonomisi yıllık ortalama yüzde 5,9 oranıyla dünya ortalamasının iki katından fazla bir büyüme performansı göstermiştir” şeklinde konuştu. “KİŞİ BAŞINA DÜŞEN MİLLİ GELİRİMİZİN 2025 YILINDA 17 BİN DOLAR SEVİYESİNİN ÜZERİNE ÇIKMASI BEKLENMEKTEDİR” 2022 yılında dünya ekonomileri arasında 19’uncu sırada yer alan Türkiye’nin 2024 yılı tahminlerinde 17’nci sırada konumlanmasını beklediklerini belirten Yılmaz, “2002 yılından bugüne yıllık ortalama yüzde 5,4’e ulaşan güçlü büyüme performansıyla milli gelirimiz, Cumhuriyetimizin 100’üncü yılı itibarıyla ilk defa 1 trilyon dolar eşiğini aşarak, 1 trilyon 130 milyar dolara ulaşmıştır. 2002 yılında kişi başına gelirimiz 3 bin 600 dolar seviyesindeydi. 2023 yılı itibarıyla kişi başına düşen milli gelirimiz ise 13 bin 243 dolar olarak gerçekleşmiştir. 2024 yılında kişi başına düşen milli gelirimizin 15 bin dolar, 2025 yılında 17 bin dolar seviyesinin üzerine çıkması beklenmektedir” dedi. “KALICI FİYAT İSTİKRARI DÖNEMİNE GEÇMEYİ HEDEFLİYORUZ” 2025 yılında enflasyonla mücadelede enflasyon oranının OVP’de ve Enflasyon Raporunda ilan edilen seviyelerle uyumlu şekilde gerçekleşeceğinin altını çizen Yılmaz, “Önümüzdeki dönemde bu eğilimin sürmesiyle birlikte, dezenflasyon sürecini başarıyla tamamlayarak, yeniden tek haneli enflasyon seviyelerini görmeyi ve böylece kalıcı fiyat istikrarı dönemine geçmeyi hedefliyoruz. Fiyat istikrarının sağlandığı bir ortamda artan güven ve öngörülebilirlik; yatırımları, yatırımlardaki artış ise potansiyel büyüme oranını yükseltecektir. Bununla birlikte fiyat istikrarı, oluşturulan katma değerin bölüşümünün de daha adil bir şekilde gerçekleşmesine imkan sağlayacaktır. Dolayısıyla istikrar içerisinde güçlü büyüme ve gelir dağılımını iyileştirmede en temel hedefimiz öncelikle fiyat istikrarının sağlanmasıdır” dedi. “ÜLKEMİZ DÜNYA İHRACATINDAN ALDIĞI PAYI YÜZDE 1,07 SEVİYESİNE ÇIKARMIŞTIR” 2024 yılı Ocak-Kasım döneminde ihracatın geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 2,5 oranında artış gösterdiğini ifade eden Yılmaz, “Küresel ekonomideki zorlu şartlara rağmen, ülkemiz 2023 yılında 255,6 milyar dolarlık rekor düzeyde ihracat ile Ülkemiz dünya ihracatından aldığı payı yüzde 1,07 seviyesine çıkarmıştır. Bu dönemde dünya genelinde artan belirsizliklere, uygulanan daraltıcı ve dezenflasyonist politikalara ve bölgemizde artan jeopolitik gerginliklere rağmen ihracatımız güçlü bir performans sergilemektedir. 264 milyar dolar olan Orta Vadeli Program tahminimize yakın bir seyir izleyen ihracat değerimizi önümüzdeki yıllarda daha üst seviyelere taşımayı hedefliyoruz. 2025 yılında ihracatımızı 279,6 milyar dolara yükseltmeyi öngörüyoruz. Bu doğrultuda, dış pazarlardaki rekabet gücümüzü artırmak ve küresel ticaretteki payımızı daha da yükseltmek için çalışmalarımıza kararlılıkla devam ediyoruz” ifadelerini kullandı. Daha güçlü ve müreffeh Türkiye için işsizlikle mücadeledeki kararlılığın ve istihdam dostu politikaların ilerleyen dönemde de sürdüreceklerini belirten Yılmaz, “Temel politika belgelerimizde yer verdiğimiz üzere, istihdamın ve işgücüne katılımın artırılmasına yönelik adımlarla önümüzdeki üç yılda istihdamın yıllık ortalama 758 bin kişi artmasını ve işgücüne katılım oranının yüzde 56’ya ulaşmasını hedefliyoruz” diye konuştu. “TÜRKİYE’NİN KREDİ TEMERRÜT TAKASI (CDS) PRİMİ GERİLEME YÖNÜNDEKİ HAREKETİNİ 2024 YILI İÇERİSİNDE DE SÜRDÜREREK ŞUBAT 2020 SEVİYELERİNE KADAR İNMİŞTİR” Fiyat istikrarını önceleyen dezenflasyon sürecinin devam edeceğini söyleyen Yılmaz, “Türkiye’nin kredi temerrüt takası (CDS) primi gerileme yönündeki hareketini 2024 yılı içerisinde de sürdürerek Şubat 2020 seviyelerine kadar inmiştir. İzlenen makrofinansal istikrarı sağlamaya yönelik politikaların çeşitli risk göstergelerinde sağladığı iyileşme, finansal piyasalardaki azalan belirsizlikler ve düşen enflasyon beklentileriyle beraber risk primi 2024 yılı Kasım ayını 256 baz puan düzeyinde tamamlamıştır. CDS, geldiğimiz noktada 250 baz puan seviyelerinde seyrini sürdürmektedir. Enflasyondaki gerileme ve Türk lirasının istikrarlı seyri sayesinde Türk lirasına olan güven artmış, dolarizasyon gerilemiş ve KKM bakiyesi hızla azalış eğilimine girmiştir. 29 Kasım tarihli verilere göre KKM’nin toplam mevduat içindeki payı geçen yıl en yüksek seviyesi olan yüzde 26,2 oranından yüzde 6,6’ya gerilerken Türk lirası mevduatın payı yüzde 57,3’e yükselmiştir. Mevduat dolarizasyonu ise yüzde 36,1’e gerileyerek 2015’ten bu yana en düşük seviyesine inmiştir” açıklamasında bulundu. Konuşmasının devamında 2025 yılı bütçe teklifine ilişkin rakamsal detayları veren Yılmaz, “2025 yılı Merkezi Yönetim Bütçesinde bütçe giderlerinin 14 trilyon 731 milyar lira, bütçe gelirlerinin ise 12 trilyon 800 milyar lira olacağını öngörmekteyiz. Bütçe açığının gayri safi yurtiçi hasılaya oranının ise yüzde 3,1 olarak gerçekleşeceği beklenmektedir. Deprem nedeniyle bütçe açıklarında yaşanan arızi artış sonrasında, bütçe açığını yeniden Hükümetlerimiz dönemindeki ortalama seviyesine yaklaştırıyoruz. Hükümetlerimiz döneminde mali disiplini sağlayarak bütçeyi faiz bütçesi olmaktan çıkardık, hizmet bütçesi haline getirdik. 2002 yılında faiz harcamalarının GSYH içindeki payı yüzde 14,3 iken bu oranın 2025 yılında yüzde 3,2 olacağı tahmin edilmektedir. 2002 yılında yüzde 43,2 olan faiz giderlerinin bütçe giderleri içerisindeki payının ise 2025 yılı bütçesinde yüzde 13,2 seviyesinde kalmasını öngörüyoruz” değerlendirmesinde bulundu. “2024 YILINDA ELEKTRİK VE DOĞAL GAZDA, MESKEN ABONELERİ İÇİN YAKLAŞIK YÜZDE 60 ORANINDA SÜBVANSİYON UYGULANDI” Vatandaşları bütçeden sağlanan kaynaklara ilişkin konuşan Yılmaz, “2024 yılında elektrik ve doğal gazda, mesken aboneleri için yaklaşık yüzde 60 oranında sübvansiyon uygulandı. Vatandaşlarımızın elektrik ve doğal gazı daha ucuza kullanabilmeleri için 2025 yılı bütçesinde de 472 milyar lira kaynak ayırmayı öngörüyoruz. Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat) tarafından yayımlanan verilere göre 2024 yılının ilk altı aylık döneminde Avrupa ülkeleri arasında hane halkına en ucuz elektrik ve doğal gaz sağlayan ülke Türkiye olmuştur" dedi.

Başkan Yener'den doğal gaz ve elektrik faturalarına düzenleme çağrısı! Haber

Başkan Yener'den doğal gaz ve elektrik faturalarına düzenleme çağrısı!

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı, bir süredir elektrik ve doğalgaz fiyatlarında ciddi oranlarda devlet desteği olduğunu, bu destekleri sağlayan EÜAŞ ve BOTAŞ’ın yüksek tutarlara varan ve Hazine’den karşılanan görev zararlarının azaltılması gerektiğini çeşitli vesilelerle kamuoyu gündemine taşımıştı. Bakan bu durumu dengeleme amacıyla, elektik ve doğalgaz tüketimleri yüksek miktarda olan tüketicilere, elektrik ve doğalgazın maliyetleri karşılayacak daha yüksek fiyatlarla satılmasına imkan verecek düzenlemeler yapılacağını da müjdelemişti! Henüz yayımlanmamış olmakla birlikte EPDK’nin, yıllık elektrik tüketimleri 5000 kWs’yi geçen konut tüketicilerinin ulusal tarife yapısının dışına çıkarılması ve 01.01.2025’den başlayarak Son Kaynaktan Tedarik Tarifesi kapsamına alınması kararını aldığı, benzer bir uygulama için doğalgaz içinde çalışmaların yapıldığı; basında çıkan haberlerden anlaşılmıştır. Bu karar, enerji yönetiminin, niyetinin ne olduğunu ortaya koymaktadır. Son Kaynaktan Tedarik Tarifesinin amacı, esas itibarı ile tüketimi yüksek olan ticari ve sınai işletmelerin, elektrik üreticileri/tedarikçileri ile ikili anlaşma yapmamaları halinde, ihtiyaç duydukları elektriği görevli tedarik şirketlerinden fiyatı daha yüksek tarifeden almak zorunda kalacakları baskılanmasıyla anlaşmaya zorlamaktır. Bu yönetmeliğin içeriği de sorunludur. Getirilmek istenen bu uygulamada; tarifeler her ay EPİAŞ’ta belirlenen ve PTF’nin (Piyasa Takas Fiyatının) aylık ağırlıklı ortalaması ile ilgili aya ait YEKDEM (Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını Destekleme Mekanizması) referans fiyatı toplamının, EPDK tarafından belirlenen katsayı (şu anda 1,0938) ile çarpımı sonucu oluşan fiyatın aktif enerji fiyatı olarak uygulanmasıdır. Bu tutara ayrıca dağıtım bedeli ilave edilecek, bulunacak tutara vergiler eklenecektir. Bu uygulama ile elektrik fiyatları her ay değişiklik gösterecektir. EPDK, ilk yürürlüğe girdiği 2018’de tarife kapsamına girmek için yıllık tüketimin 50 milyon kWs’den fazla olmasını öngörmüştür. Bu sınır 2022’de sınai ve ticari işletmeler için 1 milyon kWs’ye düşürülürken, konutlar için 2023’de azaltma bir yana 100 milyon kWs’ye yükseltilmiştir. Tarifenin hedef kitlesinin tüketimi yüksek olan tüketiciler olduğu açıktır. ETKB ve EPDK, bir yıl önce 100 milyon kW’ye yükselttikleri konut tüketim sınırını, bir yıl sonra 20 bin kat azaltarak 5000 kWs’ye düşürmenin nasıl bir kurgu olduğunu açıklamakla yükümlüdür. Referans alınan PTF’nin gerçek piyasa fiyatlarının çok üzerinde olduğu enerji yönetimi tarafından da gayet iyi bilindiği halde, ısrarla yüksek fiyatların ölçüt alınması tüketicilerin çıkarlarının korunması yolunda bir uygulama değildir. Başlangıç amaçlarının çok dışına çıkmış olan ve yalnızca yatırımcıların kazançlarını garanti altına alma mekanizmasına dönüşen YEKDEM maliyetlerini düşürme için çaba harcanmazken, ilave maliyetleri yalnız belirli tüketici gruplarına ödetmek adil değildir. Konut tüketicilerini tüketim miktarlarına göre gruplayan veriler de yoktur. Örneğin gündemde olan yıllık tüketimi 5000 kWs’den fazla olan konut abone sayısı kaçtır? Öngörülen düzenleme ile ne kadar ek gelir hedeflenmektedir? Bu rakam EÜAŞ’nin görev zararını ne kadar azaltacaktır? Bu vb. sorular yanıt beklemektedir. Son Kaynak Tüketim Tarifesi; tüketim limitinin 5000 kWs/yıl (yaklaşık 417 kWs/ay) olarak belirlenmesi halinde, Kamu ve Özel Hizmetler (Ticarethane) abone grubuna ait kademeli (düşük kademede 30 kWh/gün’den 13,9 kWs/gün’e düşen) tarifenin anlamını işlevsiz bırakacak ve küçük esnafı ekonomik anlamda ezecek bir tarife yapısındadır. Bu husus yanı sıra, Ulusal Elektrik Tarife yapısı içinde ilgili şirketlerin kâr oranları, enerji fiyatlarının yüzde 2,38’i olarak belirlenmişken, “enerji tedarik maliyeti dışındaki diğer tüm (içeriği belirsiz) maliyetler ile birlikte makul kâr katsayısı” olarak tanımlanan KBK (Kurulca Belirlenen Katsayı) oranı yüzde 9,38 olarak uygulanmaktadır. Yani Son Kaynak Tedarik Tarifesi, görevli tedarik şirketleri lehine, ulusal tarifedeki kâr oranının neredeyse 4 katına yakın kazanç sağlayan bir tarife yapısındadır. Tarifenin mevcut hali birçok sakıncalı ve hatalı hususlar içermekte iken, getirilmek istenen değişikliklerle daha da sorunlu hale gelecektir. Ayrıca belirtmek isteriz doğalgaz sektörü için de yeni fiyat ve tarife hazırlıkları söz konusudur. Son Kaynaktan Tedarik Tarifesi askıya alınmalı, doğalgaz ve elektrikte Fiyat Tarifeleri ve diğer ilgili mevzuat, özel şirketlerin değil kamu, toplum, yurttaş çıkarları doğrultusunda yeniden hazırlanmalıdır.

Putin ve Erdoğan, doğalgaz merkezi projesini görüşecekler Haber

Putin ve Erdoğan, doğalgaz merkezi projesini görüşecekler

Rusya Devlet Başkan Yardımcısı Yuri Uşakov, Tataristan’ın Kazan kentinde 22-24 Ekim tarihleri arasında yapılması planlanan BRICS Zirvesi öncesi bugün basın toplantısı düzenledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da aralarında olduğu birçok liderin Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından ağırlanacağını söyleyen Uşakov, yapılması planlanan ikili görüşmelerin başlıkları ile ilgili de bilgi verdi. Erdoğan ve Putin arasında yapılması planlanan görüşmeyle ilgili bilgi aktaran Uşakov, “Putin ve Erdoğan, 23 Ekim tarihinde Kazan’da görüşecek. Liderler bu zirvede Türkiye’de kurulması planlanan doğalgaz merkezini ele alacaklar” ifadelerini kullandı. Yuri Uşakov, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in BRICS Zirvesi sırasında Hindistan Başbakanı Narendra Modi, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Güney Afrika Devlet Başkanı Cyril Ramaphosa, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed, Laos Devlet Başkanı Thongloun Sisoulith, Moritanya Devlet Başkanı Mohamed Ould Ghazwani, Vietnam Başbakanı Pham Minh Trinh ve Bolivya Devlet Başkanı Luis Arce ile de görüşme yapmayı planladığını belirtti. Uşakov, zirvede 22’si üst düzey olmak üzere 36 ülkenin temsil edileceğini sözlerine ekledi.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Söz Bursa En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.