SON DAKİKA
Hava Durumu

# Dışişleri Bakanı Hakan Fidan

Söz Bursa - Dışişleri Bakanı Hakan Fidan haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Bakan Fidan: "Bu zulüm döngüsü bir yerden kırılacak" Haber

Bakan Fidan: "Bu zulüm döngüsü bir yerden kırılacak"

Dışişleri Bakanı Fidan, Filistin merkezli bir televizyon kanalının programında Gazze'deki ateşkes, ABD Başkanı Donald Trump'ın Filistin ile ilgili açıklamaları, Kudüs'ün geleceği hakkındaki soruları cevapladı. ABD Başkanı Donald Trump'ın Filistinlilerin tehcir edilmesi gerektiği açıklamalarına ilişkin soru üzerine Bakan Fidan, "Filistin tehciri kabul edilemez. Bu türden tekliflerin biz ciddiye alınması gerektiğini düşünmüyoruz. Bu biraz tarihi bilmemek, anlamamak manasına gelir. Biz İslam dünyası olarak, Türkiye olarak, Arap dünyası olarak ve uluslararası toplumun kahir ekseriyeti bu görüşün arkasında. Dünyada bu görüşün desteklenmesinden daha fazla desteklenen başka bir siyasi proje yok. Fakat ne acıdır ki bu kadar büyük bir genel kabule sahip iki devletli çözüm projesi pratikte hayata geçirilemiyor" diye konuştu. "REHİNELERİ KURTARDIKTAN SONRA ONU TUTACAK BAŞKA HİÇBİR ŞEY YOK" İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun rehinelerin serbest bırakılmasından sonra savaşı tekrar devam ettirme ihtimali ve Gazze'de sağlanan ateşkes anlaşmasına dair beklentilerinin neler olduğu sorusuna Bakan Fidan, şu cevabı verdi: "Bu senaryo maalesef geçerliliğini koruyan bir senaryo. İnşallah olmaz. Bizim bütün dileğimiz 7 Ekim'den bu yana devam eden soykırımın durması ve ulaşılan ateşkesin devam etmesi, Gazzelilerin tekrar yurtlarına dönmesi, normal hayatlarına başlayabilmeleri. Bu konuda uluslararası toplum olarak elimizden geleni yapıyoruz. Fakat Netanyahu'nun zihni tabii ortada. Zaman zaman kendisi de bunu göstermekten çekinmiyor. Rehineleri kurtardıktan sonra onu tutacak başka hiçbir şey yok. Tutacak sadece uluslararası toplumun gerçekçi bir tavır koyması, yani İsrail'i tamamıyla izolasyon altına alan bir tavır koyması. Biliyorsunuz anlaşmaya garantör olan üç tane devlet var: Mısır, Katar ve Amerika Birleşik Devletleri. Amerika'nın burada İsrail üzerinde bu anlaşmanın hükümlerine tâbi tutacak bir zorlama yapması gerekiyor. Bunun olmadığı bir yerde tekrar Amerika desteğiyle Netanyahu bir savaş başlatırsa Amerika'nın zaten diplere vurmuş olan kredisi daha da fazla dibe vuracak ve uluslararası sistemdeki bu çarpıklık bir krizin devam etmesini sağlayacak." "GÜNÜN SONUNDA YİNE ORMAN KANUNUNUN GEÇERLİ OLDUĞUNU GÖRÜYORSUNUZ" İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarını uluslararası toplumun neden durduramadığı sorusuna Bakan Fidan, "Amerika'nın kayıtsız şartsız desteği var. Yani bu bir matematik meselesi, ona bakmak lazım. Adalet meselesi olmaktan, hak ve hukuk meselesi olmaktan çıktı ve matematiğe döndü, güç matematiğine dönüştü. Gücü daha fazla olan, yanlış veya doğru olduğuna bakmaksızın kan dökmeye yol açıyor. Buna orman kanunu diyoruz biliyorsunuz. İnsanlık binlerce yıl daha iyiye doğru evrilirken ahlaken, hukuken, sistem olarak, anlayış olarak ama günün sonunda yine orman kanununun geçerli olduğunu görüyorsunuz" cevabını verdi. "BU ZULÜM DÖNGÜSÜ BİR YERDEN KIRILACAK" Bakan Fidan, "Kudüs'ün geleceğini mevcut şartları da göz önünde bulundurarak nasıl buluyorsunuz, nasıl değerlendiriyorsunuz ve sizlerin Kudüs'ün kimliğini korumak için sarf ettiğiniz çabalardan bahseder misiniz, Müslüman ve Hristiyanlık kutsalları hakkında?" şeklindeki soru üzerine şunları söyledi: "Kudüs meselesi, Filistin meselesinin önemli bir sembolüdür. Orada hayatını kaybeden aziz, muhterem Filistinli kardeşlerimizin yanı sıra bizim için diğer bir önemli husus da dinimizden kaynaklanan Kudüs ve Mescid-i Aksa'dır. Buranın üzerinde oynanan oyunlar, Kudüs'ün tamamıyla Yahudileştirilmesi, uluslararası kimliğinden, Müslüman kimliğinden, Hristiyan kimliğinden çıkarılması ve buraya tek dinli bir yaklaşımın getirilmesi tabii ki kabul edilemez. Burada Ürdün'le yakın çalışıyoruz. Ürdün'ün buradaki duruşuna destek veriyoruz. İslam ülkeleriyle bu konuda yakınlaşmamız var, ciddi çalışmalarımız var. Ama maalesef İsrail yine kendisine sağlanan destekle Kudüs'te de her türlü provoke edici adımı atmaya devam ediyor. Aslında medeniyetin geldiği noktada, burası uluslararası tevhidi dinlerin temsil edildiği bir barış şehri, bir buluşma şehri olabilirdi. Fakat İsrail hem Müslümanlara ait hem Hristiyanlara ait bütün sembolleri silmede, orayı domine etmede ısrarlı. Bu böyle gider mi? Ben bunun böyle gideceğini düşünmüyorum. Bu zulüm döngüsü bir yerden kırılacak." "ÜLKEM KENDİ İÇİNDE FİKİR OLARAK BİRÇOK KONUDA BÖLÜNÜRKEN FİLİSTİN MESELESİNDE TEK YÜREK OLMASI TARİHİ ANDI" Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın Türkiye'ye gerçekleştirdiği resmi ziyarette TBMM'de yaptığı konuşma hatırlatılarak, Filistin ve Türkiye yönetimleri arasında yeni bir ziyaretin gerçekleşme ihtimalinin sorulması üzerine Bakan Fidan, "Geçtiğimiz ağustosta Sayın Abbas'ın davetimiz üzerine Türkiye'ye yaptığı ziyaret ve Millet Meclisi'nde yaptığı konuşma tarihi bir andı. Ben de Millet Meclisi'nde bulundum ve konuşmayı dinledim. Bizim Millet Meclisimiz biliyorsunuz 600 vekilimizden oluşuyor, Türkiye'nin çeşitli bölgelerinden ve çeşitli partilerinden seçilmişler. Ondan fazla partiye mensup milletvekillerimiz var. Birçok konuda biz Türkiye'de tartışırız. Zaten demokrasi de bunu gerektiriyor. Meclis yoğun bir tartışma zeminidir, fikirlerin bölündüğü bir yerdir. Fakat Sayın Abbas konuşma yaparken bütün vekillerin kalkıp alkışlaması, sözünü kesmesi sürekli ve ona verilen destek tarihi bir andı. Gerçekten ülkem adına gururlandım. Ülkem kendi içinde birçok konuda bölünürken, fikir olarak tabii ki, Filistin meselesinde tek yürek olması, tek vücut olması ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin şahsında bunu Sayın Abbas'a göstermesi bence tarihi bir andı. Bu sembolizm açısından önemliydi. Bu ateş sönmeyecek, bu destek bitmeyecek. Önümüzdeki günlerde yeni görüşmelerimiz olacak, yeni bir araya gelmelerimiz olacak. Bizim Filistin yönetimine desteğimiz zaten kesintisiz devam ediyor. Hangi alanda bizden destek isterlerse, iş birliği alanı ortaya çıkarsa biz onu veriyoruz. Filistinli kardeşlerimize elimizden gelen her türlü desteği vermeye de devam edeceğiz. Bu konuda Cumhurbaşkanımız biliyorsunuz çok hassas. Diğer İslam ülkeleri ile devam eden iş birliği çalışmalarımız var" ifadelerini kullandı. "KALICI BİR ÇÖZÜM GETİRİLMEDİĞİ SÜRECE SÜREKLİ BİZ DAHA BÜYÜK BİR SAVAŞLA KARŞILAŞACAĞIZ" Birinci Gazze Savaşı'ndan itibaren konuya dahil olduğunu vurgulayan Fidan, "O dönemde babam rahmetli olmuştu. İki gün cenazesinde durabildim. Üçüncü gün Şam'a gitmem gerekmişti. O zaman Hamas yönetimi Şam'daydı. Bu savaşın durdurulması için arabuluculuk, müzakere çalışmaları vardı. O günden itibaren ben olanlara baktığımda şunu görüyorum; zaten geçen seneki savaş ortaya çıkınca biz dedik ki sadece ateşkes değil, olması gereken aynı zamanda iki devletli çözüme de şimdi çalışmak. Birinci, İkinci Gazze Savaşı'nda ve diğer çatışmalarda hep biz ateşkes için arabulucu olduk. Hemen bu çatışma dursun, ateşkes olsun, ölüm dursun diye. Ama şunu gördük; kalıcı bir çözüm getirilmediği sürece sürekli biz daha büyük bir savaşla karşılaşacağız. Dolayısıyla bu savaş başlar başlamaz ateşkesin yanına hemen iki devletli çözümü de koyduk ki bir daha bu savaşı görmeyelim. Bakın bizim bu soruna bir siyasi çözüm bulmamız lazım. İsraillilerin de barış içerisinde uzun yıllar bölgede emin şekilde yaşamasının yolu, Filistinlilerin de yaşamasının yolu, bölgenin daha fazla provoke edilmemesinin yolu buradan geçiyor. Ama siz bırakın Filistinlileri, Mısır'ın elindeki, Ürdün'ün elindeki, Suriye'nin elindeki, Lübnan'ın elindeki toprağı da almak isteyen, İsrail'i daha da toprak olarak büyütüp yaygınlaştırmak isteyen bir projenin sahibiyseniz, tabii ki iki devletli çözüm istemezsiniz, oyalarsınız onu" dedi.

Fidan: “Sizin için Suriye Kürtlerden, Kürtler de PKK'dan ibaret” Haber

Fidan: “Sizin için Suriye Kürtlerden, Kürtler de PKK'dan ibaret”

TBMM Genel Kurulda Dışişleri Bakanlığı bütçe teklifi görüşmelerinde konuşan Bakan Fidan, uluslararası ilişkilerin günümüzde yeni bir denge arayışı içinde olduğunu belirterek, “Çevremize ve farklı coğrafyalarda eş zamanlı yaşanan çatışma ve savaşlar 2024 yılında hız kesmeden devam etmiştir. Ülke ve ülke arasındaki siyasi, askeri ve ekonomik gerilim had safhadadır. 2025 yılında da Orta Doğu, Rusya, Ukrayna ve Afrika'daki istikrar bozucu sınamaların devam edeceğini söylemek mümkün. Bu durum karşısında ülkeler, savunma sanayinin yatırımlarını ve savunma iş birliklerini güçlendirmektedir. Son 10 yıldır artmakta olan küresel savunma harcamaları 2023 sonu itibariyle 2.4 trilyon doları aşarak rekor seviyeye yükselmiştir. Bu artış eğiliminin sürmesi beklenmedir. Amerika'da 20 Ocak itibariyle Trump yönetimi iktidarı devralacak. Yeni yönetimin politikalarının birçok bölgede iz düşümünün olmasını bekliyoruz. Asya coğrafyasında Amerika-Çin rekabetinin ve iki ülkeyi karşı karşıya getirebilecek durumların artabileceğini öngörmekteyiz. Çin'in küresel nüfusunu artırma girişimleri, Batılı ülkeler tarafından aynı ulus endişelerini karşılamakta ve giderek aralarındaki ilişki rekabet ilişkisinden tehdit ilişkisine doğru evrildi. Öte yandan, uluslararası ticaret, jeopolitik derinliğinin tedarik zincirlerinin üzerindeki etkileri nedeniyle kritik bir dönemden geçmekte. Yüksek gümrük tariflerinin ve korumacılık politikaların benimsenmesi ticaret savaşlarına ve daha fazla bloklaşmaya yol açacaktır” diye konuştu. Türkiye’nin yoğun çabaları neticesinde, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Genel Sekreterliği'ne Büyükelçi Feridun Sinirlioğlu’nun seçildiğini belirten Fidan, Büyükelçi Sinirlioğlu'nun değişik coğrafyalardan farklı stratejik çıkarları temsil eden 57 ülkenin oylanması ile seçilmiş olması, Türkiye’nin saygınlığına ve yürüttüğü dış politikaya güvenine emanetin yansıması olduğunu kaydetti. “13 yıldır krizin bütün aşamalarında, bütün boyutlarında, bütün muhataplarında beraber içerisinde olduk” Belirsizliklerle dolu, farklı oyunların oynandığı coğrafyada Türkiye'nin 13 yıldır yürüttüğü stratejik, büyük bir azimle, dikkatle, ördüğü politikanın bugün itibariyle başka bir noktaya evrildiğini dile getiren Bakan Fidan, “2016'dan itibaren Türkiye, Astana süreciyle çatışmalarının durdurmasını sağlamıştır. Malumunuz hem önceki görevimde hem şimdiki görevimde 13 yıldır krizin bütün aşamalarında, bütün boyutlarında, bütün muhataplarında beraber içerisinde olduk” dedi. “TÜRKİYE TEK BAŞINA SURİYE HALKININ YANINDA DURMAYA DEVAM EDECEK” Son iki yılda Esat rejiminin çöktüğünü belirten Bakan Fidan, Suriye’nin bütün yapılarıyla iflas ettiğini ve sadece ufak bir dokunuş beklediğini dile getirerek şu ifadelere yer verdi: “Cumhurbaşkanımız bunu gördüğü için geçen yıldan itibaren aradaki bütün mekanizmaların Astana’dan itibaren bürokratik düzeyde, siyasi düzeyde kurulmuş ne kadar mekanizma varsa bunların hepsini bir kenara iterek kendisi direkt olaya müdahil oldu. Çünkü okuduğu raporlardan, yaptığı gözlemlerden olayın nereye gittiğini görüyordu. Kendisi en yüksek ağızdan en yüksek teklifi yaptı. Bunda da karşılık alamadık. Ama bu, onların karşı karşıya kaldığı sonu önlemedi maalesef. Halktan yükselen memnuniyetsizlik dalgası, rejimin saldırıları nedeniyle yaşanan sivil kayıplarla birleşince Suriye rejimi tahliyeye yaklaşmıştır. Cumhurbaşkanımızın Suriye'de yaklaşan süreci öngörerek ikili diyaloğun başlatılması ve muhalefet ile ulusal uzlaşım sağlanması çağırısında bulunmuştur. Ancak rejim Suriye halkı yerine kendi dar çıkarlarını düşünerek bu fırsatı değerlendirememiştir. Suriye halkına her zaman her hal ve şartta elini uzatan Cumhurbaşkanımız iradesiyle Türkiye olmuştur. Uluslararası toplumun Suriye halkının kaderiyle baş başa bıraktığı bir ortamda Türkiye tek başına Suriye halkının yanında durmaya devam edecek. Bundan sonraki süreçte de tüm desteğimizle bu yanında durmaya devam edeceğiz. Huzurun ve barışın hakim olduğu farklı dini ve hukuklukların yan yana sulh içinde yaşadığı bir yeni Suriye'nin hayata geçmesini bekliyoruz.” “SİZİN İÇİN SURİYE KÜRTLERDEN, KÜRTLER DE PKK'DAN İBARET” DEM Parti sıralarından yükselen seslere tepki gösteren Bakan Fidan, “Sizin için Suriye Kürtlerden, Kürtler de PKK'dan ibaret. Suriye'nin tamamına bakın. Suriye'de Araplar var, Dürziler var, Kürtler var, Aleviler var, Sünniler var, birçok unsur var” ifadelerini kullandı. “SURİYE'NİN TERÖRİZMİN YUVASI OLMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ” Suriye topraklarına giren İsrail’in işgal zihniyetiyle Suriye'nin egemenliğini ve toprak bütünlüğünü hedef aldığını aktaran Fidan, “Suriye halkının barışa ve huzura yaklaştığı süreci tehlikeye sokmaktadır. Gazze'yi yerle bir eden İsrail, şimdi de Suriyeli kardeşlerimizin geleceğini tehdit ediyor. Netanyahu açıkça Golan Tepeleri'ni İsrail toprağı olarak açıklamakta beis görmemekte. Zihniyet değişmiyor. İsrail'in saldırganlığı mezalimi ve hukuksuzluğu devam ediyor. Türkiye olarak her zaman olduğu gibi Suriye'nin kardeşlerinin yanında durmaya devam ediyor. Öte yandan Suriye'nin terörizmin yuvası olmasına izin vermeyeceğiz. DEAŞ ve PKK'nın mevcut durumdan faydalanmaması için ne gerekiyorsa yapacağız. Terörizmle mücadelemizi çok boyutlu ve dinamik stratejiler geliştirerek sürdüreceğiz” diye konuştu. “2 MAYIS'TAN İTİBAREN İSRAİL'E TİCARETİMİZİ TAMAMIYLA DURDURDUK” İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına son vermesi için Türkiye’nin uluslararası toplumu harekete geçirmeye çalışırken, diğer taraftan insani yardımların seferber edildiğini aktaran Fidan, “Gazze'ye en fazla yardım gönderen ülkeyiz. Bugüne kadar 88 bin ton yardım gönderdik. İsrail'in Lübnan saldırıları sırasında da bu ülkeye en fazla yardım gönderen ülkelerden biri olduk. Filistin'e verdiğimiz desteği kötü niyetle karalamak isteyen çevrelerin iddiaları aksine, 2 Mayıs'tan itibaren İsrail'e ticaretimizi tamamıyla durdurduk. Filistin konusunda siyasi, ekonomik ve diplomatik hamlelerimizin yanı sıra hukuk yalanı da ihmal etmedik. İsrail'in uluslararası hukuk önünde sorumlu tutulması için uluslararası mekanizmaların işletilmesine gayret ediyoruz” ifadelerini kullandı. “Avrupa ülkeleriyle olan ilişkimizi yükseltmeyi hedefliyoruz” Avrupa Birliği'yle tam uyum sürecinin canlandırılmasına yönelik adımların devam ettiğini belirten Fidan, "Avrupa Birliği'nden beklentimiz de aynı yönde tutumun sergilenmesidir. Bu hususu temaslarımızda defaatli muhataplarımızın dikkatini çekmekteyiz. Avrupa ülkeleriyle olan yakın ilişkilerimizi 2025 yılında da çok boyutlu olarak yükseltmeyi hedefliyoruz. Biliyorsunuz Avrupa ülkeleriyle çok dengeli, iyi işleyen bir ticaret dengemiz var" dedi. "KIBRIS MESELESİNDE EGEMEN EŞİTLİĞİNDEN VAZGEÇMEMİZ SÖZ KONUSU OLAMAZ" Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin silahlandırılmasının adada yeni bir silahlanma yarışını da tetikleyebileceğini kaydeden Bakan Fidan, "Milli davamız Kıbrıs meselesinde, Kıbrıs-Türk halkının egemen eşitliğinden ve eşit uluslararası statüsünden vazgeçmemiz söz konusu olamaz. Birleşmiş Milletler başta olmak üzere tüm platformlarda bu hususu uygulamaktayız. Diğer yandan, Ege ve Doğu Akdeniz'deki hak ve çıkarlarımızı hem sahada hem de masada kararlılıkla koruyoruz. Balkanlarda ülkemiz, tüm bölge ülkeleriyle yakın ilişkilere sahip, etkin bir aktör olmaya devam edecektir. Soydaş ve akraba topluluklarımızın hak ve menfaatlerini korunması için yoğun çaba harcıyoruz. Bölgedeki tüm kesimlerle açık ve samimi bir diyalogu tesis ediyoruz" diye konuştu. “MUHTEMEL TEHDİTLER KARŞISINDA SAVUNMA İŞBİRLİKLERİMİZİ GELİŞTİRMEYE ÖNEM VERDİK” Bakan Fidan, muhtemel tehditler karşısında savunmaya yönelik iş birliklerinin geliştirilmesine önem verdiklerini belirterek, "Ülkemiz ittifaka sunduğu kabiliyetleri ve kapasitesiyle müttefiklik ruhu doğrultusunda NATO'ya güçlü desteğini sürdürmektedir. Temmuz ayında düzenlenen NATO Zirvesi'nde terörizmle mücadelede NATO'nun rolünün güçlendirilmesi ve müttefikler arasında savunma sanayi ticaretindeki kısıtlamaların kaldırılmasında mutabık kalınması ülkemizin yoğun ilişkilerinin neticesinde olmuştur. 2025'te NATO Dışişleri Bakanları Gayriresmi Toplantısı'na ve 2025'ten sonraki NATO Zirvesi'ne ev sahipliği yapacak olmamız ittifaka verdiğimiz önemin göstergesidir. Amerika ile stratejik mekanizma temelinde terörle mücadele eden enerjiye, ticaretten savunma sanayiine, birçok konuda istişarelerde bulunmaya devam edilmiştir" ifadelerini kullandı. Fidan, ayrıca yeni Amerika yönetimiyle de yapıcı ilişkilerin sürdürülmesinde kararlı olduklarını belirtti. Fidan, sözlerine son verirken, 2025 yılı merkezi yönetim bütçe kanun teklifinde, Dışişleri Bakanlığına 39 milyar ödenek tahsis edilmesinin öngörüldüğünü dile getirerek, "Buna ilaveten 6.1 milyar TL'si Ulusal Ajans ve AB programlarına katılım olmak üzere, Türk Akreditasyonu Kurumu için ise 394 milyon TL'lik bütçe teklifi de onayınıza sunulmuş durumda" diye konuştu. “ULUSLARARASI TOPLUM TÜRKİYE’NİN ORTAYA KOYDUĞU VİZYONU DESTEKLEMEYE DEVAM EDECEK” Genel Kurul’da yaptığı konuşmasının ardından milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Fidan, şunları kaydetti: “Nasıl bir Suriye politikası, diye soruldu. Bugüne kadar olduğu gibi Suriye halkının yanında olmaya devam edeceğiz. Uluslararası toplum, AB yüksek temsilcisi de BM genel sekreteri de aradı ABD’den arıyorlar. Herkesi ortak bir hedef etrafında bir araya getirmek bizim görüşümüz. Terörün olmadığı, komşularına tehdit üretmeyen, dışlayıcı bir idari yapının oluşmadığı, azınlıklara eşit davranan herkesin canı ve malından emin olduğu, ülkenin acil ekonomik ve finansal sorunlarına cevap bulan bir politika. Bu görüşleri formüle ettik. Şu ana kadar konuştuğumuz herkes bu görüşleri hayata geçirme ve desteklemekte hemfikir. Yani Şam’da oluşan yönetim bu prensiplerle hareket ettikçe uluslararası toplum Türkiye’nin ortaya koyduğu vizyonu desteklemeye devam edecek.” “BİZE SİLAH ÇEKENE DÜŞMANLIK YAPMAMIZI KÜRDOFOBİK OLARAK NİTELENDİRMENİZ GERÇEKÇİ DEĞİL” Bir milletvekilinin Türkiye’nin ‘Kürdofobik’ dış politika izlediği yönündeki iddialara yönelik Bakan Fidan, “Kürdofobik bir dış politika, dedi bir milletvekilimiz. Bunu reddediyorum. Biz bir terör örgütüne karşıyız, PKK tüm partilere karşı. Kimin Kürdofobik olduğu ortada. Bizim Erbil ile ilişkimiz ortadayken, bizim Suriye’nin meşru Kürt siyasi temsilcileriyle ilişkilerimiz ortadayken bize silah çekene düşmanlık yapmamızı Kürdofobik olarak nitelendirmeniz gerçekçi değil. Size tavsiyem artık geldiğimiz noktada 2025 yılında biraz sınıf atlamaya ihtiyacımız var. Demogojiyle bir yere gelme şansı yok. Kendi siyasi çizginize de hizmet etmek için yenileyin kendinizi” şeklinde konuştu.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Söz Bursa En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.